the pick up

"the pick up" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 165 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	pick up f.	toplamak
They are left to pick up the pieces, so they need help. Parçaları toplamak onlara kalıyor, bu yüzden yardıma ihtiyaçları var. More Sentences
General
2	Genel	pick up f.	telefonu açmak
I pick up the phone, and I hear this very familiar voice. Telefonu açtım ve çok tanıdık bir ses duydum. More Sentences
3	Genel	pick up f.	gelişmek
Recently, there have been signs that the economy is picking up steam. Son zamanlarda, ekonominin hızla geliştiğine dair sinyaller bulunmaktadır. More Sentences
4	Genel	pick up f.	toparlamak
I helped Tom pick up his stuff. Tom'un eşyalarını toparlamasına yardım ettim. More Sentences
5	Genel	pick up f.	toparlanmak
After a slow summer season, business began to pick up. Yavaş geçen yaz sezonunun ardından işler toparlanmaya başladı. More Sentences
6	Genel	pick up f.	kaldırmak
Tom picked up the hat and put it on. Tom şapkayı kaldırıp taktı. More Sentences
7	Genel	pick up f.	almak
We are now also to have a monitoring unit for picking up signals if something goes wrong. Artık bir şeyler ters gittiğinde sinyal almak için bir izleme birimimiz de olacak. More Sentences
8	Genel	pick up f.	ilerlemek
After a slow summer season, business began to pick up. Yavaş bir yaz sezonundan sonra iş ilerlemeye başladı. More Sentences
9	Genel	pick up f.	kapmak (yer)
Where did you pick up your Italian? İtalyancayı nereden kaptın? More Sentences
10	Genel	pick up f.	kız tavlamak
Tom and John went to the bar last night to pick up some girls. Tom ve John dün gece birkaç kız tavlamak için bara gittiler. More Sentences
11	Genel	pick up f.	arabayla almak
If you go to pick up Tom, at what time will you be here, approximately? Eğer sen Tom'u arabayla almaya gidersen, yaklaşık olarak saat kaçta burada olacaksın? More Sentences
12	Genel	pick up f.	edinmek
It's easy to pick up bad habits. Kötü alışkanlıklar edinmek kolaydır. More Sentences
13	Genel	pick up f.	bulmak
Where did you pick up those old coins? O eski paraları nerede buldun? More Sentences
14	Genel	pick up f.	algılamak
The auditor picked up some anomalies in the company's accounts. Denetçi, şirketin hesaplarında bazı anormallikler algıladı. More Sentences
15	Genel	pick up f.	hızlanmak
Let's pick up the pace. Hızlanalım. More Sentences
16	Genel	pick up f.	arabasına almak
Most people won't pick up hitchhikers. Çoğu insan otostopçuları arabasına almaz. More Sentences
17	Genel	pick up f.	seçmek
You'll find a kid in it I picked up. İçinde benim seçtiğim bir çocuk bulacaksın. More Sentences
Phrasals
18	Öbek Fiiller	pick up f.	eşyalarını toplamak
Tom helped Mary pick up her stuff. Tom, Mary'nin eşyalarını toplamasına yardım etti. More Sentences
19	Öbek Fiiller	pick up f.	toplamak
By talking with adults and one another, they pick up information. Yetişkinlerle ve birbirleriyle konuşarak bilgi toplarlar. More Sentences
20	Öbek Fiiller	pick up f.	toparlamak
