contrary

"contrary" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 46 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	contrary s.	aksi
We are concerned that the Court, in its written explanations, is reported to have implied the contrary. Mahkeme'nin yazılı açıklamalarında bunun aksini ima ettiğinin bildirilmesinden endişe duyuyoruz. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	contrary s.	karşıt
There is no evidence to the contrary. Hiçbir karşıt kanıt yoktur. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	contrary s.	zıt
This proposal runs diametrically contrary to the EU's life science and biotechnology action plan. Bu teklif AB'nin yaşam bilimleri ve biyoteknoloji eylem planıyla taban tabana zıttır. More Sentences
General
4	Genel	contrary s.	aksine
Quite the contrary, it brings with it the risk of uncontrollable escalation. Aksine, kontrol edilemeyen bir tırmanma riskini beraberinde getirmektedir. More Sentences
5	Genel	contrary s.	zıt
This proposal runs diametrically contrary to the EU's life science and biotechnology action plan. Bu öneri AB'nin yaşam bilimleri ve biyoteknoloji eylem planıyla taban tabana zıttır. More Sentences
6	Genel	contrary s.	aykırı
I had a contrary opinion to the plan. Plana aykırı bir görüşüm vardı. More Sentences
7	Genel	contrary s.	ters
If you do that, it will only bring about a contrary effect. Bunu yaparsanız, sadece ters bir etki yaratırsınız. More Sentences
8	Genel	contrary s.	karşıt
I had a contrary opinion to the plan. Plana karşıt bir görüşüm vardı. More Sentences
Law
9	Hukuk	contrary s.	aksi
There is no scientific evidence going in a contrary direction. Aksi yönde hiçbir bilimsel kanıt yoktur. More Sentences
10	Hukuk	contrary zf.	tam tersine
Quite the contrary, it would be a solution leading to calamity. Tam tersine, felakete yol açan bir çözüm olacaktır. More Sentences
Philosophy
11	Felsefe	contrary s.	karşıt
I have no proof to the contrary. Karşıt kanıtım yok. More Sentences
General
12	Genel	contrary i.	karşıt önerme
13	Genel	contrary i.	zıt olgu
14	Genel	contrary i.	bir diğerine zıt olan koşul
15	Genel	contrary i.	birbirine zıt olan bir çift şeyden her biri
16	Genel	contrary s.	uymayan
17	Genel	contrary s.	inatçı
18	Genel	contrary s.	muhalif
19	Genel	contrary s.	muhalefet
20	Genel	contrary s.	tersine
21	Genel	contrary s.	karşı
22	Genel	contrary s.	kafasının dikine giden
23	Genel	contrary s.	nahoş
24	Genel	contrary s.	aksi (kimse)
25	Genel	contrary s.	çelişik
26	Genel	contrary s.	ters yönden esen (rüzgar)
27	Genel	contrary s.	dik başlı
28	Genel	contrary s.	huysuz
29	Genel	contrary s.	tamamen farklı
30	Genel	contrary s.	hilaf
31	Genel	contrary s.	olumsuz
32	Genel	contrary s.	sakıncalı
33	Genel	contrary s.	önyargılı
Trade/Economic
34	Ticaret/Ekonomi	contrary s.	aykırı
35	Ticaret/Ekonomi	contrary s.	muhalif
Law
36	Hukuk	contrary s.	aksine
37	Hukuk	contrary s.	aykırı
38	Hukuk	contrary s.	karşı
39	Hukuk	contrary s.	muhalif
40	Hukuk	contrary s.	ters
41	Hukuk	contrary zf.	hilafına
Marine
42	Denizcilik	contrary s.	ters (rüzgar)
43	Denizcilik	contrary s.	tersten esen (rüzgar)
Logic
44	Mantık	contrary i.	aynı anda her ikisi de doğru olamayan iki önermeden her biri
Botanic
45	Botanik	contrary s.	birbiriyle dik açılı olan (bitki parçaları)
Music
46	Müzik	contrary s.	sabit aralıkta zıt yönde hareket eden

"contrary" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 127 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	on the contrary zf.	aksine
We, on the contrary, must promote the idea of a network of national systems cooperating with each other. Aksine, birbirleriyle işbirliği yapan ulusal sistemlerden oluşan bir ağ fikrini teşvik etmeliyiz. More Sentences
General
2	Genel	on the contrary zf.	aksine
On the contrary, these enterprises should see enlargement as a positive challenge. Aksine bu işletmeler genişlemeyi olumlu bir meydan okuma olarak görmelidir. More Sentences
3	Genel	on the contrary zf.	buna karşılık
The European Union itself, on the contrary, lacks a comprehensive approach to the issue of stateless nations. Buna karşın Avrupa Birliği'nin kendisi, vatansız uluslar konusunda kapsamlı bir yaklaşımdan yoksundur. More Sentences
4	Genel	on the contrary zf.	tam tersi
There is no sign of the return to the rule of law promised in the Abuja agreement; on the contrary. Abuja anlaşmasında vaat edilen hukukun üstünlüğüne dönüşe dair bir işaret yok; hatta tam tersi oluyor. More Sentences
5	Genel	to the contrary zf.	aksine
Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary. Aksine bir kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor. More Sentences
6	Genel	on the contrary zf.	tam tersine
On the contrary, we want more compulsory pilotage. Tam tersine, biz daha fazla zorunlu pilotaj istiyoruz. More Sentences
7	Genel	on the contrary zf.	bilakis
On the contrary, growth is very weak and the political will is lacking. Bilakis, büyüme çok yetersizdir ve siyasi irade noksanlığı söz konusudur. More Sentences
8	Genel	contrary to ed.	tersine
Contrary to expectations, they won with ease. Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı. More Sentences
9	Genel	contrary to ed.	aykırı
This is contrary to the views of the British Royal Society, which finds that the scientific case has not been made. Bu durum, bilimsel bir gerekçe ortaya konulmadığı görüşünde olan İngiliz Kraliyet Cemiyeti'nin görüşlerine aykırıdır. More Sentences
10	Genel	contrary to ed.	aksine
Contrary to the other candidate countries, Turkey has already been implementing a regional policy for a number of years. Diğer aday ülkelerin aksine, Türkiye zaten birkaç yıldır bölgesel bir politika uygulamaktadır. More Sentences
Law
11	Hukuk	contrary to facts expr.	gerçeğe aykırı
What he has said is contrary to fact. Onun söylediği gerçeğe aykırıdır. More Sentences
General
12	Genel	the contrary i.	zıt
13	Genel	contrary proposition i.	ters önerme
14	Genel	contrary situation i.	aksi durum
15	Genel	contrary situation i.	aksi hal
16	Genel	acting contrary to the provisions of the contract i.	sözleşme hükümlerine aykırılık
17	Genel	provision to the contrary i.	aksine bir hüküm
18	Genel	become contrary f.	aykırılaşmak
19	Genel	assert the contrary f.	aksini iddia etmek
20	Genel	be contrary f.	aykırı olmak
21	Genel	be contrary f.	ters düşmek
22	Genel	be contrary to f.	ters düşmek
23	Genel	find something contrary to f.	aykırı bulmak
24	Genel	assert the contrary f.	aksini belirtmek
25	Genel	be contrary to f.	zıt olmak
26	Genel	act contrary to the faith and practice of the community f.	akideyi bozmak
27	Genel	prove the contrary f.	aksini ispat etmek
28	Genel	contrary [dialect] f.	karşı çıkmak
29	Genel	contrary [dialect] f.	aksini iddia etmek
30	Genel	contrary [dialect] f.	tersini söylemek
31	Genel	contrary minded s.	aksi düşünen
32	Genel	contrary to fact s.	gerçeklere karşı çıkan (hipotez)
33	Genel	to the contrary zf.	tersine
34	Genel	contrary to my expectation zf.	beklediğimin aksine
35	Genel	quite contrary zf.	oldukça zıt
36	Genel	in the contrary case zf.	aksi bir durumda
37	Genel	to the contrary zf.	rağmen
38	Genel	on the contrary side zf.	ters tarafta
39	Genel	unless the contrary has been proved zf.	aksi sabit olmadıkça
40	Genel	quite the contrary zf.	tam aksine
41	Genel	contrary to expectations zf.	beklenilenin tersine
42	Genel	contrary to zf.	hilafına olarak
43	Genel	on the contrary zf.	tersine
44	Genel	unless the contrary is proved zf.	aksi ispat edilmedikçe
45	Genel	contrary to popular myth zf.	bilinenin aksine
46	Genel	to the contrary zf.	-e rağmen
47	Genel	on the contrary zf.	tümüyle tersi
48	Genel	on the contrary zf.	tam aksi
49	Genel	in the contrary case zf.	aksi takdirde
50	Genel	in the contrary case zf.	aksi halde
51	Genel	contrary to ordinary zf.	alışılmışın aksine
52	Genel	contrary to this zf.	bunun aksine
53	Genel	just the contrary zf.	tam tersi durum
54	Genel	on the contrary zf.	alışılmışın aksine
55	Genel	on the contrary zf.	tam tersi durum
56	Genel	contrary to what is believed zf.	sanılanın aksine
57	Genel	contrary to what is believed zf.	inanılanın aksine
58	Genel	contrary to what is believed zf.	düşünülenin aksine
59	Genel	contrary to what is believed zf.	bilinenin aksine
60	Genel	quite the contrary zf.	tamamen aksine
61	Genel	on the contrary zf.	aksi halde
62	Genel	on the contrary zf.	öte yandan
63	Genel	on the contrary zf.	gel gelelim
64	Genel	on the contrary zf.	diğer taraftan
65	Genel	contrary to ed.	-in aksine
Phrases
66	İfadeler	contrary to all reason expr.	ortada hiçbir sebep yokken
67	İfadeler	contrary to all reason expr.	neden hiç bilmiyorum
68	İfadeler	contrary to all reason expr.	olacak iş değil ya
69	İfadeler	if the contrary proves to be the fact expr.	aksi sabit olursa
70	İfadeler	notwithstanding any provision to the contrary expr.	aksine herhangi bir hüküm bulunsa bile
71	İfadeler	contrary to popular opinion expr.	bilinenin aksine
72	İfadeler	contrary to common belief expr.	bilinenin aksine
73	İfadeler	contrary to popular belief expr.	bilinenin aksine
74	İfadeler	on the contrary expr.	bilakis
75	İfadeler	contrary to general belief expr.	bilinenin aksine
76	İfadeler	contrary to popular opinion expr.	düşünülenin aksine
77	İfadeler	contrary to popular belief expr.	düşünülenin aksine
78	İfadeler	contrary to popular belief expr.	inanılanın aksine
79	İfadeler	contrary to popular belief expr.	sanılanın aksine
80	İfadeler	contrary to (all) expectations expr.	umulduğunun aksine
81	İfadeler	contrary to (all) expectations expr.	umulanın aksine
82	İfadeler	contrary to all reason expr.	hiçbir sebep yokken
83	İfadeler	contrary to all reason expr.	durduk yere
Colloquial
84	Konuşma Dili	contrary to expectations expr.	beklenenin tersine
85	Konuşma Dili	contrary to expectations expr.	beklenenin aksine
86	Konuşma Dili	contrary to expectations expr.	umulanın aksine
87	Konuşma Dili	contrary to expectations expr.	umulanın tersine
88	Konuşma Dili	contrary to (something) expr.	bir şeyin aksine
89	Konuşma Dili	contrary to (something) expr.	bir şeyin tersine
90	Konuşma Dili	contrary to popular belief/opinion expr.	bilinenin aksine
91	Konuşma Dili	contrary to popular belief/opinion expr.	düşünülenin aksine
92	Konuşma Dili	contrary to popular belief/opinion expr.	genel kanının aksine
93	Konuşma Dili	contrary to popular belief/opinion expr.	inanılanın aksine
94	Konuşma Dili	contrary to popular belief/opinion expr.	sanılanın aksine
Speaking
95	Konuşma	against/contrary to (all) expectations expr.	umulanın aksine
96	Konuşma	against/contrary to (all) expectations expr.	umulduğunun aksine
Trade/Economic
97	Ticaret/Ekonomi	contrary to the law i.	kanuna aykırı
98	Ticaret/Ekonomi	contrary to the treaty s.	antlaşmaya aykırı
Law
99	Hukuk	any law to the contrary notwithstanding i.	aksine bir kanun olsa bile
100	Hukuk	contrary to the evidence i.	delillerin tersine
101	Hukuk	claim contrary to good faith i.	hüsnüniyete aykırılık davası
102	Hukuk	contrary to law i.	hukuka aykırı
103	Hukuk	contrary to law i.	kanuna aykırı
104	Hukuk	contrary to code i.	kanuna muhalif
105	Hukuk	be contrary to law f.	mevzuata aykırı olmak
106	Hukuk	be contrary to law f.	kanuna aykırı olmak
107	Hukuk	be contrary to legislation f.	mevzuata aykırı olmak
108	Hukuk	act contrary to law f.	kanuna aykırı hareket etmek
109	Hukuk	be contrary to legislation f.	kanuna aykırı olmak
110	Hukuk	be contrary to law f.	yasaya aykırı olmak
111	Hukuk	be contrary to legislation f.	yasaya aykırı olmak
112	Hukuk	contrary to law s.	gayrimeşru
113	Hukuk	contrary to law s.	kanunsuz
114	Hukuk	in the absence of contrary agreement expr.	aksine anlaşma bulunmadığında
115	Hukuk	contrary to one's will expr.	birinin rızası hilafına
116	Hukuk	in the absence of a contrary provision expr.	hilafına hüküm bulunmadığında
117	Hukuk	contrary to the evidence expr.	kanıtlar hilafına
118	Hukuk	any law to the contrary notwithstanding expr.	kanunda aksine bir hüküm olsa bile
119	Hukuk	contrary to one's will expr.	(birinin) rızası hilafına
Technical
120	Teknik	point of contrary flexure i.	bir eğrinin kendi eğim yönünü değiştirdiği nokta
121	Teknik	point of contrary flexure i.	dönüm noktası
Marine
122	Denizcilik	contrary wind i.	ters rüzgar
123	Denizcilik	contrary wind i.	tersten esen
124	Denizcilik	contrary wind i.	ters yönden esen rüzgar
Math
125	Matematik	contrary propositions i.	ters önermeler
Music
126	Müzik	contrary motion i.	zıt yönlere giden iki sesin melodik bir şekilde ilerlemesi
Theatre
127	Tiyatro	contrary sense i.	anlam aykırılığı