sustain - Turc Anglais Dictionnaire

sustain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "sustain" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 49 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sustain v. ayakta tutmak
My friends' support sustained me during my first year abroad.
Yurtdışındaki ilk yılımda arkadaşlarımın desteği beni ayakta tuttu.

More Sentences
sustain v. sürdürmek
The animated film was a creative way to sustain the audience's interest.
Animasyon film, izleyicinin ilgisini sürdürmenin yaratıcı bir yoluydu.

More Sentences
General
sustain v. dayanmak
At present these holdings could not sustain competition from Community agriculture.
Şu anda bu işletmeler Topluluk tarımının rekabetine dayanamamaktadır.

More Sentences
sustain v. sürdürmek
He had a hard time sustaining his argument.
Tartışmasını sürdürmekte zorlandı.

More Sentences
sustain v. kaldırmak
Are you sure that the chair can sustain your weight?
Sandalyenin ağırlığınızı kaldırabileceğinden emin misiniz?

More Sentences
sustain v. maruz kalmak
I myself am a personal injury lawyer and have myself sustained personal injury in the past.
Ben de bir kişisel yaralanma avukatıyım ve geçmişte kendim de kişisel yaralanmalara maruz kaldım.

More Sentences
sustain v. yaşatmak
If we get things right, we shall sustain both fish and fishers to harvest them.
Eğer işleri doğru yaparsak, hem balıkları hem de onları avlayan balıkçıları yaşatabiliriz.

More Sentences
sustain v. (yara) almak
The hokey player sustained severe injuries after colliding with his opponent.
Hokey oyuncusu rakibiyle çarpıştıktan sonra ağır yara aldı.

More Sentences
sustain v. yetmek
The food on the table was enough to sustain a group of ten.
Masadaki yemek on kişilik bir gruba yetecek kadardı.

More Sentences
Common Usage
sustain v. güç vermek
sustain v. uğramak (kötü bir şeye)
sustain v. devam ettirmek
General
sustain v. para sağlamak
sustain v. cesaret vermek
sustain v. çökmesine engel olmak
sustain v. geçindirmek
sustain v. devam ettirmek
sustain v. onaylamak
sustain v. uğramak
sustain v. güçlü tutmak
sustain v. yaşamasını sağlamak
sustain v. kabul etmek
sustain v. doğrulamak
sustain v. katlanmak
sustain v. hakkını vererek yapmak
sustain v. doğru olduğunu kabul etmek (hakim bir şeyin)
sustain v. tahammül etmek
sustain v. desteklemek
sustain v. taşımak
sustain v. tasdik etmek
sustain v. ağırlığı çekmek
sustain v. iyi oynamak
sustain v. notayı uzatmak
sustain v. çekmek
sustain v. destek olmak
sustain v. iddia etmek
sustain v. tutmak
sustain v. idame ettirmek
sustain v. finanse etmek
sustain v. ağırlığını taşımak
sustain v. mahkemece kabul etmek
Technical
sustain v. düşmesine engel olmak
sustain v. destek olmak
sustain v. maruz kalmak
sustain v. tutmak
Music
sustain n. seste süreklilik
sustain n. tınlama uzunluğu
sustain v. uzatmak
Theatre
sustain v. rolü iyi oynamak

Sens de "sustain" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 37 résultat(s)

Anglais Turc
Law
sustain the objection v. itirazı kabul etmek (mahkemede)
The judge sustained the objection.
Hakim itirazı kabul etti.

More Sentences
General
sustain pedal n. sağ pedal
sustain pedal n. yastık pedalı
sustain an injury v. zarar görmek
sustain a defeat v. yenilgiye uğramak
sustain a loss v. zarara maruz kalmak
sustain loss v. zarar yapmak
sustain the investment v. yatırımı sürdürmek
sustain a loss v. zarara uğramak
Phrasals
sustain (one) in (something) v. (birini bir durumda/vaziyette) ayakta tutmaya çalışmak
sustain (one) in (something) v. (birini bir şeyde) desteklemek
sustain (one) in (something) v. (birinin bir durumda) ayakta kalmasına yardım etmek
sustain (one) in (something) v. (birinin bir durumda) devam etmesine yardım etmek
sustain (one) in (something) v. (birini bir dönemde) ekonomik olarak beslemek
sustain (one) in (something) v. (birini bir dönemde) ekonomik olarak desteklemek
sustain (one) in (something) v. (birini bir dönemde) ekonomik olarak ayakta tutmak
sustain (one) in (something) v. (birinin bir dönemde) ekonomik devamlılığını sağlamak
sustain (one) in (something) v. (birine bir şeyde) ekonomik destek vermek
sustain someone in something v. birini bir durumda/vaziyette ayakta tutmaya çalışmak
sustain someone in something v. birini bir şeyde desteklemek
sustain someone in something v. birinin bir durumda ayakta kalmasına yardım etmek
sustain someone in something v. birinin bir durumda devam etmesine yardım etmek
sustain someone in something v. zor zamanlarında birine yardımcı olmak
sustain someone in something v. zor zamanlarında birinin yanında olmak
sustain someone in something v. birinin bir sorunu atlatmasına yardım etmek
sustain in v. (bir durumda/vaziyette) ayakta tutmaya çalışmak
sustain in v. -de desteklemek
sustain in v. -de ekonomik olarak desteklemek/beslemek
sustain in v. (bir durumda) devam etmesine yardım etmek
sustain in v. (bir dönemde) ekonomik devamlılığını sağlamak
Trade/Economic
6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n. sınıflandır
6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n. düzenle, parlat, standart hale getir, sürdür, güvenliğini sağla anlamına gelen ifade (iş metodolojisi)
suffer, incur or sustain v. uğramak, karşılaşmak veya maruz kalmak
Law
sustain a claim v. talebi kabul etmek
Automotive
vacuum sustain valve n. vakum arttırma valfi
Medical
sustain an injury v. sakatlık geçirmek
Music
sustain switch n. tutma açkısı