şo

"şo" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 92 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	so zf.	bu yüzden
Time compels me to highlight only five aspects of it, so please forgive me for that. Zaman beni sadece beş yönünü vurgulamaya zorluyor, bu yüzden lütfen beni affedin. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	so zf.	böyle
May it continue to do so. Umarım böyle devam eder. More Sentences
General
3	Genel	so i.	(nota) sol
This song starts and ends with so. Bu şarkı sol ile başlayıp sol ile bitiyor. More Sentences
4	Genel	so zf.	bunun üzerine
The sun set, so they quit work. Güneş battı, bunun üzerine paydos ettiler. More Sentences
5	Genel	so zf.	o yüzden
So let us keep it in perspective. O yüzden bunu bir perspektif içinde tutalım. More Sentences
6	Genel	so zf.	kadar
So far, Turkey has not fulfilled these political criteria. Bugüne kadar, Türkiye söz konusu siyasal kriterleri yerine getirmiş değildir. More Sentences
7	Genel	so zf.	bu nedenle
So we have, I think, proceeded very quickly and with excellent cooperation. Bu nedenle çok hızlı ve mükemmel bir işbirliği ile ilerlediğimizi düşünüyorum. More Sentences
8	Genel	so zf.	dolayısıyla
So I welcome his efforts in fighting BSE. Dolayısıyla ben de kendisinin BSE ile mücadele konusundaki çabalarını memnuniyetle karşılıyorum. More Sentences
9	Genel	so zf.	da
Because internal pressure is increasing, so is repression. İç baskı arttığı için baskı da artıyor. More Sentences
10	Genel	so zf.	pek
These people represent 10 % of the population, yet they are excluded from so many walks of life. Bu insanlar nüfusun %10'unu temsil etmelerine rağmen hayatın pek çok alanından dışlanmış durumdalar. More Sentences
11	Genel	so zf.	de
I hope that it will still succeed in doing so before 10 July of this year. Umarım bu yılın 10 Temmuz'undan önce de bunu başarır. More Sentences
12	Genel	so zf.	onun için
So we're going to need some other cash flow options fast. Onun için hemen yeni nakit akışı seçeneklerine ihtiyacımız var. More Sentences
13	Genel	so zf.	denli
I am particularly pleased with the principle of individual producer responsibility, which has been so firmly embraced. Özellikle bireysel üretici sorumluluğu ilkesinin bu denli yürekten benimsenmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. More Sentences
14	Genel	so zf.	bu kadar
What makes the Bourlanges Report so creditable is that it represents a quantum leap in this area. Bourlanges Raporunu bu kadar itibarlı kılan şey, bu alanda bir kuantum sıçramasını temsil etmesidir. More Sentences
15	Genel	so zf.	yeter
If I can help you with something, just say so. Sana yardım edebileceğim bir şey varsa, söyle yeter. More Sentences
16	Genel	so zf.	böylece
So 29 countries have signed up to it. Böylece 29 ülke bu anlaşmayı imzalamış oldu. More Sentences
17	Genel	so zf.	demek ki
So we have got this wrong. Demek ki yanlış anlamışız. More Sentences
18	Genel	so zf.	böyle
But let me reiterate why we did so. Ancak neden böyle yaptığımızı tekrardan ifade etmeme izin verin. More Sentences
19	Genel	so zf.	çok
The coffee table is so high with a marble top. Sehpa çok yüksek ve üstü de mermerden. More Sentences
20	Genel	so zf.	sonra
So what happens next? Peki sonra ne olacak? More Sentences
21	Genel	so zf.	de/da
I am very disappointed with you, and so is your mother. Beni hayal kırıklığına uğrattın, anneni de öyle. More Sentences
22	Genel	so zf.	peki
So, what if I don't want to celebrate my birthday this year? Peki ya ben bu yıl doğum günü kutlamak istemiyorsam? More Sentences
23	Genel	so zf.	o kadar
I was so tired that I couldn't get out of bed until noon. O kadar yorgundum ki öğlene kadar yataktan çıkamadım. More Sentences
24	Genel	so zf.	tam
It's so typical of you - storming out in the middle of an argument. Tartışmanın ortasında fırlayıp çıkmak da tam senlik bir hareket. More Sentences
25	Genel	so zf.	yani?
So you are saying that he never called you? Yani seni hiç aramadığını mı söylüyorsun? More Sentences
26	Genel	so zf.	neyse
So anyway, we ended up going ice skating. Neyse işte, biz sonunda buz patenine gittik. More Sentences
27	Genel	so zf.	öyle (olduğunu düşünmüyorum)
"Should we get more gas?" "I don't think so." "Biraz daha mı benzin almamız lazım?" "Bana öyle gelmiyor." More Sentences
28	Genel	so bağ.	demek
So you were a Member of the European Parliament?' he said. Demek Avrupa Parlamentosu üyesiydiniz?' dedi. More Sentences
29	Genel	so bağ.	için
I am sorry this speech is so long, but this is an important section. Bu konuşma bu kadar uzun olduğu için üzgünüm, ancak bu önemli bir bölüm. More Sentences
30	Genel	so bağ.	ve
Tom couldn't wait any longer, so he left. Tom daha fazla bekleyemedi ve gitti. More Sentences
31	Genel	so bağ.	çok
Have you seen the new James Bond movie? It was so dull. Yeni James Bond filmini izlediniz mi? Çok sıkıcıydı. More Sentences
32	Genel	so bağ.	ee?
So how did this happen? Ee, nasıl oldu bu? More Sentences
Common Usage
33	Yaygın Kullanım	so zf.	öyle
34	Yaygın Kullanım	so zf.	şöyle
General
35	Genel	so i.	sol notası
36	Genel	so s.	gerçeklere uygun olan
37	Genel	so s.	hakiki
38	Genel	so s.	gerçek
39	Genel	so s.	doğru
40	Genel	so s.	aynı o şekilde
41	Genel	so zf.	şöylece
42	Genel	so zf.	de (dahi anlamında)
43	Genel	so zf.	ondan dolayı
44	Genel	so zf.	öyle
45	Genel	so zf.	sanki
46	Genel	so zf.	onun sonucunda
47	Genel	so zf.	aynen
48	Genel	so zf.	öylece
49	Genel	so zf.	bu takdirde
50	Genel	so zf.	bundan dolayı
51	Genel	so zf.	şöyle
52	Genel	so zf.	şu kadar
53	Genel	so zf.	kafi
54	Genel	so zf.	güya
55	Genel	so zf.	bunun sonucunda
56	Genel	so zf.	böyle olunca
57	Genel	so zf.	dolayısı ile
58	Genel	so zf.	böylecene
59	Genel	so zf.	böylelikle
60	Genel	so zf.	(belirtilen) yöne/işe doğru
61	Genel	so zf.	akabinde
62	Genel	so zf.	sonradan
63	Genel	so zf.	peşi sıra
64	Genel	so zf.	ardından
65	Genel	so zf.	ondan sonra
66	Genel	so zf.	demek …
67	Genel	so zf.	EEG!
68	Genel	so zf.	epey
69	Genel	so zf.	ona (katılmıyorum)
70	Genel	so zm.	buna
71	Genel	so zm.	böyle olduğuna
72	Genel	so zm.	tam da öylesi
73	Genel	so zm.	söylendiği gibisi
74	Genel	so bağ.	öyleki
75	Genel	so bağ.	o kadar
76	Genel	so bağ.	öylesine
77	Genel	so bağ.	öyle
78	Genel	so bağ.	koşuluyla
79	Genel	so bağ.	şayet
80	Genel	so bağ.	eğer
81	Genel	so bağ.	ondan
82	Genel	so bağ.	(alay amaçlı) diyorsun yani
83	Genel	so bağ.	yok artık
84	Genel	so bağ.	vay arkadaş
85	Genel	so bağ.	de/da
86	Genel	so ünl.	haydaa
Colloquial
87	Konuşma Dili	so zf.	kesinlikle
88	Konuşma Dili	so zf.	katiyetle
89	Konuşma Dili	so zf.	şüphesiz
90	Konuşma Dili	so zf.	elbette
Speaking
91	Konuşma	so	e ne olacak?
Anthropology
92	Anthropology	so i.	laos ve tayland'da mon-khmer dili konuşan bir halk

"şo" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Politics
1	Siyasal	şo	san i.
2	Siyasal	şo	bushmen i.
3	Siyasal	şo	khoe i.
4	Siyasal	şo	basarwa i.
5	Siyasal	şo	kung i.
6	Siyasal	şo	khwe i.
7	Siyasal	şo	sho i.