çalışma - Turkish English Dictionary

çalışma

Meanings of "çalışma" in English Turkish Dictionary : 66 result(s)

Turkish English
Common Usage
çalışma action n.
We have tried to defend peace by taking military action.
Askeri tedbirler alarak barışı savunmaya çalıştık.

More Sentences
çalışma study n.
There is an exhaustive study by the Commission, but it dates from 1999.
Komisyon tarafından kapsamlı bir çalışma yapılmıştır, ancak bu çalışma 1999 yılına aittir.

More Sentences
çalışma working n.
The fact that poor working methods are used in order to be so cheap does not matter.
Bu kadar ucuz olması için kötü çalışma yöntemlerinin kullanılmış olması önemli değildir.

More Sentences
çalışma work n.
The rapporteur's work is not evident.
Raportörün çalışmaları görünür değildir.

More Sentences
çalışma labor n.
And I sentence you to ten years hard labor.
Seni on yıl ağır işlerde çalışmaya mahkum ediyorum.

More Sentences
çalışma labour n.
The third error relates to the harmonisation of labour and social legislation.
Üçüncü hata, çalışma ve sosyal mevzuatın uyumlaştırılması ile ilgilidir.

More Sentences
çalışma job n.
Tom has a blue-collar job.
Tom mavi yakalı bir işte çalışıyor.

More Sentences
General
çalışma labour n.
The third error relates to the harmonisation of labour and social legislation.
Üçüncü hata, çalışma ve sosyal mevzuatın uyumlaştırılması ile ilgilidir.

More Sentences
çalışma exercise n.
These days, one could no doubt call it a benchmarking exercise.
Bugünlerde buna hiç şüphesiz bir kıyaslama çalışması denebilir.

More Sentences
çalışma endeavor n.
I wish her the very best in her future endeavors.
Gelecekteki çalışmalarında ona en iyisini diliyorum.

More Sentences
çalışma practice n.
We have choir practice every Monday.
Her pazartesi koro çalışmamız var.

More Sentences
çalışma mission n.
It has carried out various fact-finding missions regarding the situation of human rights in Turkey.
Türkiye'deki insan hakları durumuyla ilgili çeşitli bilgi toplama çalışmaları yapmıştır.

More Sentences
çalışma operation n.
I must say that I have never seen anything more fascistic than their methods of operation.
Onların çalışma yöntemlerinden daha faşizan bir şey görmediğimi söylemeliyim.

More Sentences
çalışma labor n.
And I sentence you to ten years hard labor.
Seni on yıl ağır işlerde çalışmaya mahkum ediyorum.

More Sentences
çalışma employment n.
Tax reductions, however, should be made for everyone in paid employment.
Ancak ücretli çalışan herkes için vergi indirimleri yapılmalıdır.

More Sentences
çalışma effort n.
I shall be continuing the efforts we have begun.
Başlattığımız çalışmaları devam ettireceğim.

More Sentences
çalışma endeavour n.
However, the Presidency and the General Secretariat are continuing in their endeavours, as instructed in Seville.
Bununla birlikte, Başkanlık ve Genel Sekreterlik Sevilla'da talimat verildiği üzere çalışmalarına devam etmektedir.

More Sentences
çalışma activity n.
He devoted himself to the volunteer activity.
Kendini gönüllü çalışmaya adadı.

More Sentences
Trade/Economic
çalışma labor n.
And I sentence you to ten years hard labor.
Seni on yıl ağır işlerde çalışmaya mahkum ediyorum.

More Sentences
çalışma labour n.
The third error relates to the harmonisation of labour and social legislation.
Üçüncü hata, çalışma ve sosyal mevzuatın uyumlaştırılması ile ilgilidir.

More Sentences
çalışma operation n.
I must say that I have never seen anything more fascistic than their methods of operation.
Onların çalışma yöntemlerinden daha faşizan bir şey görmediğimi söylemeliyim.

More Sentences
çalışma working n.
The fact that poor working methods are used in order to be so cheap does not matter.
Bu kadar ucuz olması için kötü çalışma yöntemlerinin kullanılmış olması önemli değildir.

More Sentences
çalışma employment n.
Tax reductions, however, should be made for everyone in paid employment.
Ancak ücretli çalışan herkes için vergi indirimleri yapılmalıdır.

More Sentences
Politics
çalışma labor n.
And I sentence you to ten years hard labor.
Seni on yıl ağır işlerde çalışmaya mahkum ediyorum.

More Sentences
çalışma labour n.
The third error relates to the harmonisation of labour and social legislation.
Üçüncü hata, çalışma ve sosyal mevzuatın uyumlaştırılması ile ilgilidir.

More Sentences
Technical
çalışma work n.
The rapporteur's work is not evident.
Raportörün çalışmaları görünür değildir.

More Sentences
Medical
çalışma work n.
The rapporteur's work is not evident.
Raportörün çalışmaları görünür değildir.

More Sentences
Common Usage
çalışma studying n.
çalışma running n.
General
çalışma try n.
çalışma priming n.
çalışma job of work n.
çalışma training n.
çalışma field mission n.
çalışma endeavoring n.
çalışma reading n.
çalışma praxis n.
çalışma endeavouring n.
çalışma workout n.
çalışma gear n.
çalışma movement n.
çalışma performance n.
çalışma starting n.
çalışma acture [obsolete] n.
çalışma endeavorment n.
çalışma endeavourment n.
çalışma graft [dialect] [uk] n.
çalışma operance n.
çalışma opifice [obsolete] n.
çalışma fand n.
çalışma prie n.
çalışma prosecution n.
çalışma wk (work) abrev.
Colloquial
çalışma yakker [australia/new zealand]] n.
çalışma yacker [australia/new zealand] n.
çalışma yakka [australia] n.
Idioms
çalışma a job of work [uk] n.
Trade/Economic
çalışma training n.
çalışma try n.
Technical
çalışma operational test n.
çalışma performance n.
çalışma start n.
Computer
çalışma execution n.
Social Sciences
çalışma yakoots n.
Art
çalışma croquis n.
Slang
çalışma on the clock expr.

Meanings of "çalışma" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
çalışma odası workroom n.
He is still at work in the workroom.
Hala çalışma odasında çalışıyor.

More Sentences
çalışma masası desk n.
We have taken some action in that area and work is going on at departmental level, rather than on the desk tops.
Bu alanda bazı adımlar attık ve çalışmalar masa başından ziyade departman düzeyinde devam ediyor.

More Sentences
General
ortak çalışma cooperation n.
Through EU cooperation, the common work in favour of a cleaner Baltic Sea will be intensified.
AB işbirliği sayesinde daha temiz bir Baltık Denizi için ortak çalışmalar yoğunlaştırılacaktır.

More Sentences
çalışma günü working day n.
The working day for these children is up to fifteen hours long.
Bu çocuklar için çalışma günü on beş saate kadar çıkmaktadır.

More Sentences
çalışma ilişkileri labour relations n.
The topic is labour relations.
Konu başlığı çalışma ilişkileridir.

More Sentences
çalışma alanı field n.
We are well aware, though, of the substantial personnel shortage that exists in this field of work.
Yine de, bu çalışma alanında var olan önemli personel açığının farkındayız.

More Sentences
çalışma odası study n.
She's writing something in her study.
O, çalışma odasında bir şey yazıyor.

More Sentences
çalışma saati working hour n.
A reduction in VAT rates would also allow many establishments to adjust working hours.
KDV oranlarında yapılacak bir indirim, birçok işletmenin çalışma saatlerini ayarlamasına da olanak sağlayacaktır.

More Sentences
sıkı çalışma hard work n.
We are your peers and we know how much hard work you did and we congratulate you both on that work.
Biz sizin akranlarınızız ve ne kadar sıkı çalıştığınızı biliyoruz ve bu çalışmanızdan dolayı ikinizi de tebrik ediyoruz.

More Sentences
çalışma şartları working conditions n.
Difficult working conditions, including low salaries, are not conducive to the impartial administration of justice.
Düşük maaşlar dahil zor çalışma şartları, adaletin tarafsız biçimde yürütülmesine elverişli değildir.

More Sentences
çalışma bakanlığı ministry of labour n.
The Greek Ministry of Labour has tabled a business plan for reforming the employment agencies.
Yunanistan Çalışma Bakanlığı, istihdam bürolarının reforme edilmesine yönelik bir iş planı sunmuştur.

More Sentences
uzun çalışma saatleri long hours n.
This translates into longer hours and less job security for the staff.
Bu da personel için daha uzun çalışma saatleri ve daha az iş güvencesi anlamına gelmektedir.

More Sentences
birlikte çalışma cooperation n.
We need cooperation and interoperability to create a market which can convince the consumers.
Tüketicileri ikna edebilecek bir pazar yaratmak için işbirliğine ve birlikte çalışabilirliğe ihtiyacımız var.

More Sentences
fazla çalışma overwork n.
He died from overwork.
Fazla çalışmaktan öldü.

More Sentences
çalışma koşulları working conditions n.
Much greater stress should be laid on working conditions.
Çalışma koşullarına çok daha fazla vurgu yapılmalıdır.

More Sentences
çalışma saatleri working hours n.
You can't smoke during work hours.
Çalışma saatleri sırasında sigara içemezsin.

More Sentences
çalışma ortamı work environment n.
The self-employed must not be able to freewheel when it comes to the EU rules on the working environment.
Serbest meslek sahipleri, çalışma ortamına ilişkin AB kuralları söz konusu olduğunda serbestçe hareket edememelidir.

More Sentences
yapısal çalışma structural work n.
Structural work must adopt the principle of phasing in increased batches of aid.
Yapısal çalışmalar, yardımların aşamalı olarak arttırılması ilkesini benimsemelidir.

More Sentences
evden çalışma teleworking n.
It would involve the Language Centre in Luxembourg and a greater focus on teleworking.
Bu da Lüksemburg'daki Dil Merkezini ve evden çalışma üzerine daha fazla odaklanmayı içine alır.

More Sentences
vardiyalı çalışma working in shifts n.
I work in shifts.
Vardiyalı çalışıyorum.

More Sentences
çalışma grubu working party n.
Negotiations on these initiatives have already begun among working parties in the Council.
Bu girişimlere ilişkin müzakereler Konsey'deki çalışma grupları arasında çoktan başlamıştır.

More Sentences
çalışma süreleri working times n.
We have also considerably improved and clarified the definition of working time.
Ayrıca çalışma süresi tanımını da önemli ölçüde geliştirdik ve netleştirdik.

More Sentences
esnek çalışma saatleri flexible working hours n.
Flexible work hours make employees more productive.
Esnek çalışma saatleri çalışanları daha üretken yapar.

More Sentences
ayrıntılı çalışma detailed work n.
Reporting on the objectives and the detailed work programme will take account of these issues, which are interrelated.
Hedefler ve ayrıntılı çalışma programına ilişkin raporlar, birbiriyle ilişkili olan bu hususları dikkate alacaktır.

More Sentences
çalışma planı study plan n.
We elaborated on our study plan.
Çalışma planımızı detaylandırdık.

More Sentences
ek işte çalışma moonlighting n.
He's moonlighting as a stripper.
O, bir striptizci olarak ek işte çalışıyor.

More Sentences
gönüllü çalışma voluntary work n.
Suffice it for me to refer to the impact on families, social contacts, voluntary work and care for others.
Aileler, sosyal ilişkiler, gönüllü çalışma ve başkalarının bakımı üzerindeki etkilerine değinmekle yetineceğim.

More Sentences
çalışma odası den n.
Tom and Mary were playing darts in the den.
Tom ve Mary çalışma odasında dart oynuyorlardı.

More Sentences
çalışma planı working plan n.
Now we need to elaborate upon these in our working plan.
Şimdi bunları çalışma planımızda detaylandırmamız gerekiyor.

More Sentences
çalışma alanı working area n.
The President presented four major working areas for the next six-month period.
Başkan önümüzdeki altı aylık dönem için dört ana çalışma alanı sundu.

More Sentences
çalışma hayatı working life n.
Personal computers and mobile telephones have drastically altered our working lives and our everyday life.
Kişisel bilgisayarlar ve cep telefonları çalışma hayatımızı ve günlük yaşamımızı büyük ölçüde değiştirdi.

More Sentences
bilimsel çalışma scientific study n.
The facts are clear, based on scientific studies.
Bilimsel çalışmalara dayanan gerçekler açıktır.

More Sentences
çalışma odası study room n.
If you're having trouble getting your kids to do homework, check out these cool study room ideas.
Çocuklarınıza ödev yaptırmakta zorlanıyorsanız, bu havalı çalışma odası fikirlerine göz atın.

More Sentences
modern çalışma modern study n.
All of the modern studies run to the contrary.
Tüm modern çalışmalar bunun tam tersini söylemektedir.

More Sentences
çalışma alanı field of study n.
What's your major field of study?
Ana çalışma alanınız nedir?

More Sentences
çalışma odası office n.
This is the principal's office.
Burası müdürün çalışma odası.

More Sentences
ortak çalışma joint work n.
This instrument, together with the international ITER agreement, forms the current basis of our joint work.
Bu belge, uluslararası ITER anlaşması ile birlikte ortak çalışmalarımızın mevcut temelini oluşturmaktadır.

More Sentences
(iş/çalışma) kurtarma planı recovery plan n.
I would like to see Member States carrying out socio-economic impact assessments on the recovery plan.
Üye Devletlerin kurtarma planı üzerinde sosyo-ekonomik etki değerlendirmeleri yaptıklarını görmek istiyorum.

More Sentences
çalışma arkadaşı fellow worker n.
I think that, in general, we must look at the position of our fellow workers.
Genel olarak çalışma arkadaşlarımızın konumuna bakmamız gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
çalışma yeri (ofis) office n.
The office where my father works is near the station.
Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır.

More Sentences
uyumlu çalışma coordination n.
Coordination is extremely valuable.
Uyumlu çalışma son derece değerlidir.

More Sentences
çalışma düzeni work order n.
Everything is in perfect working order.
Her şey mükemmel çalışma düzeni içinde.

More Sentences
aktif çalışma active working n.
The EU's commitment will be commensurate with the active work done by the candidate countries.
AB'nin taahhüdü, aday ülkeler tarafından yapılan aktif çalışmalarla orantılı olacaktır.

More Sentences
pratik çalışma practical work n.
Practical work aimed at getting people into employment is done locally.
İnsanları istihdama kazandırmayı amaçlayan pratik çalışmalar yerel olarak yapılmaktadır.

More Sentences
teknik çalışma technical work n.
I support the President's proposals that there should not be technical working groups.
Başkan'ın teknik çalışma gruplarının olmaması gerektiği yönündeki önerilerini destekliyorum.

More Sentences
ortak çalışma collaborative work n.
The issue of how to improve collaborative work, particularly in the field of legislation, is not a taboo subject either.
Özellikle mevzuat alanında ortak çalışmanın nasıl geliştirilebileceği konusu da tabu bir konu değildir.

More Sentences
çalışma birimi working unit n.
Are there many women in your work unit?
Çalışma biriminizde çok kadın var mı?

More Sentences
yeni bir çalışma a new study n.
A new study published last week suggests that it did not.
Geçen hafta yayınlanan yeni bir çalışma öyle olmadığını gösteriyor.

More Sentences
Common Usage
şüphelerini ve endişelerini tekrar giderme veya gidermeye çalışma reassurance n.
çok az iş/çalışma/emek lack of work n.
General
çalışma dinlenme dönemleri work/rest cycles n.
ağzıyla kapmaya çalışma snap n.
ortaokul veya liselerde çalışma salonu study hall n.
götürü çalışma piece work n.
çalışma bakanlığı employment department n.
mimari çalışma tracery n.
milletler arası çalışma teşkilatı international labour organisation n.
çalışma bakanlığı the ministry of labor n.
çalışma yaşamı kalitesi quality of work life n.
bir haftadaki toplam işgünü veya çalışma saati workweek n.
özellikle siyasi suçluları cezalandırmak amacıyla kullanılan sovyet çalışma kampı gulag n.
çalışma grubu toplantısı working group meeting n.
uluslararası çalışma örgütü international labour organization n.
sınav öncesi yoğun çalışma cram n.
tıbbi sosyal çalışma medical social work n.
çalışma isteği will to work n.
çalışma kampı work camp n.
çalışma günü weekday n.
isteksizce çalışma plodding n.
atipik çalışma flexible working n.
çalışma özeni labor pains n.
çalışma gücü kaybı incapacity to work n.
aşırı çalışma overactivity n.
analitik çalışma analytical study n.
kapmaya çalışma clutch n.
fazla çalışma ücreti overtime pay n.
yapmaya çalışma endeavoring n.
yıllık çalışma annual work n.
çalışma masası worktable n.
ön çalışma spadework n.
ön çalışma study n.
çalışma özeni labour pains n.
çalışma sırası spell n.
afrika kültürleriyle ilgili çalışma afrocentrism n.
deneysel çalışma experimental study n.
sosyal çalışma yönetimi social work administration n.
sosyal çalışma social work n.
geçici çalışma kurulu ad hoc group n.
çalışma ilişkileri tarihi history of labour relations n.
çalışma masası work table n.
çalışma ahlakı work ethic n.
özenle ve sebat ederek çalışma diligence n.
ısırmaya çalışma (köpek) snap n.
çalışma bakanı secretary of state for employment n.
çalışma refahı workfare n.
fazla çalışma over work n.
yevmiyeli çalışma jobbing n.
çalışma masası bureau n.
çalışma bakanı secretary of labour n.
çalışma şartları kötü işyeri sweatshop n.
çalışma hakkı right to labor n.
çalışma bakanlığı labor bureaus n.
çalışma grubu shift n.
asgari çalışma yaşı minimum of working age n.
çalışma grubu pool n.
çalışma hayatının kalitesi quality of worklife n.
esnek çalışma flexible working n.
çalışma rehberleri study guides n.
özürlüler çalışma atölyesi workshop for handicapped n.
normal çalışma saatleri ordinary working hours n.
engellilerle sosyal çalışma social work with the handicapped n.
çalışma mevsimi working season n.
başkalarını kendi dinine çevirmeye çalışma proselytism n.
referans çalışma reference work n.
çalışma masası writing table n.
temel çalışma (bir konu vb) background study n.
sakalın uzama evrelerini araştıran çalışma alanı pogonology n.
çalışma organizasyonu working organization n.
ikincil çalışma secondary work n.
yapmaya çalışma endeavouring n.
makine hatalı çalışma zamanı machine spoilt work time n.
çalışma eğrisi operating line n.
çalışma odası snuggery n.
insan ırkının soyaçekim yoluyla ıslahına çalışma eugenism n.
çalışma çağı dışındaki nüfus population who are not in working age n.
hızlı ve verimli çalışma efficiency n.
çalışma ve sosyal güvenlik bakanı minister of labor and social security n.
yan çalışma offshoot n.
çalışma çağındaki nüfus population in working age n.
çalışma saatleri hours of labor n.
çalışma dinlenme dönemleri work rest cycles n.
bağımsız çalışma independent study n.
çalışma arkadaşı workmate n.
fazla çalışma overtime work n.
ekip halinde çalışma ruhu team spirit n.
yaranmaya çalışma adulation n.
kaçak çalışma illicit work n.
birlikte çalışma collaboration n.
bilgi açlığını internette dindirmeye çalışma infonography n.
çalışma programı itinerary n.
öne çıkmaya çalışma durumu pushiness n.
çalışma esasları rules of procedures n.
müşterek çalışma grubu joint working group n.
bilimsel çalışma scientific work n.
çalışma ve iş için sözleşmeler contracts for work and labor n.
çalışma kuralı working rule n.
çalışma belgesi working paper n.
çalışma bakanı minister of labour n.
kayıtdışı çalışma undeclared work n.
çalışma prensibi working principle n.
ders çalışma study n.
ıkına sıkına çalışma toil n.
nöbetleşe çalışma watch n.
eğitim ve çalışma instruction and study n.
çalışma usulü working principle n.
gerçekleştirmeye çalışma pursuit n.
dini yaymaya çalışma proselytism n.
sosyal çalışma casework n.
bedensel çalışma physical labour n.
anlamaya çalışma plumbing n.
çalışma bildirisi statement of work n.
vakit kazanmaya çalışma stall n.
edebi çalışma literary study n.
ücretli çalışma gainful occupation n.
çalışma standartları field standards n.
tek bir alanda çalışma (birçok alan veya iş yerine) specialization n.
az sayıda çalışma limited number of studies n.
çalışma politikası labor policy n.
yersel çalışma geodesy n.
çalışma odası library n.
benzemeye çalışma emulation n.
çalışma gurubu working group n.
çalışma bakanlığı ministry of labor n.
sosyal çalışma eğitimi social work education n.
bir konu hakkında yapılan bilimsel çalışma research work n.
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışma semiretirement n.
edebi çalışma scriptum n.
köle gibi çalışma slaving n.
müşterek çalışma interoperability n.
yıllık çalışma annual operation n.
çalışma ortamı sıcaklığı ambient operating temperature n.
saatli çalışma timework n.
mucizelerle ilgili çalışma alanı thaumatology n.
akademik çalışma academic study n.
sıkı çalışma hardwork n.
çalışma ekonomisi labor economics n.
çalışma şekli manner of work n.
çalışma geçmişi employment history n.
ağır çalışma şartları heavy working conditions n.
çalışma şekli the way of work n.
yoğun çalışma ortamı intense work environment n.
çalışma performansı performance of work n.
çalışma performansı working performance n.
gönüllü çalışma volunteer work n.
yaratıcı çalışma creative work n.
önceki çalışma previous work n.
önceki çalışma previous study n.
yüklü çalışma on load operation n.
çalışma yöntemi operation mode n.
çalışma faaliyetleri work activities n.
bilgisayar çalışma hızı clock speed n.
evde çalışma teleworking n.
vardiyalı çalışma shift working n.
çalışma frekansı operating frequency n.
çalışma arkadaşları workmates n.
çalışma teknikleri study techniques n.
çalışma ruhsatı work permit n.
çalışma ekibi working party n.
ayrıntılı çalışma comprehensive study n.
ayrıntılı çalışma extensive work n.
ayrıntılı çalışma intensive study n.
ayrıntılı çalışma extensive study n.
çalışma raporu working report n.
çalışma raporu report n.
çalışma arızası breakdown n.
çalışma karnesi employment certificate n.
çalışma belgesi employment certificate n.
çalışma karnesi certificate of employment n.
çalışma belgesi certificate of employment n.
yoğun çalışma ortamı intensive working environment n.
yoğun çalışma ortamı busy working environment n.
yoğun çalışma ortamı hectic working environment n.
ampirik çalışma empirical study n.
çalışma yeri working place n.
bilimsel çalışma alanı scientific study field n.
bilimsel çalışma dalı scientific study field n.
çalışma izin belgesi work permit certificate n.
günlük çalışma raporu daily report n.
çalışma alanı domain n.
bitki türlerinin coğrafî dağılımını inceleyen bilimsel çalışma phytogeography n.
çalışma akımı working current n.
çalışma talimatı working order n.
normal koşullarda çalışma yükü working load n.
çalışma ömrü working life n.
tam yükle çalışma full load operation n.
görsel çalışma visual work n.
haftada beş gün çalışma five-day working week n.
çalışma sorunları employment-working problems n.
günde sekiz saat çalışma sistemi eight-hour day n.
çalışma atmosferi job-working atmosphere n.
tamgün bir çalışma gerektiren iş full-time job n.
çalışma psikolojisi psychology of working-employment n.
kısa çalışma short-time working n.
part-time çalışma part-time employment n.
yarı zamanlı çalışma part-time employment n.
fazladan çalışma extra labor n.
model çalışma model study n.
sıkı çalışma doing n.
istediği saatlerde çalışma flex time n.
bilimsel çalışma fieldwork n.
çalışma materyali study material n.
araştırmanın çalışma evreni target population of the study n.
kötü çalışma malfunction n.
kusurlu çalışma malfunction n.
arızalı çalışma malfunction n.
forse çalışma overwork n.
çalışma anlayışı notion of work n.
çalışma anlayışı sense of work n.
alışılmış çalışma yöntemi routine n.
çalışma yeri workplace n.
çalışma kolu task force n.
eş çalışma coactivation n.
birlikte çalışma coactivation n.
bilinen ilk çalışma first known study n.
çalışma odası work room n.
meslektaşlar arasındaki kolektif çalışma collegiality n.
sofistike çalışma sophisticated work n.
ortaklaşa çalışma cooperation n.
güncel bir çalışma a recent study n.
son zamanlarda yapılan bir çalışma a recent study n.
çalışma sahası construction site n.
çalışma alanı krokisi work area plan n.
çalışma disiplini work discipline n.
storlu çalışma masası rolltop desk n.
yoğun çalışma programı intensive work program n.
anahtar çalışma key study n.
uzun süreli çalışma long-term practice n.
üç yıllık/senelik çalışma three-year study n.
çalışma yeri work place n.
faaliyeti bir arada özellikle de güçlükle sürdürmeye çalışma juggling n.
herhangi bir ilimde ilk çalışma propaedeutics n.
herhangi bir ilimde ilk çalışma propaedeutic n.
çalışma azmi eagerness to work n.
çalışma azmi determination to work n.
çalışma azmi ambition to work n.
günlük çalışma rutini everyday work routine n.
çalışma saatleri hours of work n.
ön çalışma prestudy n.
ortak çalışma grubu joint study group n.
ortak çalışma joint study n.
türemiş çalışma derivative work n.
çalışma sonuçları the study results n.
tek seferlik çalışma one-time study n.
bir defalık çalışma one-time study n.
çalışma arkadaşı co-worker n.
çalışma arkadaşı workfellow n.
çalışma arkadaşı colleague n.
çalışma testleri working tests n.
ölümüne çalışma karoshi n.
yıllık çalışma süresi annual working period n.
deneysel çalışma empirical study n.
rüşvet vererek etkilemeye çalışma embracery n.
haftanın ilk çalışma günü the first business day of the week n.
esir çalışma kampı slave labor camp n.
esir çalışma kampı slave labour camp n.
haftanın çalışma günleri weekdays n.
iş/çalışma delisi/manyağı workhorse n.
oturma, çalışma, yemek, misafir odalarının ve mutfağın bir arada olduğu, yüksek tavanlı, büyük salon great room n.
çalışma platformu working platform n.
çalışma zemini working platform n.
çalışma arkadaşı coworker n.
diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma altruism n.
çalışma alışkanlıkları study habits n.
tek bir alanda çalışma (birçok alan veya iş yerine) specialisation n.
sınırlı/kısıtlı çalışma yeterliliği limited working proficiency n.
bireysel çalışma self-study n.
son saatlerde yapılan hararetli çalışma charette n.
çalışma yılı working year n.
çalışma süreci study process n.
çalışma adı working name n.
çalışma ismi working name n.
çalışma kağıdı work sheet n.
çalışma mantığı operating logic n.
planlı çalışma planned work n.
planlı çalışma planned study n.
mevcut çalışma present study n.
bu çalışma present study n.
teknik çalışma technical study n.
çalışma salonu study hall n.
psikometrik çalışma psychometric study n.
işbirlikçi çalışma collaborative work n.
çalışma talimatı work instruction n.
çalışma motivasyonu work motivation n.
çığır açıcı çalışma seminal work n.
ilgi çekmeye çalışma attention seeking n.
ilgi çekmeye çalışma drawing attention n.
ilgi çekmeye çalışma garnering attention n.
klasik çalışma classic study n.
sıkıştırılmış çalışma haftası compressed work week n.
taslak çalışma draft n.
taslak çalışma draft study n.
taslak çalışma draft work n.
çalışma takvimi work schedule n.
organize çalışma organized work n.
yanlış çalışma misoperation n.
hatalı çalışma misoperation n.
karşılaştırmalı çalışma comparative study n.
tekrarlı çalışma replicated study n.
çalışma dolabı study cupboard n.
çalışma ispatı proof of work n.
çalışma sıklığı operating frequency n.
genellikle kütüphane gibi yerlerde kullanılan bölmeli tek kişilik çalışma masası carrel n.
bedensel çalışma stoop labour n.
çalışma esası working principle n.
çalışma kampı camp n.
çalışma biçimi/tarzı action n.
geçici olarak sekreter veya işçi olarak çalışma temping n.
çalışma sahası work site n.
çalışma saatlerini kontrol eden görevli time clerk n.
fiili çalışma actual work n.
sıkı çalışma turmoil [obsolete] n.
çok çalışma turmoil [obsolete] n.
(bir edebi eser için) gece saatlerinde çok yoğun çalışma elucubration [obsolete] n.
sembollerin anlamı üzerine çalışma yapan kimse emblematologist n.
çalışma ipucu study tip n.
bencilce bir amaç için çalışma ax–grinding n.
bencilce bir amaç için çalışma axe–grinding n.
yetersiz çalışma underwork n.
çalışma yöntemi job n.
(müşteriye) daha fazla şey satmaya çalışma upselling n.
çalışma alanında aktif olan genç youth leader n.
bir ülkede oturum ve çalışma izni olan kimse legal n.
takdire şayan yetenek ve sıkı çalışma ile başarılı olan kimse winner n.
kelimelerle ve sayılarla çalışma becerisi mediacy n.
temel organik işleme veya çalışma süreçleri metabolism n.
miazma alanında çalışma yapmış kimse miasmatist n.
çalışma cezasına çarptırılan mahkumların bulunduğu kamp work camp n.
çalışma evi working house n.
çalışma günü workyday n.
sürekli ve takıntılı bir şekilde çalışma ihtiyacı duyan kimse workaholic n.
çalışma saati duty period n.
çalışma süresi duty period n.
çalışma saati work shift n.
çalışma süresi work shift n.
çalışma noktası wp (working point) n.
kucağa koyulup yazı yazmak için kullanılan, geniş ve hafif bir tahtadan oluşan çalışma yüzeyi writing board n.
seyahat edenlere hizmet için normal çalışma saatlerinden sonra çalışma izni olan meyhane bona fide [ireland] n.
maaşsız çalışma bond service n.
akademik çalışma book [obsolete] n.
makine çalışma takibi health check [uk] n.
ön çalışma homework n.
hummalı çalışma hum n.
yeniden çalışma rework n.
çalışma arkadaşı yokemate n.
(ingiliz hukukunda) madende çalışma hakkı için ödenen ücret gale [uk] n.
(ingiliz hukukunda) madende çalışma hakkı gale [uk] n.
uğraş gerektiren çalışma lucubration n.
emek harcanan çalışma lucubration n.
çalışma alanındaki (toprak, çakıl, taş) molozu temizleyen kimse mucker n.
çalışma odası museum [obsolete] n.
kaburgalı yapı içeren çalışma ribwork n.
belirli bir yerden çalışma ride-up n.
pek bilinmeyen çalışma alanı byway n.
ikincil öneme sahip çalışma alanı byway n.
dağınık çalışma clatch [scotland] n.
standart çalışma saatlerinin dışında açık kalan dükkan dairy [new zealand] n.
insanların ağaçlardan geldiklerini öne süren teori ve çalışma dendranthropology n.
yoğun ve yorucu çalışma grind n.
çalışma alanı ground n.
çalışma konusu ground n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbledy peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumble peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumble-the-peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbledepeg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbly-peg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumbletypeg n.
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun mumblety-peg n.
geçici çalışma odd job n.
bir şeyi yapmaya çalışma offer n.
kısa süreli fakat kapsamlı çalışma once-over n.
çalışma planı operation plan n.
fazla çalışma overstudy n.
aşırı çalışma overstudy n.
çalışma çizelgeleri timesheets n.
çalışma çizelgesi timesheet n.
iyi çalışma koşulu commission n.
birbirine bağımlı şekilde yapılan çalışma communion n.
çalışma arkadaşı confrier n.
bilginin grafik veya harita destekli sunulduğu bir çalışma alanı infographics n.
esnek çalışma saatleri flexible hours of labor n.
çalışma kulübesi workshed n.
zorunlu ve ödemesiz çalışma begar n.
(yazar veya sanatçının yıpranmışlığını gösteren) çalışma dotage n.
kazanmaya çalışma double cross n.
uzaylıları, ufolojiye bağlı konuları, tarihi ve kozmolojide ve gezegenler arası seyahat konusundaki bilgiyle ilgili ilerlemeleri inceleyen bir çalışma sahası alientology n.
ortaklaşa çalışma concurrency n.
destek kazanmaya çalışma courtship n.
çalışma saatlerinde şahsi işleri için firma internetini kullanan kimse cyberslacker n.
bir patron tarafından yönetilen sömürü çalışma düzeni padronism [us] n.
mürettebatın güvenliği için elektriğin kesilmesi sonrasında verilen çalışma izni clearance n.
çalışma özet notları cliffs notes® n.
karşı çalışma counterwork n.
çalışma şekli fashion n.
çıkar için çalışma favors n.
çıkar için çalışma favours n.
(üst kademe olmayan) çalışma arkadaşı fellow servant n.
ev içi çalışma inwork n.
evden çalışma inwork n.
islam üzerinde çalışma yapan kimse islamist n.
gezici çalışma itinerancy n.
boylamsal çalışma longitudinal study n.
d notu almış çalışma d n.
gizli çalışma conveyance [obsolete] n.
birlikte çalışma isteği co-operation n.
çalışma günü day n.
kötü çalışma fist [dialect] n.
önemsiz çalışma opuscle n.
petrolojinin çalışma konusu petrology n.
cihazın yapım ve çalışma prensibi principle n.
bilimsel çalışma için kullanılan alan plot n.
suda çalışma plowter n.
çamurda çalışma plowter n.
suda çalışma plouter n.
çamurda çalışma plouter n.
ders çalışma saati prep [uk] n.
ders çalışma yeri prep [uk] n.
ders çalışma saati preparation [uk] n.
ders çalışma yeri preparation [uk] n.
ön çalışma preproduction n.
yayımlanmış çalışma publication n.
taslak çalışma scoping study n.
çalışmanın bağlamını belirleyen ön çalışma scoping study n.
(sınav öncesi) yoğun çalışma scram [dialect] [uk] n.
yazarın çalışma yeri scrivenery n.
sarmal motifli dekoratif çalışma scrollwork n.
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı self-help n.
öğrenci seminer ve çalışma grubu seminar n.
öğrenci seminer ve çalışma grubu seminary n.
engellilere çalışma imkanı sunan iş yeri sheltered workshop n.
vardiyalı çalışma sistemi shiftwork n.
alet edevat ile çalışma sanatı shop n.
teknik çalışma bilimi shop n.
yetersiz verilerle geleceği tahmin etmeye çalışma crystal gazing n.
çalışma odası cube n.
engelsiz çalışma freedom n.
serbest çalışma yürüten yazar veya sanatçı free-lance n.
çalışma arkadaşı skate n.
özensiz çalışma slopwork n.
dağınık çalışma slopwork n.
kreatif çalışma creative work n.
böbürlenmek amacıyla yapılan kreatif çalışma vanity project n.
hava ile çalışma pneumaticity n.
tahkimat üzerinde gerçekleştirilen dış çalışma spur [obsolete] n.
çalışma izni standoff [uk] n.
(çalışma konusu olarak) doğa bilimleri stinks [uk] n.
detaylı çalışma summa [rare] n.
antik sembol ve seremonileri inceleyen bir çalışma alanı symbolics n.
sembollerin incelenerek yorumlandığı bir çalışma alanı symbology n.
sembollerin incelenerek yorumlandığı bir çalışma alanı symbolology n.
eş anlamlı sözcükler üzerine yürütülen çalışma synonymy n.