someone - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

someone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"someone" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
someone zm. birisi
General
someone i. mühim kimse
someone zm. kimse
someone zm. bir kimse
someone zm. önemli kimse
someone zm. şahsiyet
someone zm. biri

"someone" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
someone requiring care i. bakıma muhtaç
someone who organizes begging and exploits beggars i. dilenci iratçısı
dressing someone down i. fırça (çekmek)
someone who helps poor people i. fukaraperver
someone else i. başkası
a drag on someone i. köstek
grant the livelihood of someone i. infak
someone who believes that he is very intellectual i. entel
making someone walk i. birini yürütme
a drag on someone i. ayak bağı
someone who is on sick leave i. raporlu
making someone jump i. atlatma/zıplatma
knowing someone by sight i. göz aşinalığı
appearance of someone i. kılık kıyafet
go bad cop on someone i. kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
someone with a great deal of experience i. feleğin çemberinden geçmiş
arousing (someone´s) suspicions i. işkillendirme
(someone/something) which is a blend of the two i. ikisi ortası
(someone/something) which is a blend of the two i. ikisinin ortası
the people around someone i. etrafındaki insanlar
good opinion of someone or something i. hüsn-ü zan
deal at arm's length with someone i. bir işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi
someone with a low level of education i. eğitim düzeyi düşük (kimse)
one's value before someone else i. birisinin (birinin) gözündeki değeri
throw someone out of the house i. evden kovmak
matters of interest to someone i. birinin ilgisini çekecek/onu ilgilendiren konular
responsibility towards someone or something i. birine veya bir şeye karşı sorumluluk
someone you don't know i. tanımadığın biri
someone you don't know i. bilmediğin biri
someone you don't know i. tanımadığın birisi
someone you don't know i. bilmediğin birisi
(someone) who speaks the same language i. dildaş
someone who boiled i. haşlayan
have someone divorce i. boşatmak
bowl someone over f. birini şaşkına çevirmek
keep someone at a distance f. birine soğuk davranmak
throw someone a smile f. birine tebessüm etmek
expect someone to understand f. anlayışına sığınmak
lump someone together with f. birini bir gruptan saymak
hang someone in effigy f. protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını asmak
keep someone guessing f. birini doğru dürüst haberdar etmemek
show someone in f. birini içeriye buyur etmek
bring someone to justice f. adalete teslim etmek
starve someone to death f. açlıktan öldürmek
put someone to sleep f. birine uyku vermek
put someone down f. indirmek (birini)
set someone right f. birini düzeltmek
bring someone to her knees f. birini yola getirmek
lead someone astray f. birini kötü yola saptırmak
take someone in f. birini tutuklamak
be angry with someone f. birine gücenmiş olmak
whirl someone away f. birini kapıp hızla götürmek
take a chance on someone f. birisine şans vermek
lump someone together with f. birini başkalarıyla aynı kefeye koymak
send someone to his/her glory f. birini öldürmek
set someone at ease f. birini rahatlatmak
give someone pause f. birini düşündürmek
give someone a fright f. birini korkutmak
pay someone off f. birine rüşvet vermek
hoot someone down f. birini yuhalayarak susturmak
send someone packing f. pılısını pırtısını toplatıp birini defetmek
put someone up f. birini misafir etmek
leave someone to one’s fate f. kendi kaderine bırakmak
go to bat for someone f. zor durumdaki birine yardım etmek
win someone over f. birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
visit someone casually f. istendiği zaman ziyaret etmek
tire someone out f. birini çok yormak
patch someone up f. birinin yaralarını tedavi etmek
take over for someone f. birinin yerine bakmak
hang up on someone f. telefonu yüzüne kapatmak
see someone off f. birini geçirmek
stone someone to death f. birini recmetmek
take someone in f. kapsamak (birini)
keep someone at arm's length f. biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak
fasten the blame on someone f. suçu birine yüklemek
give someone a piece of one's mind f. birine verip veriştirmek
press someone for something f. bir şey için birini sıkıştırmak
hustle someone off to f. birini apar topar bir yere götürmek
give someone the glad eye f. birine pas vermek
get someone drool f. ağzını sulandırmak
wait up for someone f. yatmayıp birini beklemek
deflect someone from his purpose f. birini amacından çevirmek
inquire after someone f. birini sormak
plague someone with f. belirli bir şey yaparak birini sürekli rahatsız etmek
vest someone with authority f. açık çek vermek
shut someone up in f. birini bir yere kapatmak
take someone in f. birini içeriye götürmek
give someone a bath f. birini yıkamak
warm to someone f. yakınlık beslemek
write someone off f. birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek
bring someone to her knees f. birine boyun eğdirmek
put someone off f. başından savmak
pay someone off f. birine maaşını verip işine son vermek
shoot someone a question f. birine soru soruvermek
look daggers at someone f. birine öfke ile bakmak
press someone into service f. birini işe koşmak
lay someone to rest f. cenazeyi toprağa vermek
have an advantage over someone f. başkasına göre avantajlı bir durumda olmak
let someone have it f. birine dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
push something on someone f. bir şeyi birine zorla kabul ettirmek
ground someone in f. birine bir konunun temel ilkelerini öğretmek
hang up on someone f. telefonu suratına kapatmak
welcome someone with open arms f. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
put someone down for f. kaydetmek (okul/üniversite vb'ne)
prod someone into action f. birini harekete geçirmek
give someone a ride f. (at,araba v.b. ile) götürmek
make someone a curtsy f. birine reverans yapmak
bring someone in on f. birinin bir işe katılmasını sağlamak
press something on someone f. birine bir şeyi ısrarla kabul ettirmeye çalışmak
make someone relax f. birini ferahlatmak
put someone to shame f. birini rezil etmek
stop someone from f. birini vazgeçirmek
call someone back f. kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek
lump someone together with f. birini başkalarıyla aynı tutmak
show someone out f. birini kapıya kadar uğurlamak
see someone off f. birini uğurlamak
make someone thirsty f. birini susatmak
take someone for granted f. birinin varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek
pay someone a visit f. birini ziyaret etmek
ask someone to relieve from a job f. affını istemek
catch someone napping f. birini gafil avlamak
show someone around f. birini gezdirmek
make someone see reason f. birinin aklını başına getirmek
through with someone f. bir ilişkiye son vermek
parted with someone f. ayrılmak
give someone a start f. arabasının motorunu çalıştırmak
warm towards someone f. yakınlık beslemek
take someone down a peg f. bir kimseyi küçük düşürmek
regard someone as mad f. deli yerine koymak
show someone up f. birinin foyasını ortaya çıkarmak
tell something to someone straight f. birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek
swear someone in f. birine ant içirerek bir makama geçirmek
set someone up f. birine tuzak kurmak
love someone to bits f. çok hoşlanmak
whirl someone off f. birini kapıp hızla götürmek
expect someone to understand f. anlayışına güvenmek
have something in common with someone f. biriyle ortak bir özellik taşımak
be beneath someone f. birine yakışmamak
lead someone by the nose f. birinin yuları elinde olmak
chat someone up f. ayarlamak
ingratiate oneself with someone f. birinin gözüne girmek
hold view of someone f. biri hakkında görüş sahibi olmak
transfer one's call to someone f. telefonu bağlamak (birisine)
credit someone with f. sevilmeyen birinde olumlu bir niteliğin olduğunu kabul etmek
set someone an example f. birine örnek olmak
have a crush on someone f. birisine aşık olmak
give someone no quarter f. birine aman vermemek
spur someone on f. birini teşvik etmek
treat someone with great respect f. baş tacı etmek
set someone back f. bir oyuncuya puan kaybettirmek
endear oneself to someone f. kendini birine sevdirmek
keep someone at arm's length f. birinin samimi olmasına izin vermemek
tie someone up f. birini iple bağlayarak etkisiz hale getirmek
drive someone suicide f. intihara sürüklemek
call someone a name for short f. birine kısaca (lakap vb) demek
operate on someone f. birini ameliyat etmek
murder someone f. adam öldürmek
set someone to work f. birini işe koşmak
sweep someone off one's feet f. tamamen ikna etmek
give someone the third degree f. birini sıkı bir sorguya çekmek
infiltrate someone into f. birini bir yere sızdırmak
make a bad impression on someone f. kötü bir izlenim bırakmak
