değişiklik - Türkisch Englisch Wörterbuch

değişiklik

Bedeutungen von dem Begriff "değişiklik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 51 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
değişiklik alteration n.
We believe that even taking into account the oral alteration we have a rather clearer amendment.
Sözlü değişiklik dikkate alındığında bile daha net bir değişikliğe sahip olduğumuza inanıyoruz.

More Sentences
değişiklik change n.
A change of scenery can boost your mood.
Manzara değişikliği ruh halinizi iyileştirebilir.

More Sentences
General
değişiklik shift n.
We are quite happy to help clear obstacles to reach the modal shift.
Modal değişikliğe ulaşılması önündeki engellerin kaldırılmasına yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.

More Sentences
değişiklik amendment n.
The Commission can also approve Amendment No 26 with certain editorial changes.
Komisyon ayrıca 26 No.lu Değişikliği bazı editoryal değişikliklerle onaylayabilir.

More Sentences
değişiklik modification n.
If it functions well, if we are satisfied that the Commission has acted correctly, why the modification?
Eğer iyi işliyorsa, Komisyonun doğru hareket ettiğinden eminsek, neden değişiklik yapalım?

More Sentences
değişiklik revision n.
Here we are, ten years later, and no revision to the existing legislation on noise has been made.
İşte on yıl sonra buradayız ve gürültüye ilişkin mevcut mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmadı.

More Sentences
değişiklik variation n.
New figures from August 2001 show no notable variation in unmetered access prices.
Ağustos 2001 tarihli yeni rakamlar, ölçülmemiş erişim fiyatlarında kayda değer bir değişiklik olmadığını göstermektedir.

More Sentences
Idioms
değişiklik change of pace n.
After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.
İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.

More Sentences
Law
değişiklik alteration n.
There are other similar alterations, and these also need to be addressed.
Benzer başka değişiklikler de var ve bunların da ele alınması gerekiyor.

More Sentences
değişiklik amendment n.
That compromise goes further than the outcome sought, for example, by Amendment No 26.
Bu uzlaşma, örneğin 26 No.lu Değişiklik ile hedeflenen sonucun ötesine geçmektedir.

More Sentences
Politics
değişiklik amendment n.
We have tabled an amendment which is designed to point a way forward here, and I ask for your support.
Bu konuda ileriye dönük bir yol göstermeyi amaçlayan bir değişiklik önergesi sunduk ve sizlerden destek istiyorum.

More Sentences
Technical
değişiklik amendment n.
Amendment No 19 introduces a two-part system of management action.
19 No'lu Değişiklik iki parçalı bir yönetim eylemi sistemi getirmektedir.

More Sentences
değişiklik modifications n.
Those are the two modifications I would propose to the English version.
İngilizce versiyonda yapılmasını önerdiğim iki değişiklik bunlardır.

More Sentences
değişiklik variation n.
Variations in the European landscape and countryside are examples of this.
Avrupa peyzajındaki ve kırsalındaki değişiklikler bunun örnekleridir.

More Sentences
Telecom
değişiklik modification n.
The Convention will discuss measures which will lead to a modification of the Treaties in 2004.
Kongre, 2004 yılında Antlaşmalarda değişiklik yapılmasına yol açacak tedbirleri görüşecektir.

More Sentences
Textile
değişiklik modification n.
With regard to the fourth case, that of milk, there are no proposals for modification.
Dördüncü durum olan süt ile ilgili olarak ise herhangi bir değişiklik önerisi bulunmamaktadır.

More Sentences
Common Usage
değişiklik variance n.
General
değişiklik departure n.
değişiklik quaintness n.
değişiklik change over n.
değişiklik diversification n.
değişiklik recast n.
değişiklik twist n.
değişiklik switch n.
değişiklik ups and downs n.
değişiklik differentness n.
değişiklik chopping n.
değişiklik pump up n.
değişiklik kink n.
değişiklik novelty n.
değişiklik turn n.
değişiklik variegation n.
değişiklik flux n.
değişiklik vicissitude n.
değişiklik variety n.
değişiklik change-over n.
değişiklik innovation n.
değişiklik evolution n.
değişiklik uneasiness [obsolete] n.
değişiklik unsimilarity n.
değişiklik ridiculousness n.
değişiklik chop n.
değişiklik fleet n.
değişiklik modif. (modification) abrev.
Colloquial
değişiklik changes n.
Idioms
değişiklik a change of pace n.
değişiklik change of scene n.
değişiklik change of scene (or scenery) n.
Trade/Economic
değişiklik mutation n.
Abbreviation
değişiklik alt. n.
değişiklik altn n.

Bedeutungen, die der Begriff "değişiklik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
küçük değişiklik modification n.
I am prepared, as rapporteur, to accept that slight modification which has been made necessary.
Raportör olarak gerekli görülen bu küçük değişikliği kabul etmeye hazırım.

