|
Category |
English |
Turkish |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
for prep.
|
için |
|
He was offered to play for Manchester.
Manchester'da oynaması için teklif aldı.
More Sentences
|
| General |
|
| 2 |
General |
for prep.
|
yönünden |
|
We also share her desire for their application to be speeded up.
Başvurularının hızlandırılması yönündeki arzularını da paylaşıyoruz.
More Sentences
|
| 3 |
General |
for prep.
|
dair |
|
But there is a realistic perspective for substantial oil revenues coming on stream around 2005-2006.
Ancak 2005-2006 yıllarında önemli miktarda petrol geliri elde edileceğine dair gerçekçi bir perspektif bulunmaktadır.
More Sentences
|
| 4 |
General |
for prep.
|
beri |
|
The Association Council met in April 2000 for the first time in three years and was chaired by Turkey.
Ortaklık Konseyi, üç yıldan beri ilk defa olarak Nisan 2000’de toplandı ve bu toplantıya Türkiye başkanlık etti.
More Sentences
|
| 5 |
General |
for prep.
|
yarayan |
|
This does no favours, either for Europe or for human rights.
Bu durum ne Avrupa'ya ne de insan haklarına yarar sağlar.
More Sentences
|
| 6 |
General |
for prep.
|
adına |
|
I think I speak for everyone when I say this situation is uncomfortable.
Sanırım bu durumun rahatsız edici olduğunu söylerken herkes adına konuşuyorum.
More Sentences
|
| 7 |
General |
for prep.
|
yüzünden |
|
We should not punish the population for the wrong-doings of its leader.
Liderinin yanlışları yüzünden halkı cezalandırmamalıyız.
More Sentences
|
| 8 |
General |
for prep.
|
uygun |
|
I don't think there's a gene for that, Penny.
Buna uygun bir gen olduğunu sanmıyorum Penny.
More Sentences
|
| 9 |
General |
for prep.
|
yönünde |
|
Almost everyone in the class voted in favor of having a thank-you party for the teachers.
Sınıftaki hemen hemen herkes öğretmenler için bir teşekkür partisi düzenlenmesi yönünde oy kullandı.
More Sentences
|
| 10 |
General |
for prep.
|
göre |
|
It looks as if compulsory professional training for drivers will soon become a reality.
Görünüşe göre sürücüler için zorunlu mesleki eğitim yakında gerçeğe dönüşecek.
More Sentences
|
| 11 |
General |
for prep.
|
olarak |
|
I believe the legal position of the Members of this House needs to be settled now once and for all.
Bu Meclisin Üyelerinin yasal tutumlarının artık kesin olarak belirlenmesi gerektiğine inanıyorum.
More Sentences
|
| 12 |
General |
for prep.
|
yerine |
|
Her son carried the suitcase for her.
Oğlu bavulu onun yerine taşıdı.
More Sentences
|
| 13 |
General |
for prep.
|
karşılığında |
|
Since then, farmers have been forced to produce more and more for ever decreasing rewards.
O zamandan beri çiftçiler, giderek azalan ödüller karşılığında daha fazla üretim yapmaya zorlanmaktadır.
More Sentences
|
| 14 |
General |
for prep.
|
uğruna |
|
Respect for other cultural values is of course very much worth striving for.
Diğer kültürel değerlere saygı duymak elbette ki uğrunda çaba göstermeye değer bir husustur.
More Sentences
|
| 15 |
General |
for prep.
|
zira |
|
It is a matter of urgency, moreover, for the time bomb is ticking in the Middle East.
Üstelik bu aciliyet arz eden bir konudur zira Orta Doğu'da bir saatli bomba işlemektedir.
More Sentences
|
| 16 |
General |
for prep.
|
niyetine |
|
I came to Japan four years ago intending to stay for one year.
Japonya'ya dört yıl önce bir yıl kalma niyetiyle geldim.
More Sentences
|
| 17 |
General |
for prep.
|
karşı |
|
In no circumstances must pregnancy be a cause for discrimination against women.
Hamilelik hiçbir koşulda kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasına neden olmamalıdır.
More Sentences
|
| 18 |
General |
for prep.
|
doğru |
|
Our group supports preparations for enlargement to the east.
Grubumuz doğuya doğru genişleme hazırlıklarını desteklemektedir.
More Sentences
|
| 19 |
General |
for prep.
|
için |
|
It’s a perfect dress for a girl your age.
Senin yaşındaki bir kız için mükemmel bir elbise.
More Sentences
|
| 20 |
General |
for prep.
|
yönelik olarak |
|
The structural fund for fisheries has earmarked EUR 637 million for this purpose for the period from 2000 to 2006.
Balıkçılık için yapısal fon, 2000-2006 dönemi için bu amaca yönelik olarak 637 milyon Avro ayırmıştır.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
General |
for prep.
|
yönelik |
|
Of course, we want Community procedures for asylum.
Elbette ilticaya yönelik Topluluk prosedürleri istiyoruz.
More Sentences
|
| 22 |
General |
for prep.
|
boyunca |
|
People can be kept for enormously long periods of time awaiting trial.
İnsanlar yargılanmayı beklerken çok uzun süreler boyunca tutulabiliyor.
More Sentences
|
| 23 |
General |
for prep.
|
-e/a |
|
I bought a bouquet of flowers for Lana.
Lana'ya bir buket çiçek aldım.
More Sentences
|
| 24 |
General |
for prep.
|
-de/da |
|
Her father got her a bike for her birthday.
Babası doğum gününde ona bir bisiklet almıştı.
More Sentences
|
| 25 |
General |
for prep.
|
dolayısıyla |
|
She was rewarded for good behavior.
İyi davranışlarından dolayı ödüllendirildi.
More Sentences
|
| 26 |
General |
for prep.
|
yana |
|
He’s got nothing against change - he’s all for it.
Değişime karşı biri değil; tamamen değişimden yana.
More Sentences
|
| 27 |
General |
for prep.
|
(belli bir öğün)de |
|
I had black coffee and half a grapefruit for breakfast.
Kahvaltıda sade kahve ve yarım greyfurt yedim.
More Sentences
|
| 28 |
General |
for prep.
|
ce/ca |
|
The rain forest continued for miles.
Yağmur ormanı kilometrelerce uzanıyordu.
More Sentences
|
| 29 |
General |
for prep.
|
e/a |
|
The mansion was insured for four million pounds.
Malikâne dört milyon sterline sigortalanmıştı.
More Sentences
|
| 30 |
General |
for prep.
|
mesini/masını |
|
I’ll wait for the next train; this one is too crowded.
Bir sonraki trenin gelmesini bekleyeceğim; bu tren çok kalabalık.
More Sentences
|
| 31 |
General |
for prep.
|
nin |
|
I can’t think of the Spanish word for ‘sun.’
Güneş kelimesinin İspanyolcasını bulamıyorum.
More Sentences
|
| 32 |
General |
for conj.
|
diye |
|
I use those terms for convenience, but I never normally use them.
Bu terimleri kolaylık olsun diye kullanıyorum ama normalde asla kullanmam.
More Sentences
|
| 33 |
General |
for conj.
|
dolayı |
|
Community responsibility for this lamentable lack of progress should not be diminished.
İlerleme kaydedilememesindeki bu üzücü eksiklikten dolayı Topluluğun sorumluluğu azaltılmamalıdır.
More Sentences
|
| 34 |
General |
for conj.
|
nedeniyle |
|
Mr Musotto is already on trial in Italy for this incident.
Bay Musotto bu olay nedeniyle İtalya'da yargılanmaktadır.
More Sentences
|
| 35 |
General |
for conj.
|
çünkü |
|
I left, for I didn’t feel that I was welcome there.
Oradan ayrıldım, çünkü orada hoş karşılanmadığımı hissediyordum.
More Sentences
|
| Computer |
|
| 36 |
Computer |
for prep.
|
için |
|
It’s pretty chilly for a summer’s night.
Bir yaz gecesi için oldukça soğuk.
More Sentences
|
| General |
|
| 37 |
General |
for prep.
|
zarfında |
|
| 38 |
General |
for prep.
|
şerefine |
|
| 39 |
General |
for prep.
|
süresince |
|
| 40 |
General |
for prep.
|
yoluna |
|
|
|
| 41 |
General |
for prep.
|
namına |
|
| 42 |
General |
for prep.
|
amacıyla |
|
| 43 |
General |
for prep.
|
-den dolayı |
|
| 44 |
General |
for prep.
|
-den beri |
|
| 45 |
General |
for prep.
|
-dır |
|
| 46 |
General |
for prep.
|
-dir |
|
| 47 |
General |
for prep.
|
-e |
|
| 48 |
General |
for prep.
|
-e elverişli |
|
| 49 |
General |
for prep.
|
-e karşı |
|
| 50 |
General |
for prep.
|
-e uygun |
|
| 51 |
General |
for prep.
|
-e rağmen |
|
| 52 |
General |
for prep.
|
-e göre |
|
| 53 |
General |
for prep.
|
yararına |
|
| 54 |
General |
for prep.
|
menfaatine |
|
| 55 |
General |
for prep.
|
de/da |
|
| 56 |
General |
for prep.
|
doğrultusunda |
|
| 57 |
General |
for prep.
|
karşılık gelen |
|
| 58 |
General |
for prep.
|
mesi/ması için |
|
| 59 |
General |
for prep.
|
yerine geçen |
|
| 60 |
General |
for conj.
|
tıpkı |
|
| Phrases |
|
| 61 |
Phrases |
for prep.
|
bedeli karşılığında |
|
| 62 |
Phrases |
for prep.
|
ücreti karşılığında |
|
| Technical |
|
| 63 |
Technical |
for prep.
|
zaman süresince |
|
| Ottoman Turkish |
|
| 64 |
Ottoman Turkish |
for prep.
|
zımnında |
|
| 65 |
Ottoman Turkish |
for expr.
|
sari |
|
|
Category |
English |
Turkish |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
look for v.
|
aramak |
|
We must remember that we are looking for primary energy savings.
Birincil enerji tasarrufu arayışında olduğumuzu unutmamalıyız.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
sue for v.
|
mahkemeye vermek |
|
The doctor who treated Tom should be sued for malpractice.
Tom'u tedavi eden doktor yanlış tedavi için mahkemeye verilmeli.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
feel sorry for v.
|
acımak |
|
How can you feel sorry for someone like that?
Böyle birine nasıl acıyabilirsin ki?
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
for now adv.
|
şimdilik |
|
But for now, the priority is to cope with this crisis.
Ancak şimdilik öncelik bu krizle başa çıkmaktır.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
for this reason adv.
|
bu yüzden |
|
For this reason I have told them that they are to have no inheritance among the people of Israel.
Bu yüzden onlara İsrailliler arasında hiçbir mirasa sahip olamayacaklarını söyledim.
More Sentences
|
| 6 |
Common Usage |
for a moment adv.
|
bir an |
|
I should therefore like, for a moment, to come back to the result.
Bu nedenle bir an için sonuca geri dönmek istiyorum.
More Sentences
|
| 7 |
Common Usage |
for example adv.
|
mesela |
|
For example, you do not pay your rent every day, so there is no problem there.
Mesela her gün kiranızı ödemiyorsunuz, dolayısıyla orada bir sorun yok.
More Sentences
|
| 8 |
Common Usage |
for instance adv.
|
örneğin |
|
Even a homosexual partnership, for instance, is seen here as equivalent to a family relationship.
Örneğin eşcinsel bir birliktelik bile burada bir aile ilişkisine eşdeğer olarak görülmektedir.
More Sentences
|
| 9 |
Common Usage |
for this reason adv.
|
bu sebepten dolayı |
|
For these reasons, my group cannot be expected to cooperate.
Bu sebeplerden dolayı grubumdan işbirliği yapması beklenemez.
More Sentences
|
| 10 |
Common Usage |
for sure adv.
|
elbette |
|
I'll be there for sure.
Elbette orada olacağım.
More Sentences
|
| 11 |
Common Usage |
for us adv.
|
bizim için |
|
The two topics I have concentrated on today are of crucial importance for us at this time.
Bugün üzerinde yoğunlaştığım iki konu şu anda bizim için hayati önem taşımaktadır.
More Sentences
|
| General |
|
| 12 |
General |
instructions for use n.
|
kullanma kılavuzu |
|
The product should be used according to the instructions for use.
Ürün kullanma kılavuzuna göre kullanılmalı.
More Sentences
|
| 13 |
General |
propensity for n.
|
eğilim |
|
Tom had a propensity for looking the other way when spoken to.
Tom'un kendisiyle konuşulduğunda başka tarafa bakma eğilimi vardı.
More Sentences
|
| 14 |
General |
compensation for damage n.
|
zararın tazmini |
|
Indeed, the ultimate goal is prevention, not the provision of compensation for damage.
Aslında nihai hedef, zararın tazmin edilmesi değil, önlenmesidir.
More Sentences
|
| 15 |
General |
good for nothing n.
|
beceriksiz |
|
He is good for nothing.
O beceriksiz.
More Sentences
|
|
|
| 16 |
General |
house for sale n.
|
satılık ev |
|
They advertised a house for sale.
Satılık ev ilanı verdiler.
More Sentences
|
| 17 |
General |
threshold for pain n.
|
acı eşiği |
|
Tom has a high threshold for pain.
Tom'un acı eşiği yüksektir.
More Sentences
|
| 18 |
General |
request for help n.
|
yardım talebi |
|
He flatly refused her requests for help.
Yardım taleplerini kesin bir dille reddetti.
More Sentences
|
| 19 |
General |
passion for music n.
|
müzik tutkusu |
|
I have a passion for music and want to see how far I can go with it.
Müzik tutkum var ve bununla nereye kadar gideceğimi görmek istiyorum.
More Sentences
|
| 20 |
General |
struggle for existence n.
|
varoluş mücadelesi |
|
We are dealing here with a struggle for existence between two peoples.
Burada iki halk arasındaki bir varoluş mücadelesiyle karşı karşıyayız.
More Sentences
|
| 21 |
General |
rooms for rent n.
|
kiralık odalar |
|
I don't have any rooms for rent.
Hiç kiralık odam yok.
More Sentences
|
| 22 |
General |
struggle for freedom n.
|
özgürlük mücadelesi |
|
The struggle for freedom of the working class advances, becoming an international movement with a common objective.
İşçi sınıfının özgürlük mücadelesi, ortak hedefi olan uluslararası bir hareket haline gelerek ilerlemektedir.
More Sentences
|
| 23 |
General |
room for maneuver n.
|
manevra alanı |
|
In the future we want the smaller cases to be exempted so that local decision-makers have more room for manoeuvre.
Gelecekte daha küçük vakaların muaf tutulmasını istiyoruz, böylece yerel karar vericilerin manevra alanı artacaktır.
More Sentences
|
| 24 |
General |
raison d'être (reason for being) n.
|
varlık nedeni |
|
What is at stake here is the very raison d'être of European integration.
Burada söz konusu olan Avrupa entegrasyonunun varlık nedenidir.
More Sentences
|
| 25 |
General |
propensity for violence n.
|
şiddet eğilimi |
|
Sami has propensity for violence.
Sami'nin şiddete eğilimi var.
More Sentences
|
| 26 |
General |
request for amendment n.
|
değişiklik talebi |
|
I have no requests for amendments to Monday or Tuesday's agendas.
Pazartesi ya da Salı günkü gündemlerde herhangi bir değişiklik talebim yok.
More Sentences
|
| 27 |
General |
shopping for shoes n.
|
ayakkabı alışverişi |
|
Tom is out shopping for shoes.
Tom dışarıda ayakkabı alışverişi yapıyor.
More Sentences
|
| 28 |
General |
stand up for v.
|
desteklemek |
|
Thanks for standing up for me at the meeting.
Beni toplantıda desteklediğin için teşekkürler.
More Sentences
|
| 29 |
General |
pay for v.
|
cezasını çekmek |
|
You will pay for this, Tom.
Bunun cezasını çekeceksin, Tom.
More Sentences
|
| 30 |
General |
atone for v.
|
kefaretini ödemek |
|
He should atone for his sins.
Günahlarının kefaretini ödemeli.
More Sentences
|
| 31 |
General |
account for v.
|
hesap vermek |
|
Or, more precisely, did account for that figure in the past.
Ya da daha doğrusu, geçmişte bu rakamın hesabını vermiştir.
More Sentences
|
| 32 |
General |
be pressed for v.
|
sıkışmak |
|
I am pressed for time.
Zamana sıkıştım.
More Sentences
|
| 33 |
General |
watch for v.
|
beklemek |
|
We will be watching for results.
Sonuçları bekliyor olacağız.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 34 |
Common Usage |
ask for it v.
|
aranmak |
|
| 35 |
Common Usage |
sue for v.
|
dava etmek |
|
| 36 |
Common Usage |
for rent adj.
|
kiralık |
|
| 37 |
Common Usage |
for this reason adv.
|
bundan dolayı |
|
| 38 |
Common Usage |
for this reason adv.
|
bu sebepten |
|
| 39 |
Common Usage |
for example adv.
|
örneğin |
|
| General |
|
| 40 |
General |
liability for railroad accidents n.
|
demiryolu kazalarında sorumluluk |
|
| 41 |
General |
demand for explanation n.
|
açıklama isteği |
|
| 42 |
General |
soccer for children n.
|
çocuklar için futbol |
|
| 43 |
General |
desire for revenge n.
|
kuyruk acısı |
|
| 44 |
General |
food for breakfast n.
|
kahvaltılık |
|
| 45 |
General |
contracts for make wills n.
|
miras sözleşmeleri |
|
| 46 |
General |
much ado for nothing n.
|
kuru gürültü |
|
| 47 |
General |
area recommended for improvement n.
|
iyileştirme tavsiye edilen alan |
|
| 48 |
General |
space for water affinity n.
|
deniz manzaralı güzel mekan |
|
| 49 |
General |
request for proposal n.
|
teklif isteme |
|
| 50 |
General |
ministry for internal affairs n.
|
içişleri bakanlığı |
|
| 51 |
General |
dislike for n.
|
hoşlanmama |
|
| 52 |
General |
secretary of state for the environment n.
|
çevre bakanı |
|
| 53 |
General |
liability for marine accidents n.
|
deniz kazalarında sorumluluk |
|
| 54 |
General |
sports for people with disabilities n.
|
engelliler için spor |
|
| 55 |
General |
rehabilitation centre for children in turkey n.
|
çocuk merkezi |
|
| 56 |
General |
flat for land n.
|
kat karşılığı |
|
| 57 |
General |
suitable for a document n.
|
vesikalık |
|
| 58 |
General |
the necessity to act in conformity of the instructions of the chief responsible for the protection of the building n.
|
bina korunma amirinin talimatlarına uyma zorunluluğu |
|
| 59 |
General |
place of refuge for women n.
|
kadın misafirhanesi |
|
| 60 |
General |
secretary of state for war n.
|
savaş bakanı |
|
| 61 |
General |
suitable for pickling n.
|
turşuluk |
|
| 62 |
General |
charge for admittance n.
|
giriş ücreti |
|
| 63 |
General |
dislike for n.
|
sevmeme |
|
| 64 |
General |
high representatives for the cfsp n.
|
odgp yüksel temsilcisi |
|
| 65 |
General |
examination for external students n.
|
dışarıdan bitirme sınavı |
|
| 66 |
General |
accompaniment service for people who are on deathbed n.
|
ölüme refakat hizmetleri |
|
| 67 |
General |
being grateful for n.
|
şükretme |
|
| 68 |
General |
voluntary organizations for disaster prevention n.
|
afetten korunma gönüllü kuruluşları |
|
| 69 |
General |
general directorate for agricultural production and development n.
|
tarımsal üretim ve geliştirme müdürlüğü |
|
| 70 |
General |
organization for economic, cooperation and development n.
|
ekonomik işbirliği ve kalkınma teşkilatı |
|
| 71 |
General |
that has to be paid for n.
|
ücretli |
|
| 72 |
General |
animal for breeding n.
|
damızlık |
|
| 73 |
General |
allowance for cash n.
|
indirim |
|
| 74 |
General |
home for orphans n.
|
yetimhane |
|
| 75 |
General |
unfitness for work n.
|
malullük |
|
| 76 |
General |
material for a skirt n.
|
eteklik |
|
| 77 |
General |
hunger for n.
|
hasret |
|
| 78 |
General |
turkish institution for public education n.
|
halk evleri |
|
| 79 |
General |
atone for n.
|
telafi |
|
| 80 |
General |
operational plan for disaster prevention n.
|
afetten korunma operasyon planı |
|
| 81 |
General |
a proud day for us n.
|
bizim için övünç dolu bir gün |
|
| 82 |
General |
struggle for life n.
|
yaşam savaşı |
|
| 83 |
General |
compensation for judicial error n.
|
yargı hatalarında tazminat |
|
| 84 |
General |
reporting unit for surveillance n.
|
gözleme sistemine bilgi sağlayan birim |
|
| 85 |
General |
advice for shipment n.
|
sevkiyat bildirimi |
|
| 86 |
General |
large cupboard for bedding n.
|
yüklük |
|
| 87 |
General |
school for girls n.
|
kız okulu |
|
| 88 |
General |
tip for a messenger n.
|
ayak kirası |
|
| 89 |
General |
income for life n.
|
yaşam boyu gelir |
|
| 90 |
General |
applications for positions n.
|
görevler için uygulamalar |
|
| 91 |
General |
bicycle built for two n.
|
iki kişilik bisiklet |
|
| 92 |
General |
society for the prevention of cruelty to animals n.
|
hayvanları koruma derneği |
|
| 93 |
General |
hospital for mental diseases n.
|
akıl hastanesi |
|
| 94 |
General |
centre for family planning n.
|
aile planlaması merkezi |
|
| 95 |
General |
secretary of state for energy n.
|
enerji bakanı |
|
| 96 |
General |
fee for a messenger n.
|
ayak kirası |
|
| 97 |
General |
hearing aids for children n.
|
çocuklar için duruşma yardımları |
|
| 98 |
General |
site for the preservation and reproduction of waterfowl n.
|
su kuşları koruma ve üreme alanı |
|
| 99 |
General |
etiquette for men n.
|
erkekler için görgü kuralları |
|
| 100 |
General |
call for n.
|
yemek tarifinde istenen |
|
| 101 |
General |
base for living n.
|
yaşam sınırı |
|
| 102 |
General |
paper for rough drafts n.
|
müsveddelik |
|
| 103 |
General |
place suitable for an outing n.
|
mesirelik |
|
| 104 |
General |
financial help for marriage n.
|
evlenme yardımı |
|
| 105 |
General |
warrior for the faith n.
|
gazi |
|
| 106 |
General |
telecommunications device for the deaf n.
|
duyma özürlüler için haberleşme cihazı |
|
| 107 |
General |
freight charge for cargo n.
|
navlun |
|
| 108 |
General |
global system for mobile communications n.
|
mobil iletişimler için global sistem |
|
| 109 |
General |
compensation for judicial error n.
|
adli hatanın tazminatı |
|
| 110 |
General |
demand for identification n.
|
tanıma isteği |
|
| 111 |
General |
container for storing knives n.
|
bıçaklık |
|
| 112 |
General |
deception for religious purposes n.
|
takiye |
|
| 113 |
General |
sliced bread for toasting n.
|
tost ekmeği |
|
| 114 |
General |
secretary of state for employment n.
|
çalışma bakanı |
|
| 115 |
General |
rim for a belt n.
|
kayış kasnağı |
|
| 116 |
General |
art for art’s sake n.
|
sanat sanat içindir |
|
| 117 |
General |
hospital for old persons n.
|
yaşlılara yardım evi |
|
| 118 |
General |
demand for labour n.
|
emek talebi |
|
| 119 |
General |
large closet for bedding n.
|
yüklük |
|
| 120 |
General |
course for nursing at home n.
|
evde yaşlı bakım kursu |
|
| 121 |
General |
lack of appetite for sex n.
|
cinsel isteksizlik |
|
| 122 |
General |
amen parade for children n.
|
amin alayı |
|
| 123 |
General |
gift for a poem of praise n.
|
caize |
|
| 124 |
General |
flat for land basis n.
|
kat karşılığı |
|
| 125 |
General |
assignments for benefit of creditors n.
|
alacağın temliki |
|
| 126 |
General |
provincial directorate for national education n.
|
il milli eğitim müdürlüğü |
|
| 127 |
General |
dwelling for multiple households n.
|
apartman |
|
| 128 |
General |
advisory board for handicapped n.
|
özürlüler danışma kurulu. |
|
| 129 |
General |
allowance for children n.
|
çocuk parası |
|
| 130 |
General |
price for seeing the bride’s face n.
|
yüz görümlüğü |
|
| 131 |
General |
place of refuge for women n.
|
kadın sığınma evi |
|
| 132 |
General |
employer’s contribution for employee compensation n.
|
işverence sağlanan sosyal yardım ve hizmetler |
|
| 133 |
General |
appeal for mercy n.
|
af için yalvarma |
|
| 134 |
General |
high probable risk areas for disaster n.
|
afetin olabileceği yüksek riskli yerler |
|
| 135 |
General |
workshop for handicapped n.
|
özürlüler çalışma atölyesi |
|
| 136 |
General |
secretary of state for treasury department n.
|
maliye bakanı |
|
| 137 |
General |
national programme for the adoption of acquis n.
|
ulusal program |
|
| 138 |
General |
campaign for disaster prevention n.
|
afetlerden korunma kampanyası |
|
| 139 |
General |
for onward transmission n.
|
daha ileri sevk edilmek üzere |
|
| 140 |
General |
liability for fire damages n.
|
yangın zararlarında sorumluluk |
|
| 141 |
General |
regional plan for disaster prevention n.
|
afetten korunma bölgesel planı |
|
| 142 |
General |
centers for family consulting n.
|
toplum merkezleri |
|
| 143 |
General |
secretary of state for home affairs n.
|
içişleri bakanı |
|
| 144 |
General |
income for life n.
|
ömür boyu gelir |
|
| 145 |
General |
nursing and rehabilitation center for old persons n.
|
yaşlı bakım yurdu |
|
| 146 |
General |
frames for glasses n.
|
gözlük çerçevesi |
|
| 147 |
General |
place for military service n.
|
asker ocağı |
|
| 148 |
General |
unfitness for work n.
|
maluliyet |
|
| 149 |
General |
search for extraterrestrial intelligence n.
|
dünyadışı zeka arayışı |
|
| 150 |
General |
physical education for people with disabilities n.
|
engelliler için beden eğitimi |
|
| 151 |
General |
salary for child care n.
|
çocuk eğitimi parası |
|
| 152 |
General |
area for the protection of wildlife n.
|
yaban hayatı koruma sahası |
|
| 153 |
General |
flat for old persons n.
|
yaşlı apartmanları |
|
| 154 |
General |
fixed installation for fishing n.
|
kuzuluk |
|
| 155 |
General |
suitable for timber n.
|
kerestelik |
|
| 156 |
General |
rehabilitation centre for children in turkey n.
|
çocuk misafirhanesi |
|
| 157 |
General |
liability for traffic accident n.
|
trafik kazalarında sorumluluk |
|
| 158 |
General |
an advanced technical school for girls n.
|
olgunlaşma enstitüsü |
|
| 159 |
General |
permit for selling alcoholic beverages n.
|
alkollü içki satışı ruhsatı |
|
| 160 |
General |
rehabilitation for handicapped n.
|
özürlülere dönük rehabilitasyon |
|
| 161 |
General |
liability for traffic accidents n.
|
trafik kazalarında sorumluluk |
|
| 162 |
General |
national assistance for needy soldier families in turkey n.
|
muhtaç asker ailelerine yardım |
|
| 163 |
General |
social contribution for old persons n.
|
yaşlı hizmetleri |
|
| 164 |
General |
palate for n.
|
damak zevki |
|
| 165 |
General |
stamp for extra postage n.
|
taksa pulu |
|
| 166 |
General |
evacuation counsel for disasters n.
|
afet tahliye tavsiyesi |
|
| 167 |
General |
liability for aircraft accidents n.
|
uçak kazalarında sorumluluk |
|
| 168 |
General |
flat for land method n.
