geçirmek

Sens de "geçirmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 70 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	geçirmek	pass v.
You are not doing that if you want to pass another Implementing Measure. Başka bir Uygulama Tedbiri geçirmek istiyorsanız bunu yapmıyorsunuz demektir. More Sentences
General
2	General	geçirmek	get v.
Are the hardliners getting the upper hand? Sertlik yanlıları üstünlüğü ele mi geçiriyor? More Sentences
3	General	geçirmek	bash v.
Gere bashes the French guy's head in with a snow globe. Gere Fransız adamın kafasına kar küresini geçiriyor. More Sentences
4	General	geçirmek	live v.
In fact, the world has never lived a single day of peace. Aslında dünya hiçbir zaman huzurlu bir gün geçirmemiştir. More Sentences
5	General	geçirmek	get through v.
How will they get through the cold winter in that tent? Onlar soğuk kışı o çadırda nasıl geçirecek? More Sentences
6	General	geçirmek	carry v.
The two-state solution must really be carried through now. İki devletli çözüm artık gerçekten hayata geçirilmelidir. More Sentences
7	General	geçirmek	put v.
Let us not, therefore, put the timetable ahead of the crux of the matter. Bu nedenle zaman çizelgesini meselenin özünün önüne geçirmeyelim. More Sentences
8	General	geçirmek	slip v.
She slipped her arm into his. O, kolunu onunkine geçirdi. More Sentences
9	General	geçirmek	experience v.
Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers. Çoğu seri katil acımasız bir çocukluk geçirmiştir, ancak acımasız bir çocukluk geçiren çok az kişi daha sonra seri katil olmuştur. More Sentences
10	General	geçirmek	see v.
We saw Tom off at the airport. Tom'u havalimanına kadar geçirdik. More Sentences
11	General	geçirmek	thread v.
Let me thread the needle for you. Senin için iğneyi geçireyim. More Sentences
12	General	geçirmek	enter v.
Even so, I think the positions are quite clear and they shall be entered in the Minutes. Öyle olsa bile tutumların oldukça net olduğunu ve bunların Tutanaklara geçirileceğini düşünüyorum. More Sentences
13	General	geçirmek	have v.
Why has it taken so long for this reform to be introduced? Bu reformun hayata geçirilmesi neden bu kadar uzun sürdü? More Sentences
14	General	geçirmek	lead v.
God led Israel through the wilderness by an Angel, who was constantly with them by day and night. Tanrı, gece gündüz sürekli onlarla birlikte olan bir Melek aracılığıyla İsrail'i çölden geçirdi. More Sentences
15	General	geçirmek	sink v.
The cat sank her teeth into my finger. Kedi dişlerini parmağıma geçirdi. More Sentences
16	General	geçirmek	switch v.
He switched the car to eco mode. Arabayı ekonomik moda geçirdi. More Sentences
Phrasals
17	Phrasals	geçirmek	clear up v.
This medicine will clear up your cold. Bu ilaç soğuk algınlığınızı geçirecektir. More Sentences
Technical
18	Technical	geçirmek	run v.
Tom ran his hand back through his hair. Tom elini saçlarının arasından geçirdi. More Sentences
19	Technical	geçirmek	undergo v.
We talk about the information to prospective clients undergoing this operation. Bu operasyonu geçiren müstakbel müşterilerin bilgilendirilmesinden bahsediyoruz. More Sentences
General
20	General	geçirmek	propagate v.
21	General	geçirmek	cross v.
22	General	geçirmek	speed v.
23	General	geçirmek	impose v.
24	General	geçirmek	screw v.
25	General	geçirmek	make pass v.
26	General	geçirmek	slip on v.
27	General	geçirmek	communicate v.
28	General	geçirmek	scarf v.
29	General	geçirmek	extrude v.
30	General	geçirmek	defeat v.
31	General	geçirmek	convey v.
32	General	geçirmek	charge v.
33	General	geçirmek	beat v.
34	General	geçirmek	deal a blow v.
35	General	geçirmek	see somebody off v.
36	General	geçirmek	match v.
37	General	geçirmek	disseminate v.
38	General	geçirmek	transfer v.
39	General	geçirmek	infect v.
40	General	geçirmek	transmit v.
41	General	geçirmek	take in v.
42	General	geçirmek	steer through v.
43	General	geçirmek	pass on v.
44	General	geçirmek	see off v.
45	General	geçirmek	whip v.
46	General	geçirmek	spin out v.
47	General	geçirmek	fetch v.
48	General	geçirmek	fit v.
49	General	geçirmek	swipe v.
50	General	geçirmek	stick v.
51	General	geçirmek	promote v.
52	General	geçirmek	come through v.
53	General	geçirmek	dot somebody one v.
54	General	geçirmek	get something through v.
55	General	geçirmek	conduct v.
56	General	geçirmek	treat v.
57	General	geçirmek	thrid v.
58	General	geçirmek	cut v.
59	General	geçirmek	scud [scotland] v.
60	General	geçirmek	slosh [uk] v.
61	General	geçirmek	stram v.
Phrasals
62	Phrasals	geçirmek	stand under v.
63	Phrasals	geçirmek	roll down v.
64	Phrasals	geçirmek	weather out v.
65	Phrasals	geçirmek	weather out of v.
Technical
66	Technical	geçirmek	trace v.
67	Technical	geçirmek	conduct v.
Computer
68	Computer	geçirmek	migrate v.
Archaic
69	Archaic	geçirmek	overstand v.
70	Archaic	geçirmek	prove v.

Sens de "geçirmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	yeniden ele geçirmek	recapture v.
We then punished Croatia for this recapture by denying it our friendship. Daha sonra Hırvatistan'ı bu yeniden ele geçirme nedeniyle dostluğumuzu reddederek cezalandırdık. More Sentences
2	Common Usage	yerine geçirmek	substitute v.
He was substituted for his father. O, babasının yerine geçirildi. More Sentences
3	Common Usage	gözden geçirmek	review v.
In his next article, the journalist will review the major events of the past year. Gazeteci bir sonraki makalesinde geçtiğimiz yılın önemli olaylarını gözden geçirecek. More Sentences
4	Common Usage	geceyi geçirmek	spend the night v.
Can I spend the night? Geceyi geçirebilir miyim? More Sentences
5	Common Usage	ele geçirmek	capture v.
Our company is trying hard to capture the Asian market. Şirketimiz Asya pazarını ele geçirmek için çok çalışıyor. More Sentences
6	Common Usage	zimmetine geçirmek	embezzle v.
How did you discover that Tom was the one who had embezzled the money? Parayı zimmetine geçiren kişinin Tom olduğunu nasıl anladın? More Sentences
7	Common Usage	evrim geçirmek	evolve v.
While this is happening, while we are evolving, we should have the generosity to do it together and to do it well. Bu gerçekleşirken, evrim geçirirken, bunu birlikte yapma ve iyi yapma cömertliğine sahip olmalıyız. More Sentences
8	Common Usage	faaliyete geçirmek	activate v.
Notwithstanding this, the Czech Republic is trying, by activating the reactor, to present us with a fait accompli. Buna rağmen Çek Cumhuriyeti reaktörü faaliyete geçirerek bize bir oldu bitti sunmaya çalışıyor. More Sentences
General
9	General	ele geçirmek	get v.
Tom is out to get you. Tom seni ele geçirmek için dışarıda. More Sentences
10	General	harekete geçirmek	energize v.
We need a campaign slogan that'll really energize the base. Tabanı harekete geçirecek bir kampanya sloganına ihtiyacımız var. More Sentences
11	General	boşa geçirmek	idle away v.
He idled away a whole day. Bütün bir günü boşa geçirdi. More Sentences
12	General	iplik geçirmek (iğneye)	thread v.
I'm trying to thread a needle so that I can mend these pants. Bu pantolonu tamir edebilmek için iğneye iplik geçirmeye çalışıyorum. More Sentences
13	General	ameliyat geçirmek	have an operation v.
Tom had an operation last week. Tom geçen hafta bir ameliyat geçirdi. More Sentences
14	General	harekete geçirmek	arouse v.
How to arouse a woman's desire? Bir kadının arzusunu nasıl harekete geçirirsin? More Sentences
15	General	revizyondan geçirmek	overhaul v.
That means you have a special duty to give the EU a democratic overhaul. Bu, AB'nin demokratik bir revizyondan geçirilmesi konusunda özel bir göreviniz olduğu anlamına gelmektedir. More Sentences
16	General	işlemden geçirmek (ham ya da ara malları)	treat v.
If we want to eat fresh produce, then it is impossible first to treat it thermally. Taze ürün yemek istiyorsak, önce onu termal olarak işlemden geçirmek imkansızdır. More Sentences
17	General	zaman geçirmek	spend v.
All of us here in this room spend far more time than we would like on planes and at airports. Bu odada bulunan hepimiz uçaklarda ve havaalanlarında istediğimizden çok daha fazla zaman geçiriyoruz. More Sentences
18	General	harekete geçirmek	set in motion v.
It is nearly ten years since the wheels were set in motion. Çarklar harekete geçeli neredeyse on yıl oldu. More Sentences
19	General	baygınlık geçirmek	feel faint v.
She felt faint at the sight of blood. Kan görünce baygınlık geçirdi. More Sentences
20	General	harekete geçirmek	stir v.
Must it always take such horrendous news to stir us into action? Bizi harekete geçirmek için her zaman böyle korkunç haberler mi gerekiyor? More Sentences
21	General	elden geçirmek	overhaul v.
I feel that the European economic structures need to be completely overhauled. Avrupa'nın ekonomik yapısının tamamen elden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. More Sentences
22	General	kontrolden geçirmek (birini/bir şeyi)	check v.
When was the last time you checked? En son ne zaman kontrolden geçtin? More Sentences
23	General	vakit geçirmek	loaf v.
Where were you loafing? Nerede vakit geçiriyordun? More Sentences
24	General	kışı geçirmek	spend the winter v.
Have you ever spent the winter here? Hiç burada kış geçirdin mi? More Sentences
25	General	harekete geçirmek	trigger v.
I had burnt the chicken; that's what triggered the smoke alarm. Tavuğu yakmışım; duman alarmını çaldıran da bu oldu işte. More Sentences
26	General	sakatlık geçirmek	get injured v.
I hope Tom didn't get injured. Umarım Tom sakatlık geçirmemiştir. More Sentences
27	General	kayda geçirmek	record v.
My purpose in making this address, therefore, is to enter into the record my total disagreement with this directive. Bu nedenle bu konuşmayı yapmaktaki amacım, bu yönergeye tamamen karşı olduğumu kayıtlara geçirmektir. More Sentences
28	General	gözden geçirmek	look through v.
We have looked through your letter carefully. Mektubunu dikkatlice gözden geçirdik. More Sentences
29	General	harekete geçirmek	prompt v.
We are all agreed that this new challenge requires prompt action to be taken. Hepimiz bu yeni zorluğun acilen harekete geçilmesini gerektirdiği konusunda hemfikiriz. More Sentences
30	General	gözden geçirmek	run through v.
Let me quickly run through just a few points regarding the 2003 budget procedure. 2003 bütçe prosedürüne ilişkin birkaç noktayı hızlıca gözden geçirmeme izin verin. More Sentences
31	General	evrim geçirmek	evolve v.
My partner talked earlier about an evolving Human Being and gave you some things to consider. Partnerim daha önce evrim geçiren bir İnsan Varlığından bahsetti ve size düşünmeniz gereken bazı şeyler verdi. More Sentences
32	General	gözden geçirmek	go through v.
I would like to ask whether they would like to go through their own amendment list one more time. Kendi değişiklik listelerini bir kez daha gözden geçirmek isteyip istemediklerini sormak istiyorum. More Sentences
33	General	ele geçirmek	take v.
Ten years ago, Namibia threw out the Spanish boats and took control over her 200-mile territorial waters. On yıl önce Namibya İspanyol teknelerini kovdu ve 200 millik karasularının kontrolünü ele geçirdi. More Sentences
34	General	gözden geçirmek	run over v.
There are two reasons for this development, and it is useful to run over them once more. Bu gelişmenin iki nedeni var ve bunları bir kez daha gözden geçirmekte fayda var. More Sentences
35	General	ele geçirmek	conquer v.
The Normans conquered England in 1066. Normanlar, İngiltere'yi 1066'da ele geçirdi. More Sentences
36	General	ele geçirmek	corner v.
Tom's company cornered the market. Tom'un şirketi pazarı ele geçirdi. More Sentences
37	General	gözden geçirmek	look over v.
Look over the papers, please. Lütfen evrakları gözden geçirin. More Sentences
38	General	zimmetine geçirmek	embezzle v.
How did you discover that Tom was the one who had embezzled the money? Parayı zimmetine geçirenin Tom olduğunu nasıl anladınız? More Sentences
39	General	eline geçirmek	get hold of v.
It is sometimes feared that the Ombudsman might get hold of state secrets. Bazen Ombudsmanın devlet sırlarını ele geçirebileceğinden korkulmaktadır. More Sentences
40	General	zaman geçirmek	spend time v.
Spend time, be kind serve one another. Zaman geçirin, birbirinize nazikçe hizmet edin. More Sentences
41	General	harekete geçirmek	mobilize v.
This brings greater leverage in mobilising private-sector and other public-sector funding. Bu, özel sektör ve diğer kamu sektörü fonlarının harekete geçirilmesinde daha büyük bir kaldıraç sağlar. More Sentences
42	General	ele geçirmek	capture v.
Guerillas captured the capital last night. Gerillalar dün gece başkenti ele geçirdi. More Sentences
43	General	kaza geçirmek	have an accident v.
When a human being has an accident and the spinal cord is completely severed, it leaves the body innate. Bir insan kaza geçirdiğinde ve omuriliği tamamen koptuğunda, bedeni doğuştan terk eder. More Sentences
44	General	gözden geçirmek	browse v.
I'd like you to quickly browse through these documents. Bu belgeleri hızla gözden geçirmeni istiyorum. More Sentences
45	General	ele geçirmek	grab v.
In making our proposal, we were not seeking to grab posts. Teklifimizi yaparken makamları ele geçirmeye çalışmıyorduk. More Sentences
46	General	alarma geçirmek	alarm v.
I didn't want to alarm the students. Öğrencileri alarma geçirmek istemedim. More Sentences
47	General	operasyon geçirmek	have an operation v.
My dog had an operation. Köpeğim operasyon geçirdi. More Sentences
48	General	kayda geçirmek	place on record v.
I should like to place on record, on your behalf, our thanks to the services. Sizin adınıza bu hizmetlere teşekkürlerimizi kayda geçirmek isterim. More Sentences
49	General	gözden geçirmek	look at v.
We must also look at food imports from outside the European Union. Avrupa Birliği dışından gıda ithalatını da gözden geçirmeliyiz. More Sentences
50	General	yönetimi ele geçirmek	take over v.
The general took over in a coup. General bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. More Sentences
51	General	zaman geçirmek	kill time v.
I am gardening these days just to kill time. Bu günlerde zaman geçirmek için bahçe işleriyle uğraşıyorum. More Sentences
52	General	vakit geçirmek	pass the time v.
Did you think I came here just to pass the time of day? Buraya sadece vakit geçirmek için geldiğimi mi sandın? More Sentences
53	General	ele geçirmek	invade v.
Kornilov would use the most backward of the armed forces to invade the capital city, Petrograd, and take power. Kornilov, başkent Petrograd'ı işgal etmek ve iktidarı ele geçirmek için silahlı kuvvetlerin en gerisini kullanacaktır. More Sentences
54	General	vakit geçirmek	kill time v.
We played cards to kill time. Vakit geçirmek için kart oynadık. More Sentences
55	General	gözden geçirmek	go over v.
We should, however, go over a number of points of assessment with each other. Bununla birlikte birbirimizle bazı değerlendirme noktalarını gözden geçirmeliyiz. More Sentences
56	General	boşa geçirmek	waste v.
A day without laughter is a day wasted. Kahkahasız bir gün, boşa geçmiş bir gündür. More Sentences
57	General	tatilini geçirmek	spend the holiday v.
It's costing me a lot to spend the holidays. Tatili geçirmek bana pahalıya patlıyor. More Sentences
58	General	ele geçirmek	seize v.
The troops have seized control of the city. Askerler şehrin kontrolünü ele geçirdi. More Sentences
59	General	ameliyat geçirmek	undergo an operation v.
He had to undergo an operation immediately after his fall. Düştükten hemen sonra bir ameliyat geçirmesi gerekti. More Sentences
60	General	gözden geçirmek	overview v.
This also applies to the overview of the human rights situation for each country via an EU agency. Bu aynı zamanda bir AB ajansı aracılığıyla her ülke için insan hakları durumunun gözden geçirilmesi için de geçerlidir. More Sentences
61	General	uyuyarak geçirmek	sleep away v.
Sami slept away the weekend. Sami hafta sonunu uyuyarak geçirdi. More Sentences
62	General	hayata geçirmek	put into practice v.
The recommendation contains some good intentions, but nothing about how they are to be put into practice. Tavsiye kararında bazı iyi niyetler var ancak bunların nasıl hayata geçirileceğine dair hiçbir şey yok. More Sentences
63	General	hayata geçirmek	bring into being v.
We have to bring into being a realistic and usable piece of legislation. Gerçekçi ve kullanılabilir bir mevzuatı hayata geçirmek zorundayız. More Sentences
64	General	faaliyete geçirmek	put into operation v.
The plan was put into operation. Plan faaliyete geçirildi. More Sentences
65	General	inme geçirmek	have a stroke v.
I had a stroke last year. Geçen yıl bir inme geçirdim. More Sentences
Common Usage
66	Common Usage	geçirmek (geceyi vb)	spend v.
67	Common Usage	geçirmek (hastalık)	undergo v.
68	Common Usage	sürgü geçirmek	harrow v.
69	Common Usage	karşıya geçirmek	get across v.
General
70	General	yüzey beklemesi (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre)	surface interval n.
71	General	yüzey bekleme aralığı (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre)	surface interval n.
72	General	vakit geçirmek için yapılan etkinlik veya konuşma	vamp n.
73	General	vakit geçirmek için düzenli gelinen yer	rendezvous n.
74	General	kalacak yer (geceyi geçirmek için)	lodging n.
75	General	başka boru veya fikstürün çevresinden geçirmek için kullanılan kanal	bypass n.
76	General	yol geçirmek için açılan yar	cut n.
77	General	pençe geçirmek	fang n.
78	General	hayvanları çağırmak veya harekete geçirmek için kullanılan ses	click n.
79	General	vücut boşluğundan toz, gaz veya buhar geçirmek	insufflation n.
80	General	vakit geçirmek	plowter n.
81	General	vakit geçirmek	plouter n.
82	General	derdi iyi vakit geçirmek olan kimse	freewheeler n.
83	General	geçirmek (bir masrafı birinin hesabına)	charge v.
84	General	hastalık geçirmek	have an illness v.
85	General	filtreden geçirmek	filtrate v.
86	General	gümrükten geçirmek	clear through customs v.
87	General	boşa geçirmek	drone away v.
88	General	içinden geçirmek	think about v.
89	General	bunalım geçirmek	be in a depression v.
90	General	lastik geçirmek	shirr v.
91	General	birini harekete geçirmek	set someone in motion v.
92	General	ele geçirmek	lay one's hands on v.
93	General	babadan oğula geçirmek	hand on v.
94	General	aklından geçirmek	think of v.
95	General	geçirmek (zor bir zamanı)	go through v.
96	General	kayda geçirmek	save v.
97	General	aklından geçirmek	think v.
98	General	ele geçirmek	occupy v.
99	General	deftere geçirmek	enter an item in a ledger v.
100	General	kriz geçirmek	have a fit of hysterics v.
101	General	birbirine geçirmek (çark dişlerini)	mesh v.
102	General	ele geçirmek	hunt down v.
103	General	şişe geçirmek	skewer v.
104	General	katı durumdan gaz durumuna geçirmek	sublimate v.
105	General	kötü bir şeyi geçirmek üzere olmak	be in for v.
106	General	harekete geçirmek	motivate v.
107	General	sansürden geçirmek	censor v.
108	General	kendinden geçirmek	intoxicate v.
109	General	haddeden geçirmek	examine minutely v.
110	General	fenalık geçirmek	feel sick v.
111	General	makama geçirmek	chair v.
112	General	mengeneden geçirmek	mangle v.
113	General	ele geçirmek	possess oneself of v.
114	General	alevden geçirmek	singe v.
115	General	hoşça vakit geçirmek	regale v.
116	General	çabucak gözden geçirmek	run through v.
117	General	gözden geçirmek	dip into v.
118	General	hastalık geçirmek	transmit a disease v.
119	General	sınavdan geçirmek	examine v.
120	General	ele geçirmek (hava korsanı uçağı)	skyjack v.
121	General	birbirine geçirmek	interlace v.
122	General	dikkatle gözden geçirmek	examine v.
123	General	tekrar gözden geçirmek	go over v.
124	General	elekten/kalburdan geçirmek	screen v.
125	General	kayda geçirmek	file v.
126	General	kılıçtan geçirmek	kill off v.
127	General	gözden geçirmek	have a look at v.
128	General	ele geçirmek	obtain v.
129	General	ele geçirmek	embrace v.
130	General	hayvana boyunduruk geçirmek	yoke v.
131	General	vakit geçirmek	while away the time v.
132	General	gözden geçirmek	inspect v.
133	General	filtreden geçirmek	filter on v.
134	General	nüfusuna geçirmek	adopt v.
135	General	haddeden geçirmek	roll v.
136	General	fenalık geçirmek	have a fit v.
137	General	harekete geçirmek	spark v.
138	General	kendinden geçirmek	ensorcel v.
139	General	ele geçirmek	win v.
140	General	balayını geçirmek	honeymoon v.
141	General	geçirmek (zor bir zamanı)	get through v.
142	General	kılıf geçirmek	cover v.
143	General	harekete geçirmek	set going v.
144	General	boşa geçirmek	dream something away v.
145	General	gözden geçirmek	check up on v.
146	General	birlikte vakit geçirmek	consort v.
147	General	gereksiz ayrıntılarla vakit geçirmek	niggle v.
148	General	kılıçtan geçirmek	sabre v.
149	General	kendinden geçirmek	enrapture v.
150	General	harekete geçirmek	deploy v.
151	General	zor bir hayat geçirmek	have a rough time v.
152	General	geçirmek (yumruk)	reach v.
153	General	tarifeye geçirmek	schedule v.
154	General	yönetimi ele geçirmek	take control v.
155	General	içinden geçirmek	consider v.
156	General	başlık geçirmek	cap v.
157	General	ata süslü koşum takımı geçirmek	trap v.
158	General	kırıp geçirmek	bring down the house v.
159	General	yaz mevsimini geçirmek	estivate v.
160	General	hoşça vakit geçirmek	have a nice time v.
161	General	belirli bir süreyi konuşarak geçirmek	talk a period of time away v.
162	General	vakit geçirmek	luxuriate in v.
163	General	göğüs geçirmek	sigh v.
164	General	çıldırarak etrafı kırıp geçirmek	go berserk v.
165	General	birine ant içirerek bir makama geçirmek	swear someone in v.
166	General	bağlarını geçirmek (ayakkabıya)	lace v.
167	General	daha üst (bir sınıfa/lige) geçirmek	promote to v.
168	General	üstünden geçirmek	cross over v.
169	General	kötü bir gün geçirmek	have a bad hair day v.
170	General	sahte hayat geçirmek	live a lie v.
171	General	kışı ılıman bir yerde geçirmek	hibernate v.
172	General	ağrıyı öpücükle geçirmek	kiss away the hurt v.
173	General	harekete geçirmek	impel v.
174	General	günlük defterden ana deftere geçirmek (kayıtları)	post v.
175	General	harekete geçirmek	bestir v.
176	General	hoşça vakit geçirmek	kick up one's heels v.
177	General	kırıp geçirmek	depredate v.
178	General	keten tarağından geçirmek	hackle v.
179	General	bir kanun tasarısını acele ile meclisten geçirmek	rush a bill through v.
180	General	dikkatle gözden geçirmek	rake through v.
181	General	kalburdan geçirmek	sieve v.
182	General	notaya geçirmek	score v.
183	General	birbirine geçirmek	intertangle v.
184	General	birini bir tahta geçirmek	set someone up on a throne v.
185	General	sınıf geçirmek	promote v.
186	General	birbirine geçirmek	enlace v.
187	General	deftere geçirmek	register v.
188	General	harekete geçirmek	reinvigorate v.
189	General	vakit geçirmek	fiddle around v.
190	General	kılıçtan geçirmek	slaughter v.
191	General	boşa geçirmek	dawdle v.
192	General	kışı geçirmek	spend the winter in v.
193	General	vakit geçirmek	monkey around v.
194	General	kayda geçirmek	register v.
195	General	piyasasını ele geçirmek	corner v.
196	General	süzgeçten geçirmek	strain v.
197	General	geçirmek (hastalık/sıkıntı vb'ni)	go through v.
198	General	harekete geçirmek	evoke v.
199	General	filtreden geçirmek	percolate v.
200	General	geçirmek (tatil)	outstay v.
201	General	inceden inceye gözden geçirmek	scan v.
202	General	zimmetine geçirmek	job v.
203	General	elden geçirmek	go over v.
204	General	ele geçirmek	purchase v.
205	General	altından geçirmek	cross under v.
206	General	gemiyi kapalı bir kanal içinden geçirmek	lock v.
207	General	heyheyler geçirmek	have the jitters v.
208	General	kışı geçirmek	overwinter v.
209	General	trafik kazası geçirmek	have a wreck v.
210	General	ele geçirmek	get hold of v.
211	General	söz geçirmek	make oneself listened to v.
212	General	kışı bir yerde geçirmek	winter in v.
213	General	gözden geçirmek	canvass v.
214	General	birbirine geçirmek	entwine v.
215	General	üstünden buldozer geçirmek	bulldoze v.
216	General	sanığı kayda geçirmek	book v.
217	General	alarma geçirmek	alert v.
218	General	kırıp geçirmek	destroy v.
219	General	boşa geçirmek	dawdle away v.
220	General	treni yan yola geçirmek	sidetrack v.
221	General	boşa geçirmek	fribble v.
222	General	halka geçirmek	ring v.
223	General	bir kitabı gözden geçirmek	dip into a book v.
224	General	kırıp geçirmek	make havoc of v.
225	General	cetvele geçirmek	tabulate v.
226	General	tekrar ele geçirmek	regain v.
227	General	kalburdan geçirmek	screen v.
228	General	kalburdan geçirmek	sieve out v.
229	General	birbirine geçirmek	lock v.
230	General	sözünü geçirmek	have influence v.
231	General	birini geçirmek	see someone off v.
232	General	üzerinden geçirmek	cross over v.
233	General	kırıp geçirmek	massacre v.
234	General	dizginleri ele geçirmek	get the upper hand v.
235	General	denemeden geçirmek	test v.
236	General	iğneye iplik geçirmek	thread a needle v.
237	General	ele geçirmek	secure v.
238	General	bir krediyi hesabına geçirmek	credit v.
239	General	harekete geçirmek	give a fillip to v.
240	General	eyleme geçirmek	operationalise v.
241	General	birini harekete geçirmek	prod someone into action v.
242	General	içinden geçirmek	pass through v.
243	General	kayda geçirmek	chart v.
244	General	görüp geçirmek	live through v.
245	General	zor bir zamanı geçirmek	get through v.
246	General	revizyondan geçirmek	revamp v.
247	General	boşa geçirmek	loiter away v.
248	General	hesaba geçirmek	enter to an account v.
249	General	boşa geçirmek	frig v.
250	General	ele geçirmek	take possession of something v.
251	General	kaza geçirmek	wreck v.
252	General	kalıptan geçirmek	extrude v.
253	General	sözünü geçirmek	enforce v.
254	General	resmin etrafına paspartu geçirmek	mat v.
255	General	tekrar gözden geçirmek	review v.
256	General	zamanı tembelce geçirmek	lounge away v.
257	General	ele geçirmek	pinch v.
258	General	listeye geçirmek	table v.
259	General	kırıp geçirmek	decimate v.
260	General	yerine geçirmek	subrogate v.
261	General	boşa geçirmek	fool away v.
262	General	ele geçirmek	take possession v.
263	General	gözden geçirmek	sift v.
264	General	gözden geçirmek	check up v.
265	General	kontrolü ele geçirmek	take the helm of v.
266	General	arasından geçirmek	pass through v.
267	General	zimmetine geçirmek	misappropriate v.
268	General	gözden geçirmek	examine into v.
269	General	söz geçirmek	influence v.
270	General	şişe geçirmek (eti)	spit v.
271	General	gözden geçirmek	scrutinize v.
272	General	zimmetine geçirmek	peculate v.
273	General	kendinden geçirmek	entrance v.
274	General	boşa geçirmek (zamanı)	kill v.
275	General	iç geçirmek	sigh v.
276	General	kılıçtan geçirmek	massacre v.
277	General	birbirine geçirmek	dovetail v.
278	General	idareyi ele geçirmek	take charge v.
279	General	devreden geçirmek	cycle v.
280	General	gözden geçirmek	check v.
281	General	birbirine geçirmek	engage v.
282	General	bir yandan öbür yana geçirmek	traverse v.
283	General	alkol muayenesinden geçirmek	breathalyse v.
284	General	sözünü geçirmek	rule the roost v.
285	General	değirmenden geçirmek	mill v.
286	General	kütüğe geçirmek	register v.
287	General	hoşça geçirmek	beguile v.
288	General	kırıp geçirmek	rage v.
289	General	harekete geçirmek	awake v.
290	General	kılıçtan geçirmek	put to the sword v.
291	General	zimmetine geçirmek (emanet para veya mülkü)	embezzle v.
292	General	birbirine geçirmek	intertwine v.
293	General	kışı geçirmek	winter v.
294	General	ele geçirmek	take possession of v.
295	General	harekete geçirmek	actuate v.
296	General	ele geçirmek	lay hands on v.
297	General	özet olarak deftere geçirmek	docket v.
298	General	şişe geçirmek	spit v.
299	General	ayakkabıya bağlarını geçirmek	lace v.
300	General	görüp geçirmek	see v.
301	General	karşıdan karşıya geçirmek	traverse v.
302	General	bilgisayara geçirmek	computerize v.
303	General	silindirden geçirmek	mangle v.
304	General	meclisten hızla geçirmek	railroad v.
305	General	kahkahadan kırıp geçirmek	bring the house down v.
306	General	kenar geçirmek	rim v.
307	General	pamuğu çırçırdan geçirmek	gin v.
308	General	hemen harekete geçirmek	galvanize v.
309	General	kendinden geçirmek	ravish v.
310	General	kılıçtan geçirmek	saber v.
311	General	bir miktar parayı birinin hesabına geçirmek	credit an amount to someone's account v.
312	General	delikten geçirmek (ip)	reeve v.
313	General	yeniden ele geçirmek	recover v.
314	General	aylakça vakit geçirmek	lounge v.
315	General	kırıp geçirmek	ravage v.
316	General	yazı geçirmek	summer v.
317	General	yeniden gözden geçirmek	look back on v.
318	General	fenalık geçirmek	feel faint v.
319	General	eğlenceli vakit geçirmek	have the time of one's life v.
320	General	polis sanığını cezaya çarptırılan birini kayda geçirmek	book v.
321	General	eline geçirmek	get one's hands on v.
322	General	operasyon geçirmek	be operated on v.
323	General	ele geçirmek	retrieve v.
324	General	vakti geçirmek	while away v.
325	General	birini başkasının yerine geçirmek	substitute v.
326	General	beraber vakit geçirmek	hobnob v.
327	General	zamanı boş geçirmek	fiddle away v.
328	General	kaynar su veya buhardan geçirmek	scald v.
329	General	zor bir zamanı geçirmek	go through v.
330	General	bir elemanı başka bir elemanın içine geçirmek	telescope v.
331	General	kapıya kadar geçirmek	see somebody out v.
332	General	kenar geçirmek	edge v.
333	General	ateşten geçirmek	singe v.
334	General	hoşça vakit geçirmek	have a good time v.
335	General	ele geçirmek	take hold v.
336	General	buhran geçirmek	go through a crisis v.
337	General	gözden geçirmek	survey v.
338	General	gözden geçirmek	flick through v.
339	General	geçirmek (vakit)	spend v.
340	General	kendinden geçirmek	ecstasize v.
341	General	üzerine geçirmek	overspread v.
342	General	arkadaşlarıyla vakit geçirmek	spend time in the society of one's friends v.
343	General	ameliyat geçirmek	have a surgical operation v.
344	General	sözünü geçirmek	voice over v.
345	General	silindirden geçirmek	calender v.
346	General	vakit geçirmek	potter v.
347	General	kayda geçirmek	enter in the register v.
348	General	boyunduruk geçirmek	yoke v.
349	General	harekete geçirmek	fillip v.
350	General	krizi geçirmek	turn the corner v.
351	General	geceyi birlikte geçirmek	sleep together v.
352	General	harekete geçirmek	rally v.
353	General	üstünkörü gözden geçirmek	scan v.
354	General	birbirine geçirmek	rabbet v.
355	General	içinden geçirmek	run through v.
356	General	karşıya geçirmek	bring over v.
357	General	geçirmek (bir yerden başka bir yere)	shift v.
358	General	sansürden geçirmek	expurgate v.
359	General	zimmetine para geçirmek	misappropriate v.
360	General	herkesten önce ele geçirmek	preempt v.
361	General	tahta geçirmek	enthrone v.
362	General	polis sanığını kayda geçirmek	book v.
363	General	sözünü geçirmek	influence v.
364	General	bir yasa tasarısını meclisten geçirmek	put something through v.
365	General	vakit geçirmek	fool v.
366	General	faaliyete geçirmek	launch v.
367	General	ezip iç içe geçirmek	telescope v.
368	General	aylakça vakit geçirmek	loaf v.
369	General	yerin dibine geçirmek	mortify v.
370	General	vakit geçirmek	play around v.
371	General	hoşça vakit geçirmek	enjoy oneself v.
372	General	gözden geçirmek	see over v.
373	General	iç geçirmek	heave v.
374	General	boşa geçirmek	loaf away v.
375	General	sürgü geçirmek	harrow v.
376	General	harekete geçirmek	edge on v.
377	General	görüp geçirmek	experience v.
378	General	kırıp geçirmek	amuse v.
379	General	ele geçirmek	have v.
380	General	hafta sonunu geçirmek	weekend v.
381	General	ele geçirmek	lay hold of v.
382	General	zaman geçirmek	while away v.
383	General	gözden geçirmek	bone up v.
384	General	vakit geçirmek	monkey about v.
385	General	bir daha gözden geçirmek	review v.
386	General	faaliyete geçirmek	actuate v.
387	General	yeniden gözden geçirmek	review v.
388	General	sorgudan geçirmek	interrogate v.
389	General	hoşça vakit geçirmek için yapılan şey	pastime v.
390	General	akıl süzgecinden geçirmek	reason out v.
391	General	dikkatle gözden geçirmek	scrutinize v.
392	General	gününü güzel geçirmek	have a good time v.
393	General	faturanın gününü geçirmek	fail to pay the invoice when due v.
394	General	haddeden geçirmek	roll out v.
395	General	birlikte hoş vakit geçirmek	spend quality time together v.
396	General	birlikte iyi vakit geçirmek	spend quality time together v.
397	General	hoşça zaman geçirmek	have a great time v.
398	General	iyi vakit geçirmek	have a great time v.
399	General	birinin hesabına borç geçirmek	enter to somebody’s debit v.
400	General	gözden geçirmek	look into v.
401	General	tutanağa geçirmek	write to minute v.
402	General	yeniden gözden geçirmek	revise v.
403	General	kayda geçirmek	pass an entry v.
404	General	(kötü bir şey) geçirmek üzere olmak	be in for it v.
405	General	(kötü bir şeyi) geçirmek üzere olmak	be in for v.
406	General	zimmete para geçirmek	peculate v.
407	General	kayda geçirmek	enter in a register v.
408	General	nöbet geçirmek	suffer a seizure v.
409	General	ağır kriz geçirmek	go through a grave crisis v.
410	General	elekten geçirmek	sift out v.
411	General	elekten geçirmek	sift through v.
412	General	harekete geçirmek	set into motion v.
413	General	gözden geçirmek	revision v.
414	General	elekten geçirmek	examine very closely v.
415	General	elekten geçirmek	minutely v.
416	General	elekten geçirmek	sift v.
417	General	(zor bir zamanı) geçirmek	get through v.
418	General	ele geçirmek	glom v.
419	General	deneyden geçirmek	test v.
420	General	deneyden geçirmek	experiment v.
421	General	değişim geçirmek	alter v.
422	General	değişiklik geçirmek	evolve v.
423	General	değişiklik geçirmek	alter v.
424	General	değişim geçirmek	change v.
425	General	değişim geçirmek	have a metamorphosis v.
426	General	deneyden geçirmek	try out v.
427	General	değişiklik geçirmek	transform v.
428	General	deneyden geçirmek	put to the test v.
429	General	değişiklik geçirmek	become different v.
430	General	değişiklik geçirmek	undergo a change v.
431	General	tadını geçirmek	take the taste away v.
432	General	fiiliyata geçirmek	put something into action v.
433	General	fiiliyata geçirmek	put (ideas/plans etc) into action v.
434	General	fiiliyata geçirmek	put into action v.
435	General	atak geçirmek	have a seizure v.
436	General	atak geçirmek	have an attack v.
437	General	avantajı ele geçirmek	have the edge on v.
438	General	avantajı ele geçirmek	get the edge on v.
439	General	reenkarnasyon geçirmek	reincarnate v.
440	General	hayata geçirmek	actualize v.
441	General	yaşama geçirmek	actualize v.
442	General	hayata geçirmek	make real v.
443	General	yaşama geçirmek	make real v.
444	General	yaşama geçirmek	make actual v.
445	General	hayata geçirmek	make actual v.
446	General	tatilini geçirmek	spend one's holiday v.
447	General	planı faaliyete geçirmek	put a plan into operation v.
448	General	zapta geçirmek	record into minutes v.
449	General	planı faaliyete geçirmek	put a plan into action v.
450	General	planı faaliyete geçirmek	put a plan into effect v.
451	General	(birini) gümrükten geçirmek	wave somebody through customs v.
452	General	hayata geçirmek	carry out v.
453	General	hayata geçirmek	materialize v.
454	General	bilgisayara geçirmek	computerise v.
455	General	başa geçirmek	bring someone to power v.
456	General	başa geçirmek	install v.
457	General	iyi vakit geçirmek	have a good time v.
458	General	kötü zaman geçirmek	have a bad time v.
459	General	sansürden geçirmek	bowdlerise v.
460	General	sansürden geçirmek	bowdlerize v.
461	General	ölçümden geçirmek	perform measurement v.
462	General	faaliyete geçirmek	operationalize v.
463	General	faaliyete geçirmek	operationalise v.
464	General	ölçümden geçirmek	measure v.
465	General	tedavi geçirmek	have a treatment v.
466	General	tedavi geçirmek	undergo a treatment v.
467	General	tedavi geçirmek	get a treatment v.
468	General	tedavi geçirmek	receive a treatment v.
469	General	hayata geçirmek	come to realize v.
470	General	hayata geçirmek	accomplish v.
471	General	sınavdan geçirmek	test (someone) v.
472	General	sınavdan geçirmek	give (someone) a test v.
473	General	hayata geçirmek	carry into effect v.
474	General	zimmetine geçirmek	defalcate v.
475	General	tahtı ele geçirmek	gain the throne v.
476	General	tahtı ele geçirmek	take the throne v.
477	General	yasa geçirmek	pass law v.
478	General	beyin kanaması geçirmek	have a brain hemorrhage v.
479	General	beyin kanaması geçirmek	have a cerebral hemorrhage v.
480	General	ölü olarak ele geçirmek	capture dead v.
481	General	vaktini boşa geçirmek	fool around v.
482	General	travma geçirmek	go through a trauma v.
483	General	uykuda geçirmek	sleep away v.
484	General	ağır bir travma geçirmek	suffer a severe trauma v.
485	General	ağır bir travma geçirmek	go through a severe trauma v.
486	General	kalp krizi geçirmek	suffer a heart attack v.
487	General	kalp krizi geçirmek	have a heart attack v.
488	General	onarım geçirmek	undergo repair v.
489	General	üstünlüğü ele geçirmek	have the upper hand v.
490	General	kontrolü ele geçirmek	have the upper hand v.
491	General	ömür geçirmek	spend one's life v.
492	General	ömür geçirmek	live v.
493	General	değişim geçirmek	undergo change v.
494	General	ömrünü geçirmek	spend one's life v.
495	General	depresyon geçirmek	experience depression v.
496	General	geceyi geçirmek	stay the night v.
497	General	depresyon geçirmek	have depression v.
498	General	depresyon geçirmek	suffer depression v.
499	General	(toplama ve çarpmada sayıyı sonuncu basamağa) geçirmek	carry v.
500	General	hizmete geçirmek	put into service v.