devam etmek

Meanings of "devam etmek" in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	devam etmek	hold v.
I hope the weather will hold for another day. Havanın bir gün daha devam edeceğini umuyorum. More Sentences
2	Common Usage	devam etmek	go on v.
We go on to identify a number of important points. Bir dizi önemli noktayı tespit etmeye devam ediyoruz. More Sentences
3	Common Usage	devam etmek	proceed v.
After the recess the teacher proceeded the lesson. Teneffüsten sonra öğretmen derse devam etti. More Sentences
General
4	General	devam etmek	run on v.
We ran on as far as the station. İstasyona kadar devam ettik. More Sentences
5	General	devam etmek	carry on with v.
This also means that we must carry on with the Structural Fund policy. Bu aynı zamanda Yapısal Fon politikasına devam etmemiz gerektiği anlamına da gelmektedir. More Sentences
6	General	devam etmek	hold out v.
Stay here for as long as the food supply holds out. Yiyecek tedariki devam ettiği sürece burada kalın. More Sentences
7	General	devam etmek	keep it up v.
I want Tom to keep it up. Tom'un böyle devam etmesini istiyorum. More Sentences
8	General	devam etmek	keep going v.
That is, products are included according to whether there are economic activities that have to be kept going. Yani ürünler, devam ettirilmesi gereken ekonomik faaliyetlerin olup olmamasına göre dahil edilir. More Sentences
9	General	devam etmek	go along v.
It is obvious that we cannot go along with this! Bu şekilde devam edemeyeceğimiz çok açık! More Sentences
10	General	devam etmek	follow on v.
To follow on from what you just said, a very good morning. Söylediklerinizden devam edecek olursak, çok iyi bir sabah. More Sentences
11	General	devam etmek	hold on v.
I hope I can hold on to my job. Umarım işime devam edebilirim. More Sentences
12	General	devam etmek	push v.
Do not give in to bullying and push ahead in your work. Zorbalığa teslim olmayın ve işinizde ilerlemeye devam edin. More Sentences
13	General	devam etmek	carry on v.
So there is no point in carrying on as if every ship were going to disappear. Yani her gemi yok olacakmış gibi devam etmenin bir anlamı yok. More Sentences
14	General	devam etmek	pursue v.
Will they pursue battles with other rogue states? Diğer haydut devletlerle de savaşmaya devam edecekler mi? More Sentences
15	General	devam etmek	go on v.
My group does not believe that this can go on, that the silence and the half-hearted measures can continue. Benim grubum bunun devam edebileceğine inanmayıp, sessizliğin ve gönülsüzce alınmış önlemlerin süregeleceğini düşünüyor. More Sentences
16	General	devam etmek	press on v.
We must determinedly press on with the social, cultural and economic reconstruction that has only just started. Henüz yeni başlamış olan sosyal, kültürel ve ekonomik yeniden inşaya kararlılıkla devam etmeliyiz. More Sentences
17	General	devam etmek	keep on v.
We cannot afford to keep on being weighed down by this ideological ballast. Bu ideolojik yükün altında ezilmeye devam etmeyi göze alamayız. More Sentences
18	General	devam etmek	endure v.
Strict application of the N+2 rule is necessary, otherwise the reservoir of commitments will endure artificially. N+2 kuralının katı bir şekilde uygulanması gereklidir aksi takdirde taahhüt rezervi yapay olarak devam edecektir. More Sentences
19	General	devam etmek	get along v.
Even in music, minor and major don't get along without one another. Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez. More Sentences
20	General	devam etmek	go ahead v.
It is obviously a positive matter that enlargement can now go ahead. Genişlemenin artık devam edebilecek olması elbette olumlu bir husustur. More Sentences
21	General	devam etmek	progress v.
In spite of the lack of progress, the efforts have continued. İlerleme kaydedilmemesine rağmen çabalar devam etmiştir. More Sentences
22	General	devam etmek	keep at v.
He kept at the job all day. Bütün gün işe devam etti. More Sentences
23	General	devam etmek	be in progress v.
A police investigation is in progress. Bir polis soruşturması devam ediyor. More Sentences
24	General	devam etmek	get on with v.
We have hundreds of years of discrimination to address and we need to get on with doing that. Ele almamız gereken yüzlerce yıllık ayrımcılık var ve bunu yapmaya devam etmeliyiz. More Sentences
25	General	devam etmek	attend v.
Only between 10% and 20% of children, depending on the region, attend school. Bölgelere göre değişmekle birlikte çocukların yalnızca %10 ila %20'si okula devam etmektedir. More Sentences
26	General	devam etmek	last v.
The events of 11 September last year are still clearly dominating world politics. Geçen yıl 11 Eylül'de meydana gelen olaylar hala dünya siyasetine hakim olmaya devam ediyor. More Sentences
27	General	devam etmek	go v.
When you find what works best for you, go with it. Sizin için en iyi olanı bulduğunuzda, onunla devam edin. More Sentences
28	General	devam etmek	keep v.
I can't let you keep doing that. Bunu yapmaya devam etmene izin veremem. More Sentences
29	General	devam etmek	proceed v.
They couldn't proceed with the swimming lessons because of the thunderstorm. Fırtına nedeniyle yüzme derslerine devam edemediler. More Sentences
30	General	devam etmek	remain v.
These errors remain in paragraphs 15, 22, 25, 26, 30, 31, 32 and 33. Bu hatalar 15, 22, 25, 26, 30, 31, 32 ve 33. paragraflarda devam etmektedir. More Sentences
31	General	devam etmek	endure v.
Strict application of the N+2 rule is necessary, otherwise the reservoir of commitments will endure artificially. N+2 kuralının katı bir şekilde uygulanması gereklidir, aksi takdirde taahhüt rezervi yapay olarak devam edecektir. More Sentences
32	General	devam etmek	run v.
My phone contract only has a couple of months to run. Telefon sözleşmem yalnızca birkaç ay daha devam edecek. More Sentences
33	General	devam etmek	run v.
This is the seventh year running. Bu, yedi yıldır devam ediyor. More Sentences
34	General	devam etmek	run v.
The current programming periods are still running. Mevcut programlama dönemleri hala devam ediyor. More Sentences
Phrasals
35	Phrasals	devam etmek	go ahead v.
Unless there are agreed common minimum standards for procedural law, this should not go ahead. Usul hukukuna ilişkin ortak asgari standartlar üzerinde mutabakata varılmadıkça bu uygulamaya devam edilmemelidir. More Sentences
Technical
36	Technical	devam etmek	persist v.
Take another pill if the pain persists. Ağrıların devam ederse bir hap daha al. More Sentences
37	Technical	devam etmek	proceed v.
So this is a useful tool and we should proceed with it. Dolayısıyla bu faydalı bir araçtır ve bununla devam etmeliyiz. More Sentences
38	Technical	devam etmek	last v.
Tom lasted about three months on that job. Tom yaklaşık üç ay o işte devam etti. More Sentences
Computer
39	Computer	devam etmek	resume v.
Firstly, can we resume the Development Agenda at this point? İlk olarak, bu noktada Kalkınma Gündemine devam edebilir miyiz? More Sentences
Aeronautic
40	Aeronautic	devam etmek	continue to v.
Let us continue to be open and tolerant. Açık ve hoşgörülü olmaya devam edelim. More Sentences
Common Usage
41	Common Usage	devam etmek	continue v.
General
42	General	devam etmek	abide v.
43	General	devam etmek	draw v.
44	General	devam etmek	attend regularly v.
45	General	devam etmek	keep up v.
46	General	devam etmek	carry over v.
47	General	devam etmek	persevere v.
48	General	devam etmek	go ahead with something v.
49	General	devam etmek	prosecute v.
50	General	devam etmek	soldier on v.
51	General	devam etmek	stand v.
52	General	devam etmek	pass on v.
53	General	devam etmek	carry forward v.
54	General	devam etmek	hang over v.
55	General	devam etmek	take up v.
56	General	devam etmek	go off v.
57	General	devam etmek	continue v.
58	General	devam etmek	went on (go on) v.
59	General	devam etmek	wear [scotland] v.
60	General	devam etmek	have v.
61	General	devam etmek	heighten v.
62	General	devam etmek	shut v.
63	General	devam etmek	strike v.
64	General	devam etmek	subsist v.
Phrasals
65	Phrasals	devam etmek	carry through v.
66	Phrasals	devam etmek	run on v.
67	Phrasals	devam etmek	get along v.
68	Phrasals	devam etmek	keep up v.
69	Phrasals	devam etmek	push on v.
70	Phrasals	devam etmek	hold up v.
71	Phrasals	devam etmek	set on [obsolete] v.
72	Phrasals	devam etmek	plough on v.
73	Phrasals	devam etmek	pass on v.
74	Phrasals	devam etmek	go forward v.
75	Phrasals	devam etmek	stick with v.
76	Phrasals	devam etmek	kick on v.
77	Phrasals	devam etmek	take up v.
Colloquial
78	Colloquial	devam etmek	keep at it v.
79	Colloquial	devam etmek	bash on [brit] v.
80	Colloquial	devam etmek	bash on [uk] v.
81	Colloquial	devam etmek	stick with it v.
82	Colloquial	devam etmek	g'head v.
Idioms
83	Idioms	devam etmek	go it v.
Technical
84	Technical	devam etmek	dure v.
Archaic
85	Archaic	devam etmek	entertain v.
86	Archaic	devam etmek	wag v.

Meanings of "devam etmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	denemeye devam etmek	keep trying v.
We have to keep trying. Denemeye devam etmeliyiz. More Sentences
2	General	konuşmaya devam etmek	go on v.
She went on speaking. Konuşmaya devam etti. More Sentences
3	General	davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)	go on v.
In this world, it's difficult to go on behaving like a human being. Bu dünyada insan gibi davranmaya devam etmek zordur. More Sentences
4	General	yükselmeye devam etmek (fiyatlar vb)	continue to rise v.
Prices continued to rise. Fiyatlar yükselmeye devam etti. More Sentences
5	General	artmaya devam etmek (fiyatlar vb)	continue to rise v.
The proportion of complaints sent through the website and e-mail continued to rise. Web sitesi ve e-posta yoluyla gönderilen şikayetlerin oranı artmaya devam etmiştir. More Sentences
6	General	şiddetle devam etmek	rage v.
The storm raged for three days. Fırtına üç gün şiddetle devam etti. More Sentences
7	General	kalmaya devam etmek	stay on v.
I wish I had the will power to stay on a diet. Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa. More Sentences
8	General	yapmaya devam etmek	keep on doing v.
We have made a considerable contribution to restoring normality to Macedonia and will keep on doing that. Makedonya'nın normale dönmesine önemli bir katkıda bulunduk ve bunu yapmaya devam edeceğiz. More Sentences
9	General	yola devam etmek	keep going v.
Keep going. Yola devam edin. More Sentences
10	General	yola devam etmek	move on v.
Nevertheless, we recognise that sections of Iranian society are trying to move on. Bununla birlikte, İran toplumunun bazı kesimlerinin yollarına devam etmeye çalıştıklarının farkındayız. More Sentences
11	General	yürümeye devam etmek	keep on walking v.
Tom kept on walking. Tom yürümeye devam etti. More Sentences
12	General	yürümeye devam etmek	continue walking v.
He continued walking for a while. Bir süre yürümeye devam etti. More Sentences
13	General	yürümeye devam etmek	keep on walking v.
They kept on walking. Onlar yürümeye devam ettiler. More Sentences
14	General	çalışmaya devam etmek	keep working v.
And this is if we don't give in to them and keep working. Ve bu da onlara teslim olmayıp ve çalışmaya devam edersek olur. More Sentences
15	General	oturmaya devam etmek	remain seated v.
I remained seated. Oturmaya devam ettim. More Sentences
16	General	bakmaya devam etmek	keep looking v.
And the whole time, it kept looking at me. Ve tüm bu süre boyunca bana bakmaya devam etti. More Sentences
17	General	istemeye devam etmek	keep asking v.
Tom keeps asking me for money. Tom benden para istemeye devam ediyor. More Sentences
18	General	yaşamaya devam etmek	continue to live v.
Otherwise we will continue to live with this dichotomy, which we are finding so difficult to cope with. Aksi takdirde, başa çıkmakta zorlandığımız bu ikilemle yaşamaya devam edeceğiz. More Sentences
19	General	kıran kırana devam etmek	rage v.
A battle has been raging in the area for days. Bölgede günlerdir kıran kırana devam eden bir çatışma mevcut. More Sentences
20	General	-e basmaya devam etmek	hold v.
Tenuto is a direction for the musician to hold a note for its full length. Tenuto, müzisyenin notaya tam uzunluğu boyunca basmasını gerektiren bir komuttur. More Sentences
Phrasals
21	Phrasals	koşmaya devam etmek	run on v.
He run on for half an hour. Yarım saat koşmaya devam etti. More Sentences
22	Phrasals	ilerlemeye devam etmek	keep on v.
Let's a keep on moving forward. İlerlemeye devam edelim. More Sentences
23	Phrasals	(başka bir şeyi yaparak) devam etmek	continue by (doing something) v.
We could continue by saying that the Israelis certainly have not done what was necessary. İsraillilerin kesinlikle gerekeni yapmadığını söyleyerek devam edebiliriz. More Sentences
24	Phrasals	hayatına devam etmek	move on v.
You need to move on. Hayatına devam etmelisin. More Sentences
25	Phrasals	koşmaya devam etmek	run on v.
He ran on and on. Koşmaya devam etti. More Sentences
26	Phrasals	konuşmaya devam etmek	talk on v.
Some of us talk on, whilst others call for tolerance. Bazılarımız konuşmaya devam ederken, diğerlerimiz hoşgörü çağrısında bulunuyor. More Sentences
27	Phrasals	yürümeye devam etmek	walk on v.
It began to rain, but we walked on. Yağmur yağmaya başladı ama yürümeye devam ettik. More Sentences
28	Phrasals	(bir iş yerinde, şirkette) çalışmaya devam etmek	remain at (something or some place) v.
He wavered between going home and remaining at work in the office. Eve gitmekle ofiste çalışmaya devam etmek arasında kararsız kaldı. More Sentences
Colloquial
29	Colloquial	sormaya devam etmek	keep asking v.
Why do you keep asking me the same thing? Neden bana aynı şeyi sormaya devam ediyorsun? More Sentences