|
kat karşılığı |
|
| 169 |
General |
skill courses for unemployed young persons in turkey n.
|
beceri kazandırma programları |
|
| 170 |
General |
secretary of state for industry n.
|
sanayi bakanı |
|
| 171 |
General |
a request for help n.
|
yardım dileme |
|
| 172 |
General |
request for disaster assistance n.
|
afet yardımı talebi |
|
| 173 |
General |
nursing and rehabilitation center for old persons n.
|
yaşlı bakım ve rehabilitasyon kurumu |
|
| 174 |
General |
chance of marriage for somebody n.
|
kısmet |
|
| 175 |
General |
bath for women n.
|
kadınlar hamamı |
|
| 176 |
General |
liability for building accident n.
|
yapı kazalarında sorumluluk |
|
| 177 |
General |
special office for making coffee n.
|
kahve ocağı |
|
| 178 |
General |
unit of 2.54 cm for rope thickness n.
|
burgata |
|
| 179 |
General |
tip for a messenger n.
|
ayakteri |
|
| 180 |
General |
a drive for funds n.
|
para toplamak için açılan kampanya |
|
| 181 |
General |
early unfitness for work n.
|
erken malullük |
|
| 182 |
General |
incapacity for n.
|
bir şeyi yapamama |
|
| 183 |
General |
lack of grounds for legal action n.
|
takipsizlik |
|
| 184 |
General |
ward for internal diseases n.
|
dahiliye |
|
| 185 |
General |
loans for use n.
|
ariyet |
|
| 186 |
General |
meal for guests n.
|
ziyafet |
|
| 187 |
General |
liability for oil pollution damages n.
|
petrol kirliliği zararlarında sorumluluk |
|
| 188 |
General |
demand for right n.
|
hak talebi |
|
| 189 |
General |
liability for landslide damages n.
|
toprak kayması zararında sorumluluk |
|
| 190 |
General |
american standard code for information interchange n.
|
bilgi değişimi için amerikan standart kodu |
|
| 191 |
General |
cutting for grafting n.
|
aşı kalemi |
|
| 192 |
General |
general directorate for foundations n.
|
vakıflar genel müdürlüğü |
|
| 193 |
General |
national coordination commission for protection handicapped persons n.
|
sakatları koruma milli koordinasyon kurulu |
|
| 194 |
General |
special ottoman foundation for helping one another n.
|
avarız vakıfları |
|
| 195 |
General |
conformity certificate for imported goods n.
|
ithal malı uygunluk belgesi |
|
| 196 |
General |
claim for damage n.
|
tazminat talebi |
|
| 197 |
General |
code for quashing n.
|
takip hukuku |
|
| 198 |
General |
mobilization for youth n.
|
gençler için seferberlik |
|
| 199 |
General |
case for a rifle n.
|
tüfek kılıfı |
|
| 200 |
General |
allowing for the circumstances n.
|
koşulları hesaba katarak |
|
| 201 |
General |
general directorate for national parks and wild life n.
|
milli parklar ve yaban hayatı genel müdürlüğü |
|
| 202 |
General |
special education for handicapped n.
|
engelliler için özel eğitim |
|
| 203 |
General |
health card for uninsured people in turkey n.
|
yeşil kart |
|
| 204 |
General |
registration procedures for military service n.
|
askerlik işlemleri |
|
| 205 |
General |
price hikes for oil n.
|
petrol fiyatlarında artış |
|
| 206 |
General |
free for all n.
|
birçok kişinin karıştığı kavga |
|
| 207 |
General |
equal pay for equal work n.
|
eşit işe eşit ücret |
|
| 208 |
General |
for ever and ever n.
|
ardı arkası kesilmeden |
|
| 209 |
General |
education for disaster prevention n.
|
afetlerden korunma eğitimi |
|
| 210 |
General |
office for women’s social problems n.
|
kadın ve sosyal hizmetler müsteşarlığı |
|
| 211 |
General |
grain for threshing n.
|
harman |
|
| 212 |
General |
rehabilitation center for handicapped n.
|
özürlüler rehabilitasyon merkezi |
|
| 213 |
General |
respect for autonomy n.
|
karar hakkına saygı |
|
| 214 |
General |
material unaccounted for n.
|
nerede olduğu açıklanamayan malzeme |
|
| 215 |
General |
provisions for a journey n.
|
yolluk |
|
| 216 |
General |
contracts for work and labor n.
|
çalışma ve iş için sözleşmeler |
|
| 217 |
General |
liability for environmental damages n.
|
çevre zararlarında sorumluluk |
|
| 218 |
General |
reason for leaving n.
|
ayrılış nedeni (iş vb'den) |
|
| 219 |
General |
sized paper suitable for calligraphy n.
|
aharlı kağıt |
|
| 220 |
General |
deadline for participation n.
|
son katılım tarihi |
|
| 221 |
General |
deadline for applications n.
|
son katılım tarihi |
|
| 222 |
General |
looking for work n.
|
iş arama |
|
| 223 |
General |
looking for a job n.
|
iş arama |
|
| 224 |
General |
propensity for n.
|
bir şeye eğilim |
|
| 225 |
General |
propensity for n.
|
bir şeye meyil |
|
| 226 |
General |
hunger for n.
|
bir şeye duyulan büyük özlem |
|
| 227 |
General |
demand for market n.
|
pazar isteği |
|
| 228 |
General |
american standard code for information interchange n.
|
bilgi alışverişi için amerikan standart kodu |
|
| 229 |
General |
requirements for regulatory purpose n.
|
mevzuat amaçlı gereksinimler düzenleme amaçlı gereksinimler |
|
| 230 |
General |
cookery for the physically handicapped n.
|
fiziksel özürlüler için aşçılık |
|
| 231 |
General |
scottish council for research in education n.
|
iskoç eğitim araştırma konseyi |
|
| 232 |
General |
open for improvement n.
|
gelişime açık |
|
| 233 |
General |
appeal for donation n.
|
bağış istemek |
|
| 234 |
General |
promise for sale n.
|
satış vaadi |
|
| 235 |
General |
concern for the future n.
|
gelecek kaygısı |
|
| 236 |
General |
thanks for your help n.
|
yardımınız için teşekkürler |
|
| 237 |
General |
criteria for measurement n.
|
ölçüm kriterleri |
|
| 238 |
General |
right to stand for election n.
|
seçilme hakkı |
|
| 239 |
General |
a must for every household n.
|
her eve lazım |
|
| 240 |
General |
items for sale n.
|
satılık parçalar |
|
| 241 |
General |
goods for sale n.
|
satılık eşya |
|
| 242 |
General |
searching for the right way n.
|
hidayet |
|
| 243 |
General |
unfit for military service n.
|
askerliğe elverişsiz |
|
| 244 |
General |
inconvenient for military service n.
|
askerliğe elverişli değil |
|
| 245 |
General |
unfit for military service n.
|
askerliğe elverişli değil |
|
| 246 |
General |
inconvenient for military service n.
|
askerliğe elverişsiz |
|
| 247 |
General |
suitability for use n.
|
kullanıma uygunluk |
|
| 248 |
General |
petition for redress n.
|
şikayet dilekçesi |
|
| 249 |
General |
penholder (for a nib) n.
|
kalem sapı |
|
| 250 |
General |
love the created for the creator's sake n.
|
yaratılanı sev yaratandan ötürü |
|
| 251 |
General |
communication aids for disabled n.
|
sakatlar için iletişim araçları |
|
| 252 |
General |
aperture card for film n.
|
mikrofilm kartı |
|
| 253 |
General |
cage for poultry n.
|
hayvan kafesi |
|
| 254 |
General |
ambition for power n.
|
güç sevdası |
|
| 255 |
General |
ambition for power n.
|
iktidar sevdası |
|
| 256 |
General |
application for support n.
|
yardım başvurusu |
|
| 257 |
General |
application for assistance n.
|
yardım başvurusu |
|
| 258 |
General |
thanks for your help n.
|
yardımın için teşekkürler |
|
| 259 |
General |
appropriate time for favourable opportunities n.
|
eşref-i saat |
|
| 260 |
General |
being-for-itself n.
|
kendisi için varlık |
|
| 261 |
General |
a free-for-all n.
|
birçok kişinin karıştığı kavga |
|
| 262 |
General |
a free-for-all n.
|
mahalle kavgası |
|
| 263 |
General |
bound for n.
|
-e giden |
|
| 264 |
General |
mania for n.
|
-e aşırı düşkünlük |
|
| 265 |
General |
longed-for rest n.
|
ölüm |
|
| 266 |
General |
foam-like plastic material used for insulation n.
|
strafor |
|
| 267 |
General |
islamic-ottoman office for public regularity n.
|
muhtesiblik |
|
| 268 |
General |
free-for-all n.
|
bar kavgası |
|
| 269 |
General |
islamic-ottoman office for public regularity n.
|
ihtisab |
|
| 270 |
General |
information-center for old persons n.
|
yaşlı danışma merkezleri |
|
| 271 |
General |
free-for-all n.
|
mahalle kavgası |
|
| 272 |
General |
goodness for the parents n.
|
birr-i valideyn |
|
| 273 |
General |
mania for n.
|
-e tutku |
|
| 274 |
General |
free-for-all n.
|
tartışma |
|
| 275 |
General |
good-for-nothing person n.
|
moloz |
|
| 276 |
General |
free-for all n.
|
meydan kavgası |
|
| 277 |
General |
islamic-ottoman office for public regularity n.
|
hisbe |
|
| 278 |
General |
tit-for-tat strategy n.
|
aynen karşılık |
|
| 279 |
General |
ottoman hospital for children n.
|
hamidiye etfal hastane-i alisi |
|
| 280 |
General |
tit-for-tat n.
|
alışına verişim |
|
| 281 |
General |
turkish social security for farmers n.
|
tarım bağ-kur |
|
| 282 |
General |
propensity (for/to) n.
|
-e eğilim |
|
| 283 |
General |
ottoman constabulary-official for public order n.
|
ihtisab emini |
|
| 284 |
General |
united nations institute for training and research n.
|
birleşmiş milletler-eğitim ve araştırma enstitüsü |
|
| 285 |
General |
tit-for-tat n.
|
misliyle mukabele |
|
| 286 |
General |
substituting for n.
|
-in yedeği |
|
| 287 |
General |
turkish association for protection of children n.
|
himaye-i etfal cemiyeti |
|
| 288 |
General |
weight-for-height n.
|
boya göre ağırlık |
|
| 289 |
General |
word-for-word translation n.
|
sözcüğü sözcüğüne çeviri |
|
| 290 |
General |
weight-for-height n.
|
kilo-boy oranı |
|
| 291 |
General |
request for information n.
|
istihbarat talebi |
|
| 292 |
General |
liability for damage n.
|
zararın sorumluluğu |
|
| 293 |
General |
application for lost document n.
|
belge kayıp dilekçesi |
|
| 294 |
General |
market for n.
|
-e rağbet |
|
| 295 |
General |
market for n.
|
-e talep |
|
| 296 |
General |
sacrifice for common safety n.
|
ortak çıkar için fedakarlık |
|
| 297 |
General |
rules for the prevention of accidents n.
|
kazalardan korunma yönetmelikleri |
|
| 298 |
General |
good news (tidings) on pay rise for civil servants/labourers etc n.
|
(memura/işçiye vb) zam müjdesi |
|
| 299 |
General |
matter for pride n.
|
gurur meselesi |
|
| 300 |
General |
project for sustainable agricultural practices n.
|
sürdürülebilir tarım uygulamaları projesi |
|
| 301 |
General |
jobs for the boys n.
|
torpilli iş |
|
| 302 |
General |
bridge of hope for low-incomers n.
|
dar gelirliye umut kapısı |
|
| 303 |
General |
a touch of hope for low-incomers n.
|
dar gelirliye umut kapısı |
|
| 304 |
General |
commissioner for oaths n.
|
noter |
|
| 305 |
General |
asylum for the insane n.
|
akıl hastanesi |
|
| 306 |
General |
american national standard code for information interchange n.
|
bilgi alış verişinde kullanılan amerikan ulusal standart kodu |
|
| 307 |
General |
appeal for aid n.
|
yardım başvurusu |
|
| 308 |
General |
caring for birds n.
|
kuş besleme |
|
| 309 |
General |
marriage for love n.
|
aşk evliliği |
|
| 310 |
General |
struggle for life n.
|
yaşam mücadelesi |
|
| 311 |
General |
institution for the care of orphans n.
|
kimsesiz çocukları yetiştirme yurdu |
|
| 312 |
General |
applying for a job n.
|
işe başvurma |
|
| 313 |
General |
pay for on delivery n.
|
teslim anında ödeme |
|
| 314 |
General |
irresistible desire for food n.
|
önlenemez yemek arzusu |
|
| 315 |
General |
longing for home n.
|
memleket özlemi |
|
| 316 |
General |
need for education n.
|
eğitim ihtiyacı |
|
| 317 |
General |
passion for cinema n.
|
sinema tutkusu |
|
| 318 |
General |
longing for home n.
|
memleket hasreti |
|
| 319 |
General |
kiss for luck n.
|
şans öpücüğü |
|
| 320 |
General |
general principles for approval criteria n.
|
genel kabul ilkeleri |
|
| 321 |
General |
the struggle for survival n.
|
hayatta kalma mücadelesi |
|
| 322 |
General |
flat for rent n.
|
kiralık daire |
|
| 323 |
General |
flat for sale n.
|
satılık daire |
|
| 324 |
General |
pouch for knife fork spoon n.
|
bıçak çatal kaşık kılıfı |
|
| 325 |
General |
a man for all seasons n.
|
her devrin adamı |
|
| 326 |
General |
people waiting for rescue n.
|
kurtarılmayı bekleyen vatandaşlar |
|
| 327 |
General |
two for each n.
|
ikişer adet |
|
| 328 |
General |
award for courage n.
|
cesaret ödülü |
|
| 329 |
General |
request for reply n.
|
cevap talebi |
|
| 330 |
General |
request for subscription n.
|
abonelik isteği |
|
| 331 |
General |
a cart for carrying small loads n.
|
el arabası |
|
| 332 |
General |
swings intended for children n.
|
çocukların kullanımı için salıncaklar |
|
| 333 |
General |
request for reconsideration n.