Where do I go after I pick up my baggage? Bagajımı toparladıktan sonra nereye gideceğim? More Sentences
21	Öbek Fiiller	pick up f.	tespit etmek
The auditor picked up some anomalies in the company's accounts. Denetçi, şirketin hesaplarında bazı anormallikler tespit etti. More Sentences
22	Öbek Fiiller	pick up f.	geliştirmek
Where did you pick up your French? Fransızcanı nerede geliştirdin? More Sentences
23	Öbek Fiiller	pick up f.	gelişmek
The economy is picking up. Ekonomi gelişiyor. More Sentences
24	Öbek Fiiller	pick up f.	düzelmek
I hope the economy picks up soon. Umarım ekonomi yakında düzelir. More Sentences
25	Öbek Fiiller	pick up f.	toparlanmak
There are signs that the economy is picking up. Ekonominin toparlandığına dair işaretler var. More Sentences
26	Öbek Fiiller	pick up f.	edinmek
You're picking up some bad habits from us. Bizden bazı kötü alışkanlıklar ediniyorsun. More Sentences
27	Öbek Fiiller	pick up f.	öğrenmek
I just want to pick up one point and be told what the Commission really thinks about it. Sadece bir noktaya değinmek ve Komisyon'un bu konuda gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum. More Sentences
28	Öbek Fiiller	pick up f.	hızını artırmak
It took you a while to pick up speed, but now you're really hitting your stride. Hızını artırman biraz zaman aldı, ama şu an tutabilene aşk olsun. More Sentences
29	Öbek Fiiller	pick up	toplamak
They started picking up stones. Onlar taş toplamaya başladılar. More Sentences
Common Usage
30	Yaygın Kullanım	pick up f.	almak (bir yere gelip/gidip birini)
31	Yaygın Kullanım	pick up f.	radyoda duymak
32	Yaygın Kullanım	pick up f.	yerden kaldırmak
General
33	Genel	pick up f.	kapmak (koltuk)
34	Genel	pick up f.	düzeltmek
35	Genel	pick up f.	kazmak
36	Genel	pick up f.	şans eseri almak
37	Genel	pick up f.	toplamak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri)
38	Genel	pick up f.	tutuklamak (polis birini)
39	Genel	pick up f.	toplamak (dağınık bir yeri)
40	Genel	pick up f.	karakola götürmek (polis birini)
41	Genel	pick up f.	ödül kazanmak
42	Genel	pick up f.	almak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri)
43	Genel	pick up f.	kavramak
44	Genel	pick up f.	tutuklamak
45	Genel	pick up f.	kaldırmak (daha aşağı bir yerde duran birini/bir şeyi)
46	Genel	pick up f.	şans eseri öğrenmek
47	Genel	pick up f.	anlamak
48	Genel	pick up f.	şans eseri edinmek
49	Genel	pick up f.	almak (radyo/televizyon istasyonunu/telsiz sinyalini)
50	Genel	pick up f.	şans eseri bulmak
51	Genel	pick up f.	iyileşmek
52	Genel	pick up f.	arabayla birini almak
53	Genel	pick up f.	şans eseri satın almak
54	Genel	pick up f.	fatura ödemek
55	Genel	pick up f.	kafası almak
56	Genel	pick up f.	başlatmak
57	Genel	pick up f.	kendini toparlamak
58	Genel	pick up f.	arabaya almak
59	Genel	pick up f.	uğrayıp almak
60	Genel	pick up f.	ortadan kaldırmak
61	Genel	pick up f.	tutup kaldırmak
62	Genel	pick up f.	hız kazanmak
63	Genel	pick up f.	dostluk kurmak
64	Genel	pick up f.	adam seçmek (oyun için)
65	Genel	pick up f.	elde etmek
66	Genel	pick up f.	suçluyu yakalamak
67	Genel	pick up f.	yine başlamak
68	Genel	pick up f.	yakalamak
69	Genel	pick up f.	(dil) kulaktan kapmak
Phrasals
70	Öbek Fiiller	pick up f.	araklamak
71	Öbek Fiiller	pick up f.	(faturayı) ödemek amacıyla almak
72	Öbek Fiiller	pick up f.	(sökülmüş dikişi) yeniden dikmek
73	Öbek Fiiller	pick up f.	iğneyi bitmiş bir ilmeğin içine sokarak (örgü veya dikişi) başlatmak
74	Öbek Fiiller	pick up f.	arabayla (birini) almak
75	Öbek Fiiller	pick up f.	suda boğulmaktan kurtarmak
76	Öbek Fiiller	pick up f.	az az kazanmak
77	Öbek Fiiller	pick up f.	gayri resmi yollardan öğrenmek
78	Öbek Fiiller	pick up f.	derleyip toplamak
79	Öbek Fiiller	pick up f.	görüntüsüne denk gelmek
80	Öbek Fiiller	pick up f.	tanık olmak
81	Öbek Fiiller	pick up f.	(sinyali) kulak ile algılamak
82	Öbek Fiiller	pick up f.	muhabbet kurmak
83	Öbek Fiiller	pick up f.	peşine düşmek
84	Öbek Fiiller	pick up f.	(oyuncu repliğine) çabucak cevap vermek
85	Öbek Fiiller	pick up f.	atletik müsabakada birlikte hareket etmek
86	Öbek Fiiller	pick up f.	eldeki malzemelerden (yemek) hazırlamak
87	Öbek Fiiller	pick up f.	şevk vermek
88	Öbek Fiiller	pick up f.	coşturmak
89	Öbek Fiiller	pick up f.	temposunu yükseltmek
90	Öbek Fiiller	pick up f.	kaldığı yerden devam etmek
91	Öbek Fiiller	pick up f.	(av köpeğini) çağırmak
92	Öbek Fiiller	pick up f.	eski hızına/gücüne kavuşmak
93	Öbek Fiiller	pick up f.	iyiye gitmek
94	Öbek Fiiller	pick up f.	(fırsatı) yakalamak
95	Öbek Fiiller	pick up f.	satın almak
96	Öbek Fiiller	pick up f.	talep etmek
97	Öbek Fiiller	pick up f.	istemek
98	Öbek Fiiller	pick up f.	geri almak
99	Öbek Fiiller	pick up f.	temizlemek
100	Öbek Fiiller	pick up f.	düzenlemek
101	Öbek Fiiller	pick up f.	organize etmek
102	Öbek Fiiller	pick up f.	yerleştirmek
103	Öbek Fiiller	pick up f.	enfeksiyon kapmak
104	Öbek Fiiller	pick up f.	arttırmak
105	Öbek Fiiller	pick up f.	yükseltmek
106	Öbek Fiiller	pick up f.	biriktirmek
107	Öbek Fiiller	pick up f.	çoğaltmak
108	Öbek Fiiller	pick up f.	saptamak
109	Öbek Fiiller	pick up f.	alıp yürümek
110	Öbek Fiiller	pick up f.	yoluna girmek
111	Öbek Fiiller	pick up f.	iyileşmek
112	Öbek Fiiller	pick up f.	birini kucağına almak
113	Öbek Fiiller	pick up f.	birini kaldırıp/kucağına alıp taşımak
114	Öbek Fiiller	pick up f.	birini kucaklayıp kaldırmak/taşımak
115	Öbek Fiiller	pick up f.	dış görünüşünü, durumunu, ruh halini iyileştirmek
116	Öbek Fiiller	pick up f.	dış görünüşünü, durumunu, ruh halini düzeltmek
117	Öbek Fiiller	pick up f.	kendine çeki düzen vermek
118	Öbek Fiiller	pick up f.	kendini toplamak
119	Öbek Fiiller	pick up f.	kendini zor/kötü durumdan çıkarmak
120	Öbek Fiiller	pick up f.	tekrar ayağa kalkmak
121	Öbek Fiiller	pick up f.	kendine gelmek
122	Öbek Fiiller	pick up f.	yolcu almak
123	Öbek Fiiller	pick up f.	yük almak
124	Öbek Fiiller	pick up f.	aracı yüklemek
125	Öbek Fiiller	pick up f.	yolcu/yük bindirmek
126	Öbek Fiiller	pick up f.	öylesine bir şey almak
127	Öbek Fiiller	pick up f.	alıvermek
128	Öbek Fiiller	pick up f.	gelişigüzel alıvermek
129	Öbek Fiiller	pick up f.	oranını yükseltmek
130	Öbek Fiiller	pick up f.	kazanmak
131	Öbek Fiiller	pick up f.	aniden çıkıp gitmeye hazırlanmak
132	Öbek Fiiller	pick up f.	pılını pırtısını toplamak
133	Öbek Fiiller	pick up f.	aceleyle gitmeye hazırlanmak
134	Öbek Fiiller	pick up f.	toparlanıvermek
135	Öbek Fiiller	pick up f.	(golfte pes ettiğini belli etmek için) oyun sırasında topu yerden almak
136	Öbek Fiiller	pick up f.	ücretli olarak kabul etmek
137	Öbek Fiiller	pick up f.	ücretini ödemek
138	Öbek Fiiller	pick up f.	ödemeyi kabul etmek
139	Öbek Fiiller	pick up f.	(şişi ilmeğe yerleştirerek) örgüye başlamak
140	Öbek Fiiller	pick up f.	savunma pozisyonu almak
141	Öbek Fiiller	pick up f.	(takım arkadaşının) koruması için hareket etmek
142	Öbek Fiiller	pick up f.	(elde bulunan veya pişirilmiş ürünlerden) yemek yapmak
143	Öbek Fiiller	pick up f.	yemek hazırlamak
144	Öbek Fiiller	pick up f.	(av hayvanını) geri çağırmak
145	Öbek Fiiller	pick up	suçluyu yakalamak
146	Öbek Fiiller	pick up	tutmak
147	Öbek Fiiller	pick up	toparlamak
148	Öbek Fiiller	pick up	enselemek
149	Öbek Fiiller	pick up	kendine gelmek
150	Öbek Fiiller	pick up	yerden almak
Idioms
151	Deyim	pick up f.	arabaya almak
152	Deyim	pick up f.	canlılığını kazanmak
153	Deyim	pick up f.	çabucak sıkı fıkı olmak
154	Deyim	pick up	(cinsel ilişki için) arkadaş bulmak
155	Deyim	pick up	yatak arkadaşı bulmak
156	Deyim	pick up	yakınlaşmak
157	Deyim	pick up	kulaktan dolma öğrenmek
158	Deyim	pick up	üzerinde fazla çalışmadan öğrenmek
159	Deyim	pick up	kulaktan öğrenmek
160	Deyim	pick up	pratik yaparak öğrenmek
161	Deyim	pick up	iyileşmek
162	Deyim	pick up	toparlamak
163	Deyim	pick up	iyi olmak
164	Deyim	pick up	sağlığı düzelmek
165	Deyim	pick up	kendini toparlamak

"the pick up" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	pick up the receiver f.	ahizeyi kaldırmak
2	Genel	pick up the scene of f.	kokusunu almak
3	Genel	pick up the tab (for something) f.	ödemek
4	Genel	pick up the tab f.	ödemek
5	Genel	pick up the tab for f.	parasını ödemek
6	Genel	pick up from the hotel f.	otelden almak
7	Genel	pick up the phone f.	telefonu açmak
8	Genel	pick up the empties f.	(masanın) boşlarını almak
9	Genel	pick up the empties f.	boşları almak
10	Genel	pick up the phone f.	telefona cevap vermek
11	Genel	pick up the cost f.	faturası birine çıkmak
12	Genel	pick up the empties f.	boşları toplamak
13	Genel	pick up someone from the airport f.	birini havaalanından almak
14	Genel	pick up the heat signals f.	sıcaklık sinyallerini toplamak
15	Genel	pick up the deceased from the hospital f.	merhumu hastaneden almak
16	Genel	pick someone up from the airport f.	birini havaalanından almak
17	Genel	pick (it) up on the first ring f.	ilk çaldırışta telefonu açmak
18	Genel	pick (it) up on the first ring f.	ilk çaldırışta telefona cevap vermek
19	Genel	pick (it) up on the first ring f.	ilk çaldırışta telefona bakmak
20	Genel	(the snow) to pick up f.	kar toplamak
Colloquial
21	Konuşma Dili	pick up the tab f.	hesabı çekmek
22	Konuşma Dili	pick up the pace expr.	hızlanın
Idioms
23	Deyim	pick up the slack f.	boşluğunu doldurmak
24	Deyim	pick up the bill f.	bedelini ödemek (genellikle sorumlu olmadığı bir şeyin)
25	Deyim	pick up the ball and run with it f.	bir fikri veya planı alıp geliştirmek
26	Deyim	pick up the slack f.	birinin yarım bıraktığı işi devam ettirmek
27	Deyim	pick up the slack f.	boşluğu doldurmak
28	Deyim	pick up the pace f.	hızlanmak
29	Deyim	pick up the bill f.	hesabı çekmek
30	Deyim	pick up the tab f.	hesabı ödemek
31	Deyim	pick up the pieces f.	eski durumuna gelmeye çalışmak
32	Deyim	pick up the bill f.	hesabı ödemek
33	Deyim	pick up the tab (for something) f.	hesabı ödemek
34	Deyim	pick up the check f.	hesabı ödemek
35	Deyim	pick up the trail f.	izini bulmak
36	Deyim	pick up the pieces f.	işleri düzene sokmak
37	Deyim	pick up the pieces f.	kendine gelmek
38	Deyim	pick up the check f.	ödeme yapmak
39	Deyim	pick up the tab f.	ödeme yapmak
40	Deyim	pick up the bill f.	masrafı çekmek
41	Deyim	pick up the tab f.	parayı çekmek
42	Deyim	pick up the pace f.	tempoyu artırmak
43	Deyim	pick up the pace f.	tempoyu arttırmak
44	Deyim	pick up the threads of something f.	(özellikle ciddi sorunlardan sonra) tekrar/yeniden başlamak
45	Deyim	pick up the slack f.	(görev anlamında) birinin yerine geçmek
46	Deyim	pick up the pieces f.	yaşanılan sorunun etkilerini yok etmeye çalışmak
47	Deyim	pick up the pieces f.	(bir afetten vb sonra) yaralarını sarmak
48	Deyim	pick up the gauntlet f.	kolları sıvamak
49	Deyim	pick up the gauntlet f.	kavgaya girmek
50	Deyim	pick up the gauntlet f.	tartışmaya girmek
51	Deyim	pick up the gauntlet f.	karşı meydan okumak
52	Deyim	pick up the gauntlet f.	meydan okumaya karşılık vermek
53	Deyim	pick up the gauntlet f.	meydan okumayı kabul etmek
54	Deyim	pick up the hint f.	anlamak
55	Deyim	pick up the hint f.	çakmak
56	Deyim	pick up the hint f.	fark etmek
57	Deyim	pick up the hint f.	farkına varmak
58	Deyim	pick up the threads f.	ara verdikten sonra tekrar başlamak
59	Deyim	pick up the threads f.	yeniden başlamak
60	Deyim	pick up the threads f.	kaldığı yerden devam etmek
61	Deyim	pick up the threads f.	bıraktığı yerden devam etmek
62	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar başlamak
63	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeye) yeniden başlamak
64	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek
65	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeye) bıraktığı yerden devam etmek
66	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeyi) toparlamaya çalışmak
67	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeyi) normale döndürmeye çalışmak
68	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeyi) eski haline getirmeye çalışmak
69	Deyim	pick up the threads (of something) f.	(bir şeyin) parçalarını bir araya getirmeye çalışmak
Speaking
70	Konuşma	I'll pick you up at the airport expr.	seni havaalanından alırım
71	Konuşma	pick up the phone expr.	telefonu aç