bağışlamak - Turkish English Dictionary

bağışlamak

Meanings of "bağışlamak" in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

Turkish English
Common Usage
bağışlamak forgive v.
Please forgive me for saying so, but this is not satisfactory.
Lütfen bunu söylediğim için beni bağışlayın ama bu tatmin edici değil.

More Sentences
bağışlamak donate v.
We donate quite a lot of money to cooperation with these countries in Latin America.
Latin Amerika'daki bu ülkelerle iş birliği için oldukça fazla para bağışlıyoruz.

More Sentences
bağışlamak grant v.
Nobody can grant what is not theirs.
Hiç kimse kendine ait olmayan bir şeyi bağışlayamaz.

More Sentences
bağışlamak pardon v.
Pardon me for coming late.
Geç kaldığım için bağışlayın.

More Sentences
General
bağışlamak hand over v.
He handed over all his property to his son.
Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.

More Sentences
bağışlamak contribute v.
They contributed money to the Red Cross.
Kızıl Haç'a para bağışladılar.

More Sentences
bağışlamak endow v.
We hope someone endows the new university building.
Umarız birileri yeni üniversite binasını bağışlar.

More Sentences
bağışlamak kick in v.
Tom kicked in a lot of money.
Tom çok para bağışladı.

More Sentences
bağışlamak donate v.
We donate quite a lot of money to cooperation with these countries in Latin America.
Latin Amerika'daki bu ülkelerle işbirliği için oldukça fazla para bağışlıyoruz.

More Sentences
bağışlamak give away v.
Tom gave away all his money, then committed suicide.
Tom tüm parasını bağışladı sonra intihar etti.

More Sentences
bağışlamak excuse v.
Would you excuse us?
Bizi bağışlar mısınız?

More Sentences
bağışlamak spare v.
Your lives will be spared if you surrender.
Teslim olursanız canlarınız bağışlanacak.

More Sentences
bağışlamak absolve v.
He was absolved of his sin.
Onun günahı bağışlandı.

More Sentences
bağışlamak forgive v.
However, forgive me if I am a little sceptical of the reply you have just given me.
Bununla birlikte, bana verdiğiniz cevaba biraz şüpheyle yaklaştığım için beni bağışlayın.

More Sentences
Idioms
bağışlamak excuse v.
Please excuse my ignorance.
Lütfen cahilliğimi bağışlayın.

More Sentences
Trade/Economic
bağışlamak pardon v.
Please pardon me for coming late.
Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.

More Sentences
bağışlamak forgive v.
I must therefore ask you to forgive the Commission's absence.
Bu nedenle Komisyon'un yokluğunu bağışlamanızı rica etmek durumundayım.

More Sentences
Politics
bağışlamak donate v.
I've been trying to get Tom to donate some money.
Tom'un biraz para bağışlaması için uğraşıyorum.

More Sentences
General
bağışlamak condone v.
bağışlamak have mercy v.
bağışlamak instate v.
bağışlamak hand out v.
bağışlamak bestow v.
bağışlamak give to charity v.
bağışlamak save v.
bağışlamak dispense v.
bağışlamak remit v.
bağışlamak indow v.
bağışlamak concede v.
bağışlamak disengage v.
bağışlamak hide the face from v.
bağışlamak endower [obsolete] v.
bağışlamak enstate [obsolete] v.
bağışlamak lene v.
bağışlamak imbue v.
bağışlamak shrive v.
Phrasals
bağışlamak contribute something (to someone) (for someone or something) v.
bağışlamak will away v.
bağışlamak pass on v.
bağışlamak look over v.
Idioms
bağışlamak hand down v.
bağışlamak hand down v.
Law
bağışlamak make a donation v.
bağışlamak grant v.
bağışlamak subscribe v.
Archaic
bağışlamak assoil v.
bağışlamak assoilzie v.
bağışlamak graunt v.

Meanings of "bağışlamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 51 result(s)

Turkish English
General
kan bağışlamak donate blood v.
I donate blood as much as I can.
Elimden geldiğince kan bağışlıyorum.

More Sentences
para bağışlamak endow v.
He endowed the college with a large sum of money.
Üniversiteye büyük miktarda para bağışladı.

More Sentences
para bağışlamak donate money v.
In addition, this would make the line between donating money and buying votes a very fine one.
Ayrıca bu, para bağışlamak ile oy satın almak arasındaki çizgiyi de çok ince bir çizgi haline getirecektir.

More Sentences
hayatını bağışlamak spare another's life v.
canını bağışlamak spare v.
suçunu bağışlamak pardon somebody v.
adını bağışlamak tell one's name v.
suçunu bağışlamak forgive somebody's offence v.
canını bağışlamak spare the life of v.
canını bağışlamak spare somebody's life v.
suçunu bağışlamak absolve v.
organ bağışlamak donate organ v.
(para vb) bağışlamak donate v.
günahlarını bağışlamak forgive one's sins v.
hayır kurumlarına bağışlamak give it to charity v.
organ bağışlamak donate an organ v.
birinin suçunu bağışlamak let someone off v.
para bağışlamak grant money v.
yeniden bağışlamak regrant v.
yeniden bağışlamak reendow v.
yeniden bağışlamak re-endow v.
vasiyetname vasıtasıyla bağışlamak predispose v.
suçunu bağışlamak justify v.
(birine veya bir şeye) bağışlamak wish v.
cömertçe bağışlamak heap v.
yanlış şekilde bağışlamak misbestow v.
resmi olarak bağışlamak give v.
günahtan bağışlamak righteous v.
gift aid sistemiyle mal bağışlamak gift-aid v.
büyük meblağlar bağışlamak donate large sums of money v.
cezasını bağışlamak pardon [obsolete] v.
(hayatını) bağışlamak save [obsolete] v.
önceden bağışlamak forelend v.
Phrasals
(birine ya da bir şeye) bağışlamak concede to (someone or something) v.
bir şey bağışlamak offer up v.
'-e bağışlamak concede to v.
(birine/bir şeye bir şey) bağışlamak endow (someone or something) with (something) v.
(birini bir konuda) affetmek/bağışlamak forgive (someone) for (something) v.
bir konuda affetmek/bağışlamak forgive for v.
(birine bir şeyi) bağışlamak grant (something) to (someone) v.
birini/bir şeyi (birine/bir şeye) bırakmak/bağışlamak hand someone or something over (to someone or something) v.
Idioms
davranışını bağışlamak excuse for v.
hayatını bağışlamak spare someone's life v.
sorumluluğunu bağışlamak be exempt from v.
suçunu bağışlamak let off easy v.
Trade/Economic
(taahhüt edilen işin) başarısını garantilemek için para bağışlamak underwrite v.
Law
borcunu bağışlamak release v.
şartlı bağışlamak entail v.
(birine) mülkiyet bağışlamak infeft v.
Religious
(tanrı) günahını bağışlamak remit v.
(katolik kilisesi'nde) bağışlamak dispense v.