ilan etmek - Türkisch Englisch Wörterbuch

ilan etmek

Bedeutungen von dem Begriff "ilan etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 70 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ilan etmek declare v.
The captain declared innings closed.
Kaptan vuruş sırasını kapattığını ilan etti.

More Sentences
ilan etmek announce v.
It is all very well to say that we must announce the role of the United Nations.
Birleşmiş Milletler'in rolünü ilan etmemiz gerektiğini söylemek çok güzel.

More Sentences
General
ilan etmek pronounce v.
The culls were pronounced illegal.
İtlaflar yasadışı ilan edildi.

More Sentences
ilan etmek promulgate v.
In Afghanistan, the 1963 Constitution as promulgated by King Zahir Shah is an exemplary document.
Afganistan'da Kral Zahir Şah tarafından ilan edilen 1963 Anayasası örnek bir belgedir.

More Sentences
ilan etmek post v.
That is a post that we would like to have seen advertised.
Bu, ilan edildiğini görmek istediğimiz bir görevdir.

More Sentences
ilan etmek bill v.
Jane was billed to appear as Ophelia.
Ophelia'nın Jane olacağı ilan edildi.

More Sentences
ilan etmek announce v.
It is striking that the German Christian-Democrats are also more or less announcing the same thing.
Alman Hıristiyan-Demokratların da aşağı yukarı aynı şeyi ilan etmeleri dikkat çekicidir.

More Sentences
ilan etmek proclaim v.
The European Union has proclaimed 2003 the 'European Year of People with Disabilities'.
Avrupa Birliği 2003 yılını 'Avrupa Engelliler Yılı' olarak ilan etmiştir.

More Sentences
ilan etmek declare v.
The WHO declared the COVID-19 outbreak a pandemic on March 11, 2020.
Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020'de COVID-19 salgınını pandemi ilan etmiştir.

More Sentences
Politics
ilan etmek proclaim v.
Can you even proclaim rights in earnest without enshrining them in law?
Hakları kanunla güvence altına almadan ciddi bir şekilde ilan edebilir misiniz?

More Sentences
Technical
ilan etmek declare v.
We now have a situation where a Romanian diplomat has been declared persona non grata.
Şu anda bir Romen diplomatın istenmeyen kişi ilan edildiği bir durumla karşı karşıyayız.

More Sentences
General
ilan etmek enunciate v.
ilan etmek trumpet v.
ilan etmek make known v.
ilan etmek annunciate v.
ilan etmek profess v.
ilan etmek clarion v.
ilan etmek trumpet forth v.
ilan etmek noise abroad v.
ilan etmek publish v.
ilan etmek parade v.
ilan etmek make a declaration v.
ilan etmek herald v.
ilan etmek blazon abroad v.
ilan etmek tell the world v.
ilan etmek noisearound v.
ilan etmek blaze abroad v.
ilan etmek noise about v.
ilan etmek preconize v.
ilan etmek publicize v.
ilan etmek blazon out v.
ilan etmek name v.
ilan etmek blow the whistle on v.
ilan etmek give out v.
ilan etmek advertise v.
ilan etmek certify v.
ilan etmek denounce v.
ilan etmek vote v.
ilan etmek cry v.
ilan etmek advertize v.
ilan etmek preconise v.
ilan etmek publicise v.
ilan etmek addeem [obsolete] v.
ilan etmek addoom [obsolete] v.
ilan etmek annuntiate v.
ilan etmek utter v.
ilan etmek emanate v.
ilan etmek enounce v.
ilan etmek unrip v.
ilan etmek ken [dialect] v.
ilan etmek blaze v.
ilan etmek blaze v.
ilan etmek give v.
ilan etmek claim [obsolete] v.
ilan etmek depredicate v.
ilan etmek descry [obsolete] v.
ilan etmek communicate v.
ilan etmek preconizate v.
ilan etmek signify v.
ilan etmek protest [obsolete] v.
ilan etmek subscribe [obsolete] v.
Phrasals
ilan etmek show forth v.
ilan etmek stick up v.
ilan etmek call out v.
ilan etmek bruit (about) v.
Trade/Economic
ilan etmek notify v.
Advertising
ilan etmek advertise v.
Archaic
ilan etmek testify v.
ilan etmek ask v.
ilan etmek kythe v.

Bedeutungen, die der Begriff "ilan etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 206 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tokmak (toplantıda oturumun açıldığını ilan etmek için başkanın masaya vurduğu) gavel n.
The judge used the gavel to bring the courtroom to order.
Yargıç, mahkeme salonunu düzene sokmak için tokmağını kullandı.

More Sentences
suçluyu ilan etmek declare guilty v.
He was declared guilty.
O suçlu ilan edildi.

More Sentences
iflas ilan etmek declare bankruptcy v.
I am categorically opposed to the company declaring bankruptcy.
Şirketin iflasını ilan etmesine kesinlikle karşıyım.

More Sentences
aziz ilan etmek canonize v.
The church decided to canonize the late Pope.
Kilise, merhum Papa'yı aziz ilan etmeye karar verdi.

More Sentences
şövalye ilan etmek knight v.
He was knighted.
Şövalye ilan edildi.

More Sentences
(birini) ilan etmek create v.
The Queen created Charles Prince of Wales in 1958.
Kraliçe 1958'de Charles'ı Galler Prensi ilan etti.

More Sentences
Idioms
(birine/bir şeye) savaş ilan etmek declare war on (someone or something) v.
We very much declare war on any form of terrorism.
Terörizmin her türlüsüne karşı savaş ilan ediyoruz.

More Sentences
Politics
bağımsızlık ilan etmek declare independence v.
Luna declared independence from Terra in the year 2231.
Luna, 2231 yılında Terra'dan bağımsızlığını ilan etti.

More Sentences
General
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni handfasting n.
önceden ilan etmek prenunciation [obsolete] n.
afişle ilan etmek post v.
bir şeyi ilan etmek make something public v.
alkışlarla ilan etmek acclaim v.
boru çalarak ilan etmek trumpet v.
ateşkes ilan etmek declare cease fire v.
tokmak (toplantıda oturumun açıldığını ilan etmek için başkanın masaya vurduğu) gavel v.
bağımsızlığını ilan etmek declare one's independence v.
savaş ilan etmek declare war v.
resmen ilan etmek declare formally v.
adaylığını ilan etmek toss one's hat into the ring v.
ilan etmek (toplantı/seçim/grev vb'nin yapılacağını) call v.
bağırarak bir şeyi ilan etmek acclaim v.
geçersiz ilan etmek discredit v.
herkese ilan etmek blare v.
tezahüratla ilan etmek acclaim v.
yasadışı ilan etmek outlaw v.
af ilan etmek proclaim amnesty v.
resmen ilan etmek promulgate v.
kanun dışı ilan etmek proscribe v.
ilan etmek (göze çarpan bir şekilde) blazon v.
bir çiftin belirli bir tarihte evleneceklerini ilan etmek publish the banns v.
ateşkes ilan etmek announce truce v.
savaş ilan etmek draw a sword v.
savaş ilan etmek take out a sword v.
aşk ilan etmek declare love v.
aşk ilan etmek profess love v.
yasadışı ilan etmek declare unlawful v.
kamuya ilan etmek declare to the public v.
suçlu ilan etmek outlaw v.
savaş ilan etmek declare war against v.
aziz ilan etmek canonise v.
aziz ilan etmek make into a saint v.
aziz ilan etmek beatify v.
ödeme yetersizliğini ilan etmek declare oneself insolvent v.
olağanüstü hal ilan etmek declare a state of emergency v.
acil durum ilan etmek declare a state of emergency v.
aşkını ilan etmek declare one's love v.
kamuya ilan etmek promulgate v.
kamuya ilan etmek announce something to the public v.
deli olduğunu ilan etmek attest officially to the insanity of v.
deli olduğunu ilan etmek certify/declare someone insane v.
resmi gazetede ilan etmek announce/proclaim something in the official gazette v.
resmi gazetede ilan etmek publish in the official gazette v.
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak publish the banns v.
evlilik yapılacağını ilan etmek/bildirmek ask the banns v.
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak ask the banns v.
evlilik yapılacağını ilan etmek/bildirmek publish the banns v.
evlilik yapılacağını ilan etmek/bildirmek call the banns v.
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak call the banns v.
birini şövalye ilan etmek raise (someone) to knighthood v.
birini şövalye ilan etmek knight v.
kral ilan etmek acclaim someone king v.
kral ilan etmek acclaim someone as king v.
yas ilan etmek declare mourning v.
kamuoyuna bildirmek/ilan etmek/beyan etmek make known publicly v.
ulusal yas ilan etmek declare national mourning v.
iskambil oyunlarında belirli kâğıtların bir araya gelmesi ile kazanılan sayıyı ilan etmek meld v.
resmen ilan etmek call v.
beğendiğini ilan etmek acclaim v.
yeniden ilan etmek reacclaim v.
halka ilan etmek celebrate v.
ulusal acil durum ilan etmek declare national emergency v.
ulusal acil durum ilan etmek declare a national emergency v.
niyetini ilan etmek threaten v.
ölümü ilan etmek toll v.
sembol yapı ilan etmek landmark v.
afallatıcı bir şekilde ilan etmek blare v.
tezahüratla ilan etmek hail v.
(haber) ilan etmek break v.
zorla ilan etmek obtrude v.
(resmi kararı, hükmü) ilan etmek decide v.
aşkını ilan etmek declare oneself v.
suçlu ilan etmek denounce v.
halka ilan etmek depredicate v.
piç ilan etmek illegitimate v.
lord ilan etmek impatronize [obsolete] v.
(kendini) derebeyi olarak ilan etmek impatronize [obsolete] v.
lord ilan etmek impatronise [obsolete] v.
(kendini) derebeyi olarak ilan etmek impatronise [obsolete] v.
kötü ilan etmek comminate v.
umutsuz vaka ilan etmek condemn v.
emek sömürücüsü ilan etmek scab v.
(gayrimeşru çocuğun) belirli bir adamdan olduğunu ilan etmek filiate v.
parlamentonun uygulamalarını hiçe sayıp keyfi olarak ilan etmek gavel v.
net ve yankılı bir şekilde ilan etmek sing v.
tu kaka ilan etmek crucify v.
(birini) suçlu ilan etmek becrime v.
il ilan etmek provincialise v.
il ilan etmek provincialize v.
yolsuz ilan etmek illegitimate v.
Phrasals
(siyasi kararı) muhalefetle karşılaşmaksızın yetkili güçle ilan etmek hand down v.
resmen ilan etmek put in v.
herkese ilan etmek acknowledge (one) as (something) v.
herkese ilan etmek acknowledge someone as something v.
herkese ilan etmek acknowledge something as something v.
herkese ilan etmek/duyurmak acknowledge (one) as (something) v.
alenen ilan etmek/duyurmak acknowledge someone as something v.
savaş ilan etmek declare war on someone v.
birine sürpriz bir şekilde ilan etmek spring on someone v.
sürpriz bir şekilde ilan etmek spring on v.
(birini) bir şey ilan etmek name (one) as v.
(birini) bir şey olarak ilan etmek name (one) as v.
olduğunu ilan etmek acknowledge as v.
birine bir şeyi ilan etmek announce something to someone v.
'-e (bir şeyi) ilan etmek announce (something) to v.
'-e ilan etmek announce to v.
herkese ilan etmek blare out v.
(bir şeyin birinin/kendinin) olduğunu iddia/ilan etmek claim (something) for (oneself or something) v.
(bir şeyin birinin/bir şeyin) olduğunu iddia/ilan etmek claim something for someone or something v.
(yasal) bir kararı duyurmak/ilan etmek/beyan etmek hand something down v.
Phrases
olarak tanımak/ilan etmek hail (someone) as (something) v.
Idioms
savaş ilan etmek take up the hatchet v.
özgürlüğünü ilan etmek cut the apron strings v.
eşitlik ilan etmek call it a draw v.
beraberlik ilan etmek call it a draw v.
eşitlik ilan etmek call it a wash v.
beraberlik ilan etmek call it a wash v.
eşitlik ilan etmek all it even v.
beraberlik ilan etmek all it even v.
bütün dünyaya ilan etmek scream something from the rooftops v.
bütün dünyaya ilan etmek shout something from the rooftops v.
aşkını ilan etmek drop the l-bomb v.
ilan-ı aşk etmek drop the l-bomb v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek proclaim (something) from the housetop v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek proclaim (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek proclaim (something) from the housetops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek proclaim (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) yüksek sesle ilan etmek shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak shout (something) from the housetops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek shout (something) from the housetops v.
(bir şeyi) yüksek sesle ilan etmek shout (something) from the housetops v.
bir şeyi herkese ilan etmek/duyurmak shout something from the housetops/rooftops v.
bir şeyi bütün dünyaya ilan etmek shout something from the housetops/rooftops v.
bir şeyi yüksek sesle ilan etmek shout something from the housetops/rooftops v.
adaylığını ilan etmek put one's hat in the ring v.
adaylığını ilan etmek put one's hat into the ring v.
(bir şeyin) sonunun geldiğini ilan etmek ring the knell of (something) [old-fashioned] v.
sonunun geldiğini ilan etmek ring the knell of v.
(biri/bir şey) aradığını ilan etmek put out a call for (someone or something) v.
(birinin) doğru olduğunu herkesin önünde kabul etmek/herkese ilan etmek acknowledge (one) to be right v.
birini/bir şeyi politik anlamda desteklediğini ilan etmek/açıklamak announce (one's support) for someone or something v.
barış ilan etmek beat swords into ploughshares v.
barış ilan etmek turn swords into ploughshares v.
(birini) günah keçisi ilan etmek throw (one) under the bus v.
(birine/bir şeye) karşı savaş ilan etmek declare war against (someone or something) v.
-e savaş ilan etmek declare war on v.
günah keçisi ilan etmek throw someone to the wolves v.
yüksek sesle ilan etmek shout from the housetops v.
ilan etmek/duyurmak shout from the housetops v.
bütün dünyaya ilan etmek shout from the housetops v.
yüksek sesle ilan etmek shout from the rooftops v.
ilan etmek/duyurmak shout from the rooftops v.
bütün dünyaya ilan etmek shout from the rooftops v.
adaylığını ilan etmek toss hat into the ring v.
değerli ilan etmek beat a drum v.
Trade/Economic
hükümsüz ilan etmek to declare null and void v.
iflasını ilan etmek declare bankrupt v.
iflasını ilan etmek adjudge bankrupt v.
borcunu ödemeyen kimsenin londra borsası üyeliğinden atıldığını ilan etmek hammer v.
Law
resmen ilan etmek notice v.
iflasını ilan etmek adjudge bankrupt v.
sokağa çıkma yasağı ilan etmek declare a curfew v.
resmen ilan etmek promulgate v.
varis olarak ilan etmek ken [scotland] v.
(vergiye veya gümrüğe tabi eşyayı) mülkiyetinde olarak ilan etmek declare v.
(birini) veliaht ilan etmek serve v.
(birini) varis ilan etmek serve v.
Politics
bağımsızlığını ilan etmek proclaim one's independence v.
bağımsızlığını ilan etmek declare one's independence v.
bağımsızlık ilan etmek proclaim independence v.
barış ilan etmek declare peace v.
milli yas ilan etmek declare national mourning v.
kamuya ilan etmek proclaim v.
kamuya ilan etmek make a proclamation v.
olağanüstü hal ilan etmek declare emergency rule v.
resmen ilan etmek enounce v.
resmen ilan etmek nuncupate v.
resmen ilan etmek declare publicly v.
seferberlik ilan etmek declare mobilization v.
sıkıyönetim ilan etmek declare a state of siege v.
sıkıyönetim ilan etmek proclaim martial law v.
yasadışı ilan etmek damn v.
Computer
kullanımdışı ilan etmek deprecate v.
Marine
(telsiz konuşmasında) acil durum ilan etmek declare a pan v.
Social Sciences
(belirli seremoniler ile) savaş ilan etmek clarigate v.
Religious
kafir olarak ilan etmek hereticate v.
Sport
(kriket takımı) düşmemiş kalelerini kapalı ilan etmek declare v.
Slang
özgürlüğünü ilan etmek fly (one's) freak flag v.