wise

Bedeutungen von dem Begriff "wise" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 59 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	wise adj.	bilge
Henry has grown wiser with age. Henry yaşlandıkça daha da bilge biri oldu. More Sentences
2	Common Usage	wise adj.	bilgili
No one can be more wise than destiny. Kimse kaderden daha bilgili olamaz. More Sentences
3	Common Usage	wise adj.	akıllı
No wise man would deny that the value of forests is priceless. Hiçbir akıllı adam ormanların değerinin paha biçilemez olduğunu inkar edemez. More Sentences
General
4	General	wise v.	yol göstermek
It is easy to be wise after the event. Teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur. More Sentences
5	General	wise adj.	bilgili
No one can be more wise than destiny. Kimse kaderden daha bilgili olamaz. More Sentences
6	General	wise adj.	akıllıca
He was wise to give up drinking. İçkiyi bırakması akıllıca oldu. More Sentences
7	General	wise adj.	akıllı
No wise man would deny that the value of forests is priceless. Hiçbir akıllı adam ormanların değerinin paha biçilemez olduğunu inkar edemez. More Sentences
8	General	wise adj.	mantıklı
I think that might be wise. Sanırım o mantıklı olabilir. More Sentences
Archaic
9	Archaic	wise adv.	akıllıca
He was wise to give up drinking. İçkiyi bırakması akıllıca oldu. More Sentences
General
10	General	wise n.	mahir
11	General	wise n.	suret
12	General	wise n.	yol
13	General	wise n.	hikmet sahibi
14	General	wise n.	yöntem
15	General	wise n.	tarz
16	General	wise n.	usul
17	General	wise n.	alim
18	General	wise v.	haberdar etmek
19	General	wise v.	bilgilendirmek
20	General	wise v.	bildirmek
21	General	wise v.	bilgi vermek
22	General	wise v.	yöneltmek
23	General	wise v.	yön vermek
24	General	wise v.	teşvik etmek
25	General	wise v.	ikna etmek
26	General	wise v.	öğüt vermek
27	General	wise v.	nasihat etmek
28	General	wise v.	rehberlik etmek
29	General	wise v.	kılavuzluk etmek
30	General	wise v.	öğretmek
31	General	wise v.	bilgilenmek
32	General	wise v.	öğrenmek
33	General	wise adj.	usta
34	General	wise adj.	anlayışlı
35	General	wise adj.	tedbirli
36	General	wise adj.	haberi olan
37	General	wise adj.	ferasetli
38	General	wise adj.	akıllı uslu
39	General	wise adj.	becerikli
40	General	wise adj.	küstah
41	General	wise adj.	irfan sahibi
42	General	wise adj.	arif
43	General	wise adj.	deneyimli
44	General	wise adj.	tecrübeli
45	General	wise adj.	ukala
46	General	wise adj.	bilgece
47	General	wise adj.	kurnaz
48	General	wise adj.	makul
49	General	wise adj.	haberdar
50	General	wise adj.	bilen
51	General	wise adj.	haddini bilmez
52	General	wise adj.	akil
53	General	wise adj.	hikmetli
54	General	wise adj.	hikmetli
Geography
55	Geography	wise n.	virginia eyaletinde yerleşim yeri
Ottoman Turkish
56	Ottoman Turkish	wise adj.	muttali
Archaic
57	Archaic	wise adj.	büyülü güçlere sahip olan
58	Archaic	wise adv.	bilgece
59	Archaic	wise adv.	makulce

Bedeutungen, die der Begriff "wise" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 299 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	wise man n.	bilge
According to a Chinese proverb, when a wise man points at the moon, the fool looks at his finger. Bir Çin atasözüne göre, bilge bir adam ayı işaret ettiğinde, aptal onun parmağına bakar. More Sentences
2	General	wise person n.	bilge
For a wise person one word is enough! Bilge bir insan için tek bir kelime yeterlidir! More Sentences
3	General	wise man n.	bilge adam
Tom grew a beard because he thought that all wise men had beards. Tom sakal bıraktı çünkü tüm bilge adamların sakalı olduğunu düşünüyordu. More Sentences
4	General	a wise choice n.	akıllıca bir seçim
That's a wise choice. Bu akıllıca bir seçim. More Sentences
5	General	be wise to v.	mantıklı olmak
I don't think it would be wise to do that. Onu yapmanın mantıklı olacağını sanmıyorum. More Sentences
Colloquial
6	Colloquial	would be wise n.	akıllıca olacaktır
I do not believe it would be wise to do so. Bunu yapmanın akıllıca olacağına inanmıyorum. More Sentences
Politics
7	Politics	wise men n.	akil adamlar
This has been unequivocally confirmed by the wise men, from whom we received clear guidance. Bu durum, bize açık bir şekilde yol gösteren akil adamlar tarafından kesin bir dille teyit edilmiştir. More Sentences
Slang
8	Slang	a wise guy n.	ukala
Nobody likes a wise guy. Ukala birini kimse sevmez. More Sentences
Common Usage
9	Common Usage	wise guy n.	ukala
General
10	General	wise guy n.	hinoğlu hin
11	General	wise guy n.	kurnaz
12	General	wise use n.	akılcı kullanım
13	General	wise woman n.	ebe
14	General	wise guy n.	ukala dümbeleği
15	General	wise person n.	deneyimli kimse
16	General	wise old man n.	ak sakallı dede
17	General	character-wise n.	karakter sahibi
18	General	wise bird n.	baykuş
19	General	wise sayings n.	özlü sözler
20	General	wise saying n.	özlü söz
21	General	wise spirit n.	bilge ruh
22	General	wise man n.	arif adam
23	General	wise man n.	arif insan
24	General	wise king n.	bilge kral
25	General	wise investment n.	akıllı yatırım
26	General	wise investment n.	akılcı yatırım
27	General	wise woman n.	bilge kadın
28	General	wise-ass n.	bilmiş kimse
29	General	wise-ass n.	çok bilmiş kimse
30	General	wise guy n.	gangster
31	General	wise woman n.	geleneksel iş veya adetleri uygulayan kadın
32	General	wise woman n.	deneyim, yargı gücü ve bilgeliği nedeniyle saygı duyulan kadın
33	General	gypsy wise women n.	falcı çingene
34	General	wise up to v.	bilmek
35	General	put someone wise v.	birine bir şeyi çaktırmak
36	General	be wise to v.	bilmek
37	General	get wise to v.	farkına varmak
38	General	put somebody wise to v.	haber vermek
39	General	wise up v.	bilmek
40	General	pass for a wise man v.	akıllı geçinmek
41	General	wise up to v.	öğrenmek
42	General	get wise to v.	öğrenmek
43	General	wise up to v.	bilgisi olmak
44	General	wise up v.	haber vermek
45	General	get wise v.	kirli çamaşırlarını öğrenmek
46	General	get wise v.	içyüzünü öğrenmek
47	General	wise up v.	entelektüel açıdan daha zorlu hale getirmek
48	General	wise up v.	entelektüel açıdan daha komplike hale getirmek
49	General	as wise as adj.	kadar zeki
50	General	worldly wise adj.	dünya işlerinde pişkin
51	General	worldly wise adj.	pişkin
52	General	dispute-wise adj.	münakaşa yollu
53	General	dispute-wise adj.	münakaşa ile
54	General	worldly-wise adj.	dünyayı anlayan
55	General	worldly-wise adj.	gün görmüş
56	General	worldly-wise adj.	pişkin
57	General	worldly-wise adj.	görmüş geçirmiş
58	General	worldly-wise adj.	dünyanın kaç bucak olduğunu anlayan
59	General	career-wise adj.	kariyer odaklı
60	General	career-wise adj.	kariyere yönelik
61	General	value-wise adj.	değer
62	General	character-wise adj.	sağlam karakterli
63	General	health-wise adj.	sağlık açısından/yönünden
64	General	web wise adj.	(inter)net konusunda deneyimli/tecrübeli
65	General	bank-wise adj.	banka genelinde
66	General	baby-wise adj.	bebek gibi
67	General	time-wise adj.	zaman ile ilgili
68	General	time-wise adj.	zamansal
69	General	budget-wise adj.	bütçesel
70	General	way-wise adj.	tecrübeli
71	General	way-wise adj.	deneyimli
72	General	way-wise adj.	seyahat ederek bilgi sahibi olan
73	General	way-wise adj.	yol veya güzergah hakkında bilgisi olan
74	General	way-wise adj.	yol bulmada becerikli olan
75	General	wise-hearted adj.	yetenekli
76	General	wise in years adj.	bilge olacak kadar yaşlı (kimse)
77	General	wise-hearted adj.	bilgili
78	General	wise to adj.	içeriden alınmış bilgiye sahip olduğunu kanıtlayan
79	General	wise-ass adj.	ukalaya ait
80	General	wise-hearted adj.	bilmiş
81	General	wise-ass adj.	ukalaya yakışır özellikte
82	General	wise-hearted adj.	bilge
83	General	wise-hearted adj.	sağduyulu
84	General	wise-like adj.	akıllı gibi görünen
85	General	wise-like adj.	mantıklı gibi görünen
86	General	wise-like adj.	aklı başında
87	General	wise-hearted adj.	becerikli
88	General	wise in years adj.	yaşlı ve deneyimli (kimse)
89	General	weather-wise adj.	düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan
90	General	weather-wise adj.	hava durumundaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan
91	General	wys (wise) adj.	bilge
92	General	wys (wise) adj.	bilgili
93	General	wys (wise) adj.	akıllı
94	General	penny-wise adj.	cimri
95	General	penny-wise adj.	eli sıkı
96	General	penny-wise adj.	aşırı tutumlu
97	General	penny-wise adj.	cebinde akrep olan
98	General	penny-wise adj.	kafası boş işlere basan
99	General	penny-wise adj.	gereksiz şeylere önem veren
100	General	in some wise adv.	bir yolda
101	General	in any wise adv.	herhangi bir suretle
102	General	step-wise adv.	adım adım
103	General	step-wise adv.	yavaş yavaş
104	General	in no wise adv.	hiçbir şekilde
105	General	in no wise adv.	katiyen
106	General	in no wise adv.	asla
107	General	weather-wise adv.	hava ile ilgili
108	General	weather-wise adv.	havaya ilişkin
109	General	weather-wise adv.	hava durumu ile ilgili
110	General	weather-wise adv.	hava durumuna ilişkin
111	General	-wise suf.	belirli bir şekilde, yönde veya konumda anlamına gelen bir son ek
112	General	-wise suf.	dolayısıyla anlamına gelen bir son ek
113	General	-wise suf.	ilişkin anlamına gelen bir son ek
114	General	-wise suf.	nazaran anlamına gelen bir son ek
Phrasals
115	Phrasals	get wise v.	anlamak
116	Phrasals	get wise v.	bir konuyu kavramak
117	Phrasals	get wise v.	idrak etmek
118	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı ayık olmak
119	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı gözünü açmak
120	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak
121	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmak
122	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı ayık olmasını sağlamak
123	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı (birinin) gözünü açmak
124	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı uyanık olmasını sağlamak/uyandırmak
125	Phrasals	wise up to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmasını sağlamak
Phrases
126	Phrases	on this wise expr.	bu vesileyle
127	Phrases	success makes a fool seem wise expr.	başarı aptal insanları bilge gibi gösterir
Proverb
128	Proverb	a word to the wise is enough, and many words won't fill a bushel	anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
129	Proverb	a word is enough to the wise	anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
130	Proverb	a word to the wise is enough	anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
131	Proverb	a word to the wise in enough	anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
132	Proverb	a word to the wise is enough	anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
133	Proverb	it is easy to be wise after the event	teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
134	Proverb	early to bed and early to rise makes a man healthy, wealthy and wise	erken kalkan yol alır
135	Proverb	early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise	erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar
136	Proverb	it's easy to be wise after the event	testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
137	Proverb	it's easy to be wise after the event	tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
138	Proverb	one cannot love and be wise	aşıkken aklı başında olunmaz
139	Proverb	one cannot love and be wise	hem aşık hem akıllı olunmaz
140	Proverb	still tongue makes a wise head	az konuş öz konuş
141	Proverb	still tongue makes a wise head	söz gümüşse sükut altındır
142	Proverb	out of the mouths of babes and sucklings come all wise sayings	büyümüş de küçülmüş
143	Proverb	a word to the wise is sufficient	anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
144	Proverb	it is easy to be wise after the event	araba devrilince yol gösteren çok olur
145	Proverb	word to the wise	arife tarif gerekmez
146	Proverb	word to the wise is enough	arife tarif gerekmez
147	Proverb	a word to the wise is sufficient	arife tarif gerekmez
148	Proverb	a fool may give a wise man counsel	başkalarının dedikleriyle gaza gelme
149	Proverb	a fool may give a wise man counsel	aptal biri de bilge cümleler kurabilir
150	Proverb	where ignorance is bliss, 'tis folly to be wise	bir şey seni mutsuz kılıyorsa en iyisi onu hiç bilmemek gerekir
151	Proverb	where ignorance is bliss, 'tis folly to be wise	cahillik mutluluksa bilgelik aptallıktır
152	Proverb	where ignorance is bliss, tis folly to be wise	göz görmeyince/akıl bilmeyince gönül katlanır
153	Proverb	where ignorance is bliss, tis folly to be wise	insanın bilmediği üzmez/incitmez
154	Proverb	fools build houses and wise men live in them	usta, yaptığı evde oturacak kadar zengin değildir
155	Proverb	it is a wise child that knows its own father	çocuğun akıllısı tanır babasını
156	Proverb	it is a wise child that knows its own father	babanın kim olduğundan asla emin olamazsın
157	Proverb	a fool may give a wise man counsel	bilgenin bile yanıldığı zamanlar olur
158	Proverb	a fool may give a wise man counsel	bilgeler bile yanılır
159	Proverb	a fool may give a wise man counsel	başkalarının tavsiyelerine bel bağlama
160	Proverb	It is a wise child that knows its own father	asla gerçek babanın kim olduğunu kesin olarak bilemezsin
161	Proverb	it is a wise child that knows its own father	kişinin gerçek babasını kesin olarak bilmesi zordur
162	Proverb	you can't put a wise head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin
163	Proverb	you can't put a wise head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin
164	Proverb	you can't put a wise head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin
165	Proverb	fools build houses and wise men live in them	ustanın, inşa ettiği evde oturmaya gücü yetmez
166	Proverb	fools build houses and wise men live in them	usta, inşa ettiği evde oturamazmış
167	Proverb	a still tongue makes a wise head	az konuş öz konuş
168	Proverb	a still tongue makes a wise head	söz gümüşse sükut altındır
169	Proverb	adversity and loss make a man wise.	sıkıntı ve kayıp insanı bilge yapar
170	Proverb	early to bed, early to rise (makes a man healthy, wealthy, and wise)	erken kalkan yol alır
171	Proverb	early to bed, early to rise (makes a man healthy, wealthy, and wise)	erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar
Colloquial
172	Colloquial	wise move n.	zekice hareket
173	Colloquial	wise move n.	olağanüstü zeki davranış
174	Colloquial	get wise (to someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) farkına varmak
175	Colloquial	get wise (to someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) haberdar olmak
176	Colloquial	get wise (to someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak
177	Colloquial	get wise (to someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) farkında olmak
178	Colloquial	get wise (to someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bilmek
179	Colloquial	get wise (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) uyanmak
180	Colloquial	wise-cracking adj.	küstah
181	Colloquial	wise-cracking adj.	alaycı sözler söyleyen
Idioms
182	Idioms	penny wise and pound foolish n.	ufak şeylerde tutumlu büyük şeylerde müsrif kimse
183	Idioms	wise guy n.	ukala
184	Idioms	wise guy n.	herşeyi bildiğini zanneden
185	Idioms	wise guy n.	çok bilmiş
186	Idioms	wise guy n.	ukala dümbeleği
187	Idioms	real wise guy n.	ukala
188	Idioms	as wise as an owl n.	bir filozof kadar bilge
189	Idioms	old wise tale n.	kocakarı hikayesi
190	Idioms	wise apple n.	ukala
191	Idioms	wise apple n.	ukala dümbeleği
192	Idioms	wise apple n.	çokbilmiş
193	Idioms	wise apple n.	bilgiçlik taslayan kişi
194	Idioms	a wise man of gotham [obsolete] n.	ebleh
195	Idioms	a wise man of gotham [obsolete] n.	akılsız
196	Idioms	a wise man of gotham [obsolete] n.	budala
197	Idioms	a wise man of gotham [obsolete] n.	ahmak
198	Idioms	a wise man of gotham [obsolete] n.	angut
199	Idioms	a wise man of gotham [obsolete] n.	alık
200	Idioms	be wise after the event v.	iş işten geçtikten sonra akıllanmak
201	Idioms	get wise to something v.	bir şeyden haberdar olmak
202	Idioms	be penny-wise and pound-foolish v.	ufak şeylerde hasis büyük şeylerde müsrif olmak
203	Idioms	be wise after the event v.	geçmiş yağmura şemsiye açmak
204	Idioms	be wise after the event v.	kötü bir olaydan sonra akıl öğretmek
205	Idioms	have a wise head on young shoulders v.	genç yaşına rağmen yılların birikimine sahip olmak
206	Idioms	have a wise head on young shoulders v.	görmüş geçirmiş olmak
207	Idioms	have a wise head on young shoulders v.	yılların birikimine sahip olmak
208	Idioms	have a wise head on young shoulders v.	çok deneyimli olmak
209	Idioms	have a wise head on young shoulders v.	çok görüp geçirmek
210	Idioms	crack wise v.	şakalar yapmak
211	Idioms	make it wise v.	tartışma konusu haline getirmek
212	Idioms	be penny-wise and dollar-foolish v.	bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak
213	Idioms	be penny-wise and dollar-foolish v.	küçük bir miktar parayı vermekten kaçınırken uzun vadede daha büyük bir para harcamak zorunda kalmak
214	Idioms	be penny-wise and dollar-foolish v.	ufak şeylerde tutumlu büyük şeylerde müsrif olmak
215	Idioms	be penny-wise and dollar-foolish v.	ufak şeylerde hasis büyük şeylerde müsrif olmak
216	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak
217	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) haberdar olmak
218	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) farkında olmak/farkına varmak
219	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bilmek
220	Idioms	be wise to (someone or something) v.	gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
221	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) iyi bilmek
222	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak
223	Idioms	be wise to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) uyanmak
224	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak
225	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(birinden/bir şeyden) haberdar olmak
226	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(birinin/bir şeyin) farkında olmak/farkına varmak
227	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(birini/bir şeyi) bilmek
228	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
229	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(birini/bir şeyi) iyi bilmek
230	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak
231	Idioms	be/get wise to somebody/something v.	(birine/bir şeye) uyanmak
232	Idioms	put somebody wise v.	haber vermek
233	Idioms	put wise v.	haberdar etmek
234	Idioms	put wise v.	bilgilendirmek
235	Idioms	put wise v.	aydınlatmak
236	Idioms	wise as solomon adj.	çok bilge
237	Idioms	wise as solomon adj.	bir filozof kadar bilge
238	Idioms	wise as an owl adj.	çok bilge
239	Idioms	wise as an owl adj.	bir filozof kadar bilge
240	Idioms	wise to (someone or something) adj.	(birinin/bir şeyin) farkında
241	Idioms	wise to (someone or something) adj.	(birinden/bir şeyden) haberdar
242	Idioms	penny wise adj.	yalnızca küçük işlerde başarılı
243	Idioms	penny wise adj.	kazandığından fazlasını kaybeden
244	Idioms	penny wise adj.	kafası gereksiz işlere basan
245	Idioms	be wise after the event expr.	testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
246	Idioms	as wise as solomon expr.	çok bilge
247	Idioms	as wise as solomon expr.	bir filozof kadar bilge
248	Idioms	as wise as an owl expr.	çok bilge
249	Idioms	a word to the wise expr.	arife tarif gerekmez
250	Idioms	a word to the wise expr.	adam olana bir söz yeter
251	Idioms	a word to the wise is sufficient expr.	arif olan anlar
252	Idioms	a word to the wise is enough expr.	arife tarif gerekmez
253	Idioms	a word to the wise is enough expr.	adam olana bir söz yeter
254	Idioms	a word to the wise expr.	arif olan anlar
255	Idioms	a word to the wise expr.	anlayana sivri sinek saz
256	Idioms	a word to the wise is enough expr.	arif olan anlar
257	Idioms	a word to the wise is sufficient expr.	adam olana bir söz yeter
Speaking
258	Speaking	don't be a wise ass expr.	ukalalık etme
259	Speaking	don't be a wise ass expr.	ukalalık yapma
260	Speaking	word to the wise expr.	sana tavsiyem
261	Speaking	word to the wise expr.	benden tavsiye
Trade/Economic
262	Trade/Economic	coast-wise shipping permit n.	kabotaj yükleme permisi
263	Trade/Economic	coast-wise adj.	kabotaj
264	Trade/Economic	consumer-wise adj.	tüketiciyi dikkate alan
265	Trade/Economic	consumer-wise adj.	tüketici odaklı
266	Trade/Economic	consumer-wise adj.	tüketiciye yönelik
Politics
267	Politics	committee of wise men n.	akil adamlar komisyonu
Technical
268	Technical	clock wise n.	saat dönüşü
269	Technical	span wise n.	kanadın bir ucundan diğer ucuna
270	Technical	clock wise adj.	saat yönü
271	Technical	breadth-wise adj.	enine
272	Technical	breadth-wise adj.	genişliğine
273	Technical	flap-wise adj.	kelebekleme yönünde
Computer
274	Computer	member-wise copying n.	karşılıklı elemanların kopyalanması
275	Computer	sector-wise search n.	akıllı sektör araması
276	Computer	security-wise solution n.	güvenlik açısından/güvenlikli çözüm
Informatics
277	Informatics	page-wise adj.	sayfa sayfa
278	Informatics	page-wise adj.	sayfa bazında
Telecom
279	Telecom	counter clock wise n.	saat yönü tersi
Mechanic
280	Mechanic	cross-wise adj.	enlemesine
Psychology
281	Psychology	test-wise adj.	test bilir
Breeding
282	Breeding	way-wise adj.	yaşlı ve yorgun (at)
283	Breeding	way-wise adj.	yarışta kullanılamayacak (at)
Religious
284	Religious	wise man n.	mecusi din adamı
285	Religious	wise man n.	bebek isa'ya biat eden mecusilerden biri
Geography
286	Geography	wise county n.	virginia eyaletinde bölge
Wagering
287	Wagering	wise guy n.	tecrübeli bahisçi
Latin
288	Latin	verbum sat sapienti (est) (a word to the wise is sufficient) [dated] expr.	arife tarif gerekmez
289	Latin	verbum sat sapienti (est) (a word to the wise is sufficient) [dated] expr.	arif olan anlar
Slang
290	Slang	a wise-ass n.	ukala
291	Slang	set (one) wise v.	(birini) bilgisiz olduğu bir konuda bilgilendirmek
292	Slang	set (one) wise v.	(birinin) bir konudaki cahilliğini/bilgisizliğini gidermek
293	Slang	set (one) wise v.	(birini) bilgilendirmek
294	Slang	set (one) wise v.	(birine) bilmediği bir şeyi anlatmak
295	Slang	get wise (to) v.	münasebetsizlik yapmak
296	Slang	get wise (with) v.	münasebetsizlik yapmak
297	Slang	put (one) wise v.	(birine) söylemek
298	Slang	put (one) wise v.	(birini) bilgilendirmek
299	Slang	put (one) wise v.	(birine) haber vermek