aşmak - Turc Anglais Dictionnaire

aşmak

Sens de "aşmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 97 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aşmak climb over v.
I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
Düşümde yemyeşil kırları ve tepeleri aşan büyük bir dalga gördüm.

More Sentences
aşmak exceed v.
He exceeded the set fishing limit.
Belirlenen balık tutma sınırını aştı.

More Sentences
aşmak surpass v.
The costs of the project surpassed expectations.
Projenin maliyeti beklentileri aşmaktaydı.

More Sentences
aşmak overcome v.
That way we will have overcome the technical problems and incorporated the essential message.
Bu şekilde teknik sorunları aşmış ve temel mesajı vermiş olacağız.

More Sentences
aşmak go beyond v.
The Commission cannot accept amendments that introduce policy statements that go beyond the scope of this proposal.
Komisyon, bu teklifin kapsamını aşan politika açıklamaları getiren değişiklikleri kabul edemez.

More Sentences
General
aşmak overstep v.
Tom has overstepped his authority again.
Tom yine yetkisini aştı.

More Sentences
aşmak surmount v.
That cannot be surmounted with new administrative units and financial plans alone.
Bu sadece yeni idari birimler ve mali planlarla aşılamaz.

More Sentences
aşmak surpass v.
Let us, too, surpass ourselves in our endeavours to boost European sport.
Biz de Avrupa sporunu geliştirme çabalarımızda kendimizi aşalım.

More Sentences
aşmak transcend v.
And this is a problem, ladies and gentlemen, which transcends the borders of the European Union.
Ve bayanlar baylar, bu Avrupa Birliği'nin sınırlarını aşan bir sorundur.

More Sentences
aşmak overcome v.
No doubt it will take a very unambiguous vote in this House to convince them of the need to overcome their lethargy.
Hiç şüphe yok ki bu Meclis'te yapılacak çok net bir oylama onları uyuşukluklarını aşmaları gerektiğine ikna edecektir.

More Sentences
aşmak exceed v.
I need to exceed my regular workload this week.
Bu hafta normal iş yükümü aşmam gerekiyor.

More Sentences
aşmak get over v.
We need to get over this period of weakness, as it says in the report.
Raporda da belirtildiği üzere bu zayıflık dönemini aşmamız gerekiyor.

More Sentences
aşmak outgrow v.
It's often very hard to acknowledge that you may have outgrown your friendship.
Arkadaşlığınızı aşmış olabileceğinizi kabul etmek genellikle çok zordur.

More Sentences
aşmak tower v.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Ağaç o kadar uzundu ki bahçe duvarını aşıyordu.

More Sentences
aşmak break v.
Would you not agree that trade is a wonderful way of breaking through political quarrels?
Ticaretin siyasi çekişmeleri aşmanın harika bir yolu olduğu konusunda hemfikir değil misiniz?

More Sentences
aşmak round adv.
We can get round the problem by hiring more people.
Daha fazla kişiyi işe alarak sorunu aşabiliriz.

More Sentences
aşmak over prep.
His lack of table manners used to annoy me, but I'm over it now.
Sofra adabından yoksun olması beni rahatsız ederdi ama artık aştım.

More Sentences
Phrasals
aşmak get ahead of v.
I was getting ahead of myself.
Kendimi aşıyordum.

More Sentences
Idioms
aşmak be beyond (someone or something) v.
The problem is beyond my grasp.
Benim boyumu aşan bir problem.

More Sentences
Trade/Economic
aşmak exceed v.
I think I have exceeded the time allowed to me.
Sanırım bana tanınan süreyi aştım.

More Sentences
aşmak surpass v.
You should be grateful that he makes us want to surpass him.
Kendisini aşmak istememize neden olduğu için minnettar olmalısınız.

More Sentences
aşmak be over v.
Tom is over thirty, but he's still financially dependent on his parents.
Tom otuzunu aştı ama hala maddi açıdan ailesine bağımlı.

More Sentences
aşmak cross v.
You're not supposed to cross that line!
O çizgiyi aşmamanız lazımdı!

More Sentences
Law
aşmak top v.
Japan's exports to the entire world topped $314 billion in 1998.
Japonya'nın tüm dünyaya ihracatı 1998 yılında 314 milyar doları aşmıştır.

More Sentences
Common Usage
aşmak pass over v.
General
aşmak clear v.
aşmak outrun v.
aşmak soar beyond v.
aşmak outperform v.
aşmak be in excess of v.
aşmak go beyond v.
aşmak peregrinate v.
aşmak pass over v.
aşmak defeat v.
aşmak pass beyond v.
aşmak pass v.
aşmak outgo v.
aşmak overshadow v.
aşmak encroach v.
aşmak negotiate v.
aşmak bestride v.
aşmak overrun v.
aşmak stride v.
aşmak overlap v.
aşmak outstretch v.
aşmak overbrim v.
aşmak outreach v.
aşmak transgress v.
aşmak escape v.
aşmak overpass v.
aşmak transmeate v.
aşmak eclipse v.
aşmak end v.
aşmak leap v.
aşmak evince v.
aşmak better v.
aşmak overclimb v.
aşmak overgang [scotland] v.
aşmak overget v.
aşmak overgo v.
aşmak overhale [obsolete] v.
aşmak overmatch v.
aşmak overpass v.
aşmak override v.
aşmak overrun v.
aşmak overstride v.
aşmak owrecome [dialect] v.
aşmak cow [scotland] v.
aşmak convince [obsolete] v.
aşmak forereach v.
aşmak outmaster v.
aşmak outpass v.
aşmak outshoot v.
aşmak outstep v.
aşmak outtop v.
aşmak precel [obsolete] v.
aşmak smother v.
aşmak stretch v.
aşmak superate v.
Phrasals
aşmak get beyond v.
aşmak look beyond v.
aşmak put behind v.
aşmak run over v.
aşmak get above v.
Colloquial
aşmak cap v.
aşmak get past v.
aşmak be past v.
aşmak push past v.
Idioms
aşmak have the heels of v.
aşmak be beyond someone or something v.
aşmak be past caring v.
aşmak look past v.
Trade/Economic
aşmak go beyond v.
Marine
aşmak overflow v.
Marine Biology
aşmak stamp v.
Archaic
aşmak overpeer v.
aşmak outray v.

Sens de "aşmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 354 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sınırı aşmak exceed v.
But if 19 reactors from the candidate countries are incorporated, we will clearly exceed that limit.
Ancak aday ülkelerden 19 reaktörün dahil edilmesi halinde bu sınırı aşacağımız açıktır.

More Sentences
General
sınır aşmak overstep v.
Let us, for once, overstep our own political and bureaucratic boundaries.
Bir kez olsun kendi siyasi ve bürokratik sınırlarımızı aşalım.

More Sentences
çizmeyi aşmak go too far v.
You've gone too far.
Çizmeyi aştın.

More Sentences
engeli aşmak hurdle v.
We have overcome a difficult hurdle.
Zor bir engeli aştık.

More Sentences
haddini aşmak overstep the mark v.
The European Commission, as I said, has overstepped the mark.
Avrupa Komisyonu, dediğim gibi, haddini aşmıştır.

More Sentences
sınırı aşmak cross the line v.
You promised not to cross the line.
Sınırı aşmayacağına söz vermiştin.

More Sentences
sınırı aşmak exceed v.
First of all, Europe must step in when the noise source exceeds limits, for example in the form of products.
Her şeyden önce gürültü kaynağı örneğin ürün şeklinde sınırları aştığında Avrupa devreye girmelidir.

More Sentences
okyanusu aşmak cross the ocean v.
A transatlantic ship crosses the oceans.
Transatlantik bir gemi okyanusları aşar.

More Sentences
denizi aşmak cross the sea v.
I've crossed the seas of eternity to understand that the notion of time is nothing but an illusion.
Zaman kavramının bir yanılsamadan başka bir şey olmadığını anlamak için sonsuzluk denizlerini aştım.

More Sentences
tüm beklentileri aşmak exceed all expectations v.
The wonderful performance of this actress exceeded all expectations.
Bu aktrisin muhteşem performansı tüm beklentileri aştı.

More Sentences
kendini aşmak overreach v.
I think this is an area where we should not overreach ourselves.
Bence bu, kendimizi aşmamamız gereken bir alan.

More Sentences
gücünü aşmak surpass v.
The theory of evolution surpasses the scope of my imagination.
Evrim teorisi benim hayal gücümü aşıyor.

More Sentences
Colloquial
çizgiyi aşmak cross the line v.
Layla and Sami are crossing the line.
Layla ve Sami çizgiyi aşıyor.

More Sentences
kendini aşmak excel yourself v.
I urge you to excel yourself for once.
Bir kez olsun kendinizi aşmanızı tavsiye ederim.

More Sentences
Idioms
haddini aşmak overstep the mark v.
Aren't you overstepping the mark there?
Burada haddini aşmıyor musun?

More Sentences
haddini aşmak cross the line v.
Layla's behavior crossed the line.
Layla'nın davranışları haddini aştı.

More Sentences
General
gücünü aşmak be too much for v.
haddini aşmak presume v.
tepesini aşmak overtop v.
aşmak (sınırını) transgress v.
haddini aşmak go beyond the limit v.
boyunu aşmak (su) be over one's head v.
sıçrayarak aşmak (bir engeli) spring over v.
atlayarak aşmak fly v.
yetkisini aşmak override one's authority v.
çizmeyi aşmak go beyond the limit v.
haddini aşmak extravagate v.
çizgiyi aşmak overstep the mark v.
aşmak (engeli) negotiate v.
zamanı aşmak overrun the time v.
gücünü aşmak defy v.
hız sınırını aşmak speed v.
saygı sınırını aşmak cross the respect line v.
kapasitesini aşmak overburden v.
haddini aşmak go too far v.
çizmeyi aşmak overstep the mark v.
sıçrayarak aşmak (bir engeli) spring across v.
haddini aşmak exceed v.
haddini aşmak overrun v.
haddini aşmak overstep the limit v.
bütçeyi aşmak overspend v.
aşmak (erkek hayvan) service v.
zorlukları aşmak win through v.
sınırlarını aşmak cut across v.
kendini aşmak get over oneself v.
kendini aşmak go beyond oneself v.
amacını aşmak go beyond one's aim v.
amacını aşmak go beyond one's purpose v.
amaçlanan sınırı aşmak go over the top v.
kapasiteyi aşmak exceed capacity v.
barajı aşmak make the cut v.
haddini aşmak exceed one's authority v.
haddini aşmak be impertinent v.
haddini aşmak be in over one's head v.
haddini aşmak be uppity v.
haddini aşmak be presumptuous v.
çizmeyi aşmak exceed one's authority v.
çizmeyi aşmak be in over one's head v.
limiti aşmak exceed the limit v.
zorlukları aşmak resolve the difficulties v.
zorlukları aşmak solve the difficulties v.
güçlükleri aşmak surmount the difficulties v.
güçlükleri aşmak resolve the difficulties v.
güçlükleri aşmak solve the difficulties v.
güçlükleri aşmak overcome the difficulties v.
zorlukları aşmak surmount the difficulties v.
maliyeti aşmak outweigh the cost v.
zorlukları aşmak overcome the difficulties v.
talebi aşmak outstrip the demand v.
talebi aşmak exceed the demand v.
krizi aşmak resolve the crisis v.
krizi aşmak overcome the crisis v.
zorluğu aşmak overcome the difficulty v.
zorluğu aşmak solve the difficulty v.
zorluğu aşmak resolve the difficulty v.
zorluğu aşmak surmount the difficulty v.
sorunu aşmak overcome the problem v.
zorluk aşmak get over a problem v.
bir zorluğu aşmak overcome a difficulty v.
zorluk aşmak overcome a difficulty v.
zorluk aşmak overcome a problem v.
zorluk aşmak surmount a difficulty v.
dağları aşmak cross the mountains v.
engeli aşmak clear v.
engelleri aşmak overcome the obstacles v.
haddini aşmak encroach v.
-in sınırlarını aşmak overstep the limits of v.
-in sınırlarını aşmak overstep the bounds of v.
-in sınırını aşmak/geçmek transcend v.
çizgiyi aşmak get out of line v.
dayanma sınırını aşmak get past endurance v.
üstten aşmak crest v.
sigorta değerini aşmak exceed the sum total v.
sigorta değerini aşmak exceed the insurance coverage v.
(sınırı) aşmak transgress v.
sınırı aşmak go over the limit v.
limiti aşmak go over the limit v.
zoru aşmak overcome difficulties v.
zorlukları aşmak overcome difficulties v.
yetkisini aşmak exceed one's authority v.
yetkiyi aşmak exceed authority v.
yetkiyi aşmak exceed the authority v.
ölçüyü aşmak exceed the bounds v.
yetkilerini aşmak exceed one's powers v.
süreyi aşmak exceed the time limit v.
sınırları aşmak exceed the limits v.
sınırları aşmak cross the limits v.
sınırları aşmak get beyond the limits v.
deniz aşmak cross the sea v.
yetki aşmak exceed one's authority v.
çizgiyi aşmak overstep v.
dalgaları yararak aşmak crash through the waves v.
engeli geçmek/aşmak clear the hurdle v.
eyalet sınırlarını aşmak cross state lines v.
(su) boyu/boyunu aşmak be in over head v.
(su) boyu/boyunu aşmak get in over head v.
birinin yetkisini aşmak overstep someone's authority v.
hız limitini aşmak exceed the speed limit v.
(küçükken/büyüdükçe) uyurgezerlik sorununu aşmak grow out of sleepwalking v.
hız sınırını aşmak exceed the speed limit v.
sınırı aşmak fudge v.
kuyruğu aşmak skip the line v.
engelleri aşmak break a path v.
kendini aşmak outdo oneself v.
sınırı aşmak encroach v.
sınırı aşmak enjamb [obsolete] v.
sınırı aşmak entrench v.
sınırları aşmak beggar v.
haddini aşmak exceed [obsolete] v.
sınırı aşmak exceed [obsolete] v.
(dağ, engel) aşmak breast v.
engelleri aşmak obstacle v.
cesarette (birini) aşmak overdare [obsolete] v.
sekerek aşmak overhip [obsolete] v.
sayısını aşmak overmultitude [obsolete] v.
sınırları aşmak overpass v.
kapasitesini aşmak overpress v.
değerce aşmak overprize [obsolete] v.
(aşırı çaba sarf ederek) hedefi aşmak overreach v.
sınırı aşmak overreach v.
mali hedefi aşmak overshoot v.
süreyi aşmak overtime v.
boyunu aşmak overtop v.
bilinç barajını aşmak surface into consciousness v.
kabul veya onay almak için (bir engeli) aşmak crack v.
(sınırını) aşmak digress [obsolete] v.
sınırlarını aşmak disbound v.
çizgiyi aşmak outstep v.
sınırı aşmak outstep v.
engeli aşmak over v.
aşmak (sınırını) prevaricate [obsolete] v.
sınırları aşmak slop v.
başarı düzeyini aşmak outachieve v.
suları aşmak squatter v.
(bir şeyi) aşmak superabound v.
sınırını aşmak surpass v.
aşmak anlamı veren ön ek over- pref.
Phrasals
yaratıcılıkta sınırları aşmak go beyond v.
sınırı aşmak run over v.
(birini/bir şeyi) ölçüsünde geçmek/aşmak exceed (someone or something) by (something) v.
(birini/bir şeyi) ölçüsünde geçmek/aşmak exceed someone or something by something v.
araçla aşmak cross with v.
araçla aşmak cross something with something v.
(bir şeyi) aşmak put (something) behind (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şeyde aşmak surpass someone or something in something v.
üzerinden aşmak slip over v.
birinin/bir şeyin sınırını aşmak transgress against someone or something v.
yararak aşmak crash through v.
(bir şeyi) aşmak cross over something v.
(bir şey) sınırlarını aşmak cut across (something) v.
(bir sınırı) aşmak encroach upon (something) v.
(bir sınırı) aşmak encroach on (something) v.
(ölçüsünde) geçmek/aşmak exceed by v.
gücünü/yetkisini aşmak fall outside v.
(engelleri) aşmak fight (one's way) through v.
birini/bir şeyi aşmak get over someone or something v.
(bir şeyi) aşmak go beyond (something) v.
-de aşmak surpass in v.
üzerinden aşmak vault over v.
Phrases
birinin/bir şeyin üzerinden aşmak vault over someone or something v.
haddimi aşmak istemem ama if I may be so bold expr.
haddimi aşmak istemiyorum ama if I may be so bold expr.
Colloquial
bir güçlüğü aşmak beat the odds v.
bir zorluğu aşmak beat the odds v.
çizgiyi aşmak overstep the line v.
hoşgörü sınırlarını aşmak be beyond endurance v.
işi başından aşmak up to the eyebrows v.
bir engeli aşmak get past (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) aşmak/geçmek get past (someone or something) v.
(bir şeyi) aşmak get past (someone or something) v.
birine/bir şeye karşı sabrının sınırını aşmak have had it v.
kendini aşmak top oneself [uk] v.
birini/bir şeyi aşmak top someone or something v.
(birini) aşmak be beyond (one) v.
birini aşmak be beyond somebody v.
(bir şeyi) aşmak be past (something) v.
(birinin) gücünü/kapasitesini aşmak be too many for (someone) v.
(birini) aşmak be too much (for somebody) v.
(hava aracıyla) okyanusu aşmak hop v.
(kendini) aşmak get past (oneself) v.
(kişisel duygularını, arzularını, egosunu, meselelerini) aşmak/bir yana bırakmak get past (oneself) v.
hile yaparak engeli aşmak end-run v.
(bir limiti/eşiği) aşmak run past (something) v.
(kendini) aşmak surpass (oneself) v.
Idioms
çizmeyi aşmak cross the line v.
beklenenin sınırını aşmak cap the climax v.
birini aşmak be beyond (someone or something) v.
(bir şeyi) aşmak be beyond someone or something v.
çizgiyi aşmak go a bit far v.
çağını aşmak be in advance of (someone or something's) time v.
bir engeli aşmak/geride bırakmak get past someone or something v.
(bir konunun birini) aşmak be above (one's) pay grade v.
(konu, alan) (birini) aşmak be above (one's) pay grade v.
(bir konunun birini) aşmak be above (one's) paycheck v.
(konu, alan) (birini) aşmak be above (one's) paycheck v.
haddi aşmak be the (absolute) limit v.
boyunu geçmek/aşmak beyond one's depth v.
boyunu aşmak be out of one's depth v.
boyu aşmak be over one's head v.
birini aşmak lie beyond someone v.
çizgiyi aşmak walk the line v.
can alıcı noktayı aşmak be over the hump v.
çizgiyi/sınırını aşmak overstep its bounds v.
çizgiyi/sınırını aşmak overstep the bounds v.
çizgiyi aşmak go way over the line v.
çizgiyi/sınırını aşmak overstep one's bounds v.
görev sınırını aşmak go above and beyond the call of duty v.
gücünü/yetkisini aşmak fall outside something v.
görev alanını aşmak go above and beyond one's duty v.
en zor engeli aşmak break the back of v.
engel aşmak cross a hurdle v.
engel aşmak clear a hurdle v.
haddini aşmak go beyond one's brief v.
haddini aşmak go way over the line v.
görev sınırını aşmak go above and beyond one's duty v.
gerçek sınırını aşmak draw the longbow v.
görev alanını aşmak go above and beyond the call of duty v.
haddini aşmak step out of line v.
engelleri birbir aşmak go through hoops v.
kendini aşmak challenge yourself v.
sınırı aşmak walk the line v.
şaka sınırlarını aşmak go beyond a joke v.
şaka sınırını aşmak go beyond the joke v.
şakayı aşmak get beyond a joke v.
şakayı aşmak go beyond a joke v.
şaka sınırlarını aşmak get beyond a joke v.
tüm engelleri aşmak carry all before one v.
zorluk aşmak clear a hurdle v.
zorluk aşmak cross a hurdle v.
(bir konunun anlaşılması yönünden) birini aşmak go over someone's head v.
(mecazi anlamda) boyunu aşmak be over someone's head v.
(yeteneklerini) aşmak be above one's bend v.
(kapasitesini/gücü vb.) aşmak be above one's huckleberry v.
(konuşarak/söz olarak vb) haddini aşmak speak/talk out of turn v.
(mecazi anlamda) boyunu aşmak pass over someone's head v.
(birisini) aşmak be above one's bend v.
(kapasitesini/gücü vb.) aşmak be above one's bend v.
(mec.) bir engeli aşmak find a way around someone or something v.
(bir konunun anlaşılması yönünden) birini aşmak pass over someone's head v.
(sözde/davranışta) ölçüyü aşmak drive something into the ground v.
(mecazi anlamda) boyunu aşmak go over someone's head v.
(birisini) aşmak be above one's huckleberry v.
(sözde/davranışta) ölçüyü aşmak run something into the ground v.
(yeteneklerini) aşmak be above one's huckleberry v.
(bir konunun anlaşılması yönünden) birini aşmak be over someone's head v.
çizgiyi aşmak go a bit far v.
sınırı aşmak go a bit far v.
sınırını aşmak go a bit far v.
haddini aşmak go a bit far v.
sınırlarını aşmak go snaky [canada] v.
bin türlü engeli aşmak go through hell and high water [uk] v.
(birini) biraz aşmak be a huckleberry over (one's) persimmon v.
(birini) aşmak be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v.
(birinin) yeteneklerini aşmak be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v.
(birinin) becerilerini aşmak be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v.
(görev, sorumluluk) sınırlarını aşmak go above and beyond v.
bir sınırı/eşiği aşmak blow past (something) v.
dağları tepeleri aşmak go over the hills and far away v.
(birini) aşmak be beyond (one's) ken v.
en zor kısmını aşmak be home free v.
çağını aşmak be in advance of (someone's or something's) time v.
sınırını aşmak be out of bounds v.
sınırları aşmak be out of bounds v.
sınırını aşmak be out of line v.
sınırını aşmak be out of order v.
haddini aşmak be so bold v.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak) make so bold (as to do something) v.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak) be so bold (as to do something) v.
(bir şeyler) boyunu/başını aşmak be up to (one's) eyes in (something) v.
(bir şeyler) boyunu/başını aşmak be up to (one's) neck in (something) v.
bir şeyler boyunu/başını aşmak be up to your neck in something v.
bir şeyler boyunu/başını aşmak be in something up to your neck v.
bir şeyler boyunu/başını aşmak be up to your eyes in something v.
bir şeyler boyunu/başını aşmak be up to your eyeballs in something v.
haddini aşmak be above yourself v.
haddini aşmak get above yourself v.
şakayı aşmak be beyond a joke v.
şaka sınırlarını aşmak be beyond a joke v.
şakayı aşmak get beyond a joke v.
şaka sınırlarını aşmak get beyond a joke v.
şakayı aşmak go beyond a joke v.
şaka sınırlarını aşmak go beyond a joke v.
sınırı aşmak go over the top [uk] v.
çizgiyi aşmak go over the top [uk] v.
sınırı aşmak be over the top [uk] v.
çizgiyi aşmak be over the top [uk] v.
(belli bir eşiği/sınırı) aşmak blow past (something) v.
(belli bir barajı) aşmak blow past (something) v.
tüm engelleri aşmak carry all before you [uk] v.
engeli aşmak find a way around v.
görev alanını aşmak go above and beyond duty v.
görev sınırını aşmak go above and beyond duty v.
harcamaları kazancını aşmak live beyond means v.
harcamaları kazancını aşmak/ayağını yorganına göre uzatmak live beyond/within your means v.
çizmeyi aşmak overstep one's mark v.
haddini aşmak overstep one's mark v.
çizgiyi aşmak overstep one's mark v.
çizmeyi aşmak overstep its mark v.
haddini aşmak overstep its mark v.
çizgiyi aşmak overstep its mark v.
(bir şeyin) sırını aşmak overstep the bounds (of something) v.
(bir şeyde) haddini aşmak overstep the bounds (of something) v.
(bir şeyde) çizmeyi aşmak overstep the bounds (of something) v.
çizgiyi aşmak push too far v.
(birini/bir şeyi) aşmak put (someone or something) to shame v.
bir şeyi aşmak put something behind you v.
Speaking
haddimi aşmak istemem I don't want to overstep my bounds expr.
Trade/Economic
likidite problemini aşmak için bilanço varlıklarını ucuza veya zararına satış fire sale n.
likidite problemini aşmak için bilanço varlıklarını ucuza veya zararına satış fire sales n.
bütçeyi aşmak cost overrun v.
bütçeyi aşmak over budget v.
hesabı aşmak overdraw v.
limiti aşmak exceed the limit v.
Politics
siyasi bir çıkmazı aşmak için yapılan toplantı bosberaad [south africa] n.
Technical
engeli aşmak için boruya, çubuğa verilen eğrilik offset n.
maksimum hareketini aşmak over the full travel v.
Computer
güvenlik kalkanını aşmak breach the firewall v.
Automotive
hızını aşmak overrun v.
Aeronautic
ses duvarını aşmak break through the sound barrier v.
Marine
kaba denizleri aşmak rough passage v.
büyük denizleri aşmak üzere tasarlanmış (gemi) ocean-going adj.
Medical
(vücut parçası) normal hareket aralığını aşmak hyperextend v.
Logic
mantıksal tartışma yoluyla aşmak logic v.
Physics
(elektron) potansiyel erk engelini aşmak tunnel v.
Education
barajı aşmak pass the examination v.
Philosophy
insan bilincinin sınırını aşmak transcendentalize v.
Sport
engel aşmak overjump v.
(kayak) sabit engelleri aşmak jib v.
Archaic
(bir şeyin sınırlarını) aşmak overbound [rare] v.
kapasitesini aşmak overburthen v.
sınırı aşmak overcome v.
kapasitesini aşmak overlay v.
sıçrayarak aşmak (engeli) overspring v.
Slang
dozunu aşmak od [overdose] v.