tespit etmek

Meanings of "tespit etmek" in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	tespit etmek	determine v.
Investigators are still trying to determine the cause of the accident. Müfettişler halen kazanın nedenini tespit etmeye çalışıyor. More Sentences
2	General	tespit etmek	establish v.
We have insufficient data available at this stage to establish this. Bu aşamada bunu tespit etmek için elimizde yeterli veri bulunmamaktadır. More Sentences
3	General	tespit etmek	confirm v.
Turkey's first coronavirus case has been confirmed. Türkiye'deki ilk koronavirüs vakası tespit edildi. More Sentences
4	General	tespit etmek	locate v.
X rays are used to locate breaks in bones. X ışınları kemiklerdeki kırıkları tespit etmek için kullanılır. More Sentences
5	General	tespit etmek	identify v.
Recently, our team has identified this plant that feeds on insects. Son zamanlarda ekibimiz böceklerle beslenen bu bitkiyi tespit etti. More Sentences
6	General	tespit etmek	detect v.
Police dogs can easily detect illegal substances. Polis köpekleri yasadışı maddeleri kolayca tespit edebilir. More Sentences
7	General	tespit etmek	tell v.
From the position of the wounds on the body, the police could tell that the attacker was left-handed. Yaraların vücuttaki konumundan, polis saldırganın solak olduğunu tespit etti. More Sentences
8	General	tespit etmek	discover v.
When it was discovered, it was done so fortuitously. Tespit edildiğinde, bu tesadüfen yapılmıştır. More Sentences
9	General	tespit etmek	find v.
We also find that, in the Corbett report on which we have just voted, Rule 136 was not amended. Ayrıca, az önce oyladığımız Corbett raporunda Kural 136'nın değiştirilmediğini de tespit ettik. More Sentences
Phrasals
10	Phrasals	tespit etmek	pick up v.
The auditor picked up some anomalies in the company's accounts. Denetçi, şirketin hesaplarında bazı anormallikler tespit etti. More Sentences
General
11	General	tespit etmek	make firm v.
12	General	tespit etmek	set v.
13	General	tespit etmek	contain v.
14	General	tespit etmek	key v.
15	General	tespit etmek	retain v.
16	General	tespit etmek	fasten v.
17	General	tespit etmek	fix v.
18	General	tespit etmek	ascertain v.
19	General	tespit etmek	record v.
20	General	tespit etmek	nail v.
21	General	tespit etmek	attain [obsolete] v.
22	General	tespit etmek	decipher [obsolete] v.
23	General	tespit etmek	deprehend [obsolete] v.
24	General	tespit etmek	develop [obsolete] v.
25	General	tespit etmek	survey v.
Phrasals
26	Phrasals	tespit etmek	find out v.
27	Phrasals	tespit etmek	pick out v.
28	Phrasals	tespit etmek	find out v.
Idioms
29	Idioms	tespit etmek	have a fix v.
Technical
30	Technical	tespit etmek	anchor v.
31	Technical	tespit etmek	immobilize v.
32	Technical	tespit etmek	fix v.
33	Technical	tespit etmek	locate v.
34	Technical	tespit etmek	hold down v.
35	Technical	tespit etmek	immobilise v.
36	Technical	tespit etmek	locate v.
Archaic
37	Archaic	tespit etmek	nominate v.
Slang
38	Slang	tespit etmek	make v.

Meanings of "tespit etmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 122 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	kimliğini tespit etmek	identify v.
She identified the victim. O, kurbanın kimliğini tespit etti. More Sentences
2	Common Usage	yerini tespit etmek	locate v.
Should we not be making it easier for European police forces to locate European terrorists? Avrupalı polis güçlerinin Avrupalı teröristlerin yerini tespit etmesini kolaylaştırmamız gerekmez mi? More Sentences
General
3	General	(araştırarak) tespit etmek	ascertain v.
It is not enough to ascertain the existence of the deficit, closing the stable door after the horse has bolted. Açığın varlığını tespit etmek, yani iş işten geçtikten sonra önlem almak kafi değildir. More Sentences
4	General	yerini tespit etmek	localize v.
The detective was able to localize the source of the strange odour. Dedektif garip kokunun kaynağını tespit etmeyi başardı. More Sentences
