Geçmiş

vermek

"vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 153 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	vermek	give f.
General
2	Genel	vermek	bring forth f.
3	Genel	vermek	impute f.
4	Genel	vermek	bestow upon f.
5	Genel	vermek	attribute f.
6	Genel	vermek	consign f.
7	Genel	vermek	serve f.
8	Genel	vermek	surrender f.
9	Genel	vermek	put up f.
10	Genel	vermek	issue f.
11	Genel	vermek	let out f.
12	Genel	vermek	inflict f.
13	Genel	vermek	favour with f.
14	Genel	vermek	place f.
15	Genel	vermek	confer upon f.
16	Genel	vermek	indue f.
17	Genel	vermek	tender f.
18	Genel	vermek	marry f.
19	Genel	vermek	inject f.
20	Genel	vermek	pass in f.
21	Genel	vermek	entrust f.
22	Genel	vermek	attach f.
23	Genel	vermek	produce f.
24	Genel	vermek	administer f.
25	Genel	vermek	offer f.
26	Genel	vermek	reach f.
27	Genel	vermek	resign to f.
28	Genel	vermek	come at f.
29	Genel	vermek	award f.
30	Genel	vermek	let f.
31	Genel	vermek	pay f.
32	Genel	vermek	lend f.
33	Genel	vermek	dish out f.
34	Genel	vermek	dispose f.
35	Genel	vermek	defray f.
36	Genel	vermek	ascribe f.
37	Genel	vermek	submit f.
38	Genel	vermek	deal f.
39	Genel	vermek	inoculate f.
40	Genel	vermek	instate f.
41	Genel	vermek	bestow on f.
42	Genel	vermek	confer on f.
43	Genel	vermek	mete out f.
44	Genel	vermek	impart to f.
45	Genel	vermek	lodge f.
46	Genel	vermek	spare f.
47	Genel	vermek	deliver up f.
48	Genel	vermek	allow f.
49	Genel	vermek	accord f.
50	Genel	vermek	bestow f.
51	Genel	vermek	pony up f.
52	Genel	vermek	give away f.
53	Genel	vermek	dispose of f.
54	Genel	vermek	come across with f.
55	Genel	vermek	distribute f.
56	Genel	vermek	hand in f.
57	Genel	vermek	devote f.
58	Genel	vermek	dispense f.
59	Genel	vermek	sell f.
60	Genel	vermek	extend f.
61	Genel	vermek	contribute f.
62	Genel	vermek	give f.
63	Genel	vermek	endow f.
64	Genel	vermek	confer f.
65	Genel	vermek	give something away f.
66	Genel	vermek	cede f.
67	Genel	vermek	hand over f.
68	Genel	vermek	dedicate f.
69	Genel	vermek	bring in f.
70	Genel	vermek	hand out f.
71	Genel	vermek	apply f.
72	Genel	vermek	assign f.
73	Genel	vermek	bend f.
74	Genel	vermek	bear f.
75	Genel	vermek	concede f.
76	Genel	vermek	donate f.
77	Genel	vermek	hand f.
78	Genel	vermek	grant f.
79	Genel	vermek	give in f.
80	Genel	vermek	hand something in f.
81	Genel	vermek	present f.
82	Genel	vermek	provide f.
83	Genel	vermek	yield f.
84	Genel	vermek	pass f.
85	Genel	vermek	supply with f.
86	Genel	vermek	deliver f.
87	Genel	vermek	intrust f.
88	Genel	vermek	furnish f.
89	Genel	vermek	emit f.
90	Genel	vermek	favour f.
91	Genel	vermek	hold out f.
92	Genel	vermek	endue f.
93	Genel	vermek	render f.
94	Genel	vermek	impart f.
95	Genel	vermek	expend f.
96	Genel	vermek	supply f.
97	Genel	vermek	fix up f.
98	Genel	vermek	give possession f.
99	Genel	vermek	afford f.
100	Genel	vermek	erogate f.
101	Genel	vermek	favor f.
102	Genel	vermek	lene f.
103	Genel	vermek	hands f.
104	Genel	vermek	breathe f.
105	Genel	vermek	yive f.
106	Genel	vermek	demise [obsolete] f.
107	Genel	vermek	gie [scotland] f.
108	Genel	vermek	impatronize [obsolete] f.
109	Genel	vermek	impatronise [obsolete] f.
110	Genel	vermek	impute f.
111	Genel	vermek	infer [obsolete] f.
112	Genel	vermek	cut f.
113	Genel	vermek	gae [scotland] f.
114	Genel	vermek	interpose f.
115	Genel	vermek	possess f.
116	Genel	vermek	pretend [obsolete] f.
117	Genel	vermek	report f.
118	Genel	vermek	feed f.
119	Genel	vermek	pass f.
120	Genel	vermek	put f.
121	Genel	vermek	set f.
Phrasals
122	Öbek Fiiller	vermek	blossom into something f.
