great! - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

great!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"great!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
great success i. büyük başarı
great bear i. büyükayı
great s. mükemmel
great s. müthiş
great s. harika
great s. büyük
great minds think alike expr. aklın yolu birdir
General
a great deal of money i. çok para
a great nuisance i. püsküllü bela
great knapweed i. büyük peygamber çiçeği
great brightness i. apaydınlık
a great occasion i. büyük şans
great uncle i. büyük amca
great falls i. büyük şelale
the great unwashed i. ayak takımı
great snipe i. iri çulluk
great interest i. tecessüs
great divide i. su havzası
great losses i. ağır kayıp
the united kingdom of great britain and northern ireland i. büyük britanya ve kuzey irlanda birleşik krallığı
great tit i. büyük baştankara
great circle i. geniş çevre
great white egret i. büyük ak balıkçıl
the great divide i. ölüm
great britain parliament i. büyük britanya parlamentosu
the great i. seçkinler
great mullein i. sığırkuyruğu
great power i. büyük güç
great effort i. ıkıntı
great russian i. büyük rus
great bustard i. taraklıkuş
great and small i. büyük küçük
great admiration i. büyük hayranlık
great skua i. iri martı
great white heron i. akbalıkçıl
great pyrenees i. büyük pirene
great expense i. külfet
great year i. büyük yıl
great crowd i. mahşer
great uproar i. kızılca kıyamet
great britain i. britanya
great interest i. merak
a great sleeper i. uykucu
great books of the western world i. batı dünyasında büyük kitaplar
great confusion i. mahşer
great northern diver & loon i. buz dalgıcı
great white shark i. büyük beyaz köpekbalığı
great reed warbler i. büyük kamışçın
great britain i. ingiltere
great wall of china i. çin seddi
great stubbornness i. keçi inadı
great plains i. büyük ovalar
the great bear i. büyükayı
great white heron i. ak balıkçıl
great britain i. büyük britanya
great white heron i. büyük akbalıkçıl
great deal i. çok şey
great nephew i. büyük erkek yeğen
great gray owl i. büyük gri baykuş
great task i. zorlu görev
great charter i. büyük ayrıcalık
great bustard i. toy
great dane i. danua cinsi köpek
the great powers i. yedi düvel
great gray kangaroo i. büyük gri kanguru
great effort i. alın teri
great noise i. şamata
great indian plantain i. büyük hint muzu
great spotted cuckoo i. tepeli guguk
great salary i. yüksek gelir
great task i. büyük iş
great idea i. mükemmel fikir
someone with a great deal of experience i. feleğin çemberinden geçmiş
great surprise i. büyük sürpriz
great surprise i. hayret
great differences i. çok büyük farklılıklar
great danger i. büyük tehlike
great interest i. yoğun ilgi
great expense i. aşırı külfet
great loss i. büyük kayıp
great contribution i. büyük katkı
great mistake i. büyük hata
great environmental action i. büyük çevre hareketi
great expectation i. büyük beklenti
great importance i. büyük önem
a great news i. güzel bir haber
great anxiety i. büyük endişe
great care i. aşırı ehemmiyet
great care i. aşırı özen
great care i. aşırı dikkat
great care i. büyük özen
great problem i. büyük sorun
great powers i. büyük güçler
great pleasure i. büyük zevk
great care i. büyük itina
great attention i. büyük itina
great responsibility i. aşırı sorumluluk
great wall i. çin seddi
great facility i. büyük kolaylık
great convenience i. büyük kolaylık
great ease i. büyük kolaylık
great warrior i. büyük savasçı
great masses of people i. büyük halk yığınları
great effort i. üstün gayret
great exertions i. büyük uğraşlar
great efforts i. büyük uğraşlar
a great mischief-maker i. fesat kumkuması
great-uncle i. büyük amca
great-grandmother i. büyük nine
great-nephew i. erkek kardeş torunu
great-aunt i. büyük teyze
great-grandson i. dördüncü kuşak erkek evlat
great-grandson i. torunun oğlu
great-spotted woodpecker i. orman ağaçkakanı
great-grandchild i. torunun torunu
great-nephew i. yeğenin yeğeni
great-grandfather i. büyük dede
great-grandfather i. babasının dedesi
great-grandfather i. büyük büyükbaba
great confidence i. sonsuz güven
united kingdom of great britain and northern ireland i. büyük britanya
great britain i. birleşik krallık
united kingdom of great britain and northern ireland i. birleşik krallık
the great majority i. büyük çoğunluk
great care i. azami dikkat ve itina
great grandchildren i. torun çocukları
great lie i. kuyruklu yalan
great lie i. büyük yalan
great poverty i. fakru zaruret
great poverty i. aşırı yoksulluk
great poverty i. fakr u zaruret
great bear i. büyükayı
the great duo i. muhteşem ikili
great grandmother i. büyük büyükanne
great grandfather i. büyük büyükbaba
great expectation i. yüksek beklenti
a great risk i. büyük bir risk
100 great turks i. 100 türk büyüğü
100 great turks i. yüz türk büyüğü
great sin i. büyük günah
a great poverty i. büyük bir yoksulluk
great leader i. büyük önder
great leader i. büyük lider
a great care i. büyük bir özen
a great attention i. büyük bir özen
great hope i. büyük umut
great hope i. büyük ümit
a great waste of time i. büyük zaman kaybı
a great loss of time i. büyük zaman kaybı
great competition i. büyük yarış/rekabet
great need i. büyük ihtiyaç
great lakes i. büyük göller
great chain of being i. büyük varoluş zinciri
the great events of history i. tarihin en büyük olayları
a great attention i. büyük bir dikkat
a great care i. büyük bir dikkat
great misfortune i. büyük talihsizlik
nature's great events i. doğanın muazzam olayları
a great development i. büyük bir gelişme
great author i. büyük/usta yazar
great pomp i. büyük ihtişam
great treasure i. büyük hazine
with great hopes i. büyük umutlarla
great grandparents i. büyük büyükanne ve büyükbaba
great room i. oturma, çalışma, yemek, misafir odalarının ve mutfağın bir arada olduğu, yüksek tavanlı, büyük salon
great hero i. büyük kahraman
a great voice i. büyük bir ses
grand prix (great prize) i. büyük ödül
four great caliphs i. dört büyük halife
great tower i. burç
biblical great flood i. incil'de geçen büyük tufan
great grandma i. büyük-nine/babaanne/anneanne
the great pestilence i. 1660'lerin ortasında avrupa'da patlak veren büyük veba salgını
great team i. büyük takım
great triangle i. mars üçgeni
great triangle i. avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen
a great fit i. mükemmel uyum
a great gross i. yüz kırk dört düzine
great niece i. yeğeninin kızı
great-heartedness i. cömertlik
great-heartedness i. eli açıklık
great-heartedness i. bonkörlük
great-heartedness i. gönlü zengin olma
great i. büyük usta
great i. belirli bir alanda üstün başarısı ile tanınan kimse
great i. çok büyük borulara sahip yüksek sesli bir org
great i. oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınav
great i. oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınava hazırlanmak için alınan ders
great i. büyük kişiler
great i. büyük ustalar
great deal i. büyük miktar
great deal i. çok sayı
great divide i. iki şey arasındaki keskin veya önemli ayrım noktası
great divide i. ölüm
great divide i. önemli ayrım
great divide i. önemli fark
great grandchild i. torununun çocuğu
great granddaughter i. torununun kızı
great grandparent i. büyük anne ve büyük babanın ebeveynleri
great grandson i. torununun oğlu
great gross i. yüz kırk dört düzineye eşdeğer bir miktar birimi
great master i. eski şövalyelik nişanlarında lider
great master i. masonlar büyük locası gibi tarikat localarında başkan
great master i. sanat dalında büyük usta olarak görülen kimse
great master i. büyük ustaya ait sanat eseri
great master i. büyük ustaya ait tablo
great mogul i. hint imparatoru
great mogul i. önemli kimse
great mogul i. seçkin kimse
great toe i. ayak başparmağı
great white way i. geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
great-grandchild i. torunun çocuğu
great-granddaughter i. torunun kız çocuğu
great-grandparent i. büyük büyükanne ve büyük dede
great-grandparents i. büyük büyükanne ve büyük dede
great-great-grandfather i. dedenin dedesi
great-great-grandson i. torunun erkek torunu
great-niece i. yeğenin kız çocuğu
great-niece i. kardeşin torunu
great fun i. göbek havası [mecazi]
the great silence i. büyük sessizlik
great i. en iyi
go to great expense f. büyük masrafa girmek
attach great importance to f. büyük önem vermek
sail at a great distance from the lande f. açıktan gitmek
cause great distress f. kan kusturmak
treat someone with great respect f. baş tacı etmek
go to great expense f. çok masrafa girmek
have a great success f. büyük başarı kazanmak
set great store on f. bir şeye çok önem vermek
be in great trouble f. hali harap olmak
make a great display f. hava atmak
be struck with great fear f. yüreğine inmek
place great demands on f. kapasitesini zorlamak
show great respect f. el üstünde tutmak
make a great deal of noise f. patırtı etmek
be in great distress f. dünya zindan olmak
be in great demand f. revaçta olmak
make great strides in something f. aşama kaydetmek
take great care f. içi titremek
make a great success f. büyük başarı kazanmak
be in great trouble f. hali duman olmak
make a great display f. gösteriş yapmak
go to great lengths f. her çareye başvurmak
make a great blunder f. halt yemek
make a great ado about nothing f. yaygarayı basmak
make a great effort f. çok çaba sarfetmek
take great pains with f. itina etmek
have great respect for someone without fail f. saygıda kusur etmemek
be in great demand f. kapanın elinde kalmak
suffer great hardship f. ciğeri yanmak
make great efforts f. canını dişine takmak
make a great fuss f. kıyameti koparmak
go to great expense f. bir şeyi yapmak için çok masraf etmek
be of great value f. çok değerli olmak
do somebody a great favour f. kıyak yapmak
escape a great danger f. vartayı atlatmak
go to great lengths f. her çareyi kullanmak
have a great time f. iyi vakit geçirmek
have a great time f. hoşça zaman geçirmek
go great f. güzel geçmek (fuar vb)
deliver great performance f. yüksek performans sağlamak
show great performance f. iyi performans sergilemek
attract a great deal of attention f. yoğun ilgi görmek
have a great time f. çok eğlenmek
make great or desperate efforts f. canını dişine takmak
be treated with great respect f. el üstünde tutulmak
have a great run f. iyi bir yükseliş gerçekleştirmek (müzik listelerinde vb)
have great expectations (for) f. büyük umutlar bağlamak
have great expectations (for) f. büyük umutları olmak
adorn with great care f. süsleyip püslemek
feel great joy f. aşırı sevinmek
live a life of great misery f. sürüm sürüm sürünmek
sound great f. kulağa hoş gelmek
develop a great interest in f. merak sarmak
develop a great interest in f. merak sardırmak
sound great f. kulağa iyi gelmek
make a great effort f. büyük emek vermek
make a great contribution f. büyük katkı sağlamak
place great importance f. büyük önem vermek
strike great blow f. ağır darbe indirmek
attach great importance f. büyük önem vermek
give great importance f. büyük önem vermek
achieve a great success f. büyük başarı kazanmak
deal great blow f. ağır darbe indirmek
deliver great blow f. ağır darbe indirmek
take a great risk f. büyük risk almak
show great interest f. büyük ilgi göstermek
attach great importance f. çok önem vermek
take great care to f. titizlik göstermek
learn with great sorrow f. üzüntü ile öğrenmek
attract great attention f. büyük ilgi çekmek
draw great interest f. büyük ilgi görmek
attract great attention f. büyük ilgi görmek
draw great interest f. büyük ilgi çekmek
have a great imagination f. hayal gücü geniş olmak
take great care (in) f. itina göstermek
show great care f. itina göstermek
go great expense f. çok masrafa girmek
attract a great deal of attention f. çok dikkat çekmek
offer great discounts f. büyük indirimler yapmak
offer great discounts f. büyük indirimler sunmak
great trouble to arise f. kıyamet kopmak
have great difficulty in f. çok zorlanmak
look great f. harika görünmek
make great/major strides in f. -de büyük adımlar atmak
take a great opportunity f. büyük fırsat yakalamak
be in great pain/agony f. acının dibine vurmak
be great in the part f. role çok uygun olmak
be great at anything he/she sets one's mind to f. aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak
lay great stress on something f. bir şeyin üzerinde ısrarla durmak
make a great wife f. (kocasına) harika bir eş olmak
come to the job with great enthusiasm f. işe büyük bir hevesle gelmek
provide great convenience f. büyük kolaylık sağlamak
get great light f. harika ışık/güneş almak
receive a great deal of attention f. büyük ilgi görmek
put oneself at great risk f. büyük bir riske girmek
put oneself at great risk f. kendini tehlikeye atmak
give great fortune f. büyük servet kazandırmak
place a great emphasis on something f. bir şeye çok önem vermek
be in great shape f. çok iyi kondisyonda/durumda olmak
be in great shape f. çok formda olmak
make a great team f. iyi bir ekip olmak
have great fashion sense f. harika bir moda anlayışı/zevki olmak
have great importance f. büyük öneme sahip olmak
use to great effect f. doğru biçimde kullanmak
use to great effect f. fayda doğuracak biçimde kullanmak
use to great effect f. yararlanmak
put the great seal into commission f. devlet mührünü bir komisyon üyesine teslim etmek
put forth great effort f. dişini tırnağına takarak uğraşı vermek
great s. uzun
in great demand s. çok revaçta
a great many s. bir hayli
in great demand s. büyük rağbet gören
great s. iri
a great many s. çok
great s. baba
great s. koca
a great number of s. çok sayıda
a great many s. epey
great s. hayvani
great and wealthy (person) s. devletli
great s. azametli
a great many s. pek çok
great s. muhteşem
great s. hevesli
great deal of s. çok miktarda
great hearted s. cömert
great s. çok
great s. fevkalade
great s. ulu
great s. kocaman
great s. meşhur
great s. iyi
great s. dağlar kadar
great s. sürekli
great s. kebir
great s. kıyak
great s. asil
in great demand s. sürümlü
a great number of s. çok
a great deal of s. epey
great s. şanlı
great s. cüsseli
great s. muazzam
a great number of s. bir sürü
great many s. bin bir
of great use s. çok faydalı
great s. fazla
great s. büyük (derece/miktar)
great s. ünlü
in great demand s. tutulan
great s. usta
great s. yüksek
in great demand s. çok aranan
great s. mahir
a great quantity of s. çok miktarda
a great deal of s. pek çok
a great number of s. epey
great s. önemli
great s. nefis
great s. büyük
great s. çok iyi
a great variety of s. çok çeşitli
great s. mühim
great-hearted s. iyi kalpli
great-hearted s. cesur
great-hearted s. yüce
great-hearted s. cömert
great-hearted s. yürekli
great-hearted s. yiğit
great s. yetenekli
a great majority of s. büyük çoğunluğu
great numbers of s. çok sayıda
as great as s. ...kadar büyük/harika
great s. mehabetli
tun-great s. çevresi şarap fıçısı kadar olan
a great amount of s. birçok
great numbers of s. birçok
great [dialect] s. hamile
great s. nispeten büyük olan (bitki veya hayvan)
great [scotland] s. kabarmış (çay, nehir)
great [scotland] s. yükselmiş (çay, nehir)
great s. baskın
great s. çoğunlukta olan
great s. hükmeden
great s. yüksek (ses)
great s. şiddetli
great s. güçlü
great s. keskin
great s. yoğun
great s. geniş kapsamlı
great s. etki alanı geniş
great s. canciğer
great s. duygu yüklü
great s. aristokrasi sınıfına mensup
great s. aristokrat
great s. asil, ağırbaşlı ve mağrur duruşlu
great s. favori
great s. ana
great s. asıl
great s. esas
great s. (belirtilen akrabalık derecesinden) bir nesil daha yaşlı veya genç
great [dialect] s. dostane
great [dialect] s. sıkı fıkı
great [dialect] s. yakın (arkadaş)
great s. (bir şeye) alışılmadık biçimde meraklı
great s. (bir şeye) alışılmadık derecede düşkün
great s. gayretli
great s. ısrarcı
great and small s. tüm mevki ve rütbelerden olan
great bellied s. koca göbekli
great bellied s. göbeği çıkık
great-bellied s. koca göbekli
great-bellied s. hamile
great-bellied s. sıkış tıkış
great s. en büyük
great s. cömert
great s. en iyi
great s. harika!
