yavaş yavaş - Turkish English Dictionary

yavaş yavaş

Meanings of "yavaş yavaş" in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

Turkish English
Common Usage
yavaş yavaş gradually adv.
We are making progress and you are gradually retracting, and that is not good.
Biz ilerleme kaydediyoruz ve siz yavaş yavaş geri çekiliyorsunuz ve bu iyi değil.

More Sentences
yavaş yavaş slowly adv.
Its cultural diversity and its economic power, which is slowly developing once more, are important for us.
Kültürel çeşitliliği ve yavaş yavaş yeniden gelişmekte olan ekonomik gücü bizim için önemlidir.

More Sentences
General
yavaş yavaş slowly adv.
This means, therefore, that the pressure to utilise the open coordination method is slowly being reduced.
Dolayısıyla bu, açık koordinasyon yönteminin kullanılması yönündeki baskının yavaş yavaş azaldığı anlamına gelmektedir.

More Sentences
yavaş yavaş by degrees adv.
She is getting used to this rural life by degrees.
O, bu kırsal yaşama yavaş yavaş alışıyor.

More Sentences
yavaş yavaş bit by bit adv.
I am becoming accustomed to the severe climate here bit by bit.
Buradaki sert iklime yavaş yavaş alışıyorum.

More Sentences
Colloquial
yavaş yavaş bit by bit expr.
He is getting better bit by bit.
Yavaş yavaş iyileşiyor.

More Sentences
General
yavaş yavaş gradual adj.
yavaş yavaş parcelwise [obsolete] adj.
yavaş yavaş inch by inch adv.
yavaş yavaş leisurely adv.
yavaş yavaş step by step adv.
yavaş yavaş at leisure adv.
yavaş yavaş little by little adv.
yavaş yavaş by slow degrees adv.
yavaş yavaş piecemeal adv.
yavaş yavaş by inches adv.
yavaş yavaş by and by adv.
yavaş yavaş step-wise adv.
yavaş yavaş tardily adv.
yavaş yavaş languidly adv.
yavaş yavaş slow adv.
yavaş yavaş by small and small adv.
yavaş yavaş snail-like adv.
yavaş yavaş soakingly adv.
Phrases
yavaş yavaş by easy stages in easy stages adv.
Colloquial
yavaş yavaş inch-by-inch adj.
yavaş yavaş little by little adv.
yavaş yavaş softly-softly adv.
yavaş yavaş at (your) leisure expr.
Idioms
yavaş yavaş a step at a time n.
yavaş yavaş slower and slower expr.
yavaş yavaş one step at a time expr.
yavaş yavaş at one's leisure expr.
Music
yavaş yavaş poco a poco adv.

Meanings of "yavaş yavaş" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yavaş slow adj.
Thirdly, the development of content here in Europe is also slow.
Üçüncü olarak, Avrupa'da içeriğin gelişimi de yavaş.

More Sentences
General
yavaş yazmak write slowly v.
Tom writes slowly.
Tom yavaş yazar.

More Sentences
yavaş konuşmak speak slow v.
Could you please speak slower?
Lütfen daha yavaş konuşabilir misiniz?

More Sentences
yavaş yürümek walk slowly v.
That girl is walking slowly.
O kız yavaş yürüyor.

More Sentences
yavaş yavaş ilerlemek edge v.
He edged his way towards the exit.
Çıkışa doğru yavaş yavaş ilerledi.

More Sentences
yavaş yavaş yürümek walk slowly v.
Tom was walking slowly with his head down.
Tom, baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.

More Sentences
yavaş yavaş geçmek ease v.
The movie star eased her way through thousands of fans.
Film yıldızı binlerce hayranının arasından yavaş yavaş geçti.

More Sentences
yavaş yavaş yükselmek edge v.
Real estate prices are beginning to edge up again.
Emlak fiyatları yeniden yavaş yavaş yükselmeye başladı.

More Sentences
yavaş yavaş tırmanmak clamber v.
The hiker had to clamber up the steep cliff to reach the top.
Yürüyüşçü zirveye ulaşmak için dik uçuruma yavaş yavaş tırmanmak zorunda kaldı.

More Sentences
yavaş easy adj.
Go easy on the pepper.
Biberde yavaş ol.

More Sentences
yavaş yavaş olan gradual adj.
The changes have been gradual.
Değişiklikler yavaş yavaş oldu.