General
30	General	bir iş üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek	stick at v.
31	General	okula devam etmek	go to school v.
32	General	üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek (bir iş)	stick with v.
33	General	artarak devam etmek	increasingly go on v.
34	General	dışa vurulmadan devam etmek (kavga/kızgınlık vb)	smolder v.
35	General	yoluna devam etmek	proceed on one's way v.
36	General	olmadan devam etmek	go without v.
37	General	boyunca devam etmek (belirli bir süre)	stretch v.
38	General	uçmaya devam etmek	continue flying v.
39	General	metanetle devam etmek	soldieron v.
40	General	çalmaya devam etmek	play on v.
41	General	olmaya devam etmek	rest v.
42	General	artarak devam etmek	increasingly continue v.
43	General	üniversiteye devam etmek	go to school v.
44	General	kaldığı yerden devam etmek	resume v.
45	General	yılmadan devam etmek	sit tight v.
46	General	çalışmaya devam etmek (bir yerde/bir işte)	stay in v.
47	General	yanmaya devam etmek	keep in v.
48	General	bir şeyi kullanmaya devam etmek	keep something on v.
49	General	yola devam etmek	continue down the road v.
50	General	yola devam etmek	carry on the path of v.
51	General	yola devam etmek	get back on the road v.
52	General	destek vermeye devam etmek	continue to give support v.
53	General	olmaya devam etmek	continue to happen v.
54	General	yükselmeye devam etmek	continue to rise v.
55	General	ikna olmaya devam etmek	remain convinced v.
56	General	şansı devam etmek	(one's luck) to hold v.
57	General	yoluna devam etmek	stand on v.
58	General	çalıştırmaya devam etmek	keep on v.
59	General	-e devam etmek	go ahead with v.
60	General	-e devam etmek	go on with v.
61	General	-e devam etmek	prosecute v.
62	General	-e devam etmek	proceed with v.
63	General	yapmaya devam etmek	keep at v.
64	General	devam etmek kalmak	persist v.
65	General	azimle devam etmek	persevere v.
66	General	bir işe devam etmek	keep at a job v.
67	General	bıraktığı yerden devam etmek	resume v.
68	General	kaldığı yerden devam etmek	resume on v.
69	General	(ile) ilerlemeye devam etmek	push ahead with v.
70	General	okula devam etmek	attend the school v.
71	General	düz devam etmek	go straight ahead v.
72	General	kariyerine devam etmek	continue one's career v.
73	General	kariyerine devam etmek	continue his/her career v.
74	General	kariyerine bıraktığı yerden devam etmek	resume her/his career v.
75	General	kanamaya devam etmek	keep bleeding v.
76	General	yükselmeye devam etmek	keep on rising v.
77	General	eğitimine devam etmek	continue one's education v.
78	General	eğitimine devam etmek	further one's education v.
79	General	artmaya devam etmek	continue to rise v.
80	General	görüşmeye devam etmek	keep on seeing someone v.
81	General	(sevgili vb) görüşmeye devam etmek	keep on dating v.
82	General	görüşmeye devam etmek	keep on talking with someone v.
83	General	yalan söylemeye devam etmek	continue to lie v.
84	General	ile devam etmek	go forward with something v.
85	General	bir şeye devam etmek	go forward with something v.
86	General	eğitimine devam etmek	continue one’s education v.
87	General	birisiyle görüşmeye devam etmek	keep/continue dating v.
88	General	gazete haberciliğinde kariyerine (mesleğine) devam etmek	pursue a career in newspaper journalism v.
89	General	çalışmaya devam etmek	keep studying v.
90	General	araştırılması devam etmek	remain under investigation v.
91	General	çalışmaya devam etmek	overlearn v.
92	General	kötü şartlar altında mücadeleye devam etmek	struggle along under these poor conditions v.
93	General	dışa vurulmadan devam etmek (kavga/kızgınlık vb)	smoulder v.
94	General	sorumluluğu/yükümlülüğü sürdürmek/devam etmek	remain liable v.
95	General	yakın olmaya devam etmek	remain close v.
96	General	kürek çekmeye devam etmek	keep rowing v.
97	General	işe devam etmek	stay in business v.
98	General	birinin sözünü kesmeye devam etmek	keep interrupting someone v.
99	General	tazmin etmeye devam etmek	keep indemnified v.
100	General	kaybetmeye devam etmek	keep losing v.
101	General	hızlı bir şekilde devam etmek	continue apace v.
102	General	bir sorun olmaya devam etmek	remain a challenge v.
103	General	azalarak da olsa devam etmek/sürmek	continue albeit at a diminishing pace v.
104	General	seyahatlerine kaldığı yerden devam etmek	resume one’s travels v.
105	General	sözüne devam etmek	continue one's speech v.
106	General	altında devam etmek	underrun v.
107	General	emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmek	unretire v.
108	General	tutarsız bir şeklide konuşmaya devam etmek	jog v.
109	General	amaçsızca yazmaya devam etmek	jog v.
110	General	bir satırdaki yazıyı bir sonraki satırda devam etmek üzere kesmek	break v.
111	General	aynı şekilde devam etmek	hold v.
112	General	devam etmek (iyi hava)	hold v.
113	General	kesintisiz devam etmek	ride v.
114	General	aynen devam etmek	ride v.
115	General	(belirli durumda) olmaya devam etmek	go v.
116	General	konvertöre katışkılar giderildikten sonra da hava vermeye devam etmek	overblow v.
117	General	uzun süre devam etmek	overrun v.
118	General	zar zor devam etmek	rub v.
119	General	uygulamaya devam etmek	run v.
120	General	(zaman) devam etmek	roll on v.
121	General	kiracılığa devam etmek	sit [obsolete] v.
122	General	göreve veya işe devam etmek	sit v.
123	General	mesleğine devam etmek	sit v.
124	General	oturmaya devam etmek	sit v.
125	General	çalıştırma mekanizmasından çıktıktan sonra dönmeye devam etmek	freewheel v.
126	General	azimle devam etmek	soldier v.
127	General	(söz, ifade) … diye devam etmek	supply v.
128	General	çalmaya devam etmek	hold v.
129	General	yeniden devam etmek	revive v.
Phrasals
130	Phrasals	devam etmek, ilerlemek	get forward v.
131	Phrasals	ağır darbeler vurmaya devam etmek	whack away v.
132	Phrasals	(ses) duyulmaya devam etmek	hang on v.
133	Phrasals	(müzik) aynı ritimde/ölçüde devam etmek	hold over v.
134	Phrasals	belirli bir rotada devam etmek	run on v.
135	Phrasals	engellere rağmen devam etmek	carry on v.
136	Phrasals	var olmaya devam etmek	hold over v.
137	Phrasals	çalışmaya devam etmek	hold out v.
138	Phrasals	eyleme devam etmek	hold over v.
139	Phrasals	ilgi toplamaya devam etmek	hold up v.
140	Phrasals	yağmur yağmamaya devam etmek	hold up v.
141	Phrasals	kaldığı yerden devam etmek	pick up v.
142	Phrasals	(proje/plan) güçlükle/belirsizlik içinde ilerlemek/devam etmek	bump along v.
143	Phrasals	bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek	continue by (doing something) v.
144	Phrasals	bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek	continue by doing something v.
145	Phrasals	(başka bir şeyi yaparak) devam etmek	continue by doing something v.
146	Phrasals	(bir şey yaparak) devam etmek	continue by (doing something) v.
147	Phrasals	bir şey yaparak devam etmek	continue by doing something v.
148	Phrasals	azimle/ısrarla devam etmek	persevere in v.
149	Phrasals	azimle/ısrarla devam etmek	persevere at v.
150	Phrasals	bir şey üzerinde çalışmaya devam etmek	progress with something v.
151	Phrasals	bir şeyi sürdürmeye devam etmek	go ahead (with something) v.
152	Phrasals	bir şeyi yapmaya devam etmek	go ahead (with something) v.
153	Phrasals	bir şeye devam etmek	push ahead on something v.
154	Phrasals	destek vermeye devam etmek	hold out for v.
155	Phrasals	çabalamaya devam etmek	plod away at v.
156	Phrasals	engel veya zorluklara karşın devam etmek	plow ahead v.
157	Phrasals	konunun üzerine gitmeye devam etmek	plough on v.
158	Phrasals	okumaya devam etmek	read on v.
159	Phrasals	kavga etmeye devam etmek	fight on v.
160	Phrasals	sürmeye devam etmek	drive on v.
161	Phrasals	yaşamına devam etmek	move on v.
162	Phrasals	uğraşmaya devam etmek	plod away at v.
163	Phrasals	(herkes gittikten sonra) kalmaya devam etmek	remain behind v.
164	Phrasals	... yaparak devam etmek	go on to v.
165	Phrasals	öksürürken konuşmaya devam etmek	cough out v.
166	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	go through v.
167	Phrasals	modu düşük olmaya devam etmek	remain down v.
168	Phrasals	dinlenmeye devam etmek	remain down v.
169	Phrasals	düşük faaliyet göstermeye devam etmek	remain down v.
170	Phrasals	düşük verimlilikte devam etmek	remain down v.
171	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	go forward v.
172	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	press forward v.
173	Phrasals	bir gayret ilerlemeye devam etmek	press forward v.
174	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	press forward v.
175	Phrasals	zor da olsa ilerlemek/devam etmek	press forward v.
176	Phrasals	inatla devam etmek/ilerlemek	press forward v.
177	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	press forward v.
178	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	push forward v.
179	Phrasals	bir gayret ilerlemeye devam etmek	push forward v.
180	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	push forward v.
181	Phrasals	zor da olsa ilerlemek/devam etmek	push forward v.
182	Phrasals	inatla devam etmek/ilerlemek	push forward v.
183	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	push forward v.
184	Phrasals	zorluklara, engellere rağmen devam etmek	push forward v.
185	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	push forward v.
186	Phrasals	bir gayret ilerlemeye devam etmek	push forward v.
187	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	push forward v.
188	Phrasals	zor da olsa ilerlemek/devam etmek	push forward v.
189	Phrasals	inatla devam etmek/ilerlemek	push forward v.
190	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	push forward v.
191	Phrasals	bir yerden devam etmek/ilerlemek	proceed from v.
192	Phrasals	bir yerden yola devam etmek	proceed from v.
193	Phrasals	bir yerden devam etmek	proceed from v.
194	Phrasals	(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek	return from (something or some place) v.
195	Phrasals	(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar devam etmek	return from (something or some place) v.
196	Phrasals	sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek	get back (to someone) (on something) v.
197	Phrasals	bir şeye devam etmek	get on with it v.
198	Phrasals	bir şeye kaldığı yerden devam etmek	get on with it v.
199	Phrasals	(bir şeyi) yapmaya/denemeye devam etmek	stay at (something or some place) v.
200	Phrasals	(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek	stay at (something or some place) v.
201	Phrasals	(bir konu üzerinde) güçlükle ama sebatla çalışmaya devam etmek	slug away (at something) v.
202	Phrasals	diğer aşamadan devam etmek	go through v.
203	Phrasals	(belli bir tarihe/zamana) kadar devam etmek	go up to (something) v.
204	Phrasals	bir şeyle yoluna devam etmek	run with v.
205	Phrasals	kendi yoluna devam etmek	hold away [scottish] v.
206	Phrasals	birine/bir şeye karşı kızgınlığı devam etmek	hold something against someone or something v.
207	Phrasals	biriyle/bir şeyle ilgili mutsuzluğu devam etmek	hold something against someone or something v.
208	Phrasals	bir şeyi kabul edip/onaylayıp yoluna onunla devam etmek	run with v.
209	Phrasals	(bir şeye) dönüşerek devam etmek	lead into (something) v.
210	Phrasals	dönüşerek devam etmek	lead into v.
211	Phrasals	azimle devam etmek	press on v.
212	Phrasals	azimle devam etmek	press on v.
213	Phrasals	yılmadan (bir şeyi) yapmaya devam etmek	stay after (something) v.
214	Phrasals	azimle (bir şeyi) yapmaya devam etmek	stay after (something) v.
215	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) devam etmek	stick with (someone or something) v.
216	Phrasals	(bir şeyi) kullanmaya devam etmek	stick with (something) v.
217	Phrasals	(bir şeyi) yapmaya devam etmek	stick with (something) v.
218	Phrasals	(bir şeyi) denemeye devam etmek	stick with (something) v.
219	Phrasals	başka bir yöne doğru devam etmek	strike off v.
220	Phrasals	(birinin bir durumda) devam etmesine yardım etmek	sustain (one) in (something) v.
221	Phrasals	birinin bir durumda devam etmesine yardım etmek	sustain someone in something v.
222	Phrasals	bir paragraf olarak devam etmek	rule in v.
223	Phrasals	sonuna kadar devam etmek	last out v.
224	Phrasals	golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek	play through v.
225	Phrasals	yaralanmasına rağmen oynamaya devam etmek	play through v.
226	Phrasals	golfte yavaş oynadığı için birilerinin önüne geçerek oyuna devam etmek	play through v.
227	Phrasals	golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek	play through v.
228	Phrasals	(bir şeyin) sonuna kadar devam etmek	stick through (something) v.
229	Phrasals	izlemeye/gözlemlemeye devam etmek	keep on v.
230	Phrasals	takip etmeye devam etmek	keep on v.
231	Phrasals	giymeye devam etmek	keep on v.
232	Phrasals	birini çalıştırmaya devam etmek	keep someone on (something) v.
233	Phrasals	birini çalışan olarak tutmaya devam etmek	keep someone on (something) v.
234	Phrasals	(bir şeyin) altında durmaya/gizlenmeye devam etmek	keep under (something) v.
235	Phrasals	(bir şeyin) altında tutmaya devam etmek	keep under (something) v.
236	Phrasals	bir şeyin altında durmaya/kalmaya devam etmek	keep under something v.
237	Phrasals	(birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek	keep with (someone or something) v.
238	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) görüşmeye devam etmek	keep with (someone or something) v.
239	Phrasals	(bir şeye) devam etmek	keep with (something) v.
240	Phrasals	(bir işte, görevde, eylemde) devam etmek	keep with (something) v.
241	Phrasals	(bir işi, görevi, eylemi) yapmaya devam etmek	keep with (something) v.
242	Phrasals	(bir şeyin/yerin) içinde kalmaya/durmaya devam etmek	keep within (something or some place) v.
243	Phrasals	kararlılıkla devam etmek	press onward v.
244	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	press onward v.
245	Phrasals	güçlükle de olsa ilerlemeye devam etmek	press onward v.
246	Phrasals	gayretle ilerlemeye devam etmek	press onward v.
247	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek/ettirmek	press onward v.
248	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	press onward v.
249	Phrasals	üstünde/ içinde durmaya devam etmek	remain on v.
250	Phrasals	üstünde/içinde kalmaya devam etmek	remain on v.
251	Phrasals	bir yerde bulunmaya devam etmek	remain on v.
252	Phrasals	bir görevde kalmaya devam etmek	remain on v.
253	Phrasals	bir grubun/topluluğun üyesi olmaya devam etmek	remain on v.
254	Phrasals	bir ilacı almaya devam etmek	remain on v.
255	Phrasals	bir ilaca devam etmek	remain on v.
256	Phrasals	bir durumda kalmaya devam etmek	remain on v.
257	Phrasals	bir bünyede hizmet vermeye devam etmek	remain on v.
258	Phrasals	(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek	bang away at (something) v.
259	Phrasals	(bir şeyi/işi) kovalamaya devam etmek	bang away at (something) v.
260	Phrasals	(birini) hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek	urge (one) along v.
261	Phrasals	birini hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek	urge someone along v.
262	Phrasals	hafızalarda yaşamaya devam etmek	live on v.
263	Phrasals	hatıralarda/anılarda yaşamaya devam etmek	live on v.
264	Phrasals	hızla ateş etmeye devam etmek	blast away v.
265	Phrasals	(bir şeyin/yerin) dışına doğru devam etmek	lead out of (something or some place) v.
266	Phrasals	gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek	bumble along v.
267	Phrasals	düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek	bumble along v.
268	Phrasals	gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek	bumble through v.
269	Phrasals	düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek	bumble through v.
270	Phrasals	(bir şeye) devam etmek	carry on with (something) v.
271	Phrasals	-siz devam etmek	carry on without v.
272	Phrasals	(biri/bir şey) olmadan devam etmek	carry on without (someone or something) v.
273	Phrasals	(biri olmadan/bir şeysiz) devam etmek	carry on without (someone or something) v.
274	Phrasals	devam etmesine/atlatmasına/üstesinden gelmesine yardım etmek	carry through v.
275	Phrasals	boyunca devam etmek	carry through v.
276	Phrasals	yüzeyin altında kalmaya devam etmek	bubble under v.
277	Phrasals	zorluk veya sıkıntı içinde yaşamaya devam etmek	hold out v.
278	Phrasals	çalışmaya devam etmek	hold out v.
279	Phrasals	zorluk veya sıkıntıyla yaşamaya devam etmek	hold up v.
280	Phrasals	yaparak devam etmek	continue by doing v.
281	Phrasals	hevesle yapmak/devam etmek	crack on v.
282	Phrasals	azimle yapmak/devam etmek	crack on v.
283	Phrasals	hızla yapmak/devam etmek	crack on v.
284	Phrasals	tutkuyla yapmak/devam etmek	crack on v.
285	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar devam etmek	extend to (someone or something) v.
