|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
stop over v.
|
mola vermek |
|
Can I stop over in Boston?
Boston'da mola verebilir miyim?
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
stop over v.
|
konaklamak |
|
We stopped over in Los Angeles for two nights on the way to New Zealand.
Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
mist over v.
|
buğulanmak |
|
The sky misted over.
Gökyüzü buğulandı.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
take over v.
|
devralmak |
|
I agree that President Musharraf took over in a coup.
Başkan Müşerref'in görevi bir darbe ile devraldığına katılıyorum.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
climb over v.
|
aşmak |
|
I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
Düşümde yemyeşil kırları ve tepeleri aşan büyük bir dalga gördüm.
More Sentences
|
| 6 |
Common Usage |
get over v.
|
atlatmak |
|
I want to help you get over this.
Bunu atlatmana yardım etmek istiyorum.
More Sentences
|
| 7 |
Common Usage |
over prep.
|
üzerine |
|
We have not added so much as a comma over and above the minimum protection for workers.
İşçiler için asgari korumanın üzerine virgül kadar bile bir şey eklemedik.
More Sentences
|
| 8 |
Common Usage |
over prep.
|
üstüne |
|
Tom put his hands over Mary's mouth.
Tom ellerini Mary'nin ağzının üstüne koydu.
More Sentences
|
| 9 |
Common Usage |
over prep.
|
üzerinden |
|
We jumped over the stream instead of wading through it.
Dereden geçmek yerine üzerinden atladık.
More Sentences
|
| 10 |
Common Usage |
over prep.
|
fazla |
|
Over 8,000 ingredients have already been cleared for use in cosmetics.
8.000'den fazla bileşenin kozmetikte kullanımına izin verilmiştir.
More Sentences
|
| 11 |
Common Usage |
over adj.
|
bitmiş |
|
But we must not forget that, though it represents a huge step forward, in some sectors the work is not over.
Ancak unutmamalıyız ki, bu ileriye doğru atılmış büyük bir adım olsa da, bazı sektörlerde iş henüz bitmemiştir.
More Sentences
|
| 12 |
Common Usage |
over prep.
|
aşkın |
|
We must continue to strive as we have for over fifty years.
Elli yılı aşkın bir süredir olduğu gibi çabalamaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
|
|
| General |
|
| 13 |
General |
run over n.
|
çiğneme |
|
Tom's dog was run over by a truck.
Tom'un köpeği bir kamyon tarafından çiğnendi.
More Sentences
|
| 14 |
General |
take-over n.
|
devralma |
|
We should like this to be done in a non-Anglo-Saxon manner, as I indicated in connection with the Take-over Directive.
Devralma Direktifi ile bağlantılı olarak belirttiğim gibi bunun Anglo-Sakson olmayan bir şekilde yapılmasını isteriz.
More Sentences
|
| 15 |
General |
over-population n.
|
aşırı nüfus |
|
The most severe problem at present is that of over-population.
Günümüzün en ciddi problemi aşırı nüfustur.
More Sentences
|
| 16 |
General |
over-use n.
|
aşırı kullanım |
|
We have however been aware of a potentially harmful consequence of the over-use of antibiotics since the 1950s.
Ancak 1950'lerden bu yana antibiyotiklerin aşırı kullanımının potansiyel olarak zararlı sonuçlarının farkındayız.
More Sentences
|
| 17 |
General |
over the border n.
|
sınırın ötesi |
|
Over the border in Afghanistan, I have seen no water projects at all on the ground.
Afganistan sınırının ötesinde, sahada hiçbir su projesi görmedim.
More Sentences
|
| 18 |
General |
get over v.
|
başa çıkmak |
|
You can get over the handicap soon.
Yakında sorunla başa çıkabilirsin.
More Sentences
|
| 19 |
General |
go over v.
|
gözden geçirmek |
|
We should, however, go over a number of points of assessment with each other.
Bununla birlikte, birbirimizle bazı değerlendirme noktalarını gözden geçirmeliyiz.
More Sentences
|
| 20 |
General |
boil over v.
|
taşmak |
|
The milk boiled over.
Süt taştı.
More Sentences
|
| 21 |
General |
stop over v.
|
bir müddet kalmak |
|
Can I stop over in Chicago?
Chicago'da bir müddet kalabilir miyim?
More Sentences
|
| 22 |
General |
be over v.
|
bitmek |
|
Will the EU continue to limit itself to expressing its deep concern over what is going on?
AB, olup bitenlerden duyduğu derin endişeyi ifade etmekle yetinmeye devam edecek mi?
More Sentences
|
| 23 |
General |
get over v.
|
inanmak (şaşırtıcı bir olaya) |
|
I still can't get over the fact that you got fired!
Hâlâ kovulduğuna inanamıyorum!
More Sentences
|
| 24 |
General |
get over v.
|
üstesinden gelmek |
|
I can't get over losing you.
Seni kaybetmenin üstesinden gelemiyorum
More Sentences
|
| 25 |
General |
pore over v.
|
incelemek |
|
Sami pored over the documents.
Sami belgeleri inceledi.
More Sentences
|
| 26 |
General |
read over v.
|
tekrar okumak |
|
This book is worth reading over and over again.
Bu kitap, tekrar tekrar okumaya değer.
More Sentences
|
| 27 |
General |
talk over v.
|
hakkında konuşmak |
|
They're talking over each other.
Birbirleri hakkında konuşuyorlar.
More Sentences
|
| 28 |
General |
get over v.
|
unutmak (bir üzüntüyü) |
|
I can't get over how rude she was.
Onun ne kadar kaba olduğunu unutamıyorum.
More Sentences
|
| 29 |
General |
go over v.
|
geçmek |
|
We have heard a great deal of praise for the Socrates programme and I have no wish to go over it all again.
Socrates programı için çok fazla övgü duyduk ve bunların üzerinden tekrar geçmek istemiyorum.
More Sentences
|
| 30 |
General |
get over v.
|
atlatmak |
|
We are certain that he will get over his illness.
Hastalığını atlatacağından eminiz.
More Sentences
|
| 31 |
General |
blow over v.
|
geçmek |
|
Farming has taken a blow over the past year in the United Kingdom, and sheep farming, of course, is no exception.
Birleşik Krallık'ta çiftçilik geçtiğimiz yıl darbe aldı ve elbette koyun yetiştiriciliği de bir istisna değil.
More Sentences
|
| 32 |
General |
knock over v.
|
çarpmak |
|
He was knocked over by the car.
Araba ona çarptı.
More Sentences
|
|
|
| 33 |
General |
taken over v.
|
devralmak |
|
This decision will set the exact date on which the operation is taken over.
Bu karar operasyonun devralınacağı kesin tarihi belirleyecektir.
More Sentences
|
| 34 |
General |
take over v.
|
yönetimi üstlenmek |
|
I don't want him to take over.
Onun yönetimi üstlenmesini istemiyorum.
More Sentences
|
| 35 |
General |
get over v.
|
iyileşmek |
|
It took Rei 20 days to get over her injury.
Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı.
More Sentences
|
| 36 |
General |
turn over v.
|
dönmek |
|
Tom turned over.
Tom döndü.
More Sentences
|
| 37 |
General |
leap over v.
|
üzerinden atlamak |
|
He leaped over the shallow ditch.
Sığ hendeğin üzerinden atladı.
More Sentences
|
| 38 |
General |
win over v.
|
yenmek |
|
The biggest victory is to win over yourself.
En büyük zafer kendini yenmektir.
More Sentences
|
| 39 |
General |
go over v.
|
incelemek |
|
I've been going over your books.
Kitaplarını inceliyorum.
More Sentences
|
| 40 |
General |
turn over v.
|
devretmek |
|
He turned over the business to his son.
O, işi oğluna devretti.
More Sentences
|
| 41 |
General |
stop over in v.
|
durmak |
|
We stopped over in Athens on our way to Paris.
Paris'e giderken, Atina'da durduk.
More Sentences
|
| 42 |
General |
hand over v.
|
teslim etmek |
|
It also seems that the victims of kidnapping were handed over to Syria and then transferred to Syrian prisons.
Ayrıca kaçırılan kurbanların Suriye'ye teslim edildiği ve daha sonra Suriye hapishanelerine nakledildiği görülüyor.
More Sentences
|
| 43 |
General |
hand over v.
|
bağışlamak |
|
He handed over all his property to his son.
Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.
More Sentences
|
| 44 |
General |
be over v.
|
bitmiş olmak |
|
Life will already be over before you know it.
Sen farkına varmadan hayat çoktan bitmiş olacak.
More Sentences
|
| 45 |
General |
rule over v.
|
hükmetmek |
|
The king rules over his subjects.
Kral tebaasına hükmeder.
More Sentences
|
| 46 |
General |
skip over v.
|
atlamak (konu vb) |
|
Don't skip over any details.
Hiçbir detayı atlamayın.
More Sentences
|
| 47 |
General |
fall over v.
|
düşmek |
|
The speed at which malnutrition has been falling over the past decade is disappointing.
Yetersiz beslenmenin son on yılda düşme hızı hayal kırıklığı yaratmaktadır.
More Sentences
|
| 48 |
General |
ponder over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
We all pondered over what had taken place.
Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.
More Sentences
|
| 49 |
General |
be left over v.
|
kalmak |
|
I drank the milk that was left over from breakfast.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
More Sentences
|
| 50 |
General |
bend over v.
|
eğilmek |
|
Tom bent over to pick up a coin that was on the floor.
Tom yerdeki parayı almak için eğildi.
More Sentences
|
| 51 |
General |
look over v.
|
gözden geçirmek |
|
You should look over the contract before you sign it.
İmzalamadan önce sözleşmeyi gözden geçirmelisin.
More Sentences
|
| 52 |
General |
watch over v.
|
kollamak |
|
Dan will always be watching over me.
Dan her zaman beni kolluyor olacak.
More Sentences
|
| 53 |
General |
hand over v.
|
devretmek |
|
Thirdly, after the election in the form of a clear unwillingness to hand over power to those elected.
Üçüncüsü, seçimden sonra iktidarı seçilenlere devretme konusunda açık bir isteksizlik şeklinde ortaya çıkacaktır.
More Sentences
|
| 54 |
General |
talk over v.
|
üstünde konuşmak |
|
I admit he's smart, but does he have to talk over everyone's heads all the time?
Zeki olduğunu kabul ediyorum, ama her zaman herkesin kafasının üstünde konuşmak zorunda mı?
More Sentences
|
| 55 |
General |
turn over v.
|
devrilmek |
|
The table is askew, it's likely going to turn over soon.
Masa eğri, yakında devrilecek gibi duruyor.
More Sentences
|
| 56 |
General |
get over v.
|
kurtulmak |
|
It took me three weeks to get over the flu.
Gripten kurtulmam tam üç hafta sürdü.
More Sentences
|
| 57 |
General |
be over v.
|
sona ermek |
|
The investigation is over.
Soruşturma sona erdi.
More Sentences
|
| 58 |
General |
run over v.
|
gözden geçirmek |
|
There are two reasons for this development, and it is useful to run over them once more.
Bu gelişmenin iki nedeni var ve bunları bir kez daha gözden geçirmekte fayda var.
More Sentences
|
| 59 |
General |
pass over v.
|
es geçmek |
|
Ethical issues cannot be passed over, because that in itself is an ethical choice.
Etik konular es geçilemez, çünkü bu başlı başına etik bir tercihtir.
More Sentences
|
| 60 |
General |
take over v.
|
üstlenmek |
|
This committee should take over responsibility for the full range of tasks relating to herbal medicinal products.
Bu komite, bitkisel tıbbi ürünlerle ilgili tüm görevlerin sorumluluğunu üstlenmelidir.
More Sentences
|
| 61 |
General |
jump over v.
|
üstünden atlamak |
|
I was about to jump over the wall.
Duvarın üstünden atlayacaktım.
More Sentences
|
| 62 |
General |
knock over v.
|
devirmek |
|
I knocked over the vase and broke it.
Vazoyu devirdim ve kırdım.
More Sentences
|
| 63 |
General |
pass over v.
|
üzerinden geçmek |
|
A wave of Islamophobia is passing over Europe at present.
Bir İslamofobi dalgası şu anda Avrupa'nın üzerinden geçiyor.
More Sentences
|
| 64 |
General |
fork over v.
|
ödemek |
|
In the end, I had to fork over $500 for that antique radio.
Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 65 |
Common Usage |
passing over n.
|
aşma |
|
| 66 |
Common Usage |
pass over v.
|
aşırmak |
|
| 67 |
Common Usage |
pass over v.
|
aşmak |
|
| 68 |
Common Usage |
cast a spell over v.
|
büyü yapmak |
|
| General |
|
| 69 |
General |
stew over n.
|
buğulama |
|
| 70 |
General |
handing over n.
|
teslim etme |
|
| 71 |
General |
over excavation n.
|
fazla kazı |
|
| 72 |
General |
over work n.
|
fazla çalışma |
|
|
|
| 73 |
General |
paper over the cracks n.
|
uyuşmazlığı gidermek |
|
| 74 |
General |
over the counter drug n.
|
reçetesiz ilaç |
|
| 75 |
General |
scattered all over n.
|
deli kızın çeyisi gibi |
|
| 76 |
General |
hand over hand n.
|
tutuna tutuna tırmanma |
|
| 77 |
General |
turning over n.
|
devir |
|
| 78 |
General |
dominion over the earth n.
|
dünya egemenliği |
|
| 79 |
General |
well over n.
|
taşma |
|
| 80 |
General |
stew over n.
|
yahni |
|
| 81 |
General |
quarrel over giving or not giving pass n.
|
yol verdin yol vermedin kavgası |
|
| 82 |
General |
bubbling over n.
|
taşma |
|
| 83 |
General |
the world over n.
|
bütün dünyada |
|
| 84 |
General |
passing over n.
|
aşırma |
|
| 85 |
General |
change over n.
|
değişiklik |
|
| 86 |
General |
handing over n.
|
teslim |
|
| 87 |
General |
over employment n.
|
aşırı istihdam |
|
| 88 |
General |
quarrel over not giving pass n.
|
yol vermedin kavgası |
|
| 89 |
General |
spreading over n.
|
istila |
|
| 90 |
General |
over exploitation n.
|
aşırı sömürü |
|
| 91 |
General |
a roof over one's head n.
|
başını sokacak bir yer |
|
| 92 |
General |
the world over n.
|
her yerde |
|
| 93 |
General |
stew over n.
|
güveç |
|
| 94 |
General |
over exuberance n.
|
aşırı taşkınlık |
|
| 95 |
General |
taking over n.
|
devralma |
|
| 96 |
General |
opportunity to start over n.
|
temiz bir sayfa |
|
| 97 |
General |
opportunity to start over n.
|
yeni bir başlangıç |
|
| 98 |
General |
territory over which authority is exercised n.
|
yetki sınırları |
|
| 99 |
General |
territory over which authority is exercised n.
|
yetki alanı |
|
| 100 |
General |
mind over matter n.
|
sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma |
|
| 101 |
General |
mind over matter n.
|
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme |
|
| 102 |
General |
a roof over one's head n.
|
başını sokacak bir dam |
|
| 103 |
General |
change-over n.
|
değiştirme |
|
| 104 |
General |
going-over n.
|
paylama |
|
| 105 |
General |
change-over switch n.
|
komütatör |
|
| 106 |
General |
change-over n.
|
değişiklik |
|
| 107 |
General |
going-over n.
|
azar |
|
| 108 |
General |
going-over n.
|
azarlama |
|
| 109 |
General |
change-over n.
|
değişme |
|
| 110 |
General |
over-reliance n.
|
aşırı bağımlılık |
|
| 111 |
General |
over-capacity n.
|
fazla kapasite |
|
| 112 |
General |
over-fatigue n.
|
bitkinlik |
|
| 113 |
General |
over-cooling n.
|
aşırı soğuma |
|
| 114 |
General |
over-the-counter markets n.
|
tezgah üstü hisse senedi piyasaları |
|
| 115 |
General |
take-over n.
|
devir |
|
| 116 |
General |
over-weight n.
|
aşırı kilo |
|
| 117 |
General |
extra over price n.
|
fiyat farkı |
|
| 118 |
General |
range over a wide field n.
|
geniş alana yayılma |
|
| 119 |
General |
build-up over years n.
|
yılların birikimi |
|
| 120 |
General |
over-lavishness n.
|
aşırı müsriflik |
|
| 121 |
General |
over-lavishness n.
|
abartılı müsriflik |
|
| 122 |
General |
over-lavishness n.
|
aşırı savurganlık |
|
| 123 |
General |
tussling over n.
|
boğuşma |
|
| 124 |
General |
tussling over n.
|
cebelleşme |
|
| 125 |
General |
a brawl over a woman n.
|
kadın için edilen kavga |
|
| 126 |
General |
advantages over one thing to another n.
|
bir şeyin diğerine karşı avantajları |
|
| 127 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı izleme |
|
| 128 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı denetim |
|
| 129 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı kontrol |
|
| 130 |
General |
damage over time n.
|
zamanla oluşan hasar |
|
| 131 |
General |
over-arousal n.
|
aşırı uyarılma |
|
| 132 |
General |
up-and-over-door n.
|
(garaj/depo için) yukarı açılır-kapanır kapı |
|
| 133 |
General |
leaning over n.
|
abanma |
|
| 134 |
General |
spill-over n.
|
taşmış şey |
|
| 135 |
General |
spill-over n.
|
dağılma |
|
| 136 |
General |
experiences gained/acquired over time n.
|
zaman içinde elde edilen tecrübeler |
|
| 137 |
General |
over-punctuation n.
|
aşırı noktalama |
|
| 138 |
General |
over-density n.
|
aşırı yoğunluk |
|
| 139 |
General |
comb-over n.
|
tepedeki kelin yandan uzatılan saçlarla örtülmesi |
|
| 140 |
General |
efficiency over style n.
|
stil yerine verimlilik |
|
| 141 |
General |
take-over zone n.
|
bayrak yarışında batonun el değiştirildiği alan |
|
| 142 |
General |
carry-over n.
|
bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması |
|
| 143 |
General |
over-prudence n.
|
aşırı ihtiyatlılık |
|
| 144 |
General |
look-over n.
|
hızlıca yapılan inceleme |
|
| 145 |
General |
look-over n.
|
üstünkörü teftiş |
|
| 146 |
General |
going-over n.
|
dikkatli inceleme |
|
| 147 |
General |
going-over n.
|
dikkatli denetim |
|
| 148 |
General |
going-over n.
|
dayak |
|
| 149 |
General |
going-over n.
|
bakım |
|
| 150 |
General |
once-over n.
|
kısa süreli fakat kapsamlı çalışma |
|
| 151 |
General |
once-over n.
|
şiddetli dayak |
|
| 152 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı yoğunluk |
|
| 153 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı kalabalıklaşma |
|
| 154 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı kalabalık |
|
| 155 |
General |
over-garment n.
|
üst giysi |
|
| 156 |
General |
over-garment n.
|
üst giyecek |
|
| 157 |
General |
over-under n.
|
bahis dağılımı |
|
| 158 |
General |
over-under n.
|
bahis tahmini |
|
| 159 |
General |
over-use n.
|
tüketme |
|
| 160 |
General |
over-use n.
|
sömürü |
|
| 161 |
General |
come-over n.
|
(man adası'na) yerleşmek üzere britanya'dan gelmiş kimse |
|
| 162 |
General |
come-over n.
|
(man adası'na) britanya'dan gelmiş yerleşimci |
|
| 163 |
General |
do-over n.
|
genel bakım |
|
| 164 |
General |
do-over n.
|
tepeden tırnağa bakım |
|
| 165 |
General |
poring over n.
|
ezber okuması |
|
| 166 |
General |
poring over n.
|
dikkatli okuma |
|
| 167 |
General |
over [uk] n.
|
kağıt topunda baskı hatalarına karşı fazladan sayfalar |
|
| 168 |
General |
over n.
|
kerestecilerin giydiği kalın botlar |
|
| 169 |
General |
over n.
|
öğütme işleminde elekten geçmeyen malzeme |
|
| 170 |
General |
over n.
|
hedefin ötesini vuran atış |
|
| 171 |
General |
over n.
|
fazlalık |
|
| 172 |
General |
over n.
|
ek |
|
| 173 |
General |
over n.
|
ilave |
|
| 174 |
General |
over the border n.
|
sınır çizgisinin ötesi |
|
| 175 |
General |
quantity over quality n.
|
nitelikten ziyade nicelik |
|
| 176 |
General |
brood over something v.
|
arpacı kumrusu gibi düşünmek |
|
| 177 |
General |
throw cold water over (an idea/a plan) v.
|
pişmiş aşa su katmak |
|
| 178 |
General |
spring over v.
|
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek |
|
| 179 |
General |
rejoice over v.
|
çok sevinmek |
|
| 180 |
General |
mull something over v.
|
bir şeyi iyice düşünmek |
|
| 181 |
General |
be over v.
|
miyadını doldurmak |
|
| 182 |
General |
sign over v.
|
kendi imzasıyla bir şeyi başkasına devretmek |
|
| 183 |
General |
freeze over v.
|
üstü buz tutmak |
|
| 184 |
General |
blow over v.
|
unutulmak |
|
| 185 |
General |
gloss over v.
|
makul göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi) |
|
| 186 |
General |
hold over v.
|
uzamak |
|
| 187 |
General |
lord it over v.
|
küçük görmek |
|
| 188 |
General |
trifle over v.
|
ile oynamak |
|
| 189 |
General |
walk over somebody v.
|
ezip geçmek |
|
| 190 |
General |
fuss over v.
|
üstüne titremek |
|
| 191 |
General |
whip over v.
|
şiddetle esmek (rüzgar) |
|
| 192 |
General |
give over v.
|
durdurmak |
|
| 193 |
General |
put over v.
|
kandırmak |
|
| 194 |
General |
get something over with v.
|
bir şeyi bitirmek |
|
| 195 |
General |
stride over v.
|
bir adımda (birşeyin) üstünden geçmek |
|
| 196 |
General |
walk over somebody v.
|
katlamak |
|
| 197 |
General |
talk something over v.
|
görüşmek |
|
| 198 |
General |
spread over v.
|
sermek |
|
| 199 |
General |
throw cold water over v.
|
tenkit etmek |
|
| 200 |
General |
arch over v.
|
üzerinde kemer gibi uzanmak |
|
| 201 |
General |
go over to v.
|
uzanmak |
|
| 202 |
General |
pass over v.
|
öbür tarafa geçmek |
|
| 203 |
General |
make somebody drool at the mouth over something v.
|
ağzını sulandırmak |
|
| 204 |
General |
cant over v.
|
eğilmek |
|
| 205 |
General |
be left over v.
|
elde kalmak |
|
| 206 |
General |
bowl someone over v.
|
birini yere devirmek |
|
| 207 |
General |
toil over v.
|
ıkına sıkına çalışmak |
|
| 208 |
General |
throw cold water over v.
|
hevesini kırmaya çalışmak |
|
| 209 |
General |
cast a damp over v.
|
aksatmak |
|
| 210 |
General |
make over v.
|
devretmek |
|
| 211 |
General |
turn somebody over to somebody v.
|
teslim etmek |
|
| 212 |
General |
lay over v.
|
kaplamak |
|
| 213 |
General |
gloat over v.
|
şeytanca zevk almak |
|
| 214 |
General |
rake over v.
|
tırmıklamak |
|
| 215 |
General |
take something over v.
|
devralmak |
|
| 216 |
General |
run over v.
|
göçermek |
|
| 217 |
General |
skim over v.
|
göz gezdirmek |
|
| 218 |
General |
bend over v.
|
diğer tarafa yaslanmak |
|
| 219 |
General |
slide over v.
|
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) |
|
| 220 |
General |
bowl somebody over v.
|
hayrete düşürmek |
|
| 221 |
General |
heal over v.
|
iyileşmek |
|
| 222 |
General |
gloat over v.
|
zevkle seyretmek (birinin başarısızlığını) |
|
| 223 |
General |
be spread over v.
|
serilmek |
|
| 224 |
General |
become hysterical over v.
|
sinirleri boşanmak |
|
| 225 |
General |
throw cold water over v.
|
pişmiş aşa su katmak |
|
| 226 |
General |
fuss over somebody v.
|
gözünün içine bakmak |
|
| 227 |
General |
get over v.
|
savmak |
|
| 228 |
General |
ride rough over v.
|
hakkını çiğnemek |
|
| 229 |
General |
tick over v.
|
rölantide çalışmak |
|
| 230 |
General |
trample over v.
|
ayakla ezmek |
|
| 231 |
General |
make something over to v.
|
bir şeyi birinin üstüne yapmak |
|
| 232 |
General |
win someone over v.
|
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek |
|
| 233 |
General |
smooth over v.
|
düzeltmek |
|
| 234 |
General |
go over v.
|
tekrar açıklamak |
|
| 235 |
General |
mull over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 236 |
General |
hand over v.
|
yüklemek |
|
| 237 |
General |
rack one's brains over v.
|
kafa patlatmak |
|
| 238 |
General |
be over v.
|
sonlanmak |
|
| 239 |
General |
ride rough over v.
|
kötü davranmak |
|
| 240 |
General |
ruminate over v.
|
üzerinde derin derin düşünmek |
|
| 241 |
General |
carry over v.
|
devam etmek |
|
| 242 |
General |
put something over to v.
|
bir şeyi başka bir tarihe ertelemek |
|
| 243 |
General |
be over the hump v.
|
işin en zor tarafını atlatmış olmak |
|
| 244 |
General |
go over something v.
|
incelemek |
|
| 245 |
General |
rejoice over v.
|
dünyalar onun olmak |
|
| 246 |
General |
topple over v.
|
yıkılmak |
|
| 247 |
General |
slaver over v.
|
büyük bir zevkle okumak |
|
| 248 |
General |
go over v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 249 |
General |
tyrannize over v.
|
eziyet etmek |
|
| 250 |
General |
run over v.
|
taşmak |
|
| 251 |
General |
prevail over v.
|
yenmek |
|
| 252 |
General |
arch over v.
|
üzerinde kemer oluşturmak |
|
| 253 |
General |
cast a spell over v.
|
büyülemek |
|
| 254 |
General |
rejoice over v.
|
düğün bayram etmek |
|
| 255 |
General |
go over big v.
|
üstesinden gelmek |
|
| 256 |
General |
puzzle over v.
|
kafa patlatmak |
|
| 257 |
General |
throw over v.
|
terketmek |
|
| 258 |
General |
cry over spilt milk v.
|
boşuna üzülmek |
|
| 259 |
General |
pick over v.
|
karışmak |
|
| 260 |
General |
say over and over again v.
|
tekrar tekrar söylemek |
|
| 261 |
General |
get hysterical over v.
|
sinirleri boşanmak |
|
| 262 |
General |
hang over v.
|
sürmek |
|
| 263 |
General |
stand over somebody v.
|
başına dikilmek |
|
| 264 |
General |
knock over v.
|
yıkmak |
|
| 265 |
General |
whip over v.
|
bir koşu gitmek |
|
| 266 |
General |
bowl over v.
|
vurup devirmek |
|
| 267 |
General |
ask over v.
|
eve davet etmek |
|
| 268 |
General |
take over for someone v.
|
birinin yerine bakmak |
|
| 269 |
General |
check over v.
|
incelemek |
|
| 270 |
General |
turn over a new leaf v.
|
hayatını daha iyi bir yola koymak |
|
| 271 |
General |
be over one's head v.
|
boyunu aşmak (su) |
|
| 272 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
azarlamak |
|
| 273 |
General |
change over v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 274 |
General |
bring over v.
|
ikna etmek |
|
| 275 |
General |
go over something with a fine comb v.
|
kılı kırk yarmak |
|
| 276 |
General |
scab over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 277 |
General |
topple over v.
|
yuvarlanmak |
|
| 278 |
General |
run an eye over v.
|
göz atmak |
|
| 279 |
General |
hold over v.
|
uzatmak |
|
| 280 |
General |
puzzle over v.
|
çözmeye çalışmak |
|
| 281 |
General |
take over the management v.
|
yönetimi devralmak |
|
| 282 |
General |
go gaga over v.
|
bir şey için deli olmak |
|
| 283 |
General |
cross over v.
|
üstünden geçirmek |
|
| 284 |
General |
think something over v.
|
tartmak |
|
| 285 |
General |
boss over v.
|
emir yağdırmak |
|
| 286 |
General |
get over v.
|
hazmetmek |
|
| 287 |
General |
slur over v.
|
geçiştirmek |
|
| 288 |
General |
ice over v.
|
buzlanmak |
|
| 289 |
General |
turn over v.
|
alıp satmak (mal) |
|
| 290 |
General |
screw over v.
|
ihanet etmek |
|
| 291 |
General |
run over v.
|
tekrarlamak |
|
| 292 |
General |
talk over v.
|
bahsetmek |
|
| 293 |
General |
get over the difficulties v.
|
güçlüklerin üstesinden gelmek |
|
| 294 |
General |
glance over v.
|
göz gezdirmek |
|
| 295 |
General |
rule over v.
|
hakim olmak |
|
| 296 |
General |
have an advantage over someone v.
|
başkasına göre avantajlı bir durumda olmak |
|
| 297 |
General |
talk over the telephone v.
|
telefonlaşmak |
|
| 298 |
General |
turn over v.
|
alabora olmak |
|
| 299 |
General |
walk over v.
|
kolay kazanmak |
|
| 300 |
General |
fawn over v.
|
yaltaklanmak |
|
| 301 |
General |
watch over v.
|
özen göstermek |
|
| 302 |
General |
tyrannize over the society v.
|
topluma baskı yapmak |
|
| 303 |
General |
bend over backwards v.
|
aşırı önlem almak |
|
| 304 |
General |
turn over and over v.
|
evirip çevirmek |
|
| 305 |
General |
turn over v.
|
havale etmek |
|
| 306 |
General |
give over v.
|
kesmek |
|
| 307 |
General |
skin over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 308 |
General |
tilt something over v.
|
bir şeyi yan yatırarak devirmek |
|
| 309 |
General |
get over an illness v.
|
iyileşmek |
|
| 310 |
General |
puzzle over v.
|
çok düşünmek |
|
| 311 |
General |
spill over v.
|
taşmak |
|
| 312 |
General |
cut over v.
|
kesmek |
|
| 313 |
General |
stand over v.
|
sonraya bırakmak |
|
| 314 |
General |
take over v.
|
benimsemek |
|
| 315 |
General |
take over v.
|
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) |
|
| 316 |
General |
cross over v.
|
üzerinden geçirmek |
|
| 317 |
General |
pick over v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 318 |
General |
step over v.
|
yürüyerek üzerinden geçmek |
|
| 319 |
General |
not to take over the duty v.
|
üstünden atmak |
|
| 320 |
General |
cry over spilled milk v.
|
geçmişteki talihsizliklerin üzerinde durmak |
|
| 321 |
General |
cast a spell over v.
|
büyü yapmak |
|
| 322 |
General |
go over v.
|
yapmak |
|
| 323 |
General |
turn over the management to v.
|
yönetimi devretmek |
|
| 324 |
General |
trip over v.
|
takılıp düşmek |
|
| 325 |
General |
cogitate over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 326 |
General |
stoop over v.
|
abanmak |
|
| 327 |
General |
come over v.
|
başına gelmek |
|
| 328 |
General |
dominate over v.
|
hakimiyet kurmak |
|
| 329 |
General |
get over v.
|
geçmek (bir hastalık) |
|
| 330 |
General |
boss over v.
|
emirler yağdırmak |
|
| 331 |
General |
see over v.
|
kontrol etmek |
|
| 332 |
General |
over estimate v.
|
fazla değer vermek |
|
| 333 |
General |
lord over v.
|
birini küçük görmek |
|
| 334 |
General |
tilt over v.
|
yan yatarak devrilmek |
|
| 335 |
General |
give over v.
|
vazgeçmek |
|
| 336 |
General |
slur over v.
|
üstünde durmadan geçivermek |
|
| 337 |
General |
bowl someone over v.
|
birini şaşkına çevirmek |
|
| 338 |
General |
run over v.
|
çarpıp üstünden geçmek |
|
| 339 |
General |
smooth things over between v.
|
barıştırmak |
|
| 340 |
General |
say over v.
|
tekrarlamak |
|
| 341 |
General |
stop over in v.
|
bir yerde mola vermek |
|
| 342 |
General |
boil over v.
|
galeyana gelmek |
|
| 343 |
General |
sell a drug over the counter v.
|
ilacı reçetesiz satmak |
|
| 344 |
General |
gloss over v.
|
gizlemek |
|
| 345 |
General |
pass over v.
|
ihmal etmek |
|
| 346 |
General |
keel over v.
|
birden devrilip düşmek |
|
| 347 |
General |
walk over v.
|
kolayca yenmek |
|
| 348 |
General |
bowl someone over v.
|
birini şaşırtmak |
|
| 349 |
General |
keel over v.
|
pat diye düşmek |
|
| 350 |
General |
brim over v.
|
taşmak |
|
| 351 |
General |
take over v.
|
egemen olmak |
|
| 352 |
General |
tower over v.
|
üstünden yükselmek |
|
| 353 |
General |
over estimate v.
|
gözünde büyütmek |
|
| 354 |
General |
loom over v.
|
belli belirsiz belirmek |
|
| 355 |
General |
tyrannize over v.
|
ezmek |
|
| 356 |
General |
boil over with rage v.
|
feveran etmek |
|
| 357 |
General |
hold over v.
|
ertelemek |
|
| 358 |
General |
win over v.
|
dostluğunu kazanmak |
|
| 359 |
General |
spread over v.
|
istila etmek |
|
| 360 |
General |
slop over v.
|
taşmak |
|
| 361 |
General |
lord over v.
|
birine tepeden bakmak |
|
| 362 |
General |
gain over v.
|
dostluğunu kazanmak |
|
| 363 |
General |
pass over (a matter) with humour v.
|
espriye vurmak |
|
| 364 |
General |
predominate over v.
|
baskın çıkmak |
|
| 365 |
General |
blow over v.
|
dinmek (fırtına) |
|
| 366 |
General |
trace over v.
|
kopya etmek |
|
| 367 |
General |
pull someone over v.
|
birini kendine doğru çekerek yere düşürmek |
|
| 368 |
General |
hang over v.
|
devam etmek |
|
| 369 |
General |
rhapsodize over something v.
|
öve öve bitirememek |
|
| 370 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
ağır eleştirmek |
|
| 371 |
General |
turn over v.
|
altüst olmak |
|
| 372 |
General |
think over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 373 |
General |
pull something over v.
|
bir şeyi yaklaştırmak |
|
| 374 |
General |
throw over v.
|
bırakmak |
|
| 375 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
haddini bildirmek |
|
| 376 |
General |
bend over backwards v.
|
aşırı çaba sarfetmek |
|
| 377 |
General |
brood over v.
|
gütmek |
|
| 378 |
General |
turn over v.
|
devirmek |
|
| 379 |
General |
hold a thing over someone v.
|
birini bir şey ile durmadan tehdit etmek |
|
| 380 |
General |
enthuse over v.
|
hayranlık duymak |
|
| 381 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeniden başlamak |
|
| 382 |
General |
swap over v.
|
yerini değiştirmek |
|
| 383 |
General |
be over v.
|
tamam olmak |
|
| 384 |
General |
drop over v.
|
ziyaret etmek |
|
| 385 |
General |
pore over v.
|
konsantre olmak |
|
| 386 |
General |
pass the sponge over something v.
|
sünger çekmek |
|
| 387 |
General |
bring over v.
|
razı etmek |
|
| 388 |
General |
roll over v.
|
çevirmek |
|
| 389 |
General |
leap something over something v.
|
atlatmak |
|
| 390 |
General |
struggle over v.
|
çırpınıp durmak |
|
| 391 |
General |
go over v.
|
tekrar gözden geçirmek |
|
| 392 |
General |
pass over v.
|
yararlanmak |
|
| 393 |
General |
preponderate over v.
|
üstün olmak |
|
| 394 |
General |
say over v.
|
tekrar etmek |
|
| 395 |
General |
slobber over v.
|
abartmak |
|
| 396 |
General |
announce someone over a loudspeaker v.
|
hoparlörle birini anons etmek |
|
| 397 |
General |
work over v.
|
değişiklik yapmak |
|
| 398 |
General |
drop over v.
|
istendiği zaman ziyaret etmek |
|
| 399 |
General |
run over v.
|
çiğnemek |
|
| 400 |
General |
work over v.
|
pataklamak |
|
| 401 |
General |
do over again v.
|
yeni baştan yapmak |
|
| 402 |
General |
topple over v.
|
devirmek |
|
| 403 |
General |
put it over on v.
|
kazıklamak |
|
| 404 |
General |
niggle over v.
|
ile uğraşmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) |
|
| 405 |
General |
slaver over v.
|
büyük bir zevkle dinlemek |
|
| 406 |
General |
go over the cliff v.
|
batmak |
|
| 407 |
General |
leave over v.
|
ertelemek |
|
| 408 |
General |
be over one's head v.
|
boyunu geçmek (su) |
|
| 409 |
General |
pass over (a matter) lightly v.
|
espriye vurmak |
|
| 410 |
General |
go over v.
|
elden geçirmek |
|
| 411 |
General |
remain over v.
|
artakalmak |
|
| 412 |
General |
pull something over v.
|
bir şeyi kendine doğru çekerek devirmek |
|
| 413 |
General |
buy over v.
|
rüşvetle elde etmek |
|
| 414 |
General |
leap over v.
|
yüksekten atlamak |
|
| 415 |
General |
whip over v.
|
çabucak gitmek |
|
| 416 |
General |
slide over v.
|
ustalıkla geçiştirmek (bir meseleyi) |
|
| 417 |
General |
put over v.
|
demir atmak |
|
| 418 |
General |
lie over v.
|
sarkmak |
|
| 419 |
General |
put something over to v.
|
başka bir tarihe ertelemek |
|
| 420 |
General |
fawn over v.
|
dalkavukluk etmek |
|
| 421 |
General |
think over v.
|
tekrar düşünmek |
|
| 422 |
General |
tide over v.
|
yardım etmek |
|
| 423 |
General |
cheer over v.
|
sevinç gösterisinde bulunmak |
|
| 424 |
General |
fuss over v.
|
üzerine titremek |
|
| 425 |
General |
boil over v.
|
köpürmek |
|
| 426 |
General |
put over v.
|
yutturmak |
|
| 427 |
General |
change over from v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 428 |
General |
think something over v.
|
iyice düşünmek |
|
| 429 |
General |
turn over in one's mind v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 430 |
General |
tip over v.
|
kapaklanmak |
|
| 431 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeni bir hayata başlamak |
|
| 432 |
General |
fret over v.
|
dokuz doğurmak |
|
| 433 |
General |
knock over v.
|
ezmek |
|
| 434 |
General |
lay over v.
|
sonraya bırakmak |
|
| 435 |
General |
have control over v.
|
etkisi olmak |
|
| 436 |
General |
smooth over v.
|
sürmek (bir şeyi bir yere) |
|
| 437 |
General |
fall over v.
|
yıkılmak |
|
| 438 |
General |
laugh over v.
|
katıla katıla gülmek |
|
| 439 |
General |
crow over v.
|
çok sevinmek |
|
| 440 |
General |
brood over something v.
|
kara kara düşünmek |
|
| 441 |
General |
spread over v.
|
sarmak |
|
| 442 |
General |
exert one's influence over v.
|
araya adam sokmak |
|
| 443 |
General |
make merry over v.
|
eğlenmek |
|
| 444 |
General |
go over something with a fine comb v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 445 |
General |
blanch over v.
|
mazur göstermek |
|
| 446 |
General |
switch over v.
|
kanal değiştirmek |
|
| 447 |
General |
tyrannize over v.
|
baskı yapmak (birisine) |
|
| 448 |
General |
hover over v.
|
kalmak |
|
| 449 |
General |
give over v.
|
kendini adamak |
|
| 450 |
General |
bridge over v.
|
yardımcı olmak |
|
| 451 |
General |
gloss over v.
|
örtbas etmek |
|
| 452 |
General |
rejoice over v.
|
sevinçten uçmak |
|
| 453 |
General |
tilt over v.
|
yana yatmak |
|
| 454 |
General |
gain control over v.
|
kontrolü ele almak |
|
| 455 |
General |
hand over v.
|
eline vermek |
|
| 456 |
General |
look over v.
|
yoklamak |
|
| 457 |
General |
blow over v.
|
sorunsuz atlatmak |
|
| 458 |
General |
make pass over v.
|
aşırtmak |
|
| 459 |
General |
topple over v.
|
tekerlenmek |
|
| 460 |
General |
walk over v.
|
kötü davranmak |
|
| 461 |
General |
turn over v.
|
boca etmek |
|
| 462 |
General |
do over v.
|
tekrar yapmak |
|
| 463 |
General |
read over v.
|
baştan başa okumak |
|
| 464 |
General |
hang over v.
|
eğilmek |
|
| 465 |
General |
stand over v.
|
uzatmak |
|
| 466 |
General |
go over v.
|
kontrol etmek |
|
| 467 |
General |
get hysterical over v.
|
bir şey karşısında çılgına dönmek |
|
| 468 |
General |
gain an advantage over v.
|
-e karşı avantaj elde etmek |
|
| 469 |
General |
cheer over v.
|
sevgi gösterilerinde bulunmak |
|
| 470 |
General |
turn over in one's grave v.
|
kemikleri sızlamak |
|
| 471 |
General |
be turned over v.
|
aktarılmak |
|
| 472 |
General |
get something over v.
|
bir şeyi bitirmek |
|
| 473 |
General |
turn over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 474 |
General |
be left over v.
|
artakalmak |
|
| 475 |
General |
pull someone over v.
|
birini yolun kenarına çekmek (polis arabayı sürmekte olan) |
|
| 476 |
General |
make a fuss over v.
|
üzerine titremek |
|
| 477 |
General |
talk something over v.
|
söyleşmek |
|
| 478 |
General |
make merry over v.
|
dalga geçmek |
|
| 479 |
General |
become hysterical over v.
|
bir şey karşısında çılgına dönmek |
|
| 480 |
General |
go over v.
|
tekrarlamak |
|
| 481 |
General |
be over someone v.
|
birinin amiri olmak |
|
| 482 |
General |
be over the moon v.
|
sevinçten uçmak |
|
| 483 |
General |
give over v.
|
çekilmek |
|
| 484 |
General |
preponderate over v.
|
baskın çıkmak |
|
| 485 |
General |
tip over v.
|
devirmek |
|
| 486 |
General |
ice over v.
|
buz tutmak |
|
| 487 |
General |
smooth over v.
|
düzlemek |
|
| 488 |
General |
pass over (a matter) with a joke v.
|
espriye vurmak |
|
| 489 |
General |
fall over oneself v.
|
kendini çok istekli göstermek |
|
| 490 |
General |
go over v.
|
tekrar anlatmak |
|
| 491 |
General |
change over to v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 492 |
General |
hold sway over v.
|
hakim olmak |
|
| 493 |
General |
jump over v.
|
yüksekten atlamak |
|
| 494 |
General |
have authority over v.
|
hükmü geçmek |
|
| 495 |
General |
take someone over v.
|
birini tekeline almak |
|
| 496 |
General |
remain over v.
|
baki kalmak |
|
| 497 |
General |
pick over v.
|
ayıklamak |
|
| 498 |
General |
pull over v.
|
çekmek |
|
| 499 |
General |
boil over v.
|
kudurmak |
|
| 500 |
General |
turn over v.
|
zihninde evirip çevirmek |
|