5	General	hesap bakiyesini tespit etmek	strike v.
6	General	tespit etmek (tarih/gün vb)	appoint v.
7	General	ne olduğunu tespit etmek	identify v.
8	General	kimin olduğunu tespit etmek	identify v.
9	General	kim olduğunu tespit etmek	identify v.
10	General	değer tespit etmek	appraise v.
11	General	değer tespit etmek	make an appraisal v.
12	General	yerinde tespit etmek	on-site monitoring v.
13	General	dispeçi tespit etmek	draw up the statement of an average v.
14	General	gün tespit etmek	fix a day v.
15	General	şartları tespit etmek	stipulate terms v.
16	General	şartları tespit etmek	fix the conditions v.
17	General	gün tespit etmek	appoint a day v.
18	General	kimliğini tespit etmek	determine the ID of v.
19	General	suçu tespit etmek	detect the crime v.
20	General	tarihini tespit etmek	determine the date of v.
21	General	gerçekleri tespit etmek	establish the facts v.
22	General	yeniden tespit etmek	reidentify v.
23	General	gerçek zamanlı ile karşılaştırıldığında kronometredeki zaman farkını tespit etmek	rate a chronometer v.
24	General	bir sorun tespit etmek	spot a problem v.
25	General	kimliğini yanlış tespit etmek	misidentify v.
26	General	özellikle av hayvanlarının yerini tespit etmek için araziyi optik cihazla taramak	glass v.
27	General	(bir şeyin) kokusunu tespit etmek	olfact v.
28	General	doğal olmayan postürleri tespit etmek	posture v.
29	General	sorunlu vücut postürlerini tespit etmek	posture v.
30	General	(doğru üzerinde veya uzantısında) birkaç noktayı tespit etmek	divide v.
31	General	tutanakla tespit etmek	protocol v.
32	General	gerçekliğini tespit etmek	prove v.
33	General	altında yağın varlığını tespit etmek	prove (up) v.
34	General	(yağ) varlığını tespit etmek	prove (up) v.
35	General	(askeri teçhizat tahribatı üzerine) araştırma yaparak sorumluları tespit etmek	survey v.
36	General	(su, petrol) arama çubuğuyla tespit etmek	divine v.
Phrasals
37	Phrasals	birinden/bir şeyden bir şey tespit etmek	discern something from someone or something v.
38	Phrasals	birinin/bir şeyin bir şey olduğunu tespit etmek	recognize someone or something for something v.
39	Phrasals	koklayarak yerini tespit etmek	sniff out v.
40	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şey) olarak tespit etmek	spot (someone or something) as (something) v.
41	Phrasals	birini bir şey olarak tespit etmek	spot someone as something v.
42	Phrasals	(bitkibilimi veya biyolojide) ne olduğunu tespit etmek	key out v.
43	Phrasals	(bir şeyin) boyutunu ölçerek tespit etmek	measure up v.
44	Phrasals	'-den tespit etmek	ascertain from v.
45	Phrasals	'-den tespit etmek	ascertain from v.
46	Phrasals	birinden/bir şeyden tespit etmek	ascertain something from someone or something v.
47	Phrasals	birinden/bir şeyden tespit etmek	ascertain something from someone or something v.
48	Phrasals	(birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) tespit etmek	clock (someone or something) at (a certain speed) v.
49	Phrasals	birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek	clock someone or something at something v.
50	Phrasals	belli bir hızda gittiğini tespit etmek	clock at v.
51	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeylerin/bir grubun) içinden ayırt/tespit etmek	pick (someone or something) out of (something) v.
52	Phrasals	(bir şey) olduğunu tespit etmek	recognize for v.
53	Phrasals	(bir şeyin) olup olmadığını tespit etmek için test yapmak	test for v.
54	Phrasals	(bir şeyin) olup olmadığını tespit etmek için test yapmak	test for (something) v.
Colloquial
55	Colloquial	suçlu tespit etmek	make v.
56	Colloquial	(birinin) suçlu olduğunu tespit etmek	make (one) v.
57	Colloquial	birini tespit etmek	make someone v.
58	Colloquial	birinin kimliğini saptamak/tespit etmek	make someone v.
59	Colloquial	birinin kim olduğunu ortaya çıkarmak/tespit etmek	make someone v.
60	Colloquial	birinin kimliğini tespit etmek	make someone v.
61	Colloquial	olarak tespit etmek	spot as v.
62	Colloquial	haplotipleri tespit etmek	phase v.
Idioms
63	Idioms	genellikle girip çıkan arabaların plakalarını tespit etmek için şehri çevreleyen güvenlik kamerası sistemi	ring of steel n.
64	Idioms	yeni bir durum içerisinde konumunu tespit etmek	find/get your bearings v.
65	Idioms	(bir şeyde) bir hata tespit etmek	poke a hole in (something) v.
66	Idioms	(bir şeyde) bir kusur tespit etmek	poke a hole in (something) v.
67	Idioms	(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek	poke a hole in (something) v.
68	Idioms	(bir şeyde) bir çatlak tespit etmek	poke a hole in (something) v.
69	Idioms	(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek	poke a hole in (something) v.
70	Idioms	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
71	Idioms	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
72	Idioms	(bir şeyi) tespit etmek	get a fix on (something) v.
73	Idioms	birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek	clock (someone or something) at speeds of (some amount) v.
74	Idioms	belli bir hızda gittiğini tespit etmek	clock someone at speeds of v.
75	Idioms	(birini biri) olarak tespit etmek	finger (one) as (someone) v.
76	Idioms	(birinin biri) olduğunu saptamak/tespit etmek	finger (one) as (someone) v.
77	Idioms	(birini biri) olarak tespit etmek	finger (one) as (someone) v.
78	Idioms	olarak tespit etmek	finger as v.
79	Idioms	olduğunu saptamak/tespit etmek	finger as v.
80	Idioms	(birinin/bir hayvanın) yerini tespit etmek	have (someone or an animal) cornered v.
81	Idioms	(bir şeyi) tespit etmek	have a fix on (something) v.
82	Idioms	-de bir hata tespit etmek	poke a hole in v.
83	Idioms	-de bir kusur tespit etmek	poke a hole in v.
84	Idioms	-de bir eksiklik tespit etmek	poke a hole in v.
85	Idioms	-in açığını bulmak/tespit etmek	poke a hole in v.
86	Idioms	-de bir aksaklık tespit etmek	poke a hole in v.
87	Idioms	(bir şeyde) bir hata tespit etmek	poke a hole through (something) v.
88	Idioms	(bir şeyde) bir kusur tespit etmek	poke a hole through (something) v.
89	Idioms	(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek	poke a hole through (something) v.
90	Idioms	(bir şeyin) açığını bulmak/tespit etmek	poke a hole through (something) v.
91	Idioms	(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek	poke a hole through (something) v.
92	Idioms	(bir şeyi) tam olarak tespit etmek/hatırlamak/anımsamak	put (one's) finger on (something) v.
93	Idioms	tam olarak tanımlamak/tespit etmek	put your finger on v.
94	Idioms	tam olarak tanımlamak/tespit etmek	put your finger on something v.
95	Idioms	uzun süre aradıktan sonra (birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek	run (someone or something) to earth v.
96	Idioms	(birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek	run (someone or something) to ground v.
97	Idioms	uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek	run somebody/something to earth v.
98	Idioms	uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek	run somebody/something to ground v.
Trade/Economic
99	Trade/Economic	kurumlar vergisinin matrahını tespit etmek	assess the corporation tax v.
100	Trade/Economic	kurumlar vergisinin matrahını tespit etmek	assess to corporation tax v.
Law
101	Law	(miras için) alacaklı tespit etmek	appoint v.
Politics
102	Politics	savunma bakanlığı'nın yasa dışı uyuşturucu üretimi, ticareti ve kullanımını tespit ve takip etmek ve bunları engellemek için kolluk kuvvetlerine sağladığı destek	dod support to counterdrug operations n.
Technical
103	Technical	çok küçük cisimlerin sıcaklık ve yayıcılığını tespit etmek için kullanılan bir cihaz	micropyrometer n.
104	Technical	gelen radyo sinyallerinin açısal yönlerini tespit etmek için kullanılan cihaz ve anten	goniometer n.
105	Technical	bir ucu tespit edilmiş bir çubuğun diğer ucunun aşağı yukarı hareketi gibi hareket etmek	vibrate v.
Computer
106	Computer	gönderilen verilerin gönderim hızını veya gönderilen bilgisayarın aktifliğini tespit etmek için bir echo request paketi göndermek	ping v.
107	Computer	(donanım parçasının) yerini test veya tespit etmek	sense v.
Radio
108	Radio	(sinyalin) varlığını tespit etmek	detect v.
Marine
109	Marine	geminin denizdeki konumunu belirlemek amacıyla bir gök cismin yüksekliğini tespit etmek	take an observation v.
Medical
110	Medical	belirli bir proteini tespit etmek için enzime bağlı antikor veya antijeni kullanan hassas bir bağışıklık testi	elisa n.
Chemistry
111	Chemistry	kimyasal bileşenlerin dizilişini tespit etmek	sequence v.
Biology
112	Biology	bireyin homozigot mu yoksa heterozigot mu olduğunu tespit etmek için yapılan genetik test	testcross n.
113	Biology	bireyin homozigot mu yoksa heterozigot mu olduğunu tespit etmek için yapılan genetik test	test-cross n.
114	Biology	bireyin homozigot mu yoksa heterozigot mu olduğunu tespit etmek için genetik test yapmak	testcross v.
115	Biology	(bir genin) kromozomdaki yerini tespit etmek	map v.
Astronomy
116	Astronomy	yıldızlar arası açılım ve yükselim farklarını tespit etmek için teleskop objektifinin odağına yerleştirilen metalik halka	ring micrometer n.
Forestry
117	Forestry	orman yangınlarını tespit etmek için kullanılan gözetleme yeri	lookout n.
118	Forestry	orman yangınlarını tespit etmek için kullanılan gözetleme yeri	primary lookout n.
119	Forestry	orman yangınlarını tespit etmek için kullanılan gözetleme yeri	look-out n.
Military
120	Military	nesnenin menzilini arka arkaya ve giderek yükselen kısa atışlar yaparak tespit etmek	range v.
121	Military	düşmanı kesin olarak tespit etmek	pinpoint the enemy v.
122	Military	düşmanı bulup tespit etmek	find and fix enemy v.