|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
buz pateni |
ice skate i.
|
|
Do you own a pair of ice skates?
Buz patenin var mı?
More Sentences
|
2 |
Genel |
kuzey buz denizi |
the arctic ocean i.
|
|
The natural gas deposits in the Arctic Ocean will be of vital importance to the EU in the future.
Kuzey Buz Denizi'ndeki doğal gaz yatakları gelecekte AB için hayati önem taşıyacaktır.
More Sentences
|
3 |
Genel |
buz saçağı |
icicle i.
|
|
A man was killed by a falling icicle.
Bir adam düşen bir buz saçağı tarafından öldürüldü.
More Sentences
|
4 |
Genel |
buz makinası |
ice machine i.
|
|
The ice machine is broken.
Buz makinesi arızalı.
More Sentences
|
5 |
Genel |
buz kıracağı |
ice pick i.
|
|
Someone stabbed Tom with an ice pick, but he's OK now.
Birisi Tom'u buz kıracağıyla yaralamış ama şimdi iyi.
More Sentences
|
6 |
Genel |
buz patenci |
ice skater i.
|
|
Tom is a legendary ice skater.
Tom efsanevi bir buz patencisidir.
More Sentences
|
|
7 |
Genel |
buz torbası |
ice pack i.
|
|
Tom wrapped the ice pack in a damp towel and placed it on his thigh.
Tom buz torbasını nemli bir havluya sardı ve kalçasına yerleştirdi.
More Sentences
|
8 |
Genel |
buz hokeyi |
ice hockey i.
|
|
An ice hockey puck isn't ball-shaped.
Bir buz hokeyi diski top şeklinde değildir.
More Sentences
|
9 |
Genel |
buz torbası |
icepack i.
|
|
Put an icepack on your cheek.
Yanağına bir buz torbası koy.
More Sentences
|
10 |
Genel |
buz tabakası |
sheet of ice i.
|
|
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Denizaltı yüzeye çıkmak için ince bir buz tabakasını kırmak zorunda kaldı.
More Sentences
|
11 |
Genel |
buz pateni |
ice-skate i.
|
|
They went ice-skating together.
Birlikte buz patenine gittiler.
More Sentences
|
12 |
Genel |
buz tabakası |
ice cap i.
|
|
The ice caps are melting.
Buz tabakası eriyor.
More Sentences
|
13 |
Genel |
buz küpü |
ice cube i.
|
|
Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer?
Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın?
More Sentences
|
14 |
Genel |
buz pateni pisti |
skating rink i.
|
|
Three little girls are going to the skating rink.
Üç küçük kız buz pateni pistine gidiyor.
More Sentences
|
15 |
Genel |
buz dağı |
iceberg i.
|
|
What you see above the water is just the tip of the iceberg.
Suyun üstünde gördüğün şey sadece buz dağının tepesi.
More Sentences
|
16 |
Genel |
buz banyosu |
ice bath i.
|
|
Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
Bazı sporcular bir antrenman ya da yarıştan sonra buz banyosu yapmanın vücutlarının daha çabuk toparlanmasını sağladığına inanır.
More Sentences
|
17 |
Genel |
buz kırıcı |
icebreaker i.
|
|
One concerned the question of ice-breaking ships carrying fuel in the Baltic.
Bunlardan biri Baltık'ta yakıt taşıyan buz kırıcı gemiler sorunuyla ilgilidir.
More Sentences
|
18 |
Genel |
buz kıracağı |
icepick i.
|
|
Tom was killed with an icepick.
Tom bir buz kıracağıyla öldürüldü.
More Sentences
|
19 |
Genel |
(dağdaki buz tabakasında) derin yarık |
crevasse i.
|
|
The mountaineers cautiously navigated the treacherous crevasses.
Dağcılar derin ve tehlikeli yarıklarda dikkatle ilerlediler.
More Sentences
|
20 |
Genel |
buz pateni yapmak |
ice skate f.
|
|
Can you ice skate?
Buz pateni yapabilir misin?
More Sentences
|
21 |
Genel |
buz gibi |
chill s.
|
|
Chill!
Buz gibi!
More Sentences
|
22 |
Genel |
buz gibi |
freezing s.
|
|
It's freezing here!
Burası buz gibi!
More Sentences
|
23 |
Genel |
buz gibi |
icy s.
|
|
Mary jumped into the icy water without hesitation.
Mary duraksamadan buz gibi suya atladı.
More Sentences
|
24 |
Genel |
buz gibi |
ice-cold s.
|
|
When I got home, I had a nice, ice-cold shower.
Eve döndüğümde, buz gibi soğuk bir duş aldım.
More Sentences
|
Common Usage |
|
25 |
Yaygın Kullanım |
eritmek (kar/buz vb) |
thaw f.
|
|
General |
|
26 |
Genel |
buz salkımı |
icicle i.
|
|
|
27 |
Genel |
buz çözücü |
defroster i.
|
|
28 |
Genel |
buz pateni |
skate i.
|
|
29 |
Genel |
buz baltası |
ice ax i.
|
|
30 |
Genel |
karaya bağlı buz |
landfast ice i.
|
|
31 |
Genel |
buz kalıbı |
ice bar i.
|
|
32 |
Genel |
buz gibi olma durumu |
frigidness i.
|
|
33 |
Genel |
buz kalıbı |
icebox i.
|
|
34 |
Genel |
küçük buz kalıbı |
ice cube i.
|
|
35 |
Genel |
buz tutma |
frosting i.
|
|
36 |
Genel |
buz dolabı |
icebox i.
|
|
37 |
Genel |
buz kaplama |
icing i.
|
|
38 |
Genel |
buz bacası |
serac i.
|
|
39 |
Genel |
buz pateni alanı |
ice rink i.
|
|
40 |
Genel |
yüzen buz kütlesi |
floe i.
|
|
41 |
Genel |
denizde yüzen üstü düz buz kütlesi |
floe i.
|
|
42 |
Genel |
tabaka (buz için) |
sheet i.
|
|
43 |
Genel |
buz küpü |
icecube i.
|
|
44 |
Genel |
artistik buz pateni |
figure skating i.
|
|
45 |
Genel |
yaz boyunca erimeden kalan buz kitlesi |
taryn i.
|
|
46 |
Genel |
buz pateni alanı |
rink i.
|
|
47 |
Genel |
buz çağlayanı |
icefall i.
|
|
48 |
Genel |
buz fabrikası |
ice plant i.
|
|
49 |
Genel |
buz çağlayanı |
ice cascade i.
|
|
50 |
Genel |
cam buz |
clear ice i.
|
|
51 |
Genel |
buz örtüsü |
icing i.
|
|
52 |
Genel |
buz kayağı |
scooter i.
|
|
53 |
Genel |
kauçuk buz torbası |
rubber ice bag i.
|
|
54 |
Genel |
kar ve buz tırmanışı |
snow and ice climbing i.
|
|
55 |
Genel |
kuzey buz denizi |
arctic ocean i.
|
|
56 |
Genel |
buz satıcısı |
iceman i.
|
|
57 |
Genel |
buz kütlesi |
ice mass i.
|
|
58 |
Genel |
buz yapma makinesi |
ice machine i.
|
|
59 |
Genel |
buz kütlesi |
floe i.
|
|
60 |
Genel |
buz makinesi |
icebox i.
|
|
61 |
Genel |
buzdağından kopmuş buz parçası |
calf i.
|
|
62 |
Genel |
buz tutacağı |
icepick i.
|
|
63 |
Genel |
buz adası |
iceberg i.
|
|
64 |
Genel |
buz uyarısı |
ice warning i.
|
|
65 |
Genel |
buz yarığı |
crevasse i.
|
|
66 |
Genel |
buz kitlesi |
icing mound i.
|
|
|
67 |
Genel |
buz kalıbı |
pack ice i.
|
|
68 |
Genel |
buz dalgıcı |
great northern diver & loon i.
|
|
69 |
Genel |
buz sisi |
ice fog i.
|
|
70 |
Genel |
buz deposu |
ice house i.
|
|
71 |
Genel |
buz çözücü |
deicer i.
|
|
72 |
Genel |
buz örtüsü |
ice mantle i.
|
|
73 |
Genel |
buz yanığı |
freeze burn i.
|
|
74 |
Genel |
dağdan aşağı hızla ve kontrolsüz inen kar ve buz kütlesi |
avalanche i.
|
|
75 |
Genel |
buz patencileri |
ice skaters i.
|
|
76 |
Genel |
buz mavisi |
ice blue i.
|
|
77 |
Genel |
buz pateni yapma |
ice skating i.
|
|
78 |
Genel |
buz mavisi gibi |
gridelin i.
|
|
79 |
Genel |
buz saçağı |
ickle i.
|
|
80 |
Genel |
sarkıt biçimindeki buz |
icicle i.
|
|
81 |
Genel |
buz deposu |
icehouse i.
|
|
82 |
Genel |
güneş ışınlarının buz yüzeyinden yansıması |
iceblink i.
|
|
83 |
Genel |
buz sahası |
icerink i.
|
|
84 |
Genel |
buz parçası |
ice block i.
|
|
85 |
Genel |
buz şovu |
icer i.
|
|
86 |
Genel |
yapay buz pateni alanı |
artificial ice rink i.
|
|
87 |
Genel |
kırık buz |
brash i.
|
|
88 |
Genel |
buz alanı |
rink i.
|
|
89 |
Genel |
parça buz |
cube ice i.
|
|
90 |
Genel |
karaya bağlı buz |
fast ice i.
|
|
91 |
Genel |
taneli buz |
flake ice i.
|
|
92 |
Genel |
yüzer buz kristali |
frazil ice i.
|
|
93 |
Genel |
buz kırıcı |
de-icer i.
|
|
94 |
Genel |
buz çözücü |
de-icer i.
|
|
95 |
Genel |
buz parçası |
ice floe i.
|
|
96 |
Genel |
buz örtüsü |
icecap i.
|
|
97 |
Genel |
su yolunda buz birikintisi |
ice pack i.
|
|
98 |
Genel |
yüzen buz kütlesi |
ice floe i.
|
|
99 |
Genel |
buz örtüsü |
ice cap i.
|
|
100 |
Genel |
buz sarayı |
ice palace i.
|
|
101 |
Genel |
buz deposu |
ice tank i.
|
|
102 |
Genel |
buz tabakası |
icecap i.
|
|
103 |
Genel |
buz örtüsü |
ice sheet i.
|
|
104 |
Genel |
buz kutusu |
icebox i.
|
|
105 |
Genel |
buz yığılması |
ice jam i.
|
|
106 |
Genel |
buz tabakası |
ice layer i.
|
|
107 |
Genel |
denizde bulunan buz yığını |
ice pack i.
|
|
108 |
Genel |
buz kristali |
ice crystal i.
|
|
109 |
Genel |
denizdeki buz tabakası |
floe i.
|
|
110 |
Genel |
yüzen buz kitlesi |
floe i.
|
|
111 |
Genel |
buz örtüsü |
pack i.
|
|
112 |
Genel |
dip buz tabakası |
bottom ice i.
|
|
113 |
Genel |
yenilebilir buz |
edible ice i.
|
|
114 |
Genel |
buz kütlesi |
field of ice i.
|
|
115 |
Genel |
buz arabası |
ice wagon i.
|
|
116 |
Genel |
buz kesesi |
ice bag i.
|
|
117 |
Genel |
buz kayağı |
ice skate i.
|
|
118 |
Genel |
buz makinesi |
ice machine i.
|
|
119 |
Genel |
buz baltası |
ice axe i.
|
|
120 |
Genel |
buz çağlayan |
icefall i.
|
|
121 |
Genel |
buz maşası |
ice tongs i.
|
|
122 |
Genel |
buz kesesi |
cold pack i.
|
|
123 |
Genel |
buz üretimi |
ice production i.
|
|
124 |
Genel |
buz tutmuş yol |
frozen road i.
|
|
125 |
Genel |
kuru buz karışımları |
dried ice-mixes i.
|
|
126 |
Genel |
buz beyazı |
ice white i.
|
|
127 |
Genel |
buz kanalları |
ice channels i.
|
|
128 |
Genel |
buz ustası |
ice master i.
|
|
129 |
Genel |
buz küreği |
ice scoop i.
|
|
130 |
Genel |
buz küreği |
ice cube scoop i.
|
|
131 |
Genel |
buz kalıbı |
ice tray i.
|
|
132 |
Genel |
buz/kokteyl karıştırıcı |
swizzle stick i.
|
|
133 |
Genel |
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği |
polar bear plunge i.
|
|
134 |
Genel |
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği |
polar plunge i.
|
|
135 |
Genel |
buz kutusu |
chilly bin (new zeland) i.
|
|
136 |
Genel |
buz kutusu |
cooler i.
|
|
137 |
Genel |
buz kutusu |
portable ice chest i.
|
|
138 |
Genel |
buz kutusu |
esky (australian) i.
|
|
139 |
Genel |
buz kutusu |
cool box i.
|
|
140 |
Genel |
çiftli buz pateni |
couple skating i.
|
|
141 |
Genel |
buz tutmuş kar |
crusted snow i.
|
|
142 |
Genel |
buz kırıcı |
deicer i.
|
|
143 |
Genel |
buz pateni pisti |
ice-skating rink i.
|
|
144 |
Genel |
buz pateni pisti |
ice rink i.
|
|
145 |
Genel |
buz pateni pisti |
roller rink i.
|
|
146 |
Genel |
küçük parçalar halinde kırılmış buz |
ice chips i.
|
|
147 |
Genel |
küçük buz parçaları |
ice chips i.
|
|
148 |
Genel |
buz dağı |
berg i.
|
|
149 |
Genel |
buz duvarı |
ice wall i.
|
|
150 |
Genel |
buz gösterisi |
ice show i.
|
|
151 |
Genel |
buz çatlağı |
ice crack i.
|
|
152 |
Genel |
buz galerisi |
ice gallery i.
|
|
153 |
Genel |
buz kovası düellosu |
ice bucket challenge i.
|
|
154 |
Genel |
buz kovası meydan okuması |
ice bucket challenge i.
|
|
155 |
Genel |
buz kovası iddiası |
ice bucket challenge i.
|
|
156 |
Genel |
buz kovası |
ice bucket i.
|
|
157 |
Genel |
denizde yüzen buz kütlesi |
icepack i.
|
|
158 |
Genel |
buz tankı |
ice tank i.
|
|
159 |
Genel |
rendelenmiş buz veya kar üzerine şurup ekilerek hazırlanan bir tatlı |
shaved ice i.
|
|
160 |
Genel |
buz zemin |
icy ground i.
|
|
161 |
Genel |
buz arabası |
ice cart i.
|
|
162 |
Genel |
(buz saçağı, saç örgüsü gibi) sallanan veya sarkan şey |
tangle [scottish] i.
|
|
163 |
Genel |
buz kütlesi |
block of ice i.
|
|
164 |
Genel |
buz eritici |
snow melter i.
|
|
165 |
Genel |
buz eritici |
snowmelter i.
|
|
166 |
Genel |
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu |
yakhdan i.
|
|
167 |
Genel |
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu |
yakhdan i.
|
|
168 |
Genel |
buz kazması |
ice axe i.
|
|
169 |
Genel |
deniz ve buz üzerinde ilerleyebilen düz tabanlı bir tekne |
scooter i.
|
|
170 |
Genel |
kaya üzerinde ince buz tabakası |
verglas i.
|
|
171 |
Genel |
paten pistleri için buz parlatıcı markası |
zamboni® i.
|
|
172 |
Genel |
yüzen bir buz kütlesinde suyun aktığı kanal |
lane i.
|
|
173 |
Genel |
buz kütlesinde suyun aktığı kanal |
lane i.
|
|
174 |
Genel |
buz pateni bıçağı |
blade i.
|
|
175 |
Genel |
buz tanesi sağanağı |
hail i.
|
|
176 |
Genel |
(özellikle iskandinav bölgelerinde) buz örtüsü |
brae i.
|
|
177 |
Genel |
(buz veya yol üzerinde) küçük tümsek |
hubble i.
|
|
178 |
Genel |
viski bardağı benzeri kısa bardaklarda buz veya su üzerinde servis edilen karıştırılmayan bir alkollü içecek |
lowball i.
|
|
179 |
Genel |
aşağı doğru çıkıntı yapan su altındaki bir buz kütlesi |
bummock i.
|
|
180 |
Genel |
parlak buz katmanı |
glare i.
|
|
181 |
Genel |
atmosfer buharının sıfır derecenin altında yoğunlaşması ile soğuk yüzeyin ufak buz kristalleri ile kaplanması |
rind i.
|
|
182 |
Genel |
ince yüzer buz |
grue [scotland] i.
|
|
183 |
Genel |
buz hokeyi oyuncusunun annesi |
hockey mom i.
|
|
184 |
Genel |
buz tabakası |
ice i.
|
|
185 |
Genel |
buz katmanı |
ice i.
|
|
186 |
Genel |
donmuş buz tabakası |
ice i.
|
|
187 |
Genel |
buz yüzeyi |
ice i.
|
|
188 |
Genel |
buz dondurma |
ice i.
|
|
189 |
Genel |
yuvarlak buz torbası |
ice cap i.
|
|
190 |
Genel |
buz torbası |
ice cap i.
|
|
191 |
Genel |
buz iğnesi |
ice crystal i.
|
|
192 |
Genel |
buz alanı |
ice field i.
|
|
193 |
Genel |
buz örtüsü |
ice field i.
|
|
194 |
Genel |
buz tabakası |
ice field i.
|
|
195 |
Genel |
jel buz torbası |
ice pack i.
|
|
196 |
Genel |
buz pisti bulunan bina |
ice rink i.
|
|
197 |
Genel |
buz verme istasyonu |
ice station i.
|
|
198 |
Genel |
buz istasyonu |
ice station i.
|
|
199 |
Genel |
erimiş buz |
ice water i.
|
|
200 |
Genel |
buz suyu |
ice water i.
|
|
201 |
Genel |
buz topu |
iceball i.
|
|
202 |
Genel |
buz birikintisi |
icebreaker i.
|
|
203 |
Genel |
buz kırma aleti |
icebreaker i.
|
|
204 |
Genel |
buz başlığı |
icecap i.
|
|
205 |
Genel |
başa konacak şekilde tasarlanan buz kesesi |
icecap i.
|
|
206 |
Genel |
buz dükkanı |
icehouse i.
|
|
207 |
Genel |
buz yapılan, saklanan veya satılan yer |
icehouse i.
|
|
208 |
Genel |
buz makinesi |
icemaker i.
|
|
209 |
Genel |
buz üzerinde yürüyebilen adam |
iceman i.
|
|
210 |
Genel |
buz pistini hazırlayan kimse |
iceman i.
|
|
211 |
Genel |
buz pisti bakımını yapan kimse |
iceman i.
|
|
212 |
Genel |
buz kütlesinin ayrılması |
ice-out i.
|
|
213 |
Genel |
buz depremi |
icequake i.
|
|
214 |
Genel |
(sevkiyat öncesi) ürünleri buz ile kaplayan kimse |
icer i.
|
|
215 |
Genel |
buz kalıbı |
icetray i.
|
|
216 |
Genel |
buz oluşumu |
icing i.
|
|
217 |
Genel |
buz pateni pisti içeren bina |
roller rink i.
|
|
218 |
Genel |
çatlayan ince buz |
rubber ice [canada] i.
|
|
219 |
Genel |
çatırdayan ince buz |
rubber ice [canada] i.
|
|
220 |
Genel |
buz haline getirme |
conglaciation i.
|
|
221 |
Genel |
buz haline gelme |
conglaciation i.
|
|
222 |
Genel |
sert tarzı ve kavgacılığı ile bilinen agresif oyuncu (buz hokeyi) |
goon i.
|
|
223 |
Genel |
(buz hokeyinde) fedai |
goon i.
|
|
224 |
Genel |
(buz pateni sahasında) paten izi |
cusp i.
|
|
225 |
Genel |
adeta buz kesme |
douche [uk] i.
|
|
226 |
Genel |
buz torbası |
pack i.
|
|
227 |
Genel |
buz sarkıtı |
isicle [obsolete] i.
|
|
228 |
Genel |
ince ve düz buz parçası |
pan i.
|
|
229 |
Genel |
büyük bir kütleden koparak yüzen buz parçası |
pan i.
|
|
230 |
Genel |
başlı buz çivisi |
cork i.
|
|
231 |
Genel |
su üzerinde yüzen büyük buz kütlesi |
field of ice i.
|
|
232 |
Genel |
buz örtüsü |
field of ice i.
|
|
233 |
Genel |
patende buz üzerinde bırakılan işaret |
print i.
|
|
234 |
Genel |
buz kütlesinin bir kısmı |
sconce i.
|
|
235 |
Genel |
yüzen buz kitlesinin bir parçası |
sconce i.
|
|
236 |
Genel |
(buz pateninde) patencinin farklı kenarlarda üç daire çizmesi ile gerçekleştirilen bir hareket türü |
serpentine i.
|
|
237 |
Genel |
ince buz |
silver storm i.
|
|
238 |
Genel |
soğuğa maruz kalan ağaç gibi cisimlerin üzerindeki buz tabakası |
silver storm i.
|
|
239 |
Genel |
şeffaf buz |
silver storm i.
|
|
240 |
Genel |
berrak buz |
crystal [obsolete] i.
|
|
241 |
Genel |
buz yapma makinesi |
freezing machine i.
|
|
242 |
Genel |
buz makinesi |
freezing machine i.
|
|
243 |
Genel |
ince buz örtüsü |
skin i.
|
|
244 |
Genel |
ince buz tabakası |
skin i.
|
|
245 |
Genel |
tuzlu suyun donmaya başladığı sırada oluşan inkoheran buz kristalleri |
slush i.
|
|
246 |
Genel |
buz kristalleri içeren dondurulmuş aromalı içecek |
slushy i.
|
|
247 |
Genel |
buz içinde yüzme |
ice swimming i.
|
|
248 |
Genel |
yağışı sırasında yüzeye temas edince dağılıveren küçük beyaz buz tanesi |
snow pellet i.
|
|
249 |
Genel |
buz gibi soğuk sıvı |
snow-broth i.
|
|
250 |
Genel |
kar/buz faaliyetlerin yapılabildiği sosyal tesis |
snowdome i.
|
|
251 |
Genel |
üstü buz tutmak |
freeze over f.
|
|
252 |
Genel |
az buz olmamak |
be of no small matter f.
|
|
253 |
Genel |
buz çözmek |
deice f.
|
|
254 |
Genel |
buz kesilmek |
freeze f.
|
|
255 |
Genel |
buz tutmak |
ice up f.
|
|
256 |
Genel |
tuzla buz etmek |
smash smithereens f.
|
|
257 |
Genel |
buz kesilmek |
be stunned f.
|
|
258 |
Genel |
buz bağlamak |
freeze f.
|
|
259 |
Genel |
eli ayağı buz kesilmek |
be very cold f.
|
|
260 |
Genel |
buz kesmek |
freeze f.
|
|
261 |
Genel |
tuzla buz olmak |
smash f.
|
|
262 |
Genel |
buz kazımak (buz kalıbından) |
shave f.
|
|
263 |
Genel |
buz tutmak |
ice over f.
|
|
264 |
Genel |
tuzla buz olmak |
be smashed to smithereens f.
|
|
265 |
Genel |
tuzla buz olmak |
break to smithereens f.
|
|
266 |
Genel |
eli ayağı buz kesilmek |
freeze f.
|
|
267 |
Genel |
buz kesilmek |
stand aghast f.
|
|
268 |
Genel |
tuzla buz etmek |
shatter f.
|
|
269 |
Genel |
buz kesmek |
feel very cold f.
|
|
270 |
Genel |
buz tutmak |
freeze f.
|
|
271 |
Genel |
buz kesilmek |
be frozen f.
|
|
272 |
Genel |
tuzla buz etmek |
break to pieces f.
|
|
273 |
Genel |
buz bağlamak |
be covered with ice f.
|
|
274 |
Genel |
buz tutmak |
be covered with ice f.
|
|
275 |
Genel |
buz tutmak |
crust f.
|
|
276 |
Genel |
buz gibi soğumak |
lose one's affection completely (for) f.
|
|
277 |
Genel |
tuzla buz olmak |
chip off f.
|
|
278 |
Genel |
tuzla buz olmak |
fall to pieces f.
|
|
279 |
Genel |
tuzla buz olmak |
break to pieces f.
|
|
280 |
Genel |
buz kesilmek |
congeal f.
|
|
281 |
Genel |
tuzla buz olmak |
fly apart f.
|
|
282 |
Genel |
buz hokeyinde sayı yapmak |
cage f.
|
|
283 |
Genel |
tuzla buz olmak |
break up into small pieces f.
|
|
284 |
Genel |
buz tutmak (yanık gibi yaralanmalarda) |
apply ice f.
|
|
285 |
Genel |
buz uygulamak |
apply ice f.
|
|
286 |
Genel |
buz koymak |
put ice f.
|
|
287 |
Genel |
tuzla buz etmek |
chatter [dialect] f.
|
|
288 |
Genel |
(donmuş balık) depodayken ve nakliyat sırasında su kaybını önlemek için buz tabakası ile kaplamak |
glaze f.
|
|
289 |
Genel |
buz üstünde muhafaza etmek |
ice f.
|
|
290 |
Genel |
buz üzerinde tutmak |
ice f.
|
|
291 |
Genel |
buz üzerinde korumak |
ice f.
|
|
292 |
Genel |
(buz hokeyi topuna) rakip kale çizgisini aşacak şekilde vurmak |
ice f.
|
|
293 |
Genel |
buz tutmak |
ice f.
|
|
294 |
Genel |
tuzla buz etmek |
rive f.
|
|
295 |
Genel |
buz haline getirmek |
conglaciate f.
|
|
296 |
Genel |
tuzla buz olmak (cam) |
dice f.
|
|
297 |
Genel |
buz gibi bir bakış atmak |
gorgonize f.
|
|
298 |
Genel |
buz gibi bir bakış atmak |
gorgonise f.
|
|
299 |
Genel |
(kar, buz) sert kütle oluşturmak |
pack f.
|
|
300 |
Genel |
(kar, buz) sert kütle haline gelmek |
pack f.
|
|
301 |
Genel |
buz kestirmek |
fascinate f.
|
|
302 |
Genel |
tuzla buz etmek |
fly f.
|
|
303 |
Genel |
tuzla buz etmek |
shiver f.
|
|
304 |
Genel |
buz oluşumu sebebiyle tıkanmak |
freeze f.
|
|
305 |
Genel |
içine buz sıkışmak |
freeze f.
|
|
306 |
Genel |
üzerinde buz oluşturmak |
freeze f.
|
|
307 |
Genel |
(buz üzerinde) kayıp dengesini kaybetmek |
skite f.
|
|
308 |
Genel |
(buz pateninde) kartal hareketi yapmak |
spread-eagle f.
|
|
309 |
Genel |
tuz buz etmek |
stramash f.
|
|
310 |
Genel |
buz gibi yapmak |
superfuse f.
|
|
311 |
Genel |
buz gibi soğuk |
as cold as ice s.
|
|
312 |
Genel |
buz tutmuş |
frosted s.
|
|
313 |
Genel |
buz kesilmiş |
stunned s.
|
|
314 |
Genel |
buz tutmuş |
frosty s.
|
|
315 |
Genel |
buz tutmuş |
gelid s.
|
|
316 |
Genel |
buz kaplı |
icy s.
|
|
317 |
Genel |
buz gibi |
icecold s.
|
|
318 |
Genel |
buz gibi |
wintry s.
|
|
319 |
Genel |
buz gibi |
as cold as ice s.
|
|
320 |
Genel |
buz gibi |
very cold s.
|
|
321 |
Genel |
tuzla buz olmuş (ümitler vb) |
shipwrecked s.
|
|
322 |
Genel |
buz gibi |
arctic s.
|
|
323 |
Genel |
buz gibi |
nippy s.
|
|
324 |
Genel |
buz gibi |
frigid s.
|
|
325 |
Genel |
buz tutmuş (liman) |
icebound s.
|
|
326 |
Genel |
buz gibi |
sour s.
|
|
327 |
Genel |
buz gibi |
gelid s.
|
|
328 |
Genel |
buz gibi |
glacial s.
|
|
329 |
Genel |
buz tutmuş |
icebound s.
|
|
330 |
Genel |
buz gibi |
brumal s.
|
|
331 |
Genel |
buz tutmaz |
ice-free s.
|
|
332 |
Genel |
buz kalpli |
ice-hearted s.
|
|
333 |
Genel |
buz dolu |
ice laden s.
|
|
334 |
Genel |
buz yüklü |
ice laden s.
|
|
335 |
Genel |
buz kesilen |
stunned s.
|
|
336 |
Genel |
buz kesmiş |
frozen s.
|
|
337 |
Genel |
buz kesilmiş |
frozen s.
|
|
338 |
Genel |
buz kesilen |
frozen s.
|
|
339 |
Genel |
buz gibi |
key-cold s.
|
|
340 |
Genel |
buz gibi sabit |
glacial s.
|
|
341 |
Genel |
buz gibi |
glacious s.
|
|
342 |
Genel |
buz kaplı |
glacious s.
|
|
343 |
Genel |
buz ile tıkanmış |
icebound s.
|
|
344 |
Genel |
buz ile kapanmış |
icebound s.
|
|
345 |
Genel |
buz kıran |
icebreaking s.
|
|
346 |
Genel |
buz kırıcı |
icebreaking s.
|
|
347 |
Genel |
buz gibi |
iced s.
|
|
348 |
Genel |
buz kesmiş |
donnert [scotland] s.
|
|
349 |
Genel |
buz kesmiş |
donnard [scotland] s.
|
|
350 |
Genel |
buz kesmiş |
donnerd [scotland] s.
|
|
351 |
Genel |
buz kesmiş |
donnered [scotland] s.
|
|
352 |
Genel |
buz gibi |
shivery s.
|
|
353 |
Genel |
(buz hokeyinde) sert ve genellikle uzun mesafeli atış |
slap-bang s.
|
|
354 |
Genel |
buz kestiren |
polar s.
|
|
355 |
Genel |
buz gibi soğuk |
supercold s.
|
|
356 |
Genel |
buz gibi soğuk |
supercool s.
|
|
357 |
Genel |
buz gibi |
icily zf.
|
|
358 |
Genel |
buz tutmuş bir şekilde |
gelidly zf.
|
|
359 |
Genel |
buz gibi |
glacially zf.
|
|
Phrasals |
|
360 |
Öbek Fiiller |
buz bağlamak |
ice up f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
buz bağlamak |
ice over f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
buz tutturmak |
ice something up f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
buz bağlamak |
frost over f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
buz ile serinletmek |
ice something down f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
buz tutmak |
ice up f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
tuz buz etmek |
crush (someone or something) to (something) f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
tuz buz etmek |
crush (someone or something) into (something) f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak |
face off f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
suyu dondurup buz haline getirmek |
freeze something into something f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
buz tutmak |
freeze up f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
buz tutturmak |
freeze up f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
buz kesmek |
freeze up f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
buz tutmak |
frost up f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
buz tutturmak |
frost up f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
kar/buz erimeye başlamak |
slush up f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
kar/buz yumuşayıp çamurlu hale gelmek |
slush up f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
kar/buz cıvımak |
slush up f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
(buz hokeyi gibi oyunlarda) oyun başlangıcında topun kontrolünü kazanmak için rakibin karşısında durmak |
face off f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) tuz buz etmek |
mash up (something) f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
tuz buz etmek |
mash up f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
tuzla buz olmak |
break (up) (into something) f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
tuz buz etmek |
crush to f.
|
|
Colloquial |
|
383 |
Konuşma Dili |
buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için yapılan küçük zıplama/sıçrama |
bunny hop i.
|
|
384 |
Konuşma Dili |
buz gibi soğuk |
burrnips i.
|
|
385 |
Konuşma Dili |
buz gibi bira |
cold one i.
|
|
386 |
Konuşma Dili |
buz gibi karşılama |
icy reception i.
|
|
387 |
Konuşma Dili |
(buz pateni) hız kazanmak ya da yön değiştirmek üzere ayakları birbiri ardına hareket ettirme |
crossover i.
|
|
388 |
Konuşma Dili |
buz gibi davranma |
freeze i.
|
|
389 |
Konuşma Dili |
buz dalgıcı |
ember goose i.
|
|
390 |
Konuşma Dili |
buz dalgıcı |
ember-goose i.
|
|
391 |
Konuşma Dili |
ince buz tabakası |
cat ice i.
|
|
392 |
Konuşma Dili |
sahayı bedava kullanma karşılığında buz hokeyi sahasında çalışan genç |
rink rat [canada] i.
|
|
393 |
Konuşma Dili |
buz alım-satım, saklama, satış ve teslimatı ile ilgilenen erkek |
ice man i.
|
|
394 |
Konuşma Dili |
buz hokeyi pisti |
icehouse [us] i.
|
|
395 |
Konuşma Dili |
buz gibi bir bira |
frosty one i.
|
|
396 |
Konuşma Dili |
buz gibi keyif birası |
frosty one i.
|
|
397 |
Konuşma Dili |
(buz hokeyinde) pas vermek istemeyen oyuncu |
puck hog i.
|
|
398 |
Konuşma Dili |
içkisine (bol) buz koymak |
be on the rocks f.
|
|
399 |
Konuşma Dili |
buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için sıçramak |
bunny hop f.
|
|
400 |
Konuşma Dili |
buz gibi davranmak |
freeze f.
|
|
401 |
Konuşma Dili |
buz koymak |
ice down f.
|
|
402 |
Konuşma Dili |
buz uygulamak |
ice down f.
|
|
403 |
Konuşma Dili |
buz tutturmak |
ice up f.
|
|
404 |
Konuşma Dili |
buz kesmiş |
cold s.
|
|
405 |
Konuşma Dili |
buz gibi |
regular s.
|
|
406 |
Konuşma Dili |
buz gibi |
so cold you could hang meat expr.
|
|
407 |
Konuşma Dili |
buz gibi bir ses |
with an icy voice expr.
|
|
408 |
Konuşma Dili |
buz gibi |
in very good condition expr.
|
|
409 |
Konuşma Dili |
buz gibi |
clean and fresh expr.
|
|
410 |
Konuşma Dili |
buz gibi |
fat and firm (meat) expr.
|
|
411 |
Konuşma Dili |
20 yıl az buz değil |
twenty years is something expr.
|
|
412 |
Konuşma Dili |
dışarısı buz gibi |
baby, it's cold outside expr.
|
|
413 |
Konuşma Dili |
hava buz gibi dışarıda |
baby, it's cold outside expr.
|
|
414 |
Konuşma Dili |
tuzla buz |
in bits and pieces expr.
|
|
415 |
Konuşma Dili |
az buz para değil! |
that ain't hay! exclam.
|
|
Idioms |
|
416 |
Deyim |
buz gibi bir bira |
a frosty one i.
|
|
417 |
Deyim |
buz gibi keyif birası |
a frosty one i.
|
|
418 |
Deyim |
buz gibi bir ortam |
chilly climate i.
|
|
419 |
Deyim |
buz gibi hava |
brass monkey weather i.
|
|
420 |
Deyim |
buz önleyici vana |
anti-ice valve i.
|
|
421 |
Deyim |
buz pateninde patencilerin sonuçları bekledikleri alan |
kiss and cry corner i.
|
|
422 |
Deyim |
(buz pateni) puanları bekleme yeri |
kiss and cry i.
|
|
423 |
Deyim |
buz pateninde kayakçıların gösteriden sonra alacakları puanları bekledikleri yer |
kiss and cry i.
|
|
424 |
Deyim |
(buz pateni) puanları bekleme yeri |
kiss and cry area i.
|
|
425 |
Deyim |
buz pateninde kayakçıların gösteriden sonra alacakları puanları bekledikleri yer |
kiss and cry area i.
|
|
426 |
Deyim |
buz gibi gece |
three-dog night [old-fashioned] i.
|
|
427 |
Deyim |
buz gibi (hava) |
brass monkey i.
|
|
428 |
Deyim |
buz gibi (hava) |
brass monkeys i.
|
|
429 |
Deyim |
eli ayağı buz kesilme |
cold feet i.
|
|
430 |
Deyim |
buz gibi gece |
three dog night i.
|
|
431 |
Deyim |
tuz buz etmek |
blast to smithereens f.
|
|
432 |
Deyim |
tuz buz olmuş |
be blasted to smithereens f.
|
|
433 |
Deyim |
buz kesmek |
go blue f.
|
|
434 |
Deyim |
buz üstüne yazı yazmak |
build on sand f.
|
|
435 |
Deyim |
buz gibi durmak |
keep a straight face f.
|
|
436 |
Deyim |
buz gibi olmak |
be as cold as ice f.
|
|
437 |
Deyim |
buz gibi soğuk olmak |
be as cold as ice f.
|
|
438 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
walk on thin ice f.
|
|
439 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
skate on thin ice f.
|
|
440 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
walk on eggs f.
|
|
441 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
walk on eggshells f.
|
|
442 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
be (skating/walking) on thin ice f.
|
|
443 |
Deyim |
soğuktan buz kesmek |
freeze as hard as stone f.
|
|
444 |
Deyim |
tuzla buz etmek |
break something into small pieces f.
|
|
445 |
Deyim |
tuzla buz etmek |
dash something to pieces f.
|
|
446 |
Deyim |
tuzla buz etmek |
smash to smithereens f.
|
|
447 |
Deyim |
(pencereleri vb. açarak) bir yeri buz gibi etmek |
play freeze-out f.
|
|
448 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
dance on the razor's edge f.
|
|
449 |
Deyim |
buz hokeyinde eldivenleri çıkarıp yumruklu kavgaya girişmek/yeltenmek |
drop the gloves f.
|
|
450 |
Deyim |
(birinin) eli ayağı buz kesilmek |
put (one) back on (one's) heels f.
|
|
451 |
Deyim |
tuz buz etmek |
hack (something) to smithereens f.
|
|
452 |
Deyim |
(buz hokeyinde) diskin hakimiyetini korumak |
rag the puck f.
|
|
453 |
Deyim |
(buz hokeyinde) diski olabildiğince uzun süre kaptırmamak |
rag the puck f.
|
|
454 |
Deyim |
tuz buz edilmek |
be blown to smithereens f.
|
|
455 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
be (walking) on thin ice f.
|
|
456 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
be skating on thin ice f.
|
|
457 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
be treading on eggshells f.
|
|
458 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek |
be walking on eggshells f.
|
|
459 |
Deyim |
tuz buz edilmek |
be blown to smithereens f.
|
|
460 |
Deyim |
tuz buz olmak |
be blown to smithereens f.
|
|
461 |
Deyim |
bir şeyi tuz buz etmek |
blow, smash, something to smithereens f.
|
|
462 |
Deyim |
buz üzerine yazı yazmak |
build (something) on sand f.
|
|
463 |
Deyim |
(pencereleri, kapıyı açarak) bir yeri buz gibi etmek |
play freeze out f.
|
|
464 |
Deyim |
buz gibi |
(as) cold as any stone s.
|
|
465 |
Deyim |
buz gibi |
(as) cold as any stone s.
|
|
466 |
Deyim |
buz gibi |
stone-cold s.
|
|
467 |
Deyim |
buz gibi |
colder than the shady side of a banker's heart s.
|
|
468 |
Deyim |
buz gibi |
(as) cold as a well digger's feet (in january) s.
|
|
469 |
Deyim |
buz gibi |
(as) cold as a witch's caress s.
|
|
470 |
Deyim |
buz gibi |
cold as ice s.
|
|
471 |
Deyim |
buz gibi soğuk |
cold as ice s.
|
|
472 |
Deyim |
hava buz gibi |
baby, it's cold outside expr.
|
|
473 |
Deyim |
buz gibi |
cold as a witch's tit expr.
|
|
474 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a welldigger's ass expr.
|
|
475 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a welldigger's feet expr.
|
|
476 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a welldigger's ears expr.
|
|
477 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as marble expr.
|
|
478 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a welldigger's ass in january expr.
|
|
479 |
Deyim |
buz gibi |
cold as a witch's caress expr.
|
|
480 |
Deyim |
buz gibi |
cold as a welldigger's ears (in January) expr.
|
|
481 |
Deyim |
buz gibi |
cold enough to freeze the balls off a brass monkey expr.
|
|
482 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a witch's caress expr.
|
|
483 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a welldigger's feet in January expr.
|
|
484 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a witch's tit expr.
|
|
485 |
Deyim |
buz gibi |
cold as marble expr.
|
|
486 |
Deyim |
buz üstüne yazılmış gibi |
like water off a duck's back expr.
|
|
487 |
Deyim |
buz gibi |
cold as a welldigger's feet (in January) expr.
|
|
488 |
Deyim |
buz gibi soğuk |
as cold as ice-cold expr.
|
|
489 |
Deyim |
buz gibi (insan) |
as cool as a cucumber expr.
|
|
490 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as charity expr.
|
|
491 |
Deyim |
buz gibi |
as cold as a welldigger's ears in January expr.
|
|
492 |
Deyim |
buz gibi |
cold as a welldigger's ass (in January) expr.
|
|
493 |
Deyim |
buz gibi soğuk |
as cold as stone-cold expr.
|
|
494 |
Deyim |
incecik buz üstünde |
on thin ice expr.
|
|
495 |
Deyim |
ince buz üzerinde yürümek gibi |
like walking/treading on eggshells expr.
|
|
496 |
Deyim |
ince bir buz tabakası üstünde |
on thin ice expr.
|
|
497 |
Deyim |
buz üzerinde domuz gibi |
like a pig on ice expr.
|
|
498 |
Deyim |
(ve) bu az buz (para) değil |
(and) that ain't hay expr.
|
|
499 |
Deyim |
dışarısı buz gibi |
it's brass monkeys outside [uk] expr.
|
|
500 |
Deyim |
buz gibi |
so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.
|
|