|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bilgi pınarı |
fountain of knowledge n.
|
|
The man was a fountain of knowledge.
Adam, bir bilgi pınarıydı.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
bilgi vermek |
inform v.
|
|
Between Barcelona and Seville, the Spanish Government has been informed that a general strike has been called.
Barselona ve Sevilla arasında, İspanyol Hükümetine genel grev çağrısı yapıldığı bilgisi verildi.
More Sentences
|
|
General |
|
3 |
General |
bilgi merkezi |
information center n.
|
|
Where's the information center for hotels?
Oteller için bilgi merkezi nerede?
More Sentences
|
4 |
General |
gizli bilgi |
confidential information n.
|
|
The risk of fraudulent use of confidential information increases if information is not properly disseminated.
Bilgilerin uygun şekilde yayılmaması halinde gizli bilgilerin hileli kullanım riski artmaktadır.
More Sentences
|
5 |
General |
bilimsel bilgi |
scientific knowledge n.
|
|
We simply say always that products have to be safe according to current scientific knowledge.
Biz her zaman, ürünlerin mevcut bilimsel bilgilere göre güvenli olması gerektiğini söylüyoruz.
More Sentences
|
6 |
General |
bilgi bürosu |
information office n.
|
|
They go to a Parliament Information Office or Commission Representation, get our form and complain to us.
Bir Parlamento Bilgi Bürosuna veya Komisyon Temsilciliğine giderler, formumuzu alırlar ve bize şikayette bulunurlar.
More Sentences
|
7 |
General |
bilgi tabanı |
knowledge base n.
|
|
However, not everyone has access to this knowledge base.
Ancak, herkesin bu bilgi tabanına erişimi yoktur.
More Sentences
|
8 |
General |
bilgi (belirli bir alandaki) |
expertise n.
|
|
This case is proof of our expertise and multi-dimensional industry knowledge.
Bu durum uzmanlığımızın ve çok boyutlu sektör bilgimizin kanıtıdır.
More Sentences
|
9 |
General |
daha fazla bilgi |
further information n.
|
|
The committee adopted the decision to request further information from the Spanish judiciary on the case.
Komite, dava ile ilgili olarak İspanyol yargısından daha fazla bilgi talep edilmesi kararını benimsemiştir.
More Sentences
|
10 |
General |
bilgi hizmetleri |
information services n.
|
|
Information services that everyone can use should be produced on television.
Televizyonda herkesin kullanabileceği bilgi hizmetleri üretilmelidir.
More Sentences
|
11 |
General |
bilgi yarışması |
quiz show n.
|
|
What's your favorite quiz show on TV?
Televizyonda favori bilgi yarışmanız nedir?
More Sentences
|
12 |
General |
bilgi toplama |
information gathering n.
|
|
The more information gathered in a broadly-based database, the better the analyses.
Geniş tabanlı bir veri tabanında ne kadar çok bilgi toplanırsa, analizler o kadar iyi olur.
More Sentences
|
13 |
General |
bilgi ağları |
information networks n.
|
|
The aim is to make SMEs aware of the opportunities offered by information networks.
Amaç, KOBİ'leri bilgi ağlarının sunduğu fırsatlardan haberdar etmektir.
More Sentences
|
14 |
General |
bilgi çağı |
information age n.
|
|
If this is the information age, what are we so well-informed about?
Madem bilgi çağındayız, ne hakkında bu kadar bilgiliyiz?
More Sentences
|
15 |
General |
bilgi veren kimse |
informant n.
|
|
The linguist sought an informant to learn about the local dialect.
Dilbilimci, yerel lehçe hakkında ona bilgi verebilecek birini aradı.
More Sentences
|
16 |
General |
yanlış bilgi |
misinformation n.
|
|
This document unabashedly crosses the line between information and misinformation, communication and propaganda.
Bu belge, bilgi ile yanlış bilgi, iletişim ile propaganda arasındaki çizgiyi utanmadan aşmaktadır.
More Sentences
|
17 |
General |
bilgi ve deneyim |
knowledge and experience n.
|
|
Our knowledge and experience to date, especially off Newfoundland, is not encouraging.
Bugüne kadar özellikle Newfoundland açıklarında edindiğimiz bilgi ve deneyimler hiç de iç açıcı değil.
More Sentences
|
18 |
General |
bilgi güçtür |
information is power n.
|
|
Information is power.
Bilgi güçtür.
More Sentences
|
19 |
General |
bilgi teknolojileri |
information technologies n.
|
|
The second point that I want to make concerns information technology.
Belirtmek istediğim ikinci husus bilgi teknolojileriyle ilgilidir.
More Sentences
|
20 |
General |
bilgi eksikliği |
lack of information n.
|
|
We all know that there is still a lack of information and a lack of acceptance.
Hâlâ bilgi eksikliği ve kabul eksikliği olduğunu hepimiz biliyoruz.
More Sentences
|
21 |
General |
bilgi eksikliği |
lack of knowledge n.
|
|
I do not know if there is a lack of knowledge or a lack of trust here.
Burada bir bilgi eksikliği mi yoksa güven eksikliği mi var bilmiyorum.
More Sentences
|
22 |
General |
tam bilgi |
full information n.
|
|
Providing full information means that consumers have choice.
Tam bilgi sağlanması, tüketicilerin seçenek sahibi olması anlamına gelir.
More Sentences
|
23 |
General |
bilgi birikimi |
knowledge n.
|
|
In all these areas, we rely, of course, on the knowledge of the agencies.
Tüm bu alanlarda elbette kurumların bilgi birikimine güveniyoruz.
More Sentences
|
24 |
General |
bilgi toplumu |
information society n.
|
|
They are being left outside the information society.
Bilgi toplumunun dışında bırakılıyorlar.
More Sentences
|
25 |
General |
özel bilgi |
private information n.
|
|
Making intimidation attempts with the use of private information by way of telephone, Internet, etc.?
Telefon, internet vb. yollarla özel bilgileri kullanarak yıldırma girişimlerinde bulunmak?
More Sentences
|
26 |
General |
engin bilgi |
profound knowledge n.
|
|
The report clearly reflects his profound knowledge of the subject.
Rapor, konu hakkındaki engin bilgisini açıkça yansıtmaktadır.
More Sentences
|
27 |
General |
teorik bilgi |
theoretical knowledge n.
|
|
Transfers the theoretical knowledge that was gained during the lectures into practice in terms of spatial analysis.
Dersler sırasında edindiği teorik bilgiyi mekânsal analiz bağlamında pratiğe aktarır.
More Sentences
|
28 |
General |
bilgi raporu |
information report n.
|
|
The information report contains an analysis of the present situation in the country, focusing on the following areas.
Bilgi raporu, ülkedeki mevcut durumun bir analizini içermekte ve şu alanlarda yoğunlaşmaktadır.
More Sentences
|
29 |
General |
bilgi paylaşımı |
information sharing n.
|
|
Information sharing and 'best practices' must become a reality beyond the Union's territory.
Bilgi paylaşımı ve "en iyi uygulamalar" Birlik topraklarının ötesinde bir gerçeklik haline gelmelidir.
More Sentences
|
30 |
General |
yararlı bilgi |
useful information n.
|
|
They provided some useful information, but many questions remain unanswered.
Bazı yararlı bilgiler sağladılar, ancak birçok soru cevapsız kaldı.
More Sentences
|
31 |
General |
finansal bilgi |
financial information n.
|
|
We are not dealing here with objective financial information, but exclusively with recommendations to the public.
Biz burada objektif finansal bilgilerle değil, yalnızca kamuya yönelik tavsiyelerle ilgileniyoruz.
More Sentences
|
32 |
General |
güncel bilgi |
up-to-date information n.
|
|
Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
Elektrikli bilgisayarlar yöneticilere detaylı ve güncel bilgiler sağlar.
More Sentences
|
33 |
General |
gizli bilgi |
classified information n.
|
|
Tom has been accused of selling classified information.
Tom gizli bilgileri satmakla suçlanıyor.
More Sentences
|
34 |
General |
bilgi kaynağı |
source of information n.
|
|
On the other hand, there is an essential source of information.
Öte yandan, önemli bir bilgi kaynağı var.
More Sentences
|
35 |
General |
bilgi ekonomisi |
knowledge economy n.
|
|
We have a shared interest in moving the knowledge economy forward.
Bilgi ekonomisini ileriye taşımak gibi ortak bir menfaatimiz var.
More Sentences
|
36 |
General |
bilgi akışı |
flow of information n.
|
|
Many issues surrounding the flow of information are raised by the Eurostat affair.
Eurostat meselesi bilgi akışıyla ilgili pek çok konuyu gündeme getirmiştir.
More Sentences
|
37 |
General |
güvenilir bilgi |
reliable information n.
|
|
We must obtain relevant and reliable information which can be compared.
Karşılaştırılabilecek ilgili ve güvenilir bilgiler elde etmeliyiz.
More Sentences
|
38 |
General |
bilgi edinme özgürlüğü |
freedom of information n.
|
|
I also think that the right to freedom of information is meant to matter to us.
Ayrıca bilgi edinme özgürlüğü hakkının bizim için önemli olması gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
39 |
General |
ön bilgi/bilgiler |
preliminary information n.
|
|
Only very preliminary information about the biology and the abundance of these species is yet available.
Bu türlerin biyolojisi ve bolluğu hakkında henüz sadece çok ön bilgiler mevcuttur.
More Sentences
|
40 |
General |
derin bilgi birikimi |
deep knowledge n.
|
|
We serve these in particular and have deep knowledge in each sector.
Biz özellikle bunlara hizmet veriyoruz ve her sektörde derin bilgi birikimine sahibiz.
More Sentences
|
41 |
General |
ayrıntılı bilgi |
detailed information n.
|
|
The directive should be accompanied by much more detailed information.
Yönergeye çok daha ayrıntılı bilgiler eşlik etmelidir.
More Sentences
|
42 |
General |
değerli bilgi |
valuable information n.
|
|
This may provide us with very valuable information on various restrictions.
Bu bize çeşitli kısıtlamalar konusunda çok değerli bilgiler sağlayabilir.
More Sentences
|
43 |
General |
kesin bilgi |
precise information n.
|
|
Consumer protection depends on clear and precise information in terms of traceability and product labelling.
Tüketicinin korunması, izlenebilirlik ve ürün etiketlemesi açısından açık ve kesin bilgilere bağlıdır.
More Sentences
|
44 |
General |
yanlış bilgi |
wrong information n.
|
|
I gave the wrong information.
Yanlış bilgi verdim.
More Sentences
|
45 |
General |
derinlemesine bilgi |
in-depth information n.
|
|
Thus students will graduate with in-depth information about at least an industry.
Böylece öğrenciler en azından bir sektör hakkında derinlemesine bilgi sahibi olarak mezun olacaklardır.
More Sentences
|
46 |
General |
ön bilgi |
prior knowledge n.
|
|
After all, what is prior knowledge and when do we talk about prior knowledge which has an actual effect?
Her şeyden önce, ön bilgi nedir ve ne zaman gerçek bir etkiye sahip olan ön bilgiden bahsederiz?
More Sentences
|
47 |
General |
ilgili bilgi |
relevant information n.
|
|
This disclosure must be made without delay so that the market can digest the relevant information.
Bu açıklama, piyasanın ilgili bilgileri sindirebilmesi için gecikmeksizin yapılmalıdır.
More Sentences
|
48 |
General |
önemli bilgi |
important information n.
|
|
Be sure to check out system requirements and other important information before you install.
Yüklemeden önce sistem gereksinimlerini ve diğer önemli bilgileri kontrol ettiğinizden emin olun.
More Sentences
|
Common Usage |
|
49 |
Common Usage |
sonsuz bilgi |
endless knowledge n.
|
|
50 |
Common Usage |
sonsuz bilgi |
profound knowledge n.
|
|
51 |
Common Usage |
kılavuz bilgi |
guideline n.
|
|
52 |
Common Usage |
bilgi verici |
informative adj.
|
|
53 |
Common Usage |
gizli (bilgi) |
classified adj.
|
|
General |
|
54 |
General |
hazır bilgi işlemi |
literal operand n.
|
|
55 |
General |
özel bilgi |
Proprietary information n.
|
|
56 |
General |
keşif bölümüne ait bilgi toplayan kişi |
scouter n.
|
|
57 |
General |
çok geniş ve çeşitli bilgi |
erudition n.
|
|
58 |
General |
bilgi bilim |
epistemology n.
|
|
59 |
General |
bilgi depolama |
data warehousing n.
|
|
60 |
General |
ayrıntılı bilgi |
full information n.
|
|
61 |
General |
bilgi verici etiketleme |
informative labelling n.
|
|
62 |
General |
tam bilgi |
gen n.
|
|
63 |
General |
bilgi formu |
verse form n.
|
|
64 |
General |
bilgi yarışması |
quiz program n.
|
|
65 |
General |
sahibine özel bilgi |
proprietary information n.
|
|
66 |
General |
optik bilgi işlem |
optical data processing n.
|
|
67 |
General |
bilgi alanı |
ken n.
|
|
68 |
General |
uydulardan bilgi alma yoluyla seyir sistemi |
satellite navigation n.
|
|
69 |
General |
bilgi edinme |
information n.
|
|
70 |
General |
bilgi kuramı |
epistemology n.
|
|
71 |
General |
derin bilgi |
katamathesis n.
|
|
72 |
General |
bilgi yönetimi |
knowledge management n.
|
|
73 |
General |
bilgi otobanı |
information superhighway n.
|
|
74 |
General |
bilgi mücadelesi |
information warfare n.
|
|
75 |
General |
uydulardan bilgi alma yoluyla seyir sistemi |
satnav n.
|
|
76 |
General |
bilgi hakkında bilgi |
metadata n.
|
|
77 |
General |
elektronik bilgi işlem personeli |
electronic data processing personnel n.
|
|
78 |
General |
teknik bilgi |
know how n.
|
|
79 |
General |
elektronik bilgi işlem |
electronic data processing n.
|
|
80 |
General |
belirli bir konuda engin bilgi sahibi kimse |
maven n.
|
|
81 |
General |
şartname bilgi föyü |
specification information sheet n.
|
|
82 |
General |
radyo bilgi yarışması |
quiz show n.
|
|
83 |
General |
genel bilgi |
guideline n.
|
|
84 |
General |
bilgi hırsızlığı |
plagiarism n.
|
|
85 |
General |
yüzeysel bilgi |
smattering n.
|
|
86 |
General |
bilgi teorisinde makaleler |
contributions in theory of knowledge n.
|
|
87 |
General |
bilgi savaşı |
information warfare n.
|
|
88 |
General |
bilgi tüketicileri |
information consumers n.
|
|
89 |
General |
sağlayan (bilgi, cevap) |
elicitor n.
|
|
90 |
General |
elektronik bilgi işlem merkezleri |
electronic data processing departments n.
|
|
91 |
General |
az buçuk bilgi |
smattering n.
|
|
92 |
General |
bilgi işleme |
data processing n.
|
|
93 |
General |
hazır bilgi |
literal n.
|
|
94 |
General |
sahte bilgi |
false drop n.
|
|
95 |
General |
elektronik bilgi işlem dökümantasyonu |
electronic data processing documentation n.
|
|
96 |
General |
bilgi hazinesi (kitap) |
treasury n.
|
|
97 |
General |
bilgi açlığını internette dindirmeye çalışma |
infonography n.
|
|
98 |
General |
kütüphane bilgi ağları |
library information networks n.
|
|
99 |
General |
taktikli bilgi |
tactical intelligence n.
|
|
100 |
General |
bilgi teorisi |
epistemology n.
|
|
101 |
General |
bilgi işlem denetimi |
edp audit n.
|
|
102 |
General |
bilgi/yetki alanı |
province n.
|
|
103 |
General |
bilgi vericilik |
informativeness n.
|
|
104 |
General |
bilgi dağarcığı |
knowledge store n.
|
|
105 |
General |
transborder bilgi akışı |
transborder data flow n.
|
|
106 |
General |
bilgi değişimi için amerikan standart kodu |
american standard code for information interchange n.
|
|
107 |
General |
geleneksel bilgi |
traditional knowledge n.
|
|
108 |
General |
dağıtımlı bilgi işlem |
distributed data processing n.
|
|
109 |
General |
belirli bir alandaki bilgi |
expertise n.
|
|
110 |
General |
bilgi verme |
edification n.
|
|
111 |
General |
yanıltıcı bilgi |
dope n.
|
|
112 |
General |
elektronik bilgi değiştirme |
electronic data interchange n.
|
|
113 |
General |
bilgi veren |
enlightener n.
|
|
114 |
General |
coğrafi bilgi sistemi |
geographical information system n.
|
|
115 |
General |
bilgi alanı |
domain n.
|
|
116 |
General |
bilgi saklama ve geri alma sistemleri |
information storage and retrieval systems n.
|
|
117 |
General |
bilgi alışverişi |
information interchange n.
|
|
118 |
General |
bilgi aktarma |
imparting n.
|
|
119 |
General |
makinece okunur bilgi |
machine readable information n.
|
|
120 |
General |
özel mülkiyetteki bilgi |
proprietary information n.
|
|
121 |
General |
bilgi haznesi |
data pool n.
|
|
122 |
General |
elektronik bilgi işlem dokümantasyonu |
electronic data processing documentation n.
|
|
123 |
General |
özel bilgi |
privately owned knowledge n.
|
|
124 |
General |
geri bilgi akışı |
feedback n.
|
|
125 |
General |
bilgi hattı |
verse line n.
|
|
126 |
General |
bilgi teorisi |
theory of knowledge n.
|
|
127 |
General |
bilgi kaynakları yönetimi |
information resources management n.
|
|
128 |
General |
bilgi edinme |
knowledge acquisition n.
|
|
129 |
General |
bilgi veren kimse |
reporter n.
|
|
130 |
General |
dünyevi bilgi |
carnal knowledge n.
|
|
131 |
General |
kitabi bilgi |
reading n.
|
|
132 |
General |
coğrafi bilgi sistemleri |
geographic information systems n.
|
|
133 |
General |
bilgi kaynakları |
knowledge sources n.
|
|
134 |
General |
bilgi yitimi |
entropy n.
|
|
135 |
General |
mesleki bilgi sistem ağı |
professional network n.
|
|
136 |
General |
bilgi yarışması şovları |
quiz shows n.
|
|
137 |
General |
bilgi notu |
reminder n.
|
|
138 |
General |
azıcık bir bilgi |
smattering n.
|
|
139 |
General |
sezgiyle edinilen bilgi |
intuitive knowledge n.
|
|
140 |
General |
telif hakkı ve elektronik bilgi |
copyright and electronic data n.
|
|
141 |
General |
bilgi veren |
edifier n.
|
|
142 |
General |
coğrafik bilgi sistemi |
geographical information system n.
|
|
143 |
General |
yenilik bilgi merkezi |
innovation relay centers n.
|
|
144 |
General |
bilgi geri alma |
information retrival n.
|
|
145 |
General |
bireyin kazandığı bilgi |
culture n.
|
|
146 |
General |
bilgi hazırlama |
data preparation n.
|
|
147 |
General |
bilgi alışverişi |
information exchange n.
|
|
148 |
General |
gözleme sistemine bilgi sağlayan birim |
reporting unit for surveillance n.
|
|
149 |
General |
bilgi iş yaprağı |
data work sheet n.
|
|
150 |
General |
sağlama (bilgi, cevap) |
eliciting n.
|
|
151 |
General |
bilgi alanı |
field n.
|
|
152 |
General |
yarım yamalak bilgi |
sciolism n.
|
|
153 |
General |
ruhani bilgi |
gnosis n.
|
|
154 |
General |
bir miktar bilgi |
a body of information n.
|
|
155 |
General |
bilgi sosyolojisi |
sociology of knowledge n.
|
|
156 |
General |
bilgi toplamak için yapılan alan araştırması |
fieldwork n.
|
|
157 |
General |
online bilgi işlem |
online data processing n.
|
|
158 |
General |
tv bilgi yarışması |
quiz show n.
|
|
159 |
General |
yüzeysel bilgi |
sciolism n.
|
|
160 |
General |
bilgi notu |
running foot n.
|
|
161 |
General |
hatalı bilgi |
wrong information n.
|
|
162 |
General |
bilgi yarışması |
knowledge contest n.
|
|
163 |
General |
hatalı bilgi |
false drop n.
|
|
164 |
General |
bilgi veren kimse |
communicant n.
|
|
165 |
General |
zımni bilgi |
tacit knowledge n.
|
|
166 |
General |
sözleşme bilgi gereksinimleri listesi |
contract data requirements list n.
|
|
167 |
General |
ilimsel bilgi |
scientific knowledge n.
|
|
168 |
General |
bilgi toplama |
recon n.
|
|
169 |
General |
bilinçli bilgi |
conscious knowledge n.
|
|
170 |
General |
bilgi sınama |
quiz n.
|
|
171 |
General |
sınırlı bilgi |
smatter n.
|
|
172 |
General |
bilgi toplamak ve dedektiflik yapmak için işe alınabilecek kişi |
sherlock n.
|
|
173 |
General |
üstünkörü bilgi |
smatter n.
|
|
174 |
General |
bilgi sızdıran kişi |
leaker n.
|
|
175 |
General |
tapu ve kadastro bilgi sistemi |
turkish land registry and cadastre information system n.
|
|
176 |
General |
bilgi toplumu dünya zirvesi |
world summit on the information society n.
|
|
177 |
General |
bilgi yarışması |
quiz n.
|
|
178 |
General |
bilgi işlem |
data processing n.
|
|
179 |
General |
bilgi işleme |
data processing n.
|
|
180 |
General |
bilgi bankası |
data bank n.
|
|
181 |
General |
kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği |
go bad cop on someone n.
|
|
182 |
General |
bilgi alışverişi için amerikan standart kodu |
american standard code for information interchange n.
|
|
183 |
General |
bilgi sırdaşlığı |
privacy n.
|
|
184 |
General |
mutlak bilgi |
absolute knowledge n.
|
|
185 |
General |
bilgi temsili |
knowledge representation n.
|
|
186 |
General |
bilgi eksikliği |
ignorance n.
|
|
187 |
General |
bilgi geri alma |
information retrieval n.
|
|
188 |
General |
bilgi teorisi |
knowledge theory n.
|
|
189 |
General |
kişisel bilgi yönetimi |
personal information management n.
|
|
190 |
General |
coğrafik bilgi sistemleri |
geographic information systems n.
|
|
191 |
General |
bilgi temsili |
knowledge representation (information theory) n.
|
|
192 |
General |
verilmiş bilgi |
imparted knowledge n.
|
|
193 |
General |
aktarılmış bilgi |
imparted knowledge n.
|
|
194 |
General |
tanıtıcı bilgi |
introductory information n.
|
|
195 |
General |
bilgi düzeyi |
knowledge level n.
|
|
196 |
General |
bilgi seviyesi |
knowledge level n.
|
|
197 |
General |
referans bilgi |
reference information n.
|
|
198 |
General |
engin bilgi |
intimate knowledge n.
|
|
199 |
General |
teorik bilgi |
theoretical information n.
|
|
200 |
General |
şirket hakkında kısa bilgi |
company brief n.
|
|
201 |
General |
jeolojik bilgi |
geological information n.
|
|
202 |
General |
optik bilgi saklatımı |
optical information storage n.
|
|
203 |
General |
bilgi paylaşımı |
knowledge sharing n.
|
|
204 |
General |
temel bilgi teknolojisi |
basic information technology n.
|
|
205 |
General |
bilgi toplumları |
information societies n.
|
|
206 |
General |
bilgi üretimi |
information production n.
|
|
207 |
General |
bilgi güncelleme |
information update n.
|
|
208 |
General |
ham bilgi |
raw information n.
|
|
209 |
General |
bilgi güncellemesi |
information update n.
|
|
210 |
General |
bilgi ya da iletişim engeli |
chinese wall n.
|
|
211 |
General |
uygulamaya yönelik bilgi |
applicable information n.
|
|
212 |
General |
uygulamaya dönük bilgi |
applicable information n.
|
|
213 |
General |
bilgi patlaması |
knowledge explosion n.
|
|
214 |
General |
bilgi işçisi |
knowledge worker n.
|
|
215 |
General |
bilgi yayma |
information dissemination n.
|
|
216 |
General |
bilgi beceri |
knowledge and skill n.
|
|
217 |
General |
bilgi notu |
annotation n.
|
|
218 |
General |
bilgi teknolojisi |
information technology infrastructure n.
|
|
219 |
General |
mali bilgi |
financial information n.
|
|
220 |
General |
gizli bilgi |
blind text n.
|
|
221 |
General |
bildirilmemiş bilgi |
unreported data n.
|
|
222 |
General |
biyometrik bilgi |
biometric information n.
|
|
223 |
General |
tasnifli bilgi |
classified information n.
|
|
224 |
General |
değişken bilgi |
variable information n.
|
|
225 |
General |
bilgi işlem uygulamaları |
data processing applications n.
|
|
226 |
General |
uygulamaya dönük bilgi |
application-oriented information n.
|
|
227 |
General |
uygulamaya yönelik bilgi |
application-oriented information n.
|
|
228 |
General |
engin bilgi |
in-depth knowledge n.
|
|
229 |
General |
aydınlatıcı (bilgi) |
eye-opener n.
|
|
230 |
General |
dillerarası bilgi geri alma |
cross-language information retrival n.
|
|
231 |
General |
bilgi felsefesi |
knowledge theory-philosophy n.
|
|
232 |
General |
bilgi fakirliği |
information-knowledge poverty n.
|
|
233 |
General |
bilgi teorisi |
knowledge theory-philosophy n.
|
|
234 |
General |
bilgi karayolu |
knowledge-information road n.
|
|
235 |
General |
gerçek zamanlı bilgi işlem |
real-time data processing n.
|
|
236 |
General |
yerel zamanlı bilgi işlem |
real-time data processing n.
|
|
237 |
General |
kendi hakkında bilgi verme |
self-revelation n.
|
|
238 |
General |
iktidar-bilgi |
power-knowledge n.
|
|
239 |
General |
bilgi türleri |
types-departments of knowledge n.
|
|
240 |
General |
eksik bilgi |
imperfect knowledge n.
|
|
241 |
General |
bilgi büfesi |
information kiosk n.
|
|
242 |
General |
haber veya bilgi veren kimse |
informant n.
|
|
243 |
General |
bilgi içeriği |
information content n.
|
|
244 |
General |
bilgi bombardımanı |
information overload n.
|
|
245 |
General |
bilgi alış-verişi |
information exchange n.
|
|
246 |
General |
bilgi isteyen kimse |
enquirer n.
|
|
247 |
General |
bilgi uçurumu |
knowledge gap n.
|
|
248 |
General |
bilgisayardan alınan bilgi |
output n.
|
|
249 |
General |
derin bilgi |
scholarship n.
|
|
250 |
General |
bilgi işlem yönetimi |
information processing management n.
|
|
251 |
General |
bilimsel bilgi |
scientific information n.
|
|
252 |
General |
mahrem bilgi |
classified information n.
|
|
253 |
General |
açıklanmamış bilgi |
undisclosed information n.
|
|
254 |
General |
bilgi talebi |
information request n.
|
|
255 |
General |
bilgi teknolojisi |
information technology n.
|
|
256 |
General |
bilgi alış verişinde kullanılan amerikan ulusal standart kodu |
american national standard code for information interchange n.
|
|
257 |
General |
bilgi ekonomisi |
learning economy n.
|
|
258 |
General |
bilgi ekonomisi |
knowledge-based economy n.
|
|
259 |
General |
bilgi ekonomisi |
economy of knowledge n.
|
|
260 |
General |
geniş bilgi |
extensive knowledge n.
|
|
261 |
General |
bölümlenmiş bilgi |
segmented information n.
|
|
262 |
General |
kısımlara ayrılmış bilgi |
segmented information n.
|
|
263 |
General |
bölümlere ayrılmış bilgi |
segmented information n.
|
|
264 |
General |
derin bilgi |
deep knowledge n.
|
|
265 |
General |
bilgi patlaması |
information explosion n.
|
|
266 |
General |
üstünkörü bilgi |
sketch knowledge n.
|
|
267 |
General |
bilgi işçisi |
intellectual worker n.
|
|
268 |
General |
bilgi işçisi |
brain worker n.
|
|
269 |
General |
bilgi kirliliği |
information pollution n.
|
|
270 |
General |
bilgi kirliliği |
infollution n.
|
|
271 |
General |
kesin bilgi |
exact information n.
|
|
272 |
General |
açıklayıcı bilgi |
comments n.
|
|
273 |
General |
(bilgi) yayımlama |
dissemination n.
|
|
274 |
General |
bilgi üretimi |
knowledge generation n.
|
|
275 |
General |
bilgi üretme |
knowledge generation n.
|
|
276 |
General |
kısa bilgi |
rundown n.
|
|
277 |
General |
temel bilgi |
core knowledge n.
|
|
278 |
General |
uygulamaya dönük bilgi |
practical information n.
|
|
279 |
General |
uygulamaya dönük bilgi |
operative information n.
|
|
280 |
General |
kodlanmış bilgi |
codified knowledge n.
|
|
281 |
General |
bilgi ve belge yönetimi |
information and document management n.
|
|
282 |
General |
kesin bilgi |
certain information n.
|
|
283 |
General |
bilgi işlem uzmanı |
IT specialist n.
|
|
284 |
General |
bilgi işlem daire başkanı |
head of IT department n.
|
|
285 |
General |
bilgi birlikteliği |
consilience n.
|
|
286 |
General |
genelgeçer bilgi |
the conventional/received wisdom n.
|
|
287 |
General |
töresel bilgi |
lore n.
|
|
288 |
General |
mesleki bilgi |
craft knowledge n.
|
|
289 |
General |
derin bilgi |
mastery n.
|
|
290 |
General |
evrensel bilgi |
universal knowledge n.
|
|
291 |
General |
bilgi verirken eğlendiren |
infotainer n.
|
|
292 |
General |
yansıtıcı bilgi |
reflective knowledge n.
|
|
293 |
General |
bilgi tasarımı |
information design n.
|
|
294 |
General |
bilgi dağarcığı |
knowledge n.
|
|
295 |
General |
alınan son bilgi |
the latest information received n.
|
|
296 |
General |
alınan son bilgi |
latest update on n.
|
|
297 |
General |
edinilen son bilgi |
the latest information received n.
|
|
298 |
General |
edinilen son bilgi |
latest update on n.
|
|
299 |
General |
somut bilgi |
perceptible information n.
|
|
300 |
General |
kavranabilir bilgi |
perceptible information n.
|
|
301 |
General |
algılanabilir bilgi |
perceptible information n.
|
|
302 |
General |
pozitif bilgi |
positive knowledge n.
|
|
303 |
General |
olaylara/gerçeklere dayanan bilgi |
factual information n.
|
|
304 |
General |
bilgi kuramcı |
epistemologist n.
|
|
305 |
General |
yazılı bilgi |
written information n.
|
|
306 |
General |
katolik bilgi merkezi |
catholic information center n.
|
|
307 |
General |
bilgi çeşmesi |
fountain of knowledge n.
|
|
308 |
General |
yaygın kanı/inanış/bilgi |
popular wisdom n.
|
|
309 |
General |
ilaç bilgi derneği |
drug information association n.
|
|
310 |
General |
kodlanabilir bilgi |
codifiable knowledge n.
|
|
311 |
General |
spor-bilgi programı |
sports-information program n.
|
|
312 |
General |
derin bilgi birikimi |
extensive knowledge n.
|
|
313 |
General |
yüksek bilgi birikimi |
extensive knowledge n.
|
|
314 |
General |
geniş bilgi birikimi |
vast knowledge n.
|
|
315 |
General |
geniş bilgi birikimi |
extensive knowledge n.
|
|
316 |
General |
derin bilgi birikimi |
wide knowledge n.
|
|
317 |
General |
derin bilgi birikimi |
vast knowledge n.
|
|
318 |
General |
geniş bilgi birikimi |
deep knowledge n.
|
|
319 |
General |
yüksek bilgi birikimi |
wide knowledge n.
|
|
320 |
General |
yüksek bilgi birikimi |
vast knowledge n.
|
|
321 |
General |
yüksek bilgi birikimi |
deep knowledge n.
|
|
322 |
General |
geniş bilgi birikimi |
wide knowledge n.
|
|
323 |
General |
gereksiz bilgi |
useless information n.
|
|
324 |
General |
bilgi çalışanı |
information worker n.
|
|
325 |
General |
genel bilgi toplama sistemi |
general information gathering system n.
|
|
326 |
General |
bilgi çağı |
knowledge era n.
|
|
327 |
General |
sağlıklı bilgi |
reliable information n.
|
|
328 |
General |
teknik bilgi özeti |
technical summary n.
|
|
329 |
General |
somut bilgi |
tangible data n.
|
|
330 |
General |
somut bilgi |
tangible information n.
|
|
331 |
General |
halktan kimselerin bir okulu ziyaret ederek okuldaki faaliyetler hakkında bilgi sahibi olabildiği gün |
open day n.
|
|
332 |
General |
bilimsel bilgi |
scientific knowledge (savoir savant) n.
|
|
333 |
General |
kent bilgi sistemi |
city information system n.
|
|
334 |
General |
şehir bilgi sistemi |
city information system n.
|
|
335 |
General |
şehir bilgi sistemi |
urban information system n.
|
|
336 |
General |
kent bilgi sistemi |
urban information system n.
|
|
337 |
General |
bilgi birikimi |
fund of knowledge n.
|
|
338 |
General |
bilgi birikimi |
accumulation of knowledge n.
|
|
339 |
General |
bilgi kirliliği |
info pollution n.
|
|
340 |
General |
bilgi temelli yaklaşım |
knowledge-based approach n.
|
|
341 |
General |
açıklayıcı bilgi |
explanatory information n.
|
|
342 |
General |
açıklayıcı bilgi |
descriptive information n.
|
|
343 |
General |
bilgi değişimi |
information exchange n.
|
|
344 |
General |
bilgi kırıntısı |
a small piece of information n.
|
|
345 |
General |
bilgi kırıntısı |
crumb n.
|
|
346 |
General |
bilgi kırıntısı |
bit of information n.
|
|
347 |
General |
bilgi kırıntısı |
crumb of information n.
|
|
348 |
General |
bilgi edinme |
acquisition of knowledge n.
|
|
349 |
General |
bilgi veya haber |
tiding n.
|
|
350 |
General |
gerçek bilgi |
true information n.
|
|
351 |
General |
diagnostik bilgi |
diagnostic information n.
|
|
352 |
General |
sığ bilgi |
shallow knowledge n.
|
|
353 |
General |
epizodik bilgi |
episodic knowledge n.
|
|
354 |
General |
ortaya çıkan bilgi |
revealed knowledge n.
|
|
355 |
General |
gizli bilgi |
need-to-know n.
|
|
356 |
General |
bilgi manyağı |
infomaniac n.
|
|
357 |
General |
bilgi platformu |
information platform n.
|
|
358 |
General |
dijital bilgi platformu |
digital information platform n.
|
|
359 |
General |
bilgi alanı |
bailiwick n.
|
|
360 |
General |
bilgi alma |
debriefing n.
|
|
361 |
General |
yanlış bilgi verme |
disinformation n.
|
|
362 |
General |
içerik hakkında keyif kaçırıcı bilgi uyarısı |
spoiler alert n.
|
|
363 |
General |
baltalayıcı/deşifre edici (yayınlaşmış) bilgi uyarısı |
spoiler alert n.
|
|
364 |
General |
ufak bilgi |
factoid n.
|
|
365 |
General |
bilgi notu |
backgrounder n.
|
|
366 |
General |
bilgi ve beceri |
knowledge and skill n.
|
|
367 |
General |
havaalanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekranlar |
interactive kiosks n.
|
|
368 |
General |
hava alanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekran |
interactive kiosk n.
|
|
369 |
General |
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular |
talking point n.
|
|
370 |
General |
alınmış/kabul edilmiş bilgi |
received knowledge n.
|
|
371 |
General |
düzenleyici bilgi |
regulatory information n.
|
|
372 |
General |
yetersiz bilgi |
insufficient/inadequate information n.
|
|
373 |
General |
çığır açıcı bilgi |
breakthrough information n.
|
|
374 |
General |
somut veri/bilgi |
hard data n.
|
|
375 |
General |
soyut veri/bilgi |
soft data n.
|
|
376 |
General |
rakamlara/somut delillere dayalı bilgi |
hard data n.
|
|
377 |
General |
bilgi kurdu |
infovore n.
|
|
378 |
General |
Bilgi yaratma |
knowledge creation n.
|
|
379 |
General |
bilgi oluşturma |
knowledge creation n.
|
|
380 |
General |
bilgi sarmalı |
knowledge spiral n.
|
|
381 |
General |
bilgi sarmalı |
spiral of knowledge n.
|
|
382 |
General |
yapışkan bilgi |
sticky knowledge n.
|
|
383 |
General |
bilgi dönüşümü |
knowledge conversion n.
|
|
384 |
General |
temel bilgi |
rudiment n.
|
|
385 |
General |
ön bilgi |
rudiment n.
|
|
386 |
General |
tahmini bilgi |
predictive information n.
|
|
387 |
General |
ilgi çekmeyen bilgi |
dry fact n.
|
|
388 |
General |
bilgi hakları ve yükümlülükleri |
information rights and obligations n.
|
|
389 |
General |
yeterli bilgi |
adequate information n.
|
|
390 |
General |
noter bilgi sistemi |
notary information system n.
|
|
391 |
General |
bilgi-eğlence ("info"rmation-enter"tainment") |
infotainment n.
|
|
392 |
General |
halktan kimselerin bir itfaiye istasyonunu ziyaret ederek istasyondaki faaliyetler hakkında bilgi sahibi olabildiği gün |
open day n.
|
|
393 |
General |
bilgi ögeleri |
knowledge elements n.
|
|
394 |
General |
yerli bilgi |
indigenous knowledge n.
|
|
395 |
General |
temel dini bilgi |
basic religious knowledge n.
|
|
396 |
General |
yanlış bilgi veren kimse |
misinformant n.
|
|
397 |
General |
yanlış bilgi veren kimse |
misinformer n.
|
|
398 |
General |
kısa özet bilgi |
quick fact n.
|
|
399 |
General |
ayrıntılı bilgi |
comprehensive information n.
|
|
400 |
General |
bir ekranda bir kerede görünür bilgi miktarı |
screenful n.
|
|
401 |
General |
bilgi eksikliği |
incognizance n.
|
|
402 |
General |
geniş bilgi tabanı |
broad base of knowledge n.
|
|
403 |
General |
içeriden alınmış güvenilir bilgi |
hot tip n.
|
|
404 |
General |
zamanında verilen ve kullanışlı olan tavsiye veya bilgi |
hot tip n.
|
|
405 |
General |
görsel veya yazılı yayınlarda hikayenin olay örgüsü ile ilgili sızdırılan bilgi |
spoiler n.
|
|
406 |
General |
anahtar bilgi |
key information n.
|
|
407 |
General |
bilgi çesmesi |
fount of knowledge n.
|
|
408 |
General |
bilgi birikimi |
know how n.
|
|
409 |
General |
bir toplum tarafından paylaşılan tüm bilgi ve değerler |
acculturation n.
|
|
410 |
General |
güvenilir bilgi kaynağı |
bible n.
|
|
411 |
General |
klinik bilgi |
clinical information n.
|
|
412 |
General |
bilgi/istihbarat savaşı |
iwar (information warfare) n.
|
|
413 |
General |
son bilgi |
late-breaking information n.
|
|
414 |
General |
istatistiksel bilgi |
statistical information n.
|
|
415 |
General |
son gelişmeler ile ilgili bilgi sahibi |
abreast n.
|
|
416 |
General |
bilişim şirketinde bilgi aktarımını sağlayan fiziksel altyapının hasar görmesi sonucunda hiçbir işin yapılamadığı gün |
backhoe day n.
|
|
417 |
General |
tablo haline getirilmiş bilgi |
tabular matter n.
|
|
418 |
General |
bilgi eksikliği |
agnosy n.
|
|
419 |
General |
bilgi sızıntısı |
information leakage n.
|
|
420 |
General |
öğrenim yoluyla edinilen bilgi |
lair [scottish] n.
|
|
421 |
General |
bilgi aktarım yolu |
channel n.
|
|
422 |
General |
iletişim teorisinde bilgi aktarımında kullanılan sözlü ve yazılı araçlar |
channel n.
|
|
423 |
General |
bilgi aktaran kimse |
channel n.
|
|
424 |
General |
bilgi yokluğu veya eksikliği |
noninformation n.
|
|
425 |
General |
engin bilgi ve kültüre sahip kimse |
renaissance n.
|
|
426 |
General |
bilgi vermeyen |
newsless n.
|
|
427 |
General |
oyun, yarış gibi etkinliklerde yüksekte duran bilgi panosu |
telegraph n.
|
|
428 |
General |
bilgi masası |
info desk n.
|
|
429 |
General |
bilgi veya ilgi alanı |
terrain n.
|
|
430 |
General |
soyut bilgi |
theory n.
|
|
431 |
General |
aydınlatıcı bilgi veren kaynak |
torch n.
|
|
432 |
General |
bilgi alanı |
turf n.
|
|
433 |
General |
belirli bir konuda pratik bilgi sağlayan öğretici yayın |
tutorial n.
|
|
434 |
General |
detaylı bilgi veren |
elaborator n.
|
|
435 |
General |
talep, savunma veya tartışma esnasında kullanılabilecek bilgi |
ammunition n.
|
|
436 |
General |
az bilgi sahibi olma |
unacquaintedness n.
|
|
437 |
General |
bilgi sahibi olmama |
unacquaintedness n.
|
|
438 |
General |
bir işin yapılması için gereken bilgi donanımı |
equipment n.
|
|
439 |
General |
gizliden bilgi alma |
elicitation n.
|
|
440 |
General |
bilgi günü |
info day n.
|
|
441 |
General |
küçük ilginç haber, bilgi veya söz |
snippet n.
|
|
442 |
General |
bilgi formu |
factsheet n.
|
|
443 |
General |
derin akademik bilgi |
eruditeness n.
|
|
444 |
General |
gizlilik sözleşmesi imzalamış bilgi çalışanı |
zombie n.
|
|
445 |
General |
sınırlı bilgi |
scanty information n.
|
|
446 |
General |
kısıtlı bilgi |
scanty information n.
|
|
447 |
General |
(sır/bilgi) açıklanma |
leakage n.
|
|
448 |
General |
(sır/bilgi) sızma |
leakage n.
|
|
449 |
General |
(sır/bilgi) ifşa |
leakage n.
|
|
450 |
General |
ıvır zıvır bilgi |
factlet n.
|
|
451 |
General |
gizli bilgi |
bibful n.
|
|
452 |
General |
bilgi ve deneyimi sağduyu ve içgörü ile kullanma özelliği |
wiseness n.
|
|
453 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
marriage lines n.
|
|
454 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
line of marriage n.
|
|
455 |
General |
gizli bilgi |
wind n.
|
|
456 |
General |
bilgi çarpıtma |
disinformation n.
|
|
457 |
General |
elde edilip başkasına aktarılan bilgi |
witting [uk] n.
|
|
458 |
General |
hakkında bilgi sahibi olunmayan alan |
blind spot n.
|
|
459 |
General |
bilgi bütünü |
body n.
|
|
460 |
General |
bilgi miktarı |
body n.
|
|
461 |
General |
bilgi kaynağının doğrudanlık derecesi |
hand n.
|
|
462 |
General |
belirli bir konuda engin bilgi sahibi kimse |
mayvin n.
|
|
463 |
General |
bilginin türleri, alanları, işlevleri veya ön koşulları hakkındaki bilgi |
metaknowledge n.
|
|
464 |
General |
kısıtlı okuyucu kitlesine, genellikle abonelik sistemi ile özel bilgi akışı sağlayan online yayıncılık |
micropublishing n.
|
|
465 |
General |
genel bilgi ansiklopedisi |
book of knowledge n.
|
|
466 |
General |
kitaplardan edinilen bilgi |
booklore n.
|
|
467 |
General |
ticari kuruluşun bilgi verme amacıyla kullandığı telefon hattı |
helpline n.
|
|
468 |
General |
(birine) soru sorarak bilgi toplama |
brain-picking n.
|
|
469 |
General |
(birine) soru sorarak bilgi toplama |
brain picking n.
|
|
470 |
General |
deneyime dayalı bilgi |
heurism n.
|
|
471 |
General |
deneyimsel bilgi |
heurism n.
|
|
472 |
General |
az bilinen bilgi alanı |
hinterland n.
|
|
473 |
General |
seks ve yakınlık yoluyla bilgi toplayan casus |
honeypot n.
|
|
474 |
General |
bilgi ve deneyim aralığı |
horizon n.
|
|
475 |
General |
yanlış bilgi |
misintelligence n.
|
|
476 |
General |
manastırlar hakkında bilgi veren kitap |
monasticon n.
|
|
477 |
General |
avuç içinde, parmakların altında yer alan ve el falcıları tarafından mizaca ve kişisel özelliklere dair bilgi verdiğine inanılan küçük et çıkıntısı |
mountain n.
|
|
478 |
General |
gizli bilgi verilmiş kimse |
repository n.
|
|
479 |
General |
bilgi alan |
informee n.
|
|
480 |
General |
bilgi gizliliği |
hush n.
|
|
481 |
General |
kamusal bilgi |
light n.
|
|
482 |
General |
gerçek bilgi |
lowdown n.
|
|
483 |
General |
salt bilgi |
lowdown n.
|
|
484 |
General |
tanımlanamaz bilgi veya gücün doğrudan ve sezgisel olarak elde edilebileceğini varsayan kuram |
mysticism n.
|
|
485 |
General |
(yanlış/hatalı) bilgi salgını |
infodemic n.
|
|
486 |
General |
bm komitesinin duruma ilişkin bilgi toplayıp raporlamak üzere özel bir bölgeye gönderdiği yetkili |
observer n.
|
|
487 |
General |
bilgi karmaşası |
information confusion n.
|
|
488 |
General |
el yazısı türleri hakkında bilgi sahibi olan kimse |
chirographist n.
|
|
489 |
General |
nihai bilgi |
daat n.
|
|
490 |
General |
esas bilgi |
daat n.
|
|
491 |
General |
faaliyet, bilgi ve sorumluluk alanı |
department n.
|
|
492 |
General |
faaliyet, bilgi ve sorumluluk dünyası |
department n.
|
|
493 |
General |
müşterilerine bilgi edinme hizmeti sunan büro |
detective agency n.
|
|
494 |
General |
şirket yetkililerinin şirketin gelecek satışları, kazancı ve ürün beklentileri ile alakalı verdikleri bilgi |
guidance n.
|
|
495 |
General |
ileride kullanılmak üzere tutulan bilgi, anı |
hoard n.
|
|
496 |
General |
abd'de bulunan büyük bir sağlık bilgi sistemleri firması |
idx n.
|
|
497 |
General |
geniş bilgi dağarcığı |
multiscience n.
|
|
498 |
General |
(blog veya sosyal medya hesabında) çok fazla kişisel bilgi ifşa etme |
overshare n.
|
|
499 |
General |
(dedikodu, bilgi veya haberlerin yayıldığı) kanal |
round n.
|
|
500 |
General |
(dedikodu, bilgi veya haberlerin yayıldığı) aracı |
round n.
|
|