gerisinde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gerisinde



"gerisinde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gerisinde behind ed.
General
gerisinde behind s.
gerisinde back s.
gerisinde in the rear of ed.
gerisinde ahind ed.
Speaking
gerisinde at the back of expr.
Aeronautic
gerisinde aft zf.
Marine
gerisinde astern zf.

"gerisinde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 148 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir barajın gerisinde biriken su backwater i.
çağın gerisinde kalma fossilisation i.
çağın gerisinde kalma fossilization i.
çağın çok gerisinde kalmış kimse mossyback i.
diğerlerinin gerisinde kalan üye poor relation i.
çağın gerisinde kalmış ihtiyar perennial i.
gerisinde kalmak fall behind f.
gerisinde kalmak fall astern f.
gerisinde olmak (başkalarının) trail f.
çağın gerisinde kalmamak keep up with the times f.
çağın gerisinde kalmak be behind the times f.
gerisinde kalmak (bir işin) get behind in f.
zamanın gerisinde kalmak be behind one's time f.
çağın gerisinde kalmak get out of date f.
zamanın gerisinde kalmak get out of date f.
programın gerisinde kalmak fall behind the schedule f.
programın gerisinde kalmak be behind the schedule f.
zamanın gerisinde kalmak can't keep up with the times f.
zamanın gerisinde kalmak fall behind the times f.
programın ... dakika gerisinde kalmak be ... minutes behind schedule f.
gerisinde/arkasında uzanmak back f.
çağın gerisinde kalmak fossilise f.
çağın gerisinde kalmak fossilize f.
çağın gerisinde bırakmak fossilise f.
çağın gerisinde bırakmak fossilize f.
çağın gerisinde behind the times s.
programın gerisinde behind schedule s.
zamanın gerisinde olan moss-backed s.
çağın gerisinde olan moss-backed s.
zamanın gerisinde olan mossy-backed s.
çağın gerisinde olan mossy-backed s.
türünün gerisinde olan lower-class s.
kapının gerisinde kalan ported s.
(birinin/bir şeyin) gerisinde below (someone or something) zf.
çok çok gerisinde far more behind ed.
çok daha gerisinde far more behind ed.
Phrasals
(yarışmayı birinin) arkasında/gerisinde bitirmek place behind (someone or something) f.
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek place someone or something behind someone or something f.
(belli bir) puan gerisinde olmak/arkasında olmak trail someone or something by something f.
gerisinde kalmak lag behind in something f.
(bir şeyin) gerisinde kalmak fall behind on (something) f.
(bir şeyde) planlananın gerisinde kalmak fall behind on (something) f.
(bir şeyde) olması gerekenin altında/gerisinde kalmak fall behind on (something) f.
gerisinde durmak keep behind f.
gerisinde kalmak keep behind f.
gerisinde tutmak keep behind f.
birinin/bir şeyin gerisinde olmak lie behind someone or something f.
önemi (birinin/bir şeyin) gerisinde olarak görülmek rank below (someone or something) f.
sıralamada (birinin/bir şeyin) gerisinde sayılmak rank below (someone or something) f.
önemini (birinin/bir şeyin) gerisinde olarak görmek rank below (someone or something) f.
sıralamada (birinin/bir şeyin) gerisinde görmek rank below (someone or something) f.
(bir şeyin) gerisinde kalmak get behind in (something) f.
(bir şeyin) gerisinde kalmak get behind with (something) f.
(birinin/bir şeyin) gerisinde kalmak hang behind (someone or something) f.
arkasında/gerisinde bitirmek place behind f.
programın gerisinde olmak run behind f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisinde/uzağında konumlandırmak set (someone or something) back from (someone or something else) f.
(birinin/bir şeyin) gerisinde olmak trail after (someone or something) f.
gerisinde olmak trail after f.
gerisinde olmak trail behind f.
(belli bir puan, sayı) gerisinde olmak trail by (something) f.
Phrases
cephe gerisinde behind the front expr.
(birinin) gerisinde in the shadow of (someone) expr.
Colloquial
çağın gerisinde kalmış ve gelişmelere ayak uyduramamış kimse dinosaur i.
teknolojinin gerisinde kalmış kimse pip (postindustrial person) i.
gerisinde olmak be behind f.
gerisinde kalmak be behind f.
çağın gerisinde behind its time s.
son gelişmelerin gerisinde behind its time s.
zamanın gerisinde behind its time s.
programın gerisinde behind its time s.
zaman çizelgesinin/planlamanın gerisinde behind its time s.
birinin gerisinde below someone s.
(birinin/bir şeyin) gerisinde beneath (someone or something) s.
güncel olanın gerisinde kalan out of touch s.
'-in gerisinde at the rear of expr.
Idioms
sahnenin gerisinde durup diğer oyuncuları sırtları seyirciye dönük olmaya zorlayan oyuncu back-cloth star i.
hesaplananın gerisinde kalmak be astern of the reckoning f.
yarışı kazananın epey gerisinde/arkasında bitirmek be a poor second [uk] f.
yarışı ilk ikinin epey gerisinde/arkasında bitirmek be a poor third [uk] f.
yarışı kazananın epey gerisinde/arkasında bitirmek come a poor second [uk] f.
yarışı ilk ikinin epey gerisinde/arkasında bitirmek come a poor third [uk] f.
çağın gerisinde kalmış olmak be behind the times f.
zamanın çok gerisinde olmak be behind the times f.
(birinin) gerisinde/arkasında kalmak eat someone's dust f.
gerisinde kalmak get behind f.
çağın gerisinde kalmamak keep in step with the times f.
yarışı önde bitirenin epey gerisinde/arkasında bitirmek be a poor second [uk] f.
yarışı önde bitirenin epey gerisinde/arkasında bitirmek come a poor second [uk] f.
son gelişmelerin gerisinde kalmak be behind the times f.
zamanın gerisinde kalmak be caught in a time warp f.
zamanın gerisinde kalmak be locked in a time warp f.
zamanın gerisinde kalmak be stuck in a time warp f.
zamanın gerisinde kalmak be trapped in a time warp f.
(birinin) epey arkasında/gerisinde kalmak be eating (someone's) dust [us] f.
zamanın gerisinde kalmak be in a time warp f.
(birini/bir şeyi) hep gerisinde bırakmak be one jump ahead (of somebody/something) f.
(birini/bir şeyi) hep gerisinde bırakmak stay one jump ahead (of somebody/something) f.
birincinin, ikincinin epey gerisinde olmak/gelmek be/come a poor second, third f.
(birinin) gerisinde kalmak have f.
(birinin/bir şeyin) gerisinde kalmak lose ground (to someone or something) f.
(bir şeyi/bir yeri) gerisinde bırakmak shake the dust of (something or some place) from (one's) feet f.
(bir şeyi/bir yeri) gerisinde bırakmak shake the dust of somewhere from your feet [uk] f.
çağının gerisinde behind the curve expr.
(bir şeyin) gerisinde (in) back of (something) expr.
(bir şeyin) gerisinde at the back of (something) expr.
çağının ötesinde/gerisinde ahead of/behind the curve [us] expr.
çağının ilerisinde/gerisinde ahead of/behind the curve [us] expr.
zamanının ötesinde/gerisinde ahead of/behind time expr.
çağının ilerisinde/gerisinde ahead of/behind time expr.
çağının ötesinde/gerisinde ahead of/behind the curve [us] expr.
çağının ilerisinde/gerisinde ahead of/behind the curve [us] expr.
zamanının ötesinde/gerisinde ahead of/behind time expr.
çağının ilerisinde/gerisinde ahead of/behind time expr.
zamanın gerisinde kalmış behind (one's) time expr.
çağın gerisinde kalmış behind (one's) time expr.
gerisinde kalmış behind in expr.
Trade/Economic
arz talep dengesini arzın gerisinde kalan talep lehine etkileyen kapasite overhang i.
Law
bir barajın gerisinde biriken sular backwater i.
Politics
cephe gerisinde faaliyet gösteren kuvvet fifth column i.
Marine
gemi kıçının en gerisinde bulunan kamaralarda yapılan yolculuk steerage i.
rüzgarı kemere gerisinde kullanarak yapılan seyir large i.
gemi pruvasının hemen gerisinde içinden cıvadranın geçebileceği delikli üçgen bölme knighthead i.
geminin gerisinde kalmak fall astern f.
geminin gerisinde astern zf.
Anatomy
burun gerisinde yer alan bölüm postnasal i.
(kertenkelede) burun gerisinde yer alan pul postnasal i.
ağzın gerisinde yer alan postoral s.
(kafa tasında) temporal bölümün gerisinde bulunan post-temporal s.
Social Sciences
(nesil veya çağ) bir önceki çağın gerisinde bulunan degenerous s.
Military
kayakçıların araç gerisinde iple çekilmeleri ski joring i.
kayakçıların araç gerisinde iple çekilmeleri ski towing i.
sütre gerisinde crested s.
nizamın gerisinde astern zf.
Hunting
avlanmış bir hayvanın gerisinde bıraktığı izi gizleyen koku foil i.
Sport
(futbolda) hücum hattının gerisinde biten hücum oyununun sebep olduğu mesafe dezavantajı loss i.
bitiş çizgisine ilk ulaşan yarışmacıların çok gerisinde kalan yarışmacı grubu ruck i.
top atan oyuncunun faul çizgisinin gerisinde sahip olduğu net boşluk run i.
tenis kortunun arka çizgi gerisinde yer alan bölümü runback i.
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu flanker i.
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu flanker back i.
(kaleci) kalenin gerisinde durmak stand back f.
Football
ofansif futbolda, oyun kurucu ve beklerin orta saha gerisinde dizilip orta saha oyuncularının onların iki yanında durmasıyla oluşan bir saha dizilişi t formation i.
hücum çizgisinin gerisinde verilen yanal pas pitchout i.
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu flankerback i.
dizilme çizgisinin gerisinde değişken konum alabilen on ikinci oyuncu flying wing [canada] i.
Baseball
oyun kurucuyu hücum hattının gerisinde pas atmadan önce engellemek sack f.
Music
perde gerisinde backstage s.