Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
fall
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"fall"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 173 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
fall
i.
güz
2
Yaygın Kullanım
fall
i.
düşüş
3
Yaygın Kullanım
fall
i.
sonbahar
4
Yaygın Kullanım
fall
f.
inmek
5
Yaygın Kullanım
fall
f.
düşmek
General
6
Genel
fall
i.
yıkma
7
Genel
fall
i.
çöküş
8
Genel
fall
i.
yamaç
9
Genel
fall
i.
düşme
10
Genel
fall
i.
çağlayan
11
Genel
fall
i.
düşürme
12
Genel
fall
i.
yıkılma
13
Genel
fall
i.
fırfır
14
Genel
fall
i.
çökme
15
Genel
fall
i.
inkıraz
16
Genel
fall
i.
döküm
17
Genel
fall
i.
sarkma
18
Genel
fall
i.
sukut
19
Genel
fall
i.
yaprak dökümü
20
Genel
fall
i.
dökülme
21
Genel
fall
i.
yavrulama
22
Genel
fall
i.
yağış
23
Genel
fall
i.
azalma
24
Genel
fall
i.
akma
25
Genel
fall
i.
kat
26
Genel
fall
i.
tuş
27
Genel
fall
i.
inme
28
Genel
fall
i.
düşüş (fiyat/talep/ısı vb'nde)
29
Genel
fall
i.
şelale
30
Genel
fall
i.
iniş
31
Genel
fall
i.
eğim
32
Genel
fall
i.
hazan
33
Genel
fall
i.
meyil
34
Genel
fall
i.
kadının şapkasına asılı olup sırtına doğru sarkan tül
35
Genel
fall
i.
elbise yakasına takılan süslü dantel şerit veya harç
36
Genel
fall
i.
uzun ve salınmış postiş
37
Genel
fall
i.
ahlaki sapma
38
Genel
fall
i.
yukarı kaldırma işlemindeki güçle çekilen kablo, halat veya zincir ucu
39
Genel
fall
i.
uçan çulluk ailesi
40
Genel
fall
i.
bir şeyin düşüş mesafesi
41
Genel
fall
i.
uzun takma saç
42
Genel
fall
i.
çıtçıt
43
Genel
fall
i.
kıyafette bol şekilde sarkan şey
44
Genel
fall
i.
teslim olma
45
Genel
fall
i.
kadının iffetini kaybetmesi
46
Genel
fall
i.
masumiyetini yitirme
47
Genel
fall
i.
kesilen ağaç sayısı
48
Genel
fall
i.
(güreşte) tuş
49
Genel
fall
f.
yatağa düşmek
50
Genel
fall
f.
yağmak
51
Genel
fall
f.
suratı asılmak
52
Genel
fall
f.
yüzü asılmak
53
Genel
fall
f.
kesilmek
54
Genel
fall
f.
dağılmak
55
Genel
fall
f.
sıyrılmak
56
Genel
fall
f.
alınmak
57
Genel
fall
f.
gerilemek
58
Genel
fall
f.
ayrılmak
59
Genel
fall
f.
karanlık basmak
60
Genel
fall
f.
alçalmak
61
Genel
fall
f.
devrilmek
62
Genel
fall
f.
gelmek
63
Genel
fall
f.
tünmek
64
Genel
fall
f.
kar düşmek
65
Genel
fall
f.
eğimli olmak
66
Genel
fall
f.
kapanmak
67
Genel
fall
f.
bitmek
68
Genel
fall
f.
yıkılmak
69
Genel
fall
f.
tam yerine denk gelmek
70
Genel
fall
f.
saldırmak
71
Genel
fall
f.
bölünmek
72
Genel
fall
f.
fenalaşmak
73
Genel
fall
f.
basmak
74
Genel
fall
f.
atışmak
75
Genel
fall
f.
gece çökmek
76
Genel
fall
f.
vurmak
77
Genel
fall
f.
dalmak
78
Genel
fall
f.
başlamak
79
Genel
fall
f.
tutulmak
80
Genel
fall
f.
eksilmek
81
Genel
fall
f.
mahvolmak
82
Genel
fall
f.
girişmek
83
Genel
fall
f.
ölmek
84
Genel
fall
f.
sukut etmek
85
Genel
fall
f.
çıkmak
86
Genel
fall
f.
rastlamak
87
Genel
fall
f.
zaptolunmak (kale)
88
Genel
fall
f.
bozuşmak
89
Genel
fall
f.
ucuzlamak
90
Genel
fall
f.
dökülmek
91
Genel
fall
f.
atlatmak
92
Genel
fall
f.
asılmak (surat)
93
Genel
fall
f.
ortalık kararmak
94
Genel
fall
f.
çökmek
95
Genel
fall
f.
vurmak (piyango)
96
Genel
fall
f.
karanlık bastırmak
97
Genel
fall
f.
hastalanmak
98
Genel
fall
f.
düşmek
99
Genel
fall
f.
düşüş kaydetmek
100
Genel
fall
f.
düşüş yaşamak
101
Genel
fall
f.
düşüş göstermek
102
Genel
fall
f.
aşağıya düşmek
103
Genel
fall
f.
azalmak
104
Genel
fall
f.
denk düşmek
105
Genel
fall
f.
(miras) hakkına düşmek
106
Genel
fall
f.
ödenmesi gerekmek
107
Genel
fall
f.
(ödemelerin) vadesi gelmek
108
Genel
fall
f.
ters düşmek
109
Genel
fall
f.
belirli bir duruma geçmek
110
Genel
fall
f.
(sıcaklık) düşmek
111
Genel
fall
f.
(aşık) olmak
112
Genel
fall
f.
(huy) edinmek
113
Genel
fall
f.
sarkmak
114
Genel
fall
f.
(gölge vb.) düşmek
115
Genel
fall
f.
denk gelmek
116
Genel
fall
f.
ele geçmek
117
Genel
fall
f.
(ses) kısılmak
118
Genel
fall
f.
(güçten) düşmek
119
Genel
fall
f.
canından olmak
120
Genel
fall
f.
darbe inmek
121
Genel
fall
f.
darbe yemek
122
Genel
fall
s.
güz dönemine ait
123
Genel
fall
s.
güz dönemi ile ilişkili
124
Genel
fall
s.
güz döneminde gerçekleşen
125
Genel
fall
s.
güz dönemine uygun
126
Genel
fall
s.
güz döneminde yetişen
Irregular Verb
127
Irregular Verb
fall
f.
fell - fallen
Colloquial
128
Konuşma Dili
fall
i.
tutuklanma
129
Konuşma Dili
fall
i.
tutukluluk
130
Konuşma Dili
fall
i.
tutuklanıp ceza alma
131
Konuşma Dili
fall
i.
yakayı ele verme
132
Konuşma Dili
fall
i.
polisin eline düşme
133
Konuşma Dili
fall
f.
suç işleyip yakalanmak
134
Konuşma Dili
fall
f.
yakayı ele vermek
135
Konuşma Dili
fall
f.
tutuklanmak
136
Konuşma Dili
fall
f.
bir suç yüzünden ceza almak
137
Konuşma Dili
fall
f.
tutuklanmak
Technical
138
Teknik
fall
i.
hidrolik yük
139
Teknik
fall
i.
hidrostatik yük
140
Teknik
fall
f.
düşmek
Mechanic
141
Mekanik
fall
i.
halat takımını yukarı kaldırmak için kuvvet uygulanan uç
Textile
142
Tekstil
fall
i.
özellikle şövalyelerin 17. yüzyılda giydiği ince kumaş ve dantelden yapılmış çok geniş yaka
143
Tekstil
fall
i.
katlanmış yakanın pli kısmından dış kenarına doğru olan kısmı
144
Tekstil
fall
i.
özellikle denizci pantolonlarında görülen önden sarkan geniş parça
145
Tekstil
fall
i.
paltonun etek kısmının serbest olan alt kenarı
Marine
146
Denizcilik
fall
i.
tirenti
147
Denizcilik
fall
i.
güvertenin seviyesinde görülen batma veya yükselme
148
Denizcilik
fall
i.
kargoyu veya filikaları yukarı çekmek ve nakletmek için kullanılan gereç
149
Denizcilik
fall
f.
çarpışmak
150
Denizcilik
fall
f.
çatışmak
Astrology
151
Astroloji
fall
i.
bir gezegenin etkisinin en olumsuz olduğu zodyak alanı
Zoology
152
Zooloji
fall
i.
bir defada doğan yavrular
153
Zooloji
fall
i.
bazı teriyer türlerinde yüze dökülen uzun tüyler
Botanic
154
Botanik
fall
i.
yaprak dökümü
Breeding
155
Hayvancılık
fall
f.
(kuzu) doğmak
Linguistics
156
Dilbilim
fall
i.
düşen perde
Religious
157
Dini
fall
i.
(teolojide) adem ve havva'nın cennet bahçesi'ndeki yasaklı meyveyi yemesi sonucu insanlığın başlangıçta var olan masumiyetini ve mutluluğunu kaybetmesi
158
Dini
fall
f.
(teolojide) yasaklı meyveyle ezeli masumiyeti ve mutluluğu kaybetmek
159
Dini
fall
f.
(hristiyanlık'ta) şeytana uymak
160
Dini
fall
f.
(hristiyanlık'ta) günaha girmek
Meteorology
161
Meteoroloji
fall
i.
düşüş
Geology
162
Jeoloji
fall
i.
göçme
Hunting
163
Silah/Atıcılık
fall
i.
tuzak
164
Silah/Atıcılık
fall
i.
ağırlıklı tuzak
Sport
165
Spor
fall
i.
güreşte rakibin omuzlarının mat ile temasının kesilmeyeceği şekilde sırt üstü kalmasını sağlamak
166
Spor
fall
i.
tuş
167
Spor
fall
i.
tuş ile sonuçlanan çeşitli güreş hareketleri
168
Spor
fall
f.
(krikette vurucunun kalesine) yuvarlanan topla gol yemek
Music
169
Müzik
fall
i.
müziksel kadans
170
Müzik
fall
i.
esas notanın altına ve üstüne eklenen iki küçük ayrı nota
171
Müzik
fall
i.
farklı seslerde veya kısımlarda meydana gelen iki küçük nota
Archaic
172
Eski Kullanım
fall
f.