More Sentences
yavaş slower adj.
Talk slower.
Yavaş konuş.

More Sentences
yavaş sluggish adj.
At present, decision-making in the EU is too diffuse and too sluggish, which leads to alienation.
Halihazırda AB'de karar alma mekanizması çok dağınık ve çok yavaş işlemekte; bu da yabancılaşmaya yol açmaktadır.

More Sentences
yavaş hareket eden slow moving adj.
Traffic is slow moving.
Trafik yavaş hareket ediyor.

More Sentences
en yavaş slowest adj.
The slowest must no longer be allowed to set the pace.
En yavaş olanın hızını belirlemesine artık izin verilmemelidir.

More Sentences
yavaş slow adj.
Mr Bowis said earlier that all the institutions have been dilatory and slow in setting up EFSA.
Sayın Bowis daha önce EFSA'nın kurulmasında tüm kurumların oyalayıcı ve yavaş davrandığını söylemişti.

More Sentences
daha yavaş slower adj.
There are also people who want to go faster or slower than the common position, or those who want more grammes, etc.
Ortak tutumdan daha hızlı ya da daha yavaş gitmek isteyenler ya da daha fazla gram vs. isteyenler de var.

More Sentences
çok yavaş very slow adj.
Finding long-term solutions has nevertheless been a very slow process in recent years.
Bununla birlikte, uzun vadeli çözümler bulmak son yıllarda çok yavaş ilerleyen bir süreç olmuştur.

More Sentences
çok yavaş too slow adj.
The railways are bad, too slow, too expensive, unreliable.
Demir yolları kötü, çok yavaş, çok pahalı ve güvenilmez.

More Sentences
oldukça yavaş rather slow adj.
Tom is rather slow.
Tom oldukça yavaş.

More Sentences
oldukça yavaş quite slow adj.
Progress has been made but it is quite slow.
İlerleme kaydedilmiştir ancak bu oldukça yavaştır.

More Sentences
yavaş slowly adv.
The wheels of the complaint procedure turn very slowly, but meanwhile Europe's shipbuilding sector is dying.
Şikayet prosedürünün çarkları çok yavaş dönüyor ama bu arada Avrupa'nın gemi inşa sektörü ölüyor.

More Sentences
daha yavaş more slowly adv.
Perhaps it would be better to allow for opening to take place more slowly in order to be able to fulfil our commitments.
Belki de taahhütlerimizi yerine getirebilmek için açılışın daha yavaş gerçekleşmesine izin vermek daha iyi olacaktır.

