hairy - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hairy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hairy" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
hairy s. tüylü
hairy s. kıllı
General
hairy s. kıllı
hairy s. saçlı
hairy s. riskli
hairy s. kıl
hairy s. zor
hairy s. kıl gibi
Colloquial
hairy s. riskli
hairy s. tehlikeli
hairy s. endişeye yol açan
hairy s. korkutucu
Slang
hairy s. çok zor
hairy s. tehlikeli

"hairy" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hairy chest i. kıllı göğüs
hairy body i. tüylü vücut
hairy body i. kıllı vücut
big hairy audacious goals (bhags) i. büyük riski cesur hedefler
become hairy f. kıllanmak
Idioms
give the hairy eyeball f. göz süzmek
things get hairy f. işler zor bir hal almak
give (one) the hairy eyeball f. (birine) kötü/ters bir bakış atmak
give (one) the hairy eyeball f. (birine) ters ters/kötü kötü bakmak
give somebody the hairy eyeball [us] f. birine kötü/ters bir bakış atmak
give somebody the hairy eyeball [us] f. birine ters ters/kötü kötü bakmak
give somebody the hairy eyeball [us] f. birine aşağılayarak bakmak
give someone the hairy eyeball [us] f. birine kötü/ters bir bakış atmak
give someone the hairy eyeball [us] f. birine ters ters/kötü kötü bakmak
Medical
hairy cell leukemia i. saçaklı hücreli lösemi
hairy cell leukemia i. tüylü hücreli lösemi
hairy tongue i. tüylü dil
Pathology
hairy leukoplakia i. tüylü lökoplaki
black hairy tongue i. kıllı dil hastalığı
Marine Biology
hairy-bait i. arenicola cinsine ait çeşitli büyük deniz solucanlarına verilen ad
Zoology
hairy–nosed wombat (lasiorhinus latrifrons) i. güney kıllı burunlu vombatı
southern hairy-nosed wombat i. güney kıllı burunlu vombatı
hairy frog (astylosternus robustus) i. kıllı kurbağa
hairy-legged vampire bat (diphylla ecaudata) i. kıllı bacaklı vampir yarasa
Botanic
hairy lip fern (cheilanthes lanosa) i. kuzey amerika'ya özgü herdem yeşil küçük bir eğrelti otu
hairy finger grass i. çatal otu
hairy crabgrass i. çatal otu
hairy root i. saçak kök
hairy vetch i. tüylü fiğ
hairy tare i. tüylü fiğ
hairy willowherb i. yakı otu
hairy alum root i. kuzey amerika'nın doğusunda yetişen tüylü yeşilimsi çiçekleri olan bir ot
great hairy willowherb (epilobium hirsutum) i. hasan hüseyin çiçeği
great hairy willowherb (epilobium hirsutum) i. morumsu kırmızı çiçekleri olan bir yakı otu
hairy spurge (euphorbia hirsuta) i. kıllı sütleğen
hairy grama i. tüylü bir ot
hairy darling pea i. avustralya'nın güneyinde yetişen tüylü gövdeli, kırmızı-pembe çiçekli ve uzun ömürlü bir bitki
hairy golden aster i. kanada ve batı amerika'nın kuru yerlerinde yetişen, sarı çiçekli ve tüylü bir çok yıllık bitki
hairy honeysuckle (lonicera hirsuta) i. tüylü hanımeli
hairy root i. bitkilerde aşırı lifli kök gelişimine sebep olan bir hastalık
hairy wood mint i. blephilia cinsine ait, tüylü yaprakları ve morumsu veya mavimsi çiçekleri olan bir amerikan otu
hairy pagoda-plant i. blephilia cinsine ait, tüylü yaprakları ve morumsu veya mavimsi çiçekleri olan bir amerikan otu
hairy wood mint i. bir kuzey amerika otu çeşidi
hairy puccoon i. abd ve kanada'da görülen çiçekli bir bitki
hairy honeysuckle i. sarı-turuncu çiçekleri ve tüylü yaprakları olan sarılıcı yaprak döken bir bitki
hairy ceanothus i. kuzey amerika'ya özgü yaprak dökmeyen bir çalı
Ornithology
hairy woodpecker (picoides villosus) i. kuzey ve orta amerika'da yaşayan siyah-beyaz renkli bir ağaçkakan
Slang
hairy eyeball i. ters ters/kötü kötü bakma/bakış
hairy situation f. stresli durum
hairy situation f. sinir bozucu durum
hairy situation f. zor durum
hairy situation f. meşakkatli durum
hairy situation f. gergin durum
get a little hairy f. (biraz) zor bir hal almak
get a little hairy f. (biraz) sinir bozucu/gergin bir hal almak
get a bit hairy f. (biraz) zor bir hal almak
get a bit hairy f. (biraz) sinir bozucu/gergin bir hal almak
hairy-assed s. korkudan altına sıçarak/yaparak
hairy-assed s. maço
hairy-assed s. korkunç eğlenceli
hairy-assed s. hödük
hairy-assed s. öküz
hairy-assed s. mal
hairy at the heel [uk] s. kaba saba
hairy at the heel [uk] s. bayağı
hairy at the heel [uk] s. dağlı
hairy at the heel [uk] s. görgüsüz
hairy at the heel [uk] s. yontulmamış
hairy at the heel [uk] s. kaba
hairy at the heel [uk] s. sade
hairy at the heel [uk] s. bozulmamış
hairy at the heel [uk] s. sıradan
hairy at the heel [uk] s. basit
hairy at the heel [uk] s. cahil
hairy at the heel [uk] s. dağdan inmiş
hairy at the heel [uk] s. dünyadan bir haber
hairy-ass s. acayip
hairy-ass s. süper
hairy-ass s. eğlenceli
hairy-ass s. korkunç eğlenceli
hairy-ass s. korkudan altına sıçtıran
hairy-ass s. maço
hairy-ass s. kaba
hairy-ass s. sert karakterli
hairy-ass s. yontulmamış
things are getting hairy expr. işler sarpa sarıyor
things are getting hairy expr. ortalık karışıyor
things are getting hairy expr. ortalık kızışıyor
things are getting hairy expr. işler zor bir hal alıyor
things are getting hairy expr. durum sinir bozucu bir hal alıyor
British Slang
hairy axe wound i. am
hairy clam i. am
hairy axe wound i. kuku
hairy clam i. kuku
hairy eye i. ters ters/kötü kötü bakma/bakış
hairy axe wound i. vajina
hairy clam i. vajina
give someone the hairy eye f. birine aşağılayarak bakmak
give someone the hairy eye f. birine şüpheyle bakmak
hairy-arsed s. hödük
hairy-arsed s. kaba
hairy-arsed s. mal
hairy-arsed s. yol yordam bilmeyen
hairy muff! expr. öyle olsun!
hairy muff! expr. uygun!