weak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

weak

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"weak" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 68 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
weak s. halsiz
weak s. cılız
weak s. güçsüz
weak s. zayıf
weak s. kuvvetsiz
General
weak s. takatsiz
weak s. dayanıksız
weak s. sulu
weak s. cansız
weak s. iktidarsız
weak s. hafif
weak s. argın
weak s. hükümsüz
weak s. kuvvetsiz
weak s. mukavemetsiz
weak s. akılsız
weak s. silik
weak s. yavan (çorba vb)
weak s. çelimsiz
weak s. kof
weak s. eksik
weak s. açık (çay)
weak s. şaşkın
weak s. hastalıklı
weak s. yetersiz
weak s. iradesiz
weak s. metanetsiz
weak s. çıtkırıldım
weak s. etkileyici ve inandırıcı olmayan
weak s. aciz
weak s. mecalsiz
weak s. takatsız
weak s. sağlam olmayan
weak s. kusur
weak s. sebatsız
weak s. zayıf
weak s. güçsüz
weak s. nanemolla
weak s. süzük
weak s. çaresiz
weak s. zebun
weak s. zihnen dayanıksız
weak s. muhakemeden yoksun
Trade/Economic
weak s. fiyatı düşen
weak s. fiyatı düşüş eğiliminde
Technical
weak i. eskrim kılıcının en ince ve esnek kısmı
weak s. zayıf
Automotive
weak s. yakıt oranı düşük (yakıt-hava karışımı)
Gastronomy
weak s. düşük glutenli (buğday, un)
weak s. düşük kalite gluten içeren (buğday, un)
Math
weak s. dar bir mantıksal sonuç aralığına sahip olan
weak s. kıl payı uygulanabilir
Physics
weak s. nükleer bozunma ile ilişkili dört temel kuvvetten biri
Literature
weak s. vurgusuz veya aksansız (telaffuz)
weak s. vurgusuz veya aksansız (şiir ölçüsü)
Linguistics
weak i. vurgu almayan ek
weak s. cermen dillerinde isimlerin veya sıfatların bir son ekle çekimlenmesi ile ilgili
weak s. (cermen dillerinde) eklenmiş fiillere ait
Sport
weak s. kuvvetsiz
Photography
weak s. koyuluğu veya kontrastı düşük olan
weak s. ince
Archaic
weak f. zayıflatmak
weak f. güçsüzleştirmek
Slang
weak s. kötü
weak s. fena
weak s. yavan
weak s. sıkıcı
weak s. modası geçmiş

"weak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 268 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a weak person i. çiroz
weak point i. zayıf nokta
weak interaction force i. zayıf etkileşim gücü
the weak sides of labour i. emeğin zayıf yönleri
weak child i. cırboğa
weak nerves i. zayıf sinirler
weak spot i. zayıf nokta
weak point i. zaaf
weak point i. insanın zayıf tarafı
weak currency i. zayıf para
weak market i. zayıf piyasa
weak level i. zayıf seviye
weak power supply i. zayıf güç kaynağı
weak coffee i. açık kahve
weak child i. zayıf çocuk
weak conditions i. zayıf şartlar
weak glue i. zayıf tutkal
weak glue i. zayıf yapıştırıcı
weak constitution i. zayıf bünye/vücut
the weak i. zayıf insanlar
the weak i. güçsüz insanlar
weak sister i. grubun beceriksiz veya güvenilmez üyesi
weak side i. zaaf
weak side i. zayıf taraf
weak side i. zayıf yön
weak sister i. bütüne zarar veren parça
become weak f. güçten düşmek
become thin and weak f. kurumak (kişi)
get weak f. güçsüzleştirmek
make weak f. kuvvetsizleştirmek
become weak f. güçsüzleşmek
get weak f. güçten düşmek
get thin and weak f. sıskalaşmak
become thin and weak f. kurumak
get weak f. zayıf düşmek
become weak f. zayıflaşmak
leave someone weak f. halsiz bırakmak
make someone weak f. halsiz etmek
be weak f. halsiz olmak
feel weak f. kendini halsiz hissetmek
feel weak f. halsiz hissetmek
become weak f. eli ayağı çözülmek
leave someone weak at the knees f. birini çaresiz bırakmak
leave someone weak at the knees f. birini heyecanlandırıp dizlerinin bağını çözmek
leave someone weak at the knees f. birini savunmasız bırakmak
leave someone weak at the knees f. birini güçsüz bırakmak
get weak f. güçsüzleşmek
remain weak f. zayıf kalmak
be weak f. zayıf kalmak
appear physically weak f. fiziksel olarak zayıf/güçsüz görünmek
have a weak heart f. kalbi zayıf olmak
know someone’s weak points f. birinin zaaflarını bilmek
know someone´s weak spots f. birinin zaaflarını bilmek
as weak as s. kadar zayıf
weak in the head s. kafadan kontak
weak as a kitten s. çok narin
weak-minded s. aklı zayıf
weak-kneed s. iradesiz
weak-kneed s. zayıf karakterli
weak-willed s. iradesiz
weak-spirited s. cesaretsiz
weak-kneed s. dizleri zayıf
weak-spirited s. korkak
weak-kneed s. yüreksiz
weak-minded s. iradesiz
weak-kneed s. tabansız
weak minded s. iradesiz
weak-headed s. çabuk sarhoş olan
weak-headed s. çabuk kafayı bulan
weak-headed s. çabuk başı dönen
weak-headed s. gerizekalı
weak-headed s. beyinsiz
weak-headed s. iradesiz
weak-headed s. kıt kafalı
weak-hearted s. cesaretsiz
weak-hearted s. cesareti kırık
weak-hearted s. pısırık
weak-minded s. akılsız
weak-minded s. aptal
weak-minded s. sersem
weak-minded s. zeka seviyesi düşük olan
weak-minded s. zeka seviyesi düşük olan
weak-willed s. kolayca etkilenen
weak-willed s. kolayca aklı çelinen
weak-willed s. kararsız
weak-willed s. tereddütlü
wk (weak) kısalt. zayıf
wk (weak) kısalt. güçsüz
Phrases
the spirit is willing, but the body is weak expr. yapmak istiyorum ama hep sözde kalıyor
the spirit is willing, but one's body is weak expr. yapmak istiyorum ama hep sözde kalıyor
in a weak moment expr. zayıf bir anında
in one's weak moment expr. zayıf bir anında
Proverb
the spirit is willing but the flesh is weak istek var ama derman yok
the spirit is willing, but the body is weak istek var ama derman yok
the spirit is willing, but one's body is weak istek var ama derman yok
Colloquial
a weak point i. duyarlı nokta
a weak point i. zayıflık
a weak point i. zaaf
a weak point i. zayıf nokta
weak sister [us] i. en zayıf halka
weak in willpower s. iradesi zayıf
weak in willpower s. iradesiz
weak-kneed s. kolayca boyun eğen
too weak to survive expr. hayatta kalamayacak kadar zayıf
Idioms
weak sister i. korkak
weak sister i. ürkek
weak part i. yumuşak karın
weak spot i. yumuşak karın
a weak link in the chain i. zincirdeki zayıf halka
weak link in the chain i. zincirin zayıf halkası
a weak link in the chain i. zincirin zayıf halkası
weak link in the chain i. zincirdeki zayıf halka
a weak link i. zayıf halka
a weak link in the chain i. zayıf halka
a weak moment i. zayıf bir an
a weak moment i. boşluğuna denk gelen bir an
a weak moment i. düşünmeden/hızlıca karar verilen bir an
the weak link i. zayıf halka
bring it weak f. yapabileceğinin en iyisini ortaya koyamamak
bring it weak f. (bir işi) yapabilecekken başarısız olmak
bring it weak f. (bir işi) yapabilecekken yarım yamalak yapmak
bring it weak f. (bir işi) yapabilecekken üstünkörü yapmak
bring it weak f. (bir işi) yapabilecekken başından savmak
bring it weak f. (bir işi) yapabilecekken savsaklamak
not bring it weak f. tüm güçle yapmak
not bring it weak f. bütün gücünü ortaya koymak
not bring it weak f. elinden gelenin en iyisini yapmak
not bring it weak f. zayıf kalmamak
not bring it weak f. en iyi şekilde çaba göstermek/yapmak
have a weak spot for somebody f. birisine zaafı olmak
have a weak spot for somebody f. birisine karşı zaafı olmak
have a weak spot for somebody f. birine zaafı olmak
go weak at the knees f. dizlerinin bağı çözülmek
be weak at the knees f. dizlerinin bağı çözülmek
be weak at the knees f. pelteye dönmek
be weak at the knees f. dizleri tutmamak
go weak at the knees f. dizlerinin bağı çözülmek
go weak at the knees f. pelteye dönmek
go weak at the knees f. dizleri tutmamak
go weak in the knees f. dizlerinin bağı çözülmek
go weak in the knees f. pelteye dönmek
go weak in the knees f. dizleri tutmamak
go weak in the knees f. eli ayağı boşalmak
have a weak spot for (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı zaafı olmak
have a weak spot for (someone or something) f. (birine/bir şeye) zaafı olmak
weak-minded s. aklı kıt
weak in the knees s. dizlerinin bağı çözülmüş
weak in the knees s. sarsılmış
(as) weak as a kitten s. kedi yavrusu gibi kırılgan/narin
weak as a baby s. bebek kadar narin
weak as a baby s. çok zayıf ve güçsüz
weak as a kitten s. bebek kadar narin
weak as a kitten s. çok zayıf ve güçsüz
weak at the knees s. sarsılmış
weak at the knees s. eli ayağı boşalmış
weak at the knees s. (heyecandan, korkudan) dizlerinin bağı çözülmüş
weak at the knees s. (heyecandan, korkudan) bayılacak gibi
weak at the knees s. (heyecandan, korkudan) dizleri tutmayan
as weak as a baby expr. bebek kadar narin
as weak as a kitten expr. bebek kadar narin
as weak as a kitten expr. çok zayıf ve güçsüz
as weak as a baby expr. çok zayıf ve güçsüz
the spirit is willing, but the/(one's) flesh is weak expr. istek var ama derman yok
the spirit is willing, but the/(one's) flesh is weak expr. istek var ama derman yok
Speaking
he has a weak spot expr. bir zayıf noktası var
I am weak expr. ben zayıfım
we all got a weak spot expr. hepimizin bir zayıf noktası vardır
I already know his weak point expr. zayıf noktasını çoktan öğrendim
Trade/Economic
weak-form efficient market i. menkul kıymetlerin fiyatlarının tesadüfi seyir izlediği pazarlar
weak market i. satınalma eğiliminden kuvvetli olduğu piyasa
weak liquidity i. zayıf likidite
weak form efficiency i. zayıf biçimde etkinlik
weak demand i. zayıf talep
weak currency i. zayıf para
weak currency i. zayıf para birimi
weak economy i. zayıf ekonomi
Politics
weak government i. zayıf hükümet
weak mayor plan i. zayıf belediye planı
weak coalition i. zayıf koalisyon
Institutes
aid foundation for weak and homeless people i. güçsüzler ve kimsesizlere yardım vakfı
Technical
weak coupling i. gevşek kuplaj
weak jump i. güçsüz sıçrama
weak current i. güçsüz akım
weak acid i. yeğni asit
weak base i. yeğni baz
a weak correlation i. zayıf bir korelasyon
weak sewage i. zayıf pissu
weak current i. zayıf akım
weak spring i. zayıf yay
weak electrolyte i. zayıf elektrolit
weak spring card i. zayıf yay kartı
weak soil i. zayıf zemin
weak nuclear interactions i. zayıf çekirdeksel etkileşimler
weak field i. zayıf alan
weak acid i. zayıf asit
weak-link degradation i. zayıf bağ çözülmesi
weak coupling i. zayıf kuplaj
weak jump i. zayıf sıçrama
weak-beam darkfield microscopy i. zayıf ışınlı karanlık alan mikroskopisi
weak signal i. zayıf sinyal
weak base i. zayıf baz
weak part i. saldırıya açık yer
weak part i. savunmasız yer
weak part i. korunmasız yer
Informatics
weak coupling i. zayıf bağlaşım
Electric
weak coupling i. gevşek kuplaj
weak coupling i. zayıf kuplaj
weak current i. zayıf akım
Construction
weak bond i. zayıf bağ
weak storey i. zayıf kat
Automotive
weak battery i. boşalmış akü
weak mixture i. zayıf hava-yakıt karışımı
weak spring diagram i. zayıf yay diyagramı
Medical
weak-mindedness i. akıl hastalığı
weak response to the treatment i. medikal tedaviye zayıf yanıt
weak impulse control i. yetersiz dürtü kontrolü
weak sore i. soluk, sarkık ve cansız granülasyonlarla kaplı yara
Psychology
weak equivalence i. zayıf eşdeğerlik
Gastronomy
weak tea i. açık çay
drink weak tea f. açık çay içmek
drink weak tea f. çayı açık içmek
Math
weak topology i. arık ilinge
weak convergence i. arık yakınsaklık
weak convergence theorem of fixed points i. sabit noktalar zayıf konverjans teoremi
weak topology i. zayıf topoloji
weak convergence i. zayıf yakınsaklık
weak dispersive elastic medium i. zayıf dispersif elastik ortam
Statistics
weak convergence i. olasılıklı yaklaşım
weak convergence i. zayıf yakınsaklık
Physics
weak interaction i. yeğni etkileşim
weak interaction i. zayıf etkileşim
weak force i. zayıf kuvvet
weak interaction i. zayıf etkileşim örneği
weak nuclear force i. zayıf çekirdek kuvveti
weak nuclear force i. radyoaktif çekirdeklerin beta bozunumuna neden olan zayıf kuvvet
weak nuclear force i. zayıf etkileşim
Chemistry
weak acid dissociable cyanide i. wad siyanür
weak interactions i. zayıf etkileşimler
weak bond i. zayıf bağ
weak acid dissociable cyanide i. zayıf asitte çözünür siyanür
Marine Biology
weak stock i. zayıf stok
Astronomy
weak gravitational lensing i. zayıf kütleçekimsel merceklenme
weak emission line quasar i. zayıf emisyon çizgili kuasar
weak emission line quasar i. zayıf emisyon hattı kuasarı
weak emission line quasar i. zayıf emisyon çizgili kuasar
weak emission line quasar i. zayıf emisyon hattı kuasarı
Botanic
weak saxifrage i. kuzey yarımkürenin kutup bölgelerinde ve dağ zirvelerinde bulunan beyaz çiçekli bir bitki
weak-stemmed s. zayıf gövdeli
Linguistics
weak verb i. düzenli eylem
weak form i. vurgusuz biçim
weak adequacy i. zayıf yeterlik
weak stress i. zayıf vurgu
weak conjugation i. düzenli fiil çekimi
weak declension i. düzenli isimlerin çekimi
weak declension i. sıfatların çekimi
weak ending i. vurgusuz bitiş
weak ending i. aksansız bitiş
Environment
weak stratum i. zayıf tabaka
Geography
weak pressure gradient i. alçak basınç eğimi
weak pressure gradient i. zayıf basınç eğimi
Meteorology
bounded weak echo region i. sınırlanmış zayıf sinyal bölgesi
Sport
weak side i. sahanın daha az oyuncu bulunan tarafı
Basketball
weak side i. topun olmadığı bölümü
Football
weak side i. futbol takımının uç oyuncusunun karşı tarafında olan hücum çizgisi tarafı
weak side i. daha az sayıda oyuncuya sahip taraf
Volleyball
weak side i. zayıf yan
Printery
weak black liquor i. zayıf siyah likör
Slang
weak sauce i. çıtkırıldım zayıf tip