More Sentences
Common Usage
yavaş gelişen retarded adj.
General
yavaş yavaş ilerleyen yangın creeping fire n.
yavaş olma laggardness n.
yavaş koşma jogging n.
yavaş silme slow wipe n.
yavaş paralanma low order burst n.
yavaş yavaş gevşeme easing off n.
yavaş ilerleme crawl n.
yavaş at lob n.
kısıtlamaların yavaş yavaş kaldırılması easing of restrictions n.
önce kuvvetli sonra yavaş forte piano n.
yavaş yavaş yok olma fading away n.
yavaş yavaş gözden kaybolma evanescing n.
yavaş hareket eden kimse snail n.
yavaş koşma jog n.
yavaş koşma dogtrot n.
yavaş yavaş kaybolma evanescence n.
müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi crawler n.
yavaş gelişen afet creeping disaster n.
yavaş yavaş ödeme (borç vb) sinking n.
yavaş yavaş ödeme (borç) sinking n.
yavaş gezinti jog n.
yavaş atılan top lob n.
yavaş hareket etme segnity n.
görüntü ve sesin yavaş yavaş görülmesi ve duyulması fade in n.
değişimi yavaş yavaş gerçekleştirme gradualism n.
okuması yavaş nonreader n.
yavaş yavaş gözden kaybolma fading n.
yavaş ilerleme jog-trot n.
yavaş tempo koşu jog-trot n.
yavaş hareket slow movement n.
yavaş şehir citta slow n.
yavaş şehir slow city n.
yavaş şehir (akımı) cittaslow n.
yavaş şehir (akımı) slow city n.
yavaş bir dans a slow dance n.
yavaş başlangıç slow start n.
yavaş dalga slow wave n.
yakıttan tasarruf etmek için arabayı yavaş kullanma hypermiling n.
yakıttan tasarruf etmek için arabayı yavaş kullanma hyper-miling n.
yavaş yavaş dolaşma amble n.
yavaş öğrenme backwardness n.
okuması yavaş non-reader n.
yavaş koşu jogging n.
tempolu ve yavaş koşu jogging n.
yavaş yavaş azaltma tapering n.
Yavaş yürüyüş plod n.
yavaş yavaş sahibinin komutlarına uyan eğitimsiz at green broke n.
yavaş öğrenen kimse a slow learner n.
yavaş yavaş gelişme slow build up n.
yavaş pişirici slow cooker n.
yavaş yavaş tüketme absumption [obsolete] n.
yavaş yavaş yok etme absumption [obsolete] n.
yavaş yavaş azalma/küçülme tail-off n.
yavaş okuma poor reading n.
yavaş yavaş incelme taper n.
cüz'i miktarda kalana dek yavaş yavaş azalma tapering off n.
yavaş gelen kimse lagger n.
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi chassé n.
yavaş yavaş yürüme tolutation [obsolete] n.
çok yavaş kimse tortoise n.
çok yavaş şey tortoise n.
atın yavaş adımlarla yürüme şekli tripple n.
rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at trippler [south african] n.
yavaş yavaş ortadan kaybolma die–away n.
yavaş hareket etme jog trot n.
yavaş yavaş solma fadeaway n.
yavaş yavaş ilerleme wafture n.
yavaş veya yalpalayarak hareket etme jickajogging n.
yavaş yavaş yok olma fadeout n.
yavaş yavaş yok olma fade-out n.
yavaş yanan kibrit vesuvian n.
yavaş süreç mill n.
yavaş rutin mill n.
yavaş hareket eden şey lug n.
yavaş tepki slow response n.
(köpek yürüyüşüne benzer) yavaş yürüyüş dogtrick n.
yavaş çalışan kimse dretch [dialect] [uk/scotland] n.
(fikir, tutum) yavaş ve azar azar ortaya çıkma drizzle n.
(televizyonda, filmlerde) görüntünün daire içinde yavaş yavaş ortaya çıkması iris n.
yavaş, düzenli, uzun adımlar ile yürüme pacing n.
sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı pinch point n.
yavaş akan bir nehir a slow moving river n.
(atletler için) yavaş tempolu ara egzersizleri de içeren hızlı egzersiz serisi interval n.
yaşlı yavaş at pelter n.
yavaş pişirme slow-cooking n.
yavaş yürüme plodding n.
yavaş satan kitap plug n.
yavaş şey slackness n.
yavaş hareket slink n.
yavaş kimse slow n.
görece daha yavaş ilerleme kaydedilen durum slow lane n.
yavaş gelişim slow lane n.
yavaş idrak etme slow-wittedness n.
yavaş yavaş yanma smolderingness n.
yavaş yavaş yanma smoulderingness n.
yavaş hareket eden araç smv (slow-moving vehicle) n.