More Sentences
küçük değişiklik small change n.
We did, though, seek a few small changes.
Yine de birkaç küçük değişiklik istedik.

More Sentences
önemli değişiklik substantial alteration n.
At most, there might be a need for editorial adjustments to the transversal articles, but not substantial alterations.
En fazla, çapraz makalelerde editoryal düzeltmelere ihtiyaç duyulabilir, ancak önemli değişiklikler yapılmayabilir.

More Sentences
temel değişiklik fundamental change n.
The second group of proposed amendments contains proposals for fundamental changes to the existing proposal.
Önerilen değişikliklerin ikinci grubu ise mevcut tasarıya ilişkin temel değişiklik önerilerini içermektedir.

More Sentences
köklü değişiklik fundamental change n.
Fundamental changes will also be considered for the technical assistance offices.
Teknik yardım ofisleri için de köklü değişiklikler düşünülecektir.

More Sentences
olumlu değişiklik positive change n.
We acknowledge that positive changes have been made and also support a number of the individual wordings.
Olumlu değişiklikler yapıldığını kabul ediyor ve ayrıca bazı bireysel ifadeleri destekliyoruz.

More Sentences
değişiklik talebi request for amendment n.
I have no requests for amendments to Monday or Tuesday's agendas.
Pazartesi ya da Salı günkü gündemlerde herhangi bir değişiklik talebim yok.

More Sentences
değişiklik yapmak modify v.
I would ask you to reflect on and modify this proposal.
Sizden bu öneri üzerinde düşünmenizi ve değişiklik yapmanızı rica ediyorum.

More Sentences
değişiklik yapmak make change v.
We should not step in and make changes every year.
Her yıl devreye girip değişiklikler yapmamalıyız.

More Sentences
değişiklik yapmak (yanlışı düzeltmek vb) make amends v.
I was trying to make amends.
Değişiklik yapmaya çalışıyordum.

More Sentences
değişiklik yapmak make amendment v.
We have made amendments to six items as a matter of priority.
Öncelikli olarak altı maddede değişiklik yaptık.

More Sentences
değişiklik yapmak amend v.
Indeed, it is debatable whether this could be carried through at all without amending the Treaty.
Aslında Antlaşma'da değişiklik yapılmadan bunun gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği tartışmalıdır.

More Sentences
üzerinde değişiklik yapmak make change v.
This would also require the ability on our part to make changes to the Union.
Bu aynı zamanda bizim de Birlik üzerinde değişiklik yapabilmemizi gerektirecektir.

More Sentences
değişiklik göstermek differ v.
Laws differ from state to state in the United States.
Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.

More Sentences
değişiklik yapmak make a difference v.
I think we made a difference.
Sanırım bir değişiklik yaptık.

More Sentences
(belirli değerler arasında) değişiklik göstermek range v.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
Yaşları 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.

More Sentences
değişiklik olsun diye for a change adv.
My mom advised me to take a walk for a change.
Annem değişiklik olsun diye yürüyüş yapmamı tavsiye etti.

More Sentences
Trade/Economic
radikal değişiklik radical changes n.
Radical changes in these areas are absolutely crucial.
Bu alanlardaki radikal değişiklikler kesinlikle çok önemlidir.

More Sentences
Politics
değişiklik yapmak amend v.
We cannot amend this Regulation at the present time.
Bu Yönetmelikte şu anda değişiklik yapamıyoruz.

