çalıştırmak - Turkish English Dictionary

çalıştırmak

Meanings of "çalıştırmak" in English Turkish Dictionary : 57 result(s)

Turkish English
Common Usage
çalıştırmak activate v.
I had activated the machine seconds before you appeared inside it.
Sen içinde görünmeden saniyeler önce makineyi çalıştırmıştım.

More Sentences
çalıştırmak run v.
I was unable to run both programs at the same time.
İki programı aynı anda çalıştıramadım.

More Sentences
çalıştırmak operate v.
In other words, the system works like a vacuum cleaner and the intelligence services operate the filter.
Başka bir deyişle sistem bir elektrik süpürgesi gibi çalışıyor ve istihbarat servisleri filtreyi çalıştırıyor.

More Sentences
çalıştırmak employ v.
How many teachers does this university employ?
Bu üniversite kaç öğretmen çalıştırıyor?

More Sentences
General
çalıştırmak exercise v.
They all concerned our constituents and exercised our legislative minds.
Hepsi de seçmenlerimizi ilgilendiriyor ve yasama zihnimizi çalıştırıyor.

More Sentences
çalıştırmak put on v.
Would you put on the air conditioning?
Klimayı çalıştırır mısın?

More Sentences
çalıştırmak train v.
If he had trained himself harder at that time, he would be healthier now.
O zamanlar kendini daha sıkı çalıştırmış olsaydı şimdiye daha sağlıklı olurdu.

More Sentences
çalıştırmak coach v.
Who coaches the team?
Takımı kim çalıştırıyor?

More Sentences
çalıştırmak start up v.
Tom started up the car.
Tom arabayı çalıştırdı.

More Sentences
çalıştırmak drive v.
Such additional energy is needed to drive the climate.
Klimayı çalıştırmak için böyle bir enerji ilavesi gerekli.

More Sentences
çalıştırmak switch on v.
When was the last time you switched on this machine?
En son ne zaman bu makineyi çalıştırdın?

More Sentences
çalıştırmak work v.
They could also get the search functions to work.
Ayrıca arama fonksiyonlarını da çalıştırabilirler.

More Sentences
çalıştırmak employ v.
How many teachers does this university employ?
Bu üniversite kaç öğretmen çalıştırıyor?

More Sentences
çalıştırmak start v.
Please tell me how to start the engine.
Lütfen bana motoru nasıl çalıştıracağımı söyle.

More Sentences
Trade/Economic
çalıştırmak employ v.
How many teachers does this university employ?
Bu üniversite kaç öğretmen çalıştırıyor?

More Sentences
çalıştırmak recruit v.
Have you ever recruited foreign workers?
Hiç yabancı işçi çalıştırdınız mı?

More Sentences
Technical
çalıştırmak operate v.
In other words, the system works like a vacuum cleaner and the intelligence services operate the filter.
Başka bir deyişle sistem bir elektrik süpürgesi gibi çalışıyor ve istihbarat servisleri filtreyi çalıştırıyor.

More Sentences
çalıştırmak work v.
They could also get the search functions to work.
Ayrıca arama fonksiyonlarını da çalıştırabilirler.

More Sentences
çalıştırmak power v.
Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.

More Sentences
çalıştırmak run v.
I was unable to run both programs at the same time.
İki programı aynı anda çalıştıramadım.

More Sentences
çalıştırmak start v.
Please tell me how to start the engine.
Lütfen bana motoru nasıl çalıştıracağımı söyle.

More Sentences
Automotive
çalıştırmak coach v.
Who coaches the team?
Takımı kim çalıştırıyor?

More Sentences
Common Usage
çalıştırmak actuate v.
General
çalıştırmak make something work v.
çalıştırmak manipulate v.
çalıştırmak set to work v.
çalıştırmak fuel v.
çalıştırmak task v.
çalıştırmak drill v.
çalıştırmak make things hum v.
çalıştırmak put to work v.
çalıştırmak have somebody on the payroll v.
çalıştırmak engage v.
çalıştırmak groom v.
çalıştırmak applicate v.
çalıştırmak harness v.
çalıştırmak open v.
çalıştırmak poor [dialect] v.
çalıştırmak fee [scotland] v.
çalıştırmak involve v.
çalıştırmak prime v.
çalıştırmak pull v.
çalıştırmak set v.
çalıştırmak spring v.
çalıştırmak opr (operate; operator) abrev.
Phrasals
çalıştırmak throw on v.
çalıştırmak turn over v.
çalıştırmak keep on v.
çalıştırmak throw on v.
Colloquial
çalıştırmak let her roll v.
çalıştırmak let it rip v.
çalıştırmak let her rip v.
Idioms
çalıştırmak exercise in v.
çalıştırmak go/set to work v.
çalıştırmak make tick v.
Technical
çalıştırmak actuate v.
Computer
çalıştırmak launch v.

