gidermek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gidermek



"gidermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gidermek remove f.
General
gidermek eliminate f.
gidermek stop f.
gidermek fulfill f.
gidermek quench f.
gidermek obviate f.
gidermek dissipate f.
gidermek dissolve something away f.
gidermek fulfil f.
gidermek gratify f.
gidermek disperse f.
gidermek avert f.
gidermek allay f.
gidermek compensate f.
gidermek erase f.
gidermek overcome f.
gidermek slough off f.
gidermek efface f.
gidermek resolve f.
gidermek repair f.
gidermek supply f.
gidermek cease f.
gidermek retrench f.
gidermek smooth away f.
gidermek slake f.
gidermek dispel f.
gidermek appease f.
gidermek dissolve something f.
gidermek satisfy f.
gidermek clear f.
gidermek get around f.
gidermek remove f.
gidermek counteract f.
gidermek obtund f.
gidermek sate f.
gidermek abate f.
gidermek rase f.
gidermek remble [obsolete] f.
gidermek remue [french] f.
gidermek appoint one's self f.
gidermek lay f.
gidermek rid f.
gidermek good [dialect] f.
gidermek cleanse f.
gidermek prescind f.
gidermek scrub f.
gidermek sloken f.
gidermek still f.
gidermek succor [us] f.
gidermek succour [uk] f.
Phrasals
gidermek iron out f.
gidermek smooth out f.
gidermek put down f.
gidermek wash away f.
gidermek rub out f.
Colloquial
gidermek rid out [us] f.
Idioms
gidermek make good f.
Trade/Economic
gidermek overcome f.
Technical
gidermek iron out f.
gidermek dress out f.
gidermek remove f.
Automotive
gidermek removal f.
Archaic
gidermek aggrate f.
gidermek alay f.
gidermek stanch f.

"gidermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uyuşmazlığı gidermek paper over the cracks i.
zayıflığı gidermek minimize a weakness i.
mineralini gidermek demineralize f.
bir yerde bir şeyi aramak veya merakını gidermek için etrafı karıştırmak poke around in f.
açlığını gidermek appease f.
gidermek (susuzluk) quench f.
dolaşıklığını gidermek disentangle f.
açık gidermek meet the deficit f.
endişesini gidermek take a load off one's mind f.
resmiyeti gidermek break the ice f.
tozu gidermek settle the dust f.
yapraklarını gidermek defoliate f.
tüyleri gidermek depilate f.
sihirini gidermek disenchant f.
kusurlarını gidermek (bir aygıt veya sistemin) debug f.
gidermek (susuzluk, açlık vb) slake f.
tahrişi gidermek abirritate f.
kutuplaşmasını gidermek depolarization f.
ütüleyerek buruşuklukları gidermek iron out f.
ihtiyacı gidermek meet the need f.
gidermek (bulutları/sisi) be in the clear f.
gidermek (susuzluğu) quench f.
aralarındaki anlaşmazlıkları uzlaşma yoluyla gidermek accommodate their differences f.
şüphesini gidermek straighten somebody out f.
şüphesini gidermek straighten out f.
eksikliğini gidermek provide someone with f.
mumunu gidermek dewax f.
gidermek (susuzluğunu) slake f.
bir yerde bir şeyi aramak veya merakını gidermek için etrafı karıştırmak poke about f.
gümüşünü gidermek desilverize f.
etkinliğini gidermek deactivate f.
kısmen gidermek alleviate f.
gidermek (açlık) appease f.
aradaki anlaşmazlığı gidermek patch things up f.
pürüz ve çapakları gidermek burr f.
eksikliklerini gidermek (belirli bir şey yaparak) supplement by f.
rutubetini gidermek dehumidify f.
buruşukluklarını gidermek smooth f.
çinkosunu gidermek dezinc f.
şüpheleri gidermek clear the air f.
(aralarındaki anlaşmazlıkları) gidermek compose f.
nemini gidermek dehumidify f.
parlaklığını gidermek deaden f.
şüphesini gidermek disarm f.
susuzluğunu gidermek quench f.
karışıklığı gidermek unclutter f.
suyunu gidermek dewater f.
susuzluğunu gidermek slake one's thirst f.
mikroplarını gidermek pasteurize f.
zamk gidermek boil off f.
mineralini gidermek demineralise f.
şüphelerini ve endişelerini tekrar gidermek reassure f.
eksikliğini gidermek provide for someone f.
gidermek (hastalığı) clear up f.
eksikleri gidermek make up a shortage f.
kokusunu gidermek deodorize f.
susuzluğunu gidermek quench one's thirst f.
gidermek (pürüz/sorun vb'ni) iron out f.
ihtiyacı gidermek fulfill the need f.
eksikliğini gidermek cover up one's deficiency f.
mıknatıslığını gidermek demagnetize f.
tozunu gidermek dedust f.
susuzluğunu gidermek slake f.
tuzunu gidermek desalt f.
arızayı gidermek repair f.
kokusunu gidermek deodorise f.
kumunu gidermek desand f.
mineralini gidermek be demineralized f.
yorgunluğunu gidermek unwind f.
gidermek (susuzluk vb) slake f.
(susuzluğunu) gidermek slake f.
önyargıyı gidermek overcome prejudice f.
önyargıyı gidermek eliminate any bias f.
önyargıları gidermek eliminate any bias f.
önyargıları gidermek overcome prejudice f.
önyargıyı gidermek eradicate prejudice f.
önyargıyı gidermek eliminate prejudice f.
zararı gidermek make good losses f.
zararı gidermek make good a damage f.
zararı gidermek make good a loss f.
zararı gidermek make good damages f.
gidermek (endişe vb) quell f.
hasret gidermek fulfill one's longing f.
merakını gidermek satisfy somebody's curiosity f.
arıza gidermek repair a breakdown f.
sorun gidermek troubleshoot f.
zaman açığını gidermek catch up on f.
tadını gidermek take the taste away f.
dolaşıklığını gidermek unreave f.
problemi gidermek overcome the problem f.
problemi gidermek solve the problem f.
hasarı gidermek repair the damage f.
hasarı gidermek relieve the damage f.
zararı gidermek recoup the loss f.
hatayı gidermek correct the fault f.
hatalarını gidermek correct one's faults f.
hatayı gidermek rectify the mistake f.
hatalarını gidermek repair one's faults f.
hatalarını gidermek clear one's errors f.
hatayı gidermek correct the error f.
hatalarını gidermek fix one's faults f.
hatayı gidermek fix the fault f.
hatayı gidermek repair the fault f.
hatayı gidermek rectify the error f.
hatalarını gidermek correct one's errors f.
hatayı gidermek rectify the fault f.
hatalarını gidermek rectify one's errors f.
hatayı gidermek put right the mistake f.
hatayı gidermek correct the mistake f.
hatalarını gidermek rectify one's faults f.
hatalarını gidermek remove one's errors f.
zararı gidermek indemnify a loss f.
zararı gidermek recover loss f.
hasar gidermek recover damage f.
hasar gidermek correct the damage f.
eksikliklerini gidermek correct one's deficiencies f.
zehiri gidermek detoxify f.
özlem gidermek fulfill one's longing f.
tıkanıklığı gidermek clear the blockage f.
kusuru gidermek correct a mistake f.
tıkanıklığı gidermek remove the blockage f.
kusuru gidermek rectify a mistake f.
kusuru gidermek put right a mistake f.
ihtiyaçları gidermek satisfy the needs f.
ihtiyaçları gidermek fulfil the needs f.
ihtiyaçları gidermek cover the needs f.
ihtiyaçları gidermek meet the needs f.
uyuyarak gidermek sleep off f.
endişe gidermek relieve anxiety f.
endişe gidermek reduce anxiety f.
endişe gidermek dispel anxiety f.
endişe gidermek ease worry f.
endişe gidermek allay anxiety f.
fakirliği gidermek alleviate the poverty f.