More Sentences
General
değişiklik yapma innovation n.
değişiklik yapma emending n.
eğitimde değişiklik educational change n.
ufak değişiklik minor change n.
büyük ve ani değişiklik upheaval n.
ani değişiklik reversal n.
büyük değişiklik upheaval n.
piyeste ani değişiklik coup de theatre n.
bir metin üzerinde değişiklik yapan emendator n.
onaylanmış değişiklik approved change n.
nitel değişiklik qualitative change n.
ani değişiklik revulsion n.
köklü değişiklik revolution n.
söz konusu değişiklik respective alteration n.
zımni değişiklik implicit amendment n.
dolaylı değişiklik implicit amendment n.
yasal değişiklik legal amendment n.
yasal değişiklik legal modification n.
ani değişiklik peripeteia n.
ani bir değişiklik peripeteia n.
can alıcı ani değişiklik peripeteia n.
değişiklik yönetimi change management n.
ani değişiklik anticlimax n.
değişiklik emri change order n.
büyük değişiklik changeover n.
kanunda değişiklik amendment of a law n.
değişiklik teklifi modification proposal n.
değişiklik talebi amendment request n.
esaslı değişiklik substantial alteration n.
onaysız değişiklik tampering n.
ani ve büyük değişiklik upheavel n.
büyük değişiklik fundamental change n.
önemli değişiklik noticeable change n.
dikkate değer değişiklik noticeable change n.
gözle görülür değişiklik noticeable change n.
değişiklik onayı confirmation of the change n.
değişiklik teyidi confirmation of the change n.
istenilen değişiklik the required amendment n.
istenilen değişiklik the required change n.
anlamlı değişiklik significant change n.
nesilde bir olan değişiklik once-in-a generation change n.
anayasal değişiklik constitutional amendment n.
anayasal değişiklik constitutional modification n.
olumsuz değişiklik negative change n.
geriye dönük değişiklik retcon n.
geriye dönük değişiklik retroactive continuity n.
değişiklik talebi request for change n.
ufak değişiklik minor revision n.
küçük değişiklik minor revision n.
köklü değişiklik breakthrough change n.
değişiklik talebi demand for change n.
değişiklik ihtiyacı need to change n.
hoş değişiklik relief n.
hafif değişiklik tint n.
ani değişiklik abrupt change n.
beklenmedik değişiklik vagary n.
beklenmedik değişiklik vagrancy n.
değişiklik arayan kimse varier n.
ani değişiklik leap n.
konumda veya taktikte yapılan değişiklik manoeuver n.
ustaca değişiklik hack n.
küçük değişiklik blip n.
ani değişiklik break n.
belirgin değişiklik break n.
trendlerde meydana gelen ani ve geçici değişiklik bubble n.
çevre koşullarına adapte olmayan bir yapısal değişiklik morphosis n.
(fikir, yöntem) köklü değişiklik revolution n.
kapsamlı değişiklik revolution n.
üzerinde değişiklik yapılmış metin rewrite n.
hoş bir değişiklik sağlayan şey oasis n.
ayırt edilebilmeleri amacıyla birbirinin aynısı olan iki hanedan armasından birinde yapılan değişiklik diminution n.
nötron yıldızlarının dönüş süresinde meydana gelen ani bir değişiklik glitch n.
firmanın işlerinde meydana gelen ani değişiklik inflection point n.
köklü değişiklik noktası inflection point n.
iki kişinin normalde aynı olan eşyalarını ayırt etmek için armaya yapılan ilave ya da değişiklik difference n.
bakış açısında değişiklik policy change n.
bakış açısında değişiklik volte-face n.
popülasyon yapısında değişiklik population shift n.
zorlu değişiklik play n.
posta ücretlerinde değişiklik talebinde bulunan bağımsız federal bir kuruluş postal rate commission n.
son değişiklik finishing touch n.
küçük değişiklik finishing touch n.
hileli değişiklik supposition n.
el altından yapılan değişiklik supposition n.
değişiklik istemek (sıkıntıdan/bıkkınlıktan) sick to death v.
değişiklik yapmak shake up v.
değişiklik yapmak remodel v.
çıkarlarına göre değişiklik yapmak rig v.
değişiklik yapmak work over v.
köklü değişiklik yapmak revolutionize v.
değişiklik yapmak recast v.
değişiklik yapmak change v.
değişiklik yapmak emend v.
değişiklik yapmak alter v.
değişiklik geçirmek alter v.
değişiklik göstermek show a change v.
değişiklik yaşamak experience a change v.
değişiklik geçirmek become different v.
değişiklik geçirmek transform v.
değişiklik geçirmek undergo a change v.
değişiklik göstermek show an alteration v.
değişiklik yaratmak create an alteration v.
değişiklik yaratmak create a change v.
değişiklik yaşamak have a change v.
değişiklik geçirmek evolve v.
yaşam için gereken koşulları yerine getirmek için bir gezegenin yüzeyinde ve atmosferinde değişiklik yapmak terraform v.
değişiklik yapmak make modification v.
değişiklik yapmak make alteration v.
köklü değişiklik yapmak revolutionise v.
değişiklik yapmak innovate v.
üzerinde değişiklik yapmak amend v.
üzerinde değişiklik yapmak make a change v.
üzerinde değişiklik yapmak do modifications on something v.
üzerinde değişiklik yapmak modify v.
değişiklik getirmek bring about a change v.
değişiklik yapmak bring about a change v.
türden türe değişiklik göstermek vary from species to species v.
cinsiyete göre değişiklik göstermek vary by sex v.
yerel geleneklere ve kullanımlara uygun olarak değişiklik yapmak nativize v.
yerel geleneklere ve kullanımlara uygun olarak değişiklik yapmak nativise v.
-de değişiklik yapmak make change to v.
yeniden değişiklik yapmak re-alter v.
tekrar değişiklik yapmak rejuggle v.
değişiklik yapmak new-model v.
değişiklik yapmak emendate v.
hatalı değişiklik yapmak misalter v.
radikal değişiklik yapmak overturn v.
değişiklik yapmak influence v.
değişiklik döngüsünden geçmek cycle v.
(armada) değişiklik yapmak difference v.
değişiklik yapılmış (metin) emended adj.
değişiklik yapılabilir (metin) emendable adj.
değişiklik gösteren variant adj.
değişiklik yapmaya eğilimli alterant adj.
değişiklik geçirmemiş unevolved adj.
değişiklik yapılmamış untouched adj.
sosyal statüdeki değişiklik için fırsat sunan mobile adj.
ani değişiklik yaşayan revulsed adj.
hiçbir değişiklik olmadan all day and every day adv.
değişiklik yapmak suretiyle by way of derogation adv.
hiçbir değişiklik olmadan/yapmadan with no change adv.
değişiklik olmaksızın holus-bolus adv.
-e yapılan değişiklik modification to prep.
aracılığıyla değişiklik yapmak anlamı veren son ek -ise suf.
Phrasals
değişiklik yapmak touch up v.
duygusal değişiklik yaşamak fall in v.
duygusal değişiklik yaşamak fall into v.
değişiklik yapmak change up v.
bir şeyi gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak hop something up v.
(bir şeye) göre değişiklik/farklılık göstermek vary with (something) v.
Phrases
inançlarda yapılan köklü değişiklik a road to damascus experience n.
hiçbir değişiklik yapmadan as is expr.
herhangi bir değişiklik yapma don't make any changes expr.
herhangi bir değişiklik yapmayınız don't make any changes expr.
Proverb
değişiklik yaşamın tuzu biberidir variety is the spice of life
değişiklik yapmak yeni bir soluk getirir a change is as good as a rest
Colloquial
maç başı kadroda değişiklik yaparak yeni şeyler deneyen teknik direktör tinkerman [brit] n.
büyük bir değişiklik big jump n.
ufak değişiklik tweak n.
büyük değişiklik a big change n.
küçük bir değişiklik a small change n.
ufak bir değişiklik a small change n.
değişiklik yapma olanağı/imkanı room for maneuver n.
değişiklik yapmak için alan room for maneuver n.
değişiklik yapacak alan room for maneuver n.
değişiklik yapacak yer/zaman room for maneuver n.
değişiklik yapma olanağı/imkanı room to maneuver n.
değişiklik yapmak için alan room to maneuver n.
değişiklik yapacak alan room to maneuver n.
değişiklik yapacak yer/zaman room to maneuver n.
üzerinde değişiklik yapmak doctor up v.
eğer bir değişiklik yaratmıyorsa if it's all the same expr.
fark edilebilir/dikkate değer bir değişiklik yok not much in it [uk] expr.
azıcık bir değişiklik jot or tittle expr.
bir değişiklik yok it's business as usual expr.
Idioms
(ideolojide) köklü değişiklik a change in (one's) stripes n.
politik görüşlerinde köklü bir değişiklik yapma a change in (one's) stripes n.
rutinde/gidişatta değişiklik a change of pace n.
sürekli değişiklik getirme chop and change n.
yıkıcı değişiklik end of the world n.
çarpıcı değişiklik end of the world n.
yüzeysel değişiklik lipstick on a pig n.
dış görünüşte yapılan değişiklik lipstick on a pig n.
yüzeysel değişiklik nail polish on a hangnail n.
en küçük değişiklik jot or tittle n.
en ufak değişiklik jot or tittle n.
zerre kadar bir değişiklik jot or tittle n.
yaşam rutininde değişiklik a change of scene n.
bir sanat eseri yaratırken gerçek durumlar üzerinde değişiklik yapma özgürlüğü artistic/poetic licence n.
yaşam rutininde değişiklik change of pace n.
değişiklik yapacak alan freedom of maneuver n.
değişiklik yapma olanağı/imkanı freedom of maneuver n.
değişiklik yapacak yer/zaman freedom of maneuver n.
değişiklik yapacak alan freedom of for manoeuvre n.
değişiklik yapma olanağı/imkanı freedom of for manoeuvre n.
değişiklik yapacak yer/zaman freedom of for manoeuvre n.
değişiklik yapacak alan room for manoeuvre n.
değişiklik yapma olanağı/imkanı room for manoeuvre n.
değişiklik yapacak yer/zaman room for manoeuvre n.
değişiklik olmak come as a revelation (to somebody) v.
değişiklik olmak be a revelation (to somebody) v.
düşüncesinde/tutumunda tam tersi yönde değişiklik yapmak box the compass v.
değişiklik olmak be a revelation (to somebody) v.
değişiklik olmak be a revelation (to somebody) v.
değişiklik olmak come as a revelation (to somebody) v.
politik görüşlerinde köklü bir değişiklik yapmak change one's stripes v.
değişiklik yapmak put a new face on v.
çok fazla değişiklik olmamak be nothing much to write home about v.
değişiklik yapmak ring the changes v.
çok fazla değişiklik olmamak not much to write home about v.
(hayatında vb) değişiklik yapmak go through the changes v.
(büyük ve genelde olumlu) bir değişiklik olmasını sağlamak move a needle v.
(bir şeyde) kendine göre değişiklik yapmak take liberties with (something) v.
yüzeysel değişiklik yapmak put lipstick on a pig v.
dış görünüşte değişiklik yapmak put lipstick on a pig v.
fark edilebilir bir etki/değişiklik yaratmak make all the difference (in the world) v.
hayatında büyük bir değişiklik yapmak turn 180 degrees v.
durumunda çok büyük bir değişiklik yapmak turn 180 degrees v.
politik görüşlerinde köklü bir değişiklik yapmak change (one's) spots v.
(birine) değişiklik olmak come as/be a revelation (to somebody) v.
bir şeyin ayrıntılarında değişiklik yapmak fine-tune something v.
(birinde/bir şeyde) değişiklik yaratmak make a difference in (someone or something) v.
(bir şeyde) keskin bir değişiklik yapmak take a chainsaw to (something) v.
cinsiyet üzerinde değişiklik yaratan gender-bending adj.
bir değişiklik olmazsa/bir aksilik çıkmazsa all else being equal expr.
ufukta bir değişiklik görünmüyor no end in sight to something expr.
fark edilebilir/dikkate değer bir değişiklik yok very little in it [uk] expr.
değişiklik yapılmadan come stà expr.
Formal
yeniden değişiklik yapma reamendment n.
yeniden değişiklik yapmak reamend v.
Speaking
hayatında bir değişiklik var mı? anything new down your way? expr.
planlarda bir değişiklik oldu there's been a change of plan expr.
planda ufak bir değişiklik oldu there's been a little change of plans expr.
Trade/Economic
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi allowance account n.
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi valuation account n.
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi allowance n.
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi valuation reserve n.
değişiklik süreci modification process n.
değişiklik emri variation order n.
değişiklik yapma modification n.
değişiklik yönetim sistemi change management system n.
değişiklik (kanun vb) amendment n.
değişiklik emri change order n.
değişiklik talimatı change order n.
değişiklik anlaşması modification agreement n.
değişiklik talimatı variation order n.
ekonomik bir neden ile meydana gelen değişiklik endogenous change n.
geleneksel eylem tarzına getirilen köklü değişiklik paradigm shift n.
fiziksel değişiklik physical variance n.
görevde değişiklik rotation in office n.
işletmenin finansman ve organizasyon yapısında değişiklik yapma reconstruction n.
mevsime bağlı değişiklik seasonal variation n.
memur kadrosunda değişiklik changes in the staff n.
memur kadrosundaki değişiklik changes in the staff n.
ödeneklerinde değişiklik yapılabilen bütçe variable budget n.
önemli olumsuz değişiklik material adverse change n.
satınalma emri değişiklik istek mesajı purchase order change request message n.
sabit bir varlığı sağladığı hizmette değişiklik olmayacak biçimde geliştirme alteration n.
sistem üzerinde olumsuz etki yapan değişiklik dysfunctional action n.
şeker kanunu değişiklik tasarısı draft bringing some changes on sugar law n.
üretim girdilerinin etkisini artıran teknolojik değişiklik/gelişme disembodied technological change n.
üretim girdilerinin etkisini artıran teknolojik değişiklik/gelişme disembodied technological progress n.
yasal değişiklik legal modification n.
senedin içeriğini silip tamamen yeni hükümler ekleyen değişiklik highjack n.
senedin içeriğini silip tamamen yeni hükümler ekleyen değişiklik hijack n.
fiyatta değişiklik movement n.
tasarının içeriğini silip tamamen yeni hükümler ekleyen bir değişiklik yapmak hijack v.
tasarının içeriğini silip tamamen yeni hükümler ekleyen bir değişiklik yapmak highjack v.
fiyatı değişiklik göstermeyen (hisse senedi/tahvil vb) firm adj.
Law
değişiklik önergesi motion for amendment n.
dava dilekçesinde yapılan değişiklik mutation of libel n.
eserde değişiklik yapılmasını menetme prohibition of modification of work n.
gelir vergisi kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı a bill related to making amendments on income tax act n.
söz konusu değişiklik respective alteration n.
bir arsadaki taşınmazda yapılan, kasıtlı veya kasıtsız olarak taşınmaza zarar veren yapısal değişiklik voluntary waste n.
davanın koşullarına bağlı olarak bazı genel hüküm veya usullerde değişiklik yapılabileceği veya bunlardan feragat edilebileceği fikrini öneren yetki modus n.
kiracının kiralananda yenilik ve değişiklik yapmasına ilişkin kontrat improving lease [scotland] n.
abd anayasası birinci değişiklik maddesi first amendment n.
(abd anayasasında) kongrenin çeşitli özgürlüklere karışmasını engelleyen bir değişiklik maddesi first amendment n.
değişiklik yapmak (yasa tasarısı vb) amend v.
üzerinde değişiklik yapılamaz unforgeable adj.
değişiklik yapmadan in specie adv.
Politics
anayasa değişiklik paketi constitutional amendment package n.
bir hükümde değişiklik amendment of a provision n.
kanun tasarısında değişiklik amendment to a bill n.
şeklen yapılan değişiklik proforma amendment n.
şeklen yapılan değişiklik pro forma amendment n.
yapısal değişiklik structural change n.
yeni lidere değişiklik yapması için fırsat tanınan kısa süre honeymoon period n.
amerikan anayasasında değişiklik veya ekleme yapma süreci amendment process n.
abd anayasası üzerinde yapılan 1868 tarihli değişiklik fourteenth amendment n.
değişiklik önerisinde bulunmak move an amendment v.
Industry
radikal değişiklik disruption n.
köklü değişiklik disruption n.
köklü değişiklik yapmak disrupt v.
radikal değişiklik ile ilgili disruptive adj.
köklü değişiklik getiren husus ile ilgili disruptive adj.
köklü değişiklik gerçekleştiren yönetici ile ilgili disruptive adj.
radikal değişiklik yapan firma ile ilgili disruptive adj.
Insurance
poliçedeki değişiklik veya ilaveler endorsement n.
Media
okuyucularca üzerinde değişiklik yapılabilen çevrimiçi gazete veya dergi wikitorial n.
Technical
torna makinesinin bir parçasının açıklık boyutunda yapılan değişiklik relief n.
boyutsal değişiklik dimensional change n.
değişiklik kütüğü detail file n.
değişiklik simgesi revision symbol n.
değişiklik çubuğu revision bar n.
değişiklik gerektirmeyen plain vanilla n.
değişiklik kartı detail card n.
değişiklik resmi revision drawing n.
fark değişiklik increments n.
görünüşteki tek tip değişiklik yoğunluğu intensity of uniform changes in appearance n.
hacimsel değişiklik volumetric change n.
ısıtmayla boyutlarda meydana gelen kalıcı değişiklik permanent change in dimensions on heating n.
ısıtma sonucu boyutlarda oluşan kalıcı değişiklik permanent change in dimensions on heating n.
iklimsel değişiklik climatic change n.
izin verilebilir değişiklik permissible variation n.
kapsamdaki değişiklik change in scope n.
nispi nem değişikliğine bağlı olarak boyutlarda meydana gelen değişiklik dimensional changes associated with changes in relative humidity n.
ortak değişiklik covariance n.
onaysız değişiklik yapma tampering n.
şekillendirilmiş ürünlerin ısıtma ile boyutlarında meydana gelen kalıcı değişiklik permanent change in dimension of shaped products on heating n.
teknik değişiklik engineering change n.
çevre etkisiyle meydana gelmiş aktarılmayan somatik değişiklik ecad n.
kaplama yüzeyinde değişiklik yapmak için pigment veya başka bir malzemenin difüzyonu bleeding n.
uyartıda algılanabilecek en küçük değişiklik differential limen n.
uyartıda algılanabilecek en küçük değişiklik differential threshold n.
karşıt uçlar arasında ileri geri değişiklik yapma oscillation n.
değişiklik yapmak innovate v.
yapıdaki bir değişiklik nedeniyle bir faz geçişini tanımlayan morphotropic adj.
karmaşık bir sistemde mevcut altyapıda değişiklik yapmaksızın bazı parçaların yerini alabilen drop-in adj.
Computer
bekleyen değişiklik pending change n.
değişiklik düzeyi modification level n.
değişiklik tarihi modification date n.
değişiklik sayısı revision number n.
değişiklik bilgileri modify info n.
değişiklik no change id n.
değişiklik saati modification time n.
değişiklik sonrası kopya after image n.
değişiklik çubuğu change bar n.
değişiklik kartı detail card n.
değişiklik hareketi işlembilgisi change transaction n.
değişiklik kütüğü detail file n.
değişiklik sezimi change detection n.
değişiklik biti modify bit n.
en büyük değişiklik maximum change n.
içeriğinde herhangi bir değişiklik yapmadan bir programın iç yapısını yeniden düzenleyerek iyileştirme refactoring n.
onaysız değişiklik tampering n.
önceki değişiklik previous change n.
son değişiklik last change n.
sonraki değişiklik next change n.
son değişiklik tarihi last modified date n.
son değişiklik saati last modification time n.
son değişiklik tarihi last modification date n.
son değişiklik last modified n.
teknik değişiklik yayını engineering release n.
teknik değişiklik engineering change n.
unix emax platforumunda girilen dosyalarda değişiklik yapmaya olanak tanıyan durum top level n.
değişiklik günlüğü changelog n.
işlemcinin üreticinin amaçladığından daha hızlı çalışması için bilgisayar üzerinde değişiklik yapma overclocking n.
kalıcı değişiklik yapma commit n.
(genellikle üzerinde değişiklik yapılmış dosyayı) son halinin üzerine kaydetmek rewrite v.
değişiklik gerektirmeyen plain head adj.
değişiklik gerektirmeyen plain vanilla adj.
yazılım uygulamasında değişiklik öncesi gelişen premigration adj.
değişiklik metnini otomatik düzelt autocorrect replace text expr.
değişiklik iptal edildi change canceled expr.
değişiklik imleri ekle add revision marks expr.
değişiklik yapma değişiklik yetkisi: make changes expr.
değişiklik yok no change expr.
Informatics
değişiklik simgesi revision symbol n.
değişiklik sonrası kopya after-image n.
değişiklik çubuğu revision bar n.
değişiklik düzeyi modification level n.
değişiklik öncesi kopya before-image n.
izlenen değişiklik tracked change n.
teknik değişiklik engineering change n.
Telecom
bir hükümde değişiklik amendment of a provision n.
değişiklik döngüsü modification loop n.
değişiklik düzeyi modification level n.
nihai kararda değişiklik modification of final judgement n.
Electric
voltajda ani değişiklik transient n.
akımda ani değişiklik transient n.
ses reprodüksiyonunun perdesinde kayıt veya çoğaltma cihazının hızındaki değişikliklerden kaynaklanan yavaş değişiklik wow n.
Radio
anlatımı diyalogdan ayırt etmek için konuşmacının ses kalitesinde yapılan bir değişiklik down n.
Textile
ipliklerinin uzunluğu değişiklik gösteren taranmış yün iplikten yapılan kumaş woolen n.
dikiş çizgisinde değişiklik break n.
Construction
değişiklik talimatı change order n.
değişiklik önerisi request for change proposal n.
Automotive
algılamadaki değişiklik change in perception n.
iç aksamdaki değişiklik interior modification n.
onaysız değişiklik tampering n.
Transportation
değişiklik veya yeniden sevkiyat olmaksızın başlangıç noktasından varış noktasına giden through adj.
Aeronautic
uçak değişiklik merkezi modification centre n.
Marine
geminin düz ve sabit rotasında yapılan herhangi bir değişiklik manoeuvre n.
Mining
fiziksel yapıda değişiklik yaşama durumu paramorphism n.
fiziksel yapıda yaşanan değişiklik ile ilgili paramorphous adj.
fiziksel yapıda değişiklik gösteren paramorphous adj.
Medical
asidofil değişiklik acidophilic change n.
başlıca değişiklik major variation n.
cinsel istekte değişiklik changes in sexual interest n.
küçük değişiklik minor variation n.
organizmanın fenotipinde çevre şartlarına bağlı olarak yapılan kalıtsal olmayan değişiklik phenocopy n.
stres veya anksiyete nedeniyle derinin elektriksel özelliklerinde meydana gelen değişiklik electrodermal response n.
(hastalıkta, semptomlarda veya tedavide görülen) tıbbi değişiklik metabola n.
(hastalıkta, semptomlarda veya tedavide görülen) tıbbi değişiklik metabole n.
insanların genetik yapılarındaki değişiklik ile ilaç faaliyetleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalı pharmacogenomics n.
Psychology
değişiklik korkusu misoneism n.
değişiklik yapma korkusu tropophobia n.
değişiklik korkusu cainophobia n.
değişiklik korkusu cainotophobia n.
uykuda değişiklik change in sleep n.
kişilik veya görünüşte köklü değişiklik metanoia n.
Physiology
elektrik akımı geçerken kasın veya sinirin uyarılabilirliği ve iletkenliğinde oluşan değişiklik electrotonus n.
fizyolojik faktörler nedeniyle histolojik yapıda meydana gelen geri döndürülebilir değişiklik modulation n.
Optics
ışınların polarizasyon düzleminde meydana gelen değişiklik depolarization of light n.
Math
bir sayıyla çarpılıp sayıda değişiklik meydana getirmeyen küme elemanı unity n.
yeri değişiklik gösterebilen ondalık virgülü floating point n.
Logic
parametrelerde veya mantıkta değişiklik yaparak bir şeyin işlevselliğini değiştirmek rewire v.
Physics
sıçrama şeklindeki ani değişiklik pulse n.
elektronunun, çekirdeğin veya molekülün enerji seviyesindeki ani değişiklik transition n.
gerilme düzeyinin ısıyla birlikte değişiklik göstermesi thermotensile n.
aktarım alanında değişiklik disturbance n.
ortalama bir değerin üstünde veya altında değişiklik göstermek oscillate v.
Chemistry
kimyasal değişiklik chemical mutation n.
kimyasal değişiklik chemical change n.
kimyasal değişiklik olmaksızın başka bir maddeden ayrılmış madde educt n.
ışıyan enerjiye maruz kalan maddenin renginde tersinir değişiklik phototropism n.
ışığa maruz kalma sonucu madde renginde değişiklik phototropy n.
kimyasal değişiklik veya buharlaşma sonucu toz ya da kristalle kaplanmak effloresce v.
stereokimyasal yapıda gelişen düzenli değişiklik yaşayan syndyotactic adj.
Biology
hücrelerin şeklinde olan değişiklik histologic accommodation n.
bazı hayvanların renginde görülen mevsimsel değişiklik colour phase n.
gençlere özgü özelliklerin yetişkin bireylerde görülmesini de içine alan filogenetik değişiklik paedomorphosis n.
gençlere özgü özelliklerin yetişkin bireylerde görülmesini de içine alan filogenetik değişiklik pedomorphosis n.
değişiklik göstermek sport v.
dna dizisinde değişiklik olmaksızın meydana gelen irsi değişikliklere ilişkin epigenetic adj.
Biochemistry
yavrudaki gen ifadesini etkileyen gende meydana gelen kimyasal değişiklik emprint [obsolete] n.
Marine Biology
ortografik değişiklik orthographic variant n.
Astronomy
bir pulsar yıldızının kütle dağılımı veya şeklinde gelişen ani değişiklik starquake n.
Zoology
embriyon sonrası süreçte hayvanın formu veya yapısında değişiklik metabola n.
embriyon sonrası süreçte hayvanın formu veya yapısında değişiklik metabole n.
Botanic
hidrostatik basınçtaki değişiklik nedeniyle bir bitki parçasının konumunun geri dönüşü mümkün şekilde değişimi turgor movement n.
Forestry
orman yönetimi türündeki değişiklik conversion n.
Social Sciences
cinsiyet uyum sürecinin bir parçası olarak trans kişilerin genital değişiklik amacıyla geçirdiği cerrahi operasyon gender confirmation surgery n.
cinsiyet uyum sürecinin bir parçası olarak trans kişilerin genital değişiklik amacıyla geçirdiği cerrahi operasyon gender affirming surgery n.
Linguistics
anlamı kuvvetlendirmek için gramer kurallarında yapılan kasti değişiklik enallage n.
dil öğesinin biçiminde başka bir öğenin yakınlığından kaynaklı değişiklik attraction n.
önceki kelimenin etkisiyle ilk ünsüzde meydana gelen fonetik değişiklik eclipsis [gaelic] n.
kelimelerin durum, cinsiyet, sayı, zaman, kişi, ruh hali, ses, karşılaştırma gibi ayrımları belirtmek için uğradığı biçimsel değişiklik modification n.
dilsel bir formun bir dilden başka bir dile geçtiğinde uğradığı değişiklik modification n.
bir sesli harfin bir sonraki harfle kısmı olarak birleşmesinin neden olduğu değişiklik modification n.
bir kelimenin yapısında meydana gelen kademeli değişiklik hobson-jobson n.
(dil, kelime veya ifadede) ispanyolcaya göre değişiklik yapmak hispanicize v.
(dil, kelime veya ifadede) ispanyolcaya göre değişiklik yapmak hispanicise v.
(dil, kelime veya ifadede) ispanyolcaya göre değişiklik yapmak hispaniolize v.
(dil, kelime veya ifadede) ispanyolcaya göre değişiklik yapmak hispaniolise v.
Religious
isa'nın bedeninin komünyondaki kutsal ekmeğin kendisi olup ekmeğin tözünde değişiklik yaratmadığı öğretisine inanan kimse companator n.
Geography
yeryüzü şekillerinde meydana gelen değişiklik sculpture n.
Geology
dış unsurların bir kayacın mineral bileşiminde oluşturduğu değişiklik epigenesis n.
kayaç gibi minerallerde yeni kayaç veya minerallerin oluşumu ile sonuçlanan kimyasal değişiklik metasomatosis n.
kayaçtaki paramorfik değişiklik metastasis n.
(fay, derin vadi) topografyadaki belirgin değişiklik break n.
ardışık stratigrafik tabakalarda bulunan bir dizi fosilde zamanla meydana gelen bir dizi küçük ve ilerleyici değişiklik mutation [dated] n.
Military
değişiklik sonrası kopya after-image n.
değişiklik kripto sistemi periodicity n.
değişiklik çalışmaları retrofit action n.
değişiklik raporu report of change n.
değişiklik öncesi kopya before-image n.
değişiklik kütüğü transaction file n.
değişiklik takımı retrofit change kit n.
değişiklik iş emri modification work order n.
ekipman düzenleme değişiklik bildirimi equipment design change notice n.
kullanılmayan parçaları düzenleme değişiklik bildirimi spare parts design change notice n.
malzeme değişiklik listesi equipment modification list n.
maaş değişiklik emri military pay order n.
mühendislik değişiklik teklifi engineering change proposal n.
program değişiklik teklifi programme change proposal n.
uygulama değişiklik teklifi engineering change proposal n.
düşmanın kanadının döndürülmesi veya ordunun yeni bir pozisyon alması için ilerlemede yapılan değişiklik flank movement n.
askeri yerleşimle ilgili gerçekleştirilen her türlü inşaat, değişiklik, geliştirme, dönüştürme veya genişletme milcon abrev.
Basketball
savunmada devamlı değişiklik yapmak stunt v.