|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
karşılıklı anlayış |
mutual understanding n.
|
|
Dialogue promotes mutual understanding among peoples in the cause of peace.
Diyalog, barış için halklar arasında karşılıklı anlayışı teşvik eder.
More Sentences
|
2 |
General |
karşılıklı yardım |
mutual aid n.
|
|
Indeed, mutual aid and the free exchange of ideas are part of the Internet's splendid philosophy.
Gerçekten de karşılıklı yardımlaşma ve fikirlerin serbestçe paylaşımı internetin muhteşem felsefesinin bir parçasıdır.
More Sentences
|
3 |
General |
karşılıklı saygı |
mutual respect n.
|
|
Economic development must not disregard human rights or mutual respect for differences.
Ekonomik kalkınma, insan haklarını veya farklılıklara karşılıklı saygıyı göz ardı etmemelidir.
More Sentences
|
4 |
General |
karşılıklı sorumluluk |
mutual responsibility n.
|
|
We have common problems and also mutual responsibilities and each party must take on those responsibilities.
Ortak sorunlarımız ve aynı zamanda karşılıklı sorumluluklarımız var ve her bir taraf bu sorumlulukları üstlenmelidir.
More Sentences
|
5 |
General |
karşılıklı suçlama |
recrimination n.
|
|
Failure to do so will see the brave new world collapse into stagnation and mutual recriminations.
Bunu yapmamak cesur yeni dünyanın durgunluğa ve karşılıklı suçlamalara gömülmesine neden olacaktır.
More Sentences
|
6 |
General |
karşılıklı anlayışsızlık |
mutual incomprehension n.
|
|
There is a gulf of mutual incomprehension between the EU and the US.
AB ve ABD arasında karşılıklı anlayışsızlıktan kaynaklanan bir uçurum var.
More Sentences
|
7 |
General |
karşılıklı hoşgörü |
mutual tolerance n.
|
|
It may inject real dynamism into society if it is based on genuine mutual tolerance.
Gerçek bir karşılıklı hoşgörüye dayandığı takdirde topluma gerçek bir dinamizm kazandırabilir.
More Sentences
|
8 |
General |
karşılıklı ateş etme |
exchange n.
|
|
Luckily, no one was hurt during the exchange of gunfire.
Karşılıklı ateş edildiği esnada şans eseri kimse yaralanmadı.
More Sentences
|
9 |
General |
karşılıklı olarak |
mutually adv.
|
|
I think that we must work together to establish mutually acceptable proposals.
Karşılıklı olarak kabul edilebilir teklifler oluşturmak için birlikte çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
10 |
Trade/Economic |
karşılıklı çıkar |
mutual interest n.
|
|
We mention the northern dimension in this regard and all kinds of things that are in our mutual interest.
Bu konuda kuzey boyutundan ve karşılıklı çıkarımıza olan her türlü şeyden bahsediyoruz.
More Sentences
|
11 |
Trade/Economic |
karşılıklı bağımlılık |
interdependence n.
|
|
The interdependence between macropolicy and full employment is evident.
Makro politika ile tam istihdam arasındaki karşılıklı bağımlılık açıktır.
More Sentences
|
12 |
Trade/Economic |
karşılıklı tanıma |
mutual recognition n.
|
|
This is why this mutual recognition is the ideal tool for cooperating in this sensitive area.
İşte bu nedenle karşılıklı tanıma, bu hassas alanda işbirliği yapmak için ideal bir araçtır.
More Sentences
|
13 |
Trade/Economic |
karşılıklı yardım |
mutual aid n.
|
|
Indeed, mutual aid and the free exchange of ideas are part of the Internet's splendid philosophy.
Aslında, karşılıklı yardımlaşma ve fikirlerin serbestçe paylaşılması internetin muhteşem felsefesinin bir parçasıdır.
More Sentences
|
14 |
Trade/Economic |
karşılıklı anlaşma |
mutual agreement n.
|
|
The enlargement process cannot be forced, but must be the outcome of mutual agreement and founded on mutual trust.
Genişleme süreci zorlanamaz, ancak karşılıklı anlaşmanın bir sonucu olmalı ve karşılıklı güvene dayanmalıdır.
More Sentences
|
General |
|
15 |
General |
karşılıklı talep |
reciprocal demand n.
|
|
16 |
General |
karşılıklı konuşma |
dual conversation n.
|
|
17 |
General |
karşılıklı yapraklar |
opposite leaves n.
|
|
18 |
General |
karşılıklı etki |
reciprocation n.
|
|
19 |
General |
karşılıklı meydan okuma |
confrontation n.
|
|
20 |
General |
karşılıklı etkilenme |
interactive relation n.
|
|
21 |
General |
karşılıklı güvenlik |
collective security n.
|
|
22 |
General |
karşılıklı sermaye |
mutual fund n.
|
|
23 |
General |
karşılıklı dayanışma |
interdependency n.
|
|
24 |
General |
karşılıklı konuşma |
colloquy n.
|
|
25 |
General |
karşılıklı ilişki |
interrelation n.
|
|
26 |
General |
karşılıklı anlaşma |
collective bargaining n.
|
|
27 |
General |
karşılıklı ilişki |
mutual affinity n.
|
|
28 |
General |
karşılıklı konuşma |
dialogue n.
|
|
29 |
General |
karşılıklı olarak bilme |
interknowledge n.
|
|
30 |
General |
karşılıklı etki |
reciprocal influence n.
|
|
31 |
General |
karşılıklı değişme |
reciprocation n.
|
|
32 |
General |
karşılıklı durum |
reciprocity n.
|
|
33 |
General |
karşılıklı benzeme |
mutual resemblance n.
|
|
34 |
General |
karşılıklı alıp verme |
exchange n.
|
|
35 |
General |
karşılıklı şikayet |
recrimination n.
|
|
|
36 |
General |
karşılıklı iki sayfa |
folio n.
|
|
37 |
General |
karşılıklı muhalefet |
mutual opposition n.
|
|
38 |
General |
karşılıklı etki |
mutual affection n.
|
|
39 |
General |
karşılıklı olarak yapma |
exchange n.
|
|
40 |
General |
karşılıklı taahhüt |
agreement n.
|
|
41 |
General |
karşılıklı ilişki |
reciprocation n.
|
|
42 |
General |
karşılıklı hale getirme |
mutualization n.
|
|
43 |
General |
karşılıklı değiştirme |
swap n.
|
|
44 |
General |
karşılıklı konuşma |
discoursing n.
|
|
45 |
General |
karşılıklı etkileme |
interplay n.
|
|
46 |
General |
karşılıklı değiştirme |
swop n.
|
|
47 |
General |
karşılıklı etkilenme |
interaction n.
|
|
48 |
General |
karşılıklı dayanışma |
interdependence n.
|
|
49 |
General |
karşılıklı sigorta |
mutual insurance n.
|
|
50 |
General |
karşılıklı etki |
mutual action n.
|
|
51 |
General |
aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa (gazete) |
spread n.
|
|
52 |
General |
karşılıklı konuşma |
duologue n.
|
|
53 |
General |
karşılıklı anlaşma |
collective agreement n.
|
|
54 |
General |
karşılıklı olarak birbirini tanıma |
interknowledge n.
|
|
55 |
General |
karşılıklı olma |
reciprocity n.
|
|
56 |
General |
karşılıklı iştirak |
mutual participation n.
|
|
57 |
General |
karşılıklı çalışabilirlik |
interoperability n.
|
|
58 |
General |
karşılıklı kullanılabilirlik |
interoperability n.
|
|
59 |
General |
karşılıklı iştirak |
mutual attendance n.
|
|
60 |
General |
karşılıklı iştirak |
corresponding participation n.
|
|
61 |
General |
karşılıklı kilitlenme |
deadlock n.
|
|
62 |
General |
karşılıklı ilişki |
intercommunion n.
|
|
63 |
General |
karşılıklı göç |
intermigration n.
|
|
64 |
General |
karşılıklı sigorta |
interinsurance n.
|
|
65 |
General |
karşılıklı sorumluluk |
shared responsibility n.
|
|
66 |
General |
karşılıklı sorumluluk |
joint responsibility n.
|
|
67 |
General |
karşılıklı kabul |
mutual consent n.
|
|
68 |
General |
karşılıklı onay |
reciprocal approval n.
|
|
69 |
General |
karşılıklı rıza |
mutual consent n.
|
|
70 |
General |
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik |
open marriage n.
|
|
71 |
General |
karşılıklı ticaret |
counter trade n.
|
|
72 |
General |
karşılıklı haklar |
mutual rights n.
|
|
73 |
General |
karşılıklı sevgi ve saygı |
mutual love and respect n.
|
|
74 |
General |
karşılıklı ketlenme |
lock up n.
|
|
75 |
General |
karşılıklı değişme |
intermutation n.
|
|
76 |
General |
karşılıklı değişim |
intermutation n.
|
|
77 |
General |
karşılıklı anlaşma |
agreement by mutual n.
|
|
78 |
General |
karşılıklı ilişki |
correlation n.
|
|
79 |
General |
karşılıklı ilişki |
footing n.
|
|
80 |
General |
karşılıklı özveri |
give-and-take n.
|
|
81 |
General |
karşılıklı iki düşman kuvvetin cephe hatları arasında kalan arazi şeridi |
no-man's-land n.
|
|
82 |
General |
karşılıklı etkileşim |
interplay n.
|
|
83 |
General |
karşılıklı konuşma |
conversation n.
|
|
84 |
General |
karşılıklı taahhütler |
mutual covenants n.
|
|
85 |
General |
karşılıklı vaatler |
mutual covenants n.
|
|
86 |
General |
karşılıklı çekim |
mutual attraction n.
|
|
87 |
General |
karşılıklı anlaşma |
pledge n.
|
|
88 |
General |
karşılıklı iki yan sediri olan araba |
waggonette n.
|
|
89 |
General |
karşılıklı saygı ve dürüstlüğe dayalı ilişki |
committed relationship n.
|
|
90 |
General |
karşılıklı katılım |
cross participation n.
|
|
91 |
General |
karşılıklı bağlılık |
mutual attachment n.
|
|
92 |
General |
karşılıklı çıkarlar |
mutual benefits n.
|
|
93 |
General |
karşılıklı olma durumu |
mutualism n.
|
|
94 |
General |
karşılıklı durum |
mutuality n.
|
|
95 |
General |
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması |
house swapping n.
|
|
96 |
General |
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması |
home exchange n.
|
|
97 |
General |
karşılıklı davranış |
reciprocity n.
|
|
98 |
General |
karşılıklı bağımlılık |
mutual dependence n.
|
|
99 |
General |
karşılıklı dışlama |
mutual exclusion n.
|
|
100 |
General |
karşılıklı anlayış |
resonance n.
|
|
101 |
General |
karşılıklı tanışıklık |
mutual acquaintance n.
|
|
102 |
General |
karşılıklı tanışma |
mutual acquaintance n.
|
|
103 |
General |
karşılıklı etkileme |
interacting n.
|
|
104 |
General |
karşılıklı memnuniyet |
mutual satisfaction n.
|
|
105 |
General |
karşılıklı bağımlılık |
reciprocal dependence n.
|
|
106 |
General |
dünya çapında karşılıklı bağımlılık |
worldwide interdependence n.
|
|
107 |
General |
(karşılıklı) söyleşi |
exchange n.
|
|
108 |
General |
karşılıklı ödünler |
mutual concessions n.
|
|
109 |
General |
karşılıklı güven ve işbirliği |
mutual trust and cooperation n.
|
|
110 |
General |
karşılıklı bağlılık |
interconnectedness n.
|
|
111 |
General |
karşılıklı olmama |
nonreciprocity n.
|
|
112 |
General |
karşılıklı konuşma |
dialog n.
|
|
113 |
General |
karşılıklı konuşma |
duolog n.
|
|
114 |
General |
karşılıklı hale getirme |
mutualisation n.
|
|
115 |
General |
karşılıklı bağımlılığı destekleyen kimse |
mutualist n.
|
|
116 |
General |
karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde gerçekleşen yüzleşme |
carefrontation n.
|
|
117 |
General |
karşılıklı düzeltme |
mutual adjustment n.
|
|
118 |
General |
karşılıklı çıkar ilişkisi |
relationship based on mutual interests n.
|
|
119 |
General |
karşılıklı tehditler |
exchange of threats n.
|
|
120 |
General |
karşılıklı olan şey |
reciprocal n.
|
|
121 |
General |
karşılıklı olma |
reciprocalness n.
|
|
122 |
General |
karşılıklı oluş |
reciprocalness n.
|
|
123 |
General |
parmaklara geçirilen ipe karşılıklı şekiller verilerek oynanan çocuk oyunu |
cats cradle n.
|
|
124 |
General |
dergi, gazete vs. ortasında yer alan ve aynı habere ayrılmış karşılıklı sayfa çifti |
centre spread n.
|
|
125 |
General |
karşılıklı birbirini sevme durumu |
redamancy n.
|
|
126 |
General |
karşılıklı çıkar için iyilik yapma |
backscratching n.
|
|
127 |
General |
karşılıklı mesafe |
mutual distance n.
|
|
128 |
General |
karşılıklı uyum ve etkilenme |
chemistry n.
|
|
129 |
General |
karşılıklı anlaşma |
tryst [scottish] n.
|
|
130 |
General |
karşılıklı özveri gerektiren ilişki |
two-way street n.
|
|
131 |
General |
karşılıklı alışverişler |
enterdeal [obsolete] n.
|
|
132 |
General |
karşılıklı konuşma |
enterparlance [obsolete] n.
|
|
133 |
General |
faytonun dış bölümünde birbiriyle karşılıklı duran iki arka koltuk |
basket [uk] n.
|
|
134 |
General |
yumruk yumruğa dövüşte karşılıklı vuruşlar |
hand-play n.
|
|
135 |
General |
karşılıklı söylenen düşmanca sözler |
word n.
|
|
136 |
General |
karşılıklı söylenen öfkeli sözler |
word n.
|
|
137 |
General |
karşılıklı espri yapma konusunda becerikli kimse |
reparteeist n.
|
|
138 |
General |
karşılıklı sempati |
mutual affection n.
|
|
139 |
General |
(kar veya artan masraf nedeniyle) aynı mülkün karşılıklı anlaşma yolu ile birinden diğerine devredilmesi |
demise and redemise n.
|
|
140 |
General |
karşılıklı grup eylemi |
getting even n.
|
|
141 |
General |
sabit rotatif hareketi sabit karşılıklı harekete çevirmek için kullanılan kalp şeklindeki kam |
heart wheel n.
|
|
142 |
General |
(sanatçı, kritik veya akademisyenler arasında) karşılıklı övgü |
logrolling n.
|
|
143 |
General |
karşılıklı kollama |
logrolling n.
|
|
144 |
General |
karşılıklı konuşma |
imparlance [obsolete] n.
|
|
145 |
General |
karşılıklı konuşma |
commune n.
|
|
146 |
General |
bir faaliyetteki karşılıklı ilişki |
communion n.
|
|
147 |
General |
karşılıklı konuşmaya katılan kimse |
dialogist n.
|
|
148 |
General |
karşılıklı nefret |
distaste [obsolete] n.
|
|
149 |
General |
karşılıklı hoşnutsuzluk |
distaste [obsolete] n.
|
|
150 |
General |
rakibin ailesine karşılıklı hakaretler edilen bir oyun |
dozens n.
|
|
151 |
General |
(iki bitişik duvardaki pencereler gibi) karşılıklı durmayan kaynaklardan çıkan ışık |
crosslight n.
|
|
152 |
General |
(ayinlerde) karşılıklı okuma |
interlocution [obsolete] n.
|
|
153 |
General |
karşılıklı görünürlük |
intervisibility n.
|
|
154 |
General |
karşılıklı ilişki |
intrication n.
|
|
155 |
General |
karşılıklı bağımlılık |
co-dependence n.
|
|
156 |
General |
karşılıklı anlayış |
coherence [obsolete] n.
|
|
157 |
General |
(demir ve mıknatıs arasında) karşılıklı çekim |
coition [obsolete] n.
|
|
158 |
General |
çeşitli duyumları koordine edemeyip bunların karşılıklı ilişkilerini gözlemleyememe |
disaggregation n.
|
|
159 |
General |
ayrı seri numarayı paylaşan karşılıklı sayfalar |
folio n.
|
|
160 |
General |
taş duvarın karşılıklı duvarların birbirine yaklaştırılması ile inşa edilmiş alt yüzü |
gather n.
|
|
161 |
General |
(kültürel grup veya özelliklerde) karşılıklı nüfuz yoluyla gerçekleşen etkileşim |
osmosis n.
|
|
162 |
General |
karşılıklı yaprakları ve ufak yanal çiçekleri olan bir amerika çalısı |
privet n.
|
|
163 |
General |
karşılıklı utandırma, aşağılama veya küçük düşürme içeren kamuya açık anlaşmazlık |
roman holiday n.
|
|
164 |
General |
pinpon topu gibi karşılıklı gelip giden şey |
shittlecock n.
|
|
165 |
General |
rakibin ailesine karşılıklı hakaretler edilen bir oyun |
signifying n.
|
|
166 |
General |
karşılıklı takipçi |
mutual follower n.
|
|
167 |
General |
karşılıklı iki kişilik oturakları olan dört tekerlekli üstü açık fayton |
sociable n.
|
|
168 |
General |
(gruplar ve bireylerarasında) karşılıklı işbirliği |
symbiosis n.
|
|
169 |
General |
karşılıklı hassasiyet |
sympathy n.
|
|
170 |
General |
karşılıklı yatkınlık |
sympathy n.
|
|
171 |
General |
karşılıklı olarak birer el silah atmak |
exchange shots v.
|
|
172 |
General |
karşılıklı alıp vermek |
exchange v.
|
|
173 |
General |
karşılıklı olmak |
reciprocate v.
|
|
174 |
General |
dengelemek (karşılıklı olarak) |
counterbalance v.
|
|
175 |
General |
karşılıklı alıp vermek |
reciprocate v.
|
|
176 |
General |
karşılıklı ilişkisi olmak |
correlate v.
|
|
177 |
General |
karşılıklı ödün vererek anlaşmaya varmak |
compromise v.
|
|
178 |
General |
bir meseleyi halletmek için karşılıklı ateş etmek |
shoot it out v.
|
|
179 |
General |
karşılıklı yapmak |
reciprocate v.
|
|
180 |
General |
karşılıklı fikir alışverişi yapmak |
exchange ideas with one another v.
|
|
181 |
General |
karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak |
exchange ideas v.
|
|
182 |
General |
karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak |
exchange ideas with one another v.
|
|
183 |
General |
karşılıklı fikir alışverişi yapmak |
exchange ideas v.
|
|
184 |
General |
karşılıklı konuşmak |
talk face to face v.
|
|
185 |
General |
karşılıklı görüşmek |
talk face to face v.
|
|
186 |
General |
karşılıklı görüşmek |
discuss face to face v.
|
|
187 |
General |
karşılıklı anlaşmaya varmak |
make a deal with v.
|
|
188 |
General |
karşılıklı espriler yapmak |
trade quips v.
|
|
189 |
General |
karşılıklı güven ortamı yaratmak |
create a mutual trust environment v.
|
|
190 |
General |
karşılıklı güven ortamı yaratmak |
create an athmosphere of mutual trust v.
|
|
191 |
General |
karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ortam yaratmak |
establish an environment that is based on mutual respect and trust v.
|
|
192 |
General |
karşılıklı güven ortamı yaratmak |
create an environment of mutual trust v.
|
|
193 |
General |
karşılıklı güven ortamı yaratmak |
establish a mutual trust environment v.
|
|
194 |
General |
karşılıklı güven ortamı yaratmak |
establish an environment of mutual trust v.
|
|
195 |
General |
karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ortam oluşturmak |
establish an environment that is based on mutual respect and trust v.
|
|
196 |
General |
karşılıklı güven ortamı oluşturmak |
create an environment of mutual trust v.
|
|
197 |
General |
karşılıklı güven ortamı oluşturmak |
establish a mutual trust environment v.
|
|
198 |
General |
karşılıklı güven ortamı oluşturmak |
create an athmosphere of mutual trust v.
|
|
199 |
General |
karşılıklı güven ortamı oluşturmak |
establish an environment of mutual trust v.
|
|
200 |
General |
karşılıklı güven ortamı oluşturmak |
create a mutual trust environment v.
|
|
201 |
General |
karşılıklı taahhüt etmek |
enter into a mutual engagement v.
|
|
202 |
General |
karşılıklı oturmak |
sit face to face v.
|
|
203 |
General |
aynı sokakta karşılıklı evlerde oturmak |
live across the street from each other v.
|
|
204 |
General |
boğazı/iki yönlü/gidiş geliş/karşılıklı geçmek |
criss-cross the bosphorus v.
|
|
205 |
General |
karşılıklı gülüşmek |
exchange a smile v.
|
|
206 |
General |
karşılıklı yardım veya destek için başkalarıyla gayrı resmi etkileşimde bulunmak |
network v.
|
|
207 |
General |
karşılıklı olarak ödeşmek |
quit scores v.
|
|
208 |
General |
karşılıklı olmak |
mutualize v.
|
|
209 |
General |
karşılıklı olmak |
mutualise v.
|
|
210 |
General |
(fikirleri) karşılıklı aktarmak |
communicate v.
|
|
211 |
General |
karşılıklı selamlaşmak |
congreet [obsolete] v.
|
|
212 |
General |
karşılıklı selam vermek |
congreet [obsolete] v.
|
|
213 |
General |
karşılıklı iftira atmak |
interlibel v.
|
|
214 |
General |
karşılıklı olarak karalamak |
interlibel v.
|
|
215 |
General |
karşılıklı söz vermek |
compromise [obsolete] v.
|
|
216 |
General |
karşılıklı taahhüt etmek |
compromise [obsolete] v.
|
|
217 |
General |
karşılıklı olarak vadetmek |
compromise [obsolete] v.
|
|
218 |
General |
karşılıklı dokunmak |
interosculate v.
|
|
219 |
General |
karşılıklı güvence vermek |
interpledge v.
|
|
220 |
General |
karşılıklı olarak şaşırtmak |
intershock v.
|
|
221 |
General |
karşılıklı şok etkisi yaratmak |
intershock v.
|
|
222 |
General |
karşılıklı gidip gelmek |
intervisit v.
|
|
223 |
General |
karşılıklı iyi dileklerde bulunmak |
interwish v.
|
|
224 |
General |
karşılıklı hareket etmek |
interwork v.
|
|
225 |
General |
(taş yapının karşılıklı duvarları) birbirine yaklaştırmak |
gather v.
|
|
226 |
General |
karşılıklı sinyal alıp göndermek |
signalize v.
|
|
227 |
General |
karşılıklı sinyal alıp göndermek |
signalise v.
|
|
228 |
General |
karşılıklı olarak esprili hakaretler etmek |
signify v.
|
|
229 |
General |
karşılıklı paylaşmak |
exchange v.
|
|
230 |
General |
karşılıklı hariç |
mutually exclusive adj.
|
|
231 |
General |
karşılıklı mutabakata dayalı |
consensual adj.
|
|
232 |
General |
karşılıklı anlaşmaya dayalı |
consensual adj.
|
|
233 |
General |
karşılıklı tahrip edici |
mutually ruinous adj.
|
|
234 |
General |
karşılıklı yararlı |
mutually beneficial adj.
|
|
235 |
General |
karşılıklı olmayan |
nonreciprocal adj.
|
|
236 |
General |
karşılıklı etkileşen |
interacting adj.
|
|
237 |
General |
karşılıklı istişare edilmiş |
mutually consulted adj.
|
|
238 |
General |
karşılıklı olarak birbirini güçlendiren |
mutually reinforcing adj.
|
|
239 |
General |
karşılıklı bağımlı |
mutualist adj.
|
|
240 |
General |
karşılıklı yardım eden |
coadjutant adj.
|
|
241 |
General |
karşılıklı yardımlaşan |
coadjutant adj.
|
|
242 |
General |
karşılıklı suçlayan |
recriminative adj.
|
|
243 |
General |
karşılıklı suçlayan |
recriminatory adj.
|
|
244 |
General |
birbirine geçen ve karşılıklı etkileşen |
meshed adj.
|
|
245 |
General |
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait |
mind-body adj.
|
|
246 |
General |
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren |
mind-body adj.
|
|
247 |
General |
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan |
mind-body adj.
|
|
248 |
General |
parçaların karşılıklı ilişkilerini koruyan |
homolographic adj.
|
|
249 |
General |
karşılıklı benzerliği bulunan |
monophanous adj.
|
|
250 |
General |
karşılıklı verilen |
return adj.
|
|
251 |
General |
karşılıklı gönderilen |
return adj.
|
|
252 |
General |
karşılıklı yapılan |
return adj.
|
|
253 |
General |
karşılıklı eş açılı |
mutually equiangular adj.
|
|
254 |
General |
karşılıklı eşit açılı |
mutually equiangular adj.
|
|
255 |
General |
karşılıklı eş açılı |
mutually equilateral adj.
|
|
256 |
General |
karşılıklı eşit açılı |
mutually equilateral adj.
|
|
257 |
General |
karşılıklı ve hızlı alıp verme içeren |
dingdong adj.
|
|
258 |
General |
karşılıklı ve hızlı alıp verme içeren |
ding-dong adj.
|
|
259 |
General |
karşılıklı konuşmada geçen |
dialogic adj.
|
|
260 |
General |
karşılıklı konuşmayla ilgili |
dialogistic adj.
|
|
261 |
General |
karşılıklı konuşma şeklinde |
dialogistic adj.
|
|
262 |
General |
karşılıklı olarak mümkün olmayan |
incompossible adj.
|
|
263 |
General |
karşılıklı olmayan |
irreciprocal adj.
|
|
264 |
General |
bir toplumun üyeleri arasındaki karşılıklı ilişkilerle nitelenen |
feudal adj.
|
|
265 |
General |
karşılıklı konuşma içermeyen |
silent adj.
|
|
266 |
General |
birbirini karşılıklı olarak dışlayan |
mutually exclusive adj.
|
|
267 |
General |
karşılıklı olarak |
reciprocatively adv.
|
|
268 |
General |
karşılıklı olarak |
reciprocally adv.
|
|
269 |
General |
karşılıklı olarak |
vice versa adv.
|
|
270 |
General |
karşılıklı olarak |
conjugately adv.
|
|
271 |
General |
karşılıklı olarak |
interrelatedly adv.
|
|
272 |
General |
karşılıklı olarak |
correlatively adv.
|
|
273 |
General |
karşılıklı (yüzleşme) |
head to head adv.
|
|
274 |
General |
karşılıklı okumayla ilgili olarak |
antiphonally adv.
|
|
275 |
General |
karşılıklı anlaşma ile |
by common consent adv.
|
|
276 |
General |
karşılıklı anlaşarak |
by common consent adv.
|
|
277 |
General |
karşılıklı olarak |
the other way around adv.
|
|
278 |
General |
karşılıklı olarak |
together adv.
|
|
279 |
General |
karşılıklı olarak |
oppositely adv.
|
|
280 |
General |
karşılıklı konuşarak |
dialogically adv.
|
|
281 |
General |
karşılıklı biçimde |
diametrically adv.
|
|
282 |
General |
karşılıklı olarak |
correspondently adv.
|
|
283 |
General |
karşılıklı olarak |
one another pron.
|
|
284 |
General |
karşılıklı olarak anlamı veren ön ek |
co- pref.
|
|
285 |
General |
karşılıklı çalışan anlamı veren ön ek |
co- pref.
|
|
286 |
General |
karşılıklı anlamı veren ön ek |
counter- pref.
|
|
Phrasals |
|
287 |
Phrasals |
karşılıklı anlaşmaya varmak |
close on v.
|
|
288 |
Phrasals |
(bir şeyi) karşılıklı atıp tutmak |
throw (something) back and forth v.
|
|
289 |
Phrasals |
karşılıklı gevezelik etmek |
jabber away v.
|
|
290 |
Phrasals |
ile karşılıklı oynamak |
play against v.
|
|
291 |
Phrasals |
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek |
marry up v.
|
|
292 |
Phrasals |
karşılıklı tartışmak |
fight amongst v.
|
|
293 |
Phrasals |
karşılıklı ağız dalaşı yapmak |
fight amongst v.
|
|
294 |
Phrasals |
karşılıklı tartışmak |
fight among v.
|
|
295 |
Phrasals |
karşılıklı ağız dalaşı yapmak |
fight among v.
|
|
296 |
Phrasals |
(biri/bir şey hakkında biriyle karşılıklı) dalga geçmek |
joke (with someone) (about someone or something) v.
|
|
297 |
Phrasals |
(biriyle karşılıklı biriyle/bir şeyle) alay etmek |
joke (with someone) (about someone or something) v.
|
|
298 |
Phrasals |
ile karşılıklı değerini tartmak |
balance against v.
|
|
299 |
Phrasals |
(biriyle) karşılıklı döktürmek |
get down with (someone) v.
|
|
300 |
Phrasals |
(biriyle) karşılıklı atışmak |
rap at (someone) v.
|
|
301 |
Phrasals |
karşılıklı atıp tutmak |
toss back and forth v.
|
|
302 |
Phrasals |
karşılıklı atışmak |
toss back and forth v.
|
|
303 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) karşılıklı ölçüp tartmak |
weigh against (someone or something) v.
|
|
Phrases |
|
304 |
Phrases |
(karşılıklı) birbirinden nefret etme/hoşlanmama |
little love lost between (two people) expr.
|
|
305 |
Phrases |
(karşılıklı) birbirini sevmeme |
little love lost between (two people) expr.
|
|
306 |
Phrases |
(karşılıklı) birbirine düşman olma |
little love lost between (two people) expr.
|
|
307 |
Phrases |
(karşılıklı) birbirine düşman gibi olma |
little love lost between (two people) expr.
|
|
308 |
Phrases |
(karşılıklı) birbirine düşman kesilme |
little love lost between (two people) expr.
|
|
309 |
Phrases |
karşılıklı saygı çerçevesinde |
on the basis of mutual respect expr.
|
|
310 |
Phrases |
karşılıklı saygı çerçevesinde |
within the framework of mutual respect expr.
|
|
Proverb |
|
311 |
Proverb |
karşılıklı birbirinin mahremiyetine saygı duyulduğunda arkadaşlıklar daha güzel ilerler |
a hedge between keeps friendship green
|
|
Colloquial |
|
312 |
Colloquial |
karşılıklı meydan okuma |
face-off n.
|
|
313 |
Colloquial |
karşılıklı suçlamaların yapıldığı tartışma |
slugfest n.
|
|
314 |
Colloquial |
karşılıklı fikirlerin çürütüldüğü tartışma |
slugfest n.
|
|
315 |
Colloquial |
karşılıklı akrabalara söverek oynanan siyahi kökenli bir oyun |
the (dirty) dozens n.
|
|
316 |
Colloquial |
karşılıklı övgüler yağdırılan durum |
love-in n.
|
|
317 |
Colloquial |
pinpon topu gibi karşılıklı gelip giden şeyler |
shuttlecock n.
|
|
318 |
Colloquial |
karşılıklı küfürleşmek |
trade barbs v.
|
|
319 |
Colloquial |
karşılıklı hakaretleşmek |
trade barbs v.
|
|
320 |
Colloquial |
karşılıklı boşa çıkarmak |
cancel each other out v.
|
|
321 |
Colloquial |
karşılıklı anlaşma bildiren ünlem |
check interj.
|
|
322 |
Colloquial |
karşılıklı beğeni atma |
f4f (first for first) expr.
|
|
323 |
Colloquial |
sosyal medya kullanıcılarının karşılıklı birbirilerinin sayfasındaki ilk fotoğrafı beğendiği bir sosyal medya akımının kısaltması |
f4f (first for first) expr.
|
|
324 |
Colloquial |
hisler karşılıklı |
the feeling is mutual expr.
|
|
Idioms |
|
325 |
Idioms |
karşılıklı anlaşma |
meeting of (the) minds n.
|
|
326 |
Idioms |
karşılıklı anlaşma |
a meeting of minds n.
|
|
327 |
Idioms |
karşılıklı anlaşma |
a meeting of minds n.
|
|
328 |
Idioms |
karşılıklı birbirine hayranlık besleme (iltifat etme) |
a mutual admiration society n.
|
|
329 |
Idioms |
karşılıklı yağ çekme |
backslapping n.
|
|
330 |
Idioms |
karşılıklı özveri |
give and take n.
|
|
331 |
Idioms |
karşılıklı fedakarlık |
give and take n.
|
|
332 |
Idioms |
karşılıklı ödün/taviz |
lot of give-and-take n.
|
|
333 |
Idioms |
karşılıklı övgülerde bulunma |
a love-in n.
|
|
334 |
Idioms |
karşılıklı anlayış |
give and take n.
|
|
335 |
Idioms |
karşılıklı güven üzerine kurulu anlaşma |
gentleman's pact n.
|
|
336 |
Idioms |
karşılıklı güvene dayalı anlaşma |
a gentleman's agreement n.
|
|
337 |
Idioms |
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik |
an open marriage n.
|
|
338 |
Idioms |
karşılıklı suçlama |
blame game n.
|
|
339 |
Idioms |
karşılıklı suçlama |
blame shifting n.
|
|
340 |
Idioms |
(biri veya bir şey hakkında) karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak |
swap notes about (someone or something) v.
|
|
341 |
Idioms |
(biri veya bir şey hakkında) karşılıklı bilgi paylaşımında bulunmak |
swap notes about (someone or something) v.
|
|
342 |
Idioms |
birbirine karşılıklı hakaretler yağdırmak |
trade insults with someone v.
|
|
343 |
Idioms |
karşılıklı atışmak |
toss something back and forth v.
|
|
344 |
Idioms |
karşılıklı atıp tutmak |
toss something back and forth v.
|
|
345 |
Idioms |
birbiriyle karşılıklı uyum yakalamak |
strike sparks off each other v.
|
|
346 |
Idioms |
karşılıklı yaratıcılığı/heyecanı tetiklemek |
strike sparks off each other v.
|
|
347 |
Idioms |
karşılıklı birbirinin enerjisini yükseltmek |
strike sparks off each other v.
|
|
348 |
Idioms |
karşılıklı birbirinin gözüne bakmak |
meet someone's eyes v.
|
|
349 |
Idioms |
karşılıklı birbirinin gözüne bakmak |
meet someone's eye v.
|
|
350 |
Idioms |
karşılıklı birbirinin gözüne bakmak |
meet someone's gaze v.
|
|
351 |
Idioms |
karşılıklı anlaşmak/uzlaşmak |
reach an understanding v.
|
|
352 |
Idioms |
ile karşılıklı anlaşmak/uzlaşmak |
reach an understanding with v.
|
|
353 |
Idioms |
karşılıklı güven içerisinde |
in one's pocket expr.
|
|
354 |
Idioms |
karşılıklı güven içerisinde |
in each other's pockets expr.
|
|
Formal |
|
355 |
Formal |
karşılıklı olmak |
be arrayed against v.
|
|
Speaking |
|
356 |
Speaking |
aynı sokakta karşılıklı evlerde oturuyoruz |
we live across the street from each other expr.
|
|
357 |
Speaking |
her şey karşılıklı |
there is no such thing as a free meal/lunch expr.
|
|
358 |
Speaking |
her şey karşılıklı |
everything is mutual expr.
|
|
359 |
Speaking |
hislerimiz karşılıklı |
right back at you expr.
|
|
Chat Usage |
|
360 |
Chat Usage |
karşılıklı resim atma |
s2r (send to receive) n.
|
|
Trade/Economic |
|
361 |
Trade/Economic |
alınan bir borcun geri ödenmeye başlanılmadan önce karşılıklı anlaşma ile geçmesi kabul edilen süre |
grace n.
|
|
362 |
Trade/Economic |
bir şirketin başka bir eyalette faaliyet göstermesi durumunda vergilerin karşılıklı olacağını öngören kanun |
retaliatory statute n.
|
|
363 |
Trade/Economic |
ekonomik yönden karşılıklı bağımlılık |
economic interdependence n.
|
|
364 |
Trade/Economic |
ihtiyaçların karşılıklı çakışması |
double coincidence of wants n.
|
|
365 |
Trade/Economic |
iki tarafın ödemelerini bazı esas ve kurallar çerçevesinde karşılıklı olarak değiştirmeleri |
swap n.
|
|
366 |
Trade/Economic |
iş başvurusu sahibiyle işveren arasındaki karşılıklı görüşme |
employment interview n.
|
|
367 |
Trade/Economic |
karşılıklı talep ilişkileri |
demand interrelationships n.
|
|
368 |
Trade/Economic |
karşılıklı teminat |
collateral security n.
|
|
369 |
Trade/Economic |
karşılıklı işlemlerin netleştirilmesine imkan veren anlaşma |
master netting arrangement n.
|
|
370 |
Trade/Economic |
karşılıklı ziyaretler |
reciprocal visits n.
|
|
371 |
Trade/Economic |
karşılıklı bağımlılık |
mutual interdependence n.
|
|
372 |
Trade/Economic |
karşılıklı netleştirme |
net settlement n.
|
|
373 |
Trade/Economic |
karşılıklı hizmetler |
reciprocate services n.
|
|
374 |
Trade/Economic |
karşılıklı taahhüt |
mutual liability n.
|
|
375 |
Trade/Economic |
karşılıklı ilişki |
interrelation n.
|
|
376 |
Trade/Economic |
karşılıklı kontrol |
collateral control n.
|
|
377 |
Trade/Economic |
karşılıklı akreditif |
back to back credit n.
|
|
378 |
Trade/Economic |
karşılıklı dayanışma derneği |
mutual improvement society n.
|
|
379 |
Trade/Economic |
karşılıklı çıkarlar |
mutual interests n.
|
|
380 |
Trade/Economic |
karşılıklı güvene dayalı anlaşma |
gentleman’s agreement n.
|
|
381 |
Trade/Economic |
karşılıklı sigorta |
mutual insurance n.
|
|
382 |
Trade/Economic |
karşılıklı menfaat |
mutual interest n.
|
|
383 |
Trade/Economic |
karşılıklı fesih |
mutual termination n.
|
|
384 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticari anlaşmalar |
reciprocal agreements n.
|
|
385 |
Trade/Economic |
karşılıklı değerlendirme |
mutual assessment n.
|
|
386 |
Trade/Economic |
karşılıklı çevrilebilirlik |
interconvertibility n.
|
|
387 |
Trade/Economic |
karşılıklı tanınma anlaşması |
mutual recognition agreement n.
|
|
388 |
Trade/Economic |
karşılıklı uyuşma (cihazların) |
mutual compatibility (of the devices) n.
|
|
389 |
Trade/Economic |
karşılıklı iştirak |
reciprocal share holding n.
|
|
390 |
Trade/Economic |
karşılıklı ekonomik yardım konseyi |
council for mutual economic assistance n.
|
|
391 |
Trade/Economic |
karşılıklı görüşme yapan kimse |
interviewer n.
|
|
392 |
Trade/Economic |
karşılıklı ekonomik yardım konseyi |
comecon n.
|
|
393 |
Trade/Economic |
karşılıklı taahhütler ve anlaşmalar |
mutual covenants and agreements n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret |
counter trade n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
karşılıklı gümrük indirimi |
reciprocal tariff reduction n.
|
|
396 |
Trade/Economic |
karşılıklı çek |
honored check n.
|
|
397 |
Trade/Economic |
karşılıklı bağlılık |
mutual attachment n.
|
|
398 |
Trade/Economic |
karşılıklı talep kanunu |
reciprocal law of demand n.
|
|
399 |
Trade/Economic |
karşılıklı mutabakat |
mutual covenant n.
|
|
400 |
Trade/Economic |
karşılıklı yazılı onaylar |
mutual written consent n.
|
|
401 |
Trade/Economic |
karşılıklı olma kuralı |
rule of reciprocity n.
|
|
402 |
Trade/Economic |
karşılıklı yardım |
reciprocal aid n.
|
|
403 |
Trade/Economic |
karşılıklı talep |
reciprocal demand n.
|
|
404 |
Trade/Economic |
karşılıklı tanınma düzenlemesi |
mutual recognition arrangement n.
|
|
405 |
Trade/Economic |
karşılıklı netleştirme |
settle net n.
|
|
406 |
Trade/Economic |
karşılıklı hesaplar |
reciprocal accounts n.
|
|
407 |
Trade/Economic |
karşılıklı işleyen hesaplar |
reciprocal accounts n.
|
|
408 |
Trade/Economic |
karşılıklı görüşme |
interview n.
|
|
409 |
Trade/Economic |
karşılıklı teminatlı tahviller |
collateral trust bonds n.
|
|
410 |
Trade/Economic |
karşılıklı talep kanunu |
law of reciprocal demand n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
karşılıklı çıkar |
reciprocal interest n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
karşılıklı etkileşim |
mutual interaction n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
karşılıklı para |
mutual funds n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
karşılıklı faktöring |
back to back factoring n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
karşılıklı etkileşim |
interaction n.
|
|
416 |
Trade/Economic |
karşılıklı çek |
certified check n.
|
|
417 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret sözleşmesi |
reciprocal trade agreement n.
|
|
418 |
Trade/Economic |
karşılıklı sigorta |
reciprocal insurance n.
|
|
419 |
Trade/Economic |
karşılıklı iştirak sermaye düzeltmesi |
capital adjustments due to cross-ownership n.
|
|
420 |
Trade/Economic |
karşılıklı iştirak |
reciprocal shareholding n.
|
|
421 |
Trade/Economic |
karşılıklı çıkarlar |
mutual benefits n.
|
|
422 |
Trade/Economic |
karşılıklı menfaatler |
mutual interests n.
|
|
423 |
Trade/Economic |
karşılıklı avans |
credit on guarantees n.
|
|
424 |
Trade/Economic |
karşılıklı çıkar |
mutual profit n.
|
|
425 |
Trade/Economic |
karşılıklı iştirak |
intercompany loans market n.
|
|
426 |
Trade/Economic |
karşılıklı sigorta şirketi |
mutual insurance company n.
|
|
427 |
Trade/Economic |
karşılıklı olma |
mutuality n.
|
|
428 |
Trade/Economic |
karşılıklı akreditif |
back-to-back letter of credit n.
|
|
429 |
Trade/Economic |
karşılıklı akreditif |
back to back n.
|
|
430 |
Trade/Economic |
karşılıklı dava |
setoff n.
|
|
431 |
Trade/Economic |
karşılıklı sigorta şirketi |
mutual company n.
|
|
432 |
Trade/Economic |
karşılıklı çek |
honoured cheque n.
|
|
433 |
Trade/Economic |
karşılıklı anlaşma ile iş akdini sonlandırma |
mutual rescission n.
|
|
434 |
Trade/Economic |
karşılıklı alacaklar |
mutual credits n.
|
|
435 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret anlaşması |
reciprocal trade agreements n.
|
|
436 |
Trade/Economic |
karşılıklı ödün ilkesi |
reciprocity n.
|
|
437 |
Trade/Economic |
karşılıklı teminatlı tahvil |
collateral trust bond n.
|
|
438 |
Trade/Economic |
karşılıklı ekonomik yardım konseyi |
council for mutual economic aid n.
|
|
439 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret anlaşması |
reciprocal trade agreement n.
|
|
440 |
Trade/Economic |
karşılıklı çıkar |
mutual benefit n.
|
|
441 |
Trade/Economic |
karşılıklı gizlilik anlaşması |
mutual non-disclosure agreement n.
|
|
442 |
Trade/Economic |
karşılıklı görüşme |
interviewing n.
|
|
443 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret anlaşmaları |
countertrade agreements n.
|
|
444 |
Trade/Economic |
karşılıklı kredi |
back-to-back loan n.
|
|
445 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret |
countertrade n.
|
|
446 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret |
reciprocal trade n.
|
|
447 |
Trade/Economic |
karşılıklı olma |
mutualism n.
|
|
448 |
Trade/Economic |
karşılıklı yardım |
mutual assistance n.
|
|
449 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticari anlaşma |
executive trade agreement n.
|
|
450 |
Trade/Economic |
karşılıklı muamele muahedesi |
contract of reciprocity n.
|
|
451 |
Trade/Economic |
mahsup etme karşılıklı alacak ve borçların mahsup edilmesi |
set-off n.
|
|
452 |
Trade/Economic |
ortakların sorumlulukları karşılıklı olan şirket |
mutual society n.
|
|
453 |
Trade/Economic |
önceden planlanmış karşılıklı görüşme |
patterned interview n.
|
|
454 |
Trade/Economic |
özel çıkarlarını gözetmek üzere politikacıların karşılıklı olarak birbirini desteklemeleri |
logrolling n.
|
|
455 |
Trade/Economic |
önceden planlanmış karşılıklı görüşme |
planned interview n.
|
|
456 |
Trade/Economic |
tam karşılıklı para |
full-bodied money n.
|
|
457 |
Trade/Economic |
tam karşılıklı sözleşme |
contract of reciprocal promises n.
|
|
458 |
Trade/Economic |
üzerinde karşılıklı olarak mutabakata varılmış/anlaşılmış yer |
a mutually agreed upon location n.
|
|
459 |
Trade/Economic |
yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması |
reciprocal promotion and protection of investments n.
|
|
460 |
Trade/Economic |
karşılıklı sermaye |
mutual n.
|
|
461 |
Trade/Economic |
karşılıklı sermayeleri yöneten şirket |
mutual fund n.
|
|
462 |
Trade/Economic |
satıcının alıcı ülkeden belirli değere sahip ürünleri belirli zaman diliminde satın almayı kabul ettiği bir tür karşılıklı ticaret anlaşması |
offset n.
|
|
463 |
Trade/Economic |
karşılıklı ticaret yoluyla mal alım satımı yapmak |
countertrade v.
|
|
464 |
Trade/Economic |
karşılıklı ilişkili |
interrelated adj.
|
|
465 |
Trade/Economic |
yerel ve yabancı bir kurum arasındaki karşılıklı düzenlemeye ilişkin |
exchange adj.
|
|
466 |
Trade/Economic |
karşılıklı olarak |
reciprocally adv.
|
|
467 |
Trade/Economic |
karşılıklı olarak |
on a basis of reciprocity expr.
|
|
Law |
|
468 |
Law |
borç ihdas eden bir sözleşmenin tarafların karşılıklı anlaşması ile feshi |
dissensus n.
|
|
469 |
Law |
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım |
mutual legal assistance on criminal matters n.
|
|
470 |
Law |
cezai konularda karşılıklı adli yardımlaşma |
mutual assistance in criminal matters n.
|
|
471 |
Law |
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım avrupa sözleşmesi |
european convention on mutual assistance in criminal matters n.
|
|
472 |
Law |
gayrimenkul karşılıklı senedat |
bond secured on land n.
|
|
473 |
Law |
hukuki konularda karşılıklı adli yardımlaşma |
mutual assistance in civil matters n.
|
|
474 |
Law |
karşılıklı yardımlaşma |
mutual assistance n.
|
|
475 |
Law |
karşılıklı dayanışma şartı |
mutual solidarity clause n.
|
|
476 |
Law |
karşılıklı muamele antlaşması |
contract of reciprocity n.
|
|
477 |
Law |
karşılıklı teminat |
collateral security n.
|
|
478 |
Law |
karşılıklı rıza |
consensus ad idem n.
|
|
479 |
Law |
karşılıklı akit |
reciprocal agreement n.
|
|
480 |
Law |
karşılıklı fesih sözleşmesi |
mutual termination agreement n.
|
|
481 |
Law |
karşılıklı ilişki |
privity n.
|
|
482 |
Law |
karşılıklı akreditif |
back to back letter of credit n.
|
|
483 |
Law |
karşılıklı irade uyuşması ile sözleşmeye son verilmesi |
mutuus dissensus n.
|
|
484 |
Law |
karşılıklı anlaşma |
mutual agreement n.
|
|
485 |
Law |
karşılıklı itham |
reciprocal accusation n.
|
|
486 |
Law |
karşılıklı delil |
rebutter n.
|
|
487 |
Law |
karşılıklı haklar |
reciprocal rights n.
|
|
488 |
Law |
karşılıklı yükümlülükler |
joint obligations n.
|
|
489 |
Law |
karşılıklı sorumluluklar |
mutual responsibilities n.
|
|
490 |
Law |
karşılıklı münasebet |
reciprocity n.
|
|
491 |
Law |
karşılıklı yükümlülükler |
reciprocal obligations n.
|
|
492 |
Law |
karşılıklı itham |
recrimination n.
|
|
493 |
Law |
karşılıklı denkleştirme |
offset n.
|
|
494 |
Law |
karşılıklı olarak feshetme |
mutual termination n.
|
|
495 |
Law |
karşılıklı taahhüt |
mutual pledge n.
|
|
496 |
Law |
karşılıklı yükümlülükler |
mutual responsibilities n.
|
|
497 |
Law |
karşılıklı antlaşma |
contract of reciprocity n.
|
|
498 |
Law |
karşılıklı edimlerin aynı anda yerine getirildiği sözleşme |
concurrent covenant n.
|
|
499 |
Law |
karşılıklı rıza |
mutual assent n.
|
|
500 |
Law |
karşılıklı delil |
rebuttal n.
|
|