Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
slice
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"slice"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 47 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
slice
i.
dilim
2
Yaygın Kullanım
slice
f.
dilimlemek
General
3
Genel
slice
i.
spatula
4
Genel
slice
i.
hisse
5
Genel
slice
i.
pay
6
Genel
slice
i.
servis spatulası
7
Genel
slice
i.
dilim
8
Genel
slice
i.
kesi yarası
9
Genel
slice
f.
bölmek
10
Genel
slice
f.
dilim dilim etmek
11
Genel
slice
f.
biçmek
12
Genel
slice
f.
dilmek
13
Genel
slice
f.
kesme vuruşu yapmak
14
Genel
slice
f.
kesmek
15
Genel
slice
f.
dilimlemek
16
Genel
slice
f.
yol açmak
17
Genel
slice
f.
geçit açmak
18
Genel
slice
f.
ayırmak
19
Genel
slice
f.
açmak
20
Genel
slice
f.
spatula ile karıştırmak
21
Genel
slice
f.
spatula ile yaymak
22
Genel
slice
f.
spatula ile temizlemek
23
Genel
slice
f.
açıklık yaratmak
Technical
24
Teknik
slice
i.
dilim
25
Teknik
slice
i.
parça
26
Teknik
slice
f.
doğramak
27
Teknik
slice
f.
dilimlemek
Medical
28
Medikal
slice
i.
röntgen kesiti
29
Medikal
slice
i.
mrg kesiti
Food Engineering
30
Gıda
slice
i.
pancar cipsi
31
Gıda
slice
i.
ince pancar dilimi
Gastronomy
32
Mutfak
slice
i.
içi dolgulu milföylü atıştırmalık
Military
33
Askeri
slice
i.
personel ve malzeme ihtiyacını karşılama amaçlı lojistik planı
Sport
34
Spor
slice
i.
topun izlediği yol
35
Spor
slice
i.
vurulduğu yönde giden top
36
Spor
slice
f.
topa falsolu vurmak
37
Spor
slice
f.
(oyuncu) topa vurmak
38
Spor
slice
f.
(top) eğimli yönde ilerlemek
39
Spor
slice
f.
(kürek ucunu) çaprazlamas suya daldırmak
Tennis
40
Tenis
slice
i.
slice vuruş
41
Tenis
slice
i.
kesme vuruş
42
Tenis
slice
i.
kesik vuruş
Printery
43
Matbaa
slice
i.
hamur kasası cetvel ağzı
44
Matbaa
slice
i.
yayın öncesi taslakta çıkarılabilir alt bölüm
45
Matbaa
slice
i.
mürekkep sıyırma bıçağı
Archaic
46
Eski Kullanım
slice
i.
(kürek olarak kullanılan) düz uçlu demir çubuk
Ornithology
47
Kuşbilim
slice
i.
(şahin veya doğan) açı çizerek düşüş
"slice"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 162 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
cake slice
i.
kek dilimi
2
Genel
slice of cake
i.
çok kolay
3
Genel
slice of cake
i.
kolay iş
4
Genel
slice of cake
i.
basit iş
5
Genel
slice of cake
i.
çocuk oyuncağı
6
Genel
slice of life
i.
yaşamdan bir kesit
7
Genel
slice of life
i.
hayattan bir kesit
8
Genel
a thin slice of melted cheese
i.
ince bir dilim eritilmiş peynir
9
Genel
a slice of pie
i.
bir dilim turta
10
Genel
a slice of cold meat
i.
bir dilim soğuk et
11
Genel
two-slice toaster
i.
iki dilimli ekmek kızartma makinesi
12
Genel
four-slice toaster
i.
dört dilimli ekmek kızartma makinesi
13
Genel
two-slice toaster
i.
ikili ekmek kızartma makinesi
14
Genel
four-slice toaster
i.
dörtlü ekmek kızartma makinesi
15
Genel
a slice of bread
i.
bir dilim ekmek
16
Genel
cake slice
i.
pasta dilimi
17
Genel
fish slice [uk]
i.
spatula
18
Genel
slice into
f.
dilimlere ayırmak
19
Genel
get a slice of the cake
f.
pastadan pay almak
20
Genel
grab a slice of history
f.
önemli bir başarıya imza atmak
21
Genel
slice it up
f.
dilimlemek
22
Genel
slice it up
f.
dilim dilim etmek
23
Genel
slice up
f.
dilim dilim etmek
24
Genel
slice up
f.
dilimlemek
25
Genel
slice a watermelon
f.
karpuz dilimlemek
26
Genel
slice someone's throat
f.
birinin boğazını kesmek/doğramak
27
Genel
top-slice
f.
(ücreti) kısmak/kesmek
28
Genel
slice the bread
f.
ekmek dilimlemek
29
Genel
slice the cucumber
f.
salatalığı dilimlemek
30
Genel
slice the cucumber
f.
salatalık dilimlemek
31
Genel
slice and dice
f.
dilimlemek ve doğramak
32
Genel
slice of
s.
dilim
33
Genel
a slice of
s.
bir dilim
34
Genel
slice-of-life
s.
gerçek hayattan kesitlere ait veya ilişkin
35
Genel
slice-of-life
s.
gerçek hayattan alınmış kesitler ile öne çıkan
Phrasals
36
Öbek Fiiller
slice off
f.
dilimleyerek kesmek
37
Öbek Fiiller
slice through something
f.
dilimlemek
38
Öbek Fiiller
slice something off
f.
dilimleyerek kesmek
39
Öbek Fiiller
slice into (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) kesmek
40
Öbek Fiiller
slice into (something)
f.
(bir şeyi) dilimlemek
41
Öbek Fiiller
slice into (something)
f.
(bir şeyi) dilimlere ayırmak
42
Öbek Fiiller
slice into (someone)
f.
(birini) ameliyat etmek
43
Öbek Fiiller
slice into (someone)
f.
(birinin) içine işlemek
44
Öbek Fiiller
slice into (someone)
f.
(birini) delip geçmek
45
Öbek Fiiller
slice in
f.
-e bölmek
46
Öbek Fiiller
slice in
f.
dilimlemek
47
Öbek Fiiller
slice through
f.
-i kesmek
48
Öbek Fiiller
slice through
f.
-i dilimlemek
49
Öbek Fiiller
slice through
f.
-i yarmak
50
Öbek Fiiller
slice through
f.
-i bıçak gibi kesmek/yarmak
Colloquial
51
Konuşma Dili
slice of the cake
i.
kardan pay
52
Konuşma Dili
slice of the cake
i.
pastadan pay
53
Konuşma Dili
no matter how thin you slice it, it's still baloney
expr.
ne kadar süslersen süsle hala aynı zırvalık
54
Konuşma Dili
no matter how thin you slice it, it's still baloney
expr.
ne kadar boyarsan boya hala aynı saçmalık
55
Konuşma Dili
whichever way you slice it
expr.
nasıl bakarsan bak
56
Konuşma Dili
whichever way you slice it
expr.
nereden bakarsan bak
57
Konuşma Dili
whichever way you slice it
expr.
hangi bakış açısıyla bakarsan bak
58
Konuşma Dili
whichever way you slice it
expr.
neresinden baksan
59
Konuşma Dili
whichever way you slice it
expr.
her şekilde
60
Konuşma Dili
whichever way you slice it
expr.
her açıdan
Idioms
61
Deyim
a slice of the pie
i.
pastadan pay
62
Deyim
a slice of life
i.
hayattan bir kesit
63
Deyim
a slice of the cake
i.
pastadan pay
64
Deyim
slice of the pie
i.
pastadan pay
65
Deyim
slice of the action
i.
pay
66
Deyim
a slice of the pie
i.
pastadan pay
67
Deyim
slice of the cake
i.
pastadan pay
68
Deyim
a slice of life
i.
yaşamdan bir kesit
69
Deyim
slice of the action
i.
(eylemde/faaliyette) pay
70
Deyim
a slice of the action [uk]
i.
eylemde/faaliyette bir pay
71
Deyim
a slice of the action [uk]
i.
eylemin/faaliyetin bir parçası olma
72
Deyim
a slice of the action [uk]
i.
eyleme/faaliyete dahil olma
73
Deyim
a slice of the action [uk]
i.
karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
74
Deyim
a slice of the action [uk]
i.
karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
75
Deyim
a slice of the pie
i.
pastadan pay
76
Deyim
a piece/slice of the action
i.
eylemde/faaliyette bir pay
77
Deyim
a piece/slice of the action
i.
eylemin/faaliyetin bir parçası olma
78
Deyim
a piece/slice of the action
i.
eyleme/faaliyete dahil olma
79
Deyim
a piece/slice of the action
i.
bir şeyin karından pay
80
Deyim
a piece/slice of the action
i.
karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
81
Deyim
a piece/slice of the action
i.
karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
82
Deyim
a slice of the cake [us]
i.
pastadan pay
83
Deyim
a slice of the cake [us]
i.
kardan pay
84
Deyim
slice the pie
f.
bölüşmek
85
Deyim
slice the pie
f.
kırışmak
86
Deyim
slice the pie
f.
karı bölüşmek
87
Deyim
slice the pie
f.
karı paylaşmak
88
Deyim
slice the pie
f.
pastadan pay almak
89
Deyim
slice and dice
f.
ayrıntılı olarak incelemek
90
Deyim
any way you slice it
expr.
ne dersen de
91
Deyim
no matter how you slice it
expr.
ne dersen de
92
Deyim
any way you slice it
expr.
neresinden bakarsan bak
93
Deyim
any way you slice it
expr.
ne söylersen söyle
94
Deyim
no matter how you slice it
expr.
neresinden bakarsan bak
95
Deyim
any way you slice it
expr.
ne yaparsan yap
96
Deyim
no matter how you slice it
expr.
ne yaparsan yap
97
Deyim
no matter how you slice it
expr.
ne söylersen söyle
98
Deyim
no matter how you slice it
expr.
her şekilde
99
Deyim
no matter how you slice it
expr.
nasıl olursa
100
Deyim
however you slice it
expr.
nereden/neresinden bakarsan bak
101
Deyim
however you slice it
expr.
her yönden/açıdan
102
Deyim
however you slice it
expr.
hangi yönden/açıdan bakarsan bak
103
Deyim
however you slice it
expr.
her bakımdan
104
Deyim
whatever way you slice it
expr.
neresinden bakarsan bak
105
Deyim
whatever way you slice it
expr.
ne dersen de
106
Deyim
whatever way you slice it
expr.
ne söylersen söyle
107
Deyim
whatever way you slice it
expr.
ne yaparsan yap
Speaking
108
Konuşma
it's been a slice!
expr.
çok güzeldi!
109
Konuşma
slice the bread in half
expr.
ekmeği ikiye böl
110
Konuşma
it's been a slice!
expr.
harikaydı!
Trade/Economic
111
Ticaret/Ekonomi
slice gate price
i.
set fiyatı
112
Ticaret/Ekonomi
slice-gate price
i.
set fiyatı
Technical
113
Teknik
slice bar
i.
ateş kontrol çubuğu
114
Teknik
slice method
i.
dilim metodu
115
Teknik
slice method
i.
dilim yöntemi
116
Teknik
slice bar
i.
maşa
117
Teknik
slice bar
i.
süngü
118
Teknik
time slice
i.
zaman dilimi
119
Teknik
multi-slice
s.
çok kesitli
Computer
120
Bilgisayar
offset pie slice
i.
ayrılmış dilim
121
Bilgisayar
explode slice
i.
dilimi dağıt
122
Bilgisayar
slice label
i.
dilim içi etiket
123
Bilgisayar
angle of first slice
i.
ilk dilimin açısı
124
Bilgisayar
slice of cake
i.
pasta dilimi
125
Bilgisayar
time slice
i.
zaman dilimi
126
Bilgisayar
slice and dice
f.
bir veri setini küçük parçalara ayırıp analiz etmek
127
Bilgisayar
bit slice
s.
(merkezi işlemci birimleri) bölümlere ayrılabilir
128
Bilgisayar
bit–slice
s.
(bilgisayar işlemcisi) bir görevin belirli bir bölümünü aynı anda gerçekleştiren mikro işlemcilerden oluşan
129
Bilgisayar
vary colors by slice
expr.
dilimlerde renk değiştir
130
Bilgisayar
select slice
expr.
dilim seç
131
Bilgisayar
for doughnut slice labels
expr.
halka dilimi etiketleri için
132
Bilgisayar
for pie slice labels
expr.
pasta dilimi etiketleri için
Informatics
133
Bilişim
time-slice multitasking
i.
çok işli işletim
134
Bilişim
slice imaging
i.
kesit imgelemesi
135
Bilişim
time slice
i.
zaman dilimi
136
Bilişim
time-slice multitasking
i.
zaman dilimli
Telecom
137
Telekom
time slice
i.
zaman dilimi
Medical
138
Medikal
thin-slice imaging
i.
ince kesit görüntüleme
Printing
139
Baskı Teknikleri
galley slice [obsolete]
i.
geniş bir galeye açılan kaymalı sahte taban
Gastronomy
140
Mutfak
fish slice
i.
balık servis bıçağı
141
Mutfak
a slice of bread
i.
bir dilim ekmek
142
Mutfak
slice of bread
i.
ekmek dilimi
143
Mutfak
ham slice
i.
jambon dilimi
144
Mutfak
lemon slice
i.
limon dilimi
145
Mutfak
custard slice
i.
milföy
146
Mutfak
cream slice
i.
milföy
147
Mutfak
vanilla slice
i.
milföy
148
Mutfak
egg slice
i.
yumurta spatulası
149
Mutfak
slice [australia/new zealand]
i.
dilimlenmiş tepsi tatlısı
Agriculture
150
Tarım
furrow slice
i.
sürüm dilimi
Literature
151
Edebiyat
slice of life story
i.
hayattan bir kesit hikaye
Geology
152
Jeoloji
tectonic slice
i.
tektonik dilim
153
Jeoloji
newly discovered tectonic slice
i.
yeni saptanan tektonik dilim
Military
154
Askeri
division slice
i.
tümen dilimi
Printery
155
Matbaa
slice lip
i.
cetvel ağzı dudağı
156
Matbaa
head box slice lip
i.
hamur kasası cetvel dudağı
157
Matbaa
serrated slice
i.
testere dişli cetvel ağzı
158
Matbaa
serrated slice
i.
tırtıllı cetvel ağzı
159
Matbaa
top slice
i.
üst dudak
160
Matbaa
top slice
i.
üst cetvel ağzı
161
Matbaa
serrated slice
i.
yivli cetvel ağzı
Star Wars
162
Star Wars
the slice
i.
dilim
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of slice
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy