gazete - Turkish English Dictionary

gazete

Meanings of "gazete" in English Turkish Dictionary : 18 result(s)

Turkish English
Common Usage
gazete newspaper n.
Furthermore, the director of the newspaper was imprisoned and later freed.
Ayrıca, gazetenin müdürü hapse atılmış ve daha sonra serbest bırakılmıştır.

More Sentences
General
gazete gazette n.
I enjoy reading The Daily Gazette for local news updates.
Yerel haberler için Günlük Gazete'yi okumaktan keyif alıyorum.

More Sentences
gazete journal n.
All the old journals have been sold.
Bütün eski gazeteler satıldı.

More Sentences
gazete paper n.
The accompanying vulgar cartoon from the Zimbabwean state paper The Herald underlines this ominous message.
Zimbabve devlet gazetesi The Herald'ın buna eşlik eden kaba karikatürü bu uğursuz mesajın altını çiziyor.

More Sentences
gazete post n.
I saw the news in the New York Post.
Haberi New York Post gazetesinde gördüm.

More Sentences
Trade/Economic
gazete paper n.
The accompanying vulgar cartoon from the Zimbabwean state paper The Herald underlines this ominous message.
Zimbabve devlet gazetesi The Herald'ın buna eşlik eden kaba karikatürü bu uğursuz mesajın altını çiziyor.

More Sentences
Media
gazete newspaper n.
Furthermore, the director of the newspaper was imprisoned and later freed.
Ayrıca, gazetenin müdürü hapse atılmış ve daha sonra serbest bırakılmıştır.

More Sentences
Computer
gazete newspaper n.
Furthermore, the director of the newspaper was imprisoned and later freed.
Ayrıca, gazetenin müdürü hapse atılmış ve daha sonra serbest bırakılmıştır.

More Sentences
General
gazete print n.
gazete news medium n.
gazete sheet n.
gazete news n.
gazete blatt n.
gazete mercury [dated] n.
gazete courant n.
gazete gazetteer [obsolete] n.
Media
gazete news-book n.
British Slang
gazete rag n.

Meanings of "gazete" with other terms in English Turkish Dictionary : 383 result(s)

Turkish English
Common Usage
(dergi/gazete) nüsha issue n.
I collect stamps for a hobby so I always check if the postal office has a new issue of stamps.
Hobi olarak pul koleksiyonu yapıyorum, bu yüzden posta idaresi yeni pul nüshaları çıkarmış mı diye hep bakarım.

More Sentences
General
muhabir (gazete/radyo/tv/) reporter n.
Hundreds and hundreds of foreign reporters have searched for Chechens in Afghanistan.
Yüzlerce ve yüzlerce yabancı muhabir Afganistan'da Çeçenleri aradı.

More Sentences
gazete muhabiri newspaper reporter n.
Because I was a newspaper reporter.
Çünkü ben bir gazete muhabiriydim.

More Sentences
günlük gazete daily newspaper n.
According to the Israeli daily newspaper, Haaretz, no less than 30 Palestinians were killed during the month of August.
İsrail'in günlük gazetesi Haaretz'e göre Ağustos ayı boyunca en az 30 Filistinli öldürüldü.

More Sentences
resmi gazete gazette n.
The government gazette published the list of newly appointed civil servants.
Devletin resmi gazetesi yeni atanan memurların listesini yayınladı.

More Sentences
gazete bayii newsstand n.
Tom went out to buy a newspaper from the newsstand.
Tom Gazete bayiinden bir gazete satın almak için dışarı çıktı.

More Sentences
abone (dergi/gazete/telefon için) subscriber n.
At this crucial time, the European Union is unavailable to its subscribers.
Bu kritik dönemde Avrupa Birliği abonelerine ulaşamıyor.

More Sentences
gazete ilanı newspaper advertisement n.
I read in the newspaper advertisements that there is an apartment for rent near here.
Buraya yakın kiralık bir daire olduğunu gazete ilanlarından okudum.

More Sentences
gazete okumak read newspaper n.
I don't read newspapers much.
Ben pek gazete okumam.

More Sentences
gazete röportajı newspaper interview n.
I have here before me a newspaper interview, from which I should like to read you an extract.
Önümde size bir bölümünü okumak istediğim bir gazete röportajı var.

More Sentences
gazete köşe yazarı newspaper columnist n.
That man is a newspaper columnist.
Bu adam bir gazete köşe yazarı.

More Sentences
yerel gazete local paper n.
If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Eğer eski kanepenizi satmak istiyorsanız, neden yerel gazeteye ilan vermiyorsunuz?

More Sentences
gazete büfesi newsstand n.
Tom is near the newsstand.
Tom gazete büfesinin yanında.

More Sentences
gazete haberleri newspaper reports n.
The newspaper reports that the honourable Member made reference to seem to me to be misleading and inaccurate.
Sayın Üyenin atıfta bulunduğu gazete haberleri bana yanıltıcı ve yanlış görünmektedir.

More Sentences
gazete bayisi newsstand (us/canada) n.
Where is the newsstand?
Gazete bayisi nerede?

More Sentences
yerel gazete local newspaper n.
This local newspaper is published once a week.
Bu yerel gazete, haftada bir yayınlanır.

More Sentences
daily mail (gazete) mail n.
Did you read today's Mail?
Bugünkü Daily Mail'i okudun mu?

More Sentences
(gazete) dağıtımı round n.
He used to do a paper round when he was 12.
On iki yaşındayken gazete dağıtımı yapardı.

More Sentences
gazete almak get a newspaper v.
I wonder why we didn't get a newspaper today.
Bugün neden gazete almadığımızı merak ediyorum.

More Sentences
gazete okumak read a newspaper v.
He makes it a rule to wear glasses when he reads a newspaper.
Gazete okurken gözlük takmayı bir kural haline getirdi.

More Sentences
gazete dağıtmak deliver newspapers v.
He earned money by delivering newspapers.
Gazete dağıtarak para kazanıyordu.

More Sentences
Trade/Economic
resmi gazete gazette n.
The government gazette published the list of newly appointed civil servants.
Devletin resmi gazetesi yeni atanan memurların listesini yayınladı.

More Sentences
Politics
resmi gazete official journal n.
The Official Journal reports that it was sent by the Spanish government.
Resmi Gazete, İspanyol hükümeti tarafından gönderildiğini bildirmektedir.

More Sentences
Media
gazete makalesi newspaper article n.
I've got a newspaper article I want to show you.
Sana göstermek istediğim bir gazete makalesi var.

More Sentences
Common Usage
tabloit gazete tabloid n.
(dergi/gazete) sayı issue n.
General
gazete satıcısı newsboy n.
yerel gazete local n.
gazete dağıtıcı newspaper distributor n.
gazete satış yeri newsstand n.
gazete eki newspaper supplement n.
gazete savaşı paper warfare n.
gazete kupürleri veya resim toplayarak defter tutma scrapbooking n.
gazete köşe yazarı columnist n.
dergi/gazete arasına konulan ek insert n.
gündelik gazete daily n.
gazete bayii bookstall n.
belirli aralıklarla çıkan gazete newsletter n.
gazete çalışanları newspaper employees n.
ayaklı gazete newsmonger n.
gazete editörleri newspaper editors n.
haberi ilk verme (gazete) scoop n.
gazete haberleri current events n.
gazete başlığı newspaper heading n.
gazete kulübesi bookstall n.
dürülmüş gazete swat n.
gazete ilanları classified ads n.
tek sayfalık gazete newssheet n.
gazete kupürleri veya resim yapıştırmaya özgü defter scrapbook n.
gazete vb gibi hediye giveaway n.
gazete bayii newsagent n.
günlük gazete daily n.
sansasyonel gazete tabloid n.
gazete müdürü editor n.
gazete muhabiri newspaper correspondent n.
elektronik gazete electronic gazette n.
gazete muhabiri reporter n.
gazete bozuntusu rag n.
atlatma (gazete) scoop n.
gazete sütunu newspaper column n.
gazete firması newspaper size n.
gazete sayısı issue n.
gazete tezgahı newsstand n.
aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa (gazete) spread n.
iş ilanları (gazete'de vb) job ads n.
gazete bayii newspaper vendor n.
gazete tezgahı newsstall n.
ilave gazete extra n.
gazete satıcısı news vendor n.
gazete satıcısı newsvendor n.
çok okunan gazete popular newspaper n.
resimli gazete illustrated paper n.
gazete bayi newsstand n.
gazete yazarı newspaperman n.
kadın gazete yazarı newspaperwoman n.
gazete satıcısı newsdealer n.
gazete sahibi newspaperman n.
gazete sahibi kadın newspaperwoman n.
gazete okuma newspaper reading n.
gazete yayıncılığı newspaper publishing n.
gazete üyeliği newspaper subscription n.
gazete sütun yazarı newspaper columnist n.
resmi gazete official gazette n.
gazete haberi report n.
gazete büfesi newsvendor n.
gazete satıcısı newsstand operator n.
gazete büfesi newsagent n.
gazete büfesi newsdealer n.
gazete satıcısı newsagent n.
gazete büfesi newsstand operator n.
gazete kupürü press clipping n.
gazete kağıdı newsprint n.
gazete satıcısı çocuk paper boy n.
ücretsiz günlük gazete freesheet n.
geçmiş tarihli gazete past issues of a newspaper n.
geçmiş tarihli dergi/gazete/yayın back issue n.
geçmiş tarihli gazete back issue newspaper n.
ulusal gazete national newspaper n.
gazete kupürü newspaper clipping n.
gazete kupürü newspaper cutting n.
gazete dağıtma işi paper route n.
gazete dağıtıcılığı paper route n.
içinde yerel haberler ve reklamlar yayınlanan ücretsiz gazete shopper n.
ücretsiz yerel gazete shopper n.
gazete büfesi newspaper stand n.
gazete küpürleri press clippings n.
gazete kupürü clipping n.
gazete dağıtımı ve bunu yaparken kullanılan güzergah paper round n.
gazete dağıtımı ve bunu yaparken kullanılan güzergah paper route n.
büyük sayfaya basılmış gazete broadsheet n.
yerel gazete hometown newspaper n.
gazete haberleri newspaper news n.
gazete bayisi newsagency (aus) n.
gazete büfesi newsagent's shop (uk) n.
gazete satılan yer newsagent's shop (uk) n.
gazete satılan yer newsstand (us/canada) n.
gazete bayi newsstand (us/canada) n.
gazete bayi newsagency (aus) n.
gazete bayi newsagent's shop (uk) n.
gazete bayisi newsagent's shop (uk) n.
gazete büfesi newsagency (aus) n.
gazete satılan yer newsagency (aus) n.
gazete büfesi newsstand (us/canada) n.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point n.
(evlere) gazete dağıtımı paper round n.
yerel gazete local rag (uk) n.
bir konuda önemli bilgiler veren dergi veya gazete bible n.
normalin yarısı boyutundaki küçük gazete tabloid n.
gazete dağıtan kimse carrier n.
gazete veya dergide orta sayfayı kaplayacak şekilde çıplak/yarı çıplak model yerleştirme centerfold n.
gazete veya derginin orta sayfasına takvim vb. ekleme centerfold n.
dergi, gazete vs. ortasında yer alan ve aynı habere ayrılmış karşılıklı sayfa çifti centre spread n.
gazete veya derginin orta sayfasında yer alan çıplak kadın fotoğrafı centrefold n.
gazete satıcısı kız paper girl n.
gazete kağıdı news n.
gazetenin iç sayfalarındaki uzun bir gazete yazısını ayıran geniş çizgi binder n.
gazetenin iç sayfalarındaki uzun bir gazete yazısını ayıran geniş çizgi binder line n.
(gazete ve yazılarda) referans listesi hand-list n.
gazete büfesi book stall [uk] n.
gazete veya dergi basımından farklı olarak kitap basımı bookwork n.
gazete ilanı cevap kutusu box n.
ayaklı gazete gadder n.
muhabir tarafından gazete veya haber ajansına süratle gönderilen haber dispatch [us] n.
muhabir tarafından gazete veya haber ajansına süratle gönderilen haber despatch [uk] n.
gazete sayfasının yarattığı tekdüze grilik algısı grayness n.
gazete sayfasının göze yansıttığı gri renk greyness n.
haftalık gazete hebdomadal n.
satışa sunulan veya dağıtıma çıkan basılı bir malzemenin sayısı (dergi, gazete) opus n.
(gazete dağıtımcılarından oluşan grubun) denetmeni routeman n.
ayaklı gazete rumorer [us] n.
ayaklı gazete rumourer [uk] n.
(gazete, kitap, televizyon, sinema) internet öncesinde var olan medya old media n.
(gazete veya dergilere satmak için) ünlüleri fotoğraflamaya çalışan serbest fotoğrafçı paparazzo n.
gazete bayisi paper shop [uk] n.
gazete büfesi paper shop [uk] n.
gazete satan adam paperboy n.
gazete dağıtıcı paperboy n.
gazete satan genç kız papergirl n.
gazete dağıtan genç kız papergirl n.
gazete-habercilik tarzı paragraf yazma sistemi paragraphism n.
gazete için paragraf yazan gazeteci paragraphist n.
olağandışı gazete yazısı feature article n.
gazete makalesi peg n.
gazete manşetindeki katları veya hikayeleri ayıran yatay çizgiler dash n.
devam niteliğindeki gazete yazısı follow n.
daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi follow n.
resmi gazete gazetteer [obsolete] n.
gazete kağıdı print n.
gazete haberi öncesinde gelen ilişkili bölüm precede n.
(olay hakkındaki son gelişmeleri sunmak için) gazete haberi öncesine eklenen bölüm precede n.
geçmiş tarihli gazete sayısı predate n.
güçlü gazete sahibi kimse press lord n.
gazete sahibi publisher [us/canada] n.
gazete temsilcisi publisher [us/canada] n.
gazete sahibinin temsilcisi publisher [us/canada] n.
gazete tedavülünü yöneten kimse publisher [uk] n.
gazete sirkülasyonu sorumlusu publisher [uk] n.
aşırı büyük puntolarla atılmış veya sansasyonel olan gazete manşeti scarehead n.
endişe uyandırmak için atılan gazete manşeti scarehead n.
öğrencilerin hazırlayıp yayınladıkları gazete school paper n.
yılın abartılı veya ciddiyetsiz gazete makalelerinin basıldığı dönemi silly season n.
(gazete, radyo) kitle iletişim aracı forum n.
(gazete veya dergide) boşluk dolduran kısa yazı space-filler n.
(gazete veya dergi sayfasında yer dolduran) ek haber squib n.
gazete bayii stand n.
gazete büfesi stand n.
(gazete veya broşürlere) sayfa ekleyen kimse sticker n.
pazar günü dağıtılan gazete sunday n.
sadece pazar günleri yayımlanan gazete sunday paper n.
gazete dağıtmak distribute v.
dağıtmak (gazete, mektup vb'ni) deliver v.
çıkmak (gazete, dergi vb'nde) appear v.
kupür kesmek (gazete/dergi vb'nden) clip v.
çıkmak (kitap/gazete/resmi ilan) be out v.
yazı vermek (gazete, dergi vb'ne) contribute v.
gazete vb baskıya girmek go to press v.
gazete çıkarmak publish a newspaper v.
baskıya vermek (gazete vb) submit for publishing v.
gazete basmak print a newspaper v.
gazete yayınlanmak publish newspaper v.
gazete haberciliğinde kariyerine (mesleğine) devam etmek pursue a career in newspaper journalism v.
gizli bir istihbarat operasyonunu ortaya çıkaran gazete haberi blow v.
(gazete makalesine) sansasyonel manşet atmak scarehead v.
(gazete) alışveriş için taramak shop v.
(gazete nüshasını) kısaltmak skeletonize [us] v.
(gazete nüshasını) kesip biçmek skeletonize [us] v.
(gazete nüshasını) kısaltmak skeletonise [uk] v.
(gazete nüshasını) kesip biçmek skeletonise [uk] v.
(gazete yazısını) yayınlamayı reddetmek spike v.
(gazete ve dergide boş kalan yerlere) ek haber yazmak squib v.
kupür (gazete) pebbly adj.
resmi gazete tarzında gazetteerish adj.
(abd ve kanada'da posta) gazete gönderiminden oluşan second-class adj.
Phrasals
(gazete, dergi) kupür kesmek clip something from something v.
(gazete, dergi) kupür kesmek clip something out of something v.
bir yerde/bir şeyin içinde (dergi/gazete) bir şey okumak read something in something v.
biri hakkında bir yerde (gazete/dergi) bir şey (haber vb) okumak read of someone or something (somewhere) v.
(gazete, dergi) kupür kesmek clip out v.
(gazete, dergi) kupür kesmek clip out of v.
Colloquial
dergi ve gazete eklerinde çıplak pozlar veren kadın page three girl n.
gazete magazin ekinde çıplak/yarı çıplak pozları çıkan model page three girl n.
ayaklı gazete ear hustler n.
ayaklı gazete ear-duster n.
ciddi gazete heavy n.
ayaklı gazete rumor monger n.
gazete ve dergilerde ödül olarak tüketici ürünleri verilen yarışmalara düzenli katılan kimse comper n.
Idioms
gazete muhabiri ink slinger n.
gazete manşetleri the headlines n.
kitap, gazete gibi basılı materyaller the printed word n.
(gazete/kitap vb) baskıya girmek go to press v.
haberi duyuran ilk kanal/gazete olmak break a story v.
haberi duyuran ilk kanal/gazete olmak break the story v.
Trade/Economic
bir kişi, kurum ya da durum hakkında açık kaynaklardan (gazete, televizyon, internet vb.) elde edilen bilgiler open source intelligence (osint) n.
gazete bayii newsvendor n.
gazete bayii newsdealer n.
gazete bayii newsstand operator n.
gazete satan news vender n.
gazete bayii newsagent n.
geniş sayfalı gazete blanket sheet n.
resmi gazete (r.g) official journal (o.j) n.
resmi gazete official gazette n.
ticari gazete business paper n.
(abd) resmi gazete federal register n.
gazete satıcısı roadman n.
gazete dağıtıcı roadman n.
gazete bayisi roadman n.
gazete ücreti cover price n.
resmi gazete'de yayınlanmış published in the official gazette adj.
Law
bir ilanın dizilmesi fakat ikinci bir emre kadar yayınlanmaması konusunda gazete veya dergi yönetimine verilen talimat wait-order n.
resmi gazete official gazette n.
sayı (dergi, gazete) issue n.
resmi gazete official gazette n.
resmi gazete'de yayımlamak promulgate v.
Politics
gazete manşeti headline n.
gazete ve dergiler periodical publications n.
resmi gazete government gazette n.
yayımlamak (resmi gazete) promulgate v.
Institutes
amerikan gazete editörleri derneği american society of newspaper editors n.
resmi gazete ve dokümantasyon şube müdürlüğü section of official gazette and documentation n.
Insurance
gazete abonesine sağlık sigortası health insurance for newspaper readers n.
Media
gazete ve benzeri yayınların reklam haricindeki düzenli içeriği reading matter n.
sansasyonel haberler içeren tabloid gazete red-top n.
olayı özetlemeden haberin konusunu işleyen gazete başlığı label n.
gazete makalesi news article n.
gazete yazısı news article n.
gazete makalesi news story n.
gazete büfesi newsagent's n.
gazete bayii newsagent's n.
gazete ilanı newspaper ad n.
gazete eleştirmeni newspaper critic n.
gazete editörü newspaper editor n.
gazete manşeti newspaper headline n.
gazete yayıncısı newspaper publisher n.
gazete dili newspaperese n.
gazete muhabiri newspaperman n.
gazete editörü newspaperman n.
gazete satıcısı newspaperman n.
kadın gazete muhabiri newspaperwoman n.
kadın gazete editörü newspaperwoman n.
kadın gazete satıcısı newspaperwoman n.
gazete perakendeciliği newstrade n.
haftalık gazete newsweekly n.
istenildiği zaman kullanılmak üzere önceden hazırlanmış gazete veya dergi time copy n.
dikkat çekici konu hakkında renk getirmesi için bir gazete tarafından işe alınan yazar, ünlü veya uzman kimse trained seal n.
baş sayfanın son sütunundan başlayıp ikinci sayfada devam eden güncel konulu hafif gazete yazısı turnover [brit] n.
gazete veya dergide orta sayfa centerfold n.
gazete köşe yazısı column n.
gazete yazısı dam n.
gazete yazısı newspaper article n.
gazete künyesi masthead n.
gazete baskı süresi press run n.
gazete veya dergide orta sayfa centrefold n.
gazete yazısı newspaper story n.
israil'de yayın yapan bir gazete haaretz n.
gazete kapağında üst köşelerdeki küçük kutu ya da alanlar ear n.
gazete yazarlığı journalism n.
gazete veya dergi sayfasında boşluk doldurmak için kullanılan yazı filler n.
bir gazete baskısı formatı berliner n.
doğum, evlilik ve ölüm ilanlarının yer aldığı gazete bölümü births, marriages, and deaths n.
en önemli gazete makalesi lede n.
okuyucularca üzerinde değişiklik yapılabilen çevrimiçi gazete veya dergi wikitorial n.
gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarına verilen ad medium n.
(gazete, dergi) kitap inceleme bölümü book review n.
gazete başlıklarında kullanılan jargon headlinese n.
gazete ilanlarının cevaplanabileceği yazışma adresi box-number n.
yeniden yazılmış gazete makalesi rewrite n.
revize edilmiş gazete makalesi rewrite n.
metinleri düzelterek yayına hazırlayan gazete editörü rewrite man n.
metinleri düzelterek yayına hazırlayan gazete editörü rewriteman n.
gazete manşetinin en altında yer alan açıklama bölümü lower deck n.
gazete manşetinin alt bölümü lower deck n.
bir baskıdan diğerinin başlamasına kadar gazete ofisinde kalan kemik kadro lobster shift n.
gazete veya dergilerde yatay başlık bölümü deck n.
(gazete yazısının) ilk satırı opening line n.
resimli gazete illustrated [uk] n.
(gazete, radyo, televizyon) yerel haberler masası city room n.
eşit iki satırından ikincisi ilkine göre bir miktar girintili yazılmış gazete manşeti dropline n.
gazete için paragraf yazan gazeteci paragrapher n.
başka bir gazeteyle aynı dönemde basılmış gazete contemporary n.
olağandışı gazete yazısı feature n.
muhabir tarafından gazete veya dergiye aktarılan haber veya bilgi correspondence n.
gündüzleri çalışan gazete personeli dayside n.
gazete gibi yayınlarda maç skorlarını veren satır scoreline n.
gazete makalesinin sonundaki kısa ek shirttail n.
kısa gazete haberi short n.
gazete yayın kuruluşunda baskı odası pressroom n.
(gazete) basımın baskıya verildiği zaman presstime n.
(gazete) basımın baskıya verildiği zaman press time n.
atlatma (gazete) beat n.
haberi ilk verme (gazete) beat n.
(gazete veya dergide) modayı takip eden cemiyet üyelerinin faaliyet ve etkinliklerini kaleme alan köşe yazısı social column n.
(gazete veya dergilerin birden fazla köşesinde) öne çıkan haber paylaşımı spread n.
(gazete, televizyon vb.) yer alma coverage n.
(gazete veya dergiye gönderilmiş metni) yayınlanmaya uygun forma sokmak rewrite v.
(gazete, dergi yazısını) mahlas kullanarak yayınlamak byline v.
(gazete haberine) tarih eklemek date line v.
birkaç gazete veya dergide aynı anda yayınlanmayan nonsyndicated adj.
reklam boyutundan ötürü haberlere çok az alan ayrılmış (gazete) tight adj.
aşırı derecede sansasyonel (ucuz gazete) yellow adj.
(gazete) maç sonucu içeren classified [uk] adj.
(gazete) futbol maç sonucu içeren classified [uk] adj.
(gazete veya dergide) büyük yer kaplayan spread adj.
Advertising
gazete reklamının bir milyon okuyucuya ulaşmasının satır başına maliyeti milline rate n.
(gazete içinde) karşılıklı iki sayfayı kaplayan reklam double-spread n.
Technical
yeniden düzeltme yapmak (kitap, gazete, film vb.) re-edit v.
Computer
e-gazete e-newspaper n.
gazete kağıdı newsprint n.
online gazete newswire n.
Telecom
elektronik gazete electronic newspaper n.
Woodworking
gazete kağıdı ve diğer ucuz kağıt türlerinin yapımında kullanılmak üzere ince hamur haline getirilmiş odun wood pulp n.
Transportation
abd ve kanada'da gazete ve süreli yayınların taşındığı posta transient second class n.
Railway
trende gazete, şeker gibi ürünler satan çocuk trainboy n.
Medical
gazete işareti forement paper sign n.
Pharmaceutics
ilaç ve gazete, şeker, sabun gibi ürünlerin satıldığı dükkan chemist's [brit] n.
ilaç ve gazete, şeker, sabun gibi ürünlerin satıldığı dükkan chemist's shop [brit] n.
Linguistics
gazete dili journalese n.
Military
sivil teşebbüslerce çıkarılan askeri gazete civilian enterprise newspapers n.
Librarianship
gazete veya derginin yazı işleri müdürlüklerinde bulunan kaynak materyallerin koleksiyonu morgue n.
Printery
gazete sayfasını basım öncesinde hazırlamak ve taşımak için kullanılan iki tekerlekli kamyon turtle n.
eski gazete kağıdı old newspaper n.
gazete kağıdı newsprint paper n.
gazete kağıdı newsprint n.
gazete nüshası overset n.
rotogravür baskıların yer aldığı gazete köşesi rotogravure n.
günün ilk gazete baskısı first edition n.
(gazete, dergi, kitap) basıma gitmek bed v.
(gazete, dergi, kitap) basılmaya başlamak bed v.
bir kez katlanan bir veya birden fazla büyük gazete sayfasından oluşan blanket adj.
Abbreviation
gazete yayıncıları birliği npa (newspaper publishers' association) n.
times gazete eki tls (times literary supplement) n.
Archaic
günlük gazete diurnal n.
günlük gazete yazarı diurnalist n.
Slang
ayaklı gazete rumour-monger n.
ayaklı gazete rumourmonger n.
ayaklı gazete rumormonger n.
ayaklı gazete gossipmonger n.
gazete veya dergi sayfasında boşluk doldurmak için kullanılan yazı balaam n.
değersiz gazete veya dergi yazısı balaam n.
kabul edilmemiş gazete veya dergi yazısı balaam n.
gazete veya dergi köşesinde fazladan boşlukları doldurmak için kullanılan yazı bogus n.
sansasyonelliğe veya dedikoduya dayalı içeriği bulunan gazete veya dergi scandal sheet n.
(katlanmış gazete) yankesicinin arkasında kendini sakladığı şey stiff n.
baskıdan önceki son hazırlıkları yapmak (gazete vb) put to bed v.