set someone right about f. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
drive someone out of his mind f. çileden çıkarmak
take someone by surprise f. birini gafil avlamak
abandon someone to one’s fate f. kendi kaderine bırakmak
make someone sick f. birinin midesini bulandırmak
be beneath someone f. birinin tenezzül etmeyeceği bir şey olmak
pretend not to know someone f. tanımamazlıktan gelmek
drive someone wild f. birini çılgına çevirmek
prejudice someone against f. aleyhine çevirmek
burn someone in effigy f. protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını yakmak
talk someone into something f. birini bir şeyi yapmaya ikna etmek
wait on someone hand and foot f. varını yoğunu vermek (bir başkası için)
whirl someone off f. birini götürüvermek
put someone in a flutter f. birini heyecana düşürmek
give someone a free hand f. birine geniş yetki vermek
do something unbeknown to someone f. birinin haberi olmadan bir şey yapmak
leave someone short f. birini bir şeyden yoksun bırakmak
play someone false f. birini aldatmak
set someone up on a throne f. birini bir tahta geçirmek
make a good impression on someone f. iyi bir izlenim bırakmak
bowl someone over f. birini şaşırtmak
strap someone down f. birini kayışla bağlamak
set someone on a pedestal f. birine fazla değer vermek
give someone a song and dance f. ipe un sermek
starve someone out f. birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak
be vexed with someone f. birine kızmak
skip over someone f. birisini tercih etmemek
put someone to sleep f. birini uyutmak
praise someone to the skies f. birini aşırı derecede övmek
take someone off f. indirmek (birisini) (biryerden)
stand someone up f. randevuya gelmeyerek birini boşuna bekletmek
jolly someone along f. birini tatlı sözlerle teşvik etmek
start someone in business f. birinin iş hayatına atılmasına yardım etmek
bring someone to reason f. birinin aklını başına getirmek
put someone on the shelf f. birini emekliye ayırmak
cheer someone on f. neşelendirmek
prohibit someone from f. birini menetmek (bir şey yapmaktan)
restrain someone from f. birinin bir şey yapmasını engellemek
throw someone off balance f. birinin dengesini kaybetmesine sebep olmak
restrain someone from f. birini bir şey yapmaktan alıkoymak
cheer someone up f. birini neşelendirmek
vote someone out f. birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak
show someone the door f. birini kovmak
lend someone a helping hand f. birine yardım elini uzatmak
cut someone short f. birinin lafını kesmek
not to lay a finger on someone f. kılına dokunmamak
present someone with a problem f. birini bir problemle karşı karşıya bırakmak
cut someone down f. birini öldürmek
occur to someone f. birinin aklına gelmek
give someone a spanking f. birinin kıçına şaplak atmak
prime someone about f. birine bir şey hakkında bilgi vermek
bowl someone over f. birini yere devirmek
put someone under arrest f. birini tutuklamak
bore someone to death f. birinin canını çok sıkmak
pepper someone with buckshot f. birinin üzerine kurşun yağdırmak
bring someone to his knees f. birine boyun eğdirmek
buoy someone up f. birini neşelendirmek
give (someone) a chance (to do something) f. meydan vermek
put someone down for f. birinin adının yanına yazmak (bir listede)
set someone down f. birini bir yere indirmek
lull someone to sleep f. birini ninni söyleyerek uyutmak
give someone credit for f. bir şeyden dolayı birini takdir etmek
promise someone the moon f. birine olmayacak vaatlerde bulunmak
keep someone at arm's length f. birini pek yaklaştırmamak
see someone off f. birini yolcu etmek
argue someone into something f. tartışarak birini bir şey yapmaya ikna etmek
plump someone into f. birini pat diye (bir yere) oturtuvermek
give someone a start in life f. birinin hayata atılmasını sağlamak
take someone unawares f. birini gafil avlamak
keep someone advised of f. birini bir konuda bilgilendirmek
lead someone a dance f. birini çok zahmete sokmak
fag someone out f. birinin turşusunu çıkarmak
push someone out f. safdışı etmek (birini)
pepper someone with questions f. birini soru yağmuruna tutmak
place something out of someone 's reach f. bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
pull someone over f. birini kendine doğru çekerek yere yıkmak
ring someone up f. birine telefon etmek
show someone in f. birini buyur etmek
tag someone with f. birinin üstüne atmak
give someone a blank check f. açık çek vermek
make room for someone f. biri için yer açmak
set someone right f. birinin yanlış bilgisini düzeltmek
take someone at her word f. birine inanmak
give someone a raw deal f. birine haksızlık etmek
lock someone out of f. kapıyı kilitleyerek birinin bir yere girmesini engellemek
work unfavorably of someone f. aleyhine çalışmak
win someone round f. birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
pay someone back f. birine olan borcu ödemek
break away with someone f. ipleri koparmak
stamp someone as f. bir şey birinin belirli bir gruba ait olduğunu göstermek
love someone to death f. ölümüne sevmek
bail someone out f. birine kefalet ederek tahliyesini sağlamak
hustle someone out of f. birini apar topar bir yerden çıkarmak
call someone names f. köpek gibi kötü sözler söylemek
swear someone in f. birine ant içirmek
take someone serious f. birisini ciddeye almak
take someone to task f. birisini eleştirmek
jolly someone out of f. tatlı sözlerle birini bir şeyden vazgeçirmek
flush someone out f. birini saklandığı yerden çıkarmak
sober someone up f. birini ayıltmak
wave someone aside f. birine eliyle kenara geç demek
provide for someone f. eksikliğini gidermek
put someone off f. başından atmak
make someone turn in his grave f. mezarında birinin kemiklerini sızlatmak
induct someone into the army f. birini askere almak
win someone over f. birini ikna ederek desteğini sağlamak
play a joke on someone f. birine oyun oynamak
ingratiate oneself with someone f. birinin gözüne girmeye çalışmak
settle someone down f. birini yola getirmek
press someone into service f. birini seferber etmek
rake someone over the coals f. birini haşlamak
give someone the creeps f. birinin tüylerini ürpertmek
give someone the cold shoulder f. birine soğuk davranmak
lead someone a merry chase f. birini çok zahmete sokmak
put someone to the test f. birini zora koşmak
wish someone luck f. başarılar dilemek
take someone home f. arkadaşını eve bırakmak
jolly someone into f. tatlı sözlerle birini bir şeye ikna etmek
marry someone f. başgöz olmak
get someone wrong f. yanlış anlamak (birini)
get someone out of the way f. etkisiz hale getirmek
give someone a cold welcome f. birini soğuk karşılamak
not to give someone the time of day f. muhatap olmamak
give someone carte blanche f. açık çek vermek
advertise for someone f. ilan aracılığıyla eleman aramak
give someone a start f. birini irkiltmek
induct someone into f. resmen üyesi yapmak (birini) (bir kuruma vb)
dig (at someone) f. taş atmak
place someone under arrest f. birini tutuklamak
gun someone down f. birini ateşli silahla vurmak
bring someone to his knees f. birine diz çöktürmek
take someone aback f. birini çok şaşırtmak
tuck someone in f. gece uykusuna yatırılan çocuğun üstünü örtmek
take someone to one side f. birini bir yana çekmek
put someone on f. birini görevlendirmek
drive someone wild f. birini çok kızdırmak
put someone to death f. birini idam etmek
do someone justice f. birinin hakkını vermek
bundle someone off f. birini apar topar göndermek
strap someone in f. birini kayışla bağlamak
bludgeon someone into doing something f. birini bir şey yapmaya zorlamak
hiss someone off the stage f. birini ıslıklayarak sahneden kovmak
cut someone off f. birinin yolunu kesmek
book someone into a hotel f. biri için otelde rezervasyon yapmak
wrench something away from someone f. bir şeyi birinden zorla çekip almak
saddle someone with a task f. birine zor bir iş yüklemek
bring someone to justice f. yargılanmak üzere birini mahkemenin önüne çıkartmak
sweep someone off one's feet f. ayaklarını yerden kesmek
call someone back f. birini geri çağırmak
keep someone in suspense f. merakta bırakmak
leave someone in the lurch f. birini yarı yolda bırakmak
kick someone out f. birini işten çıkarmak
give someone an evil eye f. kötü gözle bakmak
wave someone away f. el sallayarak birine git demek
smoke someone out f. içinde bulunduğu yeri dumanla doldurarak dışarı çıkarmak
prejudice someone against f. birine karşı olumsuz fikirler aşılamak
give someone a scare f. birini korkutmak
get someone out of the way f. birini devredışı etmek
start someone in as f. birini belirli bir işte çalışmaya başlatmak
pay someone back f. intikam almak (kötülük yapan birinden)
take someone by storm f. belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak
leave someone holding the bag f. üzerine yıkmak
keep someone waiting f. birini bekletmek
cut someone up f. yok etmek
lead someone a merry chase f. birini çok uğraştırmak
look someone in the face f. birinin yüzüne bakmak
lock someone out f. kapıyı kilitleyerek birini dışarıda bırakmak
live on someone else f. haraç yemek
strike someone down f. birini yere yıkmak
watch someone with eagle eye f. birisini son derece dikkatli bir biçimde izlemek
number someone among f. birini (bir şeyden) saymak
boss someone around f. birine karşı amirane davranmak
tag someone as f. birine (birşeyin) damgası vurmak
make things lively for someone f. birinin başına iş açmak
give someone a round of applause f. birini alkışlamak
strip someone of f. birinden bir şeyi almak
whip someone away f. birini götürüvermek
be disappointed in someone f. biri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak
pay someone off f. birine ücretini verip işine son vermek
stone someone to death f. taşlayarak öldürmek
give someone the glad eye f. birine davetkar bir bakış yöneltmek
stand someone a drink f. birisine içki ısmarlamak
psych someone up for f. psikolojikman hazırlamak (birisini)
toss someone for something f. bir şeyi kazanmak için biriyle yazı tura atmak
kidnap someone f. adam kaldırmak
let someone down gently f. birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak
bring out the best in someone f. birinin içindeki cevheri çıkarmak
pay someone a compliment f. birine iltifat etmek
hold someone in one's arms f. birini kucağında tutmak
lumber someone with f. birine tatsız bir iş yüklemek
lash someone into a fury f. birini galeyana getirmek
laugh someone down f. gülerek birini susturmak
sweep someone off one's feet f. kendine aşık etmek
deflect someone from her purpose f. birini amacından çevirmek
hold someone at bay f. birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek
strike someone a blow f. birine bir yumruk indirmek
put someone to bed f. birini yatırmak
take someone at his word f. birine inanmak
keep someone away f. birini uzak tutmak
reduce someone to silence f. birinin sesini kestirmek
wave someone on f. el sallayarak birine geç demek
be answerable to someone f. birine karşı sorumlu olmak
give someone credit for f. hakkını vermek
cut someone to the quick f. birini acı sözlerle derinden yaralamak
keep someone company f. birine refakat etmek
make an example of someone f. birini ibret olsun diye cezalandırmak
give someone his due f. birine haksızlık etmemek
make someone sick f. birini hasta etmek
strip someone of f. birini bir şeyden mahrum etmek
whirl someone off f. birini hızla götürmek
shake someone off f. birinden kurtulmak
hold someone at bay f. birini sindirmek
give someone their just deserts f. hadlerini bildirmek
love someone to bits f. çok sevmek
call someone up f. birini askere çağırmak
make someone a proposition f. birine bir teklifte bulunmak
make amends to someone for something f. birinden bir şey için özür dilemek
speak about someone f. kulağını çınlatmak
wheedle someone into f. dil dökerek birini bir şey yapmaya ikna etmek
speak unfavorably of (someone) f. aleyhte konuşmak
take someone by surprise f. birini çok şaşırtmak
suffer the death of someone f. acısını görmek
strike someone down f. birini öldürmek
plunge someone into deep sadness f. yüreğine indirmek
pull someone over f. birini yolun kenarına çekmek (polis arabayı sürmekte olan)
have a word with someone f. biriyle konuşmak
give someone a hand f. birine yardım etmek
cut someone off f. birine miras olarak hiç para bırakmamak
catch someone in the act f. birini suçüstü yakalamak
tag someone as f. birine belirli bir damga vurmak
argue someone out of something f. tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
be over someone f. birinin amiri olmak
press someone for something f. ısrarla birinden bir şey istemek
play a joke on someone f. birine şaka yapmak
not to allow anybody to speak ill of someone f. toz kondurmamak
put someone off f. vazgeçirmek (birini) (bir şey yapmaktan)
put someone through his paces f. bir kimsenin yeteneğini denemek
work under someone f. birinin altında çalışmak
shoot someone down f. birine ateş edip öldürmek
cause someone to sin f. birini günaha sokmak
put someone on a pedestal f. birine adeta tapınmak
take someone in f. birini içeriye almak
make someone feel cheerful f. neşelendirmek
take someone in f. barındırmak
subscribe someone to f. abone yapmak
bother someone f. parazit yapmak
head someone off f. birinin ilerlemesini engellemek
set someone on a pedestal f. birine adeta tapınmak
lavish gifts on someone f. birine bol bol hediye vermek
look on someone as mad f. deli yerine koymak
watch someone with an eagle eye f. birisini son derece dikkatli bir gözle incelemek
make someone less fearful f. daha az korkmasını sağlamak
let someone down f. hüsrana uğratmak
marry someone f. varmak (birine)
set someone back f. birini (belirli bir zaman için) geciktirmek
take someone off f. götürmek
give someone a lift f. birini arabasına almak
provide someone with f. eksikliğini gidermek
lead someone a dance f. birini çok yormak
invite someone in f. birini içeriye davet etmek
put someone through her paces f. bir kimsenin yeteneğini denemek
pay someone a call f. birini ziyaret etmek
boss someone around f. birine emir yağdırmak
take someone in f. birini ihtiva etmek
push someone out f. bertaraf etmek (birini)
bring someone to f. birini ayıltmak
take someone in f. aldatmak (birini)
give someone a hand f. birini alkışlamak
ply someone with liquor f. birine durmadan içki içirmek
jump on someone f. birini terslemek
go someone one better f. birini geçmek
put someone to shame f. birini gölgede bırakmak
settle up with someone f. birine karşı olan borcu ödemek
put someone off f. bahanelerle atlatmak
go back on someone f. birine ihanet etmek
do someone an injustice f. birine haksızlık etmek
kick someone out f. birini kapı dışarı etmek
see (someone/something) in one's dream f. rüyasına girmek
miss someone bad f. birini aşırı özlemek
let someone have it f. birini haşlamak
give someone rope f. birini serbest bırakmak
go in with someone on f. bir şeyde biriyle ortak olmak
put someone on a diet f. birini perhize sokmak
not to let someone out of sight f. gözünden hiç kaçırmamak
give someone the shirt off one's back f. çok cömert olmak
put someone down as f. birinin (bir başkası) olduğunu zannetmek
be on bad terms (with someone) f. araları bozulmak
warm to someone f. yakınlık duymak
put someone down for f. kaydettirmek (okul/üniversite vb'ne)
bring someone word of f. hakkında birine haber getirmek
leave someone in the lurch f. birini yüzüstü bırakmak
give someone to understand something f. birine bir şeyi ima etmek
give someone a ring f. birine telefon etmek
fire someone with enthusiasm for f. bir iş için birini şevke getirmek
reimburse someone for f. birine yaptığı masrafları ödemek
show someone up f. birini utandırmak
set someone in motion f. birini harekete geçirmek
put someone down f. yere koymak (birini)
show someone the door f. birine kapıyı göstermek
catch someone napping f. birini hazırlıksız yakalamak
take someone off f. bir yere götürmek
remind (someone) of f. çağrıştırmak
give someone the pip f. birinin canını sıkmak
go against someone f. aleyhinde olmak
give someone a shampoo f. birinin saçını şampuanla yıkamak
put someone out to pasture f. birini emekliye ayırmak
pay someone back f. hakkından gelmek (kötülük yapan birinin)
place something out of someone 's reach f. bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
press someone to f. birinin bir şey yapması için ısrar etmek
pattern oneself on someone f. birini örnek almak
leave someone out in the cold f. birine hiç haber vermemek
disclose a secret of someone f. ipliğini pazara çıkarmak
win someone round f. birini ikna ederek desteğini sağlamak
lead someone a dog’s life f. hayatını zindan etmek
settle someone down f. birini uslandırmak
keep someone advised of f. haberdar etmek
read someone to sleep f. kitap okuyarak birini uyutmak
set someone at large f. bir mahpusu serbest bırakmak
put someone wise f. birine bir şeyi çaktırmak
vote someone in f. birine oy vererek göreve getirmek
show someone in f. birini içeri almak
head someone off f. birinin yolunu kesmek
lock someone up f. birini tımarhaneye kapatmak
have one's photo taken with someone (a celebrity etc) f. resim çekilmek
show someone the door f. birini kapı dışarı etmek
bring someone to her knees f. birine diz çöktürmek
leave someone out in the cold f. birine hiçbir şey vermemek
invite someone in f. birini buyur etmek
call someone up f. birine telefon etmek
lead someone a merry chase f. birini çok yormak
take someone in f. dolandırmak (birini)
put someone on the shelf f. birini kızağa çekmek
do someone good f. birine iyi gelmek
throw someone out of work f. birinin işsiz kalmasına sebep olmak
ask after someone f. birinin sağlığını sormak
stop someone from f. engellemek (birinin) (bir şey yapmasını)
leave someone some leeway f. açık kapı bırakmak
lull someone into a false sense of security f. birine sahte bir güven duygusu vermek