123	Öbek Fiiller	vermek	pass over to f.
124	Öbek Fiiller	vermek	issue to f.
125	Öbek Fiiller	vermek	drop off f.
126	Öbek Fiiller	vermek	give in f.
127	Öbek Fiiller	vermek	pass to f.
128	Öbek Fiiller	vermek	pass on to f.
129	Öbek Fiiller	vermek	give out f.
130	Öbek Fiiller	vermek	toss out f.
131	Öbek Fiiller	vermek	pass on f.
132	Öbek Fiiller	vermek	hand in f.
133	Öbek Fiiller	vermek	favor with f.
134	Öbek Fiiller	vermek	fix up f.
135	Öbek Fiiller	vermek	give of f.
136	Öbek Fiiller	vermek	give over f.
Trade/Economic
137	Ticaret/Ekonomi	vermek	refer f.
138	Ticaret/Ekonomi	vermek	assign f.
Law
139	Hukuk	vermek	allow f.
140	Hukuk	vermek	settle f.
Technical
141	Teknik	vermek	yield f.
142	Teknik	vermek	present f.
143	Teknik	vermek	render f.
144	Teknik	vermek	apply f.
145	Teknik	vermek	transmit f.
146	Teknik	vermek	supply f.
147	Teknik	vermek	generate f.
148	Teknik	vermek	impart f.
Tobacco
149	Tütün	vermek	refer f.
Archaic
150	Eski Kullanım	vermek	derive f.
British Slang
151	İngiliz Argosu	vermek	wazz f.
152	İngiliz Argosu	vermek	luzz f.
153	İngiliz Argosu	vermek	bung f.

"vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	meyve vermek	fruit f.
2	Yaygın Kullanım	güç vermek	sustain f.
3	Yaygın Kullanım	ders vermek	teach f.
4	Yaygın Kullanım	sert cevap vermek	retort f.
5	Yaygın Kullanım	şekil vermek	give shape f.
6	Yaygın Kullanım	mola vermek	stop over f.
7	Yaygın Kullanım	yanıt vermek	answer f.
8	Yaygın Kullanım	önem vermek	care f.
9	Yaygın Kullanım	değer vermek	value f.
10	Yaygın Kullanım	eğitim vermek	train f.
11	Yaygın Kullanım	yeniden güven vermek	reassure f.
12	Yaygın Kullanım	sipariş vermek	give an order f.
13	Yaygın Kullanım	yanıt vermek	reply to f.
14	Yaygın Kullanım	ders vermek	give a lesson f.
15	Yaygın Kullanım	son vermek	end f.
16	Yaygın Kullanım	olanak vermek	enable f.
17	Yaygın Kullanım	haber vermek	let know f.
18	Yaygın Kullanım	konferans vermek	lecture f.
19	Yaygın Kullanım	yanıt vermek	respond f.
20	Yaygın Kullanım	ödül vermek	award f.
21	Yaygın Kullanım	son vermek	cease f.
22	Yaygın Kullanım	sipariş vermek	place an order f.
23	Yaygın Kullanım	avans vermek	advance f.
24	Yaygın Kullanım	önem vermek	attach importance to f.
25	Yaygın Kullanım	biçim vermek	shape f.
26	Yaygın Kullanım	meme vermek	nurse f.
27	Yaygın Kullanım	yaprak vermek	leaf f.
28	Yaygın Kullanım	teklif vermek	offer f.
29	Yaygın Kullanım	sinyal vermek	signal f.
30	Yaygın Kullanım	haber vermek	report f.
31	Yaygın Kullanım	haber vermek	tell f.
32	Yaygın Kullanım	rehin vermek	gage f.
33	Yaygın Kullanım	sipariş vermek	order f.
34	Yaygın Kullanım	ceza vermek	punish f.
35	Yaygın Kullanım	haber vermek	inform f.
36	Yaygın Kullanım	sebebiyet vermek	cause f.
37	Yaygın Kullanım	kalacak yer vermek	accommodate f.
38	Yaygın Kullanım	(ürün/meyve) vermek	bear f.
39	Yaygın Kullanım	cevap vermek	answer f.
40	Yaygın Kullanım	izin vermek	allow f.
41	Yaygın Kullanım	yetki vermek	authorize f.
42	Yaygın Kullanım	ad vermek	denominate f.
43	Yaygın Kullanım	cesaret vermek	encourage f.
44	Yaygın Kullanım	şekil vermek	shape f.
45	Yaygın Kullanım	soluk vermek	exhale f.
46	Yaygın Kullanım	bilgi vermek	inform f.
47	Yaygın Kullanım	izin vermek	let f.
48	Yaygın Kullanım	ilham vermek	inspire f.
49	Yaygın Kullanım	söz vermek	promise f.
50	Yaygın Kullanım	izin vermek	permit f.
51	Yaygın Kullanım	(para) geri vermek	repay f.
52	Yaygın Kullanım	kesin karar vermek	resolve f.
53	Yaygın Kullanım	oy vermek	vote f.
54	Yaygın Kullanım	ürün vermek	yield f.
55	Yaygın Kullanım	son vermek	terminate f.
56	Yaygın Kullanım	ara vermek	pause f.
57	Yaygın Kullanım	ara vermek	have a break f.
58	Yaygın Kullanım	zarar vermek	damage f.
59	Yaygın Kullanım	karşılık vermek	respond f.
60	Yaygın Kullanım	karar vermek	decide f.
61	Yaygın Kullanım	öğüt vermek	advise f.
62	Yaygın Kullanım	ödünç vermek	lend f.
63	Yaygın Kullanım	mahkemeye vermek	sue f.
64	Yaygın Kullanım	selam vermek	greet f.
65	Yaygın Kullanım	selam vermek	salute f.
66	Yaygın Kullanım	dert vermek	bother f.
67	Yaygın Kullanım	ruhsat vermek	warrant f.
68	Yaygın Kullanım	izin vermek	warrant f.
69	Yaygın Kullanım	yetki vermek	warrant f.
70	Yaygın Kullanım	şekil vermek	mould f.
71	Yaygın Kullanım	şekil vermek	mold f.
72	Yaygın Kullanım	oy vermek	ballot f.
73	Yaygın Kullanım	yetki vermek	authorise f.
74	Yaygın Kullanım	rey vermek	vote f.
75	Yaygın Kullanım	mahkemeye vermek	sue for f.
76	Yaygın Kullanım	boşuna ümit vermek	tantalize f.
77	Yaygın Kullanım	oturuma ara vermek	adjourn f.
78	Yaygın Kullanım	karar vermek	make a decision f.
79	Yaygın Kullanım	hayvanlara zarar vermek	harm animals f.
80	Yaygın Kullanım	son vermek	put an end f.
General
81	Genel	bir ders vermek amacıyla kaleme alınmış kısa hikaye	exemplum i.
82	Genel	yemeklere tat vermek için kullanılan bitki	herb i.
83	Genel	güvenerek sırrını vermek	confidingness i.
84	Genel	bir hristiyanın kiliseye vermek üzere ayırdığı gelirinin yüzde onu	tithe i.
85	Genel	uçurtmaya geriye doğru eğim vermek için kullanılan ip	bowline i.
86	Genel	ibret vermek için yapılan	exemplary i.
87	Genel	ismini vermek istemeyen bir izleyici	an anonymous watcher i.
88	Genel	ismini vermek istemeyen bir dinleyici	an anonymous listener i.
89	Genel	adını vermek istemeyen bir dinleyici	an anonymous listener i.
90	Genel	gıyabında hüküm vermek	default i.
91	Genel	sağlıklı kilo vermek	healthy loss of weight i.
92	Genel	ödül vermek	adward [obsolete] i.
93	Genel	ödül olarak vermek	adward [obsolete] i.
94	Genel	kilo vermek için yapılan egzersizler	reducing exercises i.
95	Genel	bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi	needs test i.
96	Genel	abd'nin birtakım şehirlerinde mahkeme süreçlerinde hizmet vermek ve bazı görevleri ifa etmek üzere görevlendirilmiş kanun görevlisi	marshall i.
