remedying - Türkçe İngilizce Sözlük

remedying

"remedying" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
remedy i. çare
That is a really effective remedy.
Bu gerçekten etkili bir çaredir.

More Sentences
General
remedy i. ilaç
The best remedy for the flu is lemon tea with ginger and honey.
Grip için en iyi ilaç zencefil ve ballı limon çayıdır.

More Sentences
remedy i. tedavi
Is there another remedy?
Başka bir tedavi var mı?

More Sentences
remedy i. çare
Whether this is the remedy, I do not know.
Çare bu mudur, bilemiyorum.

More Sentences
remedy f. düzeltmek
To remedy this, vigorous efforts are required.
Bunu düzeltmek için yoğun çaba sarf edilmesi gerekmektedir.

More Sentences
remedy f. düzeltmek
Can these only be attributed to the shortcomings of the air traffic control system, which we are now seeking to remedy?
Bunlar sadece hava trafik kontrol sisteminin, artık düzeltmeye çalıştığımız eksikliklerine atfedilebilir mi?

More Sentences
remedy f. tamir etmek
Our contractors agreed to remedy the broken chimney.
Müteahhitlerimiz kırık bacayı tamir etmeyi kabul etti.

More Sentences
Trade/Economic
remedy yol
We wish to indicate our vote that this legal remedy should have a place in European law.
Bu hukuk yolunun Avrupa hukukunda bir yeri olması gerektiği yönündeki oyumuzu belirtmek isteriz.

More Sentences
Technical
remedy i. çare
This is an effective remedy for crime.
Bu suç için etkili bir çaredir.

More Sentences
remedy i. çözüm
Unemployment levels show us we need an urgent remedy.
İşsizlik seviyeleri gösteriyor ki bize acil bir çözüm gerek.

More Sentences
Common Usage
remedy i. deva
General
remedy i. umar
remedy i. çıkar yol
remedy i. derman
remedy i. em
remedy i. deva
remedy i. şifa
remedy i. onarım
remedy i. tamir
remedy i. düzeltici önlem
remedy i. ıslah
remedy f. tedavi etmek
remedy f. çözüm getirmek
remedy f. gereğine bakmak
remedy f. çare bulmak
remedy f. onarmak
remedy f. iyileştirmek
remedy f. sağaltmak
remedy f. iyi etmek
remedy f. çaresini bulmak
remedy f. şifa vermek
remedy f. icabına bakmak
remedy f. ıslah etmek
remedy f. doğru yola getirmek
Trade/Economic
remedy i. çıkar
remedy i. yasal çözüm yolu
Law
remedy i. kanun yolu
Technical
remedy i. madeni paralarda yasal olarak izin verilen ağırlık veya incelik sapması
Telecom
remedy i. tedbir
Mechanic
remedy i. arızaların giderilme çözümü
Education
remedy i. ingiliz okullarında yarıyıl tatili

"remedying" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 73 sonuç

İngilizce Türkçe
Medical
herbal remedy i. bitkisel ilaç
By comparison, the risks posed by traditional herbal remedies are minimal.
Buna kıyasla, geleneksel bitkisel ilaçların oluşturduğu riskler minimum düzeydedir.

More Sentences
General
folk remedy i. kocakarı ilacı
legal remedy i. hukuki çözüm
household remedy i. halk ilacı
provisional remedy i. geçici çare
sole remedy i. tek çıkar yol
sole remedy i. tek çare
home remedy i. evde hazırlanan ilaçlarla yapılan tedavi
snakebite remedy i. likör
snakebite remedy i. viski
be a remedy f. derman olmak
seek a remedy f. çare aramak
find a remedy f. çare bulmak
find a remedy f. derman bulmak
seek a remedy f. derman aramak
search for a remedy f. çare aramak
look for a remedy f. çare aramak
try to find a remedy f. çare bulmaya çalışmak
remedy the deficiency f. yetersizliği gidermek
remedy the deficiency f. eksiklik gidermek
be a remedy f. çare olmak
remedy the deficiencies f. eksik gidermek
remedy the deficiencies f. eksiklerini gidermek
offer a remedy f. çare sunmak
offer a remedy f. çözüm sunmak
remedy [obsolete] f. adaleti tesis etmek
Proverb
there is a remedy for everything except death ölümden başka her şeyin bir çaresi vardır
Trade/Economic
remedy of the mint i. yasal ağırlık ve incelikten izin verilen ölçüde sapma
interim remedy i. ara çözüm
provisional remedy i. geçici çare
legal remedy i. kanuni çözüm
local remedy i. yerel çare
local remedy i. yerel çözüm
Law
speedy remedy i. acele çare
alternative remedy i. alternatif kanun yolu
cumulative remedy i. alternatif kanun yolu
speedy remedy i. çabuk çare
cumulative remedy i. ek kanun yolu
right to an effective remedy i. etkili başvuru hakkı
right to an effective remedy i. etkin bir çözüme başvurma hakkı
right to an effective remedy i. etkili bir kanuni yola başvurma hakkı
right to an effective remedy i. etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkı
legal remedy i. hukuki yol
provisional remedy i. ihtiyati haciz
administrative remedy i. idari kanun yolu
provisional remedy i. ihtiyati tedbir
without adequate remedy at law i. kanuni yolların kısıtlı olması
legal remedy i. kanuni yol
remedy against i. karşı başvuru yolu
without adequate remedy at law i. kanunda yeterli çare olmaması
legal remedy i. kanun yolları
legal remedy i. kanun yolu
civil remedy i. mahkemenin belirlediği yasal çözüm
exclusive remedy i. münhasır başvuru yolu
civil remedy i. özel kanun yolları
ultimate remedy i. son çare
oppression remedy i. şirketler hukukuna göre bir şirket hissedarının hissesi bulunduğu şirkete karşı hissedarlık haklarıyla ilgili dava açma hakkı
full remedy action i. tam yargı davası
sole and exclusive remedy i. tek ve yeğane çare/çözüm
exclusive remedy i. tek başvuru yolu
full remedy action i. tam yargı davası
legal remedy i. yasal çare
judicial remedy i. yargı yolu
legal remedy i. yasal çözüm
judicial remedy i. yargı yolları
inadequate remedy i. yetersiz çare
domestic remedy i. yurtiçinde başvurulacak kanuni yollar
Politics
interim remedy i. ara çözüm
interim remedy i. geçici çözüm
remedy a situation f. bir durumu düzeltmek
Technical
remedy of the mint i. madeni paralarda yasal olarak izin verilen ağırlık veya incelik sapması
Medical
bach flower remedy i. alternatif tıpta kullanılan bach çiçek terapisi
herbal remedy i. bitkisel tedavi