behind - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

behind

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"behind" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 63 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
behind s. ardındaki
behind zf. arkaya
behind zf. arkada
behind zf. arkadan
behind zf. geriye
behind zf. geride
behind ed. arkasında
behind ed. gerisinde
General
behind i. kıç
behind i. popo
behind i. geri
behind i. arka
behind i. peş
behind i. makat
behind s. saklı
behind s. gizlenmiş
behind s. gerisinde
behind s. ardındaki
behind s. borçlu
behind s. geç
behind zf. peşinde
behind zf. arkaya
behind zf. zaman açısından geride
behind zf. geride (bir sınıflandırmada)
behind zf. geride (zaman açısından)
behind zf. ardınca
behind zf. arkada
behind zf. arkadan
behind zf. geride
behind zf. geriye
behind zf. geçmişte
behind zf. ötesinde
behind zf. (bir şeyin) diğer yanında
behind zf. (bir şeyin) öte yanında
behind zf. bir şeyin nedeni olarak
behind zf. bir şeyin gizli özelliği olarak
behind ed. ardında
behind ed. arkasında (destekleme anlamında)
behind ed. peşinden (somut anlamda)
behind ed. ardında (soyut anlamda)
behind ed. arkasından
behind ed. arkasına
behind ed. ardından
behind ed. geçmişte
behind ed. eskiden
behind ed. altında
behind ed. kontrolünde
behind ed. yönetiminde
behind ed. denetiminde
behind ed. (bir şeyden) sorumlu
behind ed. geçmiş
behind ed. bitmiş
behind ed. artık mevzubahis olmayan
behind ed. eskide kalmış
behind ed. unutulup gitmiş
Technical
behind zf. arkasında
Sport
behind i. ingiltere'deki eton koleji'ne özgü bir futbol oyunu
Baseball
behind zf. (top atıcı) vurucuya vuruştan daha fazla atış yapmış durumda
behind zf. (vurucu) skor sayısından daha fazla atış yapmış durumda
Theatre
behind zf. sahne arkasında
Archaic
behind zf. gelmek üzere
behind zf. beklemede
Slang
behind i. kıç

"behind" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
behind the scenes i. perde arkasında işin iç yüzü
the behind i. makat
space behind i. peş
behind the scenes i. gizli kapaklı tarafı
remaining behind i. artakalan
behind the scenes i. işin iç yüzü
behind the scenes i. kamera arkası
the logic behind i. bir şeyin mantığı
the thinking behind it i. bunun arkasındaki düşünce
the story behind a photo i. fotoğrafın ardındaki hikaye
be behind the times f. çağın gerisinde kalmak
hang behind f. geri kalmak
do something behind someone's back f. arkasından iş çevirmek
fall behind f. geriye düşmek
behind the bars f. hapiste olmak
fall behind with f. gecikmek
lie behind f. ardında yatmak
stand behind f. arkasında durmak
tag along behind f. arkasından gelmek
tag along behind f. arkasından gitmek
get behind in f. gerisinde kalmak (bir işin)
drop behind f. gerilemek
lie behind f. altında yatmak
stay behind f. arkada kalmak
fall behind intentionally f. ağırdan almak
work behind the scenes f. kulis yapmak
fall behind f. geri kalmak
appear behind f. arkasından görünmek
tag behind f. arkasından gitmek
lie behind f. ardında gizli olmak
lag behind f. geri kalmak
leave behind f. geçmek
fall behind f. gerisinde kalmak
fall behind with f. sürüncemede kalmak
take shelter behind f. siper almak
stay behind f. geri kalmak
lie behind f. yol açmak
fall behind f. arkasında kalmak
stand behind f. bütünüyle desteklemek (birini)
tag behind f. peşine takılmak
do something behind someone's back f. arkadan iş çevirmek
talk behind one's back f. birinin arkasından konuşmak
leave behind f. arkasında bırakmak
tag behind f. arkasından gelmek
drop behind f. geri kalmak
drag behind f. geçmek bilmemek
get behind in f. gecikmek (bir işte)
drop behind f. geride kalmak
do something behind one's back f. birinden gizli yapmak
fall behind f. geride kalmak
stand behind f. birinin arkasında durmak
leave behind f. iz bırakmak
leave behind f. arkada bırakmak
tag along behind f. peşine takılmak
get behind f. geride kalmak
fall behind f. yetersiz kalmak
leave behind f. geride bırakmak
keep behind f. geri kalmak
remain behind f. geri kalmak
lie behind f. temelinde yatmak
leave behind a sorrowful spouse f. arkasında acılı bir eş bırakmak
say something behind one's back f. arkasından konuşmak
say something behind one's back f. birisinin arkasından konuşmak
hide behind something f. arkasına sığınmak
take shelter behind f. arkasına sığınmak
take refuge behind f. arkasına sığınmak
hide behind something or someone f. arkasına sığınmak
hit from behind f. arkadan çarpmak
hide behind f. arkasına gizlenmek
be put behind bars f. hapse girmek
be put behind bars f. hapse atılmak
be behind one's time f. zamanın gerisinde kalmak
lag behind f. -den geri kalmak
get behind (with) f. (iş hayatında vb) geri kalmak
get behind (with) f. yükselebileceği kadar yükselmemek
get behind (with) f. olabileceği kadar olmamak
stand behind f. iddia edildiği gibi olduğuna dair garanti vermek
lie behind f. arkasında gizli olmak
keep behind f. geri almak
fall behind f. derslerden geri kalmak
fall behind in the class f. derslerden geri kalmak
lie behind f. nedeni olmak
stand behind one's word f. sözünün arkasında durmak
get behind the wheel f. direksiyonun başına geçmek
get behind the wheel f. direksiyon başına geçmek
get behind the wheel f. direksiyona geçmek
stay behind f. geride durmak
stand behind f. geride durmak
fall behind the schedule f. programın gerisinde kalmak
be behind the schedule f. programın gerisinde kalmak
send someone behind the bars f. hapse göndermek
send someone behind the bars f. hapse yollamak
hide behind f. arkasına sığınmak
hide behind f. arkasına saklanmak
put support behind f. desteklemek
put support behind f. destek vermek
talk about someone behind one's back f. birisinin arkasından konuşmak
come from behind f. geriden gelmek
come from behind f. gerilerden gelmek
put the problems behind someone f. sorunları geride bırakmak
come up from behind f. geriden gelip öne geçmek
attack from behind f. arkadan saldırmak
charge from behind f. arkadan saldırmak
be left behind f. geride bırakılmak/kalmak
go behind the steering wheel f. direksiyon sallamak
fall behind the times f. zamanın gerisinde kalmak
be shot from behind f. arkasından vurulmak
leave someone behind to mourn f. arkasında yasını tutacak birini bırakmak
be ... minutes behind schedule f. programın ... dakika gerisinde kalmak
hide behind f. ardına sığınmak
take refuge behind f. ardına sığınmak
be pretty far behind f. bayağı bir geride olmak
talk behind f. arkadan konuşmak
leave evidence behind him f. arkasında delil bırakmak
behind time s. geç
behind the times s. çağın gerisinde
left behind s. kalan
behind the times s. köhne
behind the times s. demode
behind the schedule s. rötarlı
behind the times s. zamanı geçmiş
behind schedule s. gecikmiş
behind the times s. eski kafalı
behind schedule s. programın gerisinde
behind-the-scenes s. gözden uzakta tutulan
behind-the-scenes s. gözden uzakta yapılan
behind-the-scenes s. gizli tutulan
behind-the-scenes s. gizli yapılan
behind-the-scenes s. perde arkası
from behind zf. arkadan
behind the scenes zf. perde arkasından
behind one's back zf. gıyabında
behind the scenes zf. perde arkasında
behind the scenes zf. gizlice
way behind zf. çok arkada
behind a veil of secrecy zf. bir gizlilik perdesi ardında
behind one's back zf. haberi olmadan
behind closed doors zf. kapalı kapılar ardında
behind one's back zf. gizlice
behind bars zf. hapiste
behind him zf. peşi sıra
behind one's back zf. arkasından
behind the scenes zf. sahne arkasında
behind bars zf. mahpus
behind bars zf. parmaklıkların arkasında
behind bars zf. içerde
behind bars zf. tutukevinde
behind blue eyes zf. mavi gözlerin ardında
behind the glass zf. camın ardından
behind the window zf. pencerenin ardından
behind the window zf. camın ardından
immediately behind zf. tam arkası
immediately behind zf. tam arkasından
behind the curtain zf. perde arkasında
behind the curtain zf. gizli durumda
from behind ed. arkasından
far more behind ed. çok daha gerisinde
far more behind ed. çok çok gerisinde
Phrasals
get behind f. ardına düşmek
get behind f. duraklamak
get behind f. gecikmek
fall behind on (something) f. bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak
fall behind on (something) f. bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek
fall behind on (something) f. bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek
fall behind on (something) f. bir borcu geç ödeyebilmek
fall behind on (something) f. bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak
fall behind on (something) f. bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek
get behind on (something) f. bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak
get behind on (something) f. bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek
get behind on (something) f. bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek
get behind on (something) f. bir borcu geç ödeyebilmek
get behind on (something) f. bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak
get behind on (something) f. bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek
place behind (someone or something) f. (birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) arkasına yerleştirmek
place behind (someone or something) f. (birini veya bir şeyi başka birinden veya bir şeyden) daha arkaya/aşağıya koymak
place behind (someone or something) f. (birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az sevgi ve saygı göstermek
place behind (someone or something) f. (birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az önem vermek
place behind (someone or something) f. (birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az değer vermek
place behind (someone or something) f. (birini bir şey) nedeniyle ihmal etmek
place behind (someone or something) f. (birini bir şey) nedeniyle göz ardı etmek
place behind (someone or something) f. (birine bir şey) nedeniyle gereken önemi vermemek
place behind (someone or something) f. (birine bir şey) nedeniyle gereken ilgiyi göstermemek
place behind (someone or something) f. (sıralamada/yarış sonunda birinden) daha alt sırada yer almak
place behind (someone or something) f. (yarışmayı birinin) arkasında/gerisinde bitirmek
place behind (someone or something) f. (sıralamada/yarışmada birinin) arkasına/gerisine/altına yerleşmek
place someone or something behind someone or something f. (birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) daha alt sıraya koymak/yerleştirmek
place someone or something behind someone or something f. (birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek
serve as the driving force (behind someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasındaki itici güç olmak
serve as the driving force (behind someone or something) f. (bir şeyi) körükleyen/teşvik eden etken olmak
serve as the driving force (behind someone or something) f. (bir şeyi) yapmaya sevk/teşvik etmek
serve as the driving force (behind someone or something) f. (birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak
slump behind (someone or something) f. arkasına çökmek
slump behind (someone or something) f. arkasına çöküvermek
