bu

Sens de "bu" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Trade/Economic
1	Trade/Economic	bu n.	eski bir dikdörtgen japon madeni parası
2	Trade/Economic	bu n.	eski bir dikdörtgen japon madeni parasına karşılık geren değer birimi
Technical
3	Technical	bu n.	bir japon ölçü birimi
4	Technical	bu n.	japon ölçü birimi tsubo

Sens de "bu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	bu	present adj.
The present section examines progress made. Bu bölümde, kaydedilen ilerleme incelenmektedir. More Sentences
2	General	bu	here adj.
Over here! Bu tarafa! More Sentences
3	General	bu	these adj.
These policies are making the problems worse. Bu politikalar sorunları daha da kötüleştiriyor. More Sentences
4	General	bu	this one pron.
That directive is certainly in need of improvement, but in its own context and not this one. Bu direktifin kesinlikle iyileştirilmeye ihtiyacı vardır, ancak bu bağlamda değil, kendi bağlamında. More Sentences
Common Usage
5	Common Usage	bu	this pron.
General
6	General	bu	thilk [obsolete] adj.
7	General	bu	this adj.
8	General	bu	thik [dialect] pron.
9	General	bu	thilk [obsolete] pron.
Colloquial
10	Colloquial	bu	this here expr.

Sens de "bu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	bu arada	by the way adv.
How many refugees, by the way? Bu arada kaç mülteci var? More Sentences
2	Common Usage	bu defa	this time adv.
This time the message came with another bit of news. Bu defa mesajda farklı bir haber vardı. More Sentences
3	Common Usage	bu yüzden	for this reason adv.
For this reason I have told them that they are to have no inheritance among the people of Israel. Bu yüzden onlara İsrailliler arasında hiçbir mirasa sahip olamayacaklarını söyledim. More Sentences
4	Common Usage	bu sefer	this time adv.
In other words, I could have just asked the others this time. Başka bir deyişle, bu sefer diğerlerine sorabilirdim. More Sentences
5	Common Usage	bu nedenle	for this reason adv.
For this reason, this new proposal is particularly appropriate given the much-vaunted requirement for double hulls. Bu nedenle, bu yeni öneri, çok övülen çift gövde gerekliliği göz önüne alındığında özellikle uygundur. More Sentences
6	Common Usage	bu nedenle	therefore adv.
We therefore believe that Members of the European Parliament should pay national tax in their own countries. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu Üyelerinin kendi ülkelerinde ulusal vergi ödemeleri gerektiğine inanıyoruz. More Sentences
7	Common Usage	bu yüzden	so adv.
Time compels me to highlight only five aspects of it, so please forgive me for that. Zaman beni sadece beş yönünü vurgulamaya zorluyor, bu yüzden lütfen beni affedin. More Sentences
8	Common Usage	bu yüzden	therefore adv.
It's late, and my mom has already called me; therefore, I must go home now. Geç oldu ve annem de beni aradı bile, bu yüzden artık eve gitmem lazım. More Sentences
9	Common Usage	bu günlerde	nowadays adv.
Nowadays, traveling costs a lot of money. Bu günlerde seyahat çok paraya mal oluyor. More Sentences
10	Common Usage	bu sebepten dolayı	for this reason adv.
For these reasons, my group cannot be expected to cooperate. Bu sebeplerden dolayı grubumdan işbirliği yapması beklenemez. More Sentences
11	Common Usage	bu kez	this time adv.
This time the European Union has demonstrated that we have taken the fight against marine pollution seriously. Bu kez Avrupa Birliği olarak deniz kirliliğiyle mücadeleyi ciddiye aldığımızı gösterdik. More Sentences
General
12	General	bu akşam	this evening n.
That said, I will turn to the first two suggestions, which, moreover, have already been put forward this evening. Bununla birlikte, bu akşam zaten ortaya konmuş olan ilk iki öneriye döneceğim. More Sentences
13	General	bu haber	this news n.
We would in principle be unable to export, and anyway this news in the press would ruin the industry. Prensipte ihracat yapamazdık ve zaten basında çıkan bu haberler sektörü mahvederdi. More Sentences
14	General	tüm bu gelişmeler	all these developments n.
I can assure you that Parliament will be kept fully informed of all these developments. Parlamentonun tüm bu gelişmeler hakkında tam olarak bilgilendirileceği konusunda sizi temin ederim. More Sentences
15	General	bu yaz	this summer n.
It is, then, our desire that a Commission proposal on this topic be submitted as early as this summer. O halde bu konuya ilişkin bir Komisyon teklifinin bu yaz gibi erken bir tarihte sunulmasını arzu ediyoruz. More Sentences
16	General	bu dönem	this period n.
The conditions for this period should only be established in the light of experience and the results of the first phase. Bu dönemin koşulları ancak deneyimler ve ilk aşamanın sonuçları ışığında belirlenmelidir. More Sentences
17	General	bu soruları cevaplayın	answer these questions n.
You have to answer this question. Bu soruyu cevaplamak zorundasın. More Sentences
18	General	bu ürün	this product n.
It may be difficult to get someone to spend the money to test these products for one particular species. Bu ürünleri belirli bir tür için test etmek üzere para harcayacak birini bulmak zor olabilir. More Sentences
19	General	bu hastalıklar	these diseases n.
These diseases can be eradicated through access to essential drugs. Bu hastalıklar temel ilaçlara erişim yoluyla ortadan kaldırılabilir. More Sentences
20	General	bu husus	this matter n.
These matters call for more effective action than has hitherto been the case. Bu hususlar, şimdiye kadar olduğundan daha etkili bir şekilde harekete geçilmesini gerektirmektedir. More Sentences
21	General	bu bölümde	in this section n.
The main change in this section concerns the structure of this financial contribution. Bu bölümdeki ana değişiklik, bu mali katkının yapısıyla ilgilidir. More Sentences
22	General	bu dünya	this world n.
Are we to let the USA determine everything in this world? Bu dünyada her şeyi ABD'nin belirlemesine izin mi vereceğiz? More Sentences