endişe gidermek alleviate anxiety f.
eksiklikleri gidermek correct the deficiencies f.
eksiklikleri gidermek overcome the deficiencies f.
ihtiyacını gidermek satisfy one's need f.
ihtiyacını gidermek fulfil one's need f.
ihtiyacını gidermek meet one's need f.
yetersizliği gidermek remedy the deficiency f.
sorunu gidermek resolve the problem f.
yetersizliği gidermek overcome the deficiency f.
yetersizliği gidermek correct the deficiency f.
ağrıyı gidermek dull the pain f.
yetersizliği gidermek make up the deficiency f.
sorunu gidermek clear up the problem f.
sorunu gidermek solve the problem f.
ağrıyı gidermek deaden the pain f.
ağrıyı gidermek stop the pain f.
sorunu gidermek overcome the problem f.
sorunu gidermek cure the problem f.
yetersizliği gidermek overcome the inadequacy f.
ağrıyı gidermek kill the pain f.
görüş ayrılıklarını gidermek resolve the disagreements f.
enfeksiyon gidermek fight off the infection f.
görüş ayrılıklarını gidermek solve the disagreements f.
görüş ayrılıklarını gidermek settle the disagreements f.
enfeksiyon gidermek kill the infection f.
zayıf yönlerini veya kusurlarını gidermek mend one's fence f.
yoksulluğu gidermek eliminate the poverty f.
yoksulluğu gidermek eradicate the poverty f.
eksiklik gidermek satisfy a need f.
eksiklik gidermek remedy the deficiency f.
eksiklik gidermek make up the deficiency f.
eksiklik gidermek make up a shortage f.
eksiklik gidermek fulfil a need f.
oksijenini gidermek deoxidize f.
pasını gidermek deoxidize f.
etkisini gidermek counteract f.
asidini gidermek free from acid f.
buzlanmayı gidermek de-ice f.
kızgınlığını gidermek placate f.
yağını gidermek scour f.
(açlık) gidermek stay f.
kalıntıları gidermek remove traces f.
kalıntıları gidermek remove the leftovers f.
tuvalet ihtiyacını gidermek relieve oneself f.
anlaşmazlığı gidermek settle the conflict f.
merakını gidermek satisfy one's curiosity f.
eksik gidermek overcome the deficiencies f.
eksik gidermek make up the deficiencies f.
eksik gidermek remedy the deficiencies f.
(tuvalet) ihtiyaç gidermek spend a penny f.
(tuvalet) ihtiyaç gidermek take a leak f.
(tuvalet) ihtiyaç gidermek relieve oneself f.
eksiklerini gidermek remedy the deficiencies f.
merak gidermek satisfy one's curiosity f.
eksiklerini gidermek make up the deficiencies f.
eksiklerini gidermek overcome the deficiencies f.
eksiği gidermek make up for something f.
ihtiyaç gidermek satisfy a need f.
ihtiyaç gidermek meet a need f.
eksikliği gidermek/doldurmak fill the deficiency f.
bir şeyin eksikliğini gidermek fill the deficiency of f.
ev özlemini gidermek make the homesickness go away f.
maliyeti gidermek/kurtarmak/karşılamak set off the cost f.
problemleri gidermek solve the problems f.
sorunları gidermek resolve the problems f.
sorunları gidermek solve the problems f.
problemleri gidermek resolve the problems f.
sorunları gidermek overcome the problems f.
problemleri gidermek overcome the problems f.
problemleri gidermek clear up the problems f.
sorunları gidermek clear up the problems f.
hasar gidermek repaire the damage f.
hasar gidermek rectify the damage f.
uyumsuzluğu gidermek overcome the mismatch f.
karbonik asidini gidermek decarbonate f.
zehirin etkisini gidermek detoxify f.
zehiri almak/çıkarmak/gidermek detoxicate f.
zehiri almak/çıkarmak/gidermek detoxify f.
zehirin etkisini gidermek detoxicate f.
pasını gidermek deoxidise f.
kutuplaşmasını gidermek depolarisation f.
mikroplarını gidermek pasteurise f.
oksijenini gidermek deoxidise f.
mıknatıslığını gidermek demagnetise f.
arzularını gidermek fulfill one's desires f.
belirsizliği gidermek disambiguate f.
gidermek (fark vb) settle f.
ayıbı gidermek rectify the defect f.
(şüphe/korku) gidermek reassure f.
bilgi eksikliğini gidermek provide missing information f.
bilgi eksiğini gidermek provide missing information f.
eksiğini gidermek recruit f.
noksanını gidermek refresh f.
eksiği gidermek stop a gap f.
eğikliğini gidermek unbow f.
büküklüğünü gidermek unbow f.
meşguliyetini gidermek unbusy f.
karışıklığı gidermek unconfuse f.
kusurları gidermek emaculate [obsolete] f.
donukluğunu gidermek undull f.
matlığını gidermek undull f.
sönüklüğünü gidermek undull f.
yavanlığını gidermek undull f.
sıkıcılığını gidermek undull f.
dolaşıklığını gidermek unentangle f.
kafa karışıklığını gidermek unperplex f.
tıkanıklığını gidermek unplug f.
(kaş, ağız etrafındaki) buruşuklukları gidermek unpucker f.
buruşukluklarını gidermek unrumple f.
kırışıklıklarını gidermek unrumple f.
bencilliğini gidermek unself f.
katılığını gidermek unstarch f.
sertliğini gidermek unstarch f.
tıkanıklığını gidermek unstop f.
tıkanıklığını gidermek unstuff f.
kırışıklığını gidermek unwrinkle f.
buruşukluğunu gidermek unwrinkle f.
(kayıttaki eksikliği) gidermek make up f.
endişeyi gidermek melt off f.
aramak veya merakını gidermek için etrafı karıştırmak mouse f.
kaygısını gidermek liss f.
işlevini gidermek lobotomize f.
işlevini gidermek lobotomise f.
tıkanıklığı gidermek deobstruct f.
(bir yerden) tıkanıklığı gidermek deoppilate f.
mıknatıslığını gidermek depolarise [uk] f.
suyunu gidermek desiccate f.
loşluğu gidermek detenebrate f.
(bir kimseden) zehri ve etkilerini gidermek detoxicate f.
dolaşıklığını gidermek overhaul f.
acılığını gidermek disimbitter f.
dolaşıklığını gidermek disinvolve f.
anlaşmazlığı gidermek iron out differences f.
dağınıklığı gidermek declutter f.
kusurları gidermek clean up f.
hataları gidermek clean up f.
kesintileri gidermek inosculate f.
vakumda çalkalayarak veya atmosferik basınçta ısıtarak kabarcıkları gidermek deaerate f.
dolaşıklığını gidermek outtwine f.
dolaşıklığını gidermek scutch f.
uyuklayarak gidermek slumber f.
bir hatayı gidermek eleminate an error f.
(pişmemiş çömleği) pürüzlerini gidermek stick up f.
ihtiyacını gidermek subserve f.
(endişe, kaygı vb.) gidermek accommodate f.
Phrasals
şüpheleri gidermek clear up f.
korkuları gidermek clear up f.
(yeni ürünü) bir süre kullanarak sertliğini gidermek break in f.
(iki veya daha çok taraf arasındaki) anlaşmazlığı gidermek/çözmek arbitrate between f.
(iki veya daha çok taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek arbitrate between f.
(iki taraf arasındaki) anlaşmazlığı gidermek/çözmek arbitrate between (someone and someone else) f.
(iki taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek arbitrate between (someone and someone else) f.
pürüzleri gidermek/yok etmek buff out f.
kusurları/sorunları gidermek buff out f.
arızayı gidermek cure something of something f.
bir yerde bir şeyi aramak veya merakını gidermek için etrafı karıştırmak poke about in f.
süzerek gidermek/çıkarmak leach something away f.
sıkıntıyı gidermek let up f.
süzerek gidermek/çıkarmak leach something away from f.
süzerek gidermek/çıkarmak leach something out f.
süzerek gidermek/çıkarmak leach something out of f.
bir şeyi törpüyle gidermek file off f.
bir şeyi filtreleyerek bir şeyden gidermek/çıkarmak filter out f.
buruşukluğunu gidermek smooth back f.
törpüleyerek/ezerek gidermek grind away f.
(birinin/bir şeyin/kendinin) ihtiyaçlarını (bir şeyle) gidermek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
bir sorunu yokmuş gibi davranarak/ortadan kalkmasını dileyerek gidermek wish away f.
başkasının yarattığı problemleri gidermek mop up f.
(birinin bir konudaki) endişesini/korkusunu gidermek assure (one) of (something) f.
pürüzleri gidermek buff down f.
pürüzleri gidermek buff up f.
hasret gidermek catch up f.
(biriyle) hasret gidermek catch up with (someone) f.
arızayı gidermek cure of f.
bir şeyi gidermek file something off f.
(bir şeyden) gidermek file off (of) (something) f.
bir şeyi (bir şeyden) gidermek file something away (from something) f.
bir şeyi (bir şeyden) gidermek file something off ((of) something) f.
bir şeyi (bir şeyden) gidermek file something off f.
(bir şeyi) filtreden geçirip (bir şeyden) gidermek/çıkarmak filter (something) out of (something) f.
filtreden geçirip (bir şeyden) gidermek/çıkarmak filter out of f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick something off someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick something off f.
üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick off f.
-den süzerek gidermek/çıkarmak leach out of f.
(bir şeyi bir şeyden) silmek/gidermek purge (something) from (something) f.
(bir şeyi) buharla/buhar tutarak gidermek steam (something) f.
buharla/buhar tutarak gidermek steam out f.
buharla/buhar tutarak (bir şeyden/bir yerden) gidermek steam out of (something or some place) f.
(bir şeyin) üzerinden (bir şeyi) yıkamak/gidermek wash (something) of (something else) f.
üzerinden yıkamak/gidermek wash of f.
gayret edip (bir şeyi bir şeyden) gidermek work (something) out of (something else) f.
'-den gidermek work out of f.
(ıslak post veya deri) pürüzlerini gidermek set out f.
Colloquial
hatalarını gidermek put right f.
Idioms
aradaki anlaşmazlıkları gidermek, barıştırmak için aracılık yapan kimse/şey ice breaker i.
ihtiyacını gidermek answer nature's call f.
birini düzeltmek/hatasını gidermek tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
birini düzeltmek/hatasını gidermek tell someone a thing or two f.
birini düzeltmek/hatasını gidermek teach someone a thing or two f.
akşamdan kalmışlığı gidermek için sabah tekrar içki içmek a hair of the dog f.
baştaki aksaklıkları gidermek get the wrinkles out f.
endişesini gidermek get a load off one's mind f.
endişesini gidermek take a load off one's mind f.
endişesini gidermek take a weight off one's mind f.
endişesini gidermek get a weight off one's mind f.
endişelerini gidermek explain away f.
kırışıklıklarını gidermek get the wrinkles out f.
sorunları/problemleri gidermek iron out the kinks f.
soğukluğunu gidermek take the chill off f.
şüpheleri gidermek clear the air f.
resmiyeti gidermek break the ice f.
pürüzleri gidermek iron out the kinks f.
(bir aygıt veya sistemin) kusurlarını gidermek iron out bugs f.
yanlışlığı gidermek square accounts f.
hacet gidermek cover (one's) feet f.
geçici olarak bir ihtiyacı gidermek stop a gap f.
verimsizliği gidermek clean house f.
(birinin) endişesini gidermek take a lot off (of) (one's) mind f.
(bir şeyin) pürüzlerini gidermek iron out the wrinkles (of/in something) f.
(bir şeydeki) pürüzleri gidermek iron out the wrinkles (of/in something) f.
(bir şeydeki) zorlukları/sıkıntıları gidermek iron out the wrinkles (of/in something) f.
pürüzleri gidermek iron out the wrinkles f.
zorlukları/sıkıntıları gidermek iron out the wrinkles f.
(bir şeyin) pürüzlerini gidermek iron the wrinkles out (of/in something) f.
(bir şeydeki) pürüzleri gidermek iron the wrinkles out (of/in something) f.
(bir şeydeki) zorlukları/sıkıntıları gidermek iron the wrinkles out (of/in something) f.
ihtiyacını gidermek get a gift of (something) f.
(birinin bir şey) ihtiyacını gidermek give (one) a fix of (something) f.
(bir şeyi) gidermek put a stopper on (something) f.
'-i gidermek put a stopper on f.
'-i gidermek put the stopper on f.
(bir şeyi) gidermek put the stopper on (something) f.
(birinin) merakını gidermek put (someone) out of (one's) misery f.
(birinin) merakını gidermek put (one) out of (one's) misery f.
endişesini gidermek/gidermiş olmak be a load off (one's) mind f.
endişesini gidermek/gidermiş olmak be a weight off (one's) mind f.
endişeni gidermek/gidermiş olmak be a weight off your shoulders f.
şüpheleri gidermek clear the air f.
(bir durumu) düzeltmek/gidermek get (something) ironed out f.
(bir şeyin) kırışıklıklarını gidermek get the wrinkles out (of something) f.
(bir şeyin) pürüzlerini gidermek get the wrinkles out (of something) f.
(bir şeydeki) aksaklıkları gidermek get the wrinkles out (of something) f.
(bir şeydeki) ufak sorunları gidermek get the wrinkles out (of something) f.
(birinin) ihtiyacını gidermek give (one) a fix f.
ihtiyacını gidermek have a fix f.
(bir şey) ihtiyacını gidermek have a fix of (something) f.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak/gidermek keep (someone or something) at bay f.
birini/bir şeyi uzaklaştırmak/gidermek keep something/someone at bay f.
anlaşmazlığı gidermek patch a quarrel up f.
anlaşmazlığı gidermek patch the quarrel up f.
anlaşmazlığı gidermek patch one's quarrel up f.
anlaşmazlığı gidermek patch up a quarrel up f.
anlaşmazlığı gidermek patch up the quarrel up f.
anlaşmazlığı gidermek patch up one's quarrel up f.
merakını gidermek put out of misery f.
endişesini gidermek take a load off mind f.
(bir şeyin/bir yerin) soğukluğunu gidermek/kırmak take the chill off (of) (something or some place) f.
(bir şey) eksikliğini gidermek için for (the) want of (something) expr.
birini/bir şeyi uzaklaştırmak/gidermek hold something/someone at bay
Trade/Economic
bir eksikliği gidermek make up a deficiency f.
eksikliği gidermek fill a gap f.
stok eksiğini gidermek fill in f.
Law
(uluslararası hukukta) bir gücün diğer güçlerin ricası veya izni üzerine aralarındaki farklılıkları veya anlaşmazlıkları gidermek ve uzlaşma sağlamak için araya girmesi mediation i.
anlaşamazlığı gidermek reconcile f.
gecikmeyi (temerrüt) gidermek cure the default f.
husumeti gidermek reconcile f.
meşruiyetini gidermek delegitimize f.
meşruiyetini gidermek delegitimate f.
Politics
anlaşmazlığı gidermek hammer out a difficulty f.
Industry
ekonomik malların ihtiyaçları gidermek veya üretim için kullanılması use of goods and services i.
kusurları gidermek veya daha kaliteli deriyi ortaya çıkarmak için postun üzerinden ince tabaka alan işçi whitener i.
katran gidermek detar f.
iplik veya kumaştan çıkan lif ve tüyleri gaz alevi veya ısıtılmış silindirle gidermek gas f.
Technical
istenmeyen yabancı maddelerini gidermek için suya uygulanan tüm işlemler water conditioning i.
(metali) ısıtarak gerilmeleri gidermek normalise f.
(metali) ısıtarak gerilmeleri gidermek normalize f.
bağıl devinimde darlığı gidermek relieve f.
sorun gidermek trouble-shoot f.
arıza gidermek troubleshoot f.
asidini gidermek deacidify f.
asidini gidermek disacidify f.
asitlik gidermek deacidify f.
azot gidermek denitrify f.
büküğünü gidermek unbend f.
duyarlılığını gidermek desensitize f.
çinkosunu gidermek dezincification f.
don veya buzunu gidermek defrost f.
deniz suyunun tuzunu gidermek desalt f.
duyarlılığını gidermek desensitise f.
gaz gidermek degas f.
gazını gidermek degas f.
fosforunu gidermek dephosphorize f.
gazını gidermek degasify f.
hata gidermek debug f.
gürültüyü gidermek denoise f.
havasını gidermek deaerate f.
gümüşünü gidermek desilverize f.
geri kazanmak kayıplarını gidermek recuperate f.
iyonlarını gidermek deionise f.
iyonlarını gidermek deionize f.
iyonları gidermek deionize f.
iyonları gidermek deionise f.
kükürdünü gidermek desulphurize f.
lifini gidermek defiberize f.
mıknatıslılığını gidermek demagnetize f.
kıllarını gidermek depilate f.
kirecini gidermek delime f.
manyetik niteliğini gidermek demagnetize f.
mıknatıslılığını gidermek demagnetise f.
oksijenini gidermek deoxidise f.
köpüğünü gidermek defroth f.
manyetik niteliğini gidermek demagnetise f.
mineralini gidermek demineralise f.
lifini gidermek defiber f.
kutupluluğunu gidermek depolarise f.
mıknatıslığı gidermek demagnetize f.
mıknatıslığı gidermek demagnetise f.
manyetikliğini gidermek degauss f.
klorunu gidermek dechlorinate f.
köpüğünü gidermek defoam f.
ozonunu gidermek deozonize f.
kokusunu gidermek deodorize f.
karbonunu gidermek decarburize f.
mumunu gidermek dewax f.
karbonunu gidermek decarburise f.
karbonunu gidermek decarbonize f.
ön asit gidermek predeacidize f.
mineralini gidermek demineralize f.
kirlerini gidermek purify f.
kutupluluğunu gidermek depolarize f.
karbonunu gidermek decarbonise f.
oksijenini gidermek deoxidize f.
kumunu gidermek desand f.
oksijenini gidermek deoxidate f.
kokusunu gidermek deodorise f.
ovarak gidermek scrub f.
rutubetini gidermek (hava) dehumidify f.
suyunu gidermek dehydrate f.
sürterek gidermek rub f.
suyunu gidermek dewater f.
rengini gidermek decolorize f.
pullarını gidermek descale f.
tuzunu gidermek desalt f.
tufalini gidermek descale f.
toz gidermek dedust f.
tüylerini gidermek depilate f.
temizleyerek gidermek purge f.
yağını gidermek degrease f.
uçucu madde gidermek devolatilize f.
yağını gidermek desuint f.
(manyetik bant) mıknatıslığını gidermek degauss f.
uçucu madde gidermek devolatilise f.
zamkını gidermek boil off f.
zamkını gidermek degum f.
yağını gidermek deoil f.
yağını gidermek scour f.
(bir şeyin) tıkanıklığını gidermek unjam f.
(tabaklamada deri veya postu) yumuşatmak ve kimyasalları gidermek için özel bir solüsyonda ıslatmak bate f.
çukurluk oluşturmak veya gidermek için metal saca basınç uygulamak bump f.
mıknatıslığını gidermek depolarize [us] f.
damıtarak gidermek distil (off) [us] f.
damıtarak gidermek distil (out) [us] f.
damıtarak gidermek distill (off) [uk] f.
damıtarak gidermek distill (out) [uk] f.
hava kabarcıklarını gidermek için (elektrotip kılıfının) erimiş parafin yüzeyinden pürmüz alevi geçirmek flash f.