286	Phrasals	zorluklara rağmen devam etmek	rub along v.
287	Phrasals	(biri/bir şey olmadan) devam etmek	get on (without someone or something) v.
288	Phrasals	(biri/bir şey olmadan) devam etmek	get along without (someone or something) v.
289	Phrasals	bir şeye kaldığı yerden devam etmek	get back to something v.
290	Phrasals	(bir şey yapmaya) kaldığı yerden devam etmek	get back to (doing) (something) v.
291	Phrasals	(biri/bir şey olmadan) devam etmek	get by (without someone or something) v.
292	Phrasals	(bir şeye) devam etmek	get on with (something) v.
293	Phrasals	boyunca devam etmek	go along v.
294	Phrasals	paralelinde devam etmek	go along v.
295	Phrasals	ile devam etmek	go forward with v.
296	Phrasals	'-e devam etmek	go forward with v.
297	Phrasals	her şeye rağmen (bir şeye) devam etmek	go forward with v.
298	Phrasals	(bir şey yapmaya) devam etmek	go on (doing something) v.
299	Phrasals	(daha iyi bir şeye/seviyeye) doğru devam etmek/ilerlemek	go on to (something) v.
300	Phrasals	(bir şeye) devam etmek	go on with (something) v.
301	Phrasals	(birine) devam etmesi için ısrar etmek	goad (someone) on v.
302	Phrasals	(birini) devam etmek için cesaretlendirmek/yüreklendirmek	goad (someone) on v.
303	Phrasals	(bir şeyi) denemeye devam etmek	keep at (someone or something) v.
304	Phrasals	-e devam etmek	keep on with v.
305	Phrasals	(bir şeye) devam etmek	keep on with (something) v.
306	Phrasals	ile görüşmeye devam etmek	keep with v.
307	Phrasals	(bir şeye) kadar devam etmek	last (up) until (something) v.
308	Phrasals	(bir süre) için sürmek/devam etmek	last for v.
309	Phrasals	(belli bir süre) için sürmek/devam etmek	last for (some period of time) v.
310	Phrasals	'-in dışına doğru devam etmek	lead out of v.
311	Phrasals	(bir şeyi) giymeye devam etmek	leave (something) on v.
312	Phrasals	giymeye devam etmek	leave on v.
313	Phrasals	(bir şeyi) kabul edip onunla yaşamaya devam etmek	live with (something) v.
314	Phrasals	azimle/ısrarla (bir şeye) devam etmek	persevere at (something) v.
315	Phrasals	(bir şeyi) azimle denemeye devam etmek	persevere at (something) v.
316	Phrasals	azimle/ısrarla (bir şeye) devam etmek	persevere in (something) v.
317	Phrasals	(bir şeyi) azimle denemeye devam etmek	persevere in (something) v.
318	Phrasals	(bir işle) uğraşmaya devam etmek	plod away (at something) v.
319	Phrasals	üzerinde çalışmaya devam etmek	progress with v.
320	Phrasals	(bir şey hakkında bir tartışma) şiddetle devam etmek/sürmek	rage over (something) v.
321	Phrasals	(bir grubun, kurumun) bir parçası/üyesi olmaya devam etmek	remain in (something or some place) v.
322	Phrasals	(bir şeyin) altında durmaya devam etmek	remain under (something) v.
323	Phrasals	(bir durumda) olmaya devam etmek	remain under (something) v.
324	Phrasals	(bir şey) altında kalmaya devam etmek	remain under (something) v.
325	Phrasals	(bir şey) almaya devam etmek	remain under (something) v.
326	Phrasals	sergilenmeye devam etmek	remain up v.
327	Phrasals	(bir grubun, takımın, kurumun) üyesi olmaya devam etmek	remain with (something) v.
328	Phrasals	(biriyle) birlikte olmaya devam etmek	remain with (someone) v.
329	Phrasals	(bir şeye/bir aktiviteye) kaldığı yerden devam etmek	return to (something, or some place) v.
330	Phrasals	-de çalışmaya devam etmek	stay at v.
331	Phrasals	(bir şeyin) altında kalmak/kalmaya devam etmek	stay under (something) v.
332	Phrasals	azimle devam etmek	steam ahead v.
333	Phrasals	gayretle devam etmek	steam ahead v.
334	Phrasals	hız kesmeden devam etmek	steam ahead v.
335	Phrasals	(bir şeyle/bir şeye) devam etmek	stick to (something) v.
336	Phrasals	mücadeleye devam etmek	struggle along v.
337	Phrasals	(bir şey) altında/içinde mücadeleye devam etmek	struggle along under (something) v.
338	Phrasals	(bir durumda) devam etmesine yardım etmek	sustain in v.
339	Phrasals	hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek	urge along v.
340	Phrasals	eliyle devam etmesini işaret etmek	wave on v.
341	Phrasals	engellere veya zorluklara rağmen bir şeyi yapmaya devam etmek	plough ahead v.
342	Phrasals	uçmaya devam etmek	fly on v.
Colloquial
343	Colloquial	(uygunsuz bir duruma rağmen) kasıla kasıla/kurum kurum kurumlanarak yapmaya devam etmek	brave it out v.
344	Colloquial	(uygunsuz bir duruma rağmen) kasıla kasıla/kurum kurum kurumlanarak yapmaya devam etmek	brazen it out v.
345	Colloquial	kaba davranmaya devam etmek	pile insult on insult v.
346	Colloquial	(bir şeyi) yapmaya/denemeye devam etmek	stay at it v.
347	Colloquial	(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek	stay at it v.
348	Colloquial	üzerinde çalışmaya devam etmek	bash on [brit] v.
349	Colloquial	bir şeyle yoluna devam etmek	run with it v.
350	Colloquial	gayretle yapmaya devam etmek	be cracking on v.
351	Colloquial	azimle yapmaya devam etmek	be cracking on v.
352	Colloquial	hızla yapmaya devam etmek	be cracking on v.
353	Colloquial	hızla devam etmek/ilerlemek	be cracking on v.
354	Colloquial	istikrarlı bir şekilde devam etmek/ilerlemek	be cracking on v.
355	Colloquial	hızlı ve istikrarlı devam etmek/ilerlemek	be cracking on v.
356	Colloquial	(bir şeyi) yapmaya devam etmek	hammer v.
357	Colloquial	sürekli devam etmek	go on and on v.
358	Colloquial	devam ettikçe etmek	go on and on v.
359	Colloquial	durmaksızın devam etmek	go on and on v.
360	Colloquial	bir şekilde devam etmek	carry on somehow v.
361	Colloquial	iyi devam etmek	do nicely v.
362	Colloquial	hapları/ilaçları almaya devam etmek	keep taking the tablets v.
363	Colloquial	kendini devam etmek için teşvik etmek	will on v.
364	Colloquial	devam etmeye teşvik etmek	will on v.
Idioms
365	Idioms	ciddi zorluklara rağmen devam etmek	walk through the fire v.
366	Idioms	yarasını sarıp çalışmaya devam etmek	take a licking but keep on ticking v.
367	Idioms	yarasına rağmen çalışmaya devam etmek	take a licking but keep on ticking v.
368	Idioms	aksiliklere rağmen çalışmaya devam etmek	take a licking but keep on ticking v.
369	Idioms	(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek	go down to the wire v.
370	Idioms	(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek	come (right) down to the wire v.
371	Idioms	(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek	go (right) down to the wire v.
372	Idioms	birini kontrolü altında tutmaya devam etmek	retain control over someone v.
373	Idioms	bir şeyi yapmaya daha kararlı ve güçlü bir şekilde devam etmek	power on through something v.
374	Idioms	bir şeyi yapmaya daha kararlı ve güçlü bir şekilde devam etmek	power through something v.
375	Idioms	başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek	pour good money after bad v.
376	Idioms	bıraktığı yerden devam etmek	take up where one left off v.
377	Idioms	başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek	throw good money after bad v.
378	Idioms	denetim altında tutmaya devam etmek	retain control over someone v.
379	Idioms	denemeye/yapmaya devam etmek	keep on keeping on v.
380	Idioms	denemeye/yapmaya devam etmek	keep on trucking v.
381	Idioms	etkili bir biçimde devam etmek	go with a bang v.
382	Idioms	galibiyet serisine devam etmek	continue one's winning streak v.
383	Idioms	etkili bir biçimde devam etmek	go over with a bang v.
384	Idioms	inatla karşı çıkmaya devam etmek	argue the toss v.
385	Idioms	içinde olmaya/faaliyette bulunmaya devam etmek	keep one's hand in something v.
386	Idioms	meşaleyi taşımaya devam etmek	carry the torch v.
387	Idioms	mağlubiyet serisine devam etmek	continue one's losing streak v.
388	Idioms	kendi başına devam etmek	set out on one's own v.
389	Idioms	kendi başına devam etmek	strike out on one's own v.
390	Idioms	kaldığı (bıraktığı) yerden devam etmek(yeniden başlamak)	pick up where someone leave off v.
391	Idioms	sorunsuz devam etmek	be in full flow v.
392	Idioms	son sürat devam etmek	be in full flow v.
393	Idioms	sürünerek/nefesi tükenmiş halde yapmaya devam etmek	run on fumes v.
394	Idioms	son sürat devam etmek	be in full spate v.
395	Idioms	sorunsuz devam etmek	be in full spate v.
396	Idioms	tam gaz devam etmek	be in full spate v.
397	Idioms	tam gaz devam etmek	be in full flow v.
398	Idioms	(hiçbir şey olmamış gibi) işine devam etmek	go about one's business v.
399	Idioms	rüya gibi devam etmek/gitmek	go like a dream v.
400	Idioms	rüya gibi devam etmek/gitmek	work like a dream v.
401	Idioms	sonuna kadar devam etmek	stick it to the end v.
402	Idioms	bir süre alkol almadıktan sonra bıraktığı yerden devam etmek	fall off the wagon v.
403	Idioms	bir süre temiz kaldıktan sonra kaldığı yerden devam etmek (alkol, sigara, uyuşturucu, aşırı yeme)	fall off the wagon v.
404	Idioms	durup ters yöne doğru devam etmek	reverse (one's) field v.
405	Idioms	birinin bıraktığı yerden devam etmek/ettirmek	take it from there v.
406	Idioms	birinin bıraktığı yerden devam etmek/ettirmek	take it from here/there v.
407	Idioms	bir şeyin sonucuna göre devam etmek	take it from here/there v.
408	Idioms	bir şeyi sonlandıracağını söyledikten sonra yapmaya/çalışmaya devam etmek	do a melba [australia] v.
409	Idioms	bir şeyi bırakacağını söyleyip yapmaya/çalışmaya devam etmek	do a melba [australia] v.
410	Idioms	emekli olacağını söyleyip çalışmaya devam etmek	do a melba [australia] v.
411	Idioms	hayatının sonuna kadar çalışmaya devam etmek	die in harness v.
412	Idioms	sonuna kadar devam etmek	stay the distance v.
413	Idioms	son sürat devam etmek	be in full flood v.
414	Idioms	son hız devam etmek	be in full flood v.
415	Idioms	tam gaz devam etmek	be in full flood v.
416	Idioms	son hızla sürmek/devam etmek	be in full flood v.
417	Idioms	(bir sorunu) halletmeye/çözmeye devam etmek	hammer away at (something) v.
418	Idioms	uzun süredir devam etmek	go deep v.
419	Idioms	hoş olmayan şekilde devam etmek	hang heavy v.
420	Idioms	gösterime devam etmek	hold the stage v.
421	Idioms	(bir şeyi) dikkatsizce yapmaya devam etmek	bash on/ahead (with) v.
422	Idioms	temiz bir sayfa açıp devam etmek	write off (one's) losses v.
423	Idioms	kayıplarını geride bırakıp devam etmek	write off (one's) losses v.
424	Idioms	(bir şeyi) tartışmaya devam etmek	run (something) into the ground v.
425	Idioms	(bir şey) hakkında konuşmaya devam etmek	run (something) into the ground v.
426	Idioms	bir şeye dışarıda/sokakta devam etmek	take (out) on the street v.
427	Idioms	bir şeye dışarıda/sokakta devam etmek	take (out) on the streets v.
428	Idioms	'-in hayaliyle/yanılgısıyla devam etmek	labor under the delusion of/that [us] v.
429	Idioms	gelecekte de etkileri devam etmek	cast a long shadow v.
430	Idioms	uzunca bir süre gölge etmeye/düşürmeye devam etmek	cast a long shadow v.
431	Idioms	uzun bir süre sonuçları yaşanmaya/görülmeye devam etmek	cast a long shadow v.
432	Idioms	kötü etkisi uzun süre devam etmek/sürmek	cast a long shadow v.
433	Idioms	kesintisiz yoluna devam etmek	never look back v.
434	Idioms	eskiyle/geçmişle vakit kaybetmeden yoluna devam etmek	never look back v.
435	Idioms	devam etmek için ihtiyacı olan şeyleri tüketmek	run out of road v.
436	Idioms	uzun süre devam etmek	survive the test of time v.
437	Idioms	bitirip devam etmek	put to bed v.
438	Idioms	bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak	put a pin in it v.
439	Idioms	bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak	stick a pin in it v.
440	Idioms	engellere/zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek	be still in the game v.
441	Idioms	sorunlara/strese rağmen devam etmek	praise the lord, and pass the ammunition v.
442	Idioms	azimle devam etmek	praise the lord, and pass the ammunition v.
443	Idioms	pes etmeden devam etmek	praise the lord, and pass the ammunition v.
444	Idioms	sıkıntısız/kolay devam etmek	have an easy ride v.
445	Idioms	her şeye rağmen devam etmek	take a licking and keep on ticking v.
446	Idioms	zarar görse de çalışmaya devam etmek	take a licking and keep on ticking v.
447	Idioms	umut etmeye devam etmek	hold out hope v.
448	Idioms	(bir şeye) inanmaya devam etmek	hang on v.
449	Idioms	son ana kadar devam etmek/sürmek	be down to the wire v.
450	Idioms	bir önemi kalmamış bir şeyin üstünde durmaya devam etmek	be flogging a dead horse v.
451	Idioms	son sürat/hız devam etmek	be in full swing v.
452	Idioms	tam gaz devam etmek	be in full swing v.
453	Idioms	sorunsuz devam etmek	be in full swing v.
454	Idioms	son hızla devam etmek/sürmek	be in full swing v.
455	Idioms	(yine) kaldığı yerden devam etmek	be up to your (old) tricks v.
456	Idioms	yine kaldığı yerden devam etmek	be up to (one's) old tricks v.
457	Idioms	temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek	be in touch v.
458	Idioms	iletişim halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek	be in touch v.
459	Idioms	irtibat halinde olmak, olmaya devam etmek	be in touch v.
460	Idioms	temasta olmak, olmaya devam etmek	be in touch v.
461	Idioms	temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek	keep in touch v.
462	Idioms	iletişim halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek	keep in touch v.
463	Idioms	irtibat halinde olmak, olmaya devam etmek	keep in touch v.
464	Idioms	temasta olmak, olmaya devam etmek	keep in touch v.
465	Idioms	ayrı yönlere gitmek/devam etmek	go your separate ways v.
466	Idioms	son dakikaya kadar devam etmek	go down to the wire v.
467	Idioms	son dakikaya kadar devam etmek	come down to the wire v.
468	Idioms	(en) son dakikaya kadar devam etmek	go (right) down to the wire v.
469	Idioms	(en) son dakikaya kadar devam etmek	come (right) down to the wire v.
470	Idioms	uzun süredir devam etmek	go/run deep v.
471	Idioms	(bir şeye) iyi bir örnek olmaya devam etmek	hold up as (something) v.
472	Idioms	doğruyu/gerçeği söylemeye devam etmek	keep honest v.
473	Idioms	planlandığı/beklendiği gibi devam etmek	keep on (the right) track v.
474	Idioms	hızla devam etmek	come on/be going like gangbusters v.
475	Idioms	harıl harıl işlemek/devam etmek	come on/be going like gangbusters v.
476	Idioms	kendini geliştirmeye devam etmek	not rest on (one's) laurels v.
477	Idioms	başarısına başarı katmaya devam etmek	not rest on (one's) laurels v.
478	Idioms	kendini geliştirmeye devam etmek	not rest on your laurels v.
479	Idioms	başarısına başarı katmaya devam etmek	not rest on your laurels v.
480	Idioms	kaldığı yerden devam etmek	pick up the threads v.
481	Idioms	bıraktığı yerden devam etmek	pick up the threads v.
482	Idioms	(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek	pick up the threads (of something) v.
483	Idioms	(bir şeye) bıraktığı yerden devam etmek	pick up the threads (of something) v.
484	Idioms	durup ters yöne doğru devam etmek	reverse field v.
485	Idioms	gülümsemeye devam etmek	stay smiling v.
486	Idioms	kendi başına devam etmek	strike out on own v.
487	Idioms	(bir şeyi) bırakmadan devam etmek	work (one's) way through (something) v.
488	Idioms	bir şeyi bırakmadan devam etmek	work your way through something v.
489	Idioms	güçlüklere karşın devam etmek	hang on v.
490	Idioms	bir şeyi yapmak/yapmaya devam etmek delilik	that way madness lies expr.
491	Idioms	bir şeyi yapmak/yapmaya devam etmek delilik	that way lies madness expr.
Speaking
492	Speaking	devam etmek istiyor musun?	do you want to continue? expr.
493	Speaking	devam etmek istiyor musunuz?	do you want to continue? expr.
Trade/Economic
494	Trade/Economic	(eski bir madeni parayı) basmaya devam etmek	remint v.
495	Trade/Economic	bir memuriyeti işgale devam etmek	hold over v.
496	Trade/Economic	süre dolmasına rağmen görevine devam etmek	hold over v.
Media
497	Media	köşe yazısının arka sayfada devam etmek üzere bölündüğü nokta	break n.
Computer
498	Computer	sürdür devam etmek	resume v.
Electric
499	Electric	elektrikli cihazı kapasitesinden fazla şarj etmeye devam etmek	overcharge v.
Automotive
500	Automotive	ateşleme bittikten sonra çalışmaya devam etmek	diesel v.