görmek

Bedeutungen von dem Begriff "görmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 54 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	görmek	see v.
You can see that things in this field are developing at breakneck speed. Bu alanda işlerin baş döndürücü bir hızla geliştiğini görebilirsiniz. More Sentences
General
2	General	görmek	visit v.
The museum is worth a visit. Müze, görülmeye değer. More Sentences
3	General	görmek	observe v.
The boy was embarrassed, and confessed that he observed nothing. Çocuk utandı ve hiçbir şey görmediğini itiraf etti. More Sentences
4	General	görmek	sight v.
After a month at sea, the crew finally sighted land. Denizde geçen bir ayın ardından mürettebat nihayet karayı gördü. More Sentences
5	General	görmek	look v.
We look on Israel as a European nation to all intents and purposes. Biz İsrail'i her anlamda bir Avrupa ülkesi olarak görüyoruz. More Sentences
6	General	görmek	deem v.
On the basis of this report, the Council will take any further action it deems necessary. Konsey, bu rapor temelinde gerekli gördüğü her türlü ilave tedbiri alacaktır. More Sentences
7	General	görmek	see into v.
Are you saying you can see into the future? Geleceği görebileceğinizi mi söylüyorsunuz? More Sentences
8	General	görmek	overlook v.
The church is on the hill overlooking the city. Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir. More Sentences
9	General	görmek	behold v.
Lo and behold. Bir de ne görsünler. More Sentences
10	General	görmek	consider v.
I consider her my good friend. Onu iyi bir arkadaşım olarak görüyorum. More Sentences
11	General	görmek	regard v.
The Commission regards it as being obsolete. Komisyon bunu modası geçmiş bir uygulama olarak görmektedir. More Sentences
12	General	görmek	view v.
She was viewed as a strong opponent to the current president. Mevcut başkanın güçlü bir muhalifi olarak görülüyordu. More Sentences
13	General	görmek	witness v.
He came only as a witness to the light. Sadece ışığı gördüğü için geldi. More Sentences
14	General	görmek	regard as v.
There are certain specific things that I regard as necessary and deserving of support. Gerekli gördüğüm ve desteklenmeyi hak eden bazı özel hususlar var. More Sentences
15	General	görmek	perceive v.
The author of the report perceives helping employers as a need. Raporun yazarı, işverenlere yardımcı olmayı bir ihtiyaç olarak görmektedir. More Sentences
16	General	görmek	undergo v.
The international monetary system is undergoing transformation, as is clear from your report. Raporunuzda da açıkça görüldüğü üzere uluslararası para sistemi bir dönüşüm geçirmektedir. More Sentences
17	General	görmek	spot v.
I spotted a rare bird today. Bugün nadir rastlanan bir kuş gördüm. More Sentences
18	General	görmek	perform v.
Most of the work is performed by robots. İşin çoğu robotlar tarafından görülmektedir. More Sentences
19	General	görmek	experience v.
Clearly, this irritable behaviour is evidence of the political difficulties currently being experienced by his group. Açıkça görüldüğü üzere bu sinirli davranış, grubunun şu anda yaşadığı siyasi zorlukların bir kanıtıdır. More Sentences
20	General	görmek	catch sight of v.
I caught sight of her at Shibuya. Onu Shibuya'da gördüm. More Sentences
21	General	görmek	catch v.
I caught a glimpse of him. Ben onu bir an için gördüm. More Sentences
22	General	görmek	see v.
Have a look at the fish stocks in our waters and you will see that there is no time to be lost. Sularımızdaki balık rezervlerine bir göz attığınızda kaybedilecek zaman olmadığını göreceksiniz. More Sentences
23	General	görmek	treat v.
So I treat this as a beginning and not an end. Dolayısıyla bunu bir son değil bir başlangıç olarak görüyorum. More Sentences
Phrasals
24	Phrasals	görmek	take in v.
We therefore note that a step has been taken in the right direction. Dolayısıyla doğru yönde bir adım atıldığını görüyoruz. More Sentences
Idioms
25	Idioms	görmek	lay eyes on v.
I've loved you since the first time I laid eyes on you. Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum. More Sentences
Technical
26	Technical	görmek	see v.
We do not see them and, therefore, we are still concerned. Bunları göremiyoruz ve bu nedenle hala endişeliyiz. More Sentences
General
27	General	görmek	set eyes on v.
28	General	görmek	travel v.
29	General	görmek	tip v.
30	General	görmek	espy v.
31	General	görmek	perform duty v.
32	General	görmek	taste v.
33	General	görmek	get sight of v.
34	General	görmek	wake to v.
35	General	görmek	face v.
36	General	görmek	discern v.
37	General	görmek	remember v.
38	General	görmek	waken v.
39	General	görmek	have sight v.
40	General	görmek	pick out v.
41	General	görmek	set the eyes on v.
42	General	görmek	besee v.
43	General	görmek	make v.
44	General	görmek	pierce v.
45	General	görmek	seet [dialect] v.
Idioms
46	Idioms	görmek	set eyes on v.
47	Idioms	görmek	dap eyes on v.
48	Idioms	görmek	clap eyes on somebody/something v.
49	Idioms	görmek	lay eyes on somebody/something v.
50	Idioms	görmek	set eyes on somebody/something v.
Archaic
51	Archaic	görmek	ken v.
Slang
52	Slang	görmek	lamp v.
53	Slang	görmek	clock (brit) v.
54	Slang	görmek	peep v.

Bedeutungen, die der Begriff "görmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	rüya görmek	dream v.
I often dream in French. Ben sık sık Fransızca rüya görürüm. More Sentences
2	Common Usage	hoş görmek	tolerate v.
This is something that we must not tolerate. Bu hoş görmememiz gereken bir şey. More Sentences
3	Common Usage	hor görmek	despise v.
He was a hero to earth and despised everywhere else. Dünya için bir kahramandı ve başka her yerde hor görülüyordu. More Sentences
4	Common Usage	hor görmek	scorn v.
A woman scorned can be extremely dangerous. Hor görülen bir kadın son derece tehlikeli olabilir. More Sentences
5	Common Usage	mazur görmek	excuse v.
And, if you will excuse me saying so, it is a statement that has nothing to do with the reality in situ. Ve eğer söylememi mazur görürseniz, bu gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bir ifadedir. More Sentences
General
6	General	hor görmek	despise v.
Some of his students admired him, and others despised him. Bazı öğrencileri ona hayrandı, bazıları ise onu hor görüyordu. More Sentences
7	General	küçük görmek	scorn v.
She scorned the boy. O, çocuğu küçük gördü. More Sentences
8	General	hoş görmek	condone v.
I don't condone what Tom does. Tom'un yaptıklarını hoş görmüyorum. More Sentences
9	General	saygı görmek	be respected v.
Tom is respected by everyone. Tom herkes tarafından saygı görür. More Sentences
10	General	olarak görmek	regard as v.
The restrictions introduced by the EU are aimed at people whom we regard as responsible for the crisis in the country. AB tarafından getirilen kısıtlamalar, ülkedeki krizin sorumlusu olarak gördüğümüz kişilere yöneliktir. More Sentences
11	General	çift görmek	see double v.
For some reason, I'm happy when I see doubles. Nedense, çiftleri görünce mutlu oluyorum. More Sentences
12	General	eğitimini görmek	study v.
Students from all over the world will then be invited to come and study in Europe. Bu durumda dünyanın dört bir yanından öğrenciler Avrupa'ya gelip eğitim görmeye davet edilecektir. More Sentences
13	General	hasar görmek	be damaged v.
The electrical appliance must have been damaged in transit. Elektrikli cihaz, nakliye sırasında hasar görmüş olmalı. More Sentences
14	General	zarar görmek	hurt v.
We don't want anyone getting hurt. Kimsenin zarar görmesini istemiyoruz. More Sentences
15	General	takdir görmek	be appreciated v.
She is appreciated by everyone. O, herkesden takdir gördü. More Sentences
16	General	çok görmek	grudge v.
I am grudged even the least bit of happiness. En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor. More Sentences
17	General	hor görmek	look down on v.
You should never look down on a man merely because he is poor. Sırf fakir diye bir adamı asla hor görmemelisin. More Sentences
18	General	mazur görmek	excuse v.
This is unfortunate for you, but I hope you will excuse me and excuse her. Bu sizin için talihsiz bir durum ama umarım beni ve onu mazur görürsünüz. More Sentences
19	General	hayal görmek	dream v.
I must have been dreaming. Ben hayal görüyor olmalıyım. More Sentences
20	General	rüya görmek	have a dream v.
Last night I had a dream. Dün gece bir rüya gördüm. More Sentences
21	General	küçük görmek	look down on v.
If you don't do your duty, people will look down on you. Görevini yapmazsan, insanlar seni küçük görürler. More Sentences
22	General	hor görmek	scorn v.
They scorned the liar. Yalancıyı hor görüyorlardı. More Sentences
23	General	uygun görmek	see fit to v.
The EC Court of Auditors has not seen fit to recommend it. AT Sayıştayı bu konuda tavsiyede bulunmayı uygun görmemiştir. More Sentences
24	General	öğrenimi görmek	study v.
It concerns students and school pupils who would enter the Union in order to study. Bu konu, öğrenim görmek üzere Birliğe girecek öğrenciler ve okul öğrencileri ile ilgilidir. More Sentences
25	General	zarar görmek	suffer v.
The quality and usability of products ought not, however, to suffer in the process. Bununla birlikte ürünlerin kalitesi ve kullanılabilirliği bu süreçte zarar görmemelidir. More Sentences
26	General	uygun görmek	think fit v.
Do as you think fit. Nasıl uygun görüyorsan öyle yap. More Sentences
27	General	zarar görmek	be damaged v.
Bare soil is damaged soil. Çıplak toprak zarar görmüş topraktır. More Sentences
28	General	kabus görmek	have a nightmare v.
Are you telling me that you've never had a nightmare? Bana hiç kabus görmediğini mi söylüyorsun? More Sentences
29	General	eğitim görmek	train v.
It must be sensible to allow those who wish to work, train or acquire an education to do so. Çalışmak, eğitim görmek veya eğitim almak isteyenlerin bunu yapmalarına izin vermek mantıklı olmalıdır. More Sentences
30	General	uygun görmek	see fit v.
To combine, as one sees fit, martial law with something alleged to be criminal law is utterly intolerable. Birinin uygun gördüğü gibi, sıkıyönetimi ceza hukuku olduğu iddia edilen bir şeyle birleştirmek tamamen kabul edilemez. More Sentences
31	General	görmek (iyi bir şey)	receive v.
For this reason this trial, which at the moment is experimental and temporary, should receive widespread support. Bu nedenle şu an için deneysel ve geçici olan bu çalışma geniş çaplı destek görmelidir. More Sentences
32	General	tedavi görmek	be treated v.
I'm being treated at the hospital. Hastanede tedavi görüyorum. More Sentences
33	General	kabul görmek	be accepted v.
In science, results of experiments must be duplicated by other researches before they begin to be accepted by the scientific community. Bilimde, deney sonuçları bilim camiası tarafından kabul görmeye başlamadan önce başka araştırmalarla tekrarlanmalıdır. More Sentences
34	General	öğrenim görmek	study v.
He is studying at Kyoto University. Kyoto Üniversitesinde öğrenim görüyor. More Sentences
35	General	olarak görmek	regard v.
I regard them as being the naughty boys. Onları yaramaz çocuklar olarak görüyorum. More Sentences
36	General	gerekli görmek	consider it necessary (to do sth) v.
He is happy to hear what our demands are and is quite prepared to be flexible if he considers it necessary. Taleplerimizi dinlemekten mutluluk duyuyor ve gerekli gördüğü takdirde esnek davranmaya da oldukça hazır. More Sentences
37	General	gerekli görmek	find necessary v.
Please do whatever you find necessary. Lütfen gerekli gördüğünüz her şeyi yapın. More Sentences
38	General	işlev görmek	function v.
It is obvious that this self-handling by on-board personnel is going to function with short distance transport. Gemideki personel tarafından kendi kendine elleçlemenin kısa mesafeli taşımacılıkta işlev göreceği açıktır. More Sentences
39	General	hasar görmek	suffer damage v.
Hundreds of cities and towns suffered damage. Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü. More Sentences
40	General	görevi görmek	act as a v.
In addition, the agreements with the EU will act as an anchor. Ayrıca AB ile yapılan anlaşmalar da bir çıpa görevi görecektir. More Sentences
41	General	iyi görmek	see well v.
You don't see well. İyi göremiyorsun. More Sentences
42	General	fayda görmek	benefit v.
We would have benefited from some clarification on all of these points. Bütün bu noktaların biraz daha açıklığa kavuşturulmasında fayda görüyoruz. More Sentences
43	General	görmek istemek	want to see v.
With regard to the issue of reciprocity, this is not something we want to see. Mütekabiliyet konusuna gelince, bu görmek istediğimiz bir şey değil. More Sentences
44	General	düş görmek	dream v.
What do squirrels dream about? Sincaplar neyle ilgili düş görürler? More Sentences
45	General	rüya görmek	have dream v.
Why do we have dreams? Neden rüya görüyoruz? More Sentences
46	General	halüsinasyon görmek	hallucinate v.
Sami wasn't hallucinating. Sami halüsinasyon görmüyordu. More Sentences
47	General	geleceği görmek	see the future v.
The third thing is that we cannot see the future because we cannot get an agreement with the Americans. Üçüncüsü ise Amerikalılarla bir anlaşmaya varamadığımız için geleceği göremememizdir. More Sentences
48	General	muamele görmek	be treated v.
Tom deserves to be treated better. Tom daha iyi muamele görmeyi hak ediyor. More Sentences
49	General	işlevini görmek	serve as v.
The box will serve as a table. Kutu, masa işlevi görecek. More Sentences
50	General	işlevini görmek	function as v.
In this respect, the establishment of one European Research Area will function as a catalyst. Bu bağlamda tek bir Avrupa Araştırma Alanı'nın kurulması bir katalizör işlevi görecektir. More Sentences
51	General	hor görmek	treat with contempt v.
Human rights continue to be treated with contempt. İnsan hakları hor görülmeye devam etmektedir. More Sentences
52	General	hayalet görmek	see a ghost v.
The boy fell of fright when he saw a ghost. Oğlan bir hayalet gördüğünde korkudan düştü. More Sentences
Common Usage
53	Common Usage	farkı görmek	distinguish v.
54	Common Usage	ileriyi görmek	foresee v.
55	Common Usage	hakir görmek	despise v.
General
56	General	iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi	rock off n.
57	General	kabul görmek için halkça onaylanan bir tavır sergileyen kimse	hypocrite n.
58	General	yalpalama derecesini görmek için geminin ortasına asılan sarkaç	ship pendulum n.
59	General	çok görmek	begrudge v.
60	General	hesabını görmek	beat v.
61	General	tersine iş görmek	put the cart before the horse v.
62	General	çok görmek (bir şeyi birine)	grudge v.
63	General	alaka görmek	receive attention v.
64	General	mahzur görmek	object v.
65	General	münasip görmek	approve v.
66	General	staj görmek	go on a training course v.
67	General	hayal gibi görmek	vision v.
68	General	rağbet görmek	gain currency v.
69	General	işkence görmek	agonize v.
70	General	birinin ihtiyacını görmek	serve someone's purpose v.
71	General	fren görevi görmek	act as a brake v.
72	General	hor görmek	hurt somebody's feelings v.
73	General	gerçekleri görmek	acknowledge the facts v.
74	General	rağbet görmek	be in demand v.
75	General	küçük görmek	lord it over v.
76	General	bir şeyi bir hak gibi görmek	take something for granted v.
77	General	ilgi görmek	draw interest v.
78	General	kendi işini kendi görmek	paddle one's own canoe v.
79	General	lüzum görmek	deem necessary v.
80	General	adet görmek	menstruate v.
81	General	küçük görmek	misprize v.
82	General	hakir görmek	slight v.
83	General	önceden görmek	foresee v.
84	General	gözüyle görmek	witness v.
85	General	eğitimi görmek	read v.
86	General	iş görmek	transact business v.
87	General	fazla görmek (bir şeyi birine)	begrudge v.
88	General	geleceği görmek	anticipate v.
89	General	hayrını görmek	enjoy the advantage of v.
90	General	münasip görmek	see fit v.
91	General	kabul görmek	be admitted v.
92	General	küçük görmek	look down v.
93	General	hesabını görmek	settle somebody's account v.
94	General	gerçek yüzünü görmek	unmask v.
95	General	tepeden görmek	command v.
96	General	uygun görmek	approve v.
97	General	suçlu muamelesi görmek	be treated like a criminal v.
98	General	çatal görmek	see double v.
99	General	detayları ile görmek	review v.
100	General	hakir görmek	look down on v.
101	General	uygun görmek	deem suitable v.
102	General	bir an için görmek (bir şeyi)	glimpse v.
103	General	imkansız gözüyle görmek	regard as impossible v.
104	General	iş görmek	transact v.
105	General	destek görmek	be supported by v.
106	General	görmek (oyun/müze vb'ni)	take something in v.
107	General	ilgi görmek	get attention v.
108	General	eğitim görmek	go to school v.
109	General	mazur görmek	pardon v.
110	General	öğrenim görmek	receive education v.
111	General	denizi görmek (ev vb)	look across to sea v.
112	General	işlem görmek	be processed v.
113	General	rüyasında görmek	dream v.
114	General	farklı gözle görmek	see something from a different perspective v.
115	General	düş görmek	have a dream v.
116	General	acısını görmek	suffer the death of someone v.
117	General	leyleği havada görmek	be always on the move v.
118	General	ileriyi görmek	predict the future v.
119	General	hor görmek	contemn v.
120	General	satışta rağbet görmek	sell v.
121	General	hesabını görmek	punish v.
122	General	staj görmek	undergo a period of training v.
123	General	iyilik görmek	receive kindness v.
124	General	şeşi beş görmek	see double v.
125	General	önceden görmek	anticipate v.
126	General	hor görmek	look down one's nose at v.
127	General	hor görmek	disesteem v.
128	General	aklından geçeni görmek	see through v.
129	General	terbiye görmek	be trained v.
130	General	şiddet görmek	be exposed to violence v.
131	General	iki işi birden görmek	kill two birds with one stone v.
132	General	hayrını görmek	benefit from v.
133	General	görmek için beklemek	wait for a sight of v.
134	General	hor görmek	reprobate v.
135	General	kabul görmek	gain admission v.
136	General	hoş görmek	allow v.
137	General	hor görmek	flout v.
138	General	reva görmek	deem proper v.
139	General	aşağı görmek	look down v.
140	General	az görmek	find insufficient v.
141	General	yarar görmek	benefit v.
142	General	hesabını görmek	kill v.
143	General	hesap görmek	settle accounts v.
144	General	hizmet görmek	work v.
145	General	mürüvvetini görmek	live to see one's children grow up and get married v.
146	General	uygun görmek	choose v.
147	General	hesabını görmek	settle an account v.
148	General	aybaşı görmek	menstruate v.
149	General	aşağı görmek	look down on v.
150	General	dünya gözüyle görmek	see before one dies v.
151	General	kendini devaynasında görmek	be eaten up with pride v.
152	General	önceden görmek	presage v.
153	General	bir şeyi farketmek/görmek	take something in v.
154	General	(aranan birini/bir şeyi) görmek	sight v.
155	General	farkı görmek	differentiate v.
156	General	tahsil görmek	study v.
157	General	en ağır hasarı görmek	take the hardest strike v.
158	General	kendi gözü ile görmek	be an eye v.
159	General	küçük görmek	upstage v.
160	General	olarak görmek	look upon v.
161	General	bir an için görmek	catch a glimpse v.
162	General	hacet görmek	consider necessary v.
163	General	küçük görmek	disdain v.
164	General	hakir görmek	despise v.
165	General	biri iki görmek	see double v.
166	General	hor görmek	misprize v.
167	General	hor görmek	hurt feelings v.
168	General	hor görmek	hold in contempt v.
169	General	küçük görmek	hold in disrespect v.
170	General	işini görmek	fill the bill v.
171	General	hesabını görmek	settle account v.
172	General	talep görmek	be demanded v.
173	General	rağbet görmek	be sought after v.
174	General	hakir görmek	snub v.
175	General	rüyasını görmek	have a dream of (someone/something) v.
176	General	mazur görmek	excuse someone or something v.
177	General	kendini dev aynasında görmek	be too big for one's boots v.
178	General	ders görmek	be instructed v.
179	General	hayal görmek	see things v.
180	General	kendini devaynasında görmek	eaten up with pride v.
181	General	şeşi beş görmek	get confused v.
182	General	bizzat görmek	witness v.
183	General	papazlık eğitimi görmek	study for the ministry v.
184	General	kabul görmek	be approved v.
185	General	hakir görmek	hold in contempt v.
186	General	güneş görmek	be light and sunny v.
187	General	iyilik görmek	be supported v.
188	General	kısa görmek	glimpse v.
189	General	hacet görmek	go to the toilet v.
190	General	televizyonda görmek	teleview v.
191	General	tamir görmek	be repaired v.
192	General	şiddet görmek	be subjected to violence v.
193	General	hoş görmek	connive v.
194	General	birinin varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek	take someone for granted v.
195	General	gün görmek	live a healthy and happy life v.
196	General	eğitimini görmek	read v.
197	General	küçük görmek	patronize v.
198	General	içyüzünü görmek	empierce v.
199	General	olarak görmek	look on v.
200	General	itibar görmek	be in demand v.
201	General	eğitim görmek (bir yerde)	study at v.
202	General	birini küçük görmek	lord over v.
203	General	hazırlıksız iş görmek	go off at half cocked v.
204	General	aşağı görmek	disparage v.
205	General	küçük görmek	belittle v.
206	General	zulüm görmek	be oppressed v.
207	General	zulüm görmek	be depressed v.
208	General	küçük görmek	be disdainful of v.
209	General	uygun görmek	countenance v.
210	General	hesap görmek	pay the bill v.
211	General	uzağı görmek	have foresight v.
212	General	ileriyi görmek	foresee the future v.
213	General	itibar görmek	be respected v.
214	General	bir şeyi hor görmek	be disdainful of something v.
215	General	hor görmek	insult v.
216	General	olduğundan fazla yetenekli görmek	overestimate v.
217	General	ileriyi görmek	foresee v.
218	General	staj görmek	go on a course v.
219	General	saygı görmek	get respect from v.
220	General	büyük görmek	esteem highly v.
221	General	hizmet görmek	see service v.
222	General	ilgi görmek	attract attention v.
223	General	hor görmek	disdain v.
224	General	dünya gözüyle görmek	see something before one dies v.
225	General	önemsiz görmek	underestimate v.
226	General	olarak görmek	rate v.
227	General	tahsil görmek	have education v.
228	General	küçük görmek	look down one's nose at v.
229	General	favori görmek	be one's favourite v.
230	General	hizmetini görmek	serve v.
231	General	çok rağbet görmek	be much sought after v.
232	General	hayal görmek	hallucinate v.
233	General	hor görmek	contempt v.
234	General	hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek	fancy oneself v.
235	General	depremden hasar görmek	be damaged by earthquake v.
236	General	hor görmek	sneeze at v.
237	General	hor görmek	turn up one's nose at v.
238	General	mal yoldayken hasar görmek	be damaged in shipment v.
239	General	zarar görmek	sustain an injury v.
240	General	tedavi görmek	undergo a cure v.
241	General	kristal küreyle geleceği tahmin etmek ya da görmek	scry v.
242	General	küçük görmek	underestimate v.
243	General	hor görmek	underestimate v.
244	General	küçük görmek	underrate v.
245	General	uzaktan görmek	espy v.
246	General	görmek için can atmak	yearn for v.
247	General	aynı işi görmek	have the same function v.
248	General	aynı görevi görmek	serve the same purpose v.
249	General	aynı görevi görmek	have the same function v.
250	General	aynı işi görmek	serve the same purpose v.
251	General	küçük görmek	disparage v.
252	General	hor görmek	disparage v.
253	General	çok iş görmek	go far v.
254	General	rağbet görmek	find approval v.
255	General	rağbet görmek	find favor v.
256	General	rağbet görmek	find favour v.
257	General	bir şeyin çok zararını görmek	be hard hit by v.
258	General	yoğun ilgi görmek	draw intense interest v.
259	General	yoğun ilgi görmek	draw heavy attention v.
260	General	yoğun ilgi görmek	attract intensive attention v.
261	General	hor görmek	vilipend v.
262	General	küçük görmek	vilipend v.
263	General	yoğun ilgi görmek	attract a great deal of attention v.
264	General	yakından görmek	see something up close v.
265	General	ezbere iş görmek	do something in a haphazard way v.
266	General	gerekli görmek	find it necessary v.
267	General	yeterli görmek	find enough v.
268	General	yeterli görmek	find adequate v.
269	General	yeterli görmek	find it sufficient v.
270	General	fren vazifesi görmek	act as a brake v.
271	General	cefa görmek	suffer v.
272	General	değersiz görmek	consider (someone/something) valueless v.
273	General	değersiz görmek	deem (someone/something) worthless v.
274	General	değersiz görmek	consider (someone/something) worthless v.
275	General	değer görmek	see value v.
276	General	halk tarafından kabul görmek	gain public acceptance v.
277	General	lüzumlu görmek	consider something necessary v.
278	General	gereksiz görmek	find something unnecessary v.
279	General	gereksiz görmek	feel something unnecessary v.
280	General	lüzumlu görmek	find something necessary v.
281	General	gerekli görmek	find something necessary v.
282	General	hakem görevi görmek	act as referee v.
283	General	denizi görmek	(a house etc) overlook the sea v.
284	General	gereksiz görmek	consider something unnecessary v.
285	General	fren vazifesi görmek	act as a brake on v.
286	General	lüzumsuz görmek	find something unnecessary v.
287	General	ayakta tedavi görmek	have an outpatient treatment v.
288	General	lüzumlu görmek	feel something necessary v.
289	General	lüzumsuz görmek	consider something unnecessary v.
290	General	deniz görmek	(a house etc) overlook the sea v.
291	General	gerekli görmek	consider something necessary v.
292	General	lüzumsuz görmek	feel something unnecessary v.
293	General	gerekli görmek	feel something necessary v.
294	General	tedavi görmek	undergo a treatment v.
295	General	gerekli görmek	regard something as necessary v.
296	General	aşırı hasar görmek	suffer extensive damage v.
297	General	lüzumlu görmek	see something as necessary v.
298	General	lüzumlu görmek	think something necessary v.
299	General	lüzumsuz görmek	regard something as unnecessary v.
300	General	lüzumlu görmek	regard something as necessary v.
301	General	gereksiz görmek	see something as unnecessary v.
302	General	gereksiz görmek	regard something as unnecessary v.
303	General	lüzumsuz görmek	think something unnecessary v.
304	General	gereksiz görmek	think something unnecessary v.
305	General	fren görevi görmek	serve as a brake on v.
306	General	lüzumsuz görmek	see something as unnecessary v.
307	General	ayakta tedavi görmek	undergo an outpatient treatment v.
308	General	gerekli görmek	see something as necessary v.
309	General	tedavi görmek	receive a treatment v.
310	General	gerekli görmek	think something necessary v.
311	General	eğitim görmek	receive training v.
312	General	görev görmek	perform a duty v.
313	General	eğitim görmek	do training v.
314	General	görev görmek	fulfil a duty v.
315	General	eğitim görmek	have training v.
316	General	eğitim görmek	undergo training v.
317	General	eğitim görmek	receive education v.
318	General	eğitim görmek	have education v.
319	General	görev görmek	do a duty v.
320	General	eğitim görmek	get training v.
321	General	zarar görmek	get harm v.
322	General	zarar görmek	get harmed v.
323	General	önemli görmek	consider something as significant v.
324	General	tahrip görmek	be demolished v.
325	General	gerek görmek	consider something necessary v.
326	General	gerek görmek	see something as necessary v.
327	General	önemli görmek	regard something as significant v.
328	General	zevkli görmek	find something pleasurable v.
329	General	görev görmek	perform a task v.
330	General	önemli görmek	think something significant v.
331	General	gerek görmek	find something necessary v.
332	General	gerek görmek	regard something as necessary v.
333	General	önemli görmek	view something as significant v.
334	General	gerek görmek	feel something necessary v.
335	General	önemli görmek	deem something significant v.
336	General	önemli görmek	consider something significant v.
337	General	görev görmek	fulfil a task v.
338	General	gerek görmek	think something necessary v.
339	General	tahrip görmek	be destroyed v.
340	General	dünya gözü ile görmek	see (someone) before one dies v.
341	General	çok görmek	consider (something) to be too much v.
342	General	çok görmek	grudge (someone) (something) v.
343	General	çok görmek	begrudge (someone) (something) v.
344	General	saygı görmek	be regarded v.
345	General	onarım görmek	undergo repair(s) v.
346	General	tamir görmek	undergo repair(s) v.
347	General	tamirat görmek	undergo repair(s) v.
348	General	kabul görmek	gain acceptance v.
349	General	zorunlu görmek	consider something necessary v.
350	General	zorunlu görmek	see something as necessary v.
351	General	zorunlu görmek	find something necessary v.
352	General	zorunlu görmek	feel something necessary v.
353	General	zorunlu görmek	regard something as necessary v.
354	General	zorunlu görmek	consider imperative v.
355	General	küçük görmek	patronise v.
356	General	uygun görmek	find (something) acceptable v.
357	General	tahrip görmek	be damaged v.
358	General	dünyaca kabul görmek	find worldwide acceptance v.
359	General	dünyaca kabul görmek	find global acceptance v.
360	General	dünyaca kabul görmek	be accepted globally v.
361	General	dünyaca kabul görmek	be accepted worldwide v.
362	General	dünyaca kabul görmek	be accepted throughout the world v.
363	General	rüyada görmek	see in dream v.
364	General	tehdit olarak görmek	regard something as a threat v.
365	General	tehdit olarak görmek	consider something as a threat v.
366	General	tehdit olarak görmek	view something as a threat v.
367	General	tehdit olarak görmek	perceive something as a threat v.
368	General	gerek görmek	need to v.
369	General	gerek görmek	require to v.
370	General	tehdit olarak görmek	see something as a threat v.
371	General	dünyaca kabul görmek	be globally accepted v.
372	General	dünyaca kabul görmek	be universally accepted v.
373	General	dünyaca kabul görmek	be globally approved v.
374	General	dünyaca kabul görmek	be universally acknowledged (truth etc) v.
375	General	üstün görmek	look up v.
376	General	sakıncalı görmek	find something inconvenient v.
377	General	mürüvvetini görmek	see one's child grow up and get married v.
378	General	yetersiz görmek	consider something inadequate v.
379	General	yetersiz görmek	find something inadequate v.
380	General	yetersiz görmek	regard something as inadequate v.
381	General	büyük ilgi görmek	attract great attention v.
382	General	büyük ilgi görmek	draw great interest v.
383	General	büyük ilgi görmek	attract considerable attention v.
384	General	büyük ilgi görmek	draw considerable interest v.
385	General	suçlu görmek	consider guilty v.
386	General	suçlu görmek	find guilty v.
387	General	onarım görmek	undergo repair v.
388	General	onarım görmek	be repaired v.
389	General	geniş kabul görmek	receive wide acceptance v.
390	General	geniş kabul görmek	receive broad acceptance v.
391	General	geniş kabul görmek	be widely accepted v.
392	General	düşman görmek	regard as an enemy v.
393	General	düşman gözüyle görmek	regard as an enemy v.
394	General	farkı görmek	discriminate v.
395	General	farklı görmek	distinguish v.
396	General	rüyasında birisini görmek	see someone in one´s dream v.
397	General	rüyasında birini görmek	see someone in one´s dream v.
398	General	rüyasında birini görmek	see someone in one's dream v.
399	General	rüyasında birisini görmek	see someone in one's dream v.
400	General	uygun görmek	favour v.
401	General	bir an için görmek	glimpse v.
402	General	iş görmek	function v.
403	General	dünyayı tozpembe görmek	see the world through rose-colored glasses v.
404	General	tozpembe görmek	see things through rose-coloured glasses v.
405	General	dünyayı tozpembe görmek	see things through rose-colored glasses v.
406	General	dünyayı toz pembe görmek	see things through rose-coloured glasses v.
407	General	mükemmel olarak görmek	idealize v.
408	General	kendini dev aynasında görmek	get above oneself v.
409	General	kendiri olduğundan çok daha üstün görmek	get above oneself v.
410	General	gibi muamele görmek	be treated as v.
411	General	küçük görmek	despire v.
412	General	hor görmek	depreciate v.
413	General	olarak görmek	account v.
414	General	layık görmek	deem (someone something) suitable of v.
415	General	rüyada görmek	have a dream of (someone/something) v.
416	General	rakip görmek	see someone as an enemy v.
417	General	rüyasında görmek	see (someone/something) in one's dream v.
418	General	rakip görmek	see someone as an opponent v.
419	General	rüyasında birisini görmek	see (someone) in one's dream v.
420	General	hor görmek	look down v.
421	General	vazife görmek	officiate v.
422	General	hor görmek	patronize v.
423	General	gibi görmek	regard v.
424	General	başarısız olarak görmek	write off v.
425	General	görmek için can atmak	yearn v.
426	General	(iş) görmek	transact v.
427	General	rağbet görmek	get in favour v.
428	General	hesap görmek	settle an account v.
429	General	iş görmek	operate v.
430	General	dibi görmek	plumb the depths v.
431	General	geniş ölçüde kabul görmek	be widely acclaimed v.
432	General	büyük resmi görmek	see the big picture v.
433	General	itibar görmek	enjoy credit v.
434	General	önemsiz görmek	think nothing of v.
435	General	hor görmek	be haughty towards v.
436	General	yararını görmek	reap the benefit of v.
437	General	küçük görmek	be haughty towards v.
438	General	istisna olarak görmek	regard as exceptional v.
439	General	birşeyin yararını görmek	reap the benefit of v.
440	General	birşeyin faydasını görmek	reap the benefit of v.
441	General	faydasını görmek	reap the benefit of v.
442	General	güneş görmek	receive sunlight v.
443	General	hatasını görmek	see one's error v.
444	General	rağbet görmek	meet with approval v.
445	General	potansiyelini görmek	see someone's potential v.
446	General	birinde potansiyel görmek	see someone's potential v.
447	General	birisinde potansiyel görmek	see someone's potential v.
448	General	hesap görmek	deal with v.
449	General	iş görmek	do a work v.
450	General	kabul görmek	gain recognition v.
451	General	yüzünden zarar görmek	be damaged due to v.
452	General	yüzünden zarar görmek	be damaged because of v.
453	General	-den dolayı zarar görmek	be damaged because of v.
454	General	yerinde görmek	see on site v.
455	General	rakip olarak görmek	see someone as an opponent v.
456	General	rakip görmek	see someone as a rival v.
457	General	rakip olarak görmek	see someone as an enemy v.
458	General	rakip olarak görmek	see someone as a rival v.
459	General	düşman görmek	see someone as an enemy v.
460	General	düşman olarak görmek	see someone as an enemy v.
461	General	iş görmek	perform a work v.
462	General	bulunulan yerdeki görülmeye değer yerleri görmek üzere gezmek	sightsee v.
463	General	önünü görmek	see the future v.
464	General	kendini haklı görmek	feel justified v.
465	General	kötü muamele görmek	be treated badly v.
466	General	fena muamele görmek	be treated badly v.
467	General	uyumlu görmek	deem compatible v.
468	General	hor görmek	trample on v.
469	General	hor görmek	trip on v.
470	General	hor görmek	trample over v.
471	General	hor görmek	trample upon v.
472	General	olarak görmek	count as v.
473	General	(birini) hakir görmek	hold someone in contempt v.
474	General	(birini) hor görmek	hold someone in contempt v.
475	General	banyoda hamam böceği görmek	see a cockroach in the bathroom v.
476	General	birini ödüle layık görmek	award the prize to someone v.
477	General	daha fazla hasar görmek	be damaged further v.
478	General	daha fazla zarar görmek	be damaged further v.
479	General	zorunluluk olarak görmek	assume obligation v.
480	General	zorunluluk olarak görmek	consider as an obligation v.
481	General	zorunluluk olarak görmek	consider something obligatory v.
482	General	bir an için görmek	get a glimpse of v.
483	General	çocuk muamelesi görmek	be infantilized v.
484	General	çocuk muamelesi görmek	be infantilised v.
485	General	kardeş gibi görmek	see someone as a brother v.
486	General	kardeş gibi görmek	consider someone a brother v.
487	General	arkadaş olarak görmek	consider someone a friend v.
488	General	arkadaş olarak görmek	see someone as a friend v.
489	General	ruh görmek	see a ghost v.
490	General	ilerisini görmek	see beyond v.
491	General	ilk bakışta görmek	see at a glance v.
492	General	fizik tedavi görmek	receive physiotherapy v.
493	General	fizik tedavi görmek	have physiotherapy v.
494	General	ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek	be treated like a second-class citizen v.
495	General	birini başka birine uygun görmek/bulmak	think someone fit for someone v.
496	General	tamir görmek	get fix v.
497	General	tamir görmek	have fix v.
498	General	halüsinasyonlar görmek	have hallucinations v.
499	General	birini üstsüz görmek	see someone topless v.
500	General	birini çıplak görmek	see someone naked v.