call upon - Türkisch Englisch Wörterbuch

call upon

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "call upon" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
call upon v. başvurmak
Both women and men can now call upon the law in avoiding sexual harassment.
Hem kadınlar hem de erkekler artık cinsel tacizden kaçınmak için hukuka başvurabilirler.

More Sentences
call upon v. istemek
It is being called upon once again to show the leadership that it displayed in reinvigorating the Kyoto Protocol.
Kyoto Protokolü'nün yeniden canlandırılmasında gösterdiği liderliği bir kez daha göstermesi isteniyor.

More Sentences
Phrasals
call upon v. çağrısında bulunmak
The reports quite rightly call upon the candidate countries to adopt more rigorous anti-corruption measures.
Raporlar haklı olarak aday ülkelere daha sıkı yolsuzlukla mücadele tedbirleri benimsemeleri çağrısında bulunuyor.

More Sentences
call upon v. (desteklemeye/geliştirmeye) çağırmak
I call upon you, ladies and gentlemen, to support these efforts.
Bayanlar ve baylar, sizleri bu çabaları desteklemeye çağırıyorum.

More Sentences
Politics
call upon v. istemek
At the moment, Europe, in particular, is being called upon to do this.
Şu anda özellikle Avrupa'dan bunu yapması isteniyor.

More Sentences
General
call upon v. ziyaret etmek
call upon v. hatırlatmak
call upon v. uğramak
call upon v. ziyarette bulunmak
Phrasals
call upon v. niyaz etmek
call upon v. faydalanmak
call upon v. istifade etmek
call upon v. kullanmak
call upon v. yararlanmak
Trade/Economic
call upon v. ödenmesini talep etmek
Politics
call upon v. rica etmek

Bedeutungen, die der Begriff "call upon" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 22 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
call down curses upon somebody v. ah etmek
call upon someone to speak v. birisine söz vermek
Phrasals
call upon someone (to do something) v. (birini bir şey yapmaya) çağırmak
call upon someone (to do something) v. (birini bir şey yapmaya) davet etmek
call upon someone (to do something) v. (birinin bir şey yapmasını) istemek
call upon someone (to do something) v. (birini bir şey yapması için) seçmek
call upon someone v. birini ziyaret etmek
call upon someone v. birine uğramak
call upon someone v. birine söz vermek
call upon someone v. cevap vermesi için birini seçmek/kaldırmak
call upon (someone) v. (birini bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek
call upon (someone) v. (birine) söz vermek
call upon (someone) v. (birinden bir şey yapmasını) istemek/rica etmek
call upon (someone) v. (birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
call upon (someone) v. (birine bir şey yapmasını) emretmek
call upon (someone) v. (birini) ziyaret etmek
call upon (someone) v. (birine) uğramak
call upon (something) v. (bir şeyden) faydalanmak
call upon (something) v. (bir şeyden) istifade etmek
call upon (something) v. (bir şeyi) kullanmak
call upon (something) v. (bir şeyden) yararlanmak
call upon (something) v. (bir kaynağa) erişmek