|
Category |
English |
Turkish |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
mind n.
|
kafa |
|
We are looking to hire young people with analytical minds.
Analitik kafası olan gençleri işe almayı istiyoruz.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
mind n.
|
akıl |
|
We should perhaps all keep in mind our common stated goal of 'better regulation'.
Belki de hepimiz 'daha iyi düzenleme' şeklindeki ortak hedefimizi aklımızda tutmalıyız.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
mind n.
|
zihin |
|
The human mind is more complex than you think.
İnsan zihni sizin sandığınızdan daha karmaşıktır.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
mind v.
|
önemsemek |
|
We also have small and medium sized enterprises very much in mind.
Küçük ve orta ölçekli işletmeleri de çok önemsiyoruz.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
mind v.
|
aldırmak |
|
Don't mind me.
Siz bana aldırmayın.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
mind n.
|
hatır |
|
Memories of my college days come to my mind.
Üniversite günlerimin anıları hatırıma geliyor.
More Sentences
|
7 |
General |
mind n.
|
zeka |
|
I think that a sharp mind must have worked on this report.
Bu rapor üzerinde keskin bir zekânın çalışmış olması gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
8 |
General |
mind n.
|
gönül |
|
When this House votes tomorrow on this directive, it can do so, I believe, with its mind very much at ease.
Bu Meclis yarın bu yönergeyi oyladığında, inanıyorum ki bunu gönül rahatlığıyla yapabilir.
More Sentences
|
9 |
General |
mind n.
|
düşünce |
|
In previous years, Parliament has often offered new suggestions with this in mind and also pointed to shortcomings.
Önceki yıllarda Parlamento sıklıkla bu düşünceyle yeni öneriler sunmuş ve eksikliklere işaret etmiştir.
More Sentences
|
10 |
General |
mind n.
|
fikir |
|
I believe that, if intelligent people change their minds, we shall be able to win this battle throughout the world.
İnanıyorum ki zeki insanlar fikirlerini değiştirirlerse bu savaşı tüm dünyada kazanabiliriz.
More Sentences
|
11 |
General |
mind n.
|
dikkat |
|
Would you mind bringing this to the attention of the competent authorities?
Bunu yetkili makamların dikkatine sunabilir misiniz?
More Sentences
|
12 |
General |
mind n.
|
akıl |
|
I have in mind the 15,000 voters of Gibraltar.
Aklımda Cebelitarık'taki 15,000 seçmen var.
More Sentences
|
13 |
General |
mind n.
|
sakınca |
|
I hope you do not mind me speaking in such personal terms.
Umarım böyle kişisel terimlerle konuşmamın sakıncası yoktur.
More Sentences
|
14 |
General |
mind n.
|
zekâ |
|
We were all captivated by the child's brilliant mind.
Çocuğun parlak zekası hepimizi büyüledi.
More Sentences
|
15 |
General |
mind n.
|
deha |
|
Hawking was one of the finest minds of our time.
Hawking bizim dönemimizin en büyük dehalarından biriydi.
More Sentences
|
16 |
General |
mind v.
|
kafaya takmak |
|
Tom wouldn't mind if Mary gained a few pounds.
Tom eğer Mary birkaç pound kazanırsa kafaya takmaz.
More Sentences
|
17 |
General |
mind v.
|
dikkatli olmak |
|
We must be cautious with this tendency and not give in to every thought that enters our minds.
Bu eğilime karşı dikkatli olmalı ve aklımıza gelen her düşünceye teslim olmamalıyız.
More Sentences
|
18 |
General |
mind v.
|
dikkat etmek |
|
Tom had a lot on his mind, so he wasn't paying enough attention to his driving.
Tom'un aklında çok şey vardı, bu yüzden sürüşüne yeterince dikkat etmiyordu.
More Sentences
|
19 |
General |
mind v.
|
sözünü dinlemek |
|
This dog minds well.
Bu köpek iyi söz dinliyor.
More Sentences
|
20 |
General |
mind v.
|
aldırmak |
|
Tom doesn't mind swimming in the rain.
Tom yağmurda yüzmeyi aldırmaz.
More Sentences
|
|
21 |
General |
mind v.
|
umursamak |
|
Do you mind scooting over a bit?
Biraz kenara kaysan olur mu?
More Sentences
|
22 |
General |
mind v.
|
ilgilenmek |
|
The issue surrounding Galileo springs to mind, which has caused great difficulty.
Galileo'yu ilgilendiren ve büyük zorluklara yol açan mesele akla geliyor.
More Sentences
|
23 |
General |
mind v.
|
karşı çıkmak |
|
I wouldn't mind a beer right now.
Şu anda bir biraya karşı çıkmazdım.
More Sentences
|
24 |
General |
mind v.
|
aldırış etmek |
|
I knew Tom wasn't going to mind.
Tom'un aldırış etmeyeceğini biliyordum.
More Sentences
|
25 |
General |
mind v.
|
bakmak |
|
This sort of freedom would equate to getting the fox to mind the geese.
Bu tür bir özgürlük, tilkinin kazlara bakmasını sağlamakla eşdeğer olacaktır.
More Sentences
|
26 |
General |
mind v.
|
itaat etmek |
|
I taught my dog to mind certain instructions like "rollover."
Köpeğime "yuvarlan" gibi bazı talimatlara itaat etmesini öğrettim.
More Sentences
|
27 |
General |
mind v.
|
fark etmek |
|
Casting my mind back, however, I notice that we still have problems with the old bathing water directive.
Bununla birlikte, geçmişe döndüğümde, eski banyo suyu yönetmeliği ile ilgili hala sorunlarımız olduğunu fark ettim.
More Sentences
|
28 |
General |
mind v.
|
sorun etmek |
|
Tom doesn't mind sleeping on the couch.
Tom kanepede uyumayı sorun etmiyor.
More Sentences
|
29 |
General |
mind v.
|
göz kulak olmak |
|
Will you mind my phone while I go to the ladies' room?
Ben tuvalete giderken telefonuma göz kulak olur musun?
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
30 |
Trade/Economic |
mind n.
|
zihin |
|
The memory of such flames cannot easily be snuffed from the mind, or from the landscape.
Bu tür alevlerin anısı zihinlerden ya da manzaradan kolay kolay silinemez.
More Sentences
|
31 |
Trade/Economic |
mind v.
|
aldırış etmek |
|
Tom doesn't mind the cold, but Mary can't stand it.
Tom soğuğa aldırış etmiyor ama Mary dayanamıyor.
More Sentences
|
32 |
Trade/Economic |
mind v.
|
bakmak |
|
You need to mind your own business.
Kendi işine bakmalısın.
More Sentences
|
33 |
Trade/Economic |
mind v.
|
umursamak |
|
Tom wouldn't mind.
Tom umursamazdı.
More Sentences
|
General |
|
34 |
General |
mind n.
|
anlak |
|
35 |
General |
mind n.
|
dimağ |
|
36 |
General |
mind n.
|
anlayış |
|
37 |
General |
mind n.
|
iç |
|
38 |
General |
mind n.
|
idrak |
|
39 |
General |
mind n.
|
ruh |
|
40 |
General |
mind n.
|
öz |
|
|
41 |
General |
mind n.
|
istek |
|
42 |
General |
mind n.
|
şuur |
|
43 |
General |
mind n.
|
meram |
|
44 |
General |
mind n.
|
anlık |
|
45 |
General |
mind n.
|
nefes |
|
46 |
General |
mind n.
|
murat |
|
47 |
General |
mind n.
|
bellek |
|
48 |
General |
mind n.
|
us |
|
49 |
General |
mind n.
|
hafıza |
|
50 |
General |
mind n.
|
arzu |
|
51 |
General |
mind n.
|
kanı |
|
52 |
General |
mind n.
|
irade gücü |
|
53 |
General |
mind n.
|
izan |
|
54 |
General |
mind n.
|
merhumu cenazeden bir ay veya bir yıl sonra ağıtla anma |
|
55 |
General |
mind n.
|
biyolojik bir organizmanın organik olmayan yönü |
|
56 |
General |
mind n.
|
ruh hali |
|
57 |
General |
mind n.
|
zihinsel yapı |
|
58 |
General |
mind n.
|
düşünce tarzı |
|
59 |
General |
mind n.
|
hissetme şekli |
|
60 |
General |
mind n.
|
mizaç |
|
61 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin vücut bulduğu kimse |
|
62 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin vücut bulduğu insan grubu |
|
63 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri |
|
64 |
General |
mind v.
|
itiraz etmek |
|
65 |
General |
mind v.
|
endişelenmek |
|
66 |
General |
mind v.
|
önem vermek |
|
67 |
General |
mind v.
|
gözetmek |
|
68 |
General |
mind v.
|
kulak asmak |
|
69 |
General |
mind v.
|
kulak vermek |
|
70 |
General |
mind v.
|
saymak |
|
71 |
General |
mind v.
|
sakıncalı bulmak |
|
72 |
General |
mind v.
|
(bir şeyi) anımsatmak |
|
73 |
General |
mind v.
|
(bir şeyin) hatırlatıcısı olmak |
|
74 |
General |
mind v.
|
farkında olmak |
|
75 |
General |
mind v.
|
idrak etmek |
|
76 |
General |
mind v.
|
(uyuşturucu) hayal gördürmek |
|
77 |
General |
mind v.
|
şaşırtmak |
|
78 |
General |
mind v.
|
hayretler içinde bırakmak |
|
79 |
General |
mind v.
|
emin olmak |
|
80 |
General |
mind v.
|
temin etmek |
|
|
Medical |
|
81 |
Medical |
mind n.
|
an |
|
History |
|
82 |
History |
mind n.
|
keltler tarafından süs ve özellikle taç olarak kullanıldığı düşünülen, yarı oval ve ince bir altın levha |
|
Religious |
|
83 |
Religious |
mind n.
|
tanrı |
|
84 |
Religious |
mind n.
|
ilahi varlık |
|
Philosophy |
|
85 |
Philosophy |
mind n.
|
(kartezyen felsefesinde) iki temel varoluş biçiminden biri |
|
|
Category |
English |
Turkish |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
come to mind v.
|
akla gelmek |
|
The question which immediately comes to mind is whether this is the best solution.
Hemen akla gelen soru ise bunun en iyi çözüm olup olmadığıdır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
frame of mind n.
|
ruh hali |
|
The signals sent out from Brussels put me in a thoughtful frame of mind.
Brüksel'den gelen sinyaller beni düşünceli bir ruh haline soktu.
More Sentences
|
3 |
General |
state of mind n.
|
ruh hali |
|
Unfortunately, we must point out that this dangerous state of mind is still very much alive.
Ne yazık ki bu tehlikeli ruh halinin hala canlı olduğunu belirtmek durumundayız.
More Sentences
|
4 |
General |
open mind n.
|
açık fikir |
|
So I must ask you to keep an open mind on the Commission's reasoning.
Bu nedenle sizden Komisyonun gerekçeleri konusunda açık fikirli olmanızı rica ediyorum.
More Sentences
|
5 |
General |
state of mind n.
|
ruhsal durum |
|
Dan was worried about Linda's state of mind.
Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.
More Sentences
|
6 |
General |
mind reader n.
|
zihin okuyucu |
|
Are you a mind reader?
Sen bir zihin okuyucusu musun?
More Sentences
|
7 |
General |
presence of mind n.
|
soğukkanlılık |
|
He lost his presence of mind at the news.
Haber karşısında soğukkanlılığını kaybetti.
More Sentences
|
8 |
General |
bearing in mind n.
|
akılda tutma |
|
All this must be borne in mind.
Tüm bunlar akılda tutulmalıdır.
More Sentences
|
9 |
General |
human mind n.
|
insan aklı |
|
What is at issue, therefore, is a product of the human mind.
Dolayısıyla söz konusu olan, insan aklının bir ürünüdür.
More Sentences
|
10 |
General |
bearing in mind n.
|
göz önünde bulundurma |
|
I will therefore comment on these two issues, bearing in mind the restrictions we are faced with at the moment.
Bu nedenle, şu anda karşı karşıya olduğumuz kısıtlamaları göz önünde bulundurarak bu iki konu hakkında yorum yapacağım.
More Sentences
|
11 |
General |
mind games n.
|
akıl oyunları |
|
Tom likes to play mind games.
Tom akıl oyunları oynamayı seviyor.
More Sentences
|
12 |
General |
change of mind n.
|
fikrini değiştirme |
|
I hope that there is a change of mind in the European Union on this.
Umarım Avrupa Birliği'nde bu konuda bir fikir değişikliği olur.
More Sentences
|
13 |
General |
have in mind v.
|
aklında olmak |
|
There is a reference to applicant states and that is something that we have in mind.
Başvuru sahibi devletlere atıfta bulunuluyor ve bu bizim de aklımızda olan bir şey.
More Sentences
|
14 |
General |
bear in mind v.
|
dikkate almak |
|
We will soon see, and for our part, we will bear in mind any suggestions on this issue.
Yakında göreceğiz ve kendi adımıza bu konudaki her türlü öneriyi dikkate alacağız.
More Sentences
|
15 |
General |
bear in mind v.
|
unutmamak |
|
It is important to bear in mind that economic integration and getting the economy of Europe right is important.
Ekonomik entegrasyonun ve Avrupa ekonomisini doğru bir şekilde ele almanın önemli olduğunu unutmamak gerekir.
More Sentences
|
16 |
General |
bear in mind v.
|
akıldan çıkarmamak |
|
We must bear in mind that we have to work together closely if we are to meet these challenges.
Bu zorlukların üstesinden gelebilmemiz için birlikte çalışmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
More Sentences
|
17 |
General |
keep in mind v.
|
aklında tutmak |
|
Keep in mind what I tell you.
Sana söylediklerimi aklında tut.
More Sentences
|
18 |
General |
bear in mind v.
|
akılda tutmak |
|
I would ask people to bear in mind that citizenship is not defined by the passport you hold.
İnsanlardan, vatandaşlığın sahip olduğunuz pasaportla tanımlanmadığını akıllarında tutmalarını rica ediyorum.
More Sentences
|
19 |
General |
bring to mind v.
|
akla getirmek |
|
It brings to mind the old proverb, ‘prevention is better than cure’.
Bu durum eski bir atasözünü akla getirmektedir: 'önlem almak tedavi etmekten daha iyidir'.
More Sentences
|
20 |
General |
bear in mind v.
|
göz önünde bulundurmak |
|
We must all bear in mind the increasing volatility of the financial markets.
Hepimiz mali piyasaların artan oynaklığını göz önünde bulundurmalıyız.
More Sentences
|
21 |
General |
read mind v.
|
akıl okumak |
|
I can read minds.
Akıl okuyabilirim.
More Sentences
|
22 |
General |
read mind v.
|
zihin okumak |
|
It seems almost as if Mary could read minds.
Neredeyse Mary zihin okuyabilecek gibi gözüküyor.
More Sentences
|
23 |
General |
of sound mind adj.
|
aklı başında |
|
He's not of sound mind.
Aklı başında değil.
More Sentences
|
24 |
General |
mind-blowing adj.
|
akıllara durgunluk veren |
|
The changes are absolutely mind-blowing.
Değişiklikler kesinlikle akıllara durgunluk veriyor.
More Sentences
|
25 |
General |
mind-bending adj.
|
akılalmaz |
|
It was a mind-bending experience.
Akıl almaz bir deneyimdi.
More Sentences
|
26 |
General |
never mind interj.
|
boş ver |
|
Never mind, I can do it by myself.
Boş ver, kendi başıma yapabilirim.
More Sentences
|
27 |
General |
never mind interj.
|
olsun |
|
Tom never minded me wearing his clothes.
Tom onun kıyafetlerini giymemden hiç rahatsız olmazdı.
More Sentences
|
28 |
General |
never mind interj.
|
salla gitsin |
|
Never mind.
Salla gitsin.
More Sentences
|
29 |
General |
never mind! interj.
|
takma kafana! |
|
Never mind.
Takma kafana.
More Sentences
|
30 |
General |
strength of mind n.
|
akıl |
|
31 |
General |
cast of mind n.
|
düşünüş şekli |
|
32 |
General |
turn of mind n.
|
düşünce tarzı |
|
33 |
General |
savage mind n.
|
yaban düşünce |
|
34 |
General |
inquiring mind n.
|
öğrenmeye meraklı |
|
35 |
General |
frame of mind n.
|
ruhsal durum |
|
36 |
General |
mind mapping n.
|
zihin haritalama |
|
37 |
General |
frame of mind n.
|
mizaç |
|
38 |
General |
frame of mind n.
|
durum |
|
39 |
General |
frame of mind n.
|
ruhi hal |
|
40 |
General |
change of mind n.
|
düşünüşü değiştirme |
|
41 |
General |
state of mind n.
|
haleti ruhiye |
|
42 |
General |
time out of mind n.
|
öteden beri |
|
43 |
General |
time out of mind n.
|
eskiden beri |
|
44 |
General |
presence of mind n.
|
aklı başında olma |
|
45 |
General |
idea in mind n.
|
imge |
|
46 |
General |
mind share n.
|
akıl payı |
|
47 |
General |
habit of mind n.
|
ruh hali |
|
48 |
General |
turn of mind n.
|
zihniyet |
|
49 |
General |
equal mind n.
|
soğukkanlılık |
|
50 |
General |
mind and body n.
|
akıl ve beden |
|
51 |
General |
absence of mind n.
|
dalgınlık |
|
52 |
General |
ease of mind n.
|
hafiflik |
|
53 |
General |
habit of mind n.
|
ruhsal durum |
|
54 |
General |
agility of mind n.
|
zeka kıvraklığı |
|
55 |
General |
cast of mind n.
|
düşünce tarzı |
|
56 |
General |
frame of mind n.
|
düşünce yapısı |
|
57 |
General |
idea in mind n.
|
imaj |
|
58 |
General |
path of mind n.
|
aklın yolu |
|
59 |
General |
mind developing toys n.
|
zeka geliştirici oyuncaklar |
|
60 |
General |
mind game n.
|
zeka oyunu |
|
61 |
General |
twisted mind n.
|
mantıksız düşünce |
|
62 |
General |
twisted mind n.
|
yanlış düşünce |
|
63 |
General |
twisted mind n.
|
sapmış fikir |
|
64 |
General |
collective mind n.
|
müşterek akıl |
|
65 |
General |
common mind n.
|
ortak akıl |
|
66 |
General |
mind over matter n.
|
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme |
|
67 |
General |
mind over matter n.
|
sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma |
|
68 |
General |
acute mind n.
|
keskin zeka |
|
69 |
General |
keep in mind that n.
|
unutmamamız gerekir ki |
|
70 |
General |
unsound mind n.
|
akıl hastalığı |
|
71 |
General |
frame of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
72 |
General |
state of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
73 |
General |
mind-bender n.
|
şaşırtıcı şey |
|
74 |
General |
mind unsoundness n.
|
akıl bozukluğu |
|
75 |
General |
state of mind n.
|
haletiruhiye |
|
76 |
General |
business mind n.
|
ticari zeka |
|
77 |
General |
business mind n.
|
ticaret zekası |
|
78 |
General |
body mind harmony n.
|
beden-zihin ahengi |
|
79 |
General |
body mind harmony n.
|
vücut-kafa uyumu |
|
80 |
General |
mind gym n.
|
zihin egzersizi |
|
81 |
General |
mind gym n.
|
beyin jimnastiği |
|
82 |
General |
mind exercise n.
|
zihin jimnastiği |
|
83 |
General |
mind exercise n.
|
beyin jimnastiği |
|
84 |
General |
mind exercise n.
|
zihin egzersizi |
|
85 |
General |
mind gym n.
|
zihin jimnastiği |
|
86 |
General |
empty mind n.
|
boş zihin |
|
87 |
General |
civil servant mind-set n.
|
memur zihniyeti |
|
88 |
General |
child's mind n.
|
çocuk aklı |
|
89 |
General |
child's mind n.
|
çocuğun aklı |
|
90 |
General |
business mind n.
|
iş zekası |
|
91 |
General |
a criminal mind n.
|
suç işlemeye eğilimli/meyilli |
|
92 |
General |
a criminal mind n.
|
suç işlemeye yatkınlığı olan |
|
93 |
General |
young mind n.
|
toy zihin |
|
94 |
General |
a clear mind n.
|
salim kafa |
|
95 |
General |
a clear mind n.
|
zihin açıklığı |
|
96 |
General |
mind abuse n.
|
beyin yıkama/zorla ikna etme |
|
97 |
General |
mind map n.
|
kavram haritası |
|
98 |
General |
mind map n.
|
akıl haritası |
|
99 |
General |
foggy mind n.
|
bulanık/karışık zihin |
|
100 |
General |
bearing in mind n.
|
dikkate alma |
|
101 |
General |
bearing in mind n.
|
hatırda tutma |
|
102 |
General |
bearing in mind n.
|
göz önüne alma |
|
103 |
General |
bearing in mind n.
|
hesaba katma |
|
104 |
General |
bearing in mind n.
|
hatırlama |
|
105 |
General |
mind-body medicine n.
|
akıl vücut tıbbı |
|
106 |
General |
mind-eraser n.
|
hafıza silici |
|
107 |
General |
superior mind n.
|
üst akıl |
|
108 |
General |
peace of mind n.
|
iç rahatlığı |
|
109 |
General |
unconscious mind n.
|
bilinç dışı/bilinç altı |
|
110 |
General |
conscious mind n.
|
bilinçli zihin |
|
111 |
General |
union of mind and body n.
|
akıl ve beden birlikteliği |
|
112 |
General |
theory of mind n.
|
zihin kuramı |
|
113 |
General |
the question in my mind n.
|
aklımdaki soru |
|
114 |
General |
western mind n.
|
batı aklı |
|
115 |
General |
hive mind n.
|
kolektif fikir |
|
116 |
General |
quickness of mind n.
|
çabuk kavrama yeteneği |
|
117 |
General |
embodied mind n.
|
bedenlenmiş akıl |
|
118 |
General |
mind reading n.
|
düşünce okuma |
|
119 |
General |
mind reading n.
|
zihin okuma |
|
120 |
General |
natural state of mind n.
|
doğal ruh hali |
|
121 |
General |
a month mind n.
|
güçlü veya anormal arzu |
|
122 |
General |
a year's mind n.
|
ölümden bir yıl sonraki anma töreni |
|
123 |
General |
a month mind n.
|
ölümden bir ay sonraki anma töreni |
|
124 |
General |
body-mind n.
|
bir bütün olarak insan |
|
125 |
General |
mind-set n.
|
kişinin durumlara verdiği yanıtları ve durumlarla ilgili çıkarımlarını belirleyen sabit zihinsel tutum veya tavır |
|
126 |
General |
month's mind [uk] n.
|
güçlü arzu |
|
127 |
General |
month's mind [uk] n.
|
heves |
|
128 |
General |
one-track mind n.
|
tek bir şeye takıntılı olma |
|
129 |
General |
one-track mind n.
|
yalnızca bir konuyu düşünebilme |
|
130 |
General |
careless mind n.
|
dikkatsiz zihin |
|
131 |
General |
mind uploading n.
|
zihin aktarımı |
|
132 |
General |
mind uploading n.
|
zihni bilgisayara aktarma |
|
133 |
General |
mind controlling n.
|
birinin zihnini kontrol etme |
|
134 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
135 |
General |
mind controlling n.
|
zihin kontrolü |
|
136 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
137 |
General |
bring to mind v.
|
hatırlamak |
|
138 |
General |
keep in mind v.
|
hatırda tutmak |
|
139 |
General |
be of the same mind v.
|
hemfikir olmak |
|
140 |
General |
change somebody's mind v.
|
fikrini değiştirmek |
|
141 |
General |
be in one's right mind v.
|
aklı başında olmak |
|
142 |
General |
take into one's mind v.
|
ısrar etmek |
|
143 |
General |
(something) to never cross (one's) mind v.
|
aklının ucundan geçmemek |
|
144 |
General |
keep one's mind v.
|
kafasına takmak |
|
145 |
General |
flash through one's mind v.
|
birden aklından geçmek |
|
146 |
General |
dismiss from one's mind v.
|
düşünmemek |
|
147 |
General |
prey on someone's mind v.
|
içini kemirmek |
|
148 |
General |
call something to mind v.
|
birine bir şeyi hatırlatmak |
|
149 |
General |
strain one's mind v.
|
zihnini kurcalamak |
|
150 |
General |
give a piece of one's mind v.
|
ağzına geleni söylemek |
|
151 |
General |
make up one's mind v.
|
kararını vermek |
|
152 |
General |
know one's own mind v.
|
kararlı olmak |
|
153 |
General |
speak one's mind v.
|
ne düşündüğünü açıkça söylemek |
|
154 |
General |
stick in (one's) mind and bother v.
|
akla takılmak |
|
155 |
General |
put something in someone's mind v.
|
bir şeyi birinin aklına koymak |
|
156 |
General |
read one's mind v.
|
aklını okumak |
|
157 |
General |
put somebody in mind of v.
|
hatırlatmak |
|
158 |
General |
prey on someone's mind v.
|
rahat bırakmamak |
|
159 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklı yerinde olmamak |
|
160 |
General |
call to mind v.
|
akla getirmek |
|
161 |
General |
mind one's step v.
|
ayağını denk almak |
|
162 |
General |
be of one mind v.
|
hemfikir olmak |
|
163 |
General |
read someone's mind v.
|
birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak |
|
164 |
General |
come to mind v.
|
hatırlamak |
|
165 |
General |
(for an idea) to find a niche in one's mind v.
|
aklında yer etmek |
|
166 |
General |
put something out of one's mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
167 |
General |
set one's mind v.
|
baş koymak |
|
168 |
General |
mind one's p's and q's v.
|
terbiyesini takınmak |
|
169 |
General |
bear in mind v.
|
hatırda tutmak |
|
170 |
General |
occur one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
171 |
General |
put somebody's mind at rest v.
|
yüreğine su serpmek |
|
172 |
General |
have made up one's mind to v.
|
aklına koymak |
|
173 |
General |
set one's mind on v.
|
çok istemek |
|
174 |
General |
have a mind to v.
|
niyeti olmak |
|
175 |
General |
turn over in one's mind v.
|
düşünüp taşınmak |
|
176 |
General |
keep something in one's mind v.
|
aklından çıkarmamak |
|
177 |
General |
change one's mind v.
|
vazgeçmek |
|
178 |
General |
bring (something) to mind v.
|
çağrıştırmak |
|
179 |
General |
have a quick mind v.
|
kafası işlemek |
|
180 |
General |
turn one's mind to v.
|
kafasına takmak |
|
181 |
General |
call to mind v.
|
hatırlamak |
|
182 |
General |
relieve one's mind v.
|
rahatlatmak |
|
183 |
General |
turn one's mind v.
|
kafasına takmak |
|
184 |
General |
know one's own mind v.
|
ne istediğini bilmek |
|
185 |
General |
go out of one's mind v.
|
keçileri kaçırmak |
|
186 |
General |
set one's mind on v.
|
baş koymak |
|
187 |
General |
drive someone out of his mind v.
|
çileden çıkarmak |
|
188 |
General |
use one's mind v.
|
aklını kullanmak |
|
189 |
General |
have in mind v.
|
hatırında tutmak |
|
190 |
General |
keep in mind v.
|
akılda tutmak |
|
191 |
General |
come to mind v.
|
hatırına gelmek |
|
192 |
General |
change one's mind v.
|
dönmek |
|
193 |
General |
cross one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
194 |
General |
set somebody's mind at rest v.
|
yüreğine su serpmek |
|
195 |
General |
make up one's mind v.
|
karar vermek |
|
196 |
General |
take into ones mind v.
|
ısrar etmek |
|
197 |
General |
let something prey on one's mind v.
|
dert etmek |
|
198 |
General |
put somebody's mind at ease v.
|
yüreğine su serpmek |
|
199 |
General |
go out of one's mind v.
|
aklını kaçırmak |
|
200 |
General |
change one's mind v.
|
niyeti bozmak |
|
201 |
General |
boggle the mind v.
|
insanı hayrete düşürmek |
|
202 |
General |
know one's own mind v.
|
kendi fikrini bilmek |
|
203 |
General |
bear in mind v.
|
aklında tutmak |
|
204 |
General |
give someone a piece of one's mind v.
|
birine verip veriştirmek |
|
205 |
General |
bear in mind v.
|
göz önünde tutmak |
|
206 |
General |
take a load off one's mind v.
|
endişesini gidermek |
|
207 |
General |
keep something in a corner of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulundurmak |
|
208 |
General |
have peace of mind v.
|
kendiyle barışık olmak |
|
209 |
General |
bear in mind v.
|
hatırlamak |
|
210 |
General |
be in one's mind v.
|
akılda bulunmak |
|
211 |
General |
mind your business v.
|
sen kendi işine bak |
|
212 |
General |
be in one's right mind v.
|
kendini bilmek |
|
213 |
General |
be out of one's mind v.
|
çok öfkeli olmak |
|
214 |
General |
bear in mind v.
|
zihinde tutmak |
|
215 |
General |
keep one's mind on v.
|
kafasına takmak |
|
216 |
General |
not to mind v.
|
aldırmamak |
|
217 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
birini rahatlatmak |
|
218 |
General |
pass through one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
219 |
General |
pass out of one's mind v.
|
hatırından çıkarmak |
|
220 |
General |
arrange in the mind v.
|
akılda düzenlemek |
|
221 |
General |
set somebody's mind at rest v.
|
rahatlatmak |
|
222 |
General |
call back to mind v.
|
hatırına getirmek |
|
223 |
General |
bear in mind v.
|
hesaba katmak |
|
224 |
General |
be acceptable to the mind v.
|
mantıklı gelmek |
|
225 |
General |
set one's mind on something v.
|
kafasına koymak |
|
226 |
General |
change one's mind v.
|
caymak |
|
227 |
General |
keep in mind v.
|
dikkate almak |
|
228 |
General |
have in mind v.
|
niyet etmek |
|
229 |
General |
change one's mind v.
|
fikrini değiştirmek |
|
230 |
General |
keep in mind v.
|
unutmamak |
|
231 |
General |
blow one's mind v.
|
deli etmek |
|
232 |
General |
dismiss from one's mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
233 |
General |
have in mind v.
|
akılda tutmak |
|
234 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklını kaçırmış olmak |
|
235 |
General |
call to mind v.
|
hatırlatmak |
|
236 |
General |
keep in mind v.
|
hesaba katmak |
|
237 |
General |
be kept in mind v.
|
akılda tutulmak |
|
238 |
General |
remain in one's mind v.
|
aklında kalmak |
|
239 |
General |
cross one's mind v.
|
hatırına gelmek |
|
240 |
General |
put out of mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
241 |
General |
know one's own mind v.
|
emin olmak |
|
242 |
General |
call back to mind v.
|
aklına getirmek |
|
243 |
General |
make up one's mind v.
|
karara varmak |
|
244 |
General |
keep something in a corner of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde tutmak |
|
245 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
birinin kuşkularını ortadan kaldırmak |
|
246 |
General |
be out of one's mind v.
|
kafadan kontak olmak |
|
247 |
General |
stick in (one's) mind v.
|
akla takılmak |
|
248 |
General |
have a quick mind v.
|
kafası çalışmak |
|
249 |
General |
come to one's mind v.
|
esmek |
|
250 |
General |
put somebody in mind of v.
|
kafasına sokmak |
|
251 |
General |
mind one's p's and q's v.
|
adımını denk almak |
|
252 |
General |
go out of one's mind v.
|
aklını oynatmak |
|
253 |
General |
bring to mind v.
|
hatırlatmak |
|
254 |
General |
set one's mind on v.
|
kafasına koymak |
|
255 |
General |
come to mind v.
|
aklına gelmek |
|
256 |
General |
tell somebody one's mind v.
|
azarlamak |
|
257 |
General |
tell somebody one's mind v.
|
ağzına geleni söylemek |
|
258 |
General |
make up one's mind v.
|
seçmek |
|
259 |
General |
not to mind v.
|
aldırış etmemek |
|
260 |
General |
bring to mind v.
|
aklına bir şey getirmek |
|
261 |
General |
occur one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
262 |
General |
cross one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
263 |
General |
come to one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
264 |
General |
mind one's business v.
|
işin başında bulunmak |
|
265 |
General |
stick in the mind v.
|
akılda kalmak |
|
266 |
General |
keep popping in one's mind v.
|
zihnini kurcalamak |
|
267 |
General |
lose one's mind v.
|
akıl sağlığını yitirmek |
|
268 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
zil zurna sarhoş olmak |
|
269 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
haddinden fazla içip sarhoş olmak |
|
270 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
çok içip sarhoş olmak |
|
271 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
aklına kazınmak |
|
272 |
General |
(a certain thing) slip one's mind v.
|
aklından çıkmak |
|
273 |
General |
be at the back of your mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
274 |
General |
(a certain thing) slip one's mind v.
|
akıldan çıkmak |
|
275 |
General |
stick in one's mind v.
|
aklında yer etmek |
|
276 |
General |
be in the back of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
277 |
General |
be at the back of someone's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
278 |
General |
keep in mind v.
|
hafızada tutmak |
|
279 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
zihninde yer etmek |
|
280 |
General |
occupy one's mind v.
|
zihnini meşgul etmek |
|
281 |
General |
stick in one's mind v.
|
zihninde yer etmek |
|
282 |
General |
bore somebody out of their (tiny) mind v.
|
içini baymak |
|
283 |
General |
change one's mind v.
|
fikir değiştirmek |
|
284 |
General |
change mind v.
|
fikir değiştirmek |
|
285 |
General |
(an idea) come into someone's mind v.
|
aklına bir fikir gelmek |
|
286 |
General |
be at the back of someone's mind v.
|
belleğinde yer etmek |
|
287 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
belleğine almak |
|
288 |
General |
(an idea) come into someone's mind v.
|
fikir gelmek |
|
289 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
belleğine kazımak |
|
290 |
General |
stick in one's mind v.
|
belleğine almak |
|
291 |
General |
stick in one's mind v.
|
belleğine kazımak |
|
292 |
General |
have in mind v.
|
niyeti olmak |
|
293 |
General |
bear in mind v.
|
gözönünde bulundurmak |
|
294 |
General |
put somenone's mind at ease v.
|
içine su serpmek |
|
295 |
General |
set someone's mind at ease v.
|
içine su serpmek |
|
296 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
içine su serpmek |
|
297 |
General |
read one's mind v.
|
aklından geçeni okumak |
|
298 |
General |
be kept in mind v.
|
öngörülmek |
|
299 |
General |
change one's mind v.
|
kararını değiştirmek |
|
300 |
General |
bear something in mind v.
|
akılda tutmak |
|
301 |
General |
mind over matter v.
|
irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek |
|
302 |
General |
be imprinted on one's mind(s) v.
|
beyinlere kazınmak |
|
303 |
General |
give someone a piece of one's mind v.
|
ağzının payını vermek |
|
304 |
General |
weigh on someone's mind v.
|
birinin kafasını kurcalamak |
|
305 |
General |
be a load off your mind v.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
306 |
General |
be a load off your mind v.
|
problemi çözmüş olmak |
|
307 |
General |
be a weight off your mind v.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
308 |
General |
be a weight off your mind v.
|
problemi çözmüş olmak |
|
309 |
General |
have a good mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
310 |
General |
have a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
311 |
General |
have a one-track mind v.
|
bir konuyu tutturmak |
|
312 |
General |
have half a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
313 |
General |
have half a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
314 |
General |
have a good mind to v.
|
-esi gelmek |
|
315 |
General |
have a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
316 |
General |
set one's mind on v.
|
-i çok arzu etmek |
|
317 |
General |
get out of one's mind v.
|
beyninden kazımak |
|
318 |
General |
get out of one's mind v.
|
kafasından atmak |
|
319 |
General |
get out of one's mind v.
|
akıldan çıkarmak |
|
320 |
General |
make up one's mind to v.
|
karar vermek |
|
321 |
General |
make up one's mind to v.
|
aklına koymak |
|
322 |
General |
keep something in mind v.
|
akılda tutmak |
|
323 |
General |
keep one's mind on v.
|
zihnini toplamak |
|
324 |
General |
be scared out of one's mind v.
|
çok korkmak |
|
325 |
General |
keep one's mind on v.
|
düşüncelerini belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırmak |
|
326 |
General |
keep one's mind on v.
|
kafasını belli bir yere vermek |
|
327 |
General |
be scared out of one's mind v.
|
yusuf yusuf etmek |
|
328 |
General |
have a mind to v.
|
niyetinde olmak |
|
329 |
General |
set one's mind on doing something v.
|
kafaya koymak |
|
330 |
General |
set one's mind on doing something v.
|
kafasına koymak |
|
331 |
General |
set one's mind on something v.
|
kafaya koymak |
|
332 |
General |
make up one's mind v.
|
kafasını toplamak |
|
333 |
General |
have a mind of one's own v.
|
kendi fikrine sahip olmak |
|
334 |
General |
have a mind of one's own v.
|
kendi düşüncesine sahip olmak |
|
335 |
General |
slip one's mind v.
|
aklından uçup gitmek |
|
336 |
General |
keep in mind v.
|
aklına yazmak |
|
337 |
General |
bear in mind v.
|
aklına yazmak |
|
338 |
General |
bear in mind v.
|
aklına kazımak |
|
339 |
General |
keep in mind v.
|
aklına kazımak |
|
340 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
başını yastığa rahat koymak |
|
341 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
vicdanen rahat olmak |
|
342 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
yatağa girince huzurlu uyumak |
|
343 |
General |
mind out v.
|
ilgilenmek |
|
344 |
General |
keep in mind v.
|
akıldan çıkarmamak |
|
345 |
General |
mind out v.
|
gözlemek |
|
346 |
General |
mind out v.
|
dikkat etmek |
|
347 |
General |
slip one's mind v.
|
hatırlayamamak |
|
348 |
General |
slip one's mind v.
|
aklından gitmek |
|
349 |
General |
slip one's mind v.
|
unutmak |
|
350 |
General |
be out of one's mind v.
|
çıldırmak |
|
351 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklını kaçırmak |
|
352 |
General |
speak one's mind v.
|
düşündüğünü dosdoğru söylemek |
|
353 |
General |
pay no mind v.
|
aldırmamak |
|
354 |
General |
pay no mind v.
|
önemsememek |
|
355 |
General |
pay no mind v.
|
aldırış etmemek |
|
356 |
General |
pay no mind v.
|
boş vermek |
|
357 |
General |
pay no mind v.
|
umursamamak |
|
358 |
General |
get inside the mind of v.
|
zihnine girmek |
|
359 |
General |
have an agile mind v.
|
kıvrak zekalı olmak |
|
360 |
General |
have an agile mind v.
|
kıvrak bir zekası olmak |
|
361 |
General |
bear in mind v.
|
derpiş etmek |
|
362 |
General |
be all of one mind about v.
|
aynı fikirde olmak |
|
363 |
General |
be of the same mind v.
|
aynı kafadan olmak |
|
364 |
General |
be all of one mind about v.
|
hemfikir olmak |
|
365 |
General |
expand one's mind v.
|
zihnini genişletmek |
|
366 |
General |
be great at anything he/she sets one's mind to v.
|
aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak |
|
367 |
General |
engage both the mind and the eye v.
|
hem göze hem akla hitap etmek |
|
368 |
General |
engage both the mind and the eye v.
|
hem gözü hem aklı meşgul etmek |
|
369 |
General |
have a child's mind v.
|
bir çocuğun zekasına sahip olmak |
|
370 |
General |
get a child's mind v.
|
bir çocuğun zekasına sahip olmak |
|
371 |
General |
come into someone's mind v.
|
birinin aklına gelmek |
|
372 |
General |
read one's mind v.
|
zihnini okumak |
|
373 |
General |
have peace of mind v.
|
huzurlu olmak |
|
374 |
General |
have a broad perspective/an open mind v.
|
ufku geniş olmak |
|
375 |
General |
speak someone's mind v.
|
aklındakini söylemek |
|
376 |
General |
come to my mind v.
|
aklıma gelmek |
|
377 |
General |
clear the mind v.
|
zihni boşaltmak |
|
378 |
General |
broaden the mind v.
|
zihni genişletmek |
|
379 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
açıkça konuşmak |
|
380 |
General |
mind one's chances v.
|
her fırsatı değerlendirmek |
|
381 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
dobra dobra konuşmak |
|
382 |
General |
mind one's chances v.
|
istifade etmek |
|
383 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
bir çift söz etmek |
|
384 |
General |
mind [dialect] v.
|
anımsamak |
|
385 |
General |
mind [dialect] v.
|
akılda tutmak |
|
386 |
General |
mind [dialect] v.
|
niyeti olmak |
|
387 |
General |
mind [dialect] v.
|
hatırlamak |
|
388 |
General |
mind [dialect] v.
|
hatırda tutmak |
|
389 |
General |
mind [obsolete] v.
|
dualarda hatırlamak |
|
390 |
General |
mind [obsolete] v.
|
vasiyette anmak |
|
391 |
General |
mind [dialect] v.
|
arzu etmek |
|
392 |
General |
mind [dialect] v.
|
eğilimi olmak |
|
393 |
General |
mind [dialect] v.
|
amaçlamak |
|
394 |
General |
finish in mind v.
|
kafada bitirmek |
|
395 |
General |
in his right mind adj.
|
aklı başında |
|
396 |
General |
in one's right mind adj.
|
aklı başında |
|
397 |
General |
out of one's mind adj.
|
kaçık |
|
398 |
General |
out of one's mind adj.
|
deli |
|
399 |
General |
mind developing adj.
|
zeka geliştirici |
|
400 |
General |
mind-bending adj.
|
hayal gördüren |
|
401 |
General |
mind-boggling adj.
|
parmak ısırtan |
|
402 |
General |
mind-boggling adj.
|
akıllara durgunluk veren |
|
403 |
General |
mind-bending adj.
|
bunaltıcı |
|
404 |
General |
mind-numbing adj.
|
bezdirici |
|
405 |
General |
mind-numbing adj.
|
usandırıcı |
|
406 |
General |
mind-numbing adj.
|
sıkıcı |
|
407 |
General |
mind-controlled adj.
|
zihinle/akılla/düşünceyle/düşünmeyle/düşünerek kontrol edilen |
|
408 |
General |
mind-altering adj.
|
çarpık algılar yaratan |
|
409 |
General |
mind-altering adj.
|
halüsinojenik |
|
410 |
General |
mind-altering adj.
|
bakış açısında veya düşünce biçiminde kalıcı değişim yaratan |
|
411 |
General |
mind-altering adj.
|
(insanın) hayatını değiştiren |
|
412 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait |
|
413 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren |
|
414 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan |
|
415 |
General |
mind-expanding adj.
|
şiddetli algılar yaratan |
|
416 |
General |
mind-expanding adj.
|
çarpık algılar yaratan |
|
417 |
General |
mind-expanding adj.
|
psikedelik |
|
418 |
General |
mind-expanding adj.
|
yüksek farkındalık veya anlayış kazandıran |
|
419 |
General |
in her right mind adj.
|
sorumlu davranan |
|
420 |
General |
to one's mind adv.
|
fikrine göre |
|
421 |
General |
in a corner of his mind adv.
|
aklının bir köşesinde |
|
422 |
General |
on one's mind adv.
|
aklında |
|
423 |
General |
on one's mind adv.
|
hatırında |
|
424 |
General |
on one's mind adv.
|
vicdanında |
|
425 |
General |
mind at peace adv.
|
gönül rahatlığıyla |
|
426 |
General |
with this in mind adv.
|
bunu akılda tutarak |
|
427 |
General |
never mind! interj.
|
adam sen de |
|
428 |
General |
never mind! interj.
|
sağlık olsun |
|
429 |
General |
mind! interj.
|
sakın |
|
430 |
General |
never mind! interj.
|
aldırma! |
|
431 |
General |
never mind! interj.
|
boş ver! |
|
432 |
General |
never mind! interj.
|
sağlık olsun! |
|
Phrases |
|
433 |
Phrases |
in body and mind adv.
|
bedensel ve ruhsal olarak |
|
434 |
Phrases |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
aklımdan bile geçmedi |
|
435 |
Phrases |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
işin gerçeği ise bundan tamamen farklı/bunun tamamen tersi |
|
436 |
Phrases |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
gerçekle/gerçekte olanlarla uzaktan yakından ilgisi/alakası yok |
|
437 |
Phrases |
first thing come to mind expr.
|
akla ilk gelen |
|
438 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
aklı yerinde değil |
|
439 |
Phrases |
keep in mind that expr.
|
aklında bulunsun |
|
440 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
aklını kaçırmış |
|
441 |
Phrases |
bearing/keeping this situation in mind expr.
|
bu durumu düşünerek |
|
442 |
Phrases |
with this object in my mind expr.
|
bu amaçla |
|
443 |
Phrases |
with this purpose in mind expr.
|
bu amaç doğrultusunda |
|
444 |
Phrases |
with this object in my mind expr.
|
bu niyetle |
|
445 |
Phrases |
bearing/keeping this situation in mind expr.
|
bu durumu göz önüne alarak |
|
446 |
Phrases |
bearing these facts in mind expr.
|
bu gerçekleri unutmadan |
|
447 |
Phrases |
bearing these facts in mind expr.
|
bu gerçekleri akılda bulundurarak |
|
448 |
Phrases |
mind you expr.
|
düşünecek olursak |
|
449 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
delirmiş |
|
450 |
Phrases |
mind your p's and q's expr.
|
davranışlarına dikkat et |
|
451 |
Phrases |
friendship is one mind in two bodies expr.
|
dostluk aynı düşünceleri paylaşmaktır |
|
452 |
Phrases |
bearing in mind expr.
|
göz önüne alınacak olursa |
|
453 |
Phrases |
bearing in mind expr.
|
eğer |
|
454 |
Phrases |
it must be born in mind that expr.
|
hatırlanmalıdır ki |
|
455 |
Phrases |
bearing in mind expr.
|
göz önünde tutulursa |
|
456 |
Phrases |
mind you expr.
|
gerçi |
|
457 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
kafası karışık |
|
458 |
Phrases |
mind you expr.
|
ne var ki |
|
459 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
kaçık |
|
460 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
kafası yerinde değil |
|
461 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
küfelik |
|
462 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
kibarlığı elden bırakma |
|
463 |
Phrases |
travel broadens the mind expr.
|
seyahat etmek ufku genişletir |
|
464 |
Phrases |
if you don't mind me saying expr.
|
sormamda bir sakınca yoksa |
|
465 |
Phrases |
I have a good mind to expr.
|
şeytan diyor ki |
|
466 |
Phrases |
mind your p's and q's expr.
|
söz ve hareketlerine dikkat et |
|
467 |
Phrases |
if you don't mind me saying expr.
|
söylememde bir sakınca yoksa |
|
468 |
Phrases |
if you don't mind me saying expr.
|
sormamda sakınca yoksa |
|
469 |
Phrases |
I have half a mind to expr.
|
şeytan diyor ki |
|
470 |
Phrases |
having all these in mind expr.
|
tüm bunlar göz önüne alındığında |
|
471 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
terbiyeni takın |
|
472 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
terbiyesizlik yapma |
|
473 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i hatırda tutarak |
|
474 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
uslu dur |
|
475 |
Phrases |
keep in mind that expr.
|
unutmamak gerekir ki |
|
476 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i hatırlayarak |
|
477 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i göz önünde bulundurarak |
|
478 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i dikkate alarak |
|
479 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i göz önüne alarak |
|
480 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i akılda tutarak |
|
481 |
Phrases |
bear in mind that expr.
|
unutmamak gerekir ki |
|
482 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i hesaba katarak |
|
483 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(biri/bir şey) düşünüldüğünde |
|
484 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurarak |
|
485 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(birini/bir şeyi) düşünerek |
|
486 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(birini/bir şeyi) hesaba katarak |
|
487 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir şeyi düşünerek |
|
488 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir şeyi göz önünde bulundurarak |
|
489 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir nedenle |
|
490 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir şey için |
|
491 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
aklında bir şeyle |
|
492 |
Phrases |
with peace in mind expr.
|
gönül rahatlığıyla |
|
493 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
kabul etmekten çekinmiyorum |
|
494 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
açıkça kabul ediyorum |
|
495 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
kabul etmekten çekinmiyorum |
|
496 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
açıkça kabul ediyorum |
|
Proverb |
|
497 |
Proverb |
a contented mind is a perpetual feast n.
|
halinden memnun kişi daha fazlası için uğraşmaz |
|
498 |
Proverb |
out of sight out of mind
|
gözden uzak gönülden uzak olur |
|
499 |
Proverb |
travel broadens the mind
|
çok gezen çok bilir |
|
500 |
Proverb |
contented mind is a perpetual feast
|
huzurlu insan mutludur |
|