(tımar) derebeyine intikal etmek
173
Eski Kullanım
fall
f.
(mevki) boşalmak
"fall"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
fall down
f.
çökmek
General
2
Genel
team fall back
i.
tim geri çekilin
3
Genel
causing to fall
i.
düşürme
4
Genel
fall guy
i.
abalı
5
Genel
fall budding
i.
güz aşısı
6
Genel
fall guy
i.
dolandırılan kimse
7
Genel
fall wind
i.
düşüş rüzgarı
8
Genel
fall range
i.
güzlek
9
Genel
fall irrigation
i.
güz sulaması
10
Genel
rise and fall
i.
iniş çıkış
11
Genel
rain fall
i.
yağmur
12
Genel
the fall
i.
hz adem ve havva'nın işlediği günah ve sonuçları
13
Genel
fall of man
i.
hz adem ve havva'nın işlediği günah ve sonuçları
14
Genel
rate of fall
i.
düşüş hızı
15
Genel
fall guy
i.
başkasının cezasını çeken kimse
16
Genel
slope of fall
i.
düşüş meyili
17
Genel
slope of fall
i.
düşüş eğikliği
18
Genel
fall guy
i.
şamar oğlanı
19
Genel
fall guy
i.
dolandırılan
20
Genel
fall guy
i.
keriz
21
Genel
fall guy
i.
enayi
22
Genel
fall-out
i.
atık
23
Genel
fall-out
i.
nükleer atık
24
Genel
dew-fall
i.
akşam
25
Genel
fall-out
i.
radyoaktif tortu
26
Genel
fall-out
i.
yan ürün
27
Genel
fall-out
i.
döküntü
28
Genel
fall-out
i.
radyoaktif çökelek
29
Genel
fall of an empire
i.
bir imparatorluğun çöküşü
30
Genel
fall guy
i.
kurban
31
Genel
rock fall
i.
kaya düşmesi
32
Genel
fall of darkness
i.
karanlığın bastırması
33
Genel
fall-board
i.
piyano klavyesini koruyan menteşeli kapak
34
Genel
risk of fall
i.
düşme riski/tehlikesi
35
Genel
large fall
i.
büyük düşüş
36
Genel
big fall
i.
büyük düşüş
37
Genel
heavy fall of snow
i.
yoğun kar yağışı
38
Genel
fall tournament
i.
sonbahar turnuvası
39
Genel
last fall
i.
son düşüş
40
Genel
marked fall
i.
belirgin düşüş
41
Genel
fall foliage
i.
yaprak dökümü
42
Genel
to-fall [scottish]
i.
akşam vakti
43
Genel
to-fall [scottish]
i.
akşam üzeri
44
Genel
fall equinox
i.
sonbahar ekinoksu
45
Genel
fall equinox
i.
22 eylül
46
Genel
fall equinox
i.
eylül ekinoksu
47
Genel
fall equinox
i.
gündüz ve gece süresinin eşit olduğu tarih
48
Genel
fall [scotland]
i.
başa gelen şey
49
Genel
fall guy
i.
günah keçisi
50
Genel
fall guy
i.
suç üzerine yıkılan kimse
51
Genel
flag fall [australia]
i.
asgari taksi ücreti
52
Genel
get somebody to fall for it
f.
dalgaya düşmek
53
Genel
fall into ruin
f.
dökülmek
54
Genel
fall at somebody's feet
f.
dizlerine kapanmak
55
Genel
fall fast asleep
f.
derin uykuya dalmak
56
Genel
fall into desuetude
f.
yürürlükten kalkmak
57
Genel
fall into step with
f.
ayak uydurmak
58
Genel
fall into oblivion
f.
unutulup gitmek
59
Genel
fall with
f.
uyum sağlamak
60
Genel
fall over
f.
yıkılmak
61
Genel
fall to pieces
f.
paramparça olmak
62
Genel
fall on
f.
hücum etmek
63
Genel
fall from
f.
yoldan çıkmak
64
Genel
fall for
f.
kendini kaptırmak
65
Genel
fall in step
f.
ayak uydurmak
66
Genel
fall about laughing
f.
gülmekten ölmek
67
Genel
fall flat
f.
başarısız olmak
68
Genel
fall overboard
f.
gemiden denize düşmek
69
Genel
fall out
f.
araları açılmak
70
Genel
fall to pieces
f.
yıkılmak
71
Genel
fall ill
f.
hastalanmak
72
Genel
fall out in the end
f.
külahları değişmek
73
Genel
fall down
f.
yıkılmak
74
Genel
fall back upon a thing
f.
güvenmek
75
Genel
fall desperately in love
f.
abayı yakmak
76
Genel
fall in love with
f.
yanmak
77
Genel
fall through
f.
başarısız olmak
78
Genel
fall in love
f.
aşka düşmek
79
Genel
fall on one's knees
f.
dize gelmek
80
Genel
fall ill
f.
hastalığa yakalanmak
81
Genel
fall into disuse
f.
kullanılmaz olmak
82
Genel
fall on
f.
vurmak (piyango)
83
Genel
fall behind with
f.
gecikmek
84
Genel
fall to
f.
kalmak
85
Genel
fall short
f.
yetmemek
86
Genel
fall to
f.
başlamak
87
Genel
fall back
f.
geri çekilmek
88
Genel
fall into a habit
f.
adet edinmek
89
Genel
fall down
f.
aşağı düşmek
90
Genel
fall away
f.
azalmak
91
Genel
fall in love with
f.
ateşine yanmak
92
Genel
fall into a reverie
f.
hayale dalmak
93
Genel
fall into disuse
f.
bırakılmak
94
Genel
fall asleep
f.
uykuya dalmak
95
Genel
fall for somebody
f.
aşka düşmek
96
Genel
fall from favour
f.
yıldızı sönmek
97
Genel
fall in with
f.
uyuşmak
98
Genel
fall foul
f.
çatışmak
99
Genel
fall on one's feet
f.
atlatmak
100
Genel
fall in a heap
f.
düşmek
101
Genel
fall over
f.
devrilmek
102
Genel
fall asleep
f.
dalmak
103
Genel
fall to loggerheads
f.
araları bozulmak
104
Genel
fall away
f.
eksilmek
105
Genel
fall into a trap
f.
çürük tahtaya basmak
106
Genel
fall behind
f.
geriye düşmek
107
Genel
fall sick
f.
rahatsızlanmak
108
Genel
fall in step with
f.
ayak uydurmak
109
Genel
fall foul of
f.
ile çatışmak
110
Genel
fall loosely
f.
halsiz düşmek
111
Genel
fall ill
f.
yatağa düşmek
112
Genel
fall with
f.
uymak
113
Genel
fall upon
f.
saldırmak
114
Genel
fall into ruin
f.
haraplaşmak
115
Genel
fall into the hands of
f.
eline düşmek
116
Genel
fall back on
f.
son çare olarak başvurmak
117
Genel
let fall
f.
ağzından kaçırmak
118
Genel
fall out with
f.
bozuşmak
119
Genel
fall into error
f.
hataya düşmek
120
Genel
fall pregnant
f.
hamile kalmak
121
Genel
cause to fall
f.
düşürmek
122
Genel
fall for
f.
vurulmak
123
Genel
fall like a bombshell
f.
gündeme bomba gibi düşmek
124
Genel
fall into discredit
f.
pabucu dama atılmak
125
Genel
fall ill
f.
şifayı kapmak
126
Genel
fall for
f.
kanmak
127
Genel
fall afoul
f.
zıt düşmek
128
Genel
fall into decay
f.
dökülmek
129
Genel
fall away
f.
gerilemek
130
Genel
fall for somebody
f.
aşık olmak (birisine)
131
Genel
fall from favour
f.
gözden düşmek
132
Genel
fall for
f.
aldatılmak
133
Genel
fall into a trap
f.
tuzağa düşmek
134
Genel
fall on one's feet
f.
sıyrılmak
135
Genel
fall off
f.
damlamak
136
Genel
fall on
f.
gelmek
137
Genel
fall out with
f.
kavga etmek
138
Genel
fall on
f.
rastlamak
139
Genel
fall abundantly and continuously
f.
sapır sapır dökülmek
140
Genel
fall due
f.
vadesi dolmak
141
Genel
fall under
f.
dahil olmak
142
Genel
fall among
f.
düşmek
143
Genel
fall short of
f.
aşağı kalmak
144
Genel
fall into
f.
uğramak
145
Genel
fall into sin
f.
sapmak
146
Genel
fall down
f.
düşmek
147
Genel
fall in love
f.
tutulmak (aşık olmak)
148
Genel
fall asleep
f.
uyumak
149
Genel
fall prey to
f.
tutsağı olmak
150
Genel
fall short of
f.
yetmemek
151
Genel
fall with
f.
rastlamak
152
Genel
get someone's to fall for it
f.
dalgaya gelmek
153
Genel
fall out with
f.
külahları değişmek
154
Genel
fall in a faint
f.
yığılmak
155
Genel
fall apart
f.
hayatı kararmak
156
Genel
fall off a horse
f.
attan düşmek
157
Genel
fall behind with
f.
sürüncemede kalmak
158
Genel
fall from grace
f.
suç işlemek
159
Genel
fall into
f.
dökülmek
160
Genel
fall back upon
f.
başvurmak
161
Genel
fall in love
f.
aşık olmak
162
Genel
fall ill
f.
rahatsızlanmak
163
Genel
fall in
f.
dizilmek
164
Genel
fall over
f.
düşmek
165
Genel
fall under
f.
kapsamı içerisinde olmak
166
Genel
fall for
f.
bayılmak
167
Genel
fall under
f.
çatısı altında toplanmak
168
Genel
fall ill
f.
hasta olmak
169
Genel
fall into oblivion
f.
unutulmak
170
Genel
fall in with
f.
kabul etmek
171
Genel
fall into
f.
bölünmek
172
Genel
fall on one's feet
f.
dört ayağının üstüne düşmek
173
Genel
fall in love with
f.
abayı yakmak
174
Genel
fall afoul
f.
ters düşmek
175
Genel
fall in love with
f.
vurulmak
176
Genel
fall down
f.
reddetmek
177
Genel
fall to bits
f.
parçalanmak
178
Genel
fall out
f.
kavga etmek
179
Genel
fall in love
f.
abayı yakmak
180
Genel
fall to pieces
f.
parçalanmak
181
Genel
fall to one's lot
f.
çıkmak
182
Genel
fall ill
f.
hasta düşmek
183
Genel
fall apart
f.
dağılmak
184
Genel
fall foul
f.
zıt düşmek
185
Genel
fall into the hands of an expert
f.
adamına düşmek
186
Genel
fall on
f.
saldırmak
187
Genel
fall to
f.
payına düşmek
188
Genel
fall in
f.
çökmek
189
Genel
fall in love
f.
sevdalanmak
190
Genel
fall victim to another's wrath
f.
gazaba uğramak
191
Genel
fall into
f.
maruz kalmak
192
Genel
fall prey to
f.
kapılmak
193
Genel
fall in
f.
göçmek
194
Genel
fall away
f.
inmek
195
Genel
fall into a habit
f.
alışkanlık edinmek
196
Genel
fall in with
f.
rastlamak
197
Genel
fall behind
f.
arkasında kalmak
198
Genel
fall from
f.
devrilmek
199
Genel
fall off
f.
azalmak
200
Genel
fall about with laughter
f.
katıla katıla gülmek
201
Genel
fall of one's chair
f.
küçükdilini yutmak
202
Genel
fall afoul
f.
çatışmak
203
Genel
fall prostrate
f.
yüzüstü düşmek
204
Genel
fall away
f.
çekilmek
205
Genel
fall a victim
f.
kurban gitmek
206
Genel
fall in
f.
kapılmak
207
Genel
fall down
f.
başarısızlığa uğramak
208
Genel
ride for a fall
f.
felakete sürüklenmek
209
Genel
fall for a trick
f.
oltayı yutmak
210
Genel
fall into decay
f.
bozulmak (durum vb)
211
Genel
fall short of
f.
umduğu gibi çıkmamak
212
Genel
fall out of favor
f.
ikbalden düşmek
213
Genel
fall through
f.
gerçekleşmemek
214
Genel
fall victim to
f.
kurban gitmek
215
Genel
fall flat
f.
umulan rağbeti hiç görmemek
216
Genel
fall asleep
f.
uyuyakalmak
217
Genel
fall into place
f.
yere düşmek
218
Genel
fall on
f.
tarihin belirli bir güne rastlaması
219
Genel
fall to
f.
isabet etmek
220
Genel
fall back on
f.
başvurmak
221
Genel
fall behind
f.
geri kalmak
222
Genel
fall prostrate
f.
yüzükoyun kapaklanmak
223
Genel
fall on
f.
düşmek
224
Genel
fall into confusion
f.
karmakarışık olmak
225
Genel
fall behind intentionally
f.
ağırdan almak
226
Genel
fall astern
f.
gerisinde kalmak
227
Genel
fall into
f.
akmak
228
Genel
fall due
f.
günü gelmek
229
Genel
fall flat on one's face
f.
kapaklanmak
230
Genel
fall back on
f.
müracaat etmek
231
Genel
fall into
f.
yer almak
232
Genel
fall off
f.
dökülmek
233
Genel
fall through
f.
başarısızlığa uğratmak
234
Genel
fall from
f.
düşmek
235
Genel
fall a victim to
f.
kurban gitmek
236
Genel
fall into disfavor
f.
gözden düşmek
237
Genel
fall in love with
f.
sevdalanmak
238
Genel
fall away
f.
eğimli olmak
239
Genel
fall about laughing
f.
katılmak
240
Genel
let fall
f.
düşürmek
241
Genel
fall in
f.
sıraya girmek
242
Genel
fall for it
f.
çapraza gelmek
243
Genel
fall behind
f.
gerisinde kalmak
244
Genel
fall in value
f.
devalüe olmak
245
Genel
fall out with somebody
f.
arası açılmak
246
Genel
fall for
f.
çok beğenmek
247
Genel
fall back up
f.
son çare olarak başvurmak
248
Genel
fall within
f.
yer almak
249
Genel
fall for
f.
bitmek
250
Genel
fall short
f.
yeterli olmamak
251
Genel
fall foul
f.
ters düşmek
252
Genel
fall on all fours
f.
dört ayak üzerine düşmek
253
Genel
fall out with somebody
f.
biriyle bozuşmak
254
Genel
fall in step
f.
adım uydurmak
255
Genel
fall for somebody
f.
kesilmek
256
Genel
fall off
f.
bozulmak
257
Genel
fall for
f.
bağlanmak
258
Genel
fall down
f.
geri çevirmek
259
Genel
fall apart
f.
parçalara ayrılmak
260
Genel
fall off
f.
terketmek
261
Genel
fall in love with
f.
meyil vermek
262
Genel
fall into
f.
edinmek
263
Genel
fall short of
f.
yeterli olmamak
264
Genel
fall into abeyance
f.
hükümsüz olmak
265
Genel
fall sick
f.
hastalanmak
266
Genel
fall behind
f.
geride kalmak
267
Genel
fall to one's share
f.
payına düşmek
268
Genel
fall down
f.
eğilmek
269
Genel
fall over oneself
f.
kendini çok istekli göstermek
270
Genel
fall by the wayside
f.
başarısız olmak
271
Genel
fall short of
f.
eksik gelmek
272
Genel
fall into disrepute
f.
adı kötüye çıkmak
273
Genel
fall on one's feet
f.
başarmak
274
Genel
fall flat
f.
başarı sağlayamamak
275
Genel
fall through
f.
suya düşmek
276
Genel
fall for
f.
tutulmak
277
Genel
fall into ruin
f.
tahrip olmak
278
Genel
fall back upon a thing
f.
sığınmak
279
Genel
fall in love with
f.
aşık olmak
280
Genel
fall down in a fit
f.
fenalık geçirerek yere düşmek
281
Genel
fall into one's lap
f.
anafordan gelmek
282
Genel
fall with
f.
karşılaşmak
283
Genel
fall out
f.
dışarıya düşmek
284
Genel
fall behind
f.
yetersiz kalmak
285
Genel
fall back on
f.
el atmak
286
Genel
fall back
f.
gerilemek
287
Genel
fall back upon
f.
el atmak
288
Genel
fall back upon
f.
müracaat etmek
289
Genel
fall headlong
f.
kafa üstü düşmek
290
Genel
fall out
f.
dışarıya çıkmak
291
Genel
fall out
f.
ortaya çıkmak
292
Genel
fall out
f.
külahları değişmek
293
Genel
fall out
f.
sıradan çıkmak
294
Genel
fall out
f.
eksilmek
295
Genel
fall out
f.
bozuşmak
296
Genel
fall out
f.
dökülmek
297
Genel
fall into abeyance
f.
artık kullanılmamak
298
Genel
fall from grace
f.
itibarı yerle bir olmak
299
Genel
fall from someone's grace
f.
gözünden düşmek
300
Genel
fall from grace
f.
gözden düşmek
301
Genel
fall from grace
f.
itibarını yitirmek
302
Genel
fall out with
f.
papaz olmak
303
Genel
fall from grace
f.
popülerliğini yitirmek
304
Genel
fall into a trance
f.
transa geçmek
305
Genel
fall under the hegemony of
f.
yönetimi altına girmek
306
Genel
fall under the hegemony of
f.
hakimiyeti altına girmek
307
Genel
fall under someone's rule
f.
yönetimi altına girmek
308
Genel
fall under someone's rule
f.
hakimiyeti altına girmek
309
Genel
fall in poverty
f.
acından ölmek
310
Genel
fall out of favor
f.
gözden düşmek
311
Genel
fall in disfavor
f.
gözden düşmek
312
Genel
fall for a trick
f.
zokayı yutmak
313
Genel
fall for a trick
f.
zokaya gelmek
314
Genel
fall out with
f.
birbirine girme
315
Genel
fall out with
f.
arası açılmak
316
Genel
fall into a pit
f.
çukura düşmek
317
Genel
fall into a hole
f.
çukura düşmek
318
Genel
fall into a hollow
f.
çukura düşmek
319
Genel
fall sick
f.
hasta düşmek
320
Genel
fall sick
f.
hasta olmak
321
Genel
fall short
f.
eksik gelmek
322
Genel
fall short
f.
az gelmek
323
Genel
fall short
f.
yetersiz kalmak
324
Genel
fall short
f.
yetersiz gelmek
325
Genel
fall a prey to time
f.
zamana yenik düşmek
326
Genel
fall a prey to time
f.
zamana yenilmek
327
Genel
(burden) fall on somebody
f.
üzerine yük binmek
328
Genel
fall under suspicion
f.
zan altına girmek
329
Genel
fall into sleep
f.
uykuya dalmak
330
Genel
fall into silence
f.
sessizliğe bürünmek
331
Genel
fall head over heels
f.
tepetaklak düşmek
332
Genel
fall from high
f.
yüksekten düşmek
333
Genel
fall off
f.
yüksekten düşmek
334
Genel
fall apart to pieces
f.
bin parçaya bölünmek
335
Genel
fall in with
f.
rastlaşmak
336
Genel
fall into place
f.
anlamlı gelmeye başlamak
337
Genel
fall into disuse
f.
kullanımdan kalkmak
338
Genel
fall into one's arm
f.
koluna girmek
339
Genel
fall in with
f.
tesadüfen karşılaşmak
340
Genel
fall apart to pieces
f.
mücadele yeteneğini kaybetmek
341
Genel
fall down
f.
aşağıya düşmek
342
Genel
fall over oneself to do something
f.
birşeyi yapmakta çok istekli olmak
343
Genel
fall into one's arm
f.
kola girmek
344
Genel
fall down into one's knees
f.
dizlerinin üzerine düşmek
345
Genel
take the fall
f.
suçu üzerine almak
346
Genel
fall off motorbike
f.
motordan düşmek
347
Genel
(plan) fall through
f.
plan bozulmak
348
Genel
fall in importance
f.
önemi azalmak
349
Genel
(one's profit) fall
f.
karı düşmek
350
Genel
(one's profit) fall
f.
karı azalmak
351
Genel
fall into a debt trap
f.
borç batağına sürüklenmek
352
Genel
fall into debt
f.
borç batağına sürüklemek
353
Genel
fall into decrease
f.
inişe geçmek
354
Genel
fall into decline
f.
inişe geçmek
355
Genel
fall short
f.
eksik çıkmak
356
Genel
fall under domination
f.
hakimiyete girmek
357
Genel
fall under domination
f.
hakimiyeti altına girmek
358
Genel
fall leaf
f.
yaprak dökmek
359
Genel
fall into depression
f.
depresyona girmek
360
Genel
fall into depression
f.
bunalıma girmek
361
Genel
trip and fall
f.
takılarak düşmek
362
Genel
stumble and fall
f.
takılarak düşmek
363
Genel
stumble and fall
f.
takılıp düşmek
364
Genel
trip and fall
f.
takılıp düşmek
365
Genel
be riding for a fall
f.
dikkatsizce davranak başarısızlığa davetiye çıkarmak
366
Genel
ride for a fall
f.
saçmalamak
367
Genel
ride for a fall
f.
çıldırmak
368
Genel
ride for a fall
f.
deli gibi davranmak
369
Genel
fall on deaf ear
f.
duymamazlıktan gelinmek
370
Genel
fall on deaf ear
f.
yok sayılmak
371
Genel
fall into trouble
f.
derde düşmek
372
Genel
fall foul of a rule
f.
kuralı çiğnemek
373
Genel
fall on evil days
f.
dara düşmek
374
Genel
fall foul of the rule
f.
kuralı ihlal etmek
375
Genel
fall down stairs
f.
merdivenden yuvarlanmak
376
Genel
fall into dispute
f.
ihtilafa düşmek
377
Genel
fall to pieces
f.
parçalara ayrılmak
378
Genel
fall to pieces
f.
tuzla buz olmak
379
Genel
(one's price) fall
f.
fiyatı düşmek
380
Genel
fall in love with
f.
aşka düşmek
381
Genel
fall for
f.
aşka düşmek
382
Genel
fall for
f.
abayı yakmak
383
Genel
fall in love with
f.
birine aşık olmak
384
Genel
fall in love with
f.
gönlünü kaptırmak
385
Genel
fall for
f.
aşık olmak
386
Genel
fall for
f.
birine aşık olmak
387
Genel
fall for
f.
gönlünü kaptırmak
388
Genel
fall in with somebody
f.
uyuşmak
389
Genel
fall for
f.
tongaya basmak
390
Genel
fall in with somebody
f.
rastlamak
391
Genel
fall in with somebody
f.
kabul etmek
392
Genel
fall for
f.
aldanmak
393
Genel
fall into error
f.
yanılgıya düşmek
394
Genel
fall back upon
f.
çare olarak -e başvurmak
395
Genel
fall on
f.
-e hücum etmek
396
Genel
fall in with somebody
f.
-e rastlamak
397
Genel
half-fall
f.
neredeyse düşmek
398
Genel
fall to
f.
-e koyulmak
399
Genel
fall short of
f.
tükenmek
400
Genel
fall off
f.
düşmek
401
Genel
fall to pieces
f.
dağılmak
402
Genel
fall down
f.
kötü gitmek
403
Genel
get/fall in the wrong hands
f.
kötü ellere düşmek
404
Genel
get/fall in the wrong hands
f.
yanlış ellere düşmek
405
Genel
fall within the remit of someone
f.
görev alanına girmek
406
Genel
fall behind in the class
f.
derslerden geri kalmak
407
Genel
fall behind
f.
derslerden geri kalmak
408
Genel
fall into one’s area of responsibility
f.
görev alanına girmek
409
Genel
fall into one's remit
f.
görev alanına girmek
410
Genel
fall into instability
f.
istikrarsızlığa düşmek
411
Genel
fall into someone's lap
f.
şans ile başarmak
412
Genel
fall into someone's lap
f.
(fırsat vb) ayağına gelmek
413
Genel
fall into line with
f.
aynı şekilde hareket etmek
414
Genel
fall down
f.
saygıyla eğilmek
415
Genel
fall into place
f.
anlamını bulmaya başlamak
416
Genel
fall out of favor with
f.
gözden düşmek
417
Genel
fall into step with
f.
ortama ayak uydurmak
418
Genel
fall in step with
f.
ortama ayak uydurmak
419
Genel
fall into oblivion
f.
unutulmaya yüz tutmak
420
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyonda uyuyakalmak
421
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyon başında uyuyakalmak
422
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyonda uyumak
423
Genel
fall to loggerheads
f.
bozuşmak
424
Genel
fall victim to an incurable disease
f.
tedavisi olmayan bir hastalığın pençesine düşmek
425
Genel
fall victim to an incurable disease
f.
tedavi edilemeyen bir hastalığın pençesine düşmek
426
Genel
fall into trap
f.
tuzağa düşmek
427
Genel
fall below the critical level
f.
kritik seviyenin altına düşmek
428
Genel
fall short of the expectations
f.
beklentilerine yetmemek
429
Genel
fall victim to a stray bullet from a celebratory gunfire
f.
maganda kurşununa kurban gitmek
430
Genel
fall asleep at the wheel
f.
direksiyon başında uyumak
431
Genel
fall to loggerheads
f.
araları açılmak
432
Genel
fall in despair
f.
ümitsizliğe düşmek
433
Genel
fall in love
f.
aşka tutulmak
434
Genel
fall in love
f.
aşkın içine düşmek
435
Genel
fall to the level of
f.
seviyesine gerilemek
436
Genel
fall into a vegetative state
f.
bitkisel hayata girmek
437
Genel
lose one's balance and fall
f.
dengesini kaybedip düşmek
438
Genel
fall in price
f.
fiyatı düşürmek
439
Genel
fall behind the schedule
f.
programın gerisinde kalmak
440
Genel
darkness to fall
f.
karanlık çökmek
441
Genel
fall victim to
f.
azizliğine uğramak
442
Genel
fall into danger
f.
tehlikeye düşmek
443
Genel
price to fall
f.
fiyat düşmek
444
Genel
fall faint
f.
düşüp bayılmak
445
Genel
fall onto one's knees
f.
diz üstü çökmek
446
Genel
fall onto one's knees
f.
dizlerinin üstüne çökmek
447
Genel
make someone fall
f.
birini düşürmek
448
Genel
make someone fall
f.
düşmesine neden olmak
449
Genel
fall out with each other
f.
birbirine düşmek
450
Genel
fall into this category
f.
bu kategoriye girmek
451
Genel
fall into the category of
f.
kategorisine girmek
452
Genel
fall off the agenda
f.
gündemden kalkmak
453
Genel
fall apart
f.
uzak düşmek
454
Genel
fall apart
f.
ırak düşmek
455
Genel
fall short of
f.
yetersiz kalmak
456
Genel
fall short of
f.
bekleneni verememek
457
Genel
fall short of
f.
beklentileri karşılamamak
458
Genel
fall short of
f.
başaramamak
459
Genel
fall short of
f.
bekleneni vermemek
460
Genel
fall short of
f.
beklentileri karşılayamamak
461
Genel
fall victim to slander
f.
iftiraya kurban gitmek
462
Genel
fall back
f.
saatleri geri almak
463
Genel
fall out of bed
f.
yataktan düşmek
464
Genel
fall out of bed
f.
hızla taban yapmak
465
Genel
fall out of bed
f.
hızla düşmek
466
Genel
fall out of touch with
f.
-ile irtibatı kaybetmek
467
Genel
fall out of touch with
f.
-ile irtibatı yitirmek
468
Genel
fall out of work
f.
işsiz kalmak
469
Genel
fall out of a window
f.
pencereden düşmek
470
Genel
fall heir to something
f.
mirasçı olmak
471
Genel
fall heir to something
f.
varis olmak
472
Genel
fall by 1.0 percent
f.
değeri %1 düşmek
473
Genel
fall by 1.0 percent
f.
%1 değer kaybetmek/yitirmek
474
Genel
fall from the top shelf
f.
üst raftan düşmek
475
Genel
fall out of a helicopter
f.
bir helikopterden düşmek
476
Genel
fall off the monkey bars
f.
oyun parkındaki demirlerden düşmek
477
Genel
fall to the ground like a sack of spuds
f.
patates çuvalı gibi düşmek
478
Genel
fall/come under the influence of
f.
etkisi altına girmek
479
Genel
fall behind the times
f.
zamanın gerisinde kalmak
480
Genel
(for night) to fall
f.
gece çökmek
481
Genel
fall vacant
f.
(koltuk/oda vb) boşalmak
482
Genel
fall down the stairs
f.
merdivenlerden düşmek
483
Genel
fall asleep on the bed
f.
yatakta uyuyakalmak
484
Genel
slip and fall
f.
kayıp düşmek
485
Genel
fall in the trap of prostitution
f.
fuhuş batağına saplanmak/düşmek
486
Genel
fall into the prostitution trap
f.
fuhuş tuzağına düşmek
487
Genel
fall into the trap of prostitution
f.
fuhuş batağına saplanmak/düşmek
488
Genel
fall in the trap of prostitution
f.
fuhuş tuzağına düşmek
489
Genel
fall into the trap of prostitution
f.
fuhuş tuzağına düşmek
490
Genel
fall into the prostitution trap
f.
fuhuş batağına saplanmak/düşmek
491
Genel
trip and fall
f.
ayağı takılıp düşmek
492
Genel
fall back and regroup
f.
geri çekilip yeniden toparlanmak
493
Genel
fall back and regroup
f.
geri çekilip yeniden toplanmak
494
Genel
fall into heedlessness
f.
gaflete düşmek
495
Genel
fall into carelessness
f.
gaflete düşmek
496
Genel
fall asleep at the table
f.
masada uyuyakalmak
497
Genel
fall victim to bad weather
f.
kötü havanın azizliğine uğramak
498
Genel
fall off the agenda
f.
gündemden düşmek
499
Genel
fall down an elevator shaft
f.
asansör boşluğuna düşmek
500
Genel
fall down an open elevator shaft
f.
asansör boşluğuna düşmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of fall
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy