eğilmek

Sens de "eğilmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 61 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	eğilmek	lean v.
That painting is leaning to the left. Bu resim sola doğru eğilmiş. More Sentences
2	Common Usage	eğilmek	bend v.
She bent and picked up the flower pot. Eğilerek saksıyı eline aldı. More Sentences
General
3	General	eğilmek	yield v.
Over time, front doors will yield because of constant blows of strong winds and heavy rains. Ön kapılar güçlü rüzgarların ve şiddetli yağmurların sürekli darbeleri nedeniyle zamanla eğilecektir. More Sentences
4	General	eğilmek	bend v.
The palm trees bent before the strong wind. Palmiye ağaçları kuvvetli rüzgar karşısında eğildi. More Sentences
5	General	eğilmek	bow v.
There must be no bowing to political pressures. Siyasi baskılara boyun eğilmemelidir. More Sentences
6	General	eğilmek	lean out v.
Do not lean out of the window. Pencereden eğilmeyin. More Sentences
7	General	eğilmek	bend over v.
Tom bent over to pick up a coin that was on the floor. Tom yerdeki parayı almak için eğildi. More Sentences
8	General	eğilmek	duck v.
Duck! Eğil! More Sentences
9	General	eğilmek	stoop v.
Tom stooped and picked up the coin. Tom eğildi ve parayı aldı. More Sentences
10	General	eğilmek	droop v.
Your head is starting to droop. Başın öne eğilmeye başlıyor. More Sentences
11	General	eğilmek	bend to v.
Jim dropped his pen and bent to pick it up. Jim, kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi. More Sentences
12	General	eğilmek	give v.
The bamboo gave but did not break. Bambu eğildi ama kırılmadı. More Sentences
13	General	eğilmek	tilt v.
Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks. Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın. More Sentences
Phrasals
14	Phrasals	eğilmek	lean down v.
Tom leaned down to listen. Tom dinlemek için eğildi. More Sentences
15	Phrasals	eğilmek	stoop down v.
He stooped down to put on his shoes. O, ayakkabılarını giymek için eğildi. More Sentences
16	Phrasals	eğilmek	stoop down v.
He stooped down to put on his shoes. Ayakkabılarını giymek için eğildi. More Sentences
17	Phrasals	eğilmek	lean in v.
Tom leaned in to kiss Mary. Tom, Mary'yi öpmek için eğildi. More Sentences
Idioms
18	Idioms	eğilmek	lean to v.
This house is leaning to one side. Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor. More Sentences
Technical
19	Technical	eğilmek	lean v.
She leaned over the railings to see him. Onu görmek için parmaklıkların üzerinden eğildi. More Sentences
Common Usage
20	Common Usage	eğilmek	incline v.
General
21	General	eğilmek	decline v.
22	General	eğilmek	sway v.
23	General	eğilmek	turn v.
24	General	eğilmek	hang v.
25	General	eğilmek	strain v.
26	General	eğilmek	tip v.
27	General	eğilmek	double v.
28	General	eğilmek	double up v.
29	General	eğilmek	buckle v.
30	General	eğilmek	spring v.
31	General	eğilmek	dip v.
32	General	eğilmek	cant over v.
33	General	eğilmek	curve v.
34	General	eğilmek	cant v.
35	General	eğilmek	hang over v.
36	General	eğilmek	fall down v.
37	General	eğilmek	sag v.
38	General	eğilmek	bend down v.
39	General	eğilmek	indine v.
40	General	eğilmek	groom v.
41	General	eğilmek	warp v.
42	General	eğilmek	stoop over v.
43	General	eğilmek	cant v.
44	General	eğilmek	trip v.
45	General	eğilmek	bow [obsolete] v.
46	General	eğilmek	buck v.
47	General	eğilmek	overbend v.
48	General	eğilmek	beck [scotland] v.
Phrasals
49	Phrasals	eğilmek	hunch over v.
50	Phrasals	eğilmek	get down v.
51	Phrasals	eğilmek	hunker down v.
52	Phrasals	eğilmek	fold down v.
Technical
53	Technical	eğilmek	slant v.
54	Technical	eğilmek	tilt v.
55	Technical	eğilmek	incline v.
56	Technical	eğilmek	yield v.
57	Technical	eğilmek	defect v.
58	Technical	eğilmek	buckle v.
Archaic
59	Archaic	eğilmek	devall v.
60	Archaic	eğilmek	curb v.
Slang
61	Slang	eğilmek	scronch [dated] v.

Sens de "eğilmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 144 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	korkuyla eğilmek	cringe v.
I cringe every time I think about Tom. Tom'u her düşündüğümde korkuyla eğilirim. More Sentences
2	General	üzerine eğilmek	lean over v.
Tom leaned over the banister. Tom korkuluk üzerine eğildi. More Sentences
Phrasals
3	Phrasals	öne eğilmek	bend forward v.
Tom bent forward. Tom öne eğildi. More Sentences
4	Phrasals	öne eğilmek	lean forward v.
She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss. Gözlerini kapattı, dudaklarını büzdü ve bir öpücük için öne eğildi. More Sentences
5	Phrasals	öne doğru eğilmek	lean forward v.
Tom leaned forward and kissed Mary. Tom öne doğru eğildi ve Mary'yi öptü. More Sentences
6	Phrasals	(öne doğru) hızla eğilmek	duck down v.
Tom ducked down behind his car. Tom arabasının arkasında hızla eğildi. More Sentences
7	Phrasals	(bir şeyden) dışarı sarkmak/eğilmek	lean out (of something) v.
Don't lean out the window. Pencereden dışarı sarkma. More Sentences
8	Phrasals	(birine/bir şeye) doğru eğilmek	lean toward (someone or something) v.
Tom leaned toward Mary and whispered something. Tom Mary'ye doğru eğildi ve bir şeyler fısıldadı. More Sentences
General
9	General	tahta vb eğilmek	yield v.
10	General	önünde saygı ile eğilmek	revere v.
11	General	üstüne eğilmek	stoop over v.
12	General	saygıyla eğilmek	vail v.
13	General	eğilmek (öne)	stoop v.
14	General	yana eğilmek	slant v.
15	General	bir yöne doğru eğilmek	tilt v.
16	General	bir yana eğilmek	tip v.
17	General	öne doğru eğilmek	stoop v.
18	General	öne eğilmek	bend down v.
19	General	üzerine eğilmek	involve oneself in v.
20	General	üzerine eğilmek	concern oneself with v.
21	General	saygıyla eğilmek	fall down v.
22	General	yeniden üzerine eğilmek	refocus v.
23	General	birisinin önünde saygıyla eğilmek	bow respectfully to someone v.
24	General	birisinin önünde saygıyla eğilmek	bow respectfully before someone v.
25	General	almak için yere eğilmek	kneel down to pick it up v.
26	General	(sorunların) üzerine eğilmek	address v.
27	General	bir şeyi almak için yere eğilmek	bend over to pick something up v.
28	General	yere eğilmek	nod v.
29	General	belli bir açıda eğilmek	tilt at v.
30	General	çöp veya küçük tahta parçaları toplamak için eğilmek	emu-bob v.
31	General	korkuyla eğilmek	winge v.
32	General	aşağı doğru eğilmek	bow v.
33	General	kare dansında diğer dansçıya doğru eğilmek	honor v.
34	General	dans partnerine doğru eğilmek	honour v.
35	General	öne doğru eğilmek	lout v.
36	General	korku içinde eğilmek	dare [obsolete] v.
37	General	işe eğilmek	grapple v.
38	General	(mum veya lamba alevi) rüzgar esintisinde aşağı doğru eğilmek	gutter v.
39	General	üzerine eğilmek	overbend v.
40	General	fazlası ile üzerine eğilmek	overweight v.
41	General	yere eğilmek	duck v.
42	General	(direk) tepesinden eğilmek	drift v.
43	General	içe doğru eğilmek	incurve v.
44	General	saygıyla eğilmek	crouch [obsolete] v.
45	General	(yabani kedi) bacaklar bükük şekilde yere eğilmek	crouch v.
46	General	hürmetle eğilmek	crouch v.
47	General	dışbükey şekilde dışa doğru eğilmek	convex v.
48	General	öne eğilmek	flag v.
49	General	yana eğilmek	slent [dialect] [uk] v.
Phrasals
50	Phrasals	öne eğilmek	hang down v.
51	Phrasals	sırtına eğilmek	slump behind (someone or something) v.
52	Phrasals	belden eğilmek	buckle up v.
53	Phrasals	bacaklarını kırmadan eğilmek	buckle up v.
54	Phrasals	öne doğru eğilmek	buckle up v.
55	Phrasals	içe doğru eğilmek/kıvrılmak	bend in v.
56	Phrasals	içeriye eğilmek	bend in v.
57	Phrasals	geriye eğilmek	bend back v.
58	Phrasals	geriye doğru eğilmek	bend back v.
59	Phrasals	ileriye doğru eğilmek	lean forward v.
60	Phrasals	ileri eğilmek	lean forward v.
61	Phrasals	yere eğilmek	bend down v.
62	Phrasals	(bir şeyin ağırlığından) sarkmak/eğilmek	droop under something v.
63	Phrasals	(bir şeyin ağırlığından) sarkmak/eğilmek	sag under something v.
64	Phrasals	yere doğru eğilmek	bend down v.
65	Phrasals	(tehlike anında vb) eğilmek	remain down v.
66	Phrasals	(tehlike anında vb) eğilmek	keep down v.
67	Phrasals	(tehlike anında vb) eğilmek	stay down v.
68	Phrasals	aşağı sarkmak/eğilmek/bükülmek	sag down v.
69	Phrasals	(birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek	fall (down) at something v.
70	Phrasals	(saygıyla, özür dileyerek) eğilmek	grovel in (something) v.
71	Phrasals	(bir şeye/tarafa) eğilmek	sway to (something) v.
72	Phrasals	(bir şeye/tarafa) eğilmek	sway toward (something) v.
73	Phrasals	(bir şeye) doğru eğilmek	lean in (to something) v.
74	Phrasals	birine/bir şeye doğru eğilmek	incline toward someone or something v.
75	Phrasals	öne doğru eğilmek	lean across (someone or something) v.
76	Phrasals	(bir şeyin) üstüne eğilmek	lean across (someone or something) v.
77	Phrasals	öne doğru eğilmek	lean across someone or something v.
78	Phrasals	bir şeyin üstüne eğilmek	lean across someone or something v.
79	Phrasals	'-in üzerine eğilmek	make with v.
80	Phrasals	dikkatle üzerine eğilmek	bear down v.
81	Phrasals	(bir şeyin) dikkatle üzerine eğilmek	bear down on (something) v.
82	Phrasals	önünde eğilmek	bow before v.
83	Phrasals	birinin/bir şeyin önünde eğilmek	bow before someone or something v.
84	Phrasals	birinin/bir şeyin önünde saygıyla eğilmek	bow before someone or something v.
85	Phrasals	(bir duruma) eğilmek	come at (something) v.
86	Phrasals	önünde eğilmek	fall at v.
87	Phrasals	(saygıyla, özür dileyerek) eğilmek	grovel in v.
88	Phrasals	-e doğru eğilmek/kambur durmak	hunch over v.
89	Phrasals	öne doğru eğilmek	incline forward v.
90	Phrasals	öne eğilmek	incline forward v.
91	Phrasals	-e doğru eğilmek	incline toward v.
92	Phrasals	(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek	kneel before (someone or something) v.
93	Phrasals	(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek	kneel down before (someone or something) v.
94	Phrasals	öne doğru eğilmek	lean across v.
95	Phrasals	üstüne eğilmek	lean across v.
96	Phrasals	-den dışarı sarkmak/eğilmek	lean out of v.
97	Phrasals	(herhangi bir tarafa) meyletmek/eğilmek	list to (some direction) v.
98	Phrasals	(bir şeye) doğru meyletmek/eğilmek	list to (some direction) v.
99	Phrasals	(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek	prostrate (oneself) before (someone or something) v.
100	Phrasals	(bir şeyden) dolayı (birinin/bir şeyin) önünde saygı ile eğilmek	revere (someone or something) for (something) v.
101	Phrasals	-e doğru eğilmek	slant toward v.
102	Phrasals	(birinin/bir şeyin) arkasına eğilmek	slouch behind (someone or something) v.
103	Phrasals	(bir şeye) doğru eğilmek	tilt toward (something) v.
Phrases
104	Phrases	birinin önünde saygıyla eğilmek	be i̇n awe of someone v.
105	Phrases	birinin önünde saygıyla eğilmek	stand in awe of someone v.
106	Phrases	birinin önünde saygıyla eğilmek	be i̇n awe of someone v.
107	Phrases	birinin önünde saygıyla eğilmek	stand in awe of someone v.
108	Phrases	(birine/bir şeye) doğru eğilmek	slant toward (someone or something) v.
109	Phrases	birine/bir şeye doğru eğilmek	slant toward someone or something v.
110	Phrases	birinin/bir şeyin üstüne doğru eğilmek	slant toward someone or something v.
Colloquial
111	Colloquial	bir işin üzerine ciddiyetle eğilmek	mean business v.
112	Colloquial	birinin gücü önünde eğilmek	bend one's strength v.
113	Colloquial	ellerinin ve dizlerinin üstünde eğilmek/yere çömelmek	get down on all fours v.
Idioms
114	Idioms	birinin önünde eğilmek	bow down before (someone) v.
115	Idioms	geriye/arkaya doğru eğilmek	bend over backwards v.
116	Idioms	ayakları önünde eğilmek	bow at the feet of v.
117	Idioms	bir tarafa meyletmek/eğilmek	list to a direction v.
118	Idioms	birisinin önünde (saygıdan/korkudan) eğilmek	bow before someone v.
119	Idioms	işe eğilmek	get to grips with v.
120	Idioms	işe eğilmek	come to grips with v.
121	Idioms	konuya eğilmek	give some thought to something v.
122	Idioms	önünde eğilmek	prostrate oneself before v.
123	Idioms	(korkuyla, korkudan) yere eğilmek	cower down with (some emotion) v.
124	Idioms	sosyal statüsü yüksek birinin önünde eğilmek	touch your forelock v.
125	Idioms	sosyal statüsü yüksek birinin önünde eğilmek	tug your forelock v.
126	Idioms	(birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek	fall down at (one's) feet v.
127	Idioms	basınçla eğilmek	give a little v.
128	Idioms	yerlere kadar eğilmek	kiss the ground v.
129	Idioms	saygı göstergesi olarak yerlere kadar eğilmek	kiss the ground v.
130	Idioms	saygı göstergesi olarak önünde eğilmek	kiss the ground v.
131	Idioms	(birinin/bir şeyin) önünde saygıyla eğilmek	be in awe (of someone or something) v.
132	Idioms	(birinin) önünde eğilmek	fall at (one's) feet v.
133	Idioms	konuya eğilmek	give some thought to v.
134	Idioms	bir konuya eğilmek	give thought to (something) v.
Technical
135	Technical	bir yöne eğilmek	sway v.
136	Technical	basınç ile eğilmek	buckle v.
Marine
137	Marine	yana eğilmek	careen v.
138	Marine	içe doğru eğilmek	tumble home v.
Geology
139	Geology	ufuk düzleminin aşağısına eğilmek	dip v.
Music
140	Music	dörder çiftten oluşan grupların yaptığı dansta partnerin önünde eğilmek	salute v.
Archaic
141	Archaic	geriye doğru eğilmek	reflect v.
142	Archaic	geriye eğilmek	reflect v.
143	Archaic	yere eğilmek	devall v.
144	Archaic	öne eğilmek	devall v.