Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | karşılığında | in return adv. | ||
Rather than just tabling proposals, it needs to make a studied demand for something in return. Sadece öneriler sunmak yerine, karşılığında bir şeyler talep etmek için çalışılmalıdır. More Sentences |
||||
General | karşılığında | for prep. | ||
What have we to show for all this? Tüm bunların karşılığında ne göstereceğiz? More Sentences |
||||
General | karşılığında | in exchange for prep. | ||
He gave me an orange in exchange for a piece of cake. Bir parça kek karşılığında bana bir portakal verdi. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | karşılığında | in return for expr. | ||
In return for this greater degree of autonomy, managers must be made fully and personally responsible for their actions. Bu daha fazla özerklik karşılığında, yöneticiler eylemlerinden tamamen ve kişisel olarak sorumlu tutulmalıdır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | karşılığında | in exchange expr. | ||
In exchange it obtained provisional budgetary unity. Karşılığında geçici bütçe birliğini elde etti. More Sentences |
||||
General | ||||
General | karşılığında | instead adv. | ||
General | karşılığında | reciprocally adv. | ||
General | karşılığında | at the countretaille [obsolete] adv. | ||
General | karşılığında | against prep. | ||
General | karşılığında | on condition that conj. | ||
Phrases | ||||
Phrases | karşılığında | at the price of prep. | ||
Phrases | karşılığında | in reply to expr. | ||
Phrases | karşılığında | in recognition of expr. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | karşılığında | as/so long as expr. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | karşılığında | upon surrender of expr. | ||
Trade/Economic | karşılığında | in consideration of expr. |