Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
pace
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"pace"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 106 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
pace
i.
tempo
2
Yaygın Kullanım
pace
i.
adım
3
Yaygın Kullanım
pace
i.
yürüyüş
4
Yaygın Kullanım
pace
f.
adımlamak
General
5
Genel
pace
i.
gidiş
6
Genel
pace
i.
sürat
7
Genel
pace
i.
uygun adım yürüyüş
8
Genel
pace
i.
hız
9
Genel
pace
i.
yürürken atılan adım
10
Genel
pace
i.
bir adımda alınan yol
11
Genel
pace
i.
yürüyüş hızı
12
Genel
pace
i.
yürüyüş
13
Genel
pace
i.
adım
14
Genel
pace
i.
ilerleme hızı
15
Genel
pace
i.
merdiven sahanlığı
16
Genel
pace
i.
sahanlık
17
Genel
pace
i.
tutum
18
Genel
pace
i.
sabırsızca gidilen yol
19
Genel
pace
i.
sabırsızca izlenen yol
20
Genel
pace
i.
imrenilen örnek
21
Genel
pace
i.
emsal
22
Genel
pace
i.
ritmik hareket
23
Genel
pace
i.
akıcılık
24
Genel
pace
i.
atılan top hızı
25
Genel
pace
i.
top atış hızı
26
Genel
pace
i.
(sabit gerilimin sağlanması için) dokuma tezgahında kullanılan bir cihaz
27
Genel
pace
i.
rutin
28
Genel
pace
i.
düzen
29
Genel
pace
i.
seyahat rotası
30
Genel
pace
i.
rota
31
Genel
pace
i.
yol
32
Genel
pace
i.
gezi güzergahı
33
Genel
pace
i.
ayak ile atılan adım uzunluğunu temel alan bir uzunluk ölçüsü
34
Genel
pace
i.
arşını temel alan mesafe birimi
35
Genel
pace
i.
zeminin yükseltilmiş bölümü
36
Genel
pace
i.
zeminin çıkıntılı bölümü
37
Genel
pace
i.
zemin yükseltisi
38
Genel
pace
i.
dar geçit
39
Genel
pace
i.
dar yol
40
Genel
pace
i.
(kilise) dua sandalyeleri arasında uzanan yol
41
Genel
pace
i.
beceri sergileme
42
Genel
pace
i.
yetkinlik gösterme
43
Genel
pace
i.
atın yürüyüş şekli
44
Genel
pace
i.
rahvan yürüyüş
45
Genel
pace
i.
(at gibi dört bacaklılarda) hızlı çifteli vuruş
46
Genel
pace
i.
adım genişliği
47
Genel
pace
i.
adım arası mesafe
48
Genel
pace
i.
modern bir roma arşın birimi
49
Genel
pace
i.
58.1 inç
50
Genel
pace
i.
beş roma fiti
51
Genel
pace
i.
beş roma arşını
52
Genel
pace
i.
(develerde ve atlarda) vücudun aynı tarafındaki iki bacağın ayın anda kaldırılıp indirilmesi
53
Genel
pace
i.
eşek sürüsü
54
Genel
pace
f.
volta atmak
55
Genel
pace
f.
gezinmek
56
Genel
pace
f.
hızını ayarlamak
57
Genel
pace
f.
yarışçının hızını ayarlamak
58
Genel
pace
f.
düzene sokmak
59
Genel
pace
f.
bir aşağı bir yukarı yürümek
60
Genel
pace
f.
adımlamak
61
Genel
pace
f.
arşınlamak
62
Genel
pace
f.
bir aşağı bir yukarı yürümek/dolaşmak
63
Genel
pace
f.
adımla ölçmek
64
Genel
pace
f.
adım atmak
65
Genel
pace
f.
hızını ayarlamak (yarışçının)
66
Genel
pace
f.
ağır ya da düzgün adımlarla yürümek
67
Genel
pace
f.
koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek
68
Genel
pace
f.
yürümek
69
Genel
pace
f.
ilerlemek
70
Genel
pace
f.
belirli bir şekilde yürümek
71
Genel
pace
f.
(at) rahvan yürüyüşü ile gitmek
72
Genel
pace
f.
hızını ayarlamak
73
Genel
pace
f.
hızını düzenlemek
74
Genel
pace
f.
(yarışta) takım arkadaşının önünde koşmak
75
Genel
pace
f.
öncülük etmek
76
Genel
pace
f.
önden gitmek
77
Genel
pace
f.
(yarışta) diğer rakipler ile arayı açmak
78
Genel
pace
f.
örnek teşkil etmek
79
Genel
pace
f.
liderlik etmek
80
Genel
pace
f.
yüksek sayı yapmak
81
Genel
pace
f.
skoreri olmak
82
Genel
pace
f.
zikzak çizmek
83
Genel
pace
f.
bir yandan diğerine gitmek
84
Genel
pace
f.
üzerinden geçmek
85
Genel
pace
zf.
izniyle
86
Genel
pace
zf.
müsadesiyle
87
Genel
pace
ed.
affınıza sığınarak
88
Genel
pace
ed.
saygısızlık etmek istemesem de
89
Genel
pace
ed.
kusura bakmayın ama
Computer
90
Bilgisayar
pace
i.
ilerleme hızı
Textile
91
Tekstil
pace
f.
(dokumayı) düzenli aralıklar ile genişletmek
92
Tekstil
pace
f.
(dokumayı) düzenli aralıklar ile daraltmak
Architecture
93
Mimarlık
pace
i.
basamak
94
Mimarlık
pace
i.
yükseltilmiş platform
Geography
95
Coğrafya
pace
i.
mississippi eyaletinde yerleşim yeri
96
Coğrafya
pace
i.
florida toplumsal kalkınma ortakları
97
Coğrafya
pace
i.
mississippi'de bir kasaba
Military
98
Askeri
pace
i.
yürüyüş hızı
Sport
99
Spor
pace
i.
oyun temposu
100
Spor
pace
i.
(yarışta) birincilik
101
Spor
pace
i.
(yarışta) birinci sıra
102
Spor
pace
i.
atılan top hızı
103
Spor
pace
i.
top atış hızı
104
Spor
pace
i.
(kriket) kaleye benzer düzeneğin buradan geri seken topu etkileme oranı
Archaic
105
Eski Kullanım
pace
f.
ritmik olarak icra etmek
106
Eski Kullanım
pace
f.
tempolu olarak yapmak
"pace"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 194 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
steady pace
i.
sabit oran
2
Genel
pace maker
i.
kalbin atış hızını ayarlayan aygıt
3
Genel
pace maker
i.
peysmekır
4
Genel
pace of life
i.
yaşam temposu
5
Genel
pace of life
i.
hayatın akışı
6
Genel
pace of life
i.
yaşam hızı
7
Genel
busy pace
i.
yoğun tempo
8
Genel
pace lap
i.
ısınma turu
9
Genel
pace car
i.
güvenlik aracı
10
Genel
pace car
i.
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç
11
Genel
geometric pace
i.
modern bir roma arşını türü
12
Genel
geometrical pace
i.
beş fitlik bir ölçü
13
Genel
pace [dialect]
i.
paskalya
14
Genel
pace [obsolete]
i.
rota
15
Genel
pace [obsolete]
i.
dar yol/patika
16
Genel
pace setter
i.
hız belirleyici
17
Genel
pace setter
i.
bir diğerinin hızını ayarlayan unsur
18
Genel
pace out
f.
adımla ölçmek
19
Genel
accommodate one's pace
f.
birine ayak uydurmak
20
Genel
pace up and down
f.
volta atmak
21
Genel
pace back and forth
f.
volta atmak
22
Genel
keep pace with
f.
ayak uydurmak
23
Genel
force the pace
f.
hızlandırmak
24
Genel
set the pace for
f.
bir grup sporcunun temposunu ayarlamak
25
Genel
pace off
f.
adımla ölçmek
26
Genel
pace out
f.
adımlamak
27
Genel
go the pace
f.
çok harcamak
28
Genel
set the pace
f.
örnek olmak
29
Genel
force the pace
f.
çabuklaştırmak
30
Genel
go at a snail's pace
f.
kağnı gibi gitmek
31
Genel
pace off
f.
adımlamak
32
Genel
go the pace
f.
bolluk içinde yaşamak
33
Genel
keep pace
f.
ayak uydurmak
34
Genel
force the pace
f.
hız vermek
35
Genel
keep pace with the fashion
f.
modayı takip etmek
36
Genel
keep pace with technology
f.
teknolojiye ayak uydurmak
37
Genel
gather pace
f.
hız kazanmak
38
Genel
keep pace with the technology
f.
teknolojiyi takip etmek
39
Genel
keep up pace with the technology
f.
teknolojiyi izlemek
40
Genel
keep pace with the technology
f.
teknolojiyi izlemek
41
Genel
keep up pace with the technology
f.
teknolojiyi takip etmek
42
Genel
run at a slow pace
f.
yavaş tempoda koşmak
43
Genel
continue albeit at a diminishing pace
f.
azalarak da olsa devam etmek/sürmek
44
Genel
keep pace with
f.
uyum içinde olmak
45
Genel
keep up pace with the technology
f.
teknolojiye ayak uydurmak
46
Genel
pace [obsolete]
f.
(at) rahvan yürüyüşü eğitimi vermek
47
Genel
stand the pace
f.
diğerlerine yetişmek
48
Genel
stand the pace
f.
diğerlerinin hızına yetişmek
49
Genel
stand the pace
f.
diğerlerinin temposuna yetişmek
50
Genel
stay the pace
f.
diğerlerine yetişmek
51
Genel
stay the pace
f.
diğerlerinin hızına yetişmek
52
Genel
stay the pace
f.
diğerlerinin temposuna yetişmek
53
Genel
at walking pace
zf.
yürüyüş hızıyla
54
Genel
at a fast pace
zf.
hızla
55
Genel
at a snail's pace
zf.
ağır aksak
56
Genel
at a rattling pace
zf.
tıkır tıkır
57
Genel
at a furious pace
zf.
büyük bir süratle
58
Genel
at a rattling pace
zf.
doludizgin
59
Genel
at a great pace
zf.
büyük bir hızla
60
Genel
at an unprecedented pace
zf.
başdöndürücü bir hızda
61
Genel
at an unprecedented pace
zf.
baş döndürücü bir hızla
Phrasals
62
Öbek Fiiller
pace around
f.
gezinip durmak
63
Öbek Fiiller
pace round
f.
gezinip durmak
64
Öbek Fiiller
pace around
f.
ortalarda gezinmek
65
Öbek Fiiller
pace round
f.
ortalarda gezinmek
66
Öbek Fiiller
pace (something) off
f.
(bir şeyi) adımla ölçmek
67
Öbek Fiiller
pace (something) off
f.
(bir şeyi) adımlamak
68
Öbek Fiiller
pace (something) out
f.
(bir şeyi) adımla ölçmek
69
Öbek Fiiller
pace (something) out
f.
(bir şeyi) adımlamak
70
Öbek Fiiller
pace (something) out
f.
(bir şey) üzerine gezinerek/volta atarak düşünmek
71
Öbek Fiiller
pace (something) out
f.
(bir şeyi çözmek/bir şeyle baş etmek) için etrafta gezinmek/dolanmak/volta atmak
72
Öbek Fiiller
pace (something) out
f.
etrafta dolanarak/yürüyerek (bir şeyle) baş etmeye/(bir şeyi) yatıştırmaya çalışmak
73
Öbek Fiiller
pace (something) out
f.
gezinerek/volta atarak (bir şey) düşünmek
Proverb
74
Atasözü
everyone walks at their own pace
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
75
Atasözü
it is the pace that kills
fazla hız can alır
76
Atasözü
it is the pace that kills
aşırı hız öldürür
77
Atasözü
it is the pace that kills
aşırı sürat can alır
78
Atasözü
it is the pace that kills
hızlı gitmek öldürür
79
Atasözü
it is the pace that kills
bir şeyi hızlı yapmak tehlikeli olabilir
80
Atasözü
it is the pace that kills
hız tehlikelidir
81
Atasözü
it is the pace that kills
acele işe şeytan karışır
82
Atasözü
it is the pace that kills
her şeyi/birçok şeyi bir anda yapmaya çalışmak iyi değildir
Colloquial
83
Konuşma Dili
keep pace
f.
ayak uydurmak
84
Konuşma Dili
keep pace
f.
aynı düzeyde ilerlemek
85
Konuşma Dili
keep pace
f.
aynı hızda yürümek
86
Konuşma Dili
pace up and down
f.
bir aşağı yukarı yürümek
87
Konuşma Dili
(traffic) to be at a snail's pace
f.
trafik adım adım ilerlemek
88
Konuşma Dili
pace up and down
f.
volta atmak
89
Konuşma Dili
pace something
f.
bir şeyi adımlamak
90
Konuşma Dili
pace something
f.
bir şeyi adımlayarak ölçmek
91
Konuşma Dili
pace something
f.
bir şeyi adımla ölçmek
92
Konuşma Dili
pace something
f.
yürüyerek stres atmak
93
Konuşma Dili
pace something
f.
bir sorunla yürüyerek başa çıkmaya çalışmak
94
Konuşma Dili
pace something
f.
yürüyerek rahatlamak
95
Konuşma Dili
pick up the pace
expr.
hızlanın
Idioms
96
Deyim
a change of pace
i.
değişiklik
97
Deyim
a change of pace
i.
rutinde/gidişatta değişiklik
98
Deyim
a killing pace
i.
ölümcül hız
99
Deyim
a killing pace
i.
aşırı yüksek hız
100
Deyim
a killing pace
i.
aşırı sürat
101
Deyim
change of pace
i.
değişiklik
102
Deyim
change of pace
i.
rutin değişikliği
103
Deyim
change of pace
i.
hava değişikliği
104
Deyim
change of pace
i.
yaşam rutininde değişiklik
105
Deyim
change of pace
i.
ortam değişikliği
106
Deyim
snail's pace
i.
çok yavaş
107
Deyim
snail's pace
i.
kaplumbağa gibi hız
108
Deyim
snail's pace
i.
kağnı gibi hız
109
Deyim
snail's pace
i.
kaplumbağa/kağnı hızı
110
Deyim
keep pace with
f.
ayak uydurmak
111
Deyim
move at a glacial pace
f.
çok yavaş hareket etmek
112
Deyim
pace the floor
f.
heyecanla/endişeyle bir oraya bir buraya yürüyüp durmak
113
Deyim
pick up the pace
f.
hızlanmak
114
Deyim
set the pace
f.
örnek teşkil etmek
115
Deyim
move at a glacial pace
f.
kağnı gibi ilerlemek
116
Deyim
set the pace
f.
standart/referans oluşturmak
117
Deyim
pace the floor
f.
sabırsız ve endişeli bir şekilde volta atmak
118
Deyim
pick up the pace
f.
tempoyu arttırmak
119
Deyim
pick up the pace
f.
tempoyu artırmak
120
Deyim
can't stand the pace
f.
tempoya ayak uyduramamak
121
Deyim
can't take the pace
f.
tempoya ayak uyduramamak
122
Deyim
set the pace
f.
tempoyu/hızı belirlemek
123
Deyim
pace about
f.
(endişeli biçimde) dolanıp durmak
124
Deyim
pace the floor
f.
volta atmak
125
Deyim
pace around
f.
(endişeli biçimde) dolanıp durmak
126
Deyim
do (something) at (one's) own pace
f.
(bir şeyi) istediği hızda yapmak
127
Deyim
do (something) at (one's) own pace
f.
(bir şeyi) kendi hızında yapmak
128
Deyim
mend (one's) pace [old-fashioned]
f.
temposunu artırmak
129
Deyim
mend (one's) pace [old-fashioned]
f.
temposunu birine göre hızlandırmak
130
Deyim
mend your pace
f.
hızlanmak
131
Deyim
mend your pace
f.
temposunu birine göre ayarlamak
132
Deyim
do something at your own pace
f.
bir şeyi istediğin hızda yapmak
133
Deyim
do something at your own pace
f.
bir şeyi kendi hızında yapmak
134
Deyim
pace (oneself)
f.
gerektiğinde dinlenerek hareket etmek
135
Deyim
pace yourself
f.
gerektiğinde dinlenerek hareket etmek
136
Deyim
pace around hot porridge like a cat
f.
eveleyip gevelemek
137
Deyim
pace around hot porridge like a cat
f.
ağzında gevelemek
138
Deyim
pace around hot porridge like a cat
f.
kıvranıp durmak
139
Deyim
pace around hot porridge like a cat
f.
geveleyip durmak
140
Deyim
stand the pace
f.
tempoya ayak uydurmak
141
Deyim
stand the pace
f.
strese dayanmak
142
Deyim
stand the pace
f.
baskıya dayanmak
143
Deyim
stand the pace
f.
stres/baskı altında çalışabilmek
144
Deyim
stay the pace
f.
tempoya ayak uydurmak
145
Deyim
stay the pace
f.
strese dayanmak
146
Deyim
stay the pace
f.
baskıya dayanmak
147
Deyim
stay the pace
f.
stres/baskı altında çalışabilmek
148
Deyim
can't stand the pace
s.
baskıya gelemez
149
Deyim
can't stand the pace
s.
strese gelemez
150
Deyim
can't stand the pace
s.
stres/baskı altında çalışamaz
151
Deyim
at a snail's pace
expr.
ağır aksak
152
Deyim
at a snail's pace
expr.
aheste aheste
153
Deyim
at a snail's pace
expr.
fıstıki makam
154
Deyim
at a snail's pace
expr.
kağnı gibi yavaş
155
Deyim
at a snail's pace
expr.
kaplumbağa hızıyla
156
Deyim
at a snail's pace
expr.
kaplumbağa gibi yavaş
157
Deyim
at a snail's pace
expr.
kaplumbağa hızında
158
Deyim
at a snail's pace
expr.
kağnı hızında
Trade/Economic
159
Ticaret/Ekonomi
pace setter
i.
çalışmada
160
Ticaret/Ekonomi
work pace
i.
çalışma temposu
161
Ticaret/Ekonomi
pace setter
i.
ortalamayı belirleyen
162
Ticaret/Ekonomi
pace setter
i.
örnek alınan
163
Ticaret/Ekonomi
pace setter
i.
yarışta veya yürüyüşte hızı tayin eden
164
Ticaret/Ekonomi
keep pace with demand
f.
talebe ayak uydurmak
Politics
165
Siyasal
pace (police and criminal evidence act)
i.
ingiltere ve galler'deki polis memurlarına yönelik bir yasa
166
Siyasal
pace (parliamentary assembly of the council of europe.)
i.
avrupa konseyi parlamenter meclisi
Computer
167
Bilgisayar
click pace
i.
adım tıklatma
Textile
168
Tekstil
pace the web
f.
bezi dokuma tezgahı silindirine sarmak
Architecture
169
Mimarlık
half-pace
i.
merdiven sahanlığı
Furniture
170
Mobilya
half-pace
i.
küçük platform
Automotive
171
Otomotiv
pace car
i.
güvenlik aracı
172
Otomotiv
pace lap
i.
ısınma turu
173
Otomotiv
blistering pace
i.
rüzgar gibi giden
174
Otomotiv
off the pace
i.
tempoyu düşürme
Medical
175
Medikal
pace maker
i.
kalp cihazı
176
Medikal
pace maker
i.
kalp pili
Math
177
Matematik
complex vector pace
i.
karmaşık vektör uzayı
Social Sciences
178
Sosyal Bilimler
pace (paper, allied industrial, chemical and energy workers international union)
i.
abd ve kanada'daki işçileri temsil eden uluslararası bir sendika
History
179
Tarih
roman pace
i.
antik roma'da bir uzunluk birimi
Religious
180
Dini
half-pace
i.
kürsü
Military
181
Askeri
military pace
i.
askeri yürüyüş
182
Askeri
pace setter
i.
yürüyüş hızı belirleyicisi
183
Askeri
military pace
i.
(ingiliz ve amerikan ordularında) uygun adım
Sport
184
Spor
change-of-pace
i.
beysbolda bir vuruş
185
Spor
change-of-pace ball
i.
beysbolda bir vuruş
186
Spor
pace-setter or rabbit
i.
tavşan atlet
187
Spor
pace notes
i.
yol notları
188
Spor
pace bowler
i.
(krikette) hızlı atıcı
189
Spor
pace bowler
i.
(kriket) topu hızlı atan oyuncu
190
Spor
change the pace
f.
tempoyu değiştirmek
Music
191
Müzik
cinque-pace
i.
canlı bir dans
Latin
192
Latince
de pace et plagis
i.
barışı bozma suçu
193
Latince
requiescat in pace
expr.
huzur içinde yatsın
194
Latince
rip (requiescat in pace)
kısalt.
huzur içinde yatsın
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pace
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy