boyun

Meanings of "boyun" in English Turkish Dictionary : 31 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	boyun	neck n.
He grabbed me by the neck. Beni boynumdan yakaladı. More Sentences
General
2	General	boyun	neck n.
The vampire kissed her neck passionately. Vampir onun boynunu tutkuyla öptü. More Sentences
3	General	boyun	cervical adj.
Mary suffers from a herniated cervical disc. Mary Boyun fıtığından muzdarip. More Sentences
Technical
4	Technical	boyun	neck n.
I have a bad stiff neck. Boynum fena halde tutuldu. More Sentences
Automotive
5	Automotive	boyun	neck n.
The women put a garland round her neck. Kadınlar onun boynuna bir çelenk taktılar. More Sentences
Anatomy
6	Anatomy	boyun	neck n.
She became paralyzed from the neck down. Boynundan aşağısı felç oldu. More Sentences
General
7	General	boyun	scrag n.
8	General	boyun	col n.
9	General	boyun	scape n.
10	General	boyun	choke [scotland] n.
11	General	boyun	crag [scotland] n.
12	General	boyun	craig [scotland] n.
13	General	boyun	craigy [scotland] n.
14	General	boyun	craigie [scotland] n.
15	General	boyun	squeeze [uk] n.
16	General	boyun	jugular adj.
Colloquial
17	Colloquial	boyun	hals [dialect] [uk] n.
Technical
18	Technical	boyun	theoretical throat n.
Computer
19	Computer	boyun	swivel n.
Mechanic
20	Mechanic	boyun	saddle n.
Medical
21	Medical	boyun	cervix n.
22	Medical	boyun	collum n.
Anatomy
23	Anatomy	boyun	jugulum n.
Zoology
24	Zoology	boyun	cervix n.
Apiculture
25	Apiculture	boyun	cervix n.
Geography
26	Geography	boyun	pass n.
Meteorology
27	Meteorology	boyun	col n.
Archaic
28	Archaic	boyun	necking n.
29	Archaic	boyun	halse n.
Slang
30	Slang	boyun	gregory peck ("gregory peck" rhyming with neck) [uk] n.
British Slang
31	British Slang	boyun	gregory n.

Meanings of "boyun" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	boyun eğmek	submit v.
The town people had no choice but to submit to their new King. Kasaba halkının yeni krallarına boyun eğmekten başka çaresi yoktu. More Sentences
General
2	General	boyun tutulması	stiff neck n.
I have a stiff neck. Boynum tutuldu. More Sentences
3	General	boyun atkısı	scarf n.
Tom adjusted the scarf around his neck. Tom boynundaki atkıyı düzeltti. More Sentences
4	General	boyun eğme	submission n.
He bluffed his opponent into submission. Rakibine blöf yaparak boyun eğdirdi. More Sentences
5	General	boyun ağrısı	neck pain n.
Today I have neck pain. Bugün boyun ağrım var. More Sentences
6	General	(boyun, diz vb.) desteği	support n.
I have to wear neck support for two weeks. İki hafta boyunca boyun desteği takmam lazım. More Sentences
7	General	boyun eğme	surrender n.
The family was considering total surrender to the blackmailers. Aile şantajcılara tamamen boyun eğmeyi düşünüyordu. More Sentences
8	General	boyun eğmek	bend v.
We will not bend to the will of a tyrant. Bir zorbanın isteğine boyun eğmeyeceğiz. More Sentences
9	General	boyun eğmek	acquiesce v.
He acquiesced in his father's decision. O, babasının kararına boyun eğdi. More Sentences
10	General	boyun eğdirmek	subjugate v.
Its final objective is to subjugate people to the new world order. Nihai hedefi, insanları yeni dünya düzenine boyun eğdirmektir. More Sentences
11	General	boyun eğmek	comply with v.
The convicted drug dealer was willing to comply with the authorities to have his death sentence reduced to a life sentence. Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi. More Sentences
12	General	boyun eğmek	cave v.
Don't cave into their demands. Taleplerine boyun eğmeyin. More Sentences
13	General	boyun eğmek	yield v.
We had to yield to their request. İsteklerine boyun eğmek zorundaydık. More Sentences
14	General	boyun eğmek	buckle under v.
Europe deserves pro-active politicians who refuse to buckle under the terror of political correctness. Avrupa, siyasi doğruculuk terörü altında boyun eğmeyi reddeden proaktif siyasetçileri hak ediyor. More Sentences
15	General	boyun eğmek	comply v.
I'll definitely comply. Ben kesinlikle boyun eğeceğim. More Sentences
16	General	boyun eğdirmek	overpower v.
They overpowered her. Ona boyun eğdirdiler. More Sentences
17	General	boyun eğdirmek	subdue v.
We cannot subdue nature. Doğaya boyun eğdiremeyiz. More Sentences
18	General	boyun eğmek	give in v.
We have given in too easily to pressure from the WTO. DTÖ'den gelen baskılara çok kolay boyun eğdik. More Sentences
19	General	boyun eğdirmek	bend v.
Moreover, you are increasingly bending Europe’s will to US and Soviet . Dahası, Avrupa'nın iradesini giderek artan bir şekilde ABD ve Sovyetler Birliği'ne boyun eğdiriyorsunuz. More Sentences
20	General	boyun eğmek	humble v.
The villagers were humbled by the King's army. Köylüler Kral'ın ordusuna boyun eğdiler. More Sentences
21	General	sorgusuz sualsiz boyun eğmek	kowtow v.
The students were expected to kowtow to the rules. Öğrencilerden kurallara sorgusuz sualsiz boyun eğmeleri bekleniyordu. More Sentences
22	General	boyun eğmiş	resigned adj.
I no longer feel angry, just resigned. Artık kızgın hissetmiyorum, sadece boyun eğmiş hissediyorum. More Sentences
23	General	boyun eğmiş	resigned to adj.
Tom is resigned to his fate. Tom kaderine boyun eğdi. More Sentences
24	General	kaderine boyun eğmiş	resigned adj.
He stopped resisting, and resigned himself to his fate. Direnmeyi bıraktı ve kaderine boyun eğdi. More Sentences
25	General	boyun eğmez	inflexible adj.
I think Tom is inflexible. Sanırım Tom boyun eğmez. More Sentences
26	General	boyun eğmez	unyielding adj.
The Iraqi people have had to pay dearly for their leader's unyielding attitude. Irak halkı, liderlerinin boyun eğmeyen tutumunun bedelini ağır ödemek zorunda kaldı. More Sentences
27	General	boyun eğen	subservient adj.
Their role is far from being a servile or subservient one however. Ancak onların rolü kölece ya da boyun eğen bir rol olmaktan çok uzaktır. More Sentences
Phrasals
28	Phrasals	(birine) boyun eğmek	bow down to (someone) v.
Our task is to produce rules that benefit the community, not to bow down to the dominance of private interests. Görevimiz, özel çıkarların egemenliğine boyun eğmek değil, topluma fayda sağlayacak kurallar üretmektir. More Sentences
29	Phrasals	boyun eğmek	submit to v.
We must not submit to ideologies or dogmas either, however, let alone seek to establish new ones. Bununla birlikte, ideolojilere ya da dogmalara da boyun eğmemeli, yenilerini oluşturmaya çalışmamalıyız. More Sentences
30	Phrasals	boyun eğmek	give in to v.
This is not about giving in to the agricultural lobby for the umpteenth time. Bu, tarım lobisine bilmem kaçıncı kez boyun eğmekle de ilgili değildir. More Sentences
31	Phrasals	boyun eğmek	give way to v.
We must not give way to their demands. Biz onların taleplerine boyun eğmemeliyiz. More Sentences
32	Phrasals	boyun eğmek	give in v.
The king is foolish if he believes our rebellion will ever give in! Kral, isyanımızın boyun eğeceğine inanıyorsa aptallık ediyor! More Sentences
33	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	bow to (someone or something) v.
People are wondering if the Commission has bowed to bullying pressure from Spain. İnsanlar Komisyonun İspanya'dan gelen zorbalık baskısına boyun eğip eğmediğini merak ediyor. More Sentences
34	Phrasals	(bir şeye) boyun eğmek	succumb to (something) v.
He succumbed to authority. Otoriteye boyun eğdi. More Sentences
Idioms
35	Idioms	baskıya boyun eğmek	yield to pressure v.
We cannot, nor do we wish to, yield to pressure from the United States. ABD'den gelen baskılara boyun eğemeyiz, eğmek de istemiyoruz. More Sentences
Trade/Economic
36	Trade/Economic	boyun eğmek	submit v.
But the state has never submitted itself to this principle. Ancak devlet hiçbir zaman bu ilkeye boyun eğmemiştir. More Sentences
Law
37	Law	boyun eğme	submission n.
We have the alternative of death and submission. Ölüm ve boyun eğme alternatifimiz var. More Sentences
Politics
38	Politics	boyun eğme	submission n.
We have the alternative of death and submission. Ölüm ve boyun eğme seçeneklerimiz var. More Sentences
39	Politics	boyun eğmek	obey v.
Is there any reason why I must obey him? Ona boyun eğmem için herhangi bir sebep var mı? More Sentences
General
40	General	boyun eğme	bending n.
41	General	katlanma (boyun eğerek)	resignation n.
42	General	boyun eğmezlik	indomitableness n.
43	General	boyun atkısı	muffler n.
44	General	boyun tutulması	crick n.
45	General	boyun tüyleri (hayvanlarda)	ruff n.
46	General	boyun eğme	resignation n.
47	General	boyun (şişede)	neck n.
48	General	tutulmuş boyun	stiff neck n.
49	General	boyun eğme	indulgence n.
50	General	insanların boyun eğmesi ve kurban vermeleriyle yatıştırılacak zorba güç	moloch n.
51	General	boyun eğdirme	subjugation n.
52	General	boyun eğme	compliance n.
53	General	boyun mikrofonu	lavalier microphone n.
54	General	boyun eğmezlik	inflexibleness n.
55	General	boyun tüyleri (kuş)	ruffle n.
56	General	döner boyun kuşu	wryneck n.
57	General	boyun eğmeme	insubordination n.
58	General	boyun eğme	discipline n.
59	General	boyun eğdirme	reduction n.
60	General	boyun borcu	a binding duty n.
61	General	toplum yasalarına aklını kullanarak, kendi özgür istemiyle boyun eğen kişi	satyagrahi n.
62	General	boyun eğme	abidance n.
63	General	boyun tüyleri	hackle n.
64	General	boyun eğme	bow n.
65	General	lastik boyun	rubber necky n.
66	General	boyun egzersizi	neck exercise n.
67	General	boyun tutulması	neck stiffness n.
68	General	boyun mikrofonu	necklace microphone n.
69	General	boyun atkısı	tippet n.
70	General	boyun eğme	acquiescence n.
71	General	boyun atkısı	kerchief n.
72	General	boyun eğme	subjection n.
73	General	boyun takıları	neckwear n.
74	General	boyun askısı	neck strap n.
75	General	boyun bağı	necktie n.
76	General	boyun atkısı	neckerchief n.
77	General	boyun kürkü	necklet n.
78	General	boyun eğmeme	nonsubmissiveness n.
79	General	kavisli boyun	ewe-neck n.
80	General	boyun bağı	cravat n.
81	General	boyun eğme	obeying n.
82	General	boyun atkısı (kadın)	tucker n.
83	General	ceza yöntemi olarak boyun çevresine takılan çivili tasma	cangue n.
84	General	boyun eğen	submitter n.
85	General	boyun simidi	neck float n.
86	General	boyun yastığı	neck pillow n.
87	General	tanrıya boyun eğme	submission to god n.
88	General	boyun sakalı	neckbeard n.
89	General	boyun eğmezlik	indomitability n.
90	General	boyun ağrısı	neck ache n.
91	General	boyun eşarbı	square scarf n.
92	General	boyun askı ipi	neck lanyard n.
93	General	boyun eğme	acquiescency n.
94	General	ceza yöntemi olarak boyun çevresine takılan çivili tasma	cang n.
95	General	boyun eğme	cave-in n.
96	General	boyun eğme	cession [obsolete] n.
97	General	boyun eğmeme	recusance n.
98	General	boyun eğmeme	recusancy n.
99	General	otoriteye boyun eğmeyen kimse	recusant n.
100	General	boyun etrafına süs maksadıyla giyilen yakalık	neckatee [obsolete] n.
101	General	boyun bölgesini koruyan zırh parçası	neckplate n.
102	General	boyun bölgesini koruyan zırh parçası	gorget n.
103	General	boyun eğen kimse	truckler n.
104	General	sorgusuz boyun eğme	kowtow n.
105	General	eskrim maskesine takılan boyun koruyucu bez	bib n.
106	General	boyun mikrofonu	lavalier n.
107	General	boyun mikrofonu	lavaliere n.
108	General	boyun mikrofonu	lavaliere microphone n.
109	General	boyun eğdiren kimse	queller n.
110	General	boyun eğdirme	mercy n.
111	General	boyun eğme	yieldableness n.
112	General	boyun eğme belirtisi	yoke n.
113	General	boğanın boyun postundan yapılan deri	bull neck n.
114	General	kısa, kalın ve güçlü boyun	bull neck n.
115	General	boğanın boyun postundan yapılan deri	bullneck n.
116	General	kısa, kalın ve güçlü boyun	bullneck n.
117	General	baskıya boyun eğme	give n.
118	General	baskıya boyun eğme eğilimi	give n.
119	General	başkalarının iradesine boyun eğme eğilimi	obligingness n.
120	General	boyun bandı	choke-strap n.
121	General	boyun kayışı	choke-strap n.
122	General	boyun bandı	chokestrap n.
123	General	boyun kayışı	chokestrap n.
124	General	düşman ülkenin taleplerine direnç göstermeksizin boyun eğme ve şartlı teslim olma	munich n.
125	General	fazla boyun eğme	overindulgence n.
126	General	(köpekte) boyun etinde kırışıklık	cravat n.
127	General	boyun eğdirme	domage n.
128	General	boyun eğme	pardon n.
129	General	kadere boyun eğme	fatalism n.
130	General	(kölelere takılan) demir boyun tasması	pothook n.
131	General	boyun eğmeme	discompliance n.
132	General	çok sayıda değerli taş ve boncuklardan oluşup boyun kısmına oturan esnek kolye	dog collar n.
133	General	başka birini yükseltmek veya başarıya ulaştırmak için boyun eğdirilen kimse	scalp n.
134	General	elbisenin boyun hattını kesintisiz şekilde ve daralarak gövdeye doğru takip eden takma yaka	shawl collar n.
135	General	gövde ve boyun için alçı kalıp	cuirass n.
136	General	boyun eğme eğilimi	prevenancy [obsolete] n.
137	General	baskın güce tamamen boyun eğmiş kimse	slave n.
138	General	(on sekizinci yüzyılda erkeklerin giydiği) siyah ipek boyun bağı	solitaire n.
139	General	boyun eti	sticking piece n.
140	General	boyun eğme	subscription [obsolete] n.
141	General	boyun eğen kimse	surrenderer n.
142	General	kadere boyun eğmek	bow to fate v.
143	General	boyun eğmek	knuckle under v.
144	General	boyun eğdirmek	quell v.
145	General	boyun eğmek	surrender v.
146	General	boyun eğerek (birşeye) katlanmak	resign oneself to v.
147	General	boyun eğmek	defer to v.
148	General	boyun eğmek	bow down v.
149	General	boyun eğmek	knuckle down v.
150	General	birine boyun eğdirmek	bring someone to his knees v.
151	General	duygularına boyun eğmek	be captive of one's feelings v.
152	General	boyun eğmek	give way v.
153	General	boyun eğmek	kiss the dust v.
154	General	boyun eğmek	succumb v.
155	General	boyun eğmek	bend the knee v.
156	General	boyun eğmek	truckle v.
157	General	boyun eğmek	resign oneself to v.
158	General	korku ile boyun eğdirmek	overawe v.
159	General	boyun eğmek	bow v.
160	General	boyun eğmek	sit down under v.
161	General	boyun eğmek	buckle v.
162	General	birine boyun eğdirmek	bring someone to her knees v.
163	General	boyun eğmek	indulge v.
164	General	kadere boyun eğmek	bow to the inevitable v.
165	General	boyun eğdirmek	subject v.
166	General	hak ettiği cezaya boyun eğmek	take one's medicine v.
167	General	boyun eğdirmek	force to submit v.
168	General	kaprisine boyun eğmek	humor v.
169	General	kaba kuvvetle başkasını boyun eğmeye zorlamak	jackboot v.
170	General	boyun eğmek	truckle to v.
171	General	boyun eğdirilmek	be overpowered v.
172	General	boyun eğdirmek	hold down v.
173	General	birine boyun eğdirmek	get out of v.
174	General	boyun eğmek	conform v.
175	General	kaderine boyun eğmek	accept one's destiny v.
176	General	kaderine boyun eğmek	resign to fate v.
177	General	kaderine boyun eğmek	accept one's fate v.
178	General	kaderine boyun eğmek	resign oneself to one's fate v.
179	General	boyun eğmek	agree to v.
180	General	baskılara boyun eğmek	give in to the pressures v.
181	General	boyun eğmek	give into v.
182	General	baskılara boyun eğmek	bow to the pressures v.
183	General	akran/mahalle baskısına boyun eğmek	succumb to the peer pressure v.
184	General	kaprisine boyun eğmek	humour v.
185	General	boyun eğmek	give ground v.
186	General	taleplerine boyun eğmek	bow to someone's demands v.
187	General	boyun eğdirmek	adjugate v.
188	General	boyun eğdirmek	reduce v.
189	General	boyun eğdirmek	adaunt [obsolete] v.
190	General	boyun eğmek	abide by v.
191	General	boyun bükmek (bitki)	nod v.
192	General	boyun eğmek	throw v.