great s. ne ala!
great s. yüce
at great length zf. uzun uzadıya
in great puffs zf. pofur pofur
at great cost zf. çok giderle
a great deal zf. bir hayli
with great appetite zf. aç kurt gibi
with great difficulty zf. düşe kalka
with great difficulty zf. dara dar
with great effort zf. ıkına sıkına
in great quantities and continuously zf. sapır sapır
with great desire zf. aç kurt gibi
at great length zf. ayrıntılarıyla
with great difficulty zf. zoru zoruna
great extent zf. büyük çapta
a great deal zf. çok
with great difficulty zf. güç bela
to a great extent zf. büyük ölçüde
with great difficulty zf. zorbela
in great detail zf. enine boyuna
at great length zf. detaylarıyla
from a great distance zf. uzaktan uzağa
with great difficulty zf. güçbela
to a great extent zf. büyük çapta
in a great hurry zf. yel yeperek
a great deal zf. pek çok
with great difficulty zf. zor bela
a great extent zf. büyük çapta
with great extent of scope zf. ayrıntılı bir şekilde
at great length zf. ayrıntılı olarak
a great deal zf. hayli
with great eagerness zf. büyük bir hevesle
with great passion zf. büyük tutkuyla
in great detail zf. son derece detaylı biçimde
in the great scheme of things zf. büyük resimde
in the great scheme of things zf. büyük resme bakarsak
in the great scheme of things zf. daha genel anlamda bakacak olursak
in the great scheme of things zf. daha geneli düşünürsek
with great interest zf. büyük ilgiyle
with great accuracy zf. büyük bir doğrulukla
at a great pace zf. büyük bir hızla
to a great extent zf. büyük ölçüde/çapta
in great measure zf. büyük ölçüde/çapta
with great eagerness zf. koşa koşa
in a great hurry zf. aceleyle
in a great hurry zf. acele bir şekilde
great guns zf. durmak bilmeyen gayretle
great guns zf. aralıksız enerji ile
great guns zf. müthiş şekilde
great guns zf. başarıyla
in great confusion zf. karmaşa ve acele içinde
god is great ünl. allah kerim
great job ünl. aferin
great ünl. harika!
great ünl. süper!
great ünl. ne ala!
great- ök. iki üst soy anlamı veren ön ek
great- ök. iki alt soy anlamı veren ön ek
a great amount of expr. epey
great expr. yüce (lider)

"great!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 12 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(abd'nin great lakes bölgesinde) mendirek pierhead i.
Speaking
they look great on you üstünde harika göründüler expr.
Botanic
great plains bölgesinde bulunan bir bitki horsetail milkweed (acacia galioides) i.
kuzey amerika'nın great plains bölgesine özgü yerde yetişen bir kaktüs cinsi pediocactus i.
kuzey amerika'nın great plains bölgesine özgü yerde yetişen bir kaktüs cinsi genus pediocactus i.
Social Sciences
great plains'in güneyinde yaşayan yerli bir amerikan halkı paducah i.
great plains'in güneyinde yaşayan yerli bir amerikan halkı paduca i.
Geography
great rann of kutch rann of kutch i.
kanada'daki great bear gölünün batısı ve kuzeybatısında yaşayan atabask halkı hare i.
great basin ulusal parkı great basin national park i.
Meteorology
great basın yükseği great basin high i.
Mythology
kansas, great bend şehrinin yakınında yer aldığı düşünülen efsanevi şehir quivira i.