yavaş tempoda koşmak jog v.
yavaş yavaş gelişmek evolve v.
bir şeyden yavaş yavaş bir parçacığı koparmak chip away v.
yavaş yavaş yıpranmak wear down v.
yavaş ilerlemek (trafik) crawl v.
yavaş yavaş öne geçmek draw ahead v.
yavaş yavaş belirli bir hale girmek work oneself into v.
yavaş gitmek poke v.
yavaş yavaş dolaşmak amble v.
yavaş yavaş hareket ettirmek ease v.
yavaş yavaş öğretmek instill v.
yavaş yavaş kaybolmak tail off v.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek pick one's way through v.
görünmek (yavaş yavaş) unfold v.
yavaş yavaş katmak fold v.
yavaş yavaş zerketmek instill into v.
yavaş yavaş yok etmek (şevk/inisiyatif vb'ni) stultify v.
yavaş yavaş aşılamak instill into v.
yavaş yavaş pişirmek stew v.
yavaş ilerlemek wear on v.
yavaş yavaş hareket ettirmek inch along v.
yavaş yavaş çıkmak trickle v.
yavaş yavaş kaynamak simmer v.
baş göstermek (yavaş yavaş) unfold v.
yavaş sürmek (araba) tootle v.
yavaş yavaş yürümek trail along v.
yavaş ilerlemek crawl v.
gürültü yavaş yavaş kesilmek die away v.
yavaş yavaş geliştirmek evolve v.
yavaş yavaş aşılamak instill with v.
yavaş yavaş ilerlemek inch along v.
yavaş yavaş azalmak dwindle v.
yavaş ilerlemek nose v.
yavaş yavaş gözden kaybolmak evanesce v.
yavaş yavaş çökmek (bina vb) subside v.
yavaş yavaş hareket ettirmek inch v.
üzücü bir olayı yavaş yavaş kabullenmek come to terms with something v.
yavaş yavaş azalmak wear off v.
yavaş yavaş yok olmak fade away v.
yavaş yavaş aşılamak instill in v.
yavaş yavaş yıpratmak wear down v.
yavaş yavaş zerketmek instill in v.
yavaş yavaş ilerletmek edge v.
birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak let someone down gently v.
zarar vermek (yavaş yavaş/sinsice) undermine v.
bir şeyi yavaş yavaş gevşetmek work something loose v.
yavaş koşmak jog v.
yavaş yavaş hareket etmek inch v.
yavaş yavaş kullanımdan kaldırmak phase out v.
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek anneal v.
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek neal v.
yavaş yavaş yürümek amble v.
çok yavaş yemek eat like a bird v.
yavaş davranmak act slowly v.
(ses/görüntü) yavaş yavaş açmak fade-up v.
yavaş yavaş girmek insinuate v.
yavaş yavaş koşmak jog v.
yavaş yavaş kaynatmak (balığı) poach v.
bir tarafa doğru yavaş yavaş gitmek edge v.
yavaş yavaş bir yere girmek work one's way into v.
yavaş ve zorlukla yürümek plod v.
yavaş yavaş öldürmek kill slowly v.
hızlı başlayıp yavaş bitmek fizzle out v.
yavaş yavaş azalmak ebb away v.
yavaş yavaş kendine gelmek slowly recover v.
yavaş yavaş kendine gelmek gradually recover v.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labour v.
yavaş yavaş tüketmek nurse v.
yavaş tempoda koşmak run at a slow pace v.
bir yiyeceği yavaş yavaş çiğnemek fletcherise v.
bir yiyeceği yavaş yavaş çiğnemek fletcherize v.
çok yavaş ilerlemek move so slowly v.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labor v.
yavaş yavaş öğretmek instil v.
yavaş yavaş tüketmek absume [obsolete] v.
yavaş yavaş yok etmek absume [obsolete] v.
bir şey yaparken yavaş davranmak tarry v.
yavaş yavaş tükenmek trail v.
yavaş veya zahmetli bir şekilde ilerlemek trek v.
(at) yavaş yavaş yürümek tripple v.
yavaş yavaş yanaşmak edge v.
yavaş yavaş ilerletmek edge v.
yavaş yavaş azalmak lapse v.
yavaş yavaş yok etmek erode v.
(zaman) yavaş ilerlemek wear v.
yavaş veya yalpalayarak hareket etmek jigajig v.
cenaze, anma töreni için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) knell v.
özellikle bir cenaze için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) knoll v.
yavaş yavaş sona ermek wear v.
yavaş yavaş ölmek wear v.
yavaş gelişmek limp v.
yavaş yavaş yürümek harl v.
yavaş yavaş yürümek harle [dialect] [uk] v.
(gruplar halinde) bir yere yavaş yavaş hareket etmek migrate v.
yavaş veya belli belirsiz hareketlerle belirli bir duruma gelmek work v.
görünmemek için yavaş yavaş hareket etmek brush v.
yavaş hareket etmek mouch [uk] v.
yavaş hareket etmek mouse v.
yavaş çalıştırmak lose v.
yavaş işletmek lose v.
yavaş yavaş ve fark etmeden geçmek (zaman) glide v.
yavaş yavaş meyletmek glide v.
yavaş yavaş elde etmek grow v.
yavaş ancak istikrarlı bir şekilde ilerlemek ooze v.
yavaş yavaş büyümek compile v.
yavaş yavaş oluşmak ingender v.
yavaş yavaş yok etmek dwine v.
yavaş koşmak dogtrot v.
yavaş hareket etmek dogtrot v.
yavaş ve telaşsız bir şekilde hareket etmek drift v.
kasten az veya yavaş çalışmak dog v.
yavaş yavaş tanınmak filter out v.
yavaş yavaş inişe geçmek flag v.
yavaş yürümek plodge [dialect] v.
yavaş ve zorlukla yürümek plough v.
yavaş ve zorlukla yürümek plow v.
yavaş yavaş kaybolmak seep v.
yavaş tempoda sunulmak seep v.
yavaş yavaş geçmek shadow v.
yavaş yavaş karışmak shadow v.
bir şeye yavaş yavaş tırmanmak shimmy v.
yavaş yavaş ilerlemek shug v.
yavaş yavaş kaynamak sile [dialect] [uk] v.
yavaş veya heyecansız şekilde oluşmak simmer v.
yavaş yavaş ilerlemek slide v.
yavaş yavaş gitmek slinker v.
yavaş yavaş tırmanmak slog v.
yavaş yavaş yürümek slow gait v.
yavaş yavaş hareket etmek slow gait v.
yavaş alkışlarla eşlik etmek slow-handclap v.
yavaş ve zorlukla yürümek slug v.
karda yürürmüşçesine yavaş ilerlemek slug [us] [canada] v.
yavaş fırça darbeleri ile boyamak smoosh v.
yavaş yavaş ilerlemek snail v.
yavaş yavaş gitmek snail v.
yavaş yavaş dolmak stand v.
yavaş yavaş yürümek stog [scotland] v.
yavaş yavaş uygulamak subintroduce v.
(halat) yavaş yavaş gevşetmek surge v.
(halat) yavaş yavaş serbest bırakmak surge v.
yavaş yavaş ilerlemek labor v.
yavaş yavaş ilerlemek labour v.
yavaş yavaş bitirmek nibble v.
yavaş quiet adj.
yavaş hareket eden tardy adj.
ses hızından daha yavaş olan subsonic adj.
yavaş giden tardy adj.
insanın inisiyatifini yavaş yavaş yok eden stultifying adj.
yavaş yavaş kaybolan sinking adj.
çok yavaş pianissimo adj.
yavaş hareket eden stodgy adj.
yavaş giden slow adj.
yavaş dilatory adj.
yavaş yavaş gözden kaybolmuş evanesced adj.
yavaş olan tardy adj.
yavaş gelişen tardive adj.
yavaş yavaş etkileyen slow adj.
yavaş gentle adj.
yavaş languid adj.
delirtecek kadar yavaş poky adj.
yavaş soft adj.
yavaş slack adj.
yavaş mild adj.
yavaş giden sluggish adj.
yavaş lingering adj.
yavaş largo adj.
yavaş insensible adj.
yavaş low adj.
yavaş harekete geçen inert adj.
yavaş logy adj.
yavaş öğrenen backward adj.
yavaş işleyen inert adj.
yavaş gradual adj.
çok yavaş snaillike adj.
yavaş tardy adj.
yavaş ilerleyen lingering adj.
yavaş ve ağır hareket eden logged adj.
çok yavaş dead slow adj.
yavaş yürüyen slow-gaited adj.
yavaş gitme drudge adj.
sesten yavaş subsonic adj.
yavaş torpid adj.
yavaş hareket eden slow-going adj.
yavaş ilerleyen slow-footed adj.
yavaş ilerleyen dilatory adj.
yavaş ilerleyen slow-going adj.
yavaş ilerleyen laggard adj.
yavaş ilerleyen slow adj.
yavaş hareket eden slow-footed adj.
yavaş hareket eden laggard adj.
yavaş hareket eden dilatory adj.
yavaş ilerleyen tardy adj.
yavaş hareket eden slow adj.
ortalamadan daha yavaş slower-than-average adj.
yavaş ilerleyen/gerçekleşen/ortaya çıkan slow-to-materialize adj.
çok yavaş snail-like adj.
yavaş alışan slow-to-warm-up adj.
(bir yere) yavaş ısınan slow-to-warm-up adj.
yavaş slow-paced adj.
yavaş slow-footed adj.
yavaş gelişen indolent adj.
yavaş tame adj.
yavaş hareket eden tame adj.
yavaş yürüyen tardigradous adj.
yavaş hareket eden tardigrade adj.
yavaş hareket eden tardigradous adj.
çok yavaş hareket eden tedious [obsolete] adj.
acı verecek kadar yavaş torturous adj.
yavaş hareket eden turtle-footed adj.
aşırı yavaş ultraslow adj.
yavaş easygoing adj.
yavaş easy-going adj.
yavaş kavrayan unapprehensive adj.
yavaş yavaş sızan encroaching adj.
yavaş yavaş gelişmemiş unevolved adj.
yavaş unhasty adj.
yavaş unhurrying adj.
yavaş blate [scotland] adj.
yavaş ve alçak (ses) whispering adj.
yavaş ve alçak hışırtı sesi çıkaran whispering adj.
yavaş hareket eden wingless adj.
yavaş anlayan blunt adj.
yavaş algılayan blunt adj.
yavaş ve istikrarlı measured adj.
yavaş hooly [scotland] adj.
(ağırlık nedeniyle) yavaş lumbering adj.
(ağırlık nedeniyle) yavaş lumberly adj.
yavaş giden mushy adj.
yavaş delayed adj.
yavaş kuruyan (kağıt hamuru) greasy adj.
sakar ve yavaş heavy adj.
yavaş, tembel loggy adj.
yavaş ilerleyen long adj.
aşırı yavaş overslow adj.
çok yavaş overslow adj.
yavaş imprompt adj.
yavaş yavaş şüphe uyandıran insinuating adj.
yavaş costive adj.
yavaş ilerleyen dragging adj.
aşırı yavaş ilerleyen draggy adj.
yavaş hareket eden drawling adj.
(borçlarını) yavaş ödeyen dreich [scotland] adj.
(borçlarını) yavaş ödeyen driegh adj.
algılaması yavaş dull-witted adj.
algısı yavaş dunch [dialect] [uk] adj.
yavaş algılayan dunny [dialect] [uk] adj.
yavaş gelişen picktooth adj.
algılaması yavaş fatheaded adj.
algılaması yavaş fat-headed adj.
yavaş yavaş giden pedetentous [obsolete] adj.
yavaş flagging adj.
birinci sınıf postadan daha yavaş iletilen second-class adj.
yavaş kuruyan semidrying adj.
yavaş ve beceriksiz hareket eden shambling adj.
yavaş hareket eden slo-mo adj.
yavaş slo-mo adj.
yavaş hareket eden slow motion adj.
yavaş işleyen slow motion adj.
yavaş etki eden slow-acting adj.
yavaş çalışan slow-acting adj.
yavaş sayılan slowish adj.
yavaş işleyen slow-motion adj.
yavaş ilerleyen slow-motion adj.
yavaş ilerleyen slow-moving adj.
yavaş satan slow-moving adj.
yavaş işleyen slow-moving adj.
yavaş konuşan slow-speaking adj.
yavaş konuşan slow-spoken adj.
yavaş yavaş yanma smoldering [us] adj.
yavaş yavaş yanan smouldering [uk] adj.
yavaş yavaş yanan smouldry adj.
yavaş snaily adj.
(ateş) yavaş yavaş yanan soft adj.
(ateş) yavaş harlanan soft adj.
sinir bozucu şekilde yavaş pokey adj.
sinir bozucu şekilde yavaş poky adj.
yavaş bir şekilde logily adv.
geciktirmek için yavaş hareket ederek dilatorily adv.
yavaş bir hızla at a slow rate adv.
yavaş gingerly adv.
yavaş kavrayan bir halde backwardly adv.
ilerde yavaş yavaş by and by adv.
yavaş bir şekilde lingeringly adv.
çok yavaş olarak pianissimo adv.
yavaş leisurely adv.
yarı yavaş andante adv.
çok yavaş glacially adv.
(soyut bir şeyle) yavaş yavaş etrafını saracak şekilde in adv.
yavaş bir şekilde slow adv.
yavaş ve sabit bir şekilde soakingly adv.
yavaş gently does it interj.
yavaş anlamı veren ön ek brady- pref.
Phrasals
(su) yavaş yavaş donmak catch over v.
yavaş yavaş azaltmak taper off v.
yavaş yavaş kaybolmak pass off v.
yavaş yavaş düşmek fall away v.
yavaş yavaş yıpranmak prey on v.
yavaş yavaş inişe geçmek fall away v.
yavaş yavaş iyileşmek pull around v.
yavaş yavaş eski haline dönmek/döndürmek pull around v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) arasında yavaş yavaş yürümek step between (someone or something) v.
artış göstermek (yavaş bir şekilde ve küçük oranlarda) tick up v.
bir şeyi yavaş yavaş yok etmek/ortadan kaldırmak chip away at something v.
bir yerden yavaş yavaş çıkmak drift out v.
yavaş yavaş aşındırmak nibble away at something v.
yavaş yavaş tüketmek eat away at something v.
(yavaş yavaş) bir yere doğru ilerlemek drift in v.
yavaş yavaş karanlık çökmek creep up v.
yavaş yavaş ...e dönüşmek verge into something v.
yavaş yavaş ...e dönüşmek change gradually into something v.
(bir duygu/his) yavaş yavaş sarmak/bürümek steal over someone v.
yavaş yavaş ileriye doğru gitmek inch forward v.
(yoldaki birisinden) yavaş yavaş uzaklaşmak edge away v.
(alev) yavaş yavaş sönmek flicker out v.
yavaş yavaş geriye çekilmek inch back v.
yavaş yavaş bir şeye hazırlanmak build up to something v.
yavaş tempoda koşmak jog along v.
yavaş yavaş ...e dönüşmek turn gradually into something v.
yavaş yavaş yıpratmak eat away v.
yavaş yavaş çürütmek eat away v.
yavaş yavaş yıpratmak eat into v.
yavaş yavaş tüketmek eat into v.
yavaş yavaş yok etmek eat into v.
yavaş yavaş tüketmek/sömürmek eat into (something) v.
yavaş yavaş aşındırmak/çürütmek eat into (something) v.
yavaş yavaş yıpratmak eat into (something) v.
yavaş yavaş yiyip bitirmek eat into (something) v.
yavaş yavaş gözden kaybolmak fade back v.
yavaş yavaş kaybolmak fade back v.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter in (some place) v.
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter into (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter into (some place) v.
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek filter into (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter into (some place) v.
(bilgi, kaynak, iletişim) (üst düzey çalışanlara) yavaş ulaşmak filter up v.
bir yeri yavaş yavaş doldurmak filter in v.
(bir şeyden) yavaş yavaş kaybolmak/silinmek pass from (something) v.
bir şeyden yavaş yavaş silinmek/yok olmak pass from something v.
yavaş yavaş uzaklaşmak/silinmek pass from something v.
hafızadan/bellekten yavaş yavaş yok olmak recede from (someone or something) v.
bir görüntüyü yavaş yavaş kaybederek diğer görüntüye geçmek (film, tv video, kitap kurgusunda) dissolve into (something) v.
(bir iş) üzerinde yavaş yavaş çalışmak tip away (at something) v.
arkada yavaş yavaş yok olmak fade back v.
birini (bir şeye) yavaş yavaş alıştırmak ease someone into (something) v.
birine (bir şeyi) yavaş yavaş tanıtmak ease someone into (something) v.
yavaş yavaş anlamaya çalışmak feel out v.
yavaş yavaş hissetmek/çözmek feel out v.
yavaş yavaş (bir şeye) başlamak phase into (something) v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak tease out of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek tease out of (someone or something) v.
yavaş yavaş buzunu çözmek thaw out v.
yavaş yavaş buzunu çözdürmek thaw out v.
birinin/bir şeyin yavaş yavaş buzunu çözmek thaw someone or something out v.
yavaş yavaş çözülmek thaw out v.
yavaş yavaş erimek thaw out v.
yavaş yavaş ilerlemek nose in v.
yavaş yavaş burnunu sokmak nose in v.
golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek play through v.
golfte yavaş oynadığı için birilerinin önüne geçerek oyuna devam etmek play through v.
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek play through v.
yavaş yavaş ilerlemek work through v.
yavaş yavaş ilerlemek jog along v.
yavaş tempoda koşmak jog on v.
yavaş yavaş koşmak jog on v.
yavaş yavaş ilerlemek jog on v.
(bir şeyi) ağır ağır/yavaş yavaş yapmak loiter over (something) v.
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak edge something out of something v.
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak edge somethingout v.
yavaş yavaş yitip gitmek phase out of (something) v.
yavaş yavaş ilerlemek/gitmek plod on v.
yavaş ve kararlı/emin bir şekilde ilerlemek plod on v.
yavaş ilerlemek poodle along [uk] v.
yavaş yavaş gitmek poodle along [uk] v.
yavaş ilerlemek pootle along [uk] v.
yavaş yavaş gitmek pootle along [uk] v.
yavaş yavaş ilerlemek potter along v.
yavaş yavaş ilerlemek putter along v.