23	General	bu tip	this kind of adj.
These kinds of mistakes happen a lot. Bu tip hatalar çok oluyor. More Sentences
24	General	bu gibi	such adj.
In cases such as this, where there is uncertainty, simulators are used. Belirsizliğin olduğu bu gibi durumlarda simülatörler kullanılır. More Sentences
25	General	bu tür	such adj.
They put down roots in such communities. Bu tür topluluklarda kök salmışlardır. More Sentences
26	General	bu derece	this adj.
It is fitting that our House should be at the forefront in European terms in promoting this degree of transparency. Meclisimizin bu derece şeffaflığı teşvik etme konusunda Avrupa'da ön sıralarda yer alması yerinde olacaktır. More Sentences
27	General	bu aşamada	at this stage adv.
In particular we should not prejudge the market at this stage. Özellikle de bu aşamada piyasa hakkında peşin hüküm vermemeliyiz. More Sentences
28	General	bu kadar	this adv.
Where is the Council common position, if this is so important? Eğer bu kadar önemliyse, Konsey'in ortak tutumu nerede? More Sentences
29	General	bu ay	this month adv.
I will make those points when I am in Vietnam myself later this month. Bu ayın sonlarında Vietnam'a gittiğimde bu noktalara değineceğim. More Sentences
30	General	bu yüzden	hence adv.
Hence the fear of nothingness, as the Louvain students made clear to you. Louvain öğrencilerinin size açıkça ifade ettiği gibi, hiçlik korkusu bu yüzdendir. More Sentences
31	General	bu şekilde	thus adv.
I shall be voting in favour of the text thus amended. Bu şekilde değiştirilen metin lehinde oy kullanacağım. More Sentences
32	General	bu bağlamda	in this context adv.
In this context the Commission can accept the following amendments. Bu bağlamda Komisyon aşağıdaki değişiklikleri kabul edebilir. More Sentences
33	General	bu hafta	this week adv.
This week, the European ship has to decide which port to enter. Bu hafta Avrupa gemisi hangi limana gireceğine karar vermek zorunda. More Sentences
34	General	bu nedenle	hence adv.
Hence our vote against the resolution. Bu nedenle oyumuz karara karşıdır. More Sentences
35	General	bu konuda	in this particular adv.
However, we have a very practical reason for not covering this in this particular proposal. Ancak bu teklifte bu konuya yer vermememizin çok pratik bir nedeni var. More Sentences
36	General	bu sene	this year adv.
Hopefully we have a good season this year and achieve our goals. İnşallah bu sene başarılı bir sezon geçiririz ve hedeflerimize ulaşırız. More Sentences
37	General	bu civarda	near here adv.
Do you happen to know of a cheap hotel near here? Bir ihtimal, bu civarda ucuz bir otel biliyor musun? More Sentences
38	General	bu arada	among other things adv.
Among other things, I don't know the recent members, nor their new songs at all. Bu arada ben son üyeleri, ne de onların yeni şarkılarını biliyorum. More Sentences
39	General	bu amaçla	for that purpose adv.
For that purpose, a formula will need to be established on the basis of which maps can then be drafted. Bu amaçla daha sonra haritaların hazırlanabileceği bir formül oluşturulması gerekecektir. More Sentences
40	General	bu civarda	around adv.
I've seen you around, too, working the streets. Ben de seni bu civarda, sokaklarda çalışırken, gördüm. More Sentences
41	General	bu konuda	in this regard adv.
Encouraging results can be seen in this regard in a number of African countries. Bu konuda bazı Afrika ülkelerinde cesaret verici sonuçlar görülebilir. More Sentences
42	General	bu sayede	by this means adv.
By these means, we will ensure that the final product satisfies high standards of quality. Bu sayede nihai ürünün yüksek kalite standartlarını karşılamasını sağlayacağız. More Sentences
43	General	bu kadar	so adv.
I had never seen so many memorandums presented here, although proportionally the progress has been scarce. Her ne kadar oransal olarak ilerleme az olsa da, burada sunulan bu kadar çok memorandumu daha önce hiç görmemiştim. More Sentences
44	General	bu şekilde	in this way adv.
In this way, the European Union is paying a very high price. Bu şekilde, Avrupa Birliği çok yüksek bir bedel ödüyor. More Sentences
45	General	bu amaçla	to that end adv.
Mr Kinnock is working very hard to that end, but it is a different issue, quite separate from good governance. Sayın Kinnock bu amaçla çok sıkı çalışıyor ancak bu farklı bir konu, iyi yönetişimden tamamen ayrı. More Sentences
46	General	bu bakımdan	in this respect adv.
In this respect, the funding is guaranteed from our point of view. Bu bakımdan finansman bizim açımızdan garanti altındadır. More Sentences
47	General	bu hususta	in this respect adv.
In this respect, the Commission believes that this idea of the debate is essential and we will fully support it. Bu hususta Komisyon bu tartışma fikrinin elzem olduğuna inanmakta olup biz de bunu tamamen destekleyeceğiz. More Sentences
48	General	bu sayede	thus adv.
I fish every day and thus make my living. Her gün balık tutuyorum ve bu sayede ekmeğimi kazanıyorum. More Sentences
49	General	bu yolla	in this way adv.
My information is that something like 2000 tonnes of Brazilian poultry have entered the EU in this way. Benim edindiğim bilgiye göre 2000 ton civarında Brezilya kümes hayvanı bu yolla AB'ye girmiştir. More Sentences
50	General	bu gece	this night adv.
This night will also pass away. Bu gece de geçip gidecek. More Sentences
51	General	bu arada	incidentally adv.
Incidentally, these bodies are basically talking shops without any real power. Bu arada, bu kurumlar temelde gerçek bir gücü olmayıp lafla peynir gemisi yürütülen yerlerdir. More Sentences
52	General	bu alanda	in this field adv.
There was already a wide range of measures for guaranteeing better protection in this field. Bu alanda daha iyi korumayı garanti altına almak için halihazırda çok çeşitli tedbirler mevcuttu. More Sentences
53	General	bu konuda	in this respect adv.
Various resolutions have been adopted in this respect. Bu konuda çeşitli kararlar kabul edilmiştir. More Sentences
54	General	bu nedenle	thus adv.
I made a terrible decision that caused the company a lot of problems, thus, I must resign. Şirkete çok fazla sorun çıkaran korkunç bir karar aldım, bu nedenle istifa etmeliyim. More Sentences
55	General	bu günlerde	today adv.
The weather today is great, but lately it's been raining all the time. Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı. More Sentences
56	General	bu itibarla	as such adv.
As such, I would ask you to give OLAF's work your full support, also in its present form. Bu itibarla sizden OLAF'ın çalışmalarına mevcut haliyle de tam destek vermenizi rica ediyorum. More Sentences
57	General	bu nedenle	so adv.
So there is a great need for urgency. Bu nedenle aciliyete büyük ihtiyaç vardır. More Sentences
58	General	bu vesile ile	hereby adv.
I hereby declare the opening of the Olympic Games. Bu vesile ile Olimpiyat Oyunlarının açılışını ilan ediyorum. More Sentences
59	General	bu kadar	this much adv.
This is the first time I've ever sneezed this much. İlk defa bu kadar çok hapşırıyorum. More Sentences
60	General	bu yıl	this year adv.
This year the issue of GMs is hotly topical and controversial. Bu yıl GDO konusu son derece güncel ve tartışmalı. More Sentences
61	General	bu doğrultuda	accordingly adv.
The Commission would like to assure Parliament that it will act accordingly. Komisyon, Parlamento'yu bu doğrultuda hareket edeceği konusunda temin etmek istemektedir. More Sentences
62	General	bu noktada	at this juncture adv.
I regret that it is only in French and English at this juncture. Bu noktada sadece Fransızca ve İngilizce olmasından üzüntü duyuyorum. More Sentences
63	General	bu anlamda	in this sense adv.
In this sense, "the euro, our money" can provide a new and more solid basis on which to build an "ever closer union". Bu anlamda "Euro, bizim paramız", "daha da yakın bir birlik" inşa etmek için yeni ve daha sağlam bir temel sağlayabilir. More Sentences
64	General	bu arada	in the meantime adv.
In the meantime, let us not be deterred from confronting a dangerous menace when we can. Bu arada, elimizden geldiğince tehlikeli bir tehditle yüzleşmekten de geri durmayalım. More Sentences
65	General	bu durumda	then adv.
We are then at sea without a compass. Bu durumda pusulasız denizdeyiz demektir. More Sentences
66	General	bu şartlar altında	under these circumstances adv.
That is inopportune under these circumstances. Bu şartlar altında bu çok uygunsuz. More Sentences
67	General	bu itibarla	in this respect adv.
In this respect, sustained action is needed by the EU institutions to improve the situation. Bu itibarla, durumun iyileştirilmesi için AB kurumları tarafından sürekli eylem gerekmektedir. More Sentences
68	General	bu aralar	recently adv.
Have you experienced body aches recently? Bu aralar vücudunuzda ağrılar oluyor mu? More Sentences
69	General	bu koşullar altında	in the circumstances adv.
In the circumstances, the Commission recommends the adoption of this without amendment. Bu koşullar altında, Komisyon bunun değişiklik yapılmaksızın kabul edilmesini tavsiye etmektedir. More Sentences
70	General	bu şartlar altında	under such circumstances adv.
Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer. Unutmayın ki, bu şartlar altında başka bir alıcı bulmaktan başka çaremiz yok. More Sentences
71	General	bu arada	in the meanwhile adv.
In the meanwhile, this people has become so weary. Bu arada bu halk çok yorgun düştü. More Sentences
72	General	bu aralar	nowadays adv.
Tom is very busy nowadays. Tom bu aralar çok meşgul. More Sentences
73	General	bu kadar	that adv.
But, unfortunately, the legal framework does not allow us to go that far. Ancak ne yazık ki yasal çerçeve bu kadar ileri gitmemize izin vermiyor. More Sentences
74	General	bu yüzden	thus adv.
Thus the violence continues to increase. Bu yüzden şiddet artmaya devam ediyor. More Sentences
75	General	bu bakımdan	in this regard adv.
I consider that we are experiencing a historic moment in this regard. Bu bakımdan tarihi bir an yaşadığımızı düşünüyorum. More Sentences
76	General	bu vesile ile	on this opportunity adv.
On this opportunity, I would like to remind you a belief of mine and my advice. Bu vesile ile ben bir inancımı ve bir nasihatımı hatırlatmak istiyorum. More Sentences
77	General	bu günlerde	nowadays adv.
Most people nowadays don't understand friendship. Bu günlerde çoğu insan dostluğu anlamıyor. More Sentences
78	General	bu gece	tonight adv.
I would ask you to consider postponing that debate until later tonight. Bu tartışmayı bu gecenin ilerleyen saatlerine ertelemeyi düşünmenizi rica ediyorum. More Sentences
79	General	bu arada	meanwhile adv.
Meanwhile, many victims who have inhaled asbestos dust have died from it. Bu arada asbest tozunu soluyan birçok mağdur bu nedenle hayatını kaybetmiştir. More Sentences
80	General	bu akşam	tonight adv.
I welcome the opportunity to contribute to this debate tonight. Bu akşamki tartışmaya katkıda bulunma fırsatını memnuniyetle karşılıyorum. More Sentences
81	General	bu kadar	such adv.
We cannot let such important issues be decided behind closed doors by employees' associations. Bu kadar önemli konuların kapalı kapılar ardında çalışan dernekleri tarafından kararlaştırılmasına izin veremeyiz. More Sentences
82	General	bu arada	in the mean adv.
However, we would like your word in the mean time that this directive will actually be adopted. Ancak bu arada bu yönergenin gerçekten kabul edileceğine dair söz vermenizi istiyoruz. More Sentences
83	General	bu yıl içinde	later this year adv.
The European Council is expected to convene an IGC later this year. Avrupa Konseyi'nin bu yıl içinde bir IGC toplaması beklenmektedir. More Sentences
84	General	bu sabah	this morning adv.
My group responded favourably to the proposal before us this morning. Grubum bu sabah önümüze getirilen teklife olumlu yanıt verdi. More Sentences
85	General	bu sefer	this once adv.
I will lend you money just this once. Sadece bu sefer sana ödünç para vereceğim. More Sentences
86	General	yarın bu zamanlar	this time tomorrow adv.
By this time tomorrow, Tom will be in Boston. Tom yarın bu zamanda Boston'da olacak. More Sentences
87	General	bu çevrede	in the vicinity adv.
There's a post office in the vicinity. Bu çevrede bir postane var. More Sentences
88	General	bu civarda	in the vicinity adv.
Do you know if there's a bar in the vicinity? Bu civarda bir bar var mı biliyor musun? More Sentences
89	General	bu aralar	at this time adv.
I'm very busy at this time. Bu aralar çok meşgulüm. More Sentences
90	General	bu vesileyle	hereby adv.
We would hereby like to clarify our position. Bu vesileyle tutumumuzu açıklığa kavuşturmak isteriz. More Sentences
91	General	bu saatte	at this hour adv.
We appeal to the Commission and the Council not to fail at this hour. Komisyon ve Konseye bu saatte başarısız olmamaları çağrısında bulunuyoruz. More Sentences
92	General	bu sayede	through adv.
They are in a permanent learning process, through which they achieve a considerable growth in experience. Sürekli bir öğrenme süreci içerisindedirler ve bu sayede deneyimlerinde kayda değer bir artış elde ederler. More Sentences
93	General	bu bağlamda	in this connection adv.
There is really something for the Bank to do in this connection. Bu bağlamda Banka'nın gerçekten yapması gereken bir şeyler var. More Sentences
94	General	bu konuda	in this connection adv.
We, the PPE-DE Group, are keen to lend our support in this connection. Avrupa Halk Partisi Grubu olarak bu konuda destek vermeye hazırız. More Sentences
95	General	bu amaçla	for this purpose adv.
For this purpose, the European Union must develop a proactive policy. Bu amaçla Avrupa Birliği pro-aktif bir politika geliştirmelidir. More Sentences
96	General	bu açıdan	in this respect adv.
In this respect, we believe that we have taken an important step. Bu açıdan önemli bir adım attığımıza inanıyoruz. More Sentences
97	General	bu şartlarda	under these conditions adv.
You can't live your life under these conditions. Hayatını bu şartlar altında yaşayamazsın. More Sentences
98	General	bu koşullarda	under these conditions adv.
Under these conditions, talk about an employment strategy is nothing but pious hopes. Bu koşullar altında, bir istihdam stratejisinden bahsetmek boş bir umuttan başka bir şey değildir. More Sentences
99	General	bu çerçevede	within this framework adv.
Within these frameworks, policies and important structural reforms are still outstanding. Bu çerçeveler dahilinde politikalar ve önemli yapısal reformlar hala tamamlanmamıştır. More Sentences
100	General	bu noktada	at this point adv.
Let me clear up one misunderstanding at this point, which has also played a role in our own group. Bu noktada, kendi grubumuzda da rol oynayan bir yanlış anlamayı düzeltmeme izin verin. More Sentences
101	General	bu şekilde	in this manner adv.
What credibility can a European Union that operates in this manner have? Bu şekilde işleyen bir Avrupa Birliği'nin güvenilirliği ne olabilir? More Sentences
102	General	bu arada	speaking of which adv.
Speaking of which, check out Miley Cyrus over there. Bu arada, şuradaki Miley Cyrus'a baksana. More Sentences
103	General	bu doğrultuda	in this direction adv.
The Commission has also been moving in this direction. Komisyon da bu doğrultuda hareket etmektedir. More Sentences
104	General	bu yönde	in this direction adv.
We know what the final outcome must be and what we need to do is continue working in this direction. Nihai sonucun ne olması gerektiğini biliyoruz ve yapmamız gereken şey bu yönde çalışmaya devam etmek. More Sentences
105	General	bu koşullarda	under these circumstances adv.
Under these circumstances, the EU should confine itself to controlling harmful substances. Bu koşullar altında AB kendisini zararlı maddelerin kontrolüyle sınırlandırmalıdır. More Sentences
106	General	bu cuma	this friday adv.
Did I tell you about my party this Friday? Sana bu cuma vereceğim partiden bahsetmiş miydim? More Sentences
107	General	bu makalede	in this article adv.
The writing style is much less complicated in this article. Bu makalede yazım tarzı çok daha az karmaşık. More Sentences
108	General	bu bağlamda	in this regard adv.
In this regard, I would like to end with a question. Bu bağlamda, bir soruyla sözlerime son vermek istiyorum. More Sentences
109	General	bu amaçla/maksatla/düşünceyle	to this end adv.
To this end we need to define this European model in political terms. Bu amaçla Avrupa modelini siyasi terimlerle tanımlamamız gerekiyor. More Sentences
110	General	bu nedenle	accordingly adv.
The matter is accordingly referred back for reconsideration to the committee responsible. Bu nedenle konu yeniden görüşülmek üzere sorumlu komiteye geri gönderilmiştir. More Sentences
111	General	bu konuda	on this point adv.
The European Parliament and the Council seriously disagreed on this point. Avrupa Parlamentosu ve Konsey bu konuda ciddi görüş ayrılıklarına düşmüştür. More Sentences
112	General	bu konuda	on this topic adv.
I am also expecting the campaign on this topic in the year 2002 to provide a boost for it. Ayrıca 2002 yılında bu konuda yapılacak kampanyanın da bu konuya ivme kazandırmasını bekliyorum. More Sentences
113	General	bu konuda	on this subject adv.
There is very little information available on this subject but there appear to be a wealth of horror stories. Bu konuda çok az bilgi mevcut ancak çok sayıda korku hikayesi var gibi görünüyor. More Sentences
