düşüş - Turkish English Dictionary

düşüş

Meanings of "düşüş" in English Turkish Dictionary : 64 result(s)

Turkish English
Common Usage
düşüş decline n.
We must ensure that this decline is not accelerated instead of remedied.
Bu düşüşün düzeltilmesi yerine hızlandırılmamasını sağlamalıyız.

More Sentences
düşüş downfall n.
When he was at the acme of his career, a scandal brought about his downfall.
Kariyerinin zirvesindeyken, bir skandal onun düşüşüne neden oldu.

More Sentences
düşüş drop n.
There was a dramatic drop in temperatures throughout the country.
Ülke genelinde sıcaklıklarda çarpıcı bir düşüş yaşandı.

More Sentences
düşüş decrease n.
Only 1% of companies expects a decrease.
Şirketlerin sadece %1'i düşüş beklemektedir.

More Sentences
General
düşüş ignominy n.
His resignation was followed by a period of ignominy.
Adamın istifasının ardından bir düşüş dönemi geldi.

More Sentences
düşüş falling n.
I think the price will not break the falling trend at once.
Fiyatın düşüş trendini bir anda kırmayacağını düşünüyorum.

More Sentences
düşüş reduction n.
The report limits itself to mentioning a reduction in prices.
Rapor, fiyatlarda bir düşüşten bahsetmekle yetiniyor.

More Sentences
düşüş slip n.
There is a considerable slip in car prices.
Araba fiyatlarında çarpıcı bir düşüş söz konusu.

More Sentences
düşüş drop-off n.
There has been a drop-off in sales.
Satışlarda bir düşüş var.

More Sentences
düşüş turndown n.
The crisis caused a turndown in consumer spending.
Kriz, tüketici harcamalarında düşüşe neden oldu.

More Sentences
Trade/Economic
düşüş decline n.
The last two decades have unfortunately seen a sharp decline in the number of EU seafarers.
Ne yazık ki son yirmi yılda AB denizcilerinin sayısında keskin bir düşüş yaşanmıştır.

More Sentences
düşüş decrease n.
This represents a decrease of 2.54% on the 2003 figure.
Bu, 2003 rakamına göre %2.54'lük bir düşüşü temsil etmektedir.

More Sentences
Common Usage
düşüş fall n.
General
düşüş ebb n.
düşüş slide n.
düşüş ebb tide n.
düşüş collapse n.
düşüş cutback n.
düşüş downgrade n.
düşüş tumble n.
düşüş sinking n.
düşüş labefaction n.
düşüş downtrend n.
düşüş eclipse n.
düşüş decay n.
düşüş purler n.
düşüş descent n.
düşüş comedown n.
düşüş spill n.
düşüş sagging n.
düşüş slump n.
düşüş crash n.
düşüş falloff n.
düşüş toppling n.
düşüş scale-down n.
düşüş slipping n.
düşüş recession n.
düşüş letdown n.
düşüş let-down n.
düşüş wipeout n.
düşüş falloff n.
düşüş declension n.
düşüş imminution n.
düşüş disencrese [obsolete] n.
düşüş dwindle n.
düşüş digger [dialect] n.
düşüş downbeat n.
düşüş downfalling n.
düşüş coup [scotland] n.
düşüş recessional adj.
Idioms
düşüş inroad n.
düşüş low ebb n.
Trade/Economic
düşüş degression n.
düşüş relapse n.
düşüş downtick n.
düşüş recession n.
Technical
düşüş droop n.
düşüş precipitation n.
Social Sciences
düşüş declinism n.
Meteorology
düşüş fall n.
düşüş lapse n.
Archaic
düşüş declination n.
Slang
düşüş brodie n.
düşüş stack [australia] n.

Meanings of "düşüş" with other terms in English Turkish Dictionary : 222 result(s)

Turkish English
General
düşüş (fiyat/oy/müşteri sayısı vb'nde) slump n.
The 'Everything but arms' initiative, therefore, to some extent offset the slump observed in 2001 and 2002.
Dolayısıyla 'Silahlar hariç her şey' girişimi, 2001 ve 2002'de gözlemlenen düşüşü bir ölçüde telafi etti.

More Sentences
düşüş (fiyat/talep/ısı vb'nde) fall n.
His painting depicts the fall of Babylon.
Tablosu Babil'in düşüşünü tasvir ediyor.

More Sentences
düşüş yaşamak fall v.
The Turkish lira has fallen more than 40 percent since the start of the year.
Türk Lirası senenin başından itibaren %40'tan fazla düşüş yaşadı.

More Sentences
düşüş göstermek fall v.
Last year, poverty in this country fell at the fastest rate in nearly 50 years.
Geçen yıl, bu ülkede yoksulluk yaklaşık 50 yılın en hızlı düşüşünü gösterdi.

More Sentences
(yatırımcı) düşüş beklentisi olan bearish adj.
The bearish investor predicted a downturn in the market.
Düşüş beklentisi olan yatırımcı, piyasada bir gerileme olacağını öngördü.

More Sentences
düşüş eğiliminde olan bearish adj.
Investors were cautious due to the bearish market conditions.
Düşüş eğilimindeki piyasa koşulları nedeniyle yatırımcılar temkinli davranıyordu.

More Sentences
Trade/Economic
düşüş eğilimi downward trend n.
Europe is a relative exception, but not to the extent of correcting a worldwide downward trend.
Avrupa göreceli bir istisnadır ancak dünya çapındaki düşüş eğilimini düzeltecek ölçüde değildir.

More Sentences
Common Usage
düşüş göstermek decrease v.
General
dikey düşüş vertical drop n.
düşüş hali downwardness n.
düşüş rüzgarı fall wind n.
çok fena düşüş cropper n.
ani düşüş slump n.
ani düşüş nose dive n.
ani düşüş downcome n.
düşüş (uyuşturucu vb etkisinden) falling n.
düşüş hızı rate of fall n.
fiyatlarda düşüş a drop in prices n.
düşüş meyili slope of fall n.
düşüş eğikliği slope of fall n.
ani düşüş trough n.
keskin düşüş sharp drop n.
ani düşüş anticlimax n.
aşağı düşüş droop n.
çok az düşüş slight reduction n.
ölüm oranındaki düşüş decline in mortality rate n.
ölüm oranındaki düşüş decrease in mortality rate n.
güçteki düşüş decrease in strength n.
güçteki düşüş decrease in power n.
güçteki düşüş power decrease n.
büyük düşüş large fall n.
büyük düşüş big fall n.
satışlardaki düşüş decline in sales n.
satışlardaki düşüş drop in sales n.
ani düşüş nosedive n.
son düşüş last fall n.
serbest düşüş skydiving n.
belirgin düşüş significant decrease n.
belirgin düşüş marked fall n.
hızlı düşüş precipitous drop n.
hızlı düşüş toboggan n.
(ahlaki) düşüş lapse n.
(dağcı) düşüş durdurma sistemi belay n.
düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi half life n.
aşağı doğru düşüş hang n.
heyecandan sonra oluşan düşüş hangover n.
heyecanlı bir dönemden sonra gelen düşüş hangover n.
bir şeyin düşüş mesafesi fall n.
nicelikte düşüş falloff n.
şiddetli düşüş mucker n.
nicelikte düşüş falloff n.
kötü düşüş gutzer n.
ani düşüş illapse n.
düşüş hali dyingness n.
tepe üstü düşüş crowner n.
ani düşüş plump n.
kalça üstü düşüş pratfall n.
kıç üstü düşüş pratfall n.
kalça üstü düşüş prattfall n.
kıç üstü düşüş prattfall n.
düşüş dönemi skids n.
büyük düşüş sharp decline n.
ani düşüş squash n.
(yumuşak ve ağır nesne) ani düşüş squash n.
sert düşüş squat n.
sağlık vb düşüş göstermek go downhill v.
düşüş kaydetmek be on the decline v.
düşüş yaşamak be on the decline v.
düşüş kaydetmek fall v.
düşüş yaşamak decrease v.
düşüş göstermek be on the decline v.
düşüş kaydetmek decrease v.
düşüş yaşamak drop off v.
düşüş göstermek drop off v.
sayısında düşüş olmak decrease in number v.
düşüş göstermek disencrese [obsolete] v.
ani (düşüş) sharp adj.
düşüş eğiliminde bearishly adv.
(sıcaklıkta) düşüş anlamı veren ön ek kata- pref.
düşüş anlamı veren ön ek clin- pref.
Phrasals
ani/ciddi düşüş yaşamak plummet (down) to (something or some place) v.
ani/ciddi düşüş yaşamak plummet to something v.
yüksek bir pozisyondan ani düşüş yaşamak tumble from (something) v.
güçte, statüde, zenginlikte düşüş yaşamak tumble from (something) v.
ani/ciddi düşüş yaşamak plummet to v.
Proverb
gururun ardından yıkım, kibirli ruhun ardından da düşüş gelir pride goes before destruction, a haughty spirit before a fall
Idioms
düşüş döneminde olmak have a lean patch v.
çarpıcı biçimde yükselmek (ve aynı şekilde düşüş yaşamak) rise like a rocket (and fall like a stick) v.
düşüş içerisinde on the skids expr.
Speaking
fiyatlarda hafif bir düşüş gerçekleşti a slight decline took place in the prices expr.
Trade/Economic
fiyatta keskin düşüş reaction n.
ani artış-düşüş boom and slump n.
ani düşüş sudden fall n.
ani düşüş sudden decline n.
ani düşüş sudden decrease n.
ani düşüş unexpected fall n.
ani yükseliş ve düşüş boom and bust n.
beklenmedik düşüş unexpected fall n.
birden bire ve hızlı düşüş slump n.
borsa fiyatlarındaki ciddi düşüş sliding trend n.
büyük düşüş sharp decrease n.
çifte düşüş (fiyatlarda bir gerileme yaşanırken ikinci bir dalganın vurması) a double-dip plunge n.
değerde düşüş decrease in value n.
düşüş trendi downtrend n.
düşüş kilidi drop lock n.
fiyatların düşüş kaydettiği piyasa bear market n.
fiyatlarda düşüş depression n.
fiyatlardaki ani düşüş shakeout n.
fiyatlarda düşüş decline in prices n.
fiyatlarda düşüş decrease in prices n.
hafif düşüş (fiyat) ease n.
hızlı düşüş rapid decrease n.
hızlı düşüş rapid decline n.
ihracatta düşüş decrease in export n.
ihracatta düşüş decline in export n.
işlerdeki düşüş decline of business n.
kıymette düşüş decrease in value n.
petrol gelirlerindeki ani gerileme/düşüş slump in oil revenues n.
piyasanın kriz sonrasında düşüş eğiliminden kurtulamasa da az oranda bile olsa toparlanması dead-cat bounce n.
satışlarda düşüş sales decline n.
sert düşüş sharp fall n.
sert düşüş hard landing n.
stok değerindeki düşüş decrease in stock value n.
işlerde ani düşüş bust n.
artmakta olan fiyatların düşüş eğilimine geçmesi topping-out n.
paranın değerinde düşüş inflation n.
kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk double dip n.
düşüş döngüsü downcycle n.
düşüş döngüsü down cycle n.
(fiyat) düşüş eğilimi downside n.
(mali piyasalarda) ani ve hızlı düşüş downspin n.
piyasa değerinde düşüş correction n.
piyasa fiyatında düşüş correction n.
ticari faaliyetlerde düşüş correction n.
(hisse senedi, gayri maddi kıymette) keskin düşüş dive n.
(menkul kıymetler piyasasında) fiyatlarda ani düşüş yaratan elden çıkarma süreci selloff n.
(borsa fiyatlarında) belirgin ani düşüş sell-off n.
(borsa fiyatlarında) belirgin ani düşüş selling-off n.
fiyatta ani ve sert düşüş spill n.
düşüş kaydetmek show a decrease v.
düşüş eğilimi göstermek show a falling tendency v.
düşüş eğiliminde olmak show a falling tendency v.
düşüş göstermek show a decrease v.
(piyasada) ani düşüş yaratmak slump v.
düşüş halinde declining adj.
yükseliş ve düşüş döngüsüyle ilgili boom-bust adj.
yükseliş ve düşüş döngüsüyle ilgili boom and bust adj.
Politics
ani yükseliş ve düşüş dönemi boom-and-bust episode n.
sürekli düşüş downward spiral n.
Technical
adiyabatik sıcaklık düşüş oranı adiabatic lapse rate n.
ani düşüş anticlimax n.
basamaklı düşüş stepped drop n.
düşüş hızı rate of fall n.
düşüş boruları downcomer tubes n.
en yüksek dereceden düşüş bathos n.
elektrik gerilimindeki düşüş voltage drop n.
geri sarımlı düşüş durdurma sistemi self retractable lifeline n.
geri sarımlı düşüş durdurucu self retractable fall arrester n.
geri sarımlı düşüş durdurucu self retractable lifeline n.
geri sarımlı düşüş durdurma sistemi self retractable fall arrester n.
logaritmik düşüş logarithmic decrement n.
ön duvar düşüş boruları front wall downcomers n.
serbest düşüş ivmesi acceleration of free fall n.
serbest düşüş free drop n.
serbest düşüş free fall n.
serbest düşüş freefall n.
belirli bir frekansı aşan frekans aralığının yükselmesi veya düşürülmesi ile ses kayıt sisteminin iletim verimliliğinde kademeli düşüş roll off n.
grafikte keskin yükseliş/düşüş noktası spike n.
Computer
düşüş/sn declines/sec expr.
Telecom
düşüş zamanı fall time n.
Electric
güç kaynağındaki gerilimde anlık düşüş sag n.
Lighting
anormal katotsal düşüş abnormal cathode fall n.
katotsal düşüş cathode drop n.
katotsal düşüş cathode fall n.
normal katotsal düşüş normal cathode fall n.
Automotive
ani düşüş drop n.
Aeronautic
serbest düşüş free fall n.
serbest düşüş hızı free-fall velocity n.
Medical
bilirubin düzeyinde düşüş decrease of bilirubin level n.
mental fonksiyonlarda düşüş decreasing mental capability n.
serum insülin ve androjen seviyelerinde düşüş decrease in serum insulin and androgen levels n.
hastanın hemoglobinindeki oksijen doygunluğu seviyesinde düşüş desaturation n.
Psychology
nihai düşüş terminal drop n.
Statistics
istatistiksel düşüş statistical decline n.
istatistiksel düşüş statistical decrease n.
istatistiksel düşüş statistical drop n.
istatistiksel düşüş eğilimi downswing n.
Physics
erkin düşüş free fall n.
serbest düşüş free fall n.
Apiculture
baharda populasyon sayısındaki düşüş spring dwindling n.
Religious
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğine inanan kimse supralapsarian n.
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğini öne süren dini bir öğreti supralapsarianism n.
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğine inanan kimse supralapsary n.
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğini öne süren dini öğretiye ait veya ilgili supralapsarian adj.
tanrı'nın düşüş'ten önce kimin selamete erip kimin ermeyeceğini tayin ettiğini öne süren dini öğretiye ait veya ilgili supralapsary adj.
Environment
gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında keskin düşüş yaşanan dönem crash n.
Meteorology
düşüş oranı lapse-rate n.
düşüş limiti lapse limit n.
düşüş rüzgarı fall wind n.
kuru adiyabatik sıcaklık düşüş hızı dry-adiabatic lapse rate n.
Military
düşüş balistiği terminal ballistics n.
düşüş açısı angle of fall n.
düşüş noktası impact point n.
düşüş ölçme şamandırası drift float n.
düşüş hattı line of fall n.
düşüş açısı quadrant angle of fall n.
düşüş noktası point of fall n.
düşüş noktası level point n.
serbest düşüş free fall n.
Sport
düşüş teknikleri falling techniques n.
geriye düşüş fall backwards n.
güreşte bir düşüş cross press n.
neredeyse temas yokken gerçekleşen abartılı düşüş flop n.
(dağcılıkta) iniş ve düşüş durdurucu emniyet aleti self-belay n.
serbest düşüş freefall parachuting n.
serbest düşüş akrobasisi yapmak skysurf v.
Music
perdede düşüş drop n.
Ornithology
(şahin veya doğan) açı çizerek düşüş slice n.
Slang
astronotların yerçekimsiz ortamda mide bulantısını deneyimlemeleri için dalıp serbest düşüş yapan bir uçak vomit comet n.
düşüş dönemi the skids n.
(uyuşturucu) düşüş yaşatmak bring down v.
Star Wars
düşüş noktası point down n.