dönmek - Turkish English Dictionary

dönmek

Meanings of "dönmek" in English Turkish Dictionary : 125 result(s)

Turkish English
Common Usage
dönmek turn back v.
Tom turned back.
Tom arkasını döndü.

More Sentences
dönmek come back v.
I shall now come back to three points.
Şimdi üç noktaya geri döneceğim.

More Sentences
dönmek revolve v.
Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
Dünya dönmeyi bıraksa, sence ne olur?

More Sentences
dönmek turn v.
Turning now to your demand for the creation of regional advisory fora, I fully agree with this proposal.
Şimdi bölgesel danışma forumlarının oluşturulması talebinize dönecek olursak bu öneriye tamamen katılıyorum.

More Sentences
dönmek return v.
Sorry, I need to return to the office.
Üzgünüm, ofise dönmem gerekiyor.

More Sentences
dönmek rotate v.
The Sun appears to move across the sky because the Earth rotates on its axis.
Dünya kendi ekseninde döndüğü için Güneş gökyüzü boyunca hareket ediyor gibi görünüyor.

More Sentences
General
dönmek go back v.
Let us go back briefly to the core of the matter, however.
Yine de kısaca konunun özüne dönelim.

More Sentences
dönmek break v.
Kazuko broke her promises.
Kazuko sözünden döndü.

More Sentences
dönmek turn over v.
The car made a right turn over there.
Araba şuradan sağa döndü.

More Sentences
dönmek come v.
They will have to come back with firm and positive proposals.
Sağlam ve olumlu önerilerle geri dönmeleri gerekecektir.

More Sentences
dönmek come home v.
When are you coming home?
Eve ne zaman dönüyorsun?

More Sentences
dönmek roll v.
He rolled over in his sleep.
O, uykusunda bir o yana bir bu yana döndü.

More Sentences
dönmek get back v.
Turkey still has a lot to do and has to get back down to work.
Türkiye'nin hala yapması gereken çok şey vardır ve işinin başına dönmelidir.

More Sentences
dönmek break a promise v.
I'd never break a promise.
Verdiğim sözden asla dönmem.

More Sentences
dönmek turn into v.
When I woke up this morning, the rain had turned into snow.
Bu sabah uyandığımda, yağmur kara dönmüştü.

More Sentences
dönmek call back v.
I'll call back in a few minutes.
Birkaç dakika içinde geri döneceğim.

More Sentences
dönmek go round v.
Love makes the world go round.
Sevgi dünyanın dönmesini sağlar.

More Sentences
dönmek round v.
The brakes squealed as our car rounded the bend.
Arabamız virajı dönerken frenler gıcırdadı.

More Sentences
dönmek switch to v.
The conversation switched to politics.
Konuşma siyasete döndü.

More Sentences
dönmek return to v.
We too on the Committee on Agriculture and Rural Development have had to return to the tobacco issue.
Biz de Tarım ve Kırsal Kalkınma Komitesi'nde tütün konusuna geri dönmek zorunda kaldık.

More Sentences
dönmek bear v.
Every pressure must be brought to bear to allow International Atomic Energy Agency inspectors back in.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişlerinin geri dönmesi için her türlü baskı yapılmalıdır.

More Sentences
dönmek turn up v.
I'm not sure when he'll turn up.
Ne zaman döneceğinden emin değilim.

More Sentences
dönmek spin v.
We should not be spinning and pretending otherwise.
Dönüp dolaşıp başka türlü davranmamalıyız.

More Sentences
dönmek rotate v.
The Sun appears to move across the sky because the Earth rotates on its axis.
Dünya kendi ekseninde döndüğü için Güneş gökyüzü boyunca hareket ediyor gibi görünüyor.

More Sentences
dönmek turn v.
Turning now to your demand for the creation of regional advisory fora, I fully agree with this proposal.
Şimdi bölgesel danışma forumlarının oluşturulması talebinize dönecek olursak bu öneriye tamamen katılıyorum.

More Sentences
dönmek whirl v.
There was a storm, and snow began whirling through the street.
Bir fırtına vardı ve kar sokakta dönmeye başladı.

More Sentences
dönmek curve v.
This road curves gently to the right.
Bu yol hafifçe sağa dönüyor.

More Sentences
dönmek return v.
Sorry, I need to return to the office.
Üzgünüm, ofise dönmem gerekiyor.

More Sentences
dönmek giddy v.
My head still felt giddy.
Başım hâlâ dönüyordu.

More Sentences
Phrasals
dönmek turn again v.
There is, however, one more very critical point, and I turn again to the Council of Ministers here.
Ancak çok kritik bir nokta daha var ve burada tekrar Bakanlar Kurulu'na dönüyorum.

More Sentences
dönmek circle over v.
A helicopter circled over us.
Bir helikopter üzerimizde döndü.

More Sentences
Technical
dönmek return v.
Sorry, I need to return to the office.
Üzgünüm, ofise dönmem gerekiyor.

More Sentences
dönmek revolve v.
Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
Dünya dönmeyi bıraksa, sence ne olur?

More Sentences
dönmek spin v.
We should not be spinning and pretending otherwise.
Dönüp dolaşıp başka türlü davranmamalıyız.

More Sentences
dönmek rotate v.
The Sun appears to move across the sky because the Earth rotates on its axis.
Dünya kendi ekseninde döndüğü için Güneş gökyüzü boyunca hareket ediyor gibi görünüyor.

More Sentences
dönmek turn on v.
She turned on her lover.
Sevgilisine sırtını döndü.

More Sentences
Architecture
dönmek return v.
Sorry, I need to return to the office.
Üzgünüm, ofise dönmem gerekiyor.

More Sentences
Automotive
dönmek turn v.
Turning now to your demand for the creation of regional advisory fora, I fully agree with this proposal.
Şimdi bölgesel danışma forumlarının oluşturulması talebinize dönecek olursak bu öneriye tamamen katılıyorum.

More Sentences
dönmek turn over v.
The car made a right turn over there.
Araba şuradan sağa döndü.

More Sentences
General
dönmek recall v.
dönmek twist v.
dönmek repass v.
dönmek renege v.
dönmek reel v.
dönmek front v.
dönmek gyre v.
dönmek change into v.
dönmek swerve v.
dönmek wheel around v.
dönmek chop round v.
dönmek pivot v.
dönmek recant v.
dönmek circle v.
dönmek wheel v.
dönmek turn round v.
dönmek swallow v.
dönmek tumble v.
dönmek deviate v.
dönmek get round v.
dönmek switch v.
dönmek screw v.
dönmek slue v.
dönmek back down v.
dönmek start back v.
dönmek change one's religion v.
dönmek turn one's coat v.
dönmek veer v.
dönmek swing v.
dönmek cant v.
dönmek wheel about v.
dönmek swirl v.
dönmek slew v.
dönmek swim v.
dönmek gyrate v.
dönmek budge from v.
dönmek regress v.
dönmek veer round v.
dönmek twirl v.
dönmek chop about v.
dönmek stay v.
dönmek change one's mind v.
dönmek hinge v.
dönmek go back on v.
dönmek revert v.
dönmek deflect v.
dönmek eddy v.
dönmek face v.
dönmek rejourn v.
dönmek thraw [scottish] v.
dönmek tirl [scottish] v.
dönmek twizzle [brit] v.
dönmek twingle [dialect] v.
dönmek bend v.
dönmek birl v.
dönmek wirble v.
dönmek whammel v.
dönmek bow [obsolete] v.
dönmek reneague v.
dönmek hurl v.
dönmek circumduct v.
dönmek circumgyre v.
dönmek cut v.
dönmek pirl [scotland] v.
dönmek scriggle v.
dönmek skirl v.
Phrasals
dönmek circle around v.
dönmek circle in v.
dönmek cut off v.
Idioms
dönmek turn one's coat v.
Technical
dönmek devolve v.
dönmek circumgyrate v.
dönmek deflect v.
dönmek trundle v.
dönmek defect v.
dönmek circumvolve v.
dönmek revert v.
dönmek wind v.
dönmek windmill v.
Automotive
dönmek swivel v.
Marine
dönmek veer v.
dönmek come about v.
dönmek haul v.
dönmek fetch v.
Latin
dönmek averto v.
Archaic
dönmek yield v.

Meanings of "dönmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
geri dönmek return v.
He ran for a second term and was returned as mayor of the city.
İkinci dönem için aday oldu ve belediye başkanı olarak geri döndü.

More Sentences
General
tersine dönmek reverse v.
I was cautious, and my husband was adventurous; now, the roles have reversed.
Ben temkinliydim, kocam ise maceracıydı; şimdilerde roller tersine döndü.

More Sentences
etrafını dönmek circle v.
The moon circles the earth.
Ay dünyanın etrafında dönüyor.

More Sentences
başı dönmek feel giddy v.
I feel giddy.
Başım dönüyor.

More Sentences
geri dönmek go back v.
People are going back to eating meat, and are again buying it cheaply.
İnsanlar et yemeye geri dönüyor ve eti yine ucuza satın alıyor.

More Sentences
geri dönmek get back v.
Let us get back to our cattle.
Hayvanlarımıza geri dönelim.

More Sentences
sözünden dönmek renege v.
Mary promised to bake me a cake, but then she reneged.
Mary bana kek pişirmeye söz verdi ama sonra sözünden döndü.

More Sentences
sola dönmek turn left v.
When you see a butcher shop ahead of you, turn left.
Önünde kasabı gördüğünde sola dön.

More Sentences
ters dönmek turn v.
She might well have turned in her grave at the recent events in Geneva.
Cenevre'de yaşanan son olaylar karşısında mezarında ters dönmüş olabilir.

More Sentences
ölümden dönmek escape death v.
I escaped death.
Ölümden döndüm.

More Sentences
başı dönmek feel dizzy v.
You didn't feel dizzy.
Başın dönmedi.

More Sentences
arkaya dönmek turn around v.
I turned around.
Arkaya döndüm.

More Sentences
geri dönmek start back v.
Tom started back.
Tom geri döndü.

More Sentences
yörüngede dönmek orbit v.
John Glenn orbited the Earth three times in 1962.
John Glenn, 1962 yılında üç kez Dünya'nın yörüngesinde döndü.

More Sentences
dönmek (eski bir duruma) revert to v.
I would like to revert to the last point I made.
Son söylediğim noktaya tekrar dönmek istiyorum.

More Sentences
etrafında dönmek turn around v.
The world turns around sex, money and drugs.
Dünya seks, para ve uyuşturucu etrafında dönüyor.

More Sentences
etrafında dönmek revolve v.
His wife was here, which was a feat in itself, but the man around whom everything revolved was absent.
Karısı buradaydı, bu başlı başına bir başarıydı, ama her şeyin etrafında döndüğü adam yoktu.

More Sentences
eve dönmek come home v.
He also fought very hard with your daughter when he came home.
Eve döndüğünde kızınızla da çok mücadele etti.

More Sentences
dönmek (kapı/köprü vb bir eksen üzerinde) swing v.
The door suddenly swung open.
Kapı aniden dönerek açıldı.

More Sentences
köşeyi dönmek turn the corner v.
He turned the corner.
Köşeyi döndü.

More Sentences
dönmek (bir yerin üstünde daireler çizerek) circle v.
A seagull circled above the beach.
Bir martı plajın üstünde dönüyordu.

More Sentences
geri dönmek return v.
He ran for a second term and was returned as mayor of the city.
İkinci dönem için aday oldu ve belediye başkanı olarak geri döndü.

More Sentences
sözünden dönmek break a promise v.
Tom never breaks a promise.
Tom asla sözünden dönmez.

More Sentences
sözünden dönmek back out v.
Tom can't back out now.
Tom şimdi sözünden dönemez.

More Sentences
geri dönmek turn back v.
Let's turn back now before it's too late.
Çok geç olmadan önce şimdi geri dönelim.

More Sentences
çılgına dönmek flip v.
The lady really flipped out when she learned she had won a million dollars.
Kadın bir milyon dolar kazandığını öğrenince çılgına döndü.

More Sentences
normale dönmek return to normal v.
Life quickly returned to normal.
Hayat hızla normale döndü.

More Sentences
sözünden dönmek back down v.
We won't back down.
Biz sözümüzden dönmeyeceğiz.

More Sentences
etrafında dönmek revolve around v.
This debate revolves around two or three main themes.
Bu tartışma iki ya da üç ana tema etrafında dönmektedir.

More Sentences
etrafında dönmek round v.
We believed that the earth moves round the sun.
Dünyanın güneşin etrafında döndüğüne inandık.

More Sentences
aleyhine dönmek turn against (for one person to another) v.
The tide is turning against Tom.
Gidişat Tom'un aleyhine dönüyor.

More Sentences
arkasını dönmek turn v.
Tom turned around to face Mary.
Tom arkasını dönüp Mary'ye baktı.

More Sentences
eli boş dönmek return empty-handed v.
Tom returned empty-handed.
Tom eli boş döndü.

More Sentences
işinin başına dönmek get on with v.
Would you just get on with it?
İşinin başına döner misin artık?

More Sentences
çılgına dönmek go ballistic v.
Tom went ballistic.
Tom çılgına döndü.

More Sentences
çılgına dönmek blow a fuse v.
Tom blew a fuse.
Tom çılgına döndü.

More Sentences
çılgına dönmek hit the roof v.
When Dad finds out what you've done, he's going to hit the roof.
Babam ne yaptığını öğrendiğinde, çılgına dönecek.

More Sentences
geriye dönmek turn around v.
You can turn around now.
Artık geriye dönebilirsin.

More Sentences
başa dönmek start over v.
Tom says he's too old to start over.
Tom, başa dönmek için çok yaşlı olduğunu söylüyor.

More Sentences
yatakta dönmek toss and turn v.
I tossed and turned all night.
Bütün gece yatakta döndüm.

More Sentences
eve dönmek return home v.
It is also of significant help to those who subsequently return home.
Daha sonra evlerine dönenlere de önemli ölçüde yardımcı olmaktadır.

More Sentences
harabeye dönmek fall into ruin v.
The tower fell into ruin.
Kule harabeye döndü.

More Sentences
şaşkına dönmek overwhelm v.
They were overwhelmed by the number of volunteers.
Gönüllülerin sayısı karşısında şaşkına dönmüşlerdi.

More Sentences
(baş) dönmek swim v.
After spinning around in circles, her head started to swim.
Daireler çizerek dolandıktan sonra başı dönmeye başladı.

More Sentences
hayata geri dönmek raise v.
According to the New Testament, Lazarus was miraculously raised from the dead four days after the entombment.
Yeni Ahit'e göre, Lazarus toprağa gömüldükten dört gün sonra mucizevi bir şekilde hayata dönmüştür.

More Sentences
Common Usage
çılgına dönmek freak v.
girdap yaparak dönmek swirl v.
yüzünü dönmek face v.
deliye dönmek become enraged v.
General
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse nonimmigrant [usa] n.
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum seaward recovery point n.
fırıl fırıl dönmek sleep v.
virajı dönmek take a bend v.
geri dönmek regain v.
adama dönmek look like somebody v.
sözünden dönmek break one's word v.
aleyhine dönmek turn against v.
daireler çizerek dönmek wheel v.
birdenbire dönmek wheel around v.
bir şey karşısında çılgına dönmek become hysterical over v.
geri dönmek cut back v.
yılan hikayesine dönmek turn into an unresolved mess v.
bir şey karşısında çılgına dönmek get hysterical over v.
(bale) parmak ucunda dönmek pirouette v.
öbür tarafa dönmek turn about v.
dönmek (dininden/prensiplerinden/inançlarından) apostatize v.
arapsaçına dönmek snarl up v.
alçalıp eski durumuna dönmek disembark v.
bir merkezin ekseninde dönmek twizzle v.
eksen çevresinde dönmek rotate v.
dönmek (dininden) abjure v.
tek ayak üzerinde dönmek pirouette v.
fırıl fırıl dönmek spin v.
aynı yoldan geri dönmek double back v.
fırıl fırıl dönmek swirl v.
sözünden dönmek break one's promise v.
sözünden dönmek not keep v.
öfkeden deliye dönmek be berserk v.
gözü dönmek see red v.
dört dönmek search everywhere v.
sözünden dönmek go back on one's word v.
çılgına dönmek have a fit v.
eksen üzerinde dönmek pivot on v.
sözünden dönmek back down from v.
geldiği yoldan geri dönmek backtrack v.
sözünden dönmek back out of v.
fırıl fırıl dönmek whirl v.
başı dönmek feel woozy v.
hızlı dönmek whirl v.
köşeyi dönmek strike it rich v.
adama dönmek look presentable v.
aslına dönmek turn basic v.
fırıl fırıl dönmek twirl v.
geri dönmek come back v.
dininden dönmek renege v.
aleyhine dönmek boomerang on v.
ilkel haline dönmek revert v.
adama dönmek (finally) realize a desirable condition v.
harabeye dönmek go to rack and ruin v.
girdap gibi dönmek swirl v.
ters dönmek turn upside down v.
sadede dönmek hark back v.
çabuk dönmek reel v.
adama dönmek begin to go well v.
ters yönde dönmek retrogress v.
bir eksen üzerinde dönmek swing v.
çorbaya dönmek become a mess v.
zaman içinde geri dönmek return in time v.
fırıl fırıl dönmek reel v.
aleyhine dönmek backfire v.
arkasını dönmek turn one's back v.
fırıldak gibi dönmek whirligig v.
yangın yerine dönmek turn into a bedlam v.
çöpe dönmek get very thin v.
arapsaçına dönmek become thoroughly confused v.
kıbleye dönmek turn towards mecca v.
sudan çıkmış balığa dönmek be like a fish out of water v.
fırıl fırıl dönmek spin round v.
mil etrafında dönmek swivel v.
tersine dönmek become reversed v.
geri dönmek backtrack v.
yuvasına dönmek home v.
geniş bir yay çizerek bir yöne doğru dönmek swing v.
iki cami arasında kalmış beynamaza dönmek be in limbo v.
birdenbire dönmek wheel about v.
eve erken dönmek keep early hours v.
köşeyi dönmek feather one's nest v.
denizden çıkmış balığa dönmek feel like a fish out of water v.
dönmek (başı) reel v.
yıldırım çarpmışa dönmek be thunderstruck v.
ters dönmek turn down v.
öfkeden deliye dönmek go berserk v.
iğne ipliğe dönmek become skin and bones v.
hayata dönmek revive v.
halvete dönmek become very hot v.
motorlu araç yan yatarak köşeyi dönmek careen around the corner v.
tazıya dönmek get very thin v.
helezonlaşarak dönmek swirl v.
dönmek (birinin başı) swim v.
ayrı ayrı dönmek straggle back v.
dönmek (köşeyi/virajı) round v.
arapsaçına dönmek tangle v.
sözünden dönmek backtrack v.
yıldırımla vurulmuşa dönmek be thunderstruck v.
yüzünü dönmek face v.
sözünden dönmek cry off v.
dönmek (bir köşeyi) take v.
etrafında dört dönmek hover around v.
etrafında dönmek circuit v.
geniş bir yay çizerek dönmek swing v.
sahnelere geri dönmek return to stage v.
ters yönde dönmek reverse v.
sözünden dönmek renege on a promise v.
çabucak dönmek whip back v.
ters dönmek capsize v.
dışına dönmek turn out v.
papaza dönmek be too long and untidy v.
bir yandan öbür yana dönmek (uzanmışken/uykudayken) toss v.
hızla dönmek whirl v.
ölümden dönmek back from death's door v.
eski haline dönmek revert v.
arkaya dönmek turn back v.
önceki konuya dönmek hark back to v.
köşe dönmek corner v.
bir yana dönmek turn aside v.
köşeyi dönmek feather one's own nest v.
nevri dönmek become angry v.
yangın yerine dönmek be a complete mess v.
üstünde daireler çizerek dönmek circle v.
dönmek (bir yöne doğru) swing v.
sözünden dönmek go back on one's promise v.
maymuna dönmek look ridiculous v.
birdenbire dönmek wheel round v.
ayrı ayrı dönmek straggle in v.
iki cami arasında kalmış beynamaza dönmek be torn between two choices v.
şaşkına dönmek be stumped v.
özüne dönmek return to self v.
arapsaçına dönmek turn into a mess v.
hızla dönmek twirl v.
fır dönmek hover around somebody v.
fıldır fıldır dönmek whirl v.
mil üzerinde dönmek pivot on v.
fırıl fırıl dönmek eddy v.
şaşkına dönmek be stupefied v.
köşe dönmek get on the gravy train v.
dinden dönmek apostatize v.
yeniden dönmek revert v.
etrafında dönmek hover around v.
kalbura dönmek be riddled v.
deliye dönmek go crazy v.
ters dönmek overturn v.
ters yönde dönmek retrograde v.
boşa dönmek run idle v.
eski haline dönmek relapse v.
iğne ipliğe dönmek waste away v.
dönmek (eski ve kötü haline) relapse into v.
arabayla geri dönmek drive back v.
çok hızlı dönmek sleep v.
geri dönmek zorunda bırakmak drive back v.
dönmek (gemi) put about v.
iğne ipliğe dönmek pine away v.
sahneye geri dönmek get back to the stage v.
semah dönmek whirl v.
bir anda köşeyi dönmek strike it rich v.
aleyhine dönmek go against (for events/a situation) v.
bir o yana bir bu yana dönmek toss and turn v.
yatakta bir o yana bir bu yana dönmek toss and turn v.
görevine dönmek resume one's duty v.
görevine dönmek return to one's duty v.
yerine dönmek go back to one's place v.
yerine dönmek return to one's place v.
zarardan dönmek recoup the loss v.
kabusa dönmek turn into a nightmare v.
zarardan dönmek recover from loss v.
askerden dönmek return from army v.
askerden dönmek come back from army v.
ölümden dönmek return from the dead v.
ölümden dönmek be back from the dead v.
sağa dönmek turn right v.
izinden dönmek return from leave v.
konuya dönmek get back to the subject v.
konuya dönmek return to the subject v.
konuya geri dönmek get back to the subject v.
konuya geri dönmek return to the subject v.
şansı dönmek one's luck turn v.
viraj dönmek turn the bend v.
virajı dönmek take the bend v.
viraj dönmek negotiate the bend v.
viraj dönmek come round the bend v.
panayıra dönmek turn into a festival v.
virajı dönmek come round the bend v.
viraj dönmek round the bend v.
viraj dönmek take the bend v.
festivale dönmek turn into a festival v.
virajı dönmek negotiate the bend v.
virajı dönmek turn the bend v.
virajı dönmek round the bend v.
panayıra dönmek turn into a fair v.
sırtını dönmek turn one's back v.
sırt dönmek turn one's back v.
(rüzgar) dönmek haul v.
sineyimillete dönmek go to polls v.
kendi ekseni etrafında dönmek turn around one's own axis v.
kendi ekseni etrafında dönmek rotate around one's own axis v.
ilkel haline geri dönmek revert v.
eski haline dönmek resume v.
fırıl firıl dönmek eddy v.
girdap gibi dönmek eddy v.
geri dönmek fetch up v.
dut yemiş bülbüle dönmek become tongue-tied v.
yılan hikayesine dönmek become into a long-winded story v.
sözünden dönmek back-pedal v.
geriye dönmek about-turn v.
-e dönmek face v.
yılan hikayesine dönmek turn into a long-winded story v.
-e dönmek turn into v.
-in etrafında bir yörüngede dönmek orbit v.
kendi ekseni çevresinde dönmek gyrate v.
çıkış noktasına geri dönmek get back v.
başlangıç noktasına geri dönmek get back v.
başladığı yere dönmek get back v.
deliye dönmek get mad v.
işe dönmek get down to business v.
sözden dönmek backpedal v.
yeniden eski haline dönmek relapse v.
yeminden dönmek break oath v.
çılgına dönmek combust v.
çılgına dönmek flip one's wig v.
çılgına dönmek hit the ceiling v.
çılgına dönmek flip one's lid v.
çılgına dönmek blow up v.
çılgına dönmek have kittens v.
çılgına dönmek blow one's stack v.
çılgına dönmek fly off the handle v.
çılgına dönmek lose one's temper v.
çılgına dönmek throw a fit v.
boşa dönmek (vida) (screw) to strip v.
eksen etrafında dönmek pivot v.
eksen üzerinde dönmek pivot v.
mil üzerinde dönmek pivot v.
sözünden dönmek rat v.
geri dönmek için yola çıkmak start v.
vida gibi dönmek screw v.
girdap yaparak dönmek swirl v.
yörüngesinde dönmek revolve around v.
yörüngesinde dönmek circle around v.
yörüngesinde dönmek circle round v.
eski haline dönmek come full circle v.
konuya dönmek come back to a subject v.
geri dönmek repatriate v.
eski sevgiliye geri dönmek go back to one's ex-gf/bf v.
eve dönmek go back home v.
eski sevgilisine geri dönmek go back to one's ex-gf/bf v.
eski sevgiliye geri dönmek return to ex v.
eski sevgilisine geri dönmek return to ex v.
ölümün eşiğinden dönmek return from the threshold of death v.
ölümün eşiğinden dönmek come back from the threshold of death v.
okuldan dönmek come back from school v.
başa dönmek go back to beginning v.
okuldan dönmek return from school v.
başa dönmek return to beginning v.
başa dönmek go back to the beginning v.
lehe dönmek turn to advantage v.
kendi ekseni etrafında dönmek whirl around v.
ölümün eşiğinden dönmek cheat death v.
yoldan geri dönmek put back v.
birlikte dönmek corotate v.
önceki duruma dönmek revert back v.
eski haline dönmek revert back v.
memleketine dönmek return home v.
eli boş dönmek come up empty handed v.
eve geri dönmek go back home v.
dünya etrafında dönmek revolve around the world v.
okuldan eve dönmek return home from school v.
yarı yoldan dönmek turn back half-way v.
yatakta dönmek turn in the bed v.
(bir yerden) eve gelmek/dönmek come home from some place v.
şeritleri takip ederek dönmek follow the strips back v.
resim yapmaya dönmek get back to painting v.
emekli olduktan sonra yeniden çalışma hayatına dönmek come out of retirement v.
sahnelere dönmek return to the stage v.
sahneye dönmek return to the stage v.
köyden dönmek return from the village v.
gökyüzüne geri dönmek return to the sky v.
işe geri dönmek go back to work v.
kampa geri dönmek get back to camp v.
sağ salim dönmek return unharmed v.
çılgına dönmek go nuts v.
-a dönmek get back to v.
-e geri dönmek get back to v.
ülkeye dönmek return to the country v.
ülkeye dönmek get back to the country v.
işe dönmek come back to work v.
gördüğü ilgiden başı dönmek be overwhelmed with attention v.
gördüğü alakadan başı dönmek be overwhelmed with attention v.
gerçeğe geri dönmek get back to reality v.
sağa sola dönmek turn right and left v.
(kuş) yurda dönmek home v.
tekrar sahalara dönmek play again v.
ıslah evine dönmek turn into a reform school v.
eski kariyerine dönmek return one's former career v.
yemininden dönmek recall an oath v.
yemininden dönmek unswear v.
yemininden dönmek recant an oath v.
otele dönmek go back to the hotel v.
otele dönmek return to the hotel v.
annesinin evine dönmek return to one's mother's home v.
eve annesine dönmek return to one's mother's home v.
baba ocağına dönmek return to one's mother's home v.
göreve dönmek get back on task v.
işe geri dönmek come back to work v.
kararından geri dönmek reverse a decision v.
hatadan dönmek correct a mistake v.
hapishaneye dönmek go back to prison v.
sürgünden dönmek return from exile v.
tatilden dönmek return from vacation v.
yola sağa dönmek (for a road) turn to the right v.
yol sola dönmek (for a road) turn to the left v.
eve dönmek get back home v.
(birine) telefonla dönmek return someone's call v.
(birine) telefonla dönmek return a call v.
dinden dönmek apostatise v.
dinden dönmek tergiversate v.
aynı yoldan geri dönmek backtrack v.
aleyhe dönmek boomerang v.
ters dönmek roll completely over v.
birinin lehine dönmek turn out to one's advantage v.
şekline dönmek give way to v.
-a/e dönmek give way to v.
sözünden dönmek backpedal v.
sözden dönmek back-pedal v.
dönmek (dininden/prensiplerinden/inançlarından) apostatise v.
yana dönmek turn sideways v.
çöle dönmek turn into a desert v.
eve dönmek come back home v.
360 derece dönmek rotate 360 degrees v.
öfkeden gözü kararmak/dönmek be so blinded by anger v.
dünyaya dönmek come back to the earth v.
dünyaya dönmek return to the earth v.
zamanında dönmek get back in time v.
viraji almak/dönmek negotiate a curve v.
ölümden dönmek come back from the dead v.
çılgına dönmek rage v.
şaşkına dönmek addle v.
barbar dönemlere geri dönmek rebarbarize v.
eski haline dönmek rechange v.
eski haline dönmek reconvert v.
geri dönmek reconvert v.
geri dönmek recover [obsolete] v.
ters dönmek cave [dialect] v.
geri dönmek redound v.
geri dönmek regrede v.
olumsuz davranışa dönmek regress v.
tersine dönmek change by reversal v.
hayata dönmek relive v.
topaç gibi dönmek teetotum v.
dönemeci dönmek turn a corner v.
yüzünü dönmek turn head v.
sırtını dönmek turn the back on one v.
önünü dönmek turn head v.
baş aşağı dönmek topsyturn v.
arapsaçına dönmek tousel v.
arapsaçına dönmek towzle v.
arapsaçına dönmek towsle v.
ters dönmek tump over v.
başı dönmek turn v.
etrafında dönmek turn v.
köşeyi dönmek turn v.
aniden geriye dönmek twirl v.
(at) ileriye doğru giderken boynunu veya vücudunu çevirmeden dönmek two-track v.
kararından dönmek undecide v.
ters dönmek underturn v.
aniden dönmek zig v.
ters dönmek upend v.
bir o yana bir bu yana dönmek euripize v.
sözünden dönmek weasel (out) v.
fırıl fırıl dönmek wirble v.
hızlı dönmek wirble v.
ters dönmek whemmle v.
girdap şeklinde dönmek whorl v.
bükülerek dönmek whorl v.
şaşkına dönmek wilder v.
düzelmişken yine eski kötü tavrına dönmek fall from grace v.
daireler çizerek dönmek mill v.
arıza durumunda güvenli moda dönmek fail-safe v.
sola dönmek haw v.
başlangıç noktasına geri dönmek bounce v.
(özellikle ani bir şekilde) eski haline dönmek break back v.
(menteşe gibi) dönmek hinge v.
yanlış yere dönmek misderive [obsolete] v.
sözünden dönmek reneague v.
iddiadan dönmek renegue v.
geriye dönmek retrovert v.
eski haline dönmek retrovert v.
geri dönmek re-turn v.
tekrar dönmek re-turn v.
(fikirden, yargıdan) dönmek revert v.
eskiye dönmek revert v.
geri dönmek revolve [obsolete] v.
birbirini takip eden olayların başına veya ilk evresine dönmek rewind v.
fırıl fırıl dönmek hurl [dialect] [uk] v.
(bir yerden/şeyden) evine dönmek come home from (some place or something) v.
uyarı yapmaksızın kendi grubunun aleyhine dönmek mutiny v.
normal pozisyona geri dönmek righten v.
dik pozisyona geri dönmek righten v.
etrafında dönmek claver [dialect] [uk] v.
yana dönmek depart v.
ani hızlanma veya fren nedeniyle tekerlek içinde dönmek gerbil v.
fırıl fırıl dönmek giddy v.
(deniz) girdap yaparak dönmek gurge v.
izleyicilere dönmek open up v.
kameraya doğru dönmek open up v.
geri dönmek overturn v.
harabeye dönmek ruinate [dialect] v.
karşıdakini aşağılama amacıyla sırtını dönmek rump v.
geri dönmek run v.
kızıl kahverengiye dönmek russet v.
pas rengine dönmek rust v.
(arabayla, bisikletle) dönmek hang v.
bir yana dönmek deturn [obsolete] v.
doğuya dönmek disoccident v.
bir yana dönmek disturn v.
çılgına dönmek dwaul v.
(birine/bir yere) dönmek dwell v.
iğne ipliğe dönmek dwine [dialect] v.
bir eksen etrafında dönmek circumduct v.
spiral şeklinde içe doğru dönmek circumvolute v.
hızla (bir yana) dönmek cock v.
birbiri etrafında dönmek complicate v.
köşeyi dönmek crash v.
(köşe) etrafında dikkatlice dönmek pie v.
pembeye dönmek pink v.
rüzgar gülü gibi hızla dönmek pinwheel v.
lapaya dönmek turn to mush v.
sırtını dönmek cross (up) v.
içe ve dışa doğru dönmek intort v.
içe doğru dönmek inturn v.
eski haline geri dönmek involute v.
yavaşça kendi etrafında dönmek pirouette v.
dar alanda kendi etrafında dönmek pirouette v.
köşeyi dönmek become rich all at once v.
(döner diğer bir ürün ile) aynı hızda dönmek corotation v.
birlikte dönmek corotation v.
fistüle dönmek fistulate [obsolete] v.
birden dönmek flop v.
sağa veya sola dönmek gee v.
sağa veya sola dönmek gee ho v.
(belirli bir yöne) yüzünü dönmek orientate [uk] v.
daha çok dönmek outwhirl v.
eve dönmek roost v.
vida gibi dönmek screw v.
yılan gibi dönmek serpent v.
yana dönmek side v.
iskelete dönmek skeletonize [us] v.
iskelete dönmek skeletonise [uk] v.
iğne ipliğe dönmek smartle v.
... istikametine dönmek point v.
kalamara dönmek squid v.
kenar mahalleye dönmek suburbanise [uk] v.
sola (dönmek) counterclockwise adv.