Common Usage
114	Common Usage	bu sebepten	for this reason adv.
115	Common Usage	bu sebeple	therefore adv.
116	Common Usage	bu sebepten	therefore adv.
General
117	General	insanların seçim yapma ve bu seçimleri yaşam içerisinde uygulama kapasitesi	human agency n.
118	General	iki nokta arasında bu amaçla özel olarak kurulmuş olan bir şirket tarafından yapılan taşıma işi	carriage n.
119	General	bu ağaçtan alınan kereste	kauri n.
120	General	içine bu tür biber katılmış çok yumuşak bir peynir	pimento cheese n.
121	General	bu vakada	in that case n.
122	General	hem avrupalı hem de siyahi kökenden gelen kimse veya bu kimselerin konuştuğu dil	creole n.
123	General	ilmin bu dalı	this branch of knowledge n.
124	General	artık bu kadarı fazla	the last straw n.
125	General	etin bu şekilde kızartıldığı açıkhava toplantısı	barbecue n.
126	General	dini görüşlerin güçlenmesi amacıyla toplantı yapan veya bu tür toplantılara katılan kimse	revivalist n.
127	General	bu sıralar	nowadays n.
128	General	bu büyüklükte katlanmış kitap	eightvo n.
129	General	bilimsel olarak özel öneme sahip görülen ve bu nedenli girişin kısıtlandığı alan	site of special scientific interest n.
130	General	bu ağırlıktaki çin gümüş parası	tael n.
131	General	bu bitkiden çıkarılan içki ve narkoz	kava n.
132	General	bu sosisle yapılan sandviç	hot dog n.
133	General	bu gibiler	people such as these n.
134	General	kaşe (alet veya bu aletle basılan işaret)	stamp n.
135	General	bu hamur işiyle yapılan meyveli ve tatlı bir yiyecek	shortcake n.
136	General	bu alaşımdan yapılan kap	pewter n.
137	General	boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar	strait n.
138	General	bir çeşit sağlam ve esnek kereste ve bu kerestenin elde edildiği ağacın adı	lancewood n.
139	General	bu alaşım ile maden levhalar üzerinde süslemeler yapma sanatı	niello n.
140	General	bu da cabası	cherry on top n.
141	General	bu da mukafatı	cherry on top n.
142	General	bu miktar	this quantity n.
143	General	tüm bu olanlar	all the happenings n.
144	General	tabiattaki modelleri inceleyip bu tasarımları taklit ederek veya bunlardan ilham alarak insanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan bilim dalı	biomimicry n.
145	General	bir adın anlamını sınırlayan ve bu adı tanımlayan sözcük	determiner n.
146	General	o zamandan bu zamana çok şey değişti	a lot of water has flowed beneath the bridge n.
147	General	bu ülke vatandaşı	citizen of this country n.
148	General	bu konuşmanın konusu	the subject of this talk n.
149	General	(bu) şehirlerin hikayesi	a tale of the cities n.
150	General	(bu) kentlerin öyküsü	a tale of the cities n.
151	General	(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme	pub crawl n.
152	General	(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme	bar-hopping n.
153	General	(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme	bar tour n.
154	General	(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme	bar crawl n.
155	General	bu belgeler/dokümanlar	these documents n.
156	General	bu hafta vizyona girecek filmler	movies opening this week n.
157	General	bu bölümün amacı	purpose of this section n.
158	General	bu hafta vizyona giren filmler	films out this week n.
159	General	bu hafta vizyona giren filmler	movies released this week n.
160	General	bu mektubu yazmamın amacı	the reason why i'm writing this letter is n.
161	General	bu mektubu yazmaktaki amacım	the reason why i'm writing this letter is n.
162	General	bu kitaplardan bazıları	some of these books n.
163	General	bu satırların yazarı	author of these lines n.
164	General	bu satırların yazarı	the writer of these lines n.
165	General	bu ürün soya lesitini içerir	this product contains soya lecithin n.
166	General	(bu konudaki) büyüklerden/büyük oyunculardan biri	major n.
167	General	bu insanlardan biri	one of these people n.
168	General	bu çalışma	present study n.
169	General	bu olaydan çıkarılacak ders	take home message n.
170	General	görevi siyasi doktrinin uygulanmasını sağlamak olan ve bu amaçla doktrinden ayrılanları belirleyip ilgili makamlara bildiren görevli	commissar n.
171	General	bir dersin sonunda öğrendiğin ve seninle birlikte bu ders devam etmese bile gelecek şeyler	take-home lessons n.
172	General	yayınevi için orijinal çalışmalara erişimde, bu çalışmaların incelenmesinden ve değerlendirilmesinden basıma kadar süreçten sorumlu görevli	acquisitions editor n.
173	General	bu tür bir grup tarafından yapılan gürültü	racquette n.
174	General	ortaçağa ait kale veya hisar duvarının dışı veya bu duvarla çevrelenen boş alan	ballium n.
175	General	ortaçağa ait kale veya hisar duvarının dışı veya bu duvarla çevrelenen boş alan	bailey n.
176	General	şimdilik bu kadar (kısaltma)	that's all for now (tafn) n.
177	General	meksika'nın yerli bir halkı ve bu halkın dili	tarahumara n.
178	General	bu sistemle gönderilen mektup	airgraph n.
179	General	bu oda	these four walls n.
180	General	bu dünyanın işlerine dalma	this-worldliness n.
181	General	bu yüzden olma	thusness n.
182	General	bu gezegenin sakinleri	earth n.
183	General	bir tür üzüm ve bu üzümden yapılan kırmızı şarap	zinfandel n.
184	General	güney büyük ovalar'da yaşayıp kiowa kabilesinin önemli bir kısmını oluşturan ve bu kabileden farklı olarak bir atabask dili konuşan amerikan yerlilerine mensup kimse	kiowa apache n.
185	General	sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halka mensup kimse	makassarese n.
186	General	batı guatemala'da ve meksika'nın bu bölgeye bitişik kısımlarında yaşayan amerikan yerlilerine mensup kimse	mam n.
187	General	afrika ve güney asya ile bu kültürlerin etkisi altındaki bölgelerde yaygın oynanan mangala türevi çeşitli oyunlara verilen ad	wari n.
188	General	entelektüel veya kültürlü çevrelerde yüksek statüye sahip veya bu çevrelerde nüfuz sahibi olan, seçkin bir gruba mensup kimse	mandarin n.
189	General	işitme engellilerin eğitiminde el işaretleri yöntemini kullanan veya bu yöntemin savunucusu kimse	manualist n.
190	General	ayrı ve kişisel bir bireyselliğe sahip olan veya bu bireyselliğin farkında olan kimse	me n.
191	General	hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler	mechanism n.
192	General	mikroskopları ve bu cihazların tasarımları ile üretimlerini inceleyen bilim	microscopy n.
193	General	bu dünya	here n.
194	General	bu hayat	here n.
195	General	bu yaşam	here n.
196	General	bu zaman	here n.
197	General	1793'den bu yana stoke-on-trent' de üretilen yüksek kalite bir porselen	minton n.
198	General	bu yer	hir n.
199	General	bu zaman	hir n.
200	General	bu durum	hir n.
201	General	(insanları tazminat davası açmaları konusunda teşvik edip bu talepleri avukata yönlendiren) komisyoncu	claims farmer n.
202	General	bu figürü takan kimse	hobby-horse n.
203	General	bir şeyin ters gitme ihtimali varsa, bu ihtimalin gerçekleşeceğini ifade eden esprili bir önerme	murphys law n.
204	General	harekat emniyetiyle ilgili bilgiler içeren dostça hareketlerin düşman tarafından değerlendirilip bu bilgilerin gelecek hamlelerde etkin biçimde kullanılması	operations security vulnerability n.
205	General	bir tartışma sırasında ortaya birçok argüman atıp, karşı tarafı bu argümanlara cevap vermeye zorlayarak tartışmadan galip ayrılma yöntemi	gish gallop n.
206	General	o bar senin bu bar benim dolaşmak	clubbing n.
207	General	o bar bu bar gezinme	crawl [uk] n.
208	General	saklanan biriyle başlayıp saklananı bulanların da bu kişiyle beraber saklandığı bir oyun	sardine n.
209	General	saçma ve saygınlığı olmayan bir teoriye inanan veya bu teoriyi savunan kimse	flat-earther n.
210	General	plymouth kolonisi'nin kurucularının bu yerleşime gelişinin yıl dönümü	forefathers' day n.
211	General	dinin dogmatik inançtan ziyade insan ahlakına dayandığı ve bu nedenle geliştirilebilir olduğu düşüncesi	perfectibility n.
212	General	(eski ingiliz derebeylik hukukunda) denizden gelen düşmanlara karşı koruma veya bu düşmanları gözetleme hizmeti	seaward n.
213	General	bu dünyadan olmayan güzellik	ethereal beauty n.
214	General	bu çağrıyı yapmak	rally v.
215	General	yatakta bir o yana bir bu yana dönmek	toss and turn v.
216	General	bir o yana bir bu yana dönmek	toss and turn v.
217	General	bu dünyadan göçmek	depart this life v.
218	General	bu kategoriye girmek	fall into this category v.
219	General	kanıt için bu cesedi incelemek	examine the body for evidence v.
220	General	tüm bu çılgınlığa bir son vermek	put an end to all the madness v.
221	General	o bar senin bu bar benim dolaşmak	crawl v.
222	General	o bar senin bu bar benim gezmek	bar hop v.
223	General	bir o yana bir bu yana dönmek	euripize v.
224	General	o bar senin bu bar benim dolaşmak	club v.
225	General	o bar senin bu bar benim dolaşmak	pub-crawl v.
226	General	bir o yana bir bu yana gitmek	squib v.
227	General	bir o yana bir bu yana gitmek	weave v.
228	General	ataları çok eski çağlardan bu yana belirli bir yerde yaşamış olan	aboriginal adj.
229	General	bu dünya ile ilgili olmayan	unworldly adj.
230	General	bu defaya mahsus	for this time only adj.
231	General	bu taraftaki	hither adj.
232	General	tam bu anda	this very moment adj.
233	General	bu tarafa en yakın	hithermost adj.
234	General	bu seferlik	for this one time only adj.
235	General	bu denli	such a adj.
236	General	bu konu ile alakalı	regarding this issue adj.
237	General	bu konuyla alakalı	concerning this issue adj.
238	General	bu konuyla alakalı	regarding this issue adj.
239	General	bu konu ile ilgili	concerning this issue adj.
240	General	bu konu ile ilgili	regarding this issue adj.
241	General	bu konuyla ilgili	regarding this issue adj.
242	General	bu kategoriye giren	falling into this category adj.
243	General	bu sınıfa giren	falling into this class adj.
244	General	doğru olmayan bilgi veya kusurlu muhakemeye dayanan, bu nedenle güvenilir olmayan	spurious adj.
245	General	bu kadar	these [obsolete] adj.
246	General	bu dünyadan	this-worldly adj.
247	General	bu dünya ile karakterize edilmiş	this-worldly adj.
248	General	kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait	maghrebi adj.
249	General	kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili	maghrebi adj.
250	General	kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait	maghribi adj.
251	General	kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili	maghribi adj.
252	General	kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria'ya veya bu bölgenin sakinlerine ait	masurian adj.
253	General	kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria veya bu bölgenin sakinleri ile ilişkili	masurian adj.
254	General	mars gezegenine ve bu gezegenin varsayımsal sakinlerine ait	martian adj.
255	General	mars gezegeni ve bu gezegenin varsayımsal sakinleri ile ilişkili	martian adj.
256	General	bu kişiye ilişkin	quodlibetarian adj.
257	General	bu kişiye ait	quodlibetarian adj.
258	General	süslü veya egzotik yiyecekler yerine et ve patatesten meydana gelen basit yemekler veren veya bu yemekleri tercih eden	meat-and-potatoes adj.
259	General	el işi ile bu iş için gerekli alet ve becerilere ait	mechanical adj.
260	General	el işi ile bu iş için gerekli alet ve beceriler ile ilişkili	mechanical adj.
261	General	melbourne'e veya bu kentin sakinlerine ait	melburnian adj.
262	General	telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olmakla veya bu güçleri sergilemekle ilgili	mental adj.
263	General	telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olan veya bu güçleri sergileyen	mental adj.
264	General	orta doğu'ya veya bu bölgede yaşayanlara ait veya ilişkin	middle eastern adj.
265	General	(hanedan armaları) çapraz bölünmüş dörtte birlik alanın alt kısmından oluşan işaretle kaplı veya bu işarete bölünmüş	gyronny adj.
266	General	(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarına ait veya bu tür oyunlarla ilgili	illegitimate [obsolete] adj.
267	General	(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarında oynayan veya bu tür oyunlar yapan	illegitimate [obsolete] adj.
268	General	bu gibi	slik adj.
269	General	bu zamana kadar	until this time adv.
270	General	bu buhranlı anda	at this juncture adv.
271	General	bu nedenle	in consequence adv.
272	General	ve bu yüzden	and thus adv.
273	General	bu anda	at present adv.
274	General	bu sebepten	hence forth adv.
275	General	bu noktada	herein adv.
276	General	bu zamana kadar	up to now adv.
277	General	bu nedenle	and consequently adv.
278	General	bu vakada	in this case adv.
279	General	bu manada	in this sense adv.
280	General	bu süreçte	within this period adv.
281	General	bu nedenle	as a consequence adv.
282	General	bu sefer	in this instance adv.
283	General	o zamandan bu yana	since that time adv.
284	General	bir o yana bir bu yana	backward and forward adv.
285	General	bu duruma göre	in these premises adv.
286	General	bu meselede	in the present case adv.
287	General	şu veya bu şekilde	by some means or other adv.
288	General	bu fırsattan yararlanarak	availing oneself of this opportunity adv.
289	General	bu günlerde	in our time(s) adv.
290	General	bu durumda	at that adv.
291	General	bu minval üzere	in this way adv.
292	General	bu kapsamda	within this scope adv.
293	General	bu bağlamda	concordantly adv.
294	General	bu gün	this day adv.
295	General	bu konuya	hereunto adv.
296	General	bu durumda	at this stage adv.
297	General	bu arada	meantime adv.
298	General	bu vaziyette	in the circumstances adv.
299	General	bu durum karşısında	under these circumstances adv.
300	General	bu sebepten	for as much as adv.
301	General	bu durum karşısında	with this adv.
302	General	o günden bu güne	from that day to this adv.
303	General	bu anda	at this instant adv.
304	General	bu yasa uyarınca	thereunder adv.
305	General	bu tarzda vesaire	and so forth adv.
306	General	bu andan itibaren	henceforth adv.
307	General	bu sefer	for once adv.
308	General	bu nedenle	herewith adv.
309	General	bu durumda	as it is adv.
310	General	bu suretle	thus adv.
311	General	bu konuda	hereof adv.
312	General	bu maksatla	to that end adv.
313	General	bu süre içinde bununla birlikte	in the meantime adv.
314	General	bu süreçte	within that period adv.
315	General	bu sırada	meanwhile adv.
316	General	bu yüzden	accordingly adv.
317	General	bu hususta	in this connection adv.
318	General	bu civarda	around here adv.
319	General	bu devirde	in these hard times adv.
320	General	bu zamanlarda	in our times adv.
321	General	bu suretle	in this way adv.
322	General	bu niyetle	to that end adv.
323	General	bu şartlar altında	in these premises adv.
324	General	bu civarda	hereabouts adv.
325	General	ilk halinben bu yana	since new adv.
326	General	bu nedenle	thusly adv.
327	General	bu zamanda	in this day and age adv.
328	General	bu şekilde	thus and so adv.
329	General	bu durumda	in the circumstances adv.
330	General	bu bağlamda	in this sense adv.
331	General	bu hususta	to that effect adv.
332	General	bu konuya	hereto adv.
333	General	bu yüzden	thence adv.
334	General	bu nedenle	and therefore adv.
335	General	bu kadar	so much adv.
336	General	bu takdirde	so adv.
337	General	bu tebligatı almasını müteakip	following his receipt of this notification adv.
338	General	bu günlerde	in our time adv.
339	General	bu defaya mahsus	for this time adv.
340	General	bu kez	in the present instance adv.
341	General	bu mealde	to that effect adv.
342	General	bu durumda	in the present case adv.
343	General	bu süre içinde	in the meantime adv.
344	General	bu anda	this very moment adv.
345	General	bu andan itibaren	henceforward adv.
346	General	bu/o yüzden	consequently adv.
347	General	bu takdirde	in this case adv.
348	General	bu zamana kadar	thus far adv.
349	General	bu bir tarafa	not only that adv.
350	General	bu gidişle	at that rate adv.
351	General	tam bu arada	in the midst of all this adv.
352	General	bu sıfatla	as such adv.
353	General	bu dünyada	in the flesh adv.
354	General	bu günden itibaren	from this day forth adv.
355	General	bu sırada	in the meantime adv.
356	General	bu münasebetle	in this connection adv.
357	General	bu münasebetle	by the way adv.
358	General	bu hususta	dies adv.
359	General	bu durumda, aynı zamanda	at that adv.
360	General	bu surette	thusly adv.
361	General	bu gidişle	as times go adv.
362	General	o gün bu gündür	from that day to this adv.
363	General	bu vesile ile	herewith adv.
364	General	bu suretle	by this means adv.
365	General	bu sebepten	for that reason adv.
366	General	bu yazıyla birlikte	herewith adv.
367	General	bu arada	at this time adv.
368	General	bu kez	this once adv.
369	General	bu sırada	at the same time adv.
370	General	bu olmasa	but for that adv.
371	General	bu safhada	at this juncture adv.
372	General	bu gidişle	at this rate adv.
373	General	bu civarda	hereabout adv.
374	General	bu yana	until now adv.
375	General	bu nedenle	consequently adv.
376	General	bu hafta içinde	later this week adv.
377	General	bu yolda	thataway adv.
378	General	yalnız bu değil	nay adv.
379	General	bu nedenle	hereat adv.
380	General	bu çatı altında	under this roof adv.
381	General	bu yolla	by this way adv.
382	General	bu durum üzerine	as a consequence of that adv.
383	General	bu durum üzerine	therefore adv.
384	General	bu bilgilerin ışığında	in the view of such information adv.
385	General	bu bilgilerin ışığında	in the light of such information adv.
386	General	bu miktarda	that much adv.
387	General	bu kadar	that much adv.
388	General	bu oranda	that much adv.
389	General	bu yörede	in the vicinity adv.
390	General	bu muhitte	in the vicinity adv.
391	General	bu mahallede	in the vicinity adv.
392	General	bu bölgede	in the vicinity adv.
393	General	bu semtte	in the vicinity adv.
394	General	kuruluşundan bu yana	since its foundation adv.
395	General	bu aralar	at this moment adv.
396	General	bu aralar	now adv.
397	General	bu aralar	at present adv.
398	General	bu amaç doğrultusunda	in line with this purpose adv.
399	General	bu amaç doğrultusunda	in parallel with this purpose adv.
400	General	bu amaç doğrultusunda	in accordance with this purpose adv.
401	General	bu dönemde	in this period adv.
402	General	bu noktaya kadar	(up) until this point adv.
403	General	bu arada	for the time being adv.
404	General	kurulduğundan bu yana	since its inception adv.
405	General	kurulduğundan bu yana	since it was established adv.
406	General	kurulduğundan bu yana	since it was founded adv.
407	General	kurulduğu tarihten bu yana	since it was founded adv.
408	General	kurulduğu tarihten bu yana	since its inception adv.
409	General	kurulduğu tarihten bu yana	since it was established adv.
410	General	yıllardan bu yana	for many years adv.
411	General	bu gelişmeler ışığında	in the light of these developments adv.
412	General	bu durumlarda	in such cases adv.
413	General	ilk çağlardan bu yana	since the early ages adv.
414	General	bu yakınlarda	latterly adv.
415	General	bu bilgiler ışığında	in light of this information adv.
416	General	bu bilgiler ışığında	in the light of this information adv.
417	General	bu zamandan sonra	hence adv.
418	General	bu esnada	meantime adv.
419	General	sadece bu defalık	on this occasion only adv.
420	General	sadece bu seferlik	on this occasion only adv.
421	General	bu zamana dek	till the present day adv.
422	General	bu zamana dek	until recently adv.
423	General	bu zamana dek	so far adv.
424	General	bu zamana dek	up to now adv.
425	General	bu zamana dek	until now adv.
426	General	bu zamana dek	until this time adv.
427	General	sabahın bu saatinde	at this time of the morning adv.
428	General	bu saatte	at this time of (the evening) adv.
429	General	bu saatte	at this time of (the noon) adv.
430	General	gecenin bu saati	at this time of (the night) adv.
431	General	bu saatte	at this time of (the morning) adv.
432	General	bu saatte	at this time of (the night) adv.
433	General	gecenin bu saatinde	at this time of (the night) adv.
434	General	bu ana kadar	heretofore adv.
435	General	bu zamana kadar	hereto adv.
436	General	bu ahvalde	under these circumstances adv.
437	General	bu şartlar dahilinde	under these conditions adv.
438	General	bu tarzda	in this manner adv.
439	General	bu biçimde	in this manner adv.
440	General	bu dahi	ditto adv.
441	General	bu sebeple	for this reason adv.
442	General	bu sefer	at once adv.
443	General	bu biçimde	by this means adv.
444	General	bu şartlarda	under these circumstances adv.
445	General	bu tarihten itibaren	as of this date adv.
446	General	bu gibi bir durumda	in such a case adv.
447	General	bu noktadan hareketle	from this point forth adv.
448	General	bu tarihten itibaren	from this date forward adv.
449	General	bu gelişme üzerine	following this development adv.
450	General	bu çerçevede	in this context adv.
451	General	bu kapsamda	within this framework adv.
452	General	bu kapsamda	in this context adv.
453	General	bu çerçevede	within this scope adv.
454	General	nesillerden bu yana	for generations adv.
455	General	bu hedef doğrultusunda	in line with this objective adv.
456	General	bu amaç doğrultusunda	in line with this objective adv.
457	General	bu hedef doğrultusunda	in line with this purpose adv.
458	General	bu müddet zarfında	for the present adv.
459	General	bu minvalde	in this manner adv.
460	General	bu sürede	in this period adv.
461	General	bu sürede	meanwhile adv.
462	General	bu arada	by the by adv.
463	General	bu arada	in passing adv.
464	General	bu arada	incidently (incidentally) adv.
465	General	bu arada	en passant adv.
466	General	gece yarısından bu yana	since midnight adv.
467	General	dünden bu yana	since yesterday adv.
468	General	gençliğinden bu yana	since one's youth adv.
469	General	bu yılın sonuna kadar	until the end of this year adv.
470	General	bu haftanın sonuna kadar	until the end of this week adv.
471	General	bu senenin sonuna kadar	until the end of this year adv.
472	General	bu ayın sonuna kadar	until the end of this month adv.
473	General	bu bakımdan	in respect to this adv.
474	General	bu gelişmeler doğrultusunda	in line with these developments adv.
475	General	ocaktan bu yana	since january adv.
476	General	ocak ayından bu yana	since january adv.
477	General	bu tarih aralığında	between these dates adv.
478	General	bu toplam içinde	within this total adv.
479	General	kuruluşundan bu güne kadar	since its foundation adv.
480	General	bu derlemede	in this review adv.
481	General	bu durumda	in this case adv.
482	General	bu ortamda	in this setting adv.
483	General	yukarıdaki tüm bu nedenlerden dolayı	from all reasons above adv.
484	General	bu amaçla/maksatla/düşünceyle	to that end adv.
485	General	bu minvalde	within this direction adv.
486	General	bu hızla	at that rate adv.
487	General	bu hızla	at this speed adv.
488	General	bu hızla	at that speed adv.
489	General	bu hızda	at that speed adv.
490	General	bu hızda	at this speed adv.
491	General	(bu da) dolayısıyla	in turn adv.
492	General	bu cihetle	therefore adv.
493	General	bu cihetle	for this reason adv.
494	General	bu cihetle	hence adv.
495	General	bu cihetle	thus adv.
496	General	bu şartlar altında	at that rate adv.
497	General	bu durumda	at that rate adv.
498	General	bu güne kadar	up until now adv.
499	General	bu günlerde	currently adv.
500	General	bu konuda	about this subject/topic adv.