193	General	boyun eğmek	ungive v.
194	General	sorgusuz boyun eğmek	kowtow v.
195	General	boyun eğdirmek	enslave v.
196	General	(boyun eğmiş birini) özgür bırakmak	unsubject v.
197	General	boyun eğme göstergesi olarak şapka çıkarmak	vail v.
198	General	boyun eğme göstergesi olarak silah indirmek	vail v.
199	General	boyun eğme işareti olarak yelken indirmek	vail [obsolete] v.
200	General	boyun eğdirmek	vanquish v.
201	General	boyun tüyü ile örtmek	hackle [dialect] v.
202	General	boyun eğmemek	harden v.
203	General	boyun eğdirmek	bow v.
204	General	boyun eğmemek	hold v.
205	General	(saldırı veya talihsizliğe) boyun eğmemek	hold up v.
206	General	boyun eğdirmek	humble v.
207	General	boyun eğmeye zorlamak	yoke v.
208	General	fiziksel güce boyun eğmek	give v.
209	General	baskıya boyun eğmek	give v.
210	General	ısrara boyun eğmek	give way v.
211	General	boyun eğmez hale getirmek	obdurate v.
212	General	(birinin) kontrolüne boyun eğmek	obey v.
213	General	boyun eğdirmek	overcrow v.
214	General	(birinin) isteklerine aşırı boyun eğmek	overindulge v.
215	General	boyun eğdirmek	overlay [obsolete] v.
216	General	boyun eğdirmek	overquell v.
217	General	boyun eğdirmek	overreach [obsolete] v.
218	General	boyun eğdirmek	overrun v.
219	General	boyun eğmek	own v.
220	General	zihinsel veya ahlaki güçle boyun eğdirmek	conquer v.
221	General	boyun eğdirmek	devastate v.
222	General	toplumsal baskı veya misilleme korkusundan boyun eğmek	goose-step v.
223	General	boyun eğdirmek	dope v.
224	General	boyun eğmek	consign [obsolete] v.
225	General	boyun eğdirmek	control [obsolete] v.
226	General	boyun eğmek	follow v.
227	General	boyun eğdirmek	preponderate v.
228	General	boyun eğdirmek	scomfit [obsolete] v.
229	General	boğarak boyun eğdirmek	scumfish [dialect] [uk] v.
230	General	boyun eğdirmek	smother v.
231	General	boyun eğmek	prostrate v.
232	General	pasifçe boyun eğmek	spoon-feed v.
233	General	boyun eğdirmek	starve v.
234	General	boyun eğmek	subject [obsolete] v.
235	General	boyun eğmek	subminister v.
236	General	boyun eğen	sequacious adj.
237	General	boyun eğmez	indomitable adj.
238	General	boyun eğmez	obdurate adj.
239	General	boyun eğmemiş	unbowed adj.
240	General	boyun eğmez	unrelenting adj.
241	General	boyun eğen	submissive adj.
242	General	boyun eğmez	unbending adj.
243	General	boyun eğmeyen	unwilling adj.
244	General	boyun eğmeyen	recalcitrant adj.
245	General	boyun eğmez	inexorable adj.
246	General	boyun eğmemiş	unbroken adj.
247	General	boyun eğmez	challenging adj.
248	General	boyun eğmeyen	insubmissive adj.
249	General	boyun eğmez	unflexible adj.
250	General	boyun eğmez	hard-core adj.
251	General	boyun ile ilgili	jugular adj.
252	General	otoriteye boyun eğmeyen	recusant adj.
253	General	boyun eğen	capitulatory adj.
254	General	boyun eğmez	angular adj.
255	General	boyun eğmez	rock-ribbed adj.
256	General	boyun eğen	cessible [obsolete] adj.
257	General	boyun eğmeyen	recusant adj.
258	General	boyun eğdirilmiş	subdued adj.
259	General	boyun eğmez	unbending adj.
260	General	boyun eğmemiş	unbent adj.
261	General	boyun eğmez	unbowed adj.
262	General	boyun eğebilir	yieldable adj.
263	General	boyun eğen	yielding adj.
264	General	boyun eğmeyen	unbowing adj.
265	General	boyun eğmeyen	uncompliant adj.
266	General	boyun eğmeyen	uncomplying adj.
267	General	boyun eğmeyen	unservile adj.
268	General	boyun eğmeyen	unstooping adj.
269	General	boyun eğdirilemez	unsubduable adj.
270	General	boyun eğdirilmemiş	unsubdued adj.
271	General	boyun eğmemiş	unsubjected adj.
272	General	boyun eğmeyen	unsubmitting adj.
273	General	boyun eğen	willful [obsolete] adj.
274	General	boyun eğmeyen	wooden adj.
275	General	boyun eğmez	yieldless adj.
276	General	(özellikle boyun) kalınlaşmış ve güçlenmiş	bulled adj.
277	General	boyun eğen	obsequent [obsolete] adj.
278	General	boyun eğen	obsequious adj.
279	General	boyun eğmeyen	obstinate adj.
280	General	boyun eğdirilmiş	overborne adj.
281	General	boyun eğmez	rockbound adj.
282	General	boyun eğmez	rock-bound adj.
283	General	boyun eğdirilmesi imkansız	invincible adj.
284	General	kolayca boyun eğdirilen	squashable adj.
285	General	boyun eğdirilen	squashable adj.
286	General	boyun eğen	subministrant adj.
287	General	boyun eğen	submiss adj.
288	General	boyun eğen	subordinate [obsolete] adj.
289	General	boyun eğen	succumbent adj.
290	General	boyun eğmez	superior adj.
291	General	boyun eğmeye meyilli	supple adj.
292	General	boyun eğerek	surrenderingly adv.
293	General	boyun eğmez bir şekilde	intransigeantly adv.
294	General	boyun eğmez bir biçimde	unrelentingly adv.
295	General	boyun eğmez bir biçimde	unyieldingly adv.
296	General	boyun eğmeyerek	uncompliantly adv.
297	General	boyun eğmez bir biçimde	indomitably adv.
298	General	boyun eğmiş bir halde	resignedly adv.
299	General	boyun eğerek	submissively adv.
300	General	boyun eğerek	under adv.
301	General	boyun eğerek	yieldingly adv.
302	General	boyun eğerek	underfoot adv.
Phrasals
303	Phrasals	boyun eğdirmek	bring under v.
304	Phrasals	boyun eğmeye zorlamak	buy off v.
305	Phrasals	boyun eğmeye zorlamak	buy out v.
306	Phrasals	boyun eğmeye zorlamak	buy off v.
307	Phrasals	boyun eğmeye zorlamak	buy out v.
308	Phrasals	boyun eğmek	fall in with v.
309	Phrasals	birine ya da bir şeye boyun eğmek	concede to someone or something v.
310	Phrasals	boyun eğmek	acquiesce to (something) v.
311	Phrasals	(birine veya birinin taleplerine) boyun eğmek/yenik düşmek	acquiesce to someone or something v.
312	Phrasals	boyun eğmek	go down to v.
313	Phrasals	boyun eğmek	accommodate oneself v.
314	Phrasals	bir şeye boyun eğmek	bow to something v.
315	Phrasals	baş/boyun eğmek	roll over v.
316	Phrasals	boyun eğmemek	hold out on v.
317	Phrasals	(birine veya bir şeye) boyun eğdirmek	crush down v.
318	Phrasals	birine veya bir şeye boyun eğdirmek	crush someone or something down v.
319	Phrasals	'-e boyun eğmek	acquiesce to v.
320	Phrasals	boyun eğmek	bow before v.
321	Phrasals	birine/bir şeye boyun eğmek	bow before someone or something v.
322	Phrasals	-e boyun eğmek	capitulate to v.
323	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	capitulate to (someone or something) v.
324	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	cave in (to someone or something) v.
325	Phrasals	'-e boyun eğmek	concede to v.
326	Phrasals	(bir konuda) birine/bir şeye boyun eğmek	defer to someone or something (on something) v.
327	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	defer to (someone or something) v.
328	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	give in to (someone or something) v.
329	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	kneel before (someone or something) v.
330	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	kneel down before (someone or something) v.
331	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	knock under (to someone or something) v.
332	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	knuckle under to (someone or something) v.
333	Phrasals	(bir şeye) boyun eğmek	resign (oneself) to (something) v.
334	Phrasals	(bir şeye) boyun eğerek katlanmak	resign (oneself) to (something) v.
335	Phrasals	(birine) boyun eğdirmek	subjugate to (someone) v.
336	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	truckle to (someone or something) v.
337	Phrasals	boyun eğmek	come to [dialect] v.
Phrases
338	Phrases	boyun eğdirmek	do like a dinner [australia] v.
339	Phrases	boyun eğmek	drift with the stream v.
340	Phrases	kimseden korkmadan ve kimseye boyun eğmeden	without fear or favour expr.
Proverb
341	Proverb	ideale ulaşmanın düşmanı vasatlığa boyun eğmektir	the good is the enemy of the best
Colloquial
342	Colloquial	boyun borcu olan görev	incumbent upon someone n.
343	Colloquial	boyun bağı	choker n.
344	Colloquial	boyun eğmek	cave in v.
345	Colloquial	çaresizliğe boyun eğmek	yield to despair v.
346	Colloquial	kadere boyun eğmek	bow to the inevitable v.
347	Colloquial	kaçınılmaza boyun eğmek	bow to the inevitable v.
348	Colloquial	boyun eğdirmek	bulldoze v.
349	Colloquial	boyun eğmek	fold v.
350	Colloquial	kolayca boyun eğen	weak-kneed adj.
351	Colloquial	(bir şeye) kolay boyun eğmeyen/teslim olmayan	unsusceptible to (something) adj.
352	Colloquial	(biri) savaşmadan boyun eğmeyecek	(one) won't give up without a fight expr.
Idioms
353	Idioms	boyun tutulması	a crick in one's neck n.
354	Idioms	boyun eğme	a counsel of despair n.
355	Idioms	boyun tutulması	crick in one's neck n.
356	Idioms	boyun tutulması	crick in neck n.
357	Idioms	boyun eğmeden düşmanla çarpışmak	stand fire v.
358	Idioms	tamamen boyun eğmek	eat dirt v.
359	Idioms	(birisinin) isteklerine boyun eğmek	bow to (one's) demands v.
360	Idioms	birine boyun eğmek	bow down before (someone) v.
361	Idioms	başarısızlığa boyun eğmemek	take a licking but keep on ticking v.
362	Idioms	baskılara boyun eğmek	accede to pressure v.
363	Idioms	boyun eğmemek	scrub round v.
364	Idioms	boyun eğmemek	put a brave face on something v.
365	Idioms	boyun eğdirmek	bring someone to heel v.
366	Idioms	baskıya boyun eğmek	bow to pressure v.
367	Idioms	bir şeye boyun eğmek	cave in to something v.
368	Idioms	boyun eğdirmek	bring somebody to heel v.
369	Idioms	boyun eğmek	knuckle under to v.
370	Idioms	boyun eğmemek	argue against v.
371	Idioms	boyun eğmek	crush into submission v.
372	Idioms	boyun eğmek	give up the fight v.
373	Idioms	boyun eğmek	throw one's hand in v.
374	Idioms	boyun eğmek	come to heel v.
375	Idioms	boyun eğmemek	put a brave front on something v.
376	Idioms	boyun eğdirmek	call somebody to heel v.
377	Idioms	gıkını çıkartmadan boyun eğmek	grin and bear it v.
378	Idioms	görüşüne boyun eğmek	bow to someone's opinion v.
379	Idioms	kaderine boyun eğmek	meet one's doom v.
380	Idioms	kaderine boyun eğmek	endure one's fate v.
381	Idioms	kimseye boyun eğmemek	stand/walk tall v.
382	Idioms	kaderine boyun eğmek	dree one's weird v.
383	Idioms	boyun eğmemek	bid defiance v.
384	Idioms	(birinin) isteklerine boyun eğmek	bow to (one's) demands v.
385	Idioms	birinin isteklerine boyun eğmek	bow to someone's demands v.
386	Idioms	isteksizce/çaresizce boyun eğmek	throw up (one's) hands in despair v.
387	Idioms	birine/bir şeye boyun eğmek	give oneself over to someone or something v.
388	Idioms	birine/bir şeye boyun eğmek	give someone or something best [uk] v.
389	Idioms	boyun eğmeden durmak	hold hard [uk] v.
390	Idioms	çaresizce boyun eğmek	throw up (one's) hands in despair v.
391	Idioms	cezasına boyun eğmek	kiss the rod v.
392	Idioms	taleplere/isteklere boyun eğmek	bow to demands v.
393	Idioms	(birine/bir şeye) boyun eğdirmek	bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.
394	Idioms	(birine) boyun eğdirmek	bring to (one's) knees v.
395	Idioms	birine boyun eğdirmek	bring somebody to their knees v.
396	Idioms	birine/bir şeye boyun eğdirmek	bring someone or something to their knees v.
397	Idioms	birine boyun eğdirmek	bring someone to heel v.
398	Idioms	birine boyun eğdirmek	call someone to heel v.
399	Idioms	birine boyun eğdirmek	bring someone to their knees v.
400	Idioms	boyun eğdirmek	bring to heel v.
401	Idioms	boyun eğdirmek	bring to knees v.
402	Idioms	birine boyun eğdirmek	bring to one's knees v.
403	Idioms	(birine) boyun eğdirmek	call (someone) to heel v.
404	Idioms	boyun eğmek	give (one's) ground v.
405	Idioms	boyun eğmek	give (one's) head for the washing v.
406	Idioms	'-e boyun eğmek	give oneself over to v.
407	Idioms	(birine/bir şeye) boyun eğmek	give way (to somebody/something) v.
408	Idioms	boyun eğmek	give/lose ground v.
409	Idioms	boyun eğmemek	nail (one's) colors to the mast v.
410	Idioms	asla boyun eğdirilemeyen	never-say-die adj.
411	Idioms	her şeye rağmen yıkılmamış/vazgeçmemiş/boyun eğmemiş	bloody but unbowed adj.
412	Idioms	boyun eğerek	in thrall adv.
413	Idioms	boyun eğmez	as hard as the nether millstone expr.
414	Idioms	boyun eğmez	hard as the nether millstone expr.
415	Idioms	boyun eğmez	as hard as nails expr.
416	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek)	like lambs to the slaughter expr.
417	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek)	like a lamb to the slaughter expr.
418	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek)	like a lamb being led to (the) slaughter expr.
419	Idioms	ideale ulaşmanın düşmanı vasatlığa boyun eğmektir	(the) good is the enemy of (the) great expr.
420	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek)	like a lamb to the slaughter expr.
421	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek)	like lambs to the slaughter expr.
422	Idioms	kimseden korkmadan ve kimseye boyun eğmeden	without fear or favor expr.
Speaking
423	Speaking	boyun kaç	how tall are you expr.
424	Speaking	boyun ne kadar?	how tall are you? expr.
425	Speaking	boyun eğmeyeceğim	ı will not bow expr.
426	Speaking	kimseye boyun eğme!	stand tall! expr.
Politics
427	Politics	boyun eğdirmek	depress [obsolete] v.
428	Politics	boyun eğmez	hardline adj.
Industry
429	Industry	boyun destekli yastık	neck support pillow n.
430	Industry	yaka ile boyun bandı arasındaki dikişi düz hale getiren dikişçi	beader n.
Technical
431	Technical	boyun halkası	toggle chain n.
432	Technical	besleyici boyun uzunluğu	riser distance n.
433	Technical	boyun atkısı	neckerchief n.
434	Technical	boyun tutulması	crick n.
435	Technical	boyun noktası	saddle point n.
436	Technical	boyun kürkü	necklet n.
437	Technical	boyun kalıbı	neck mold n.
438	Technical	boyun altı (cam)	base of neck n.
439	Technical	boyun borusu	neck tube n.
440	Technical	boyun verme	waisting n.
441	Technical	boyun kalıbı kolu	neck ring holder n.
442	Technical	boyun kaynaklı flanş	weld neck flange n.
443	Technical	boyun kalıbı	neck mould n.
444	Technical	boyun yatağı	neck bearing n.
445	Technical	boyun bilezik açıklığı	neck ring opening n.
446	Technical	boyun kaynağı	flange weld n.
447	Technical	boyun çatlağı (cam)	annular crack n.
448	Technical	boyun yapıştırma makinesi	neck sealing machine n.
449	Technical	boyun yapıştırması (cam)	neck sealing n.
450	Technical	çok şişmiş boyun	hollow neck n.
451	Technical	eğri boyun	bent neck n.
452	Technical	eğri boyun	slant neck n.
453	Technical	tam boyun yarısı	half-length n.
454	Technical	yamuk boyun	slug neck n.
Television
455	Television	boyun askısı	neck string n.
Textile
456	Textile	boyun çizgisi etrafında dikiş olan kravat	necker n.
457	Textile	boyun bölgesine giyilen veya takılan her türlü giyim eşyası	neckgear n.
458	Textile	boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka	nehru collar n.
459	Textile	boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka	mandarin collar n.
460	Textile	boyun ölçüsü	neck size n.
461	Textile	boyun astarı	neck lining n.
462	Textile	boyun hattı	neckline n.
463	Textile	boyun bağı	tie n.
464	Textile	boyun çevresi	neck girth n.
465	Textile	sırçalı boyun derisi	shoulder grain n.
466	Textile	kravat gibi bağlanan, uçları geniş kare biçimli boyun atkısı	ascot n.
467	Textile	parlak renkli ve gösterişli desenleri olan çok geniş bir boyun bağı	kipper tie n.
468	Textile	boyun koruyucu	hood n.
469	Textile	elbisenin alt boyun hattında kullanılan işleme	modesty n.
470	Textile	dini ve akademik cüppelerde kullanılan beyaz bir tür boyun bağı	geneva bands n.
471	Textile	boyun ve omuzları kolalı giysi	guimpe n.
472	Textile	boyun bağı	overlay [scotland] n.
473	Textile	elbisenin boyun ve korsajındaki süslemeler	robing n.
474	Textile	ingiliz özel okullarında takılıp okulun renklerini taşıyan bir boyun bağı	old school tie n.
475	Textile	atkının boyun ve omuzları örten eşarp benzeri kısmı	gorget n.
476	Textile	boyun dekoltesi	fent [dialect] n.
477	Textile	toplanan boyun bantlı	gathered-neck adj.
478	Textile	boyun atkısı olmayan	untuckered adj.
479	Textile	boyun kısmı normalden daha yüksek olan	high-necked adj.
Architecture
480	Architecture	sütun kornişinin üzerinde yer alan boyun	trachelium n.
481	Architecture	sütun kornişinin üzerinde yer alan boyun	trachelion n.
Automotive
482	Automotive	baş ve boyun desteği	head and neck support n.
483	Automotive	boyun yatağı	brake screw support bracket n.
Medical
484	Medical	erken bebeklik döneminde yüz, boyun ve kollarda kırmızı sivilceli bir döküntü hastalığı	red-gum n.
485	Medical	artkafa kemiğine ya da ilk boyun omuruna eklenen yapı	atlantooccipital n.
486	Medical	baş boyun bölgesi	head and neck region n.
487	Medical	baş-boyun paragangliomları	head and neck paragangliomas n.
488	Medical	baş-boyun operasyonu	head and neck operation n.
489	Medical	baş ve boyun tüberkülozu	head and neck tuberculosis n.
490	Medical	baş ve boyun ultrasonografisi	head and neck ultrasonography n.
491	Medical	baş ve boyun ağrısı	head and neck pain n.
492	Medical	baş-boyun	head and neck n.
493	Medical	beta laktama dirençli boyun lenfadeniti	beta lactam-resistant cervical lymphadenitis n.
494	Medical	baş-boyun ışınlaması	head and neck irradiation n.
495	Medical	baş ve boyun tümörleri	head and neck neoplasms n.
496	Medical	baş boyun pilomatriksomu	pilomatrixoma of the head and neck n.
497	Medical	baş-boyun bölgesi fibröz displazileri	fibrous dysplasia in the head and neck region n.
498	Medical	baş boyun pilomatriksomu	head and neck pilomatrixoma n.
499	Medical	baş ve boyun melanom dışı deri kanserleri	nonmelanoma skin cancers of the head and neck n.
500	Medical	baş boyun hareketleri	head-neck movement n.