slump behind (someone or something) f. arkasına düşmek
slump behind (someone or something) f. arkasına yığılmak
slump behind (someone or something) f. arkasına yığıla kalmak
slump behind (someone or something) f. arkasına kendini atmak
slump behind (someone or something) f. sırtına eğilmek
go behind f. ardı sıra gitmek
put behind f. arkada bırakmak
lag behind f. arkada kalmak
line up behind f. arkasına dizilmek
stop behind f. arkasında durmak/durdurmak
go behind f. arkasından gitmek
peek out from behind f. arkasından gizlice bakmak
lag behind f. ayak uyduramamak
slouch behind something f. bir şeyin arkasında çöküp kalmak
hide behind someone f. bir şeyin arkasına saklanmak
slouch behind something f. bir şeyin arkasına çökmek
put something behind someone f. bir şeyi birinin arkasına koymak
hide someone behind something f. birini bir şeyin arkasına gizlemek/saklamak
dodge behind something f. bir şeyin arkasına kaçmak
slouch behind something f. bir şeyin arkasında çökerek oturmak
trail behind someone f. birinin peşinden gitmek/peşine takılmak
line up behind f. destekleme amacıyla arkasında saf tutmak
lag behind f. geriye düşmek
remain behind f. geride/arkada kalmak
get behind f. gerisine düşmek
run behind f. geç kalmak
put behind f. geçmişte olan şeyleri artık düşünmemek
lag behind in f. geriye düşmek
lag behind in something f. gerisinde kalmak
fall behind in something f. geriye düşmek
put behind f. geçmişe gömmek
lag behind in something f. geriye düşmek
fall behind in something f. geride kalmak
drop behind f. gerisine düşmek
lag behind in something f. geride kalmak
come up from behind f. geriden/gerilerden gelmek
lag behind f. geride kalmak
put behind f. olmamış saymak
go behind f. peşine takılıp gitmek
remain behind f. (herkes gittikten sonra) geride kalmak
fall behind with something f. (bir kaç taksit vb ödeyemeyerek) geriye düşmek
remain behind f. (herkes gittikten sonra) kalmaya devam etmek
fall behind with something f. (taksit/düzenli ödeme vb.) ödeyememek
stand behind someone f. (desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak
fall behind on (something) f. (bir şeyin) gerisinde kalmak
fall behind on (something) f. (bir şeyde) hedeflenen aşamada olmamak
fall behind on (something) f. (bir şeyde) planlananın gerisinde kalmak
fall behind on (something) f. (bir şeyde) olması gerekenin altında/gerisinde kalmak
fall behind on (something) f. (bir şeyi) çıkaramamak/yetiştirememek
keep behind f. arkasında tutmak
keep behind f. arkasında saklamak
keep behind f. gerisinde durmak
keep behind f. gerisinde kalmak
keep behind f. sınıfta bırakmak
keep behind f. sınıf tekrarı yaptırmak
keep behind f. gerisinde tutmak
keep behind f. arkasında durmak
keep behind f. arkasında kalmak
lie behind someone or something f. birinin/bir şeyin arkasında olmak
lie behind someone or something f. birinin/bir şeyin gerisinde olmak
lie behind someone or something f. geçmişte olmak
lie behind someone or something f. geçmişte kalmak
lie behind someone or something f. geride kalmak
lie behind someone or something f. birinin/bir şeyin geçmişinde olmak
lie behind someone or something f. birinin/bir şeyin geçmişinde kalmak
put (something) behind (someone or something) f. (bir şeyi) geride bırakmak
put (something) behind (someone or something) f. (bir şeyi) arkasında bırakmak
put (something) behind (someone or something) f. (bir şeyi) aşmak
put (something) behind (someone or something) f. (birine/bir şeye bir şeyle) sırt çıkmak
put (something) behind (someone or something) f. (birine/bir şeye bir şeyle) destek olmak
put (something) behind (someone or something) f. (birine/bir şeye bir şeyle) yardım etmek
put (something) behind (someone or something) f. (birine/bir şeye bir şeyle) arka çıkmak
put behind f. geriye koymak
put behind f. arkaya koymak
put behind f. arkasına/gerisine koymak
put behind f. yardım/destek koymak
put behind f. yardım/ destek vermek
put behind f. bir şeyle destek çıkmak
put behind f. bir şeyle arka çıkmak
put behind f. bir şeyle sırt çıkmak
put behind f. geride bırakmak
put behind f. arkasında bırakmak
put behind f. aşmak
put behind f. geriye düşürmek
put behind f. alt sınıfa/kademeye geriletmek
hang behind f. geç çıkmak
fall behind f. gecikmiş borcu olmak
fall behind f. borcu vaktinde ödeyememek
fall behind f. geri çekilmek
fall behind f. geri adım atmak
get behind in (something) f. (bir şeyin) gerisinde kalmak
get behind in (something) f. (bir şeyde) geri kalmak
get behind in (something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında kalmak
get behind in (something) f. (bir şeyden) eksiltmek
get behind in (something) f. (bir şeyden) yemek
get behind in (something) f. (bir şeyi) yetirememek/denkleştirememek
get behind someone/something f. birini/bir şeyi desteklemek
get behind someone/something f. birine/bir şeye arka çıkmak
get behind something f. bir şeyden hoşlanmak
get behind something f. bir şeyden zevk almak
get behind with (something) f. (bir şeyin) gerisinde kalmak
get behind with (something) f. (bir şeyde) geri kalmak
get behind with (something) f. (bir şeyden) eksiltmek
get behind with (something) f. (bir şeyden) yemek
get behind with (something) f. (bir şeyi) yetirememek/denkleştirememek
go behind back f. arkadan iş çevirmek
hang behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) gerisinde kalmak
hang behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında kalmak
hide someone or something behind something f. birini/bir şeyi bir şeyin arkasına saklamak
lay behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasına koymak
lay behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasına yaslamak/dayamak
lay behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) geçmişinde olmak/kalmak
lay behind (something) f. (bir şeyi) düşünmeyi bırakmak
lay behind (something) f. (bir şeyi) geride bırakmak
lay behind (something) f. (bir şeyi) arkasında bırakmak
lay behind (something) f. (bir şeyin) arkasında olmak/durmak
lay behind (something) f. (bir şeyin) arkasında yer almak
lay behind (something) f. (bir şeyin) arkasında konumlanmak
lay behind (something) f. (bir şeyin) kökeninde olmak/yatmak
lay behind (something) f. (bir şeyin) tetikleyicisi olmak
lay behind (something) f. (bir şeyin) altında yatan neden/sebep olmak
place behind f. gereken ilgiyi göstermemek
place behind f. arkasına yerleştirmek
place behind f. daha alt sırada yer almak
place behind f. daha az sevgi ve saygı göstermek
place behind f. daha az önem vermek
place behind f. arkasında/gerisinde bitirmek
place behind f. (sıralamada/yarışmada birinin) arkasına/gerisine/altına yerleşmek
place behind f. göz ardı etmek
place behind f. daha arkaya/aşağıya koymak
place behind f. ihmal etmek
place behind f. daha az değer vermek
run behind f. arkasından koşmak/takip etmek
run behind f. peşinden koşmak
run behind f. peşinden koşarak takip etmek
run behind f. arkasına koşmak/kaçmak/saklanmak
run behind f. arkasına sığınmak
run behind f. -e sığınmak
run behind f. programın gerisinde olmak
run behind f. geç kalmak
slouch behind f. arkasında çöküp kalmak
slouch behind f. arkasına çökmek/çömelmek
slouch behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında çöküp kalmak
slouch behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasına çökmek
slouch behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasına eğilmek
slouch behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasına çömelmek
stand behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/yer almak
stand behind (something) f. (bir şeyden) emin olmak/durmak
stand behind (something) f. (bir şeyin) arkasında durmak
stop behind (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında/arkasına durmak
tag along behind (someone) f. (birinin) arkasından gelmek/gitmek
tag along behind (someone) f. (birinin) peşine takılmak
tag along behind (someone) f. (biriyle) beraber gelmek/gitmek
trail behind f. takip etmek
trail behind f. peşinden gitmek
trail behind f. arkasından gitmek
trail behind f. peşine takılmak
trail behind f. gerisinden gelmek
trail behind f. gerisinde olmak
trail behind f. (geriden takip etmek
linger behind f. geride kalmak
linger behind f. geride oyalanmak
Phrases
get thee behind me expr. çekil önümden
get thee behind me expr. kaybol gözümün önünden
get thee behind me expr. git gözüm görmesin seni
get thee behind me expr. aklıma getirme dayanamıyorum/karşı koyamıyorum
behind the front expr. cephe gerisinde
behind every great man is a great woman expr. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır
behind every great man there's a great woman expr. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır
you can't dance at two weddings (with one behind) expr. iki cambaz bir ipte oynamaz
you can't dance at two weddings (with one behind) expr. iki karpuz bir koltuğa sığmaz
there is something behind it all expr. işin içinde iş var
Proverb
If two ride on a horse one must ride behind bir çöplükte iki horoz ötmez
if two ride on a horse, one must ride behind bir koltukta iki karpuz taşınmaz
if two ride on a horse, one must ride behind bir ipte iki cambaz oynamaz
Colloquial
kick in the behind i. arkasına/kıçına tekmeyi yeme
kick in the behind i. tuz biber ekme
kick in the behind i. tuzu biberi olma
kick in the behind i. tüy dikme
kick in the behind i. aşağılayıcı/alçaltıcı hayal kırıklığı/aksilik
put your hand behind your head i. ellerini başının arkasına koy
with one arm tied behind one's back i. gözü kapalı
lag behind f. geride kalmak
be behind f. arkasında olmak
be behind f. arkada olmak
be behind f. destekçisi olmak
be behind f. (birinin) arkasında olmak
be behind f. destek vermek
be behind f. gerisinde olmak
be behind f. gerisinde kalmak
be behind f. gerisine düşmek
be behind f. geri kalmak
hardly dry behind the ears s. acemi çaylak
behind its time s. demode
behind its time s. köhne
behind its time s. zamanı geçmiş
behind its time s. eski
behind its time s. modası geçmiş
behind its time s. eskimiş
behind its time s. çağın gerisinde
behind its time s. son gelişmelerin gerisinde
behind its time s. zamanın gerisinde
behind its time s. geç kalmış
behind its time s. gecikmiş
behind its time s. programın gerisinde
behind its time s. zaman çizelgesinin/planlamanın gerisinde
behind its time s. sefer tarifesinin gerisine düşmüş
look behind you! expr. arkana bak!
behind bars expr. demir parmaklıklar ardında
behind bars expr. cezaevinde
behind the bars expr. hapiste
behind every successful man there is a woman expr. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır
behind closed doors expr. gizli
with one arm tied behind one's back expr. eli arkasında bağlıyken bile
behind bars expr. hapiste
with one arm tied behind one's back expr. hiç zorluk çekmeden
behind closed doors expr. kapalı kapılar ardında
with one arm tied behind one's back expr. kolayca
behind bars expr. mapusta
behind the bars expr. parmaklıklar ardında
stay right behind me expr. tam arkamda dur
behind you! exclam. arkanda!
behind you! exclam. arkana dikkat et!
behind you! exclam. arkana bak!
Idioms
the idea behind i. bir şeyin sebebi
the idea behind i. altta yatan sebep
the driving force behind i. ardındaki itici güç
the driving force behind i. arkasındaki itici güç
the brains behind something i. bir şeyin arkasındaki beyin
the power behind the throne i. görünmeyen kuvvet
the power behind the throne i. perdenin arkasındaki kişi
power behind the throne i. perde arkasındaki kişi
wet behind the ears i. toy
power behind the throne i. torpil
behind the eight ball i. zor durum
the driving force (behind something) i. (bir şeyin arkasındaki) itici güç
the driving force (behind something) i. (bir şeyin ardındaki) körükleyici/teşvik edici etken
the driving force (behind something) i. (bir şeyin arkasındaki) neden/sebep
the driving force (behind something) i. (bir şeyin arkasındaki) kışkırtıcı güç/unsur
the driving force (behind something) i. (bir şeyin arkasındaki) motive edici güç
driving force behind (something) i. (bir şeyin) arkasındaki itici güç
driving force behind (something) i. (bir şeyin) ardındaki körükleyici/teşvik edici etken
driving force behind (something) i. (bir şeyin) arkasındaki neden/sebep
driving force behind (something) i. (bir şeyin) arkasındaki kışkırtıcı güç/unsur
driving force behind (something) i. (bir şeyin) arkasındaki motive edici güç
serve as the driving force (behind someone or something) f. arkasındaki neden/sebep/itici güç olmak
serve as the driving force (behind someone or something) f. arkasında olup cesaret/güç vermek
take (one) behind the woodshed f. (birini) büyük bir gizlilikle azarlamak
take (one) behind the woodshed f. (birini) büyük bir gizlilikle paylamak
take (one) behind the woodshed f. (birini) büyük bir gizlilikle cezalandırmak
take (one) behind the woodshed f. (birine) büyük bir gizlilikle çıkışmak
take (one) behind the woodshed f. (birine) büyük bir gizlilikle memnuniyetsizliğini belirtmek
not dry behind the ears f. acemi olmak
be wet behind the ears f. acemi olmak
hardly dry behind the ears f. acemi olmak
wet behind the ears f. ağzı süt kokmak
not dry behind the ears f. ağzı süt kokmak
hardly dry behind the ears f. ağzı süt kokmak
be wet behind the ears f. ağzı süt kokmak
leave behind f. ardında bırakmak
lie behind f. arkasında yatmak
go behind f. arkasındaki anlama inmek
talk behind someone's back f. arkasından konuşmak
throw one's weight behind something f. bütün varlığıyla desteklemek
be stuck behind a desk all day f. bütün gün ofiste tıkılı kalmak
lie behind something f. bir şeyin arka planında yer almak
become the driving force behind someone f. birinin arkasındaki itici güç olmak
put someone behind bars f. birisini hapse göndermek
put one's weight behind something f. bütün varlığıyla desteklemek
do something behind someone's back f. birisinin arkasından iş çevirmek
be stuck behind a desk all day f. bütün gün ofiste çakılı kalmak
be the driving force behind someone f. birinin arkasındaki itici güç olmak
do something behind one's back f. birisinin arkasından iş çevirmek
fall even further behind f. çok geride kalmak
be behind the times f. çağdışı olmak
be behind the times f. demode olmak
die behind the wheel f. direksiyon başında ölmek
be behind the times f. çağın gerisinde kalmış olmak
wet behind the ears f. dünkü çocuk olmak
die behind the wheel f. direksiyonda ölmek
be behind the wheel f. direksiyonda olmak
go behind f. derinine inmek
not dry behind the ears f. dünkü çocuk olmak
hardly dry behind the ears f. dünkü çocuk olmak
be behind the eight ball f. çıkmaza girmek
be behind the eight ball f. çıkmaza düşmek
get behind the wheel f. direksiyona geçmek
get behind f. desteklemek
do something with one arm tied behind one's back f. hiç zorlanmadan yapmak
leave behind f. geride bırakmak
be behind the eight ball f. içinden çıkamamak
burn one's bridges behind one f. köprüleri atmak
lag behind f. nal toplamak
be behind the times f. örümcek kafalı olmak
be behind the eight ball f. meteliksiz olmak
throw one's weight behind something f. olanca güçle destek vermek
lie behind f. nedeni olmak
get behind the eight ball f. meteliksiz olmak
put one's weight behind something f. olanca güçle destek vermek
go behind f. satır aralarını kavramak
die behind the wheel f. şoför mahallinde ölmek
fall behind schedule f. programın gerisine düşmek
follow hard behind f. peşini bırakmamak
get behind the eight ball f. parasız kalmak/olmak
be behind the eight ball f. parasız kalmak/olmak
hardly dry behind the ears f. toy olmak
be behind the eight ball f. tıkanıp kalmak