|
tekrar değerlendirme isteği/talebi |
|
| 334 |
General |
the underlying reason (for the problem) n.
|
problemin altında yatan sebep |
|
| 335 |
General |
shopping for clothes n.
|
giyim alışverişi |
|
| 336 |
General |
a source for vitamin n.
|
vitamin deposu |
|
| 337 |
General |
time for revenge n.
|
intikam zamanı |
|
| 338 |
General |
association for culture and education n.
|
kültür eğitim derneği |
|
| 339 |
General |
a word-for-word translation n.
|
birebir tercüme |
|
| 340 |
General |
a word-for-word translation n.
|
birebir çeviri |
|
| 341 |
General |
time for bed n.
|
yatma saati |
|
| 342 |
General |
scouting for supplies n.
|
malzeme keşfi |
|
| 343 |
General |
fight for life n.
|
yaşam kavgası |
|
| 344 |
General |
explosives for civil uses n.
|
sivil amaçlı patlayıcılar |
|
| 345 |
General |
cleaner urban transport for europe n.
|
avrupa için daha temiz kentsel ulaşım |
|
| 346 |
General |
demand for explanation n.
|
açıklama talebi |
|
| 347 |
General |
request for friendship n.
|
arkadaşlık teklifi |
|
| 348 |
General |
dog for the disabled n.
|
rehber köpek |
|
| 349 |
General |
technical aids for disabled persons n.
|
engelli kişiler için teknik yardım malzemeleri |
|
| 350 |
General |
8-hour period for rest n.
|
sekiz saatlik dinlenme süresi/dönemi |
|
| 351 |
General |
activities for children n.
|
çocuklar için etkinlikler |
|
| 352 |
General |
record for underwater breath holding n.
|
su içinde nefes tutma rekoru |
|
| 353 |
General |
record for underwater breath holding n.
|
su altında nefesini tutma rekoru |
|
| 354 |
General |
record for underwater breath holding n.
|
su altında nefes tutma rekoru |
|
| 355 |
General |
the portion of a house reserved for men n.
|
selamlık |
|
| 356 |
General |
getting ready for christmas n.
|
yılbaşına hazırlık/hazırlanma |
|
| 357 |
General |
zest for life n.
|
yaşama sevinci |
|
| 358 |
General |
zest for life n.
|
yaşam sevinci |
|
| 359 |
General |
life for rent n.
|
kiralık hayat |
|
| 360 |
General |
a fine ear for music n.
|
müzik kulağı |
|
| 361 |
General |
raison d'être (reason for being) n.
|
varoluş nedeni |
|
| 362 |
General |
raison d'être (reason for being) n.
|
varoluş sebebi |
|
| 363 |
General |
taken-for-grantedness n.
|
sorgulanmaksızın kabul edilme durumu |
|
| 364 |
General |
taken-for-grantedness n.
|
cepte sanma/diye düşünme durumu |
|
| 365 |
General |
reason for preference n.
|
tercih sebebi |
|
| 366 |
General |
killer for hire n.
|
kiralık katil |
|
| 367 |
General |
the desire for democracy n.
|
demokrasi arzusu |
|
| 368 |
General |
the appetite for democracy n.
|
demokrasi isteği |
|
| 369 |
General |
the desire for democracy n.
|
demokrasi isteği |
|
| 370 |
General |
short for something n.
|
(bir şeyin) kısaltılmışı |
|
| 371 |
General |
appliances for skin or hair care n.
|
deri veya saç bakım cihazları |
|
| 372 |
General |
application for a patent n.
|
patent başvurusu |
|
| 373 |
General |
apartment for rent n.
|
kiralık daire |
|
| 374 |
General |
counsel for the defense n.
|
davalı avukatı |
|
| 375 |
General |
counsel for the prosecution n.
|
davacı avukatı |
|
| 376 |
General |
counsel for the defense n.
|
savunma avukatı |
|
| 377 |
General |
love for music n.
|
müzik aşkı |
|
| 378 |
General |
storage bag for garments n.
|
elbise hurcu |
|
| 379 |
General |
breeding ground for bacteria n.
|
bakteri yuvası |
|
| 380 |
General |
breeding ground for germs n.
|
mikrop yuvası |
|
| 381 |
General |
opportunities for achievement n.
|
başarı için fırsatlar |
|
| 382 |
General |
demand for energy n.
|
enerji talebi |
|
| 383 |
General |
the winner for the third consecutive year n.
|
üçüncü kez peş peşe kazanan |
|
| 384 |
General |
petition for declaration n.
|
beyan dilekçesi |
|
| 385 |
General |
capacity for empathy n.
|
empati yeteneği |
|
| 386 |
General |
ability for empathy n.
|
empati yeteneği |
|
| 387 |
General |
matters not provided for n.
|
gözden kaçan hususlar |
|
| 388 |
General |
matters not provided for n.
|
dikkate alınmamış hususlar |
|
| 389 |
General |
spie (the international society for optics and photonics) n.
|
uluslararası optik ve fotonik topluluğu |
|
| 390 |
General |
two-for-one deal n.
|
bir alana bir bedava |
|
| 391 |
General |
association for supporting and developing social life n.
|
sosyal yaşamı destekleme ve geliştirme derneği |
|
| 392 |
General |
room for cream n.
|
üzerine süt veya krema eklenebilmesi için kahve fincanında bırakılan boşluk |
|
| 393 |
General |
application for complaint n.
|
şikayet başvurusu |
|
| 394 |
General |
practical hints for use n.
|
pratik kullanım ipuçları |
|
| 395 |
General |
cause for concern n.
|
endişeye neden |
|
| 396 |
General |
cause for concern n.
|
endişe nedeni |
|
| 397 |
General |
condition for living n.
|
yaşam koşulu |
|
| 398 |
General |
weather forecast for turkey n.
|
türkiye için hava tahmini |
|
| 399 |
General |
the fight for independence n.
|
bağımsızlık mücadelesi |
|
| 400 |
General |
the struggle for independence n.
|
bağımsızlık mücadelesi |
|
| 401 |
General |
national center for education n.
|
ulusal eğitim merkezi |
|
| 402 |
General |
request for change n.
|
değişiklik talebi |
|
| 403 |
General |
oranges for juicing n.
|
sıkmalık portakal |
|
| 404 |
General |
need for shelter n.
|
barınma ihtiyacı |
|
| 405 |
General |
fight for freedom n.
|
özgürlük mücadelesi |
|
| 406 |
General |
fight for freedom n.
|
özgürlük kavgası |
|
| 407 |
General |
respect for human n.
|
insana saygı |
|
| 408 |
General |
work made for hire n.
|
ücret karşılığı yapılan eser |
|
| 409 |
General |
a big day for n.
|
(için) büyük bir gün |
|
| 410 |
General |
starting point for trend reversals n.
|
iyileştirmeye başlama noktası |
|
| 411 |
General |
ikigai (a reason for being) n.
|
varlık nedeni |
|
| 412 |
General |
ikigai (a reason for being) n.
|
yaşama sebebi |
|
| 413 |
General |
ikigai (a reason for being) n.
|
yaşama tutkusu |
|
| 414 |
General |
ikigai (a reason for being) n.
|
sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran yaşama sevinci |
|
| 415 |
General |
passion for coffee n.
|
kahve tutkusu |
|
| 416 |
General |
home for old people n.
|
yaşlılar evi |
|
| 417 |
General |
home for seniors n.
|
yaşlılar evi |
|
| 418 |
General |
home for elderly n.
|
yaşlılar evi |
|
| 419 |
General |
demand for change n.
|
değişiklik talebi |
|
| 420 |
General |
demand for change n.
|
değişim talebi |
|
| 421 |
General |
love for animals n.
|
hayvan sevgisi |
|
| 422 |
General |
reason for visit n.
|
ziyaret sebebi |
|
| 423 |
General |
my plans for the future n.
|
gelecek planlarım |
|
| 424 |
General |
my plans for the future n.
|
gelecekteki planlarım |
|
| 425 |
General |
opportunities for education n.
|
eğitim imkanları |
|
| 426 |
General |
opportunities for education n.
|
eğitim olanakları |
|
| 427 |
General |
policy coherence for sustainable development n.
|
sürdürülebilir kalkınma için politika ahengi |
|
| 428 |
General |
love for animals n.
|
hayvan sevgisi |
|
| 429 |
General |
love for animals n.
|
hayvan severlik |
|
| 430 |
General |
love for animals n.
|
hayvanseverlik |
|
| 431 |
General |
baltic centre for contemporary art n.
|
baltık çağdaş sanat merkezi |
|
| 432 |
General |
that's all for now (tafn) n.
|
şimdilik bu kadar (kısaltma) |
|
| 433 |
General |
thirst for adventure n.
|
maceraya susamışlık |
|
| 434 |
General |
thirst for adventure n.
|
maceraya atılma isteği |
|
| 435 |
General |
battle for existence n.
|
var olma savaşı |
|
| 436 |
General |
struggle for existence n.
|
var olma mücadelesi |
|
| 437 |
General |
struggle for existence n.
|
var olma savaşı |
|
| 438 |
General |
thirst for knowledge n.
|
bilgiye açlık |
|
| 439 |
General |
lust for learning n.
|
bilgiye açlık |
|
| 440 |
General |
paper tray for eggs n.
|
yumurta kartonu |
|
| 441 |
General |
international day for older persons n.
|
dünya yaşlılar günü |
|
| 442 |
General |
a job for life n.
|
hayat boyu yapılan iş |
|
| 443 |
General |
accommodations for travellers and tourists n.
|
konaklama tesisleri |
|
| 444 |
General |
be too big for one's boots v.
|
burnu kaf dağında olmak |
|
| 445 |
General |
fall for a trick v.
|
oltayı yutmak |
|
| 446 |
General |
cry for v.
|
çok ihtiyacı olmak |
|
| 447 |
General |
check for v.
|
belirli bir şeyi arayarak bir şeyi kontrol etmek |
|
| 448 |
General |
slaver for v.
|
ağzının suyu akmak |
|
| 449 |
General |
lay for v.
|
pusuda beklemek |
|
| 450 |
General |
atone for v.
|
gönlünü almak |
|
| 451 |
General |
have a good run for one's money v.
|
bir işte uzun süre başarılı olmak |
|
| 452 |
General |
go in for v.
|
uğraşmak |
|
| 453 |
General |
care for v.
|
bakımını üstlenmek |
|
| 454 |
General |
stand for v.
|
savunucusu olmak (bir fikirin) |
|
| 455 |
General |
host for dinner v.
|
yemek vermek |
|
| 456 |
General |
argue for v.
|
lehinde konuşmak |
|
| 457 |
General |
apply for visa v.
|
vize başvurusu yapmak |
|
| 458 |
General |
go for an appeal v.
|
temyize gitmek |
|
| 459 |
General |
be spoiling for v.
|
aranmak |
|
| 460 |
General |
be too big for one's boots v.
|
kendini dev aynasında görmek |
|
| 461 |
General |
go for v.
|
elde etmeye çalışmak |
|
| 462 |
General |
dispense with the need for v.
|
gereksiz kılmak |
|
| 463 |
General |
set the pace for v.
|
bir grup sporcunun temposunu ayarlamak |
|
| 464 |
General |
stand surety for somebody v.
|
kefil olmak |
|
| 465 |
General |
be saved for v.
|
saklanmak |
|
| 466 |
General |
trade for v.
|
trampa etmek |
|
| 467 |
General |
have somebody up for something v.
|
mahkemeye vermek |
|
| 468 |
General |
pop for v.
|
parayı çekmek |
|
| 469 |
General |
pay for something by instalments v.
|
taksitli alışveriş yapmak |
|
| 470 |
General |
reach for one's wallet v.
|
elini cebine atmak |
|
| 471 |
General |
account for v.
|
izahat vermek |
|
| 472 |
General |
make somebody look for v.
|
aratmak |
|
| 473 |
General |
lay for v.
|
pusu kurmak |
|
| 474 |
General |
militate for v.
|
… için harekete geçmek |
|
| 475 |
General |
write off for v.
|
mektup göndererek bir şey istemek |
|
| 476 |
General |
sit for v.
|
aday olmak |
|
| 477 |
General |
sit up for v.
|
gece boyu beklemek |
|
| 478 |
General |
wait for an opportunity v.
|
fırsat beklemek |
|
| 479 |
General |
buy for cash v.
|
peşin almak |
|
| 480 |
General |
speak for v.
|
temsil etmek |
|
| 481 |
General |
call for v.
|
icap ettirmek |
|
| 482 |
General |
receive a recompense for one's work v.
|
emeğinin karşılığını almak |
|
| 483 |
General |
overcompensate for v.
|
fazlasıyla telafi etmek (zayıf bir tarafını) |
|
| 484 |
General |
speak up for v.
|
lehinde konuşmak |
|
| 485 |
General |
appeal to somebody for his/her testimony v.
|
ifadesine başvurmak |
|
| 486 |
General |
not to search for v.
|
aramamak |
|
| 487 |
General |
fire someone with enthusiasm for v.
|
bir iş için birini şevke getirmek |
|
| 488 |
General |
submit for somebody's information v.
|
bilgisine sunmak |
|
| 489 |
General |
give somebody what for v.
|
yuvasını yapmak |
|
| 490 |
General |
put up for v.
|
adaylığını koymak |
|
| 491 |
General |
reimburse someone for v.
|
birine yaptığı masrafları ödemek |
|
| 492 |
General |
campaign for v.
|
için mücadele etmek |
|
| 493 |
General |
look for a needle in a haystack v.
|
olanaksız şeyi bulmaya çalışmak |
|
| 494 |
General |
wait for a sight of v.
|
görmek için beklemek |
|
| 495 |
General |
advertise for someone v.
|
ilan aracılığıyla eleman aramak |
|
| 496 |
General |
come for v.
|
alıp götürmek |
|
| 497 |
General |
put somebody in for v.
|
aday göstermek |
|
| 498 |
General |
play smb for a sucker v.
|
enayi yerine koymak |
|
| 499 |
General |
be at a loss for words v.
|
söyleyecek söz bulamamak |
|
| 500 |
General |
be solidly for v.
|
tamamen aynı görüşte olmak |
|