97	Genel	işaret vermek için ayna kullanma	heliography i.
98	Genel	sopa (ceza vermek amacıyla kullanılan ucu yassı ve yayvan)	paddle i.
99	Genel	grup üyelerine samimi ve gayriresmi olarak tanışma fırsatı vermek için bir partide yapılan oyun, gösteri veya dans	mixer i.
100	Genel	para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet	money changer i.
101	Genel	para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet	moneychanger i.
102	Genel	(abd'de) baba adayını kutlayıp ona hediye vermek için düzenlenen parti	dadchelor party [us] i.
103	Genel	granüllü görünüm vermek için yapay olarak işlenmiş yüzey	grain i.
104	Genel	kandırmak ve zarar vermek için verilen hediye	greek gift i.
105	Genel	aile ve ebeveynlik sorunlarına dair öneri ve destek vermek üzere kurulmuş ingiltere merkezli bir internet sitesi	mumsnet i.
106	Genel	yakın mesafe efekti vermek için yükseltilmiş ses	close-up i.
107	Genel	teşvik vermek	incentivize i.
108	Genel	teşvik vermek	incentivise i.
109	Genel	tıp öğrencilerine hasta başında eğitim vermek	clinic [obsolete] i.
110	Genel	birine destek vermek amacıyla savaşmayı taahhüt eden kişisel teminat	gauge i.
111	Genel	saça şekil vermek için kullanılan jelatinimsi preparat	gelatin i.
112	Genel	saça şekil vermek için kullanılan jelatinimsi preparat	gelatine i.
113	Genel	pirinç gibi metallere altın görüntüsü vermek için uygulanan bir cila	ormolu varnish i.
114	Genel	önceden haber vermek	prenunciation [obsolete] i.
115	Genel	zahmet vermek	impose upon f.
116	Genel	birine söz vermek	give someone one's word f.
117	Genel	umut vermek	promise f.
118	Genel	süt vermek (inek)	milk f.
119	Genel	ilaç olarak vermek	exhibiting f.
120	Genel	elle vermek	hand f.
121	Genel	birine fazla değer vermek	put someone on a pedestal f.
122	Genel	kulak vermek	give ear to f.
123	Genel	yanlış haber vermek	misinform f.
124	Genel	azap vermek	torment f.
125	Genel	maaşına zam işine son vermek	pay somebody off f.
126	Genel	karşılığını vermek	repay f.
127	Genel	düşük fiyat vermek (başkasının önerdiği fiyattan)	undercut f.
128	Genel	karşılık vermek	answer f.
129	Genel	yetki vermek	license f.
130	Genel	ara vermek	prorogue f.
131	Genel	söz vermek	assure f.
132	Genel	söz vermek	guarantee f.
133	Genel	yetki vermek	authorise f.
134	Genel	elden vermek	deliver something by hand f.
135	Genel	hasar vermek	devastate f.
136	Genel	yüz vermek	pamper f.
137	Genel	tam yetki vermek	give a free hand f.
138	Genel	keyif vermek	exhilarate f.
139	Genel	haber vermek	break the news f.
140	Genel	frikik vermek	flash one's panties f.
141	Genel	para vermek	chip in f.
142	Genel	hak ettiği maaştan az vermek	underpay f.
143	Genel	cesaret vermek	exhort f.
144	Genel	kendini (bir işe) vermek	settle down to f.
145	Genel	sıkıntı vermek	discomfort f.
146	Genel	talebe yanıt vermek	meet the demand f.
147	Genel	not vermek	grade a test f.
148	Genel	hediye olarak vermek	give away f.
149	Genel	karşılık vermek	spoke in response f.
150	Genel	ödül vb vermek	adjudge f.
151	Genel	hak ve yetki vermek	entitle f.
152	Genel	faize vermek	lend at interest f.
153	Genel	önem vermek	note f.
154	Genel	zarar vermek	flaw f.
155	Genel	meyvesini vermek	pan out f.
156	Genel	edebiyatta söz vermek	promise in literature f.
157	Genel	zarar vermek (hastalık)	affect f.
158	Genel	ara vermek	lie off f.
159	Genel	renk vermek	tinct f.
160	Genel	karar vermek	decree f.
161	Genel	anlam vermek	construe f.
162	Genel	cezasını vermek	smite f.
163	Genel	görev vermek	assign f.
164	Genel	aralık vermek	take a break f.
165	Genel	kilo vermek	reduce f.
166	Genel	ele vermek	delate f.
167	Genel	emanete vermek	check something in f.
168	Genel	söz vermek	commit f.
169	Genel	yol vermek	send about one's business f.
170	Genel	fetva vermek	fatwa f.
171	Genel	yeni bir hayat vermek	revivify f.
172	Genel	yetki vermek	vest with f.
173	Genel	tüm dikkatini vermek	pay particular attention to f.
174	Genel	kaçamak cevap vermek	evade f.
175	Genel	geçici olarak yol vermek (işçiye)	lay off f.
176	Genel	sipariş vermek	indent for f.
177	Genel	kulak vermek	attend f.
178	Genel	not vermek	give a mark f.
179	Genel	tam serbestlik vermek	give a free hand f.
180	Genel	kız vermek	wive f.
181	Genel	hakkını vermek	remunerate f.
182	Genel	meme vermek	lactate f.
183	Genel	acı vermek	distress f.
184	Genel	açık artırmada daha fazla fiyat vermek	outbid f.
185	Genel	postaya vermek	mail f.
186	Genel	çok zarar vermek	wreak havoc on f.
187	Genel	hakkında bilgi vermek	snitch on f.
188	Genel	kendine çekidüzen vermek	smarten up f.
189	Genel	ters anlam vermek	twist f.
190	Genel	bir şeyi birine vermek	put something down to f.
191	Genel	rüşvet vermek	corrupt f.
192	Genel	çeki düzen vermek	spruce f.
193	Genel	açık kart vermek	give carte blanche f.
194	Genel	ahlak dersi vermek	moralize f.
195	Genel	seçimde oy vermek	go to the poll f.
196	Genel	karşılık vermek	come back f.
197	Genel	şeker tadı vermek	sweeten f.
198	Genel	ele vermek	reveal f.
199	Genel	sakalı ele vermek	allow oneself be led by the nose f.
200	Genel	bilgi vermek	clear up f.
201	Genel	tat vermek	flavor f.
202	Genel	konferans vermek	give a lecture f.
203	Genel	vermek (ceza)	impose upon f.
204	Genel	depozito vermek	put down a deposit on something f.
205	Genel	teminat olarak vermek	pledge f.
206	Genel	hafif renk vermek	tinge f.
207	Genel	biçim vermek	forge f.
208	Genel	son vermek (bir konuşmaya)	put an end to f.
209	Genel	su vermek (çeliğe)	quench f.
210	Genel	ziyafet vermek	banqueting f.
211	Genel	birinin eline celpname vermek	serve a summons on f.
212	Genel	drahoma vermek	dower f.
213	Genel	kiraya vermek	let something off f.
214	Genel	açı vermek	angle f.
215	Genel	renk vermek	encolour f.
216	Genel	fasıla vermek	make a break f.
217	Genel	ışık vermek	light f.
218	Genel	birine sahte bir güven duygusu vermek	lull someone into a false sense of security f.
219	Genel	hediye vermek	give a present f.
220	Genel	söz vermek	give somebody one's word f.
221	Genel	ele vermek	squeal f.
222	Genel	mahkemeye vermek	have somebody up for something f.
223	Genel	mahkemeye vermek	sue f.
224	Genel	izin vermek	be in the clear f.
225	Genel	vermek (para)	place f.
226	Genel	eziyet vermek	plague f.
227	Genel	isteksizce vermek	grudge f.
228	Genel	zarar vermek	get at f.
229	Genel	postu vermek	die f.
230	Genel	hesap vermek	account for f.
231	Genel	tam not vermek	give something the thumbs up f.
232	Genel	lezzet vermek	season f.
233	Genel	karar vermek	make decision f.
234	Genel	keyif ve neşe vermek	exhilarate f.
235	Genel	karar vermek	fix on f.
236	Genel	cesaret vermek	nerve f.
237	Genel	ihtimal vermek	regard as possible f.
238	Genel	özel ders vermek	coach f.
239	Genel	senet vermek	give somebody written certification f.
240	Genel	can vermek	perish f.
241	Genel	resmi demeç vermek	lodge f.
242	Genel	zarar vermek	disadvantage f.
243	Genel	söz vermek	give a promise f.
244	Genel	sık ve kesik soluklar alıp vermek	breathe hard f.
245	Genel	lezzet vermek	savor f.
246	Genel	rüşvet vermek	square f.
247	Genel	konca vermek	bud f.
248	Genel	zarar vermek	scathe f.
249	Genel	karşılık vermek	counter f.
250	Genel	poz vermek	posture f.
251	Genel	acı vermek	inflict pain f.
252	Genel	fikir vermek	advise f.
253	Genel	karar vermek	settle f.
254	Genel	zarar vermek	labefy f.
255	Genel	karar vermek	hand down f.
256	Genel	kan vermek	donate blood f.
257	Genel	önerge vermek	make a motion f.
258	Genel	sıkıntı vermek	incommode f.
259	Genel	ürün vermek	bring forth f.
260	Genel	sinyal vermek	beam f.
261	Genel	önem vermek	regard f.
262	Genel	öğüt vermek	recommend f.
263	Genel	çeki düzen vermek	spruce up f.
264	Genel	karşılık vermek	hit back f.
265	Genel	son vermek	fetch up f.
266	Genel	aleyhinde oy vermek	vote against f.
267	Genel	imza vermek	autograph f.
268	Genel	sipariş vermek	commission f.
269	Genel	son vermek	break something off f.
270	Genel	hesap vermek	give an account of f.
271	Genel	ziyafet vermek	feast f.
272	Genel	(kararı vermek) (birine) kalmak	rest with f.
273	Genel	şekil vermek	give form to f.
274	Genel	hak vermek	entitle f.
275	Genel	tezkeresini eline vermek	give somebody his marching orders f.
276	Genel	lord payesi vermek	lord f.
277	Genel	eski mevkiini geri vermek	reinstate f.
278	Genel	yakıp söndürmek (işaret vermek için ışıkları)	flash f.
279	Genel	ödül vermek	reward f.
280	Genel	oy vermek	poll for f.
281	Genel	cevaz vermek	allow f.
282	Genel	bohçasını koltuğuna vermek	give somebody the sack f.
283	Genel	kiraya vermek	let out on hire f.
284	Genel	son nefesini vermek	gasp one's life out f.
285	Genel	cevap vermek	reply to f.
286	Genel	son vermek	chuck f.
287	Genel	çırak olarak vermek	apprentice f.
288	Genel	adını vermek	call on f.
289	Genel	yol vermek	turn somebody out f.
290	Genel	yemin vermek	swear f.
291	Genel	kaçmasına izin vermek	let out f.
292	Genel	büyük önem vermek	attach great importance to f.
293	Genel	sıkıcı öğütler vermek	jaw f.
294	Genel	tam puan vermek	give somebody the thumbs up f.
295	Genel	emanete vermek (bavulu)	check f.
296	Genel	tat vermek	flavour f.
297	Genel	ilaç vermek	administer a medicine f.
298	Genel	acı vermek	afflict f.
299	Genel	fiyat vermek	quote a price for f.
300	Genel	oy vermek	cast a vote f.
301	Genel	kaçamak yanıtlar vermek	reply evasively f.
302	Genel	karşılığını vermek	reward f.
303	Genel	yontarak şekil vermek	hew out f.
304	Genel	karar vermek	adjudge f.
305	Genel	kendisi hakkında hesap vermek	give an account of oneself f.
306	Genel	savaş vermek	fight f.
307	Genel	karşılık vermek	repay f.
308	Genel	önem vermek	put emphasis on f.
309	Genel	kiraya vermek	lease out f.
310	Genel	kumarhane çalışanına ikramiye vermek	toke f.
311	Genel	tav vermek	anneal f.
312	Genel	ad vermek	name f.
313	Genel	nefes vermek	expirer f.
314	Genel	gaz vermek	gas f.
315	Genel	öğüt vermek	expostulate f.
316	Genel	sözü vermek	floor goes to f.
317	Genel	kuvvetle soluk vermek	blow away f.
318	Genel	ölümüne sebebiyet vermek	cause the death of another person f.
319	Genel	önceden haber vermek (bir olayın gerçekleşeceğini)	prophesy f.
320	Genel	söylev vermek	speechify f.
321	Genel	izin belgesi vermek	license f.
322	Genel	çatal biçimi vermek	fork f.
323	Genel	ara vermek	take a break f.
324	Genel	meydan vermek	cause f.
325	Genel	moral vermek	rally f.
326	Genel	konser vermek	perform f.
327	Genel	ödün vermek	concede f.
328	Genel	kredi vermek	credit f.
329	Genel	reçetedeki ilaçları vermek	fill a prescription f.
330	Genel	isim vermek	give a name f.
331	Genel	imtiyaz vermek	privilege f.
332	Genel	esin vermek	reveal f.
333	Genel	kloroform vermek	chloroform f.
334	Genel	kaza süsü vermek	make it look like an accident f.
335	Genel	reaksiyon vermek	react f.
336	Genel	gitmesine izin vermek	dismiss f.
337	Genel	aklını vermek	turn to f.
338	Genel	zahmet vermek	put out f.
339	Genel	tekrar güven vermek	reassure f.
340	Genel	kaçamak yanıt vermek	stall f.
341	Genel	anlam vermek	understand f.
342	Genel	çiçek vermek	flower f.
343	Genel	fazla iş vermek	overtask f.
344	Genel	değer vermek	dignify f.
345	Genel	can vermek	animate f.
346	Genel	talebe yanıt vermek	respond to demand f.
347	Genel	fırsat vermek	give chance f.
348	Genel	isim vermek	entitle f.
349	Genel	not vermek	grade f.
350	Genel	görev vermek	entrust a task f.
351	Genel	boş vermek	not to bother f.
352	Genel	peklik vermek	constipate f.
353	Genel	toprağa vermek	bury f.
354	Genel	emek vermek	labour f.
355	Genel	yeniden boşluk vermek	respace f.
356	Genel	daha aşağı işlere vermek	disrate f.
357	Genel	yakıt vermek	fuel f.
358	Genel	ihtimal vermek	presume f.
359	Genel	sürgün vermek	shoot f.
360	Genel	vermek (yardım/kredi vb)	extend f.
361	Genel	nabza göre şerbet vermek	keep a foot in both camps f.
362	Genel	yapılması için emir vermek (toplantının)	summon f.
363	Genel	korku vermek	terrorize f.
364	Genel	uyarıcı vermek	hop up f.
365	Genel	rüşvet vermek	grease f.
366	Genel	teminat vermek	secure f.
367	Genel	sır vermek	tell a secret f.
368	Genel	yemek vermek	host for dinner f.
369	Genel	ad vermek	give a name f.
370	Genel	sıkıntı vermek	oppress f.
371	Genel	hüküm vermek	doom f.
372	Genel	vekalet vermek	give the procuration f.
373	Genel	ışık vermek	glimmer f.
374	Genel	vermek (ceza)	impose on f.
375	Genel	ızdırap vermek	grate f.
376	Genel	izahat vermek	account for f.
377	Genel	çeki düzen vermek	trig f.
378	Genel	açık vermek	be unable to hide something f.
379	Genel	ilaç vermek	medicine f.
380	Genel	ceza vermek	sentence f.
381	Genel	bıkkınlık vermek	tire out f.
382	Genel	kulak vermek	regard f.
383	Genel	gelirinin yüzde onunu kiliseye vermek	tithe f.
384	Genel	söz vermek	engage f.
385	Genel	imtihanı vermek	pass an examination f.
386	Genel	patırtıya vermek	put into confusion f.
387	Genel	söylev vermek	hold forth f.
388	Genel	akademik derece vermek	confer on f.
389	Genel	hüküm vermek	rule f.
390	Genel	patlak vermek	burst f.
391	Genel	asalet unvanı vermek	ennoble f.
392	Genel	ara vermek	make a pause f.
393	Genel	nutuk vermek	harangue f.
394	Genel	ırk ayırımına son vermek	desegregate f.
395	Genel	para cezası vermek	fine f.
396	Genel	zarar vermek	do a disservice f.
397	Genel	hasar vermek	damage f.
398	Genel	önceden haber vermek	previse f.
399	Genel	ruhsat vermek	licence f.
400	Genel	önem vermek	consider important f.
401	Genel	karneyle vermek	ration something out f.
402	Genel	boş vermek	disregard f.
403	Genel	az vermek	scrimp f.
404	Genel	mercimeği fırına vermek	have it away f.
405	Genel	yaşam savaşı vermek	scramble for a living f.
406	Genel	nefes vermek	breathe out f.
407	Genel	teröre destek vermek	promote terrorism f.
408	Genel	ara vermek	lay over f.
409	Genel	birine ters cevap vermek	bite someone's nose off f.
410	Genel	önceden haber vermek	portend f.
411	Genel	önem vermek	set store by f.
412	Genel	yetki vermek	empower f.
413	Genel	kendini vermek	apply f.
414	Genel	biçim vermek	embos f.
415	Genel	ders vermek	instruct f.
416	Genel	kan vermek	give blood f.
417	Genel	icraya vermek	refer to the court of bailiff f.
418	Genel	son nefesini vermek	draw one's last breath f.
419	Genel	zayiat vermek	suffer casualties f.
420	Genel	işaret vermek	make a sign to somebody f.
421	Genel	dert vermek	bother f.
422	Genel	haber vermek	advise f.
423	Genel	pay vermek	impart f.
424	Genel	kayıp vermek	endanger f.
425	Genel	zahmet vermek	trouble f.
426	Genel	karar vermek	dijudicate f.
427	Genel	durma sinyali vermek	signal to stop f.
428	Genel	fazla değer vermek	overrate f.
429	Genel	çalınmış eşya veya parayı sahibine geri vermek	kick back f.
430	Genel	teknik destek vermek	provide technical support f.
431	Genel	birinin ateşine karşılık vermek	shoot back at someone f.
432	Genel	romantik ve çekici bir hava vermek	glamorize f.
433	Genel	cevap vermek	return f.
434	Genel	borç vermek	loan f.
435	Genel	az vermek	skimp f.
436	Genel	el ele vermek	join forces f.
437	Genel	önceden haber vermek	give notice f.
438	Genel	hız vermek	hasten f.
439	Genel	meydan vermek	admit f.
440	Genel	izin vermek	authorize f.
441	Genel	gözdağı vermek	browbeat f.
442	Genel	soluk alıp vermek	breathe f.
443	Genel	bir yerde mola vermek	stop over in f.
444	Genel	hak vermek	justify f.
445	Genel	meyve vermek	produce f.
446	Genel	sipariş vermek	place an order with f.
447	Genel	yetki vermek	intitle f.
448	Genel	göç vermek	emigrate f.
449	Genel	kendini alkole vermek	hit the bottle f.
450	Genel	biçim vermek	style f.
451	Genel	acı vermek	harrow f.
452	Genel	önem vermek	place emphasis on f.
453	Genel	dışarı vermek	discharge f.
454	Genel	keyif vermek	intoxicate f.
455	Genel	gaz vermek	gun up f.
456	Genel	bir çekidüzen vermek	tidy up f.
457	Genel	hüküm vermek	sentence f.
458	Genel	boşuna ümit vermek	tantalise f.
459	Genel	cevap vermek	give an answer f.
460	Genel	sır vermek	betray a secret f.
461	Genel	ders vermek	rebuke f.
462	Genel	celpnameyi eline vermek	serve a summons f.
463	Genel	düzen vermek	put something in order f.
464	Genel	rüşvet vermek	give a bribe f.
465	Genel	keyif vermek	make somebody tipsy f.
466	Genel	tazminat vermek	recompense f.
467	Genel	geri vermek	pay back f.
468	Genel	hava vermek	tone f.
469	Genel	kulak vermek	listen out f.
470	Genel	imkan vermek	enable f.
471	Genel	gözlerine zarar vermek	strain one's eyes f.
472	Genel	kendini bir işe vermek	apply oneself to f.
473	Genel	büyük üzüntü vermek	grieve f.
474	Genel	karşılık vermek	talk back f.
475	Genel	kötü biçim vermek	misshape f.
476	Genel	uyuşturucu vermek	drug f.
477	Genel	kasvet vermek	fill somebody with melancholy f.
478	Genel	randevu vermek	make an appointment f.
479	Genel	ucuza kiraya vermek	underlet f.
480	Genel	gerekenden az bir miktarı vermek	skimp on f.
481	Genel	dokunulmazlık vermek	indemnify f.
482	Genel	ücretini vermek	fee f.
483	Genel	endişe vermek	disquiet f.
484	Genel	bagaja vermek	check baggage f.
485	Genel	gaz vermek	give the engine the gun f.
486	Genel	kaçamak cevap vermek	fence f.
487	Genel	sırrı dışarı vermek	give away f.
488	Genel	dikkatini vermek	turn to f.
489	Genel	karne ile vermek	ration f.
490	Genel	mola vermek	stop off at f.
491	Genel	tam gaz vermek	floor f.
492	Genel	zarar vermek	wreck f.
493	Genel	şehadetname vermek	certify f.
494	Genel	salahiyet vermek	authorize f.
495	Genel	patlak vermek	blow up f.
496	Genel	avans vermek	advance money f.
497	Genel	rehin olarak vermek	pledge f.
498	Genel	haber vermek	instruct f.
499	Genel	bilgi vermek	apprise f.
500	Genel	hüküm vermek	return f.