tarz - Türkisch Englisch Wörterbuch

tarz

Bedeutungen von dem Begriff "tarz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 53 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tarz style n.
Many, I expect, will recall her direct and unpretentious personality and style.
Pek çok kişinin onun doğrudan ve gösterişsiz kişiliğini ve tarzını hatırlayacağını umuyorum.

More Sentences
tarz manner n.
Could this manner of proposal make our citizens love Europe?
Bu öneri tarzı vatandaşlarımıza Avrupa'yı sevdirebilir mi?

More Sentences
tarz way n.
Their whole way of using violence is the way of fascism.
Şiddet kullanma tarzları tamamen faşizm tarzıdır.

More Sentences
General
tarz way n.
I believe that this way of working is not worthy of the European Parliament.
Bu çalışma tarzının Avrupa Parlamentosu'na yakışmadığına inanıyorum.

More Sentences
tarz fashion n.
I am glad that as a British Conservative she has acted in a European fashion.
Bir İngiliz Muhafazakâr olarak Avrupa tarzında hareket etmiş olmasından memnuniyet duyuyorum.

More Sentences
tarz sort n.
What sort of music do you listen to?
Ne tarz müzikler dinlersin?

More Sentences
tarz style n.
He would therefore combine very different responsibilities, leading to a formidable mix of styles.
Dolayısıyla çok farklı sorumlulukları bir araya getirecek ve bu da zorlu bir tarz karışımına yol açacaktır.

More Sentences
tarz manner n.
Her manner of speaking gets on my nerves.
Konuşma tarzı sinirlerimi bozuyor.

More Sentences
tarz genre n.
What's your favorite genre?
En sevdiğiniz tarz nedir?

More Sentences
Technical
tarz manner n.
Their manner of bringing up their children is extremely unusual.
Çocuklarını yetiştirme tarzları oldukça farklı.

More Sentences
Textile
tarz style n.
It has been an opportunity to find and create my own style.
Kendi tarzımı bulma ve yaratma fırsatı oldu.

More Sentences
General
tarz head n.
tarz method n.
tarz tempo n.
tarz plan n.
tarz modus n.
tarz tone n.
tarz angle n.
tarz school n.
tarz form n.
tarz wise n.
tarz brand n.
tarz stroke n.
tarz mode n.
tarz turn n.
tarz order n.
tarz strain n.
tarz vein n.
tarz process n.
tarz character n.
tarz quomodo [obsolete] n.
tarz hand n.
tarz styling n.
tarz dialect n.
tarz order n.
tarz course n.
tarz idiom n.
tarz dad adj.
tarz dossy [uk] adj.
tarz smicker adj.
tarz smirk [obsolete] adj.
Colloquial
tarz stylin n.
Trade/Economic
tarz procedure n.
Politics
tarz mode n.
Textile
tarz look n.
Marine Biology
tarz modality n.
Latin
tarz modus n.
Archaic
tarz portance n.
Slang
tarz flava n.
tarz swagg n.
tarz swag n.
tarz shnazz n.
tarz drip n.

Bedeutungen, die der Begriff "tarz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 160 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
uyulan tarz road n.
resimsel tarz pictorial matter n.
zarif ve özgün bir tarz style n.
lüks bir tarz style n.
klasik tarz taraftarı classicist n.
karmaşık özellikler göstermeyen tarz rural style n.
tarz sahibi person of style n.
tarz sahibi adam a man with style n.
tarz sahibi bayan a lady with style n.
stil veya tarz sahibi shabby chic n.
ritmik jimnastik, artistik jimnastik, amigo, dövüş sporları, break dans gibi enerjik ve ritmik tarz tekniklerinin bir arada olduğu sözsüz tiyatro oyunu flying n.
kadınsı tarz ladyism n.
kadınsı tarz ladylikeness n.
hassas duygular uyandırmakta kullanılan stil veya tarz the pathetic n.
sanatsal üslup/tarz/biçem the artistic style n.
sade ve zarif tarz attic style n.
özlü ve zarif tarz atticism n.
ayırt edici tarz key n.
sıkıcı tarz jog trot n.
sanatsal tarz the artistic style n.
sanatsal bir tarz an artistic style n.
kendine has bir tarz signature style n.
farklı ve modaya yön veren tarz high style n.
modaya uygun tarz mold [obsolete] n.
iğneleyici tarz mordancy n.
alaycı tarz mordancy n.
yaygın tarz garb n.
söyleve özgü retorik tarz declamation n.
popüler tarz groove n.
geleneksel tarz iconography n.
dönemi yansıtan tarz iconography n.
kült tarz iconography n.
gösterişli tarz fanfare n.
tarz olma fangleness [obsolete] n.
havalı tarz fantastry [obsolete] n.
karşıt tarz counterstyle n.
akıcı tarz cursus n.
çekici ve eşsiz tarz flair n.
tarz kimse floss n.
alışılagelmiş tarz gate [dialect] n.
fantezi tarz yaşam phantasy life n.
tarz kimse phenom n.
dikey ve yatay ögelerin öne çıktığı mimari bir tarz prairie style n.
yapmacık ve hoş tarz prettyism n.
tarz vermek tone v.
tarz geliştirmek develop a style v.
tarz yaratmak establish a style v.
tarz oluşturmak form a style v.
tarz yaratmak create a style v.
bir tarz belirlemek determine a style v.
(davranış, görünüm, kültür, tarz) italyanlaştırmak italianize v.
(davranış, görünüm, kültür, tarz) italyanlaştırmak italianise v.
klasik tarz taraftarlığına ait classicistic adj.
tarz sahibi stylish adj.
süssüz ve sade (tarz) earthy adj.
kültür veya tarz olarak ileride avant adj.
kültür veya tarz olarak önde avant adj.
eski tarz elderish adj.
tarz sahibi olmayan unstylish adj.
tarz sahibi kicky adj.
tarz, yapı veya biçim bakımından manastır yaşamını andıran monastic adj.
tarz, yapı veya biçim bakımından manastır yaşamına benzeyen monastic adj.
(moda) gotik tarz goth adj.
çok şık (tarz) ritzy adj.
tarz olan fangled [dialect] adj.
(edebi tarz veya ürün) incelikten yoksun ve düzensiz incult adj.
(özellikle edebi tarz) süslü corinthian adj.
hikayeyi tiyatro formunda sunan (tarz) presentational adj.
enerjik veya etkili (konuşma, tarz, üslup) sinewy adj.
(sözcük seçimi veya tarz) yapmacık poetic adj.
çok tarz supercool adj.
aşırı tarz supercool adj.
(tarz, düzen) ile in prep.
bu tarz biri such pron.
bu tarz bir şey such pron.
Phrasals
tarz katmak style up v.
Colloquial
entel tarz geek-chic n.
uzun etek, bol/salaş kıyafetler ve rahat ayakkabılar giyen makyajsız tarz boheme n.
tarz bir yön snazz n.
en yeni/son tarz the (in) thing n.
tarz hale getirmek class up v.
tarz katmak snazz up v.
tarz olmak doll v.
ya da onun gibi/o tarz bir şey or anything expr.
ya da onun gibi/o tarz bir şey or whatever expr.
Idioms
havalı/tarz ama düzensiz herif beau-nasty [obsolete] n.
tarz değiştirmek change over v.
şık/tarz giyinmek dude (oneself) up v.
tarz görünmek look smart [uk] v.
çok tarz bir şekilde in great style adv.
o tarz bir şey of the sort expr.
Speaking
bu tarz konuşmalardan hoşlanmıyorum I don't like that kind of talk expr.
ne tarz müzik dinlersin? what music do you listen to? expr.
ne tarz/tür müzikler dinlersin? what music are you into? expr.
Politics
laik tarz laically n.
Computer
girintili tarz indented style n.
Textile
entel tarz geek chic n.
Architecture
dökülen beton ve dış dekorasyon ile dayanıksız masif veya monolitik formlar içeren bir mimari tarz new brutalism n.
15. yüzyılda ingiltere'de bir mimari tarz tudor architecture n.
mimari tarz type of architecture n.
mimari tarz style of architecture n.
uluslararası tarz  international style  n.
sivri kemerlerin baskın olduğu 13. yüzyıl ingilteresi'ne has bir mimari tarz lancet architecture n.
1800'lerin sonunda ingiltere ve amerika'da uygulanan mimari tarz queen anne n.
13 ila 16. yüzyıllarda ispanya'da kullanılan, at nalı şekilli kemerler ile karakterize bir mimari tarz moorish architecture n.
19. yüzyılın ortasında görülen mimari bir tarz louis xvi revival n.
fransa kralı xvi. louis'nin döneminde yaygınlaşan, rokokoya karışı doğmuş bir mimari tarz louis xvi style n.
(mimari tarz) gotik uyanış gothic revivalism n.
hispano-moresk tarz hispano-moresque style n.
kavisli mimari tarz rover n.
16. yüzyıla ait ingiliz konutlarında yaygın olarak görülüp ağır aralıklı iksa içeren bir mimari tarz old english n.
avustalya'nın federasyonlaşması döneminde hakim mimari tarz federation n.
17. ve 18. yüzyıl fransası'nın eyaletlerindeki mimaride veya mobilyalarda görülen tarz french provincial n.
sivri kemerin ön planda olduğu mimarı tarz pointed style n.
romanesk tarz ile ilgili romanesque adj.
Furniture
gotik tarz mobilya gothic style n.
Psychology
bilişsel tarz cognitive styles n.
bilişsel tarz cognitive style n.
kişisel tarz mannerism n.
Social Sciences
bizans yaşam tarzına özgü tarz ve siyasi ilkeler byzantinism n.
Education
homeros'un şiirlerinin tarz ve zamanlarının incelenmesi homerology n.
Literature
klasik sanskrit şiirinde süslü ve yapay dil kullanılan tarz kavya n.
samuel johnson benzeri edebi tarz johnsonese n.
hermetik akım destekçilerininkine benzer sembolik ve gizemli tarz hermeticism n.
(bir şeyi) lirik tarz kategorisine koymak lyricise v.
edebi tarz olarak as a literary form expr.
Linguistics
tarz ilkesi maxim of manner n.
modern yunan edebiyatında antik yunanca'ya özgü birtakım özellikleri barındıran bir tarz katharevusa n.
History
18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başında fransa ve abd'de çoğunlukla antik mısır'dan etkilenmiş bir tarz egyptian style n.
Philosophy
altta yatan maddenin tezahür ettiği görünüm, biçim veya tarz mode n.
(skolastik düşüncede) maddenin bireysellik kazandığı tarz subsistence n.
Art
neo-gotik tarz neo-gothic style n.
yüzyıl ortası modern tarz mid-century modern n.
anıtsal ve diğer tür yazıtlara uygun olan tarz lapidary style n.
tumturaklı ve anlamlı sözler içeren tarz lapidary style n.
eserleri çağdaşlarınınki arasında ayrışan, tarz veya kalitesi ile ön plana çıkmış parmakla gösterilen anonim sanatçı master n.
sanatta abartılı veya yapmacıklı tarz mannerism n.
kasıtlı belirsizlik veya çarpıklıkla karakterize bir tarz obscurantism n.
klasik tarz classical style n.
imza tarz idiom n.
(antik mısır mimarisinde, japon tasarımında) asimetrik tarz symmetrophobia n.
(yazı, süsleme, tarz) çok çarpıcı superbold adj.
Music
geleneksel meksika türküleriyle amerikan pop müziğinin öğelerini birleştiren ve çoğu zaman akordeon içeren müzikal tarz norteño n.
eski tarz bir viyola viola da braccio n.
1720 yıllarında fransa'da barok üslubunun gelişmesiyle doğmuş bir tarz rococo n.
tarz olarak süit ve senfoni arası olan ve az sayıda çalgı için yazılmış müzik eseri serenade n.
Printery
eski tarz siyah harfli bir yazı tipi english n.
Archaic
antik tarz ancientry n.
alışıldık tarz gait n.
yüksek zevke hitap eden sanatsal tarz gusto n.
Slang
gösterişli ve pahalı giyim ve mücevherat ve bunları kullananların tarz ve davranışları bling-bling n.
gösterişli ve pahalı giyim ve mücevherat ve bunları kullananların tarz ve davranışları bling n.
üst/baş ve tarz swagga n.
gösteriş ve tarz yerine işlevselliğin ön planda olduğu sıkıcı/ilginç olmayan araba nerd mobile n.
kişisel tarz lewk n.
saçma tarz fangle n.
tarz giyinmek dude oneself up v.
tarz olan ranking [caribbean] adj.
(tarz veya zevk bakımından) ergenlerin toyluğunu yansıtan bubblegum adj.
çok tarz snitzy adj.