Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Verlauf
kesin!
Bedeutungen von dem Begriff
"kesin!"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Idioms
1
Idioms
kesin!
I'll be bound!
expr.
Bedeutungen, die der Begriff
"kesin!"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
kesin karar vermek
resolve
v.
2
Common Usage
kesin
exact
adj.
3
Common Usage
kesin
final
adj.
4
Common Usage
kesin
accurate
adj.
5
Common Usage
kesin
certain
adj.
6
Common Usage
kesin olmayan
indefinite
adj.
7
Common Usage
kesin
precise
adj.
General
8
General
kesin olmama
impreciseness
n.
9
General
konu hakkında son ve kesin söz
the last word on the matter
n.
10
General
kesin karar
commitment
n.
11
General
kesin olmama
uncertainty
n.
12
General
kesin karar
exact decision
n.
13
General
kesin tahmin
definitive estimate
n.
14
General
kesin disipline dayalı bir hindu dini
jainism
n.
15
General
kesin başarı
masterstroke
n.
16
General
kesin deliller
proof positive
n.
17
General
kesin bir delil
proof positive
n.
18
General
kesin delil
positive proof
n.
19
General
kesin hüküm
res judicata
n.
20
General
seyahatte, talep veya etkinliklerin kesin ve tanımlanabilir düzeyde olduğu yılın belli dönemleri
season
n.
21
General
kesin emir
injunction
n.
22
General
açık ve kesin ifade
formulation
n.
23
General
kesin miktar
definite quantity
n.
24
General
kesin şey
positive
n.
25
General
kesin hesap
audit
n.
26
General
kesin olmayan cevap
provisional reply
n.
27
General
kesin karar
resolution
n.
28
General
kesin hesap
decompte definitif
n.
29
General
kesin belirtiler
sure signs
n.
30
General
kesin olmayan seçim sonuçları
incomplete election results
n.
31
General
kesin olmayan seçim sonuçları
early election results
n.
32
General
kesin olmama
nonabsoluteness
n.
33
General
kesin olmama
nonconclusiveness
n.
34
General
kesin rezervasyon
definite reservation
n.
35
General
kesin ayar
accurate adjustment
n.
36
General
kesin olmayan tahmini maliyet
provisional sum
n.
37
General
kesin olmayan tahmini maliyet
provisional estimate of costs
n.
38
General
kesin çözüm
exact solution
n.
39
General
kesin delil
hard evidence
n.
40
General
kesin olan şey
certainty
n.
41
General
kesin olay
certain event
n.
42
General
kesin kabul süresi
defect liability period
n.
43
General
kesin hesap
final account
n.
44
General
kesin kabul raporu
final certificate
n.
45
General
kesin proje
final project
n.
46
General
kesin proje
final design
n.
47
General
kesin kabul
final acceptance
n.
48
General
kesin kabul ölçümü
final certificate measurement
n.
49
General
kesin tamamlama
final completion
n.
50
General
kesin kabul
general acceptance
n.
51
General
kesin olmama
inaccuracy
n.
52
General
kesin şey
cinch
n.
53
General
kesin bilgi
exact information
n.
54
General
kesin hesap
settlement
n.
55
General
kesin önlemler
strict measures
n.
56
General
kesin önlemler
stringent measures
n.
57
General
benim kesin inancım
my firm conviction
n.
58
General
benim kesin kanım
my firm conviction
n.
59
General
kesin bilgi
certain information
n.
60
General
bir şeyin kesin işareti
a sure sign of
n.
61
General
kesin hüküm
final judgment order
n.
62
General
kesin cevap
a definite answer
n.
63
General
kesin bilgi
precise information
n.
64
General
kesin zafer
decisive victory
n.
65
General
kesin kayıt tarihi ve zamanı
exact registration date and time
n.
66
General
kesin sonuç
decider
n.
67
General
kesin fikir
dogma
n.
68
General
kesin tarih
exact date
n.
69
General
kesin açıklama
absolute statement
n.
70
General
kesin tarih
firm date
n.
71
General
kesin zaman
exact time
n.
72
General
kesin yargı
absolute judgment/decision
n.
73
General
kesin yargı
final judgement
n.
74
General
kesin yargı
definite judgement
n.
75
General
kesin yanıt
decisive answer
n.
76
General
kesin kanıt
clear evidence
n.
77
General
kesin kayıt işlemleri
final registration procedures
n.
78
General
kesin tespit/hüküm
definitive determination
n.
79
General
kesin olmama
uncertainty
n.
80
General
kesin olmama
uncertainness
n.
81
General
kesin olma
ultimacy
n.
82
General
son derece kesin olma
ultraprecision
n.
83
General
kesin olmama
unaccurateness
n.
84
General
kazanması veya başarılı olması kesin görünen kimse veya şey
banker
n.
85
General
kesin yenilgi
bashing
n.
86
General
kesin tarih
epoch
n.
87
General
kesin olmama
unsureness
n.
88
General
kesin olmama
unsurety
n.
89
General
kesin anlam
value
n.
90
General
kesin durum
hard-line
n.
91
General
iki cisim veya nokta arasındaki kesin mesafe
measure
n.
92
General
her bir aşamanın sonunda kesin çıktıları olan bir operasyonu belirli bir şekilde gerçekleştirme yolu
methodology
n.
93
General
abd'de büyük göller ve mississippi nehri vadisi'nin üst kısmını kapsayan kesin sınırları olmayan bölge
middle west
n.
94
General
en kesin yol
highroad
n.
95
General
yetersiz aydınlatma nedeniyle kesin olmama
obscureness
n.
96
General
kesin fikirli olma
decision
n.
97
General
kesin olarak belirli sorumlulukları bulunmayan genel otorite
roving commission
n.
98
General
kesin sonuç
final result
n.
99
General
kesin olmama
imprecision
n.
100
General
kesin hüküm
committal
n.
101
General
kesin kanıt
disproof
n.
102
General
kesin kanıt
disproval
n.
103
General
kesin kanıt sunan kimse
disprover
n.
104
General
kesin olma
incisiveness
n.
105
General
kesin olma
inevitability
n.
106
General
kesin şey
inevitable
n.
107
General
(bir şey hakkında bilinen) kesin bilgi
bead
n.
108
General
kesin kanıt
satisfaction [obsolete]
n.
109
General
kesin tayin
fix
n.
110
General
parçalar veya yüzeyler arasındaki kesin ve doğru temas
seat
n.
111
General
kesin kanıt
self-evidence
n.
112
General
kilise ve devletin birbirinden kesin şekilde ayrılması politikasını savunma
separationism
n.
113
General
kesin bir sonu olmayan uzun hikaye
shaggy-dog story
n.
114
General
kaçınılamaz/kesin sonucu
the inevitable consequence of
n.
115
General
kesin yanıt
crusher
n.
116
General
kesin karşılık
crusher
n.
117
General
kesin karar
slockdologer
n.
118
General
kesin karar
slockdolager
n.
119
General
kesin karar
slockdoliger
n.
120
General
kesin cevap
definitive answer
n.
121
General
kesin olan şey
sure thing [us]
n.
122
General
kesin olarak yerini belirtmek
pinpoint
v.
123
General
kesin ve açık olarak belirtmek
formulate
v.
124
General
kesin olarak fikrini söylemek
dogmatise
v.
125
General
kesin bir tavır almamak
fudge
v.
126
General
kesin karar vermek
resolve
v.
127
General
açık ve kesin ifade etmek
formulate
v.
128
General
kesin bir dille söylemek
dogmatize
v.
129
General
birşey hakkında kesin bir karara varamamak
be in two minds about
v.
130
General
birşey hakkında kesin bir karara varamamak
be of two minds about
v.
131
General
kesin olmak
be certain
v.
132
General
kesin olmak
be absolute
v.
133
General
kesin olmak
be definite
v.
134
General
kesin olmamak
not be certain
v.
135
General
kesin olmamak
be indefinite
v.
136
General
kesin olmamak
be uncertain
v.
137
General
kesin olmamak
not be definite
v.
138
General
kesin gözüyle bakmak
take something for granted
v.
139
General
kesin ifade etmek
enunciate
v.
140
General
kesin bilmek
know for sure
v.
141
General
kesin bilmek
know for certain
v.
142
General
kesin olarak bilmek
know for sure
v.
143
General
kesin olarak bilmek
know for certain
v.
144
General
kesin hüküm vermek (biri hakkında)
place a final judgement on someone
v.
145
General
birşey hakkında kesin bir karara varamamak
be undecided about something
v.
146
General
kesin adımlar atmak
take irreversible steps
v.
147
General
kesin olarak fikrini söylemek
dogmatize
v.
148
General
kesin bir dille söylemek
dogmatise
v.
149
General
başlayacağı kesin olmak
be bound to start
v.
150
General
net ve kesin bir duruş sergilemek
cameo
v.
151
General
kesin olmayan hale getirmek
unfix
v.
152
General
olması yakın ve kesin olmak
brew
v.
153
General
kesin olarak çözmek
determinate
v.
154
General
bir şeyin karakteri, konumu, büyüklüğü veya miktarı ile ilgili kesin ve doğrudan bilgi edinmek
determine
v.
155
General
kesin tanım getirmek
pin (down)
v.
156
General
kesin hale getirmek
clench
v.
157
General
kesin güvence altına almak
clench
v.
158
General
kesin olarak ayarlamak
ink in
v.
159
General
kesin şekilde belirtmek
pitch [obsolete]
v.
160
General
açık ve kesin şekilde ifade etmek
platform [obsolete]
v.
161
General
kesin onay vermek
finalize
v.
162
General
kesin onay vermek
finalise
v.
163
General
kesin olarak belirlemek
perfix [obsolete]
v.
164
General
kesin kabul etmek
presume
v.
165
General
kesin
conclusive
adj.
166
General
kesin
dogmatic
adj.
167
General
kesin olmayan
indefinite
adj.
168
General
kesin
sure as death
adj.
169
General
kesin
peremptory
adj.
170
General
kesin
assertive
adj.
171
General
kesin
scientific
adj.
172
General
kesin
crisp
adj.
173
General
kesin
mathematical
adj.
174
General
kesin
round
adj.
175
General
kesin
indubitable
adj.
176
General
kesin
determined
adj.
177
General
kesin
rigid
adj.
178
General
kesin
unequivocal
adj.
179
General
kesin olarak kanıtlanmış
well proven
adj.
180
General
kesin
extreme
adj.
181
General
kesin olmayan
chancy
adj.
182
General
kesin
undoubted
adj.
183
General
kesin
safe
adj.
184
General
kesin olmayan
inexact
adj.
185
General
kesin
incontrovertible
adj.
186
General
kesin
flat
adj.
187
General
kesin
firm
adj.
188
General
kesin
bound
adj.
189
General
kesin
unambiguous
adj.
190
General
kesin
outright
adj.
191
General
kesin olmayan
imprecise
adj.
192
General
kesin olarak ispatlayan
demonstrative
adj.
193
General
kesin olmayan
borderline
adj.
194
General
kesin
determinate
adj.
195
General
kesin
stark
adj.
196
General
kesin
precision
adj.
197
General
kesin
declared
adj.
198
General
kesin olmayan
in doubt
adj.
199
General
kesin
indisputable
adj.
200
General
kesin sonuca ulaştıran
decisive
adj.
201
General
kesin
rigorous
adj.
202
General
kesin ve apaçık
specific
adj.
203
General
kesin
decided
adj.
204
General
kesin
positive
adj.
205
General
kesin
irreversible
adj.
206
General
kesin
categorical
adj.
207
General
kesin
decisive
adj.
208
General
kesin olmayan
indecisive
adj.
209
General
kesin
clear
adj.
210
General
kesin
unquestioning
adj.
211
General
kesin
crucial
adj.
212
General
kesin değil
not obvious
adj.
213
General
kesin olmayan
tentative
adj.
214
General
kesin
frozen
adj.
215
General
kesin
pronounced
adj.
216
General
kesin
pointed
adj.
217
General
kesin
certain
adj.
218
General
kesin
drastic
adj.
219
General
kesin
express
adj.
220
General
kesin
irrevocable
adj.
221
General
kesin (görüş)
strong
adj.
222
General
kadar kesin
as sure as
adj.
223
General
çok kesin
hand and fast
adj.
224
General
kesin
uncompromising
adj.
225
General
kesin
square
adj.
226
General
kesin
unquestionable
adj.
227
General
kesin
unerring
adj.
228
General
kesin
direct
adj.
229
General
kesin
terminative
adj.
230
General
kesin
deciding
adj.
231
General
kesin
downright
adj.
232
General
kesin
ocular
adj.
233
General
kesin
unquestioned
adj.
234
General
kesin
slipt
adj.
235
General
kesin
absolute
adj.
236
General
kesin
definitive
adj.
237
General
kesin
definite
adj.
238
General
kesin
utter
adj.
239
General
kesin
specific
adj.
240
General
kesin
accurate
adj.
241
General
kesin
precise
adj.
242
General
kesin olmayan
nonabsolute
adj.
243
General
kesin olmayan
nonconclusive
adj.
244
General
gibi kesin
as sure as
adj.
245
General
kesin olmayan
dubious
adj.
246
General
kesin
clear-cut
adj.
247
General
kesin
clean-cut
adj.
248
General
kesin
spot-on
adj.
249
General
kesin
point-blank
adj.
250
General
başaracağı kesin olan
sure-fire
adj.
251
General
kesin olmayan
indeterminate
adj.
252
General
kesin
immutable
adj.
253
General
kesin
affirmative
adj.
254
General
kesin olmayan
doubtful
adj.
255
General
kesin
explicit
adj.
256
General
kesin olmayan
questionable
adj.
257
General
kesin
undeniable
adj.
258
General
kesin
truthful
adj.
259
General
kesin
to the letter
adj.
260
General
kesin
unconditional
adj.
261
General
kesin
ultimate
adj.
262
General
kesin
plenary
adj.
263
General
kesin olmayan
interlocutory
adj.
264
General
kesin
free from ambiguity
adj.
265
General
kesin
unmistakeable
adj.
266
General
kesin
stringent
adj.
267
General
kesin
net
adj.
268
General
kesin olarak tanımlanmış
precisely defined
adj.
269
General
kesin
unmistakable
adj.
270
General
kesin
bound to be
adj.
271
General
kesin
radical
adj.
272
General
kesin değil/olmayan
casual
adj.
273
General
kesin
real
adj.
274
General
kesin
categoric
adj.
275
General
kesin olmayan
chancey
adj.
276
General
herhangi bir sonuca kesin bir etki etmeyen
nondecisive
adj.
277
General
kesin olmayan
nonspecific
adj.
278
General
kesin olmayan
non-specific
adj.
279
General
kesin
total
adj.
280
General
son derece kesin
ultraprecise
adj.
281
General
kesin olmayan
unaccurate
adj.
282
General
kesin
unambivalent
adj.
283
General
kesin olmayan
unconcludent [obsolete]
adj.
284
General
kesin
uncontrovertible
adj.
285
General
kesin olarak şekillenmemiş
uncrystallised
adj.
286
General
kesin olarak şekillenmemiş
uncrystallized
adj.
287
General
kesin
undebatable
adj.
288
General
kesin
undoubtable
adj.
289
General
kesin
undubitable
adj.
290
General
kesin olmayan
unensured
adj.
291
General
kesin
unequivocable
adj.
292
General
kesin olmayan
unexact
adj.
293
General
kesin olmayan
unmathematical
adj.
294
General
kesin
unmitigated
adj.
295
General
kesin
last
adj.
296
General
en kesin
utterest
adj.
297
General
kesin
uttermore [obsolete]
adj.
298
General
kesin
lively
adj.
299
General
kesin
blank
adj.
300
General
kesin
wis [obsolete]
adj.
301
General
kesin
witter [obsolete]
adj.
302
General
kesin
hands-down
adj.
303
General
daha kesin hale getirilmiş
honed
adj.
304
General
kesin
jump [obsolete]
adj.
305
General
kesin
right-out [uk]
adj.
306
General
kesin olan
ringing
adj.
307
General
tesir edeceği kesin olan
cast-iron
adj.
308
General
kesin karar veremeyen
choiceful
adj.
309
General
kesin kararlı
decided
adj.
310
General
kesin
decretory [obsolete]
adj.
311
General
kesin olarak karar verilmiş
determinate
adj.
312
General
kesin
grand
adj.
313
General
kesin olmayan
iffy
adj.
314
General
(davranış, görüş, niyet) kesin bir yanıtı olmayan
open-end
adj.
315
General
kesin olarak kararlaştırılmayan
opinionable
adj.
316
General
aşırı kesin
overexquisite
adj.
317
General
gereksiz ölçüde kesin
overparticular
adj.
318
General
kesin
overprecise
adj.
319
General
kesin olmayan
rocky
adj.
320
General
kesin
implicit
adj.
321
General
kesin olmayan
imprecise
adj.
322
General
kesin
imprescriptible
adj.
323
General
kesin
disputeless
adj.
324
General
kesin
inevasible
adj.
325
General
kesin olmayan
inevident
adj.
326
General
kesin tedavi eden
infallible
adj.
327
General
kesin
infinite
adj.
328
General
kesin
inflexible
adj.
329
General
kesin
distinct
adj.
330
General
belirli bir süre daha dayanması kesin olan
good (for)
adj.
331
General
belirli bir sonucu vermesi kesin olan
good (for)
adj.
332
General
kesin
good
adj.
333
General
sistematik, kesin ve güvenilir
clocklike
adj.
334
General
kesin bir şekilde yasaklanmış
close-barred
adj.
335
General
kesin
diffinitive
adj.
336
General
kesin
doubtless
adj.
337
General
kesin şekilde belirli
inconfused
adj.
338
General
aşırı kesin
pinpoint
adj.
339
General
kesin olarak belirlenmiş
pinpoint
adj.
340
General
kesin
precisive
adj.
341
General
kesin çözüm getirici
clinching
adj.
342
General
kesin
constant [obsolete]
adj.
343
General
kesin
posed [obsolete]
adj.
344
General
kesin sonuç veren
cocksure [obsolete]
adj.
345
General
sonucu kesin
cocksure [obsolete]
adj.
346
General
kesin
dead
adj.
347
General
kesin
dead
adj.
348
General
kesin
deadly
adj.
349
General
çok kesin
deadly
adj.
350
General
kesin
finative [obsolete]
adj.
351
General
(argüman, ayrım) kesin
fine-drawn
adj.
352
General
kesin
perfect [obsolete]
adj.
353
General
kesin
predicatory
adj.
354
General
kesin
press [obsolete]
adj.
355
General
(söylem) kesin ve net
serried
adj.
356
General
kesin
shizzle
adj.
357
General
kesin
shunless
adj.
358
General
kesin
siccar [scotland]
adj.
359
General
kesin
sicker [scotland]
adj.
360
General
kesin
siker
adj.
361
General
kesin
simple
adj.
362
General
kesin
crystallized
adj.
363
General
kesin
crystallised
adj.
364
General
kesin olmayan
slipshod
adj.
365
General
kesin olmayan
squishy
adj.
366
General
kesin olarak
ocularly
adv.
367
General
kesin olarak
indubitably
adv.
368
General
kesin olarak
categorically
adv.
369
General
kesin olmayarak
imprecisely
adv.
370
General
kesin olarak
emphatically
adv.
371
General
kesin olarak
definitely
adv.
372
General
kesin olarak
assertively
adv.
373
General
kesin olarak
rigorously
adv.
374
General
kesin olarak
for certain
adv.
375
General
kesin olarak
implicitly
adv.
376
General
kesin bir şekilde
categorically
adv.
377
General
çok kesin olarak
very definitely
adv.
378
General
kesin olarak
flat
adv.
379
General
kesin
for sure
adv.
380
General
kesin olarak
certainly
adv.
381
General
kesin olarak
peremptorily
adv.
382
General
kesin olarak
conclusively
adv.
383
General
kesin olarak
rightly
adv.
384
General
kesin olarak
indisputably
adv.
385
General
kesin olarak
decisively
adv.
386
General
kesin olarak
unquestioningly
adv.
387
General
kesin olarak
really
adv.
388
General
kesin bir sonuç elde edemeden
inconclusively
adv.
389
General
neredeyse kesin
in all likelihood
adv.
390
General
kesin olarak
exactly
adv.
391
General
kesin olarak
once and for all
adv.
392
General
kesin olarak
downrightly
adv.
393
General
kesin
out of question
adv.
394
General
kesin olarak
accurately
adv.
395
General
kesin olarak
determinately
adv.
396
General
kesin olarak
determinedly
adv.
397
General
kesin olarak
firmly
adv.
398
General
kesin olarak
positively
adv.
399
General
kesin olmayan bir şekilde
unsurely
adv.
400
General
kesin olmayan bir şekilde
inexactly
adv.
401
General
kesin olarak
outright
adv.
402
General
kesin bir şekilde
crisply
adv.
403
General
kesin
sure
adv.
404
General
kesin olarak
decidedly
adv.
405
General
kesin surette
unequivocally
adv.
406
General
kesin surette
very definitely
adv.
407
General
kesin surette
strictly
adv.
408
General
kesin surette
most certainly
adv.
409
General
kesin surette
very clearly
adv.
410
General
kesin
doubtless
adv.
411
General
kesin olarak
point-blank
adv.
412
General
açık ve kesin bir biçimde
formulate
adv.
413
General
kesin olarak
finally
adv.
414
General
kesin biçimde
dogmatically
adv.
415
General
kesin olmayan bir şekilde
questionably
adv.
416
General
kesin
precisely
adv.
417
General
kesin bir şekilde
unambivalently
adv.
418
General
kesin bir şekilde
uncontrovertibly
adv.
419
General
kesin bir şekilde
undebatably
adv.
420
General
kesin olarak
just
adv.
421
General
kesin bir şekilde
head-on
adv.
422
General
kesin olarak
right-down
adv.
423
General
kesin surette
direct
adv.
424
General
kesin olarak
once [obsolete]
adv.
425
General
kesin bir şekilde
imprescriptibly
adv.
426
General
kesin surette
districtly
adv.
427
General
kesin olmaksızın
indecisively
adv.
428
General
kesin olarak
constantly [obsolete]
adv.
429
General
kesin ve isabetli
dead-on
adv.
430
General
kesin olarak
fine [scot]
adv.
431
General
açıkça ve kesin olarak
flat-footed
adv.
432
General
kesin olarak
plum
adv.
433
General
kesin ve doğruca
plumply
adv.
434
General
kesin
preciso
adv.
435
General
kesin olarak
four-square
adv.
436
General
kesin olarak
pressly [obsolete]
adv.
437
General
kesin bir dille
categorically
adv.
438
General
kesin olarak
unquestionably
adv.
439
General
kesin
sure to
prep.
440
General
kesin/tam bir zıtlık/karşıtlık içinde
in sharp contrast to
prep.
441
General
kesin anlamı veren ön ek
ortho-
pref.
442
General
iyi veya kötü olan bir şeyi yaşaması kesin
in for
expr.
443
General
sahip olması kesin
in for
expr.
444
General
kesin olarak
by the square [obsolete]
expr.
Phrasals
445
Phrasals
kesin olmayan bir randevu zamanı belirlemek/vermek
pencil in
n.
446
Phrasals
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight it out
v.
447
Phrasals
kesin bir sonuç alana kadar tartışmak
fight it out
v.
448
Phrasals
bir şeyi kesin olarak doğrulamak
ink something in
v.
449
Phrasals
birinden bir konunda kesin bir cevap vermesini talep etmek
pin someone down on something
v.
450
Phrasals
birinden bir konunda kesin bir cevap vermesini talep etmek
nail someone down on something
v.
451
Phrasals
kesin olarak ifade etmek
lay down something
v.
452
Phrasals
kesin olarak ifade etmek
lay something down
v.
453
Phrasals
kesin olarak (bir konuma) geri dönmek
sweep back into (something)
v.
454
Phrasals
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek
sweep back into (something)
v.
455
Phrasals
kesin olarak (bir konuma) geri dönmek
sweep back to (something)
v.
456
Phrasals
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek
sweep back to (something)
v.
457
Phrasals
kesin karar vermek
rule in
v.
458
Phrasals
kesin karara bağlamak
rule in
v.
459
Phrasals
görevine kesin olarak son vermek
sweep out of (something or some place)
v.
460
Phrasals
kesin bir şekilde görev/pozisyon dışı bırakmak
sweep out of (something or some place)
v.
461
Phrasals
(birine/bir şeye) kesin sınır koymak
crack down (on someone or something)
v.
462
Phrasals
(biri/bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
crack down (on someone or something)
v.
463
Phrasals
(bir şeye) kesin sınır koymak
crack down on (something)
v.
464
Phrasals
(bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
crack down on (something)
v.
465
Phrasals
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight out
v.
466
Phrasals
kesin bir sonuç alana kadar tartışmak
fight out
v.
467
Phrasals
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight something out
v.
468
Phrasals
kesin bir sonuç alana kadar tartışmak
fight something out
v.
469
Phrasals
kendi ülkesine kesin dönüş yapmak
repatriate to (some place)
v.
470
Phrasals
(bir şeyi) kesin olarak bırakmak
swear off (something)
v.
Phrases
471
Phrases
bir şeyin kesin göstergesi
a sure sign of
n.
472
Phrases
kesin/belirgin/inkar edilemez bir şekilde
by all odds [us]
adv.
473
Phrases
belki olabilir (kesin olmayan)
how about maybe
expr.
474
Phrases
daha kesin olmak gerekirse
to be more precise
expr.
475
Phrases
hemen hemen kesin
as good as
expr.
476
Phrases
kesin
as sure as I'm sitting here
expr.
477
Phrases
kesin olmasa da
although not yet certain
expr.
478
Phrases
kesin konuşursak
to be precise
expr.
479
Phrases
kesin olan şu ki
what's certain that
expr.
480
Phrases
kesin olmamakla birlikte
although not yet certain
expr.
481
Phrases
kesin konuşmak gerekirse
to be precise
expr.
482
Phrases
kesin olmasa da muhtemel
possible but not necessarily
expr.
483
Phrases
kesin
short and to the point
expr.
484
Phrases
kesin olmamakla birlikte mümkün
possible but not necessarily
expr.
485
Phrases
kesin olarak
without fail
expr.
486
Phrases
kesin bir şekilde
in no uncertain terms
expr.
487
Phrases
kesin bir dille
in no uncertain terms
expr.
488
Phrases
kesin bir şekilde
in no uncertain manner
expr.
489
Phrases
kesin bir dille
in no uncertain manner
expr.
Proverb
490
Proverb
kişinin gerçek babasını kesin olarak bilmesi zordur
it is a wise child that knows its own father
491
Proverb
asla gerçek babanın kim olduğunu kesin olarak bilemezsin
It is a wise child that knows its own father
Colloquial
492
Colloquial
kesin olarak
good bet
n.
493
Colloquial
başarılı/iyi/uygun olacağı kesin kişi veya şey
good bet
n.
494
Colloquial
başarısızlığın kesin kanıtı
a death-warrant
n.
495
Colloquial
kesin kazançlı bir iş
a surefire business
n.
496
Colloquial
kesin yadsıma
flat contradiction
n.
497
Colloquial
kesin inkar
flat denial
n.
498
Colloquial
kesin inkar
flat contradiction
n.
499
Colloquial
kesin yadsıma
flat denial
n.
500
Colloquial
kesin çözüm
sure cure
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kesin!
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy