Geçmiş

rahat

"rahat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	rahat	comfort i.
2	Yaygın Kullanım	rahat	ease i.
3	Yaygın Kullanım	rahat	comfy s.
4	Yaygın Kullanım	rahat	easy s.
5	Yaygın Kullanım	rahat	comfortable s.
General
6	Genel	rahat	comfort i.
7	Genel	rahat	ease i.
8	Genel	rahat	peace i.
9	Genel	rahat	repose i.
10	Genel	rahat	welfare i.
11	Genel	rahat	composure i.
12	Genel	rahat	unconstrained s.
13	Genel	rahat	unlabored s.
14	Genel	rahat	sweet s.
15	Genel	rahat	contented s.
16	Genel	rahat	equable s.
17	Genel	rahat	restful s.
18	Genel	rahat	unconventional s.
19	Genel	rahat	homelike s.
20	Genel	rahat	easeful s.
21	Genel	rahat	cosy s.
22	Genel	rahat	content s.
23	Genel	rahat	undisturbed s.
24	Genel	rahat	unhurried s.
25	Genel	rahat	luxurious s.
26	Genel	rahat	cavalier s.
27	Genel	rahat	snugger s.
28	Genel	rahat	calm s.
29	Genel	rahat	unembarassed s.
30	Genel	rahat	quiet s.
31	Genel	rahat	cushy s.
32	Genel	rahat	cozy s.
33	Genel	rahat	canny s.
34	Genel	rahat	leisure s.
35	Genel	rahat	rakish s.
36	Genel	rahat	tranquil s.
37	Genel	rahat	relieved s.
38	Genel	rahat	commodious s.
39	Genel	rahat	affable s.
40	Genel	rahat	peaceful s.
41	Genel	rahat	untroubled s.
42	Genel	rahat	homely s.
43	Genel	rahat	easy going s.
44	Genel	rahat	at rest s.
45	Genel	rahat	at ease s.
46	Genel	rahat	homey s.
47	Genel	rahat	complacent s.
48	Genel	rahat	snug s.
49	Genel	rahat	cosey s.
50	Genel	rahat	facile s.
51	Genel	rahat	convenient s.
52	Genel	rahat	serene s.
53	Genel	rahat	easygoing s.
54	Genel	rahat	in comfort s.
55	Genel	rahat	smooth s.
56	Genel	rahat	cushioned s.
57	Genel	rahat	free and easy s.
58	Genel	rahat	comfortable s.
59	Genel	rahat	unmoved s.
60	Genel	rahat	fine s.
61	Genel	rahat	fluent s.
62	Genel	rahat	unlaboured s.
63	Genel	rahat	unvexed s.
64	Genel	rahat	acquaintable s.
65	Genel	rahat	relaxed s.
66	Genel	rahat	remiss [obsolete] s.
67	Genel	rahat	easygoing s.
68	Genel	rahat	unbraced [obsolete] s.
69	Genel	rahat	undiscomfited s.
70	Genel	rahat	unexacting s.
71	Genel	rahat	unflapped s.
72	Genel	rahat	large s.
73	Genel	rahat	equable s.
74	Genel	rahat	unrushed s.
75	Genel	rahat	leisured s.
76	Genel	rahat	bein s.
77	Genel	rahat	bien [scotland] s.
78	Genel	rahat	bland s.
79	Genel	rahat	homish s.
80	Genel	rahat	homy s.
81	Genel	rahat	lived-in s.
82	Genel	rahat	loungy s.
83	Genel	rahat	loungey s.
84	Genel	rahat	glancing s.
85	Genel	rahat	devil-may-care s.
86	Genel	rahat	incoact s.
87	Genel	rahat	cosh [scotland] s.
88	Genel	rahat	douth s.
89	Genel	rahat	indeterminate s.
90	Genel	rahat	outgiving s.
91	Genel	rahat	roomy s.
92	Genel	rahat	shaggy s.
93	Genel	rahat	fortunate s.
94	Genel	rahat	free-and-easy s.
95	Genel	rahat	slippered s.
96	Genel	rahat	sonsie [dialect] s.
97	Genel	rahat	springy s.
98	Genel	rahat	easily zf.
99	Genel	rahat	undisturbedly zf.
Colloquial
100	Konuşma Dili	rahat	chill s.
101	Konuşma Dili	rahat	worry-free s.
102	Konuşma Dili	rahat	at (one's) ease expr.
103	Konuşma Dili	rahat	at (your) ease expr.
104	Konuşma Dili	rahat	at (your) ease expr.
Idioms
105	Deyim	rahat	comfortable circumstances i.
106	Deyim	rahat	comfortable circumstances i.
107	Deyim	rahat	fat of the land i.
108	Deyim	rahat	free and easy s.
109	Deyim	rahat	high off the hog s.
110	Deyim	rahat	snug as a bug s.
111	Deyim	rahat	snug as a bug (in a rug) s.
Speaking
112	Konuşma	rahat	all right ünl.
Technical
113	Teknik	rahat	comfortable s.
Archaic
114	Eski Kullanım	rahat	rug s.
115	Eski Kullanım	rahat	sober s.
Slang
116	Argo	rahat	hyggelig [us] s.
117	Argo	rahat	mellow s.
118	Argo	rahat	mick s.
British Slang
119	İngiliz Argosu	rahat	cushy s.

"rahat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	içi rahat olma	ease i.
2	Yaygın Kullanım	rahat vermemek	get in somebody's hair f.
3	Yaygın Kullanım	rahat bırakmamak	get in somebody's hair f.
General
4	Genel	rahat yer	snuggery i.
5	Genel	erkeklerin evde giydiği rahat ve zarif ceket	smoking jacket i.
6	Genel	rahat oturamayan kimse	fidget i.
7	Genel	rahat koşu	lope i.
8	Genel	kendini rahat hisseden (bir yerde)	at home in i.
9	Genel	rahat mevki	bed of roses i.
10	Genel	yerinde rahat oturamama	fidget i.
11	Genel	rahat bir nefes alma	sigh of relief i.
12	Genel	içi rahat olma	ease i.
13	Genel	rahat koltuk	easy chair i.
14	Genel	rahat kımıldanacak yer	leeway i.
15	Genel	rahat ettirme	easing i.
16	Genel	rahat koltuklu vagon	parlor car i.
17	Genel	işyerine uygun rahat giyim	business casual i.
18	Genel	iş yerinde rahat giyim	business casual i.
19	Genel	işyerine uygun rahat giyim	smart casual i.
20	Genel	şık rahat giyim	smart casual i.
21	Genel	rahat giyim	casual wear i.
22	Genel	çok güzel ve rahat bir yer	shangri-la i.
23	Genel	rahat koltuk	lounge-chair i.
24	Genel	rahat koltuklu lüks vagon	pullman i.
25	Genel	rahat ve sıkıntısız hayat	an easy and pleasant life i.
26	Genel	en rahat gidilen yol	royal road i.
27	Genel	rahat yaşam tarzı	laid-back lifestyle i.
28	Genel	rahat kanepeler	comfy couches i.
29	Genel	rahat bir yer	a comfortable place i.
30	Genel	rahat tavırlar	easy manner i.
31	Genel	rahat zafer	blowout i.
32	Genel	rahat zafer	easy victory i.
33	Genel	rahat zafer	blow-out i.
34	Genel	rahat sınıf	leisure class i.
35	Genel	yiddişçede çekici ve rahat kadın	tchotchkeleh i.
36	Genel	rahat vermeme	teasing i.
37	Genel	gündelik rahat giysiler	casuals i.
38	Genel	rahat ve spor kıyafetler giyen, işçi sınıfından genç kimse	charver i.
39	Genel	(yahudi almancasında) çekici ve rahat kadın	tsatske i.
40	Genel	(yahudi almancasında) çekici ve rahat kadın	tshatshke i.
41	Genel	(yahudi almancasında) çekici ve rahat kadın	tchotchke i.
42	Genel	(yahudi almancasında) çekici ve rahat kadın	chachka i.
43	Genel	evde giymeye uygun gündelik, rahat kıyafetler	loungewear i.
44	Genel	içi rahat olmama	unease i.
45	Genel	rahat olmama	unease i.
46	Genel	içi rahat olmama	uneasiness i.
47	Genel	rahat vermeyen kimse	besetter i.
48	Genel	rahat ve gündelik kullanım için tasarlanmış şey	knockabout i.
49	Genel	rahat nefes alabilme	breath i.
50	Genel	sırtı yatırılıp kaldırılabilen bir tür rahat koltuk	morris-chair i.
51	Genel	rahat koşu	lop [rare] i.
52	Genel	rahat hissetme	comfiness i.
53	Genel	rahat ettiren kadın	comfortress i.
54	Genel	içi rahat olma	douth i.
55	Genel	kolay ve rahat konum	feather-bed i.
56	Genel	kolay, rahat ve iyi maaşlı iş	feather-bed i.
57	Genel	kolay ve rahat konum	featherbed i.
58	Genel	kolay, rahat ve iyi maaşlı iş	featherbed i.
59	Genel	rahat ve ince şilte	pad i.
60	Genel	rahat ilerleme	plane sailing i.
61	Genel	rahat ev kıyafeti	playclothes i.
62	Genel	rahat ve sıcak sığınak	cocoon i.
63	Genel	için rahat olması	conviction i.
64	Genel	rahat durum	rose i.
65	Genel	rahat tavır	freedom i.
66	Genel	hafif bol pantolon üzerine ceket veya spor gömlekten oluşan rahat takım elbise	slack suit i.
67	Genel	telefonu daha rahat tutmak için arkasına yapıştırılan aparat	phone grip i.
68	Genel	rahat kazanılan başarı	romp i.
69	Genel	içi rahat etmek	feel at ease f.
70	Genel	rahat vermemek	harass f.
71	Genel	rahat ettirmek	snug f.
72	Genel	kendini rahat hissetmek	feel at home f.
73	Genel	rahat bırakmamak	bother f.
74	Genel	rahat ettirmek	comfort f.
75	Genel	rahat bırakmamak	persecute f.
76	Genel	rahat ettirmek	ease f.
77	Genel	rahat etmek	rest f.
78	Genel	rahat vermemek	badger f.
79	Genel	rahat durmak	behave oneself f.
80	Genel	rahat etmek	make oneself comfortable f.
81	Genel	rahat bırakmamak	prey on someone's mind f.
82	Genel	rahat vermemek	beleaguer f.
83	Genel	rahat durmamak	wiggle f.
84	Genel	rahat vermek	reprieve f.
85	Genel	rahat bırakmak	let alone f.
86	Genel	rahat etmek	be at ease f.
87	Genel	rahat oturamamak	fidget f.
88	Genel	rahat ettirmek	make comfortable f.
89	Genel	rahat yüzü görmemek	have no peace f.
90	Genel	rahat bırakmak	leave alone f.
91	Genel	rahat durmamak (bir yerde)	wriggle f.
92	Genel	rahat vermemek	disturb f.
93	Genel	rahat vermemek	persecute f.
94	Genel	uzun ve rahat adımlarla koşmak	lope f.
95	Genel	rahat vermemek	pester f.
96	Genel	hiç rahat bırakmamak	badger f.
97	Genel	rahat bırakmamak	harass f.
98	Genel	rahat bırakmamak	prey on f.
99	Genel	rahat bırakmamak	pester f.
100	Genel	rahat vermemek	beset f.
101	Genel	birini (rahat bir yere) oturtmak	settle someone down in f.
102	Genel	rahat vermemek	mobbing f.
103	Genel	rahat bırakmamak	badger f.
104	Genel	rahat bir şekilde oturmak	settle down f.
105	Genel	rahat koşmak	lope f.
106	Genel	rahat uyumak	sleep soundly f.
107	Genel	rahat rahat yürümek	amble f.
108	Genel	rahat vermemek	bother f.
109	Genel	rahat uyumak	sleep well f.
110	Genel	rahat bırakmamak	tease f.
111	Genel	içi rahat etmek	be relieved f.
112	Genel	rahat olmak	feel free f.
113	Genel	rahat yüzü görmemek	fail to reach a state of comfort and harmony f.
114	Genel	rahat yüzü görmemek	not to have a moment of peace f.
115	Genel	rahat yüzü görmemek	be constantly plagued by troubles f.
116	Genel	rahat hissetmek	feel comfortable f.
117	Genel	rahat hissetmek	feel relaxed f.
118	Genel	rahat hissetmek	feel at ease f.
119	Genel	içi rahat olmak	feel comfortable f.
120	Genel	içi rahat olmak	feel at ease f.
121	Genel	içi rahat olmak	feel relaxed f.
122	Genel	daha rahat konuşmak	open out f.
123	Genel	rahat konuşmak	open up f.
124	Genel	rahat bir nefes almak	heave a sigh of relief f.
125	Genel	rahat hissetmek	feel comforted f.
126	Genel	rahat bırakmamak	beset f.
127	Genel	rahat bırakmamak (bir isteğin üstüne düşerek)	dog f.
128	Genel	rahat bir nefes almak	breathe a sigh of relief f.
129	Genel	başını yastığa rahat koymak	sleep with peace of mind f.
130	Genel	vicdanı rahat etmemek	have a guilty conscience f.
131	Genel	vicdanı rahat etmemek	feel guilty f.
132	Genel	başını yastığa rahat koymak	sleep with a clear conscience f.
133	Genel	vicdanen rahat olmak	sleep with a clear conscience f.
134	Genel	vicdanen rahat olmak	sleep with peace of mind f.
135	Genel	ile rahat olmak	be comfortable with f.
136	Genel	üzerine rahat bir şeyler giymek	put on something more comfortable f.
137	Genel	rahat olmak	feel free to f.
138	Genel	birisini rahat bırakmak	leave somebody alone f.
139	Genel	bir yerde rahat etmek	be comfortable in somewhere f.
140	Genel	rahat bir koltuğa kurulmak/yerleşmek	ensconce oneself in a comfortable chair f.
141	Genel	üzerine rahat bir şeyler giymek	change into comfortable clothes f.
142	Genel	üzerine rahat bir şeyler giymek	put on something comfortable f.
143	Genel	(bir konu(m)da) rahatsız hissetmek/rahat hissetmemek	feel out of depth f.
144	Genel	rahat olmak	rest at ease f.
145	Genel	rahat bırakmak	free f.
146	Genel	birisine rahat bir hayat sağlamak	provide a comfortable living for someone f.
147	Genel	rahat davranmak	being relaxed f.
148	Genel	rahat davranmak	feel comfortable around f.
149	Genel	rahat davranmak	behave in a relaxed manner f.
150	Genel	rahat davranmak	behave loosely f.
151	Genel	rahat davranmak	behave in an easy fashion f.
152	Genel	rahat vermemek	annoy f.
153	Genel	yeniden rahat ettirmek	reconfort [obsolete] f.
154	Genel	yeniden rahat ettirmek	reconsolate [obsolete] f.
155	Genel	rahat vermemek	chase [obsolete] f.
156	Genel	kalça ve omuzları abartılı hareket ettirerek gösterişli ve rahat bir şekilde yürümek	chassé f.
157	Genel	rahat duramamak	nestle [dialect] f.
158	Genel	yerinde rahat oturamamak	tiddle f.
159	Genel	rahat bırakmak	let be f.
160	Genel	rahat bırakmak	let slide f.
161	Genel	fazla rahat giysiler giymek	underdress f.
162	Genel	hızlı, rahat ve pervasızca hareket etmek	skip f.
163	Genel	rahat durmamak	widdle [dialect] f.
164	Genel	rahat vermemek	brace f.
165	Genel	rahat vermemek	herry f.
166	Genel	şakacı bir şekilde rahat vermemek	mouse f.
167	Genel	rahat vermemek	bullirag f.
168	Genel	hiç rahat bırakmamak	heckle f.
169	Genel	bir türlü rahat vermemek	overpester f.
170	Genel	rahat vermemek	impester [obsolete] f.
171	Genel	rahat ettirmek	nuzzle [uk] f.
172	Genel	rahat konuşmak	develop f.
173	Genel	rahat etmek	cose f.
174	Genel	rahat olmak	cose f.
175	Genel	daha rahat ve sıcak bir hale getirmek	cozy (up) f.
176	Genel	kendini rahat ettirmek	cozy f.
177	Genel	rahat bir köşeye çekilmek	curl up f.
178	Genel	rahat vermemek	inleaguer f.
179	Genel	rahat bırakmamak	pelt f.
180	Genel	rahat bırakmamak	pelter f.
181	Genel	rahat oturamamak	fidge f.
182	Genel	rahat oturamamak	fike f.
183	Genel	rahat ve dostane şekilde konuşmak	shmoose f.
184	Genel	rahat ve dostane şekilde konuşmak	schmoose f.
185	Genel	en rahat	snuggest s.
186	Genel	alışılmışın dışında ve rahat	rakish s.
187	Genel	rahat bir şekilde oturmuş	ensconced s.
188	Genel	rahat ettirilmiş	eased s.
189	Genel	davranışları rahat olmayan	angular s.
190	Genel	içi rahat olmayan	ill at ease s.
191	Genel	derin ve rahat (uyku)	sound s.
192	Genel	rahat olmayan	uncomfortable s.
193	Genel	rahat (giysi)	casual s.
194	Genel	daha rahat	snugger s.
195	Genel	rahat bırakılmış	unmolested s.
196	Genel	rahat olmayan	labored s.
197	Genel	rahat (meslek vb)	cushy s.
198	Genel	hoş tavırlı ve rahat	suave s.
199	Genel	çok rahat	luxurious s.
200	Genel	rahat ve kendinden emin	suave s.
201	Genel	içi rahat etmiş	relieved s.
202	Genel	rahat durmayan	fidgety s.
203	Genel	içi rahat	at ease s.
204	Genel	rahat ve iyi konuşan	glib s.
205	Genel	çok rahat/kolayca görünen/görülebilen	distinctly visible s.
206	Genel	çok rahat	so comfortable s.
207	Genel	çok rahat	very comfortable s.
208	Genel	rahat olmayan	laboured s.
209	Genel	yabancılarla rahat	comfortable with strangers s.
210	Genel	rahat hissettiği durumlarda dışa dönük, rahat hissetmediği durumlada içe dönük olan kişi	omnivert s.
211	Genel	rahat bir tarzda olmayan	noncasual s.
212	Genel	rahat ettiren	amenity s.
213	Genel	mali açıdan çok rahat	deep pocket s.
214	Genel	rahat vermeyen	easeless s.
215	Genel	içi rahat	undiscomfited s.
216	Genel	rahat edici	ungracious s.
217	Genel	rahat olmayan	unsubdued s.
218	Genel	rahat olmayan	untranquil s.
219	Genel	rahat ve açık görüşlü	bindaas [india] s.
220	Genel	çok rahat	breezy s.
221	Genel	(hareket) yumuşak ve rahat	liquid s.
222	Genel	rahat ve geniş mobilyaları olan barlara ait veya ilişkin	loungy s.
223	Genel	rahat ve geniş mobilyaları olan barlara ait veya ilişkin	loungey s.
224	Genel	aşırı rahat şekilde söylenmiş	glib s.
225	Genel	rahat (giyim)	odd s.
226	Genel	çok fazla rahat	overeasy s.
227	Genel	gösterişsiz ama rahat olan	old-shoe s.
228	Genel	yastık gibi rahat	cushiony s.
229	Genel	rahat olan	domestic [obsolete] s.
230	Genel	rahat hisseden	domestic [obsolete] s.
231	Genel	rahat yaşam sunan	independent s.
232	Genel	(yastık gibi) yumuşak ve rahat	padded s.
233	Genel	kafası rahat	clear s.
234	Genel	rahat ve doğal	cursive s.
235	Genel	rahat duramayan	figent s.
236	Genel	içi rahat olmayan	self-conscious s.
237	Genel	rahat nefes almaya müsait bir hava basıncında sürdürülen	pressurized s.
238	Genel	rahat nefes almaya müsait bir hava basıncında sürdürülen	pressurised s.
239	Genel	(davranış) rahat	smooth s.
240	Genel	parasal bakımdan rahat olan	snug s.
241	Genel	kafası rahat	sorrowless s.
242	Genel	rahat (iş)	cushy s.
243	Genel	rahat bir şekilde	freely zf.
244	Genel	rahat rahat	easily zf.
245	Genel	kendi evinde rahat	under one's vine and fig tree zf.
246	Genel	içi rahat bir şekilde	relievedly zf.
247	Genel	rahat bir şekilde	comfortably zf.
248	Genel	rahat bir şekilde	unconventionally zf.
249	Genel	içi rahat olmayan bir şekilde	unrelievedly zf.
250	Genel	rahat bir şekilde	soft zf.
251	Genel	güvende ve rahat hissetmeye yetecek şekilde	snugly zf.
252	Genel	beni rahat bırak!	leave me alone! ünl.
253	Genel	rahat bırak!	hands-off ünl.
254	Genel	koltuk rahat değil	the seat is uncomfortable expr.
255	Genel	koltuk rahat değil	the seat is uncomfy expr.
Phrasals
256	Öbek Fiiller	rahat giyinmek	bundle up f.
257	Öbek Fiiller	rahat bırakmamak	dangle about f.
258	Öbek Fiiller	rahat oturamamak	fidget around f.
259	Öbek Fiiller	yerinde rahat oturamamak	fidget around f.
260	Öbek Fiiller	rahat rahat kazanmak	clean up f.
261	Öbek Fiiller	rahat oturamamak	fidget about f.
262	Öbek Fiiller	hazır pozisyondan rahat pozisyona geçmek	stand down f.
263	Öbek Fiiller	(boğazını temizlemek/bir şeyi rahat yutmak için) üstüne su/bir içecek içmek	rinse down f.
264	Öbek Fiiller	rahat olmak	take (something) down a thousand f.
265	Öbek Fiiller	(birine bir şey) için rahat vermemek	devil (someone or something) for (something) f.
266	Öbek Fiiller	(birine/bir hayvana bir şey) için rahat vermemek	devil (someone or an animal) for something f.
267	Öbek Fiiller	birini rahat bırakmak	get off f.
268	Öbek Fiiller	birini rahat bırakmamak	get on someone f.
269	Öbek Fiiller	(birini) rahat bırakmamak	gnaw (away) at (someone) f.
270	Öbek Fiiller	(birini) rahat bırakmamak	gnaw on (someone) f.
271	Öbek Fiiller	rahat bırakmamak	gnaw at f.
272	Öbek Fiiller	rahat bırakmamak	gnaw on f.
273	Öbek Fiiller	bir şey yaptırmak için rahat vermemek	badger into f.
274	Öbek Fiiller	bir şey yaptırmak için birine rahat vermemek	badger someone into something f.
275	Öbek Fiiller	rahat rahat (bir yere) girmek	waltz into (some place) f.
276	Öbek Fiiller	rahat rahat (bir yere) girmek	waltz in (some place) f.
277	Öbek Fiiller	rahat bir tavırla (bir yere) girmek	waltz into (some place) f.
278	Öbek Fiiller	rahat bir tavırla (bir yere) girmek	waltz in (some place) f.
279	Öbek Fiiller	rahat rahat içeri girmek	waltz in f.
280	Öbek Fiiller	(bir rolde, işte, konumda) daha rahat hareket etmek	relax into (something) f.
281	Öbek Fiiller	daha rahat bir şekil almak	relax into something f.
282	Öbek Fiiller	daha rahat bir duruma gelmek	relax into something f.
283	Öbek Fiiller	rahat bırakmak	lay off f.
284	Öbek Fiiller	birine bir şeyi yaptırana kadar taciz etmek/rahat vermemek	worry something out of someone f.
285	Öbek Fiiller	birinden bir şeyi alana kadar taciz etmek/rahat vermemek	worry something out of someone f.
286	Öbek Fiiller	birinden bir şeyi alana kadar onu taciz etmek/rahat vermemek	worry something out of someone f.
287	Öbek Fiiller	pervasızca/rahat bir tavırla yürüyüp gitmek	waltz off f.
288	Öbek Fiiller	(bir şeyle) rahat rahat yürüyüp gitmek	waltz off (with something) f.
289	Öbek Fiiller	rahat bir şekilde (birinin/bir şeyin) yanına gitmek/gelmek	breeze up to (someone or something) f.
290	Öbek Fiiller	rahat rahat atıp tutmak	bandy around f.
291	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat bırakmamak	bother about (someone or something) f.
292	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat vermemek	bother about (someone or something) f.
293	Öbek Fiiller	rahat rahat gelmek	breeze in f.
294	Öbek Fiiller	rahat hareket etmek	breeze into f.
295	Öbek Fiiller	rahat hareket etmek	breeze out f.
296	Öbek Fiiller	(birine) rahat vermemek	crowd (one) f.
297	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) rahat bırakmak	ease off on (someone or something) f.
298	Öbek Fiiller	(birini) rahat bırakmak	ease up (something) f.
299	Öbek Fiiller	birine/bir şeye rahat vermemek	fuss (around) with someone or something f.
300	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) rahat bırakmamak	get on (someone or something) f.
301	Öbek Fiiller	rahat bırakmak	keep off back f.
302	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) rahat bırakmak	lay off (someone/something) f.
303	Öbek Fiiller	(birini) rahat bırakmamak	prey upon (someone) f.
304	Öbek Fiiller	(birini) rahat bırakmamak	prey on (someone) f.
305	Öbek Fiiller	-de rahat bir duruma gelmek	relax into f.
306	Öbek Fiiller	(birini) rahat bırakmak	slack up (on someone) f.
307	Öbek Fiiller	(bir şeyde) rahat oturamamak/duramamak	squirm in f.
308	Öbek Fiiller	(bir şeyden dolayı) yerinde rahat duramamak	squirm with (something) f.
309	Öbek Fiiller	(bir karardan/seçimden) dolayı içi rahat olmamak/suçluluk hissetmek	struggle with (something) f.
310	Öbek Fiiller	rahat rahat yürüyüp gitmek	tootle off f.
311	Öbek Fiiller	(birine bir şey yaptırana) kadar rahat vermemek	torment (one) into (doing something) f.
312	Öbek Fiiller	alana kadar taciz etmek/rahat vermemek	worry out of f.
Phrases
313	İfadeler	vicdanı rahat olarak	with a clear conscience zf.
314	İfadeler	hayat boyu rahat yüzü yok	the first hundred years are the hardest expr.
315	İfadeler	vicdanı rahat biçimde	in allconscience expr.
316	İfadeler	vicdanı rahat biçimde	in good conscience expr.
317	İfadeler	vicdanı rahat biçimde	in conscience expr.
Proverb
318	Atasözü	vicdanı temiz olan rahat uyur	a clean conscience is a good pillow
319	Atasözü	iyi bir vicdan en rahat yastıktır	a clean conscience is a good pillow
320	Atasözü	vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur	a clean conscience is a good pillow
321	Atasözü	yüz yaşından sonrası rahat	the first hundred years are the hardest
322	Atasözü	yüz yaşından sonrası rahat	first hundred years are the hardest
323	Atasözü	vicdanı temiz olan rahat uyur	a clean conscience makes a soft pillow
324	Atasözü	vicdanı temiz olan başını yastığa rahat koyar	a clean conscience makes a soft pillow
325	Atasözü	vicdanı rahat olan rahat uyur	a clean conscience makes a soft pillow
326	Atasözü	vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur	a clean conscience makes a soft pillow
Colloquial
327	Konuşma Dili	rahat giyim	normcore i.
328	Konuşma Dili	işlevsel ve rahat giyim	normcore i.
329	Konuşma Dili	rahat ve sıkıntısız hayat	a life of riley i.
330	Konuşma Dili	içi rahat olmayan kimse	hog in armour i.
331	Konuşma Dili	çoğunlukla orta yaşlı annelerin giydiği yüksek bel, rahat kesim kot pantolon	mom jeans i.
332	Konuşma Dili	rahat iş	soft job i.
333	Konuşma Dili	uzun etek, bol/salaş kıyafetler ve rahat ayakkabılar giyen makyajsız tarz	boheme i.
334	Konuşma Dili	bolluk içinde, rahat ve sıkıntısız hayat	life of riley i.
335	Konuşma Dili	(yahudi almancasında) çekici ve rahat kadın	chotchke i.
336	Konuşma Dili	rahat bırakmamak	bird-dog f.
337	Konuşma Dili	rahat bırakmak	let well alone f.
338	Konuşma Dili	rahat bırakmak	leave well alone f.
339	Konuşma Dili	rahat bir nefes almak	be able to breath again f.
340	Konuşma Dili	rahat içinde yaşamak	live high f.
341	Konuşma Dili	vicdanı rahat bir şekilde gezmesini sağlamak	let someone walk by with a clean conscience f.
342	Konuşma Dili	(maçı) rahat kazanmak	ease past f.
343	Konuşma Dili	(birini) rahat bırakmak	ease off on someone f.
344	Konuşma Dili	rahat durumda olmak	have it easy f.
345	Konuşma Dili	rahat bir pozisyonda/konumda olmak	have it easy f.
346	Konuşma Dili	şartları rahat olmak	have it easy f.
347	Konuşma Dili	rahat şartlara sahip olmak	have it easy f.
348	Konuşma Dili	sakin ve rahat olmak	be grooving f.
349	Konuşma Dili	rahat olmak	take it easy f.
350	Konuşma Dili	rahat takılmak	take it easy f.
351	Konuşma Dili	yeri rahat, elverişli, yakın olmak	be well, ideally, better placed for something/to do something f.
352	Konuşma Dili	rahat olmak	be laughing f.
353	Konuşma Dili	rahat olmak	be oneself f.
354	Konuşma Dili	rahat vermemek	bullyrag f.
355	Konuşma Dili	için rahat vermemek	devil for f.
356	Konuşma Dili	birini rahat bırakmamak	hound someone f.
357	Konuşma Dili	rahat bırakmak	let it be f.
358	Konuşma Dili	kendini rahat bırakmak	let yourself go f.
359	Konuşma Dili	içi rahat olmayan	ill-at-ease s.
360	Konuşma Dili	hepten/tümüyle rahat	loose as a goose s.
361	Konuşma Dili	rahat olmayan	unleisurely s.
362	Konuşma Dili	rahat ve geniş	loosey s.
363	Konuşma Dili	bir rahat/huzur ver	get off my bumper! ünl.
364	Konuşma Dili	bir rahat bırak adamı	get off my bumper! ünl.
365	Konuşma Dili	beni rahat bırak	let me off expr.
366	Konuşma Dili	beni rahat bırak!	stay out of my hair! expr.
367	Konuşma Dili	beni rahat bırak	bolt ya rocket expr.
368	Konuşma Dili	insanın evi gibi rahat	a home away from home expr.
369	Konuşma Dili	insanın evi gibi rahat	a home from home expr.
370	Konuşma Dili	rahat dur!	be still! expr.
371	Konuşma Dili	rahat ol!	take it down a thou! expr.
372	Konuşma Dili	rahat ol!	take it down a thousand! expr.
373	Konuşma Dili	rahat ver	get a life expr.
374	Konuşma Dili	rahat bırak	get a life expr.
375	Konuşma Dili	beni rahat bırak!	give me a break! expr.
376	Konuşma Dili	bir rahat ver!	give me a break! expr.
377	Konuşma Dili	beni rahat bırak!	gimme a break! expr.
378	Konuşma Dili	bir rahat ver!	gimme a break! expr.
379	Konuşma Dili	içi rahat bir şekilde	with a light heart expr.
380	Konuşma Dili	için rahat	at (your) ease expr.
381	Konuşma Dili	biriyle/bir şeyle ilgili çok rahat	at home with someone or something expr.
382	Konuşma Dili	beni rahat bırak	bag your face expr.
383	Konuşma Dili	için rahat olsun	dw (don't worry) expr.
384	Konuşma Dili	bir rahat bırak!	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.
385	Konuşma Dili	bir rahat ver!	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.
386	Konuşma Dili	kendini rahat bırak	let yourself go expr.
387	Konuşma Dili	sen rahat ol	no stress exclam.
388	Konuşma Dili	rahat ol	no stress exclam.
389	Konuşma Dili	beni rahat bırak	beat it exclam.
390	Konuşma Dili	beni rahat bırak!	don't bother me! exclam.
Idioms
391	Deyim	rahat iş/görev	a soft berth i.
392	Deyim	rahat iş/görev	soft berth i.
393	Deyim	rahat koşullar	comfortable circumstances i.
394	Deyim	rahat koşullar	comfortable circumstances i.
395	Deyim	rahat kıyafet	casual dress i.
396	Deyim	rahat bir yaşam	charmed existence i.
397	Deyim	çok rahat koşullar	bed of roses i.
398	Deyim	rahat ve mutlu bir yaşam	a bed of roses i.
399	Deyim	rahat ve sorunsuz iş	smooth sailing i.
400	Deyim	rahat ve sorunsuz iş	plain sailing i.
401	Deyim	rahat bir nefes	a breath of a fresh air i.
402	Deyim	rahat ve sıkıntısız hayat	the life of riley i.
403	Deyim	rahat bir yer	a bed of roses i.
404	Deyim	rahat bir yaşam	charmed existence i.
405	Deyim	derin ve rahat uyku	the sleep of the just i.
406	Deyim	(birinin) kendini rahat hissettiği alan	(one's) comfort zone i.
407	Deyim	insan vücudunun kendini rahat/konforlu hissettiği sıcaklık aralığı	(one's) comfort zone i.
408	Deyim	(birinin) kendini rahat hissettiği yer, durum, etkinlik	(one's) scene i.
409	Deyim	zor/rahat dönem	a rough ride i.
410	Deyim	zor/rahat dönem	an easy ride i.
411	Deyim	çok rahat	an old shoe i.
412	Deyim	eski/gösterişsiz/iddiasız ama rahat	an old shoe i.
413	Deyim	çok rahat	an old shoe i.
414	Deyim	eski/gösterişsiz/iddiasız ama rahat	an old shoe i.
415	Deyim	rahat nefes alma alanı	breathing room i.
416	Deyim	rahat hareket alanı	breathing room i.
417	Deyim	rahat bir yaşam	charmed life i.
418	Deyim	kafası rahat tip	jack the lad [uk] i.
419	Deyim	(bir şeye) giden en rahat/kolay/sorunsuz yol	royal road (to something) i.
420	Deyim	-in rahat/kolay/sorunsuz yolu	royal road to i.
421	Deyim	rahat yaşam	soft life i.
422	Deyim	kendini rahat hissetmek	be (one's) scene f.
423	Deyim	rahat bırakmak	fly a kite f.
424	Deyim	rahat bırakmak	fly one's kite f.
425	Deyim	elde etmesi/ulaşması rahat/kolay olmak	be there for the taking f.
426	Deyim	rahat bir nefes almak	catch a break f.
427	Deyim	rahat bir nefes almak	catch a break f.
428	Deyim	rahat bir nefes almak	get a break f.
429	Deyim	rahat bir nefes almak	get a break f.
430	Deyim	rahat bırakmak	get off (one's) bumper f.
431	Deyim	bir rahat/huzur vermek	get off (one's) bumper f.
432	Deyim	rahat bırakmak	get off (one's) tail f.
433	Deyim	bir rahat/huzur vermek	get off (one's) tail f.
434	Deyim	üstüne rahat bir şeyler almak	slip into something more comfortable f.
435	Deyim	üstüne rahat bir şeyler alıp gelmek	slip into something more comfortable f.
436	Deyim	üstüne rahat bir şeyler giymek	slip into something more comfortable f.
437	Deyim	içi rahat etmemek	not sit comfortably (with one) f.
438	Deyim	rahat bir yaşam sürdürmek	have a charmed existence f.
439	Deyim	rahat bir yaşam sürdürmek	lead a charmed existence f.
440	Deyim	rahat bir yaşam sürdürmek	live a charmed existence f.
441	Deyim	(biri veya bir şey hakkında) vicdanı rahat etmemek	have (some/any) qualms about (something or someone) f.
442	Deyim	birini rahat bırakmak	leave someone in peace f.
443	Deyim	birine hiç rahat vermemek	badger someone to death f.
444	Deyim	birisini rahat bırakmak	keep off someone's back f.
445	Deyim	birini rahat bırakmak	keep someone loose f.
446	Deyim	birini rahat bırakmak	leave someone be f.
447	Deyim	birisini rahat bırakmak	cut someone a break f.
448	Deyim	birisini rahat bırakmak	cut someone some slack f.
449	Deyim	başkalarını rahat ettirmek için fazladan çaba harcamak	go out of your way to do something f.
450	Deyim	birisini rahat bırakmak	keep off someone's case f.
451	Deyim	birini rahat hissettirmek	put one at ease f.
452	Deyim	birini rahat hissettirmek	put one at one's ease f.
453	Deyim	çok rahat bir yaşam sürmek	live high off the hog f.
454	Deyim	çok rahat bir yaşam sürmek	eat high on the hog f.
455	Deyim	çok rahat bir yaşam sürmek	live high on the hog f.
456	Deyim	çok rahat ve gamsız olmak	not have a care in the world f.
457	Deyim	kısa/az/rahat çalışma saatlerine sahip olmak	keep banker's hours f.
458	Deyim	maddi yönden ömür boyu rahat olmak/hiç sorun yaşamamak	set for life f.
459	Deyim	kendini rahat hissetmek	be at ease f.
460	Deyim	kendini rahat hissetmek	be in one's element f.
461	Deyim	rahat bir nefes almak	be able to breathe freely again f.
462	Deyim	rahat hareketleriyle dikkat çekmek	make free with f.
463	Deyim	rahat bırakmak	get off someone's back f.
464	Deyim	rahat olmak	rest easy f.
465	Deyim	rahat hissetmek	be at ease f.
466	Deyim	rahat bir nefes almak	be able to breathe again f.
467	Deyim	rahat bir nefes almak	be able to breathe easily again f.
468	Deyim	rahat bırakmak	leave well enough alone f.
469	Deyim	rahat vermemek	pull one's leg f.
470	Deyim	rahat bir yaşam sürmek	live off the fat of the land f.
471	Deyim	rahat bırakmak	let well enough alone f.
472	Deyim	rahat yaşamak	take things easy f.
473	Deyim	rahat bir yaşam sürmek	live on the fat of the land f.
474	Deyim	(birini) rahat bırakmak	ease off on someone f.
475	Deyim	(zor günlerden sonra) rahat etmek	breathe easy f.
476	Deyim	vicdanı rahat olmak	have a clean conscience about something f.
477	Deyim	(rahat bir yerden) kalıcı olarak göç etmek/ayrılmak	pull up roots f.
478	Deyim	(birini) rahat bırakmak	get off somebody's case f.
479	Deyim	(özellikle yabancı bir ortamda olduğu için) kendini rahat hissetmemek	be out of one's element f.
480	Deyim	vicdanı rahat olmak	have a clear conscience about something f.
481	Deyim	(birini) rahat bırakmak	give (one) some slack f.
482	Deyim	bir durumla ilgili çok rahat olmak	have an easy time of it f.
483	Deyim	bir konuda/bir konumda çok rahat olmak	have an easy time of it f.
484	Deyim	rahat bir konumda olmak	have an easy time of it f.
485	Deyim	ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak	lay out the welcome mat (for somebody) f.
486	Deyim	ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak	put out the welcome mat (for somebody) f.
487	Deyim	ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak	roll out the welcome mat (for somebody) f.
488	Deyim	yüksekte kendini rahat hissetmek	have a head for heights f.
489	Deyim	yüksekte kendini rahat hissetmek	have a (good) head for heights f.
490	Deyim	eli ayağı rahat durmamak	have roman hands and russian fingers f.
491	Deyim	(birinin) içi rahat etmek	sit comfortably (with something) f.
492	Deyim	(birinin) içi rahat etmek	sit easily (with something) f.
493	Deyim	(birinin) içi rahat etmek	sit well (with something) f.
494	Deyim	(birinin) içi rahat etmemek	not sit easily (with one) f.
495	Deyim	(birini) rahat bırakmamak	give (one) the gears f.
496	Deyim	birini rahat bırakmak	be off someone's back f.
497	Deyim	içi rahat olmak	have a light heart f.
498	Deyim	(birini) rahat bırakmamak (doğa üstü varlıklar)	come back to haunt (one) f.
499	Deyim	(birini) rahat bırakmamak (doğa üstü varlıklar)	return to haunt (one) f.
500	Deyim	rahat edeceği/güzel günlere doğru yol almak	ride off into the sunset f.