|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
yön |
aspect i.
|
|
We are also disappointed by other aspects of the Commission proposal.
Komisyon teklifinin diğer yönleri de bizi hayal kırıklığına uğrattı.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
yön |
direction i.
|
|
This proposal is an interesting step in that direction.
Bu öneri bu yönde atılmış ilginç bir adımdır.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
yön |
way i.
|
|
You cannot face both ways at the same time, no matter how hard you try.
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, aynı anda iki yöne birden bakamazsınız.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
yön |
regard i.
|
|
I support the efforts of those two countries in that regard.
Bu iki ülkenin bu yöndeki çabalarını destekliyorum.
More Sentences
|
5 |
Genel |
yön |
side i.
|
|
The human side, people are the architects of their futures.
İnsani yönü, insanlar kendi geleceklerinin mimarlarıdır.
More Sentences
|
6 |
Genel |
yön |
facet i.
|
|
I think that is a pity, but we should not lose sight of this facet of future legislation.
Bunun üzücü olduğunu düşünüyorum, ancak gelecekteki mevzuatın bu yönünü gözden kaçırmamalıyız.
More Sentences
|
7 |
Genel |
yön |
way i.
|
|
The responsibilities work both ways.
Sorumluluklar her iki yönde de işler.
More Sentences
|
8 |
Genel |
yön |
course i.
|
|
This book is for people seeking to change course mid-career.
Bu kitap, kariyerinin ortasında yön değiştirmek isteyen insanlar içindir.
More Sentences
|
9 |
Genel |
yön |
direction i.
|
|
There is no scientific evidence going in a contrary direction.
Aksi yönde hiçbir bilimsel kanıt yoktur.
More Sentences
|
10 |
Genel |
yön |
orientation i.
|
|
This room's orientation is great.
Bu odanın yönü harika.
More Sentences
|
11 |
Genel |
yön |
point i.
|
|
There are 32 points on a compass.
Pusulada 32 yön var.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
12 |
Ticaret/Ekonomi |
yön |
course i.
|
|
My personal opinion is that the title is formally correct of course, for sport does not have its own legal basis.
Benim kişisel görüşüm, sporun kendi yasal dayanağı olmadığı için bu unvanın resmi olarak doğru olduğu yönündedir.
More Sentences
|
Technical |
|
13 |
Teknik |
yön |
direction i.
|
|
That is certainly true of the accession countries, where transport policy is moving in an undesirable direction.
Bu durum, taşımacılık politikasının istenmeyen bir yönde ilerlediği katılım ülkeleri için kesinlikle geçerlidir.
More Sentences
|
14 |
Teknik |
yön |
way i.
|
|
Which way did I vote on the extremely serious issue of Iraq?
Son derece ciddi bir mesele olan Irak konusunda hangi yönde oy kullandım?
More Sentences
|
|
General |
|
15 |
Genel |
yön |
turn i.
|
|
16 |
Genel |
yön |
channel i.
|
|
17 |
Genel |
yön |
sense i.
|
|
18 |
Genel |
yön |
rubric i.
|
|
19 |
Genel |
yön |
weather i.
|
|
20 |
Genel |
yön |
bearings i.
|
|
21 |
Genel |
yön |
complexion i.
|
|
22 |
Genel |
yön |
quarter i.
|
|
23 |
Genel |
yön |
party i.
|
|
24 |
Genel |
yön |
streak i.
|
|
25 |
Genel |
yön |
respect i.
|
|
26 |
Genel |
yön |
bearing i.
|
|
27 |
Genel |
yön |
tack i.
|
|
28 |
Genel |
yön |
airt i.
|
|
29 |
Genel |
yön |
wa [scotland] i.
|
|
30 |
Genel |
yön |
idol [obsolete] i.
|
|
31 |
Genel |
yön |
confrontment [obsolete] i.
|
|
32 |
Genel |
yön |
coast [obsolete] i.
|
|
33 |
Genel |
yön |
duct [obsolete] i.
|
|
34 |
Genel |
yön |
in terms of ed.
|
|
|
35 |
Genel |
yön |
dir. (direction) kısalt.
|
|
Technical |
|
36 |
Teknik |
yön |
trend i.
|
|
37 |
Teknik |
yön |
run i.
|
|
Aeronautic |
|
38 |
Havacılık |
yön |
bearing i.
|
|
Marine |
|
39 |
Denizcilik |
yön |
steering i.
|
|
40 |
Denizcilik |
yön |
set i.
|
|
Chemistry |
|
41 |
Kimya |
yön |
handedness i.
|
|
|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
zayıf yön |
foible i.
|
|
His satirical novel criticized the foibles of human nature.
Onun hiciv romanı, insan doğasının zayıf yönlerini eleştirdi.
More Sentences
|
2 |
Genel |
zıt yön |
opposite direction i.
|
|
Tom and Mary walked off in opposite directions.
Tom ve Mary zıt yönlere doğru yürüdüler.
More Sentences
|
3 |
Genel |
yön duyusu |
sense of direction i.
|
|
You have no sense of direction.
Senin yön duyun yok.
More Sentences
|
4 |
Genel |
doğru yön |
right direction i.
|
|
We are still not entirely convinced that that is going in the right direction.
Bunun doğru yönde ilerlediğine hala tam olarak ikna olmuş değiliz.
More Sentences
|
5 |
Genel |
yön duygusu |
sense of direction i.
|
|
Tom has no sense of direction.
Tom'un yön duygusu yok.
More Sentences
|
6 |
Genel |
aksi yön |
opposite direction i.
|
|
You should go in the opposite direction.
Aksi yöne gitmen gerekir.
More Sentences
|
7 |
Genel |
olumlu yön |
positive side i.
|
|
This positive side of things is all too often overshadowed by the prominence accorded to disputes.
İşin bu olumlu yönü, ihtilaflara verilen önem nedeniyle çoğu zaman gölgede kalıyor.
More Sentences
|
8 |
Genel |
olumsuz yön |
negative side i.
|
|
I have one last thing to say, also on the negative side, with regard to Kyoto.
Kyoto ile ilgili olarak, yine olumsuz yönde, söyleyeceğim son bir şey daha var.
More Sentences
|
9 |
Genel |
yön bulma |
navigation i.
|
|
Early explorers used the stars for navigation.
İlk kaşifler yön bulmak için yıldızları kullanırlardı.
More Sentences
|
10 |
Genel |
yön duygusu |
sense of direction i.
|
|
I have a bad sense of direction.
Kötü bir yön duygum var.
More Sentences
|
11 |
Genel |
(pusulada) yön |
bearing i.
|
|
As a boy scout, he knows how to take a compass bearing.
Bir izci olarak, pusula yönünü nasıl alacağını biliyor.
More Sentences
|
12 |
Genel |
koşarak yön bulma |
orienteering i.
|
|
The school organized an orienteering event.
Okul, harita ile koşarak yön bulma etkinliği düzenledi.
More Sentences
|
13 |
Genel |
yön değiştirmek |
change direction f.
|
|
The governments of the Union are not yet ready to change direction.
Birlik hükümetleri henüz yön değiştirmeye hazır değil.
More Sentences
|
14 |
Genel |
yön değiştirmek (rüzgar) |
shift f.
|
|
The wind is shifting.
Rüzgar yön değiştiriyor.
More Sentences
|
15 |
Genel |
yön değiştirmek |
change the direction f.
|
|
I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
Rüzgarın yönünü değiştiremem ama gidilecek yere ulaşmak için her zaman yelkenlerimi ayarlayabilirim.
More Sentences
|
16 |
Genel |
ters yön |
reverse s.
|
|
This is a one-way street; try not to drive in the reverse direction.
Burası tek yönlü bir cadde; ters yönde gitmemeye çalışın.
More Sentences
|
Colloquial |
|
17 |
Konuşma Dili |
doğru yön |
right direction i.
|
|
That is not to say that this is a perfect proposal, but it is a good step in the right direction.
Bu, bunun mükemmel bir öneri olduğu anlamına gelmez, ancak doğru yönde atılmış iyi bir adımdır.
More Sentences
|
Speaking |
|
18 |
Konuşma |
hangi yön? |
which direction? expr.
|
|
We have made progress, but in which direction?
İlerleme kaydettik ama hangi yönde?
More Sentences
|
Technical |
|
19 |
Teknik |
yön vermek |
direct f.
|
|
We can now further direct our work on the development of the next stage on the soil strategy.
Artık toprak stratejisinin bir sonraki aşamasının geliştirilmesine yönelik çalışmalarımıza daha fazla yön verebiliriz.
More Sentences
|
General |
|
20 |
Genel |
yön göstergeleri |
directional signs i.
|
|
21 |
Genel |
roket yön göstericisi |
misille guidance i.
|
|
22 |
Genel |
rüzgarın estiği yön |
windward i.
|
|
23 |
Genel |
saptırıcı yön |
deflector i.
|
|
24 |
Genel |
namazda yönelinen yön |
qibla i.
|
|
25 |
Genel |
yön tayini |
bearings i.
|
|
26 |
Genel |
modaya yön veren/etkileyen kişi veya grup |
taste maker i.
|
|
27 |
Genel |
yön değiştirme |
swing i.
|
|
28 |
Genel |
manyetik pusulanın iğnesince gösterilen yön |
magnetic north pole i.
|
|
29 |
Genel |
yön (bir hareketin) |
tack i.
|
|
30 |
Genel |
yön oku |
direction arrow i.
|
|
31 |
Genel |
geminin rüzgara göre yaptığı yön değişikliği |
tack i.
|
|
32 |
Genel |
yön (bir yelkenlinin) |
tack i.
|
|
33 |
Genel |
roket yön gösterimi |
missile guidance i.
|
|
|
34 |
Genel |
alçak frekans yön bulucusu |
low frequency direction finder i.
|
|
35 |
Genel |
yön bulma işareti |
landmark i.
|
|
36 |
Genel |
ters yön |
retrograde i.
|
|
37 |
Genel |
yön bulma |
direction finding i.
|
|
38 |
Genel |
manyetik bir iğne aracılığıyla yön belirten pusula |
magnetic compass i.
|
|
39 |
Genel |
yön verme |
collimating i.
|
|
40 |
Genel |
yön değiştirme |
veer i.
|
|
41 |
Genel |
rüzgarın geldiği yön |
upwind i.
|
|
42 |
Genel |
yön değiştirme |
chops and changes i.
|
|
43 |
Genel |
yön (bir düşüncenin takip ettiği) |
tack i.
|
|
44 |
Genel |
ana yön |
the cardinal point i.
|
|
45 |
Genel |
ortak yön |
common direction i.
|
|
46 |
Genel |
bir aracın gitmekte olduğu yön |
course i.
|
|
47 |
Genel |
elverişsiz koşullara yön veren kişi |
handicapper i.
|
|
48 |
Genel |
radyo yön bulucuları |
radio direction finders i.
|
|
49 |
Genel |
yön gösterici tabela |
direction sign i.
|
|
50 |
Genel |
yön duygusu |
bump of locality i.
|
|
51 |
Genel |
yön kestirme yeteneği |
sense of direction i.
|
|
52 |
Genel |
yön belirleme |
boning i.
|
|
53 |
Genel |
yön değiştirme |
deflection i.
|
|
54 |
Genel |
(yön) saptırma |
deflection i.
|
|
55 |
Genel |
yön levhası |
destination board i.
|
|
56 |
Genel |
bellini-tosi yön bulucusu |
bellini-tosi direction finder i.
|
|
57 |
Genel |
ortak yön |
community i.
|
|
58 |
Genel |
ters yön |
reverse direction i.
|
|
59 |
Genel |
güçlü yön |
strength i.
|
|
60 |
Genel |
karşılaştırmada eksik yön |
pale in comparison i.
|
|
61 |
Genel |
güçlü yön |
one's strength i.
|
|
62 |
Genel |
yön bulma yeteneği |
sense of direction i.
|
|
63 |
Genel |
yön bulma hissi |
sense of direction i.
|
|
64 |
Genel |
yan yön |
side i.
|
|
65 |
Genel |
iyi yön |
good side i.
|
|
66 |
Genel |
kötü yön |
bad side i.
|
|
67 |
Genel |
yön tabelası |
fingerpost i.
|
|
68 |
Genel |
yön tabelası |
direction sign i.
|
|
69 |
Genel |
yön levhası |
direction sign i.
|
|
70 |
Genel |
yön oku |
directional arrow i.
|
|
71 |
Genel |
yön değiştirme |
deflexion i.
|
|
72 |
Genel |
(yön) saptırma |
deflexion i.
|
|
73 |
Genel |
olumlu yön/taraf |
upside i.
|
|
74 |
Genel |
yasal yön |
legal aspect i.
|
|
75 |
Genel |
köpek podyumda iken, köpeğin dikkatini çekip hareketlerine yön verilmesi |
double handling i.
|
|
76 |
Genel |
yön kartı |
card i.
|
|
77 |
Genel |
cazip yön |
captation [obsolete] i.
|
|
78 |
Genel |
yön değiştirme |
change of direction i.
|
|
79 |
Genel |
karara yön veren şey |
tribunal i.
|
|
80 |
Genel |
yargıya yön veren şey |
tribunal i.
|
|
81 |
Genel |
yön değiştirme yeri |
turnoff i.
|
|
82 |
Genel |
piyasaya yön veren güçlü kurum |
eight-hundred-pound gorilla i.
|
|
83 |
Genel |
yön bulma becerisi |
sense of direction i.
|
|
84 |
Genel |
ani yön değişikliği |
jog i.
|
|
85 |
Genel |
yön bulma işareti |
meith [scotland] i.
|
|
86 |
Genel |
yön tabelası |
mercury [obsolete] i.
|
|
87 |
Genel |
farklı ve modaya yön veren tarz |
high style i.
|
|
88 |
Genel |
birincil yön |
highway i.
|
|
89 |
Genel |
iyi bilinen yön |
highway i.
|
|
90 |
Genel |
pusulada ana yön |
hinge [obsolete] i.
|
|
91 |
Genel |
zararlı veya rahatsız eden yön |
mischief i.
|
|
92 |
Genel |
yanlış yön |
misdirection i.
|
|
93 |
Genel |
yanlış yön |
misturn i.
|
|
94 |
Genel |
tatsız yön |
lowlight i.
|
|
95 |
Genel |
vasat yön |
lowlight i.
|
|
96 |
Genel |
oyunda yön |
game i.
|
|
97 |
Genel |
zıt yön |
rightabout i.
|
|
98 |
Genel |
ters yön |
rightabout i.
|
|
99 |
Genel |
hakim yön |
grain i.
|
|
100 |
Genel |
yön üzerindeki etki |
rudder i.
|
|
101 |
Genel |
yön veren araç |
rudder i.
|
|
102 |
Genel |
yön değiştiren araç |
rudder i.
|
|
103 |
Genel |
aniden yön değiştirme |
chuck i.
|
|
104 |
Genel |
politikaya yön verme veya sesini duyurma fırsatını elinden alma |
disenfranchisement i.
|
|
105 |
Genel |
politikaya yön verme veya sesini duyurma fırsatını elinden alma |
disenfranchisement i.
|
|
106 |
Genel |
zayıf yön |
weak side i.
|
|
107 |
Genel |
yön belirsizliği |
indetermination i.
|
|
108 |
Genel |
tuhaf yön |
curiosity i.
|
|
109 |
Genel |
büyüleyici yön |
fascination i.
|
|
110 |
Genel |
modaya yön veren kimse |
fash pack i.
|
|
111 |
Genel |
modaya yön veren kimse |
fashion arbiter i.
|
|
112 |
Genel |
zayıf yön |
feet of clay i.
|
|
113 |
Genel |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
finger post i.
|
|
114 |
Genel |
yön tabelası |
fingerboard i.
|
|
115 |
Genel |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
fingerboard i.
|
|
116 |
Genel |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
fingerpost i.
|
|
117 |
Genel |
yön duygusunun ayarlanması |
orientation i.
|
|
118 |
Genel |
(körling taşı) yön değiştirme |
pull i.
|
|
119 |
Genel |
yelkenlinin rüzgar nedeniyle yön değiştirmesi |
tack i.
|
|
120 |
Genel |
(rüzgar, akıntı) yön |
set i.
|
|
121 |
Genel |
yer yön duygusu |
bearings i.
|
|
122 |
Genel |
saygı uyandıran yön ve özellikler |
beauty i.
|
|
123 |
Genel |
göreceli yön |
prospect i.
|
|
124 |
Genel |
güneye bakan yön |
southward i.
|
|
125 |
Genel |
olumsuz yön |
downside i.
|
|
126 |
Genel |
yön değiştirmek |
chop about f.
|
|
127 |
Genel |
yön değiştirmek (gemi) |
put about f.
|
|
128 |
Genel |
yanlış yön göstermek |
misdirect f.
|
|
129 |
Genel |
yön değiştirmek |
put about f.
|
|
130 |
Genel |
yön değiştirmek |
veer f.
|
|
131 |
Genel |
yön değiştirmek |
haul off f.
|
|
132 |
Genel |
yön değiştirmek |
come over f.
|
|
133 |
Genel |
yön değiştirmek |
go about f.
|
|
134 |
Genel |
yön değiştirmek |
avert f.
|
|
135 |
Genel |
yön değiştirmek |
haul up f.
|
|
136 |
Genel |
yön değiştirmek |
shift f.
|
|
137 |
Genel |
yön değiştirmek |
chop round f.
|
|
138 |
Genel |
yön değiştirmek |
haul f.
|
|
139 |
Genel |
yeniden yön vermek |
reorient f.
|
|
140 |
Genel |
yön bulmak |
find direction f.
|
|
141 |
Genel |
yön göstermek |
give someone a direction f.
|
|
142 |
Genel |
trafiğe yön vermek |
divert the traffic f.
|
|
143 |
Genel |
yeni bir yön çizmeye karar vermek |
veer off in a new direction f.
|
|
144 |
Genel |
yön göstermek |
point somebody in direction f.
|
|
145 |
Genel |
geleceğine yön vermek |
shape one's future f.
|
|
146 |
Genel |
yön göstermek |
nudge somebody in direction f.
|
|
147 |
Genel |
yön almak |
take course f.
|
|
148 |
Genel |
yön almak |
take route f.
|
|
149 |
Genel |
yön almak |
take a path f.
|
|
150 |
Genel |
yön değiştirmek |
cut f.
|
|
151 |
Genel |
iyi yön vermek |
take a good turn f.
|
|
152 |
Genel |
yön vermek |
take turn f.
|
|
153 |
Genel |
yön vermek |
address f.
|
|
154 |
Genel |
kuzey yarımkürede saat yönünün tersine yönde ve güneyde saat yönünde yön değiştirmek |
back f.
|
|
155 |
Genel |
aniden yön değiştirmek |
cant f.
|
|
156 |
Genel |
yön vermek |
channel f.
|
|
157 |
Genel |
yön değiştirmek |
throw about f.
|
|
158 |
Genel |
birden yön değiştirmek |
zig f.
|
|
159 |
Genel |
birden yön değiştirmek |
zag f.
|
|
160 |
Genel |
yön vermek |
wise f.
|
|
161 |
Genel |
yön değiştirmek |
whimple f.
|
|
162 |
Genel |
hızla yön değiştirtmek |
whipsaw f.
|
|
163 |
Genel |
yön değiştirmek |
break f.
|
|
164 |
Genel |
yanlış yön göstermek |
misderive [obsolete] f.
|
|
165 |
Genel |
yön değiştirmek |
depart f.
|
|
166 |
Genel |
keskin şekilde yön değiştirmek |
dip f.
|
|
167 |
Genel |
yön göstermek |
direction f.
|
|
168 |
Genel |
birden yön değiştirmek |
overcome [obsolete] f.
|
|
169 |
Genel |
bakışları sürekli yön değiştirmek |
roll f.
|
|
170 |
Genel |
(koşum hayvanları) sahibin verdiği yön talimatlarına uymak |
gee f.
|
|
171 |
Genel |
(koşum hayvanı) sahibin verdiği yön talimatlarına uymak |
gee ho f.
|
|
172 |
Genel |
(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek |
orient f.
|
|
173 |
Genel |
yön levhalarıyla işaretlemek |
signpost f.
|
|
174 |
Genel |
yön belirtmek |
signpost f.
|
|
175 |
Genel |
yön göstermek |
signpost f.
|
|
176 |
Genel |
(meseleye) gereken doğrultuda yön vermek |
slant f.
|
|
177 |
Genel |
yön değiştirmek |
change f.
|
|
178 |
Genel |
yön değiştirmek |
turn f.
|
|
179 |
Genel |
durmadan yön değiştiren |
choppy s.
|
|
180 |
Genel |
yön verici |
collimating s.
|
|
181 |
Genel |
yön değiştiren (rüzgar) |
choppy s.
|
|
182 |
Genel |
yön değiştirdi |
shifted s.
|
|
183 |
Genel |
tek yön |
one way s.
|
|
184 |
Genel |
yön sinyali alan |
directional s.
|
|
185 |
Genel |
yön ile ilgili |
directional s.
|
|
186 |
Genel |
yön değiştiren |
veerable s.
|
|
187 |
Genel |
aniden yön değiştiren |
broken s.
|
|
188 |
Genel |
görüntüyle yön belirleyen |
optic s.
|
|
189 |
Genel |
politikaya yön verme hakkı alınmış |
disenfranchized s.
|
|
190 |
Genel |
politikaya yön verme hakkı alınmış |
disenfranchised s.
|
|
191 |
Genel |
yön şaşırtıcı |
disorientating s.
|
|
192 |
Genel |
saban hareketi gibi dönüşümlü yön değiştiren |
ploughwise s.
|
|
193 |
Genel |
yön verilmiş |
shaped s.
|
|
194 |
Genel |
yön levhalarıyla işaretlenmiş |
signposted s.
|
|
195 |
Genel |
yön/konum değiştirmeden |
true zf.
|
|
196 |
Genel |
ilk pusula noktasından yarım yön ötede |
half zf.
|
|
197 |
Genel |
yön dışında |
impolarily [obsolete] zf.
|
|
198 |
Genel |
pusulanın güneydoğu ile doğu arasında gösterdiği yön |
sebe (southeast by east) kısalt.
|
|
199 |
Genel |
pusulanın güneydoğu ile güney arasında gösterdiği yön |
sebs (southeast by south) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
200 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
cast about f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
cast around f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
come round f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
yön çizgisinden sapmak |
fall away f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
pivot around (something) f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
train off f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
belli bir tutumla yönlendirmek/yön vermek |
lead by f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
tail away f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
tail off f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
(ile) yön vermek |
steer with f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
(gemi) dönmek/yön değiştirmek |
come about f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
cut off f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
birden yön değiştirmek |
veer away from (someone or something) f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
(yol) u dönüşüne yakın yön değiştirmek |
switch back f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek |
sway to (something) f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek |
sway toward (something) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye, görüşe, inanca, duyguya) doğru yön değiştirmek |
swing to (something) f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye, görüşe, inanca, duyguya) doğru yön değiştirtmek |
swing to (something) f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
(başkalarının düşüncelerine/kararlarına göre) yön değiştirmek |
drift with (something) f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
yön değiştirmek |
glance away f.
|
|
Phrases |
|
220 |
İfadeler |
(biriyle/bir şeyle) ortak (özellik, yön) |
in common (with someone or something) expr.
|
|
221 |
İfadeler |
(biriyle/bir şeyle) müşterek (yön, özellik) |
in common (with someone or something) expr.
|
|
222 |
İfadeler |
(biriyle/bir şeyle) benzer (yön, özellik) |
in common (with someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
223 |
Konuşma Dili |
(basketbol) savunma oyuncusunu ekarte etmek için belli bir doğrultuda top sürerken aniden yön değiştirme |
crossover i.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
(buz pateni) hız kazanmak ya da yön değiştirmek üzere ayakları birbiri ardına hareket ettirme |
crossover i.
|
|
225 |
Konuşma Dili |
tarz bir yön |
snazz i.
|
|
226 |
Konuşma Dili |
diğer bir yön |
the other thing i.
|
|
227 |
Konuşma Dili |
geleceğe yön vermek |
steer the future f.
|
|
228 |
Konuşma Dili |
geleceğe yön vermek |
shape the future f.
|
|
Idioms |
|
229 |
Deyim |
vicdana yön veren ilkeler |
dictates of conscience i.
|
|
230 |
Deyim |
rüzgara/havaya göre yön değiştirme |
a change of tack i.
|
|
231 |
Deyim |
zayıf yön |
blind side i.
|
|
232 |
Deyim |
piyasaya yön veren güçlü kurum |
800-pound gorilla i.
|
|
233 |
Deyim |
zayıf yön |
blind side i.
|
|
234 |
Deyim |
iyi yön |
redeeming feature i.
|
|
235 |
Deyim |
avantajlı olduğu yön/taraf |
long suit i.
|
|
236 |
Deyim |
birinin avantajlı olduğu yön/taraf |
one's long suit i.
|
|
237 |
Deyim |
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi |
turn of the tide i.
|
|
238 |
Deyim |
olayların bir tarafın yararına olacak şekilde yön değiştirmesi |
turn of the tide i.
|
|
239 |
Deyim |
akıntının yön değiştirmesi |
turn of the tide i.
|
|
240 |
Deyim |
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi |
turning of the tide i.
|
|
241 |
Deyim |
olayların bir tarafın yararına olacak şekilde yön değiştirmesi |
turning of the tide i.
|
|
242 |
Deyim |
bilinmeyen bir şey/yön/nokta |
a blind spot i.
|
|
243 |
Deyim |
iyi yön |
a bright spot i.
|
|
244 |
Deyim |
iyi yön |
the bright spot i.
|
|
245 |
Deyim |
pozitif yön |
better angels i.
|
|
246 |
Deyim |
iyi/olumlu yön |
bright side i.
|
|
247 |
Deyim |
iyi yön |
bright spot i.
|
|
248 |
Deyim |
olumlu taraf/yön/yan |
bright spot i.
|
|
249 |
Deyim |
vicdana yön veren ilkeler |
the dictates of conscience [cliché] i.
|
|
250 |
Deyim |
iyi yön |
the bright side i.
|
|
251 |
Deyim |
karşılaştırmada eksik yön |
pale by comparison f.
|
|
252 |
Deyim |
yönlendirmek/yön göstermek |
point the way f.
|
|
253 |
Deyim |
yön/istikamet değiştirmek |
change tack f.
|
|
254 |
Deyim |
yön/istikamet değiştirmek |
try a different tack f.
|
|
255 |
Deyim |
yön değiştirmek |
change course f.
|
|
256 |
Deyim |
sahada yön değiştirmek |
reverse (one's) field f.
|
|
257 |
Deyim |
bir geminin rüzgarın estiği yön bakımından düşmanından avantajlı konumda olması |
get the weather gage of (someone or something) f.
|
|
258 |
Deyim |
tartışmaya/eyleme yön vermek |
hold the stage f.
|
|
259 |
Deyim |
yön belirlemek |
blaze a way f.
|
|
260 |
Deyim |
aniden (bir tarafa doğru) yön değiştirmek |
jog to (some direction) f.
|
|
261 |
Deyim |
sahada yön değiştirmek |
reverse field f.
|
|
262 |
Deyim |
her yön |
all points of the compass expr.
|
|
263 |
Deyim |
her yön |
every point of the compass expr.
|
|
264 |
Deyim |
ifade edilmesi güç bir yön/taraf |
there's something about (someone or something) expr.
|
|
265 |
Deyim |
yanlış yön |
off the beam expr.
|
|
266 |
Deyim |
her yön/açı |
whole megillah expr.
|
|
267 |
Deyim |
her yön/açı |
whole schmeer expr.
|
|
268 |
Deyim |
akımın gittiği yön |
where the puck is going expr.
|
|
269 |
Deyim |
modanın gittiği yön |
where the puck is going expr.
|
|
270 |
Deyim |
son gelişmelerin gittiği yön |
where the puck is going expr.
|
|
271 |
Deyim |
rüzgarın estiği yön |
where the puck is going expr.
|
|
272 |
Deyim |
akımın gittiği yön |
where the puck is heading expr.
|
|
273 |
Deyim |
modanın gittiği yön |
where the puck is heading expr.
|
|
274 |
Deyim |
son gelişmelerin gittiği yön |
where the puck is heading expr.
|
|
275 |
Deyim |
rüzgarın estiği yön |
where the puck is heading expr.
|
|
Trade/Economic |
|
276 |
Ticaret/Ekonomi |
işletmeye yön veren amaç |
business driver i.
|
|
277 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal yön |
monetary aspect i.
|
|
278 |
Ticaret/Ekonomi |
reel yön |
real aspect i.
|
|
279 |
Ticaret/Ekonomi |
sektöre yön verenler |
movers and shakers i.
|
|
280 |
Ticaret/Ekonomi |
ticarette yön değiştirme |
trade diversion i.
|
|
281 |
Ticaret/Ekonomi |
yön belirleme |
orientation i.
|
|
282 |
Ticaret/Ekonomi |
(bir sektöre vb.) yön veren |
mover and shaker i.
|
|
283 |
Ticaret/Ekonomi |
(bir sektöre vb.) yön verenler |
movers and shakers i.
|
|
284 |
Ticaret/Ekonomi |
eksik yön |
soft spot i.
|
|
285 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomiye yön vermek |
steer the economy f.
|
|
286 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomiye yön vermek |
direct the economy f.
|
|
Law |
|
287 |
Hukuk |
giriş izni veren yön veya geçiş |
order i.
|
|
Politics |
|
288 |
Siyasal |
devlet politikasına yön verenler |
state policymakers i.
|
|
289 |
Siyasal |
siyasete yön verenler |
policy makers i.
|
|
290 |
Siyasal |
stratejik yön |
strategic direction i.
|
|
291 |
Siyasal |
yön vermek |
dominate f.
|
|
Insurance |
|
292 |
Sigortacılık |
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm |
ice deviation clause i.
|
|
Technical |
|
293 |
Teknik |
rüzgar yön ölçeri |
air sock i.
|
|
294 |
Teknik |
rüzgar yön göstergesi |
air sock i.
|
|
295 |
Teknik |
rüzgar yön ölçeri |
air-sleeve i.
|
|
296 |
Teknik |
rüzgar yön göstergesi |
air-sleeve i.
|
|
297 |
Teknik |
araba, uçak ve gemilerde yön ve konum bulmayı sağlayan aparat |
navigator i.
|
|
298 |
Teknik |
akıllı yön bulma sistemi |
navigation i.
|
|
299 |
Teknik |
akımın yön değiştirmesi |
deflection of current i.
|
|
300 |
Teknik |
alçak frekans yön bulucusu |
low frequency direction finder corrector i.
|
|
301 |
Teknik |
altıgensel sıkı istifli yön |
hexagonal close-packed direction i.
|
|
302 |
Teknik |
ana yön |
cardinal point i.
|
|
303 |
Teknik |
ana yön |
main path i.
|
|
304 |
Teknik |
ana yön etkisi |
cardinal point effect i.
|
|
305 |
Teknik |
beş ağızlı yön kontrol valfi |
five-port directional control valve i.
|
|
306 |
Teknik |
boylamasına yön |
longitudinal direction i.
|
|
307 |
Teknik |
bakışımsız yön sapma |
asymmetrical deflection i.
|
|
308 |
Teknik |
bellini tosi yön bulucusu |
bellini tosi direction finder i.
|
|
309 |
Teknik |
boyuna yön |
longitudinal direction i.
|
|
310 |
Teknik |
buhara yön verme |
steam steering i.
|
|
311 |
Teknik |
çapraz yön |
cross direction i.
|
|
312 |
Teknik |
dört yollu yön kontrol valfi |
four port directional control valve i.
|
|
313 |
Teknik |
dört ana yön |
cardinal points i.
|
|
314 |
Teknik |
enine yön |
cross direction i.
|
|
315 |
Teknik |
görüntü analizi yaparak konum ve yön bulma |
visual odometry i.
|
|
316 |
Teknik |
güneşin battığı yön |
west i.
|
|
317 |
Teknik |
geri yön kavramalı şanzıman geri vitesi |
reverse gear i.
|
|
318 |
Teknik |
hattın yön değiştirme gecikmesi |
line turnaround i.
|
|
319 |
Teknik |
ileri yön kavraması |
forward clutch i.
|
|
320 |
Teknik |
itibari yön tayini |
assumed orientation i.
|
|
321 |
Teknik |
ileri-geri yön |
forward-reverse-lever i.
|
|
322 |
Teknik |
katot ışınlı yön bulucu |
cathode ray direction finder i.
|
|
323 |
Teknik |
nispi yön |
relative bearing i.
|
|
324 |
Teknik |
otomatik yön bulucu |
automatic direction finder i.
|
|
325 |
Teknik |
otomatik yön ölçümü |
automatic hearing measurement i.
|
|
326 |
Teknik |
rüzgar yön ölçeri |
windsock i.
|
|
327 |
Teknik |
radyo dalgaları yön algılayıcı |
radio compass i.
|
|
328 |
Teknik |
rüzgar yön ve süratinin anı olarak büyük oranda değişmesi |
windshear i.
|
|
329 |
Teknik |
rüzgar yön göstergesi |
wind sock i.
|
|
330 |
Teknik |
rüzgar yön göstergesi |
wind tee i.
|
|
331 |
Teknik |
sağlam yön |
head grain i.
|
|
332 |
Teknik |
radyo ile yön bulma |
direction finder i.
|
|
333 |
Teknik |
radyo işaretlerinin alındığı yön |
radio bearing i.
|
|
334 |
Teknik |
rüzgar yön göstergesi |
wind sleeve i.
|
|
335 |
Teknik |
sıkı istifli yön |
close packed direction i.
|
|
336 |
Teknik |
tek yön sabitlenmiş plak |
one-way reinforced slab i.
|
|
337 |
Teknik |
telsiz yön bulucu |
radio direction finder i.
|
|
338 |
Teknik |
tek yön akış valfi |
check valve i.
|
|
339 |
Teknik |
tek yön kavraması |
one way clutch i.
|
|
340 |
Teknik |
tek yön sabitlenmiş plak |
one-way reinforced plate i.
|
|
341 |
Teknik |
tek yön |
one direction i.
|
|
342 |
Teknik |
uzun yön |
longitudinal direction i.
|
|
343 |
Teknik |
uçağa yerde yön verme |
steering i.
|
|
344 |
Teknik |
yön bulucu |
direction finder i.
|
|
345 |
Teknik |
yön gösterici |
direction indicator i.
|
|
346 |
Teknik |
yön verici anten |
frame serial i.
|
|
347 |
Teknik |
yön seçici |
direction selector i.
|
|
348 |
Teknik |
yön değiştirme kanadı |
reversing blade i.
|
|
349 |
Teknik |
yön değiştirme gecikmesi |
turnaround time i.
|
|
350 |
Teknik |
yön değiştirme kulesi |
junction tower i.
|
|
351 |
Teknik |
yön seçiciliği |
directivity i.
|
|
352 |
Teknik |
yön değiştirme şalteri |
reversing switch i.
|
|
353 |
Teknik |
yön tuşu |
direction key i.
|
|
354 |
Teknik |
yön değiştirici |
deflector i.
|
|
355 |
Teknik |
yön değiştirmesi |
polarity reversal i.
|
|
356 |
Teknik |
yön belirten sinyal |
direction indicator i.
|
|
357 |
Teknik |
yön değiştirme kontaktörü |
reversing contactor i.
|
|
358 |
Teknik |
zayıf elektrik akımı yön bulucusu |
galvanoscope i.
|
|
359 |
Teknik |
yön göstergesi |
direction indicator i.
|
|
360 |
Teknik |
yön imleci |
index of direction i.
|
|
361 |
Teknik |
yön rehberi |
azimuth guidance i.
|
|
362 |
Teknik |
yön değiştirme supapu |
the waste gate valve i.
|
|
363 |
Teknik |
yön sinyali |
direction indicator i.
|
|
364 |
Teknik |
yön değiştirme valfi |
change-over valve i.
|
|
365 |
Teknik |
yön işaretleri |
signage i.
|
|
366 |
Teknik |
yol kaplaması üzerindeki yön gösterin işaretler |
directional road way i.
|
|
367 |
Teknik |
yön belirteçleri |
direction indices i.
|
|
368 |
Teknik |
yön değiştirme vanası |
flow diversion valve i.
|
|
369 |
Teknik |
yön değiştirme sürgülü valfi |
change slide valve i.
|
|
370 |
Teknik |
yön göstergesi sivici |
turn signal switch i.
|
|
371 |
Teknik |
yön denetim valfi |
direction control valve i.
|
|
372 |
Teknik |
yön belirleme |
rotation i.
|
|
373 |
Teknik |
yön değiştirme valfi |
change valve i.
|
|
374 |
Teknik |
yön değiştirici valf |
diverter valve i.
|
|
375 |
Teknik |
yön değiştirme |
deflection i.
|
|
376 |
Teknik |
yön değiştirme |
deflexion i.
|
|
377 |
Teknik |
yön verici |
collimator i.
|
|
378 |
Teknik |
yön verme aracı |
sighting device i.
|
|
379 |
Teknik |
yön verme |
guide i.
|
|
380 |
Teknik |
yön bulucu çabuk anten |
direction finder antenna i.
|
|
381 |
Teknik |
yön valfi |
direction valve i.
|
|
382 |
Teknik |
yön şalteri |
direction switch i.
|
|
383 |
Teknik |
yön bulucu |
position finder i.
|
|
384 |
Teknik |
yön kazığı |
directing staff i.
|
|
385 |
Teknik |
yön göstergesi |
turn signal i.
|
|
386 |
Teknik |
yön bulma |
direction finding i.
|
|
387 |
Teknik |
yön değiştirme hücresi |
reversing chamber i.
|
|
388 |
Teknik |
yön değiştirici merdane |
bending roll i.
|
|
389 |
Teknik |
yön bağımlı ışıyıcı |
anisotropic radiator i.
|
|
390 |
Teknik |
kilit sürgüsünün sivrildiği yön |
bevel i.
|
|
391 |
Teknik |
(araca) direksiyon ile yön veren kimse |
wheelsman i.
|
|
392 |
Teknik |
yön bulucu |
goniometer i.
|
|
393 |
Teknik |
yön belirleme ağı |
fixer network i.
|
|
394 |
Teknik |
radyo veya radarlı yön bulma kurulumlarından oluşan kombinasyon |
fixer network i.
|
|
395 |
Teknik |
yön belirleme ağı |
fixer system i.
|
|
396 |
Teknik |
radyo veya radarlı yön bulma kurulumlarından oluşan kombinasyon |
fixer system i.
|
|
397 |
Teknik |
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket eden |
translational s.
|
|
398 |
Teknik |
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket eden |
translatory s.
|
|
399 |
Teknik |
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket ile ilgili |
translatory s.
|
|
400 |
Teknik |
ışık etkisiyle yön değiştiren |
heliotropic s.
|
|
401 |
Teknik |
tek yön sabitlenmiş |
one-way slab s.
|
|
402 |
Teknik |
tek yön |
one way s.
|
|
403 |
Teknik |
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket ederek |
translationally zf.
|
|
Computer |
|
404 |
Bilgisayar |
alt yön tepsi |
face-down tray i.
|
|
405 |
Bilgisayar |
ana yön |
main path i.
|
|
406 |
Bilgisayar |
arka üst yön |
rear face-up i.
|
|
407 |
Bilgisayar |
çift yön modu |
duplexmode i.
|
|
408 |
Bilgisayar |
hattın yön değiştirme gecikmesi |
line turnaround i.
|
|
409 |
Bilgisayar |
imleç yön tuşu |
cursor movement key i.
|
|
410 |
Bilgisayar |
otomatik yön ölçümü |
automatic bearing measurement i.
|
|
411 |
Bilgisayar |
radyo ile yön bulma |
direction finder i.
|
|
412 |
Bilgisayar |
telsizle yön bulma |
radio direction finder i.
|
|
413 |
Bilgisayar |
yön tuşu |
direction key i.
|
|
414 |
Bilgisayar |
yön değiştirici anahtar |
change-over switch i.
|
|
415 |
Bilgisayar |
yön tuşları |
directional pad i.
|
|
416 |
Bilgisayar |
yön tuşları |
direction keys i.
|
|
417 |
Bilgisayar |
yön değiştirmesi |
polarity reversal i.
|
|
418 |
Bilgisayar |
yön tuş takımı |
directional pad i.
|
|
419 |
Bilgisayar |
yön tuşları |
d-pad i.
|
|
420 |
Bilgisayar |
yön tuş takımı |
joypad i.
|
|
421 |
Bilgisayar |
yön saptırma |
deflection i.
|
|
422 |
Bilgisayar |
yön tuşları |
joypad i.
|
|
423 |
Bilgisayar |
yön tuşu |
arrow key i.
|
|
424 |
Bilgisayar |
yön değiştirme süresi modem |
turnaround time i.
|
|
425 |
Bilgisayar |
yön tabelası |
signpost i.
|
|
426 |
Bilgisayar |
yön saptırma |
deflexion i.
|
|
427 |
Bilgisayar |
yön saptırıcı |
deflector i.
|
|
428 |
Bilgisayar |
yön tuş takımı |
d-pad i.
|
|
429 |
Bilgisayar |
yön değiştirme gecikmesi |
turnaround time i.
|
|
430 |
Bilgisayar |
yön göster |
view direction expr.
|
|
Informatics |
|
431 |
Bilişim |
imleç yön tuşu |
cursor movement key i.
|
|
432 |
Bilişim |
referans yön |
reference direction i.
|
|
433 |
Bilişim |
yön bulucu |
direction finder i.
|
|
434 |
Bilişim |
yön tuşları |
direction keys i.
|
|
435 |
Bilişim |
yön değiştirici anahtar |
change-over switch i.
|
|
436 |
Bilişim |
yön bağımlı |
anisotropic s.
|
|
Telecom |
|
437 |
Telekom |
analog hücreler arası aktarım yön mesajı |
anolog handoff direction message i.
|
|
438 |
Telekom |
hattın yön değiştirme gecikmesi |
line turnaround i.
|
|
439 |
Telekom |
hızlı ileri yön |
fast forward i.
|
|
440 |
Telekom |
ileri yön veri kanalı |
forward data channel i.
|
|
441 |
Telekom |
telsiz yön bulucu |
radio direction finder i.
|
|
442 |
Telekom |
temiz ileri yön işareti |
clear forward signal i.
|
|
443 |
Telekom |
uzatılmış hücreler arası aktarım yön mesajı |
extended handoff direction message i.
|
|
444 |
Telekom |
yön bulma |
direction finding i.
|
|
Electric |
|
445 |
Elektrik |
alçak frekans yön bulucusu |
low frequency direction finder i.
|
|
446 |
Elektrik |
yön bulucu çabuk anten |
direction finder antenna i.
|
|
447 |
Elektrik |
düzenli aralıklarla yön değiştirmek |
alternate f.
|
|
Mechanic |
|
448 |
Mekanik |
çekiş kuvvetinin hareket ettiği yön çizgisinin düzlemle yaptığı açı |
angle of traction i.
|
|
Radio |
|
449 |
Radyo |
yön duyarlı |
directional s.
|
|
450 |
Radyo |
yön seçici |
directional s.
|
|
Textile |
|
451 |
Tekstil |
modaya yön veren kimse |
fashion icon i.
|
|
Architecture |
|
452 |
Mimarlık |
yön değişimi |
break i.
|
|
Automotive |
|
453 |
Otomotiv |
hız/yön değişikliğini bir vites grubundan diğerine aktaran kısa şaft |
tumbling shaft i.
|
|
454 |
Otomotiv |
arka aksın yön vermesi |
rear axle steer i.
|
|
455 |
Otomotiv |
aracın sürüldüğü yön |
direction in which vehicle is driving i.
|
|
456 |
Otomotiv |
çift pivot eksenli yön verme |
double pivot steering i.
|
|
457 |
Otomotiv |
değişken yön kumandası oranı |
variable steering ratio i.
|
|
458 |
Otomotiv |
far düşey yön eğim kontrolü |
headlight vertical aim control i.
|
|
459 |
Otomotiv |
içe-dışa dönüklük yön verme etkisi |
toe steer i.
|
|
460 |
Otomotiv |
kat yön vermesi |
ply steer i.
|
|
461 |
Otomotiv |
otomatik yön verme etkisi |
automatic steering effect i.
|
|
462 |
Otomotiv |
sıçramaya bağlı yön kaybı |
bump steer i.
|
|
463 |
Otomotiv |
sekonder hava enjeksiyonu yön değiştiricisi |
secondary air injection diverter i.
|
|
464 |
Otomotiv |
tarafsız yön verme |
neutral steer i.
|
|
465 |
Otomotiv |
tek pivot eksenli yön verme |
single pivot steering i.
|
|
466 |
Otomotiv |
ters yön uyarı düzeni |
wrong-way driving assistance i.
|
|
467 |
Otomotiv |
toplam yön verme oranı |
steering overall ratio i.
|
|
468 |
Otomotiv |
yaprak yaylı aynı yön pahlı yarıklı yağ kontrol segmanı |
double beveled slotted oil scraper ring with leaf spring i.
|
|
469 |
Otomotiv |
yalpaya bağlı yön verme |
roll steer i.
|
|
470 |
Otomotiv |
yön çeviren regülatör |
buck-boost regulator i.
|
|
471 |
Otomotiv |
yön işareti |
direction sign i.
|
|
472 |
Otomotiv |
yön kararlılığı |
directional stability i.
|
|
473 |
Otomotiv |
yön levhası |
signpost i.
|
|
474 |
Otomotiv |
yön verme aksı |
steer axle i.
|
|
475 |
Otomotiv |
yön verme geometrisi |
steering geometry i.
|
|
476 |
Otomotiv |
yön verme kazancı |
steering gain i.
|
|
477 |
Otomotiv |
yön verme açısı değişimi |
step steering input i.
|
|
478 |
Otomotiv |
yön belirteci |
direction indicator i.
|
|
479 |
Otomotiv |
yön gösterge lambası |
direction indicator lamp i.
|
|
480 |
Otomotiv |
yön belirticiler |
direction indicators i.
|
|
481 |
Otomotiv |
yön değiştirme şalteri |
reversing switch i.
|
|
482 |
Otomotiv |
yön gösterge ikaz lambası |
direction indicator warning light i.
|
|
483 |
Otomotiv |
yön gösterge rölesi |
direction indicator relay i.
|
|
484 |
Otomotiv |
yön gösterge sivici |
direction indicator switch i.
|
|
485 |
Otomotiv |
yön belirlemek |
navigate f.
|
|
486 |
Otomotiv |
yön vermek |
steer f.
|
|
Traffic |
|
487 |
Trafik |
önceliği olan yön |
priority over oncoming vehicles i.
|
|
488 |
Trafik |
tehlikeli madde taşıyan araçlar için mecburi yön |
direction for vehicles carrying dangerous goods i.
|
|
489 |
Trafik |
yön göstergesi |
directional sign i.
|
|
490 |
Trafik |
yön levhası |
direction sign i.
|
|
491 |
Trafik |
yön okları |
arrow marks i.
|
|
492 |
Trafik |
gezginler için yön tabelası |
waypost i.
|
|
493 |
Trafik |
ileride sola mecburi yön |
left only ahead expr.
|
|
494 |
Trafik |
ileri mecburi yön |
straight only expr.
|
|
495 |
Trafik |
ileri ve sağa mecburi yön |
straight or right only expr.
|
|
496 |
Trafik |
ileri ve sola mecburi yön |
straight or left only expr.
|
|
497 |
Trafik |
sağa ve sola mecburi yön |
right or left only expr.
|
|
498 |
Trafik |
sağa mecburi yön |
right only expr.
|
|
499 |
Trafik |
sola mecburi yön |
left only expr.
|
|
Railway |
|
500 |
Demiryolu |
demir yolunda çarpışmayı önleyici, yön değiştirici noktalar |
catch points i.
|
|