Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | şaşkınlık | confusion n. | ||
When the electricity went off everyone was rushing about in a state of confusion. Elektrik kesildiğinde herkes şaşkınlık içinde koşuşturuyordu. More Sentences |
||||
Common Usage | şaşkınlık | surprise n. | ||
I wish first of all to express my surprise at the question asked by the President-in-Office of the Council. Her şeyden önce Konsey Dönem Başkanı tarafından sorulan soru karşısında şaşkınlığımı ifade etmek isterim. More Sentences |
||||
Common Usage | şaşkınlık | astonishment n. | ||
To my astonishment I even agree with my own Foreign Office, for the first time ever. Şaşkınlığıma rağmen ilk defa kendi Dışişleri Bakanlığımla bile aynı fikirdeyim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | şaşkınlık | wonderment n. | ||
The children gazed at the fireworks in wonderment. Çocuklar havai fişekleri şaşkınlık içinde izledi. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | amazement n. | ||
Tom looked at Mary in amazement. Tom şaşkınlıkla Mary'ye baktı. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | puzzle n. | ||
Tom and Mary exchanged puzzled looks, wondering what the smell was. Tom ve Mary kokunun ne olduğunu merak ederek şaşkınlıkla bakıştılar. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | astonishment n. | ||
I would like to share with you my astonishment. Şaşkınlığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | consternation n. | ||
As you can imagine this caused consternation in the House. Tahmin edebileceğiniz gibi bu durum Meclis'te şaşkınlığa neden oldu. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | wonder n. | ||
She looked at the paintings with wonder. Resimlere şaşkınlıkla baktı. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | perplexity n. | ||
We wanted to express our perplexity as regards these points by abstaining in committee. Komisyonda çekimser kalarak bu hususlara ilişkin şaşkınlığımızı ifade etmek istedik. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | amaze n. | ||
It's truly amazing. Bu gerçekten şaşkınlık verici. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | disbelief n. | ||
Her friend looked at her in disbelief and asked why. Arkadaşı ona şaşkınlıkla bakar ve neden diye sorar. More Sentences |
||||
General | şaşkınlık | dissociation n. | ||
General | şaşkınlık | bewilderedness n. | ||
General | şaşkınlık | bewilderment n. | ||
General | şaşkınlık | ferly n. | ||
General | şaşkınlık | daze n. | ||
General | şaşkınlık | confusedness n. | ||
General | şaşkınlık | dazedness n. | ||
General | şaşkınlık | being surprised n. | ||
General | şaşkınlık | gape n. | ||
General | şaşkınlık | embarrassment n. | ||
General | şaşkınlık | blankness n. | ||
General | şaşkınlık | puzzlement n. | ||
General | şaşkınlık | fluster n. | ||
General | şaşkınlık | maze n. | ||
General | şaşkınlık | stupefaction n. | ||
General | şaşkınlık | nonplus n. | ||
General | şaşkınlık | fuddle n. | ||
General | şaşkınlık | discomfiture n. | ||
General | şaşkınlık | quandary n. | ||
General | şaşkınlık | muddle n. | ||
General | şaşkınlık | bemusement n. | ||
General | şaşkınlık | dismay n. | ||
General | şaşkınlık | non-plus n. | ||
General | şaşkınlık | addlement n. | ||
General | şaşkınlık | amazedness n. | ||
General | şaşkınlık | amusement [obsolete] n. | ||
General | şaşkınlık | katzenjammer n. | ||
General | şaşkınlık | boggle n. | ||
General | şaşkınlık | huggermuggery n. | ||
General | şaşkınlık | mizmaze [dialect] n. | ||
General | şaşkınlık | bafflement n. | ||
General | şaşkınlık | obstupefaction [obsolete] n. | ||
General | şaşkınlık | ghastness n. | ||
General | şaşkınlık | guddle n. | ||
General | şaşkınlık | dwaal [south africa] n. | ||
General | şaşkınlık | dump [obsolete] n. | ||
General | şaşkınlık | dase [obsolete] n. | ||
General | şaşkınlık | flummox n. | ||
General | şaşkınlık | flusteration n. | ||
General | şaşkınlık | flusterment n. | ||
General | şaşkınlık | flustration n. | ||
General | şaşkınlık | stand n. | ||
General | şaşkınlık | standstill n. | ||
General | şaşkınlık | startle n. | ||
General | şaşkınlık | startlement n. | ||
General | şaşkınlık | surprisingness n. | ||
General | şaşkınlık | surprize n. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | şaşkınlık | air of surprise n. | ||
Archaic | ||||
Archaic | şaşkınlık | discomfit n. | ||
Archaic | şaşkınlık | stare n. |