Meanings of "çalıştırmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 241 result(s)

Turkish English
General
arabayı çalıştırmak start the car v.
Tom got into the driver's seat and started the car.
Tom sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı.

More Sentences
personel çalıştırmak employ v.
Those large ones employ staff and the small ones do not.
Büyük olanlar personel çalıştırıyor, küçük olanlar ise çalıştırmıyor.

More Sentences
eleman çalıştırmak employ v.
That store employs twenty clerks.
O mağaza 20 tane satış elemanı çalıştırır.

More Sentences
motoru çalıştırmak start the engine v.
Tom tried to start the engine.
Tom motoru çalıştırmaya çalıştı.

More Sentences
(program) çalıştırmak invoke v.
My grandmother finally learned how to invoke the web browser.
Büyükannem sonunda web tarayıcısını nasıl çalıştıracağını öğrendi.

More Sentences
Phrasals
(bilgisayarı) başlatmak/çalıştırmak boot up v.
When you boot up Windows 10 off the USB flash drive for the first time, you have to do a bit of setting up.
Windows 10'u ilk kez USB flash sürücüden başlattığınızda, biraz kurulum yapmanız gerekir.

More Sentences
(bir şeyi) çalıştırmak set (something) off v.
Dan set off the alarm system.
Dan alarm sistemini çalıştırdı.

More Sentences
Colloquial
(program) çalıştırmak fire up v.
Fire up the engines.
Motorları çalıştırın.

More Sentences
Automotive
motoru çalıştırmak start v.
He couldn't start the motor.
Motoru çalıştıramadı.

More Sentences
General
pamuk tarağını çalıştırmak için gerekli olan beygir gücü türü gin power n.
bir makineyi çalıştırmak start something up v.
kafayı çalıştırmak use one's life v.
kaçırıp zorla gemide çalıştırmak shanghai v.
saksıyı çalıştırmak use one's life v.
rotasyonlu olarak çalıştırmak rotate v.
arabasının motorunu çalıştırmak give someone a start v.
sırayla çalıştırmak rotate v.
hızlı çalıştırmak (avaradaki motoru) race v.
arabayı çalıştırmak run the car v.
bir makineyi çalıştırmak start something going v.
kapasitesinden fazla çalıştırmak overwork v.
kolunu çevirerek çalıştırmak grind v.
çalıştırmak (motoru) fire something up v.
makine vb fazla çalıştırmak overrun v.
birini başkasının yerine çalıştırmak substitute v.
pedalla çalıştırmak treadle v.
çok çalıştırmak overwork v.
pedalla çalıştırmak pedal v.
yerine çalıştırmak substitute v.
tekrar çalıştırmak reactivate v.
motoru birdenbire tam gazla çalıştırmak gun v.
yeniden çalıştırmak rerun v.
fazla çalıştırmak overwork v.
elle çalıştırmak manipulate v.
benzinle çalıştırmak run with gasoline v.
boşta çalıştırmak run in out of gear v.
boşta çalıştırmak ungear v.
araba çalıştırmak start the car v.
işçi çalıştırmak employ workers v.
-i çalıştırmak coach v.
birdenbire tam gaz çalıştırmak gun v.
motoru avarada tam gazla çalıştırmak race an engine v.
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak jump-start v.
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak jumpstart v.
birini çalıştırmak put someone to work v.
-e olarak işe almak/çalıştırmak employ someone as something v.
bir şeyi (motoru/makineyi) çalıştırmak power something up v.
motoru çalıştırmak start an engine v.
arabayı iterek çalıştırmak roll start a car v.
krankla çalıştırmak crank up v.
el ile çalıştırmak activate manually v.
(sistemi) gerektiğinden fazla çalıştırmak overactuate v.
fazla hızlı çalıştırmak rave v.
beynini çalıştırmak cerebrate v.
aşırı çalıştırmak tire v.
az kişi çalıştırmak underwork v.
bir amaç için çalıştırmak use v.
uğultu çıkaran bir radyo alıcısını çalıştırmak bloop v.
(bir şeye karşı veya bir şey için) çalıştırmak militate v.
(karşı) çalıştırmak mitigate v.
yeniden çalıştırmak revoke [obsolete] v.
yavaş çalıştırmak lose v.
(mekanik veya elektronik parçaları) bütün olarak bir araya getirmek veya çalıştırmak gang v.
aşırı çalıştırmak overcoach v.
aşırı çalıştırmak overinform v.
aşırı çalıştırmak overlabor v.
kapasitesinden fazla çalıştırmak overlabor v.
ihtiyaçtan fazla adam çalıştırmak overman v.
çok çalıştırmak overply v.
(lamba veya motoru aşırı gerilim, basınç veya güç ile) çalıştırmak overrun v.
aşırı çalıştırmak overstudy v.
hızlı çalıştırmak double-quick v.
hızlı çalıştırmak double-time v.
daha büyük veya önemli bir şeyle birlikte kurup çalıştırmak piggyback v.
aşırı çalıştırmak fatigue v.
pantografla çalıştırmak pantograph v.
ortaklaşa çalıştırmak coemploy v.
(makineyi) çalıştırmak control v.
önceden çalıştırmak premiss v.
aniden çalıştırmak spring v.
yanında çalıştırmak have v.
Phrasals
makineyi çalıştırmak fire up v.
test, kontrol veya ısıtma amacıyla (uçak motorunu) yüksek hızda çalıştırmak run up v.
ile çalıştırmak operate with v.
-ile çalıştırmak prime something with something v.
birini bir konuya çalıştırmak drill someone in something v.
birine bir konuyu ayrıntılı/derinlemesine çalıştırmak/öğretmek drill someone in something v.
bir makineyi çalıştırmak fire up v.
(birini) bir şeye çalıştırmak train on (someone) v.
krank kolunu çevirerek çalıştırmak/hareket ettirmek crank up v.
çevirme koluyla çalıştırmak crank up v.
kolu çevirerek çalıştırmak crank up v.
bir şeyi çalıştırmak crank something up v.
bir şeyi krank kolunu çevirerek çalıştırmak/harekete geçirmek crank something up v.
bir şeyi çevirme koluyla çalıştırmak crank something up v.
bir şeyi kolu çevirerek çalıştırmak crank something up v.
(bir şeyi bir şey) kullanarak çalıştırmak power (something) with (something else) v.
bir şeyi bir şeyle çalıştırmak power something with something v.
(bir şeyle) çalıştırmak start up with (something) v.
(bir şey) kullanarak çalıştırmak start up with (something) v.
bir şeyi bir şeyle çalıştırmak start something up with something v.
bir şeyi bir şey kullanarak çalıştırmak start something up with something v.
(mürettebatı) ceza olarak gereksiz işlerde çalıştırmak work up v.
(yarışmaya) hazırlamak/yetiştirmek/çalıştırmak coach for v.
için çalıştırmak coach for v.
'-i çalıştırmak coach up v.
(birini bir şeyde) görevlendirmek/çalıştırmak employ (someone) for (something) v.
(birini bir şeyde) görevlendirmek/çalıştırmak employ (someone) in (something) v.
olarak işe almak/çalıştırmak employ as v.
için işe almak/çalıştırmak employ for v.
-de çalıştırmak employ in v.
(birini bir şeye) çalıştırmak exercise (one) in (something) v.
birini çalıştırmak hire someone out v.
bir şeyi kurup çalıştırmak hook something up v.
ile çalıştırmak prime with v.
(bir alanda) çalıştırmak train in (something) v.
(bir şeye) çalıştırmak train up to (something) v.
Colloquial
eşek gibi çalıştırmak slave-drive v.
köle gibi çalıştırmak slave-drive v.
motoru hızlı çalıştırmak gun v.
bir şeyi (makine, cihaz) başlatmak/çalıştırmak hit it v.
(bir şeyi) çalıştırmak let (something) rip v.
arabayı çalıştırmak için yardım almak get a start v.
çalıştırmak (bilgisayarı, motoru) power up v.
ile çalıştırmak power with v.
Idioms
birini/birşeyi harekete geçirmek/çalıştırmak make someone or something tick v.
bacakları çalıştırmak stretch one's leg v.
harekete geçirmek/çalıştırmak bring someone up to speed v.
eşek gibi çalıştırmak work someone to death v.
ölümüne çalıştırmak work someone to death v.
öldüresiye çalıştırmak work someone to death v.
kürek mahkumu gibi çalıştırmak chain to oars v.
saksıyı çalıştırmak twist brain v.
(anlatılan/ yapılan birşeyle)birinin hayal gücünü çalıştırmak capture someone's imagination v.
(deneme amacıyla) bir cihazı çalıştırmak burn something in v.
bir konuda aklını çalıştırmak bend your mind/efforts to something v.
(birini) durmadan çalıştırmak get run off (one's) feet v.
(birini) aralıksız çalıştırmak get run off (one's) feet v.
(birini) çok çalıştırmak get run off (one's) feet v.
(birini) durmadan çalıştırmak get rushed off (one's) feet v.
(birini) aralıksız çalıştırmak get rushed off (one's) feet v.
(birini) çok çalıştırmak get rushed off (one's) feet v.
motoru boşta çalıştırmak throw (something) out of gear v.
zihnini çalıştırmak jog the mind v.
zihnini çalıştırmak jog someone's mind v.
bilgisayar programcılığında, otomatik olarak çalıştırılabilir programlar oluşturabilmek için make adında bir otomasyon aracını bir programın kaynak dosyası üzerinde çalıştırmak run a make on (someone or something) v.
(birinin) hayal gücünü çalıştırmak/harekete geçirmek capture (one's) imagination v.
hayal gücünü çalıştırmak/harekete geçirmek capture imagination v.
bir şeyi çalıştırmak get something into gear v.
birini/bir şeyi çalıştırmak/çalışmaya başlatmak set someone or something to work v.
(birini) çalıştırmak put (one) to work v.
(bir şeyi) çalıştırmak put (something) to work v.
(birini) durmadan çalıştırmak run (one) off (one's) feet v.
(birini) aralıksız çalıştırmak run (one) off (one's) feet v.
(birini) çok çalıştırmak run (one) off (one's) feet v.
(birini) durmadan çalıştırmak run (one's) feet off v.
(birini) aralıksız çalıştırmak run (one's) feet off v.
(birini) çok çalıştırmak run (one's) feet off v.
durmadan çalıştırmak run feet off v.
aralıksız çalıştırmak run feet off v.
çok çalıştırmak run feet off v.
birini aşırı derecede çalıştırmak run somebody/something into the ground v.
birini artık çalışamayacak hale gelene kadar çalıştırmak run somebody/something into the ground v.
(birini/bir şeyi bir şey üzerinde çalıştırmak/çalışmaya başlatmak set (someone or something) to work (on something) v.
kafayı işletmek/çalıştırmak use (one's) head for more than (just) a hat rack v.
saksıyı çalıştırmak use (one's) head for more than (just) a hat rack v.
kafayı işletmek/çalıştırmak use (one's) head for more than something to keep (one's) ears apart v.
saksıyı çalıştırmak use (one's) head for more than something to keep (one's) ears apart v.
(birini) eşek gibi çalıştırmak/eşek gibi çalışmak work (one or oneself) to death v.
(birini) öldüresiye çalıştırmak/ölesiye çalışmak work (one or oneself) to death v.
(birini) ölümüne çalıştırmak/ölümüne çalışmak work (one or oneself) to death v.
ölümüne çalışmak/çalıştırmak work yourself/somebody to death v.
eşek gibi çalışmak/çalıştırmak work yourself/somebody to death v.
Trade/Economic
çok sıkı çalıştırmak sweat v.
Law
zorla çalıştırmak forced labor v.
zorla çalıştırmak forced labour v.
Politics
zorla çalıştırmak forced labour v.
Technical
mandalı çalıştırmak için basılan düğme thumbpiece n.
bazı makineleri çalıştırmak için kumanda edilen donanım hard gear n.
motoru çalıştırmak için ilk dönüş hareketini veren komponent starter n.
roket makineleri ve jet motorlarını çalıştırmak için kullanılan oksitleyici yakıtlar liquid propellants n.
flaş ampulünü tutup çalıştırmak için kullanılan ve akü kutusu, duy ve yansıtıcı içeren bir cihaz flashgun n.
elektrik devresinin şalterini çalıştırmak switch v.
otomatik sistemi mekanik çalıştırmak override v.
motor çalıştırmak motor v.
pompayı çalıştırmak operate a pump v.
pompa çalıştırmak operate a pump v.
(motoru) çalıştırmak fire up v.
vericiyi çalıştırmak key v.
uçak çalıştırmak aviate v.
ses çalma veya iletme cihazını ideal olandan daha az verimde çalıştırmak undermodulate v.
maden eleğini çalıştırmak jig v.
(yeni kurulan makineyi) talimatlar doğrultusunda çalıştırmak run in v.
su basarak çalıştırmak fang v.
(mekanizmayı) servokontrollü bir cihaz ile çalıştırmak servocontrol v.
Computer
dış program çalıştırmak için ana makineyi başlatma hatası error starting console to run external program n.
bilgisayarın belleğine komutlar okutarak sistemi çalıştırmak boot v.
bir programı çalıştırmak run this program v.
deneme sürümü çalıştırmak run a trial version v.
yeniden çalıştırmak rerun v.
uygulamayı çalıştırmak run an application v.
(öğe üzerinde) diff programı çalıştırmak diff v.
(yüksek düzey dildeki yazılmış programı) makine diline dönüştürüp çalıştırmak interpret v.
(programı) satır satır işlenecek şekilde çalıştırmak interpret v.
(program üzerinde) tek bir talimat çalıştırmak single-step v.
(girdi/çıktı cihazını) tampon saha ile çalıştırmak spool v.
makroyu çalıştırmak run macro expr.
Informatics
yeniden çalıştırmak rerun v.
Mechanic
bir mekanizmayı çalıştırmak için rüzgar gücüyle döndürülen çark wind wheel n.
bağlayıcı ve birleştirici aletleri çalıştırmak için kullanılan büyük ve ağır tekerlek bull wheel n.
(bileşik buhar makinesini) basit buhar makinesi şeklinde çalıştırmak simple v.
Automotive
arabayı başka bir araba ile çekerek motoru çalıştırmak tow-start v.
krankla çalıştırmak crank v.
motoru çalıştırmak start a car v.
motoru çalıştırmak start up v.
motoru çalıştırmak crank v.
motoru elle çalıştırmak hand crank v.
takviye aküyle çalıştırmak jump v.
iterek çalıştırmak bump-start v.
vurdurarak çalıştırmak push-start v.
Traffic
(arabayı) vurdurarak çalıştırmak pop starting v.
(arabayı) vurdurarak çalıştırmak bump starting v.
(arabayı) vurdurarak çalıştırmak push starting v.
Railway
motorları çalıştırmak için akımı iletmekte üçüncü bir rayın kullanıldığı sistem third-rail system n.
Aeronautic
motoru çalıştırmak için ilk dönüş hareketini veren bileşen starter n.
motoru çalıştırmak motor v.
Marine
nansen şişesi gibi aletleri çalıştırmak için aşağıya bırakılan pirinç ağırlık messenger n.
Printing
linotip makinesi çalıştırmak linotype v.
Military
mecburi çalıştırmak commandeer v.
Music
piyanist veya orgcuların ellerini çalıştırmak için kullandıkları egzersiz aleti techniphone n.
Engineering
egzoz gazlarının turboşarjı çalıştırmak için türbin içinde genleştiği bir pistonlu motor compound engine n.
Slang
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak break (someone's) balls v.
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak break (someone's) stones v.
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak bust (someone's) balls v.
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak bust (someone's) stones v.
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak break someone’s balls v.
motoru çalıştırmak stoke up v.
motoru çalıştırmak stoke something up v.
motor çalıştırmak putt v.
British Slang
saksıyı çalıştırmak use one's noggin v.
saksıyı çalıştırmak use one's loaf v.