|
Category |
English |
Turkish |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
state of emergency n.
|
olağanüstü hal |
|
Today, Aceh is in a state of emergency.
Bugün Açe'de olağanüstü hal uygulanıyor.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
state n.
|
hal |
|
The country was in a state of war.
Ülke savaş halindeydi.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
state n.
|
devlet |
|
The state has allocated more funds to education this year.
Devlet bu yıl eğitime daha fazla fon ayırdı.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
state n.
|
durum |
|
I should particularly like to draw attention to one aspect of this long-drawn-out state of abuse.
Uzun süredir devam eden bu istismar durumunun bir yönüne özellikle dikkat çekmek istiyorum.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
state v.
|
ifade etmek |
|
I can state that the Danish Presidency reserves the right to make use of this possibility.
Danimarka Dönem Başkanlığının bu imkanı kullanma hakkını saklı tuttuğunu ifade edebilirim.
More Sentences
|
| 6 |
Common Usage |
state v.
|
bildirmek |
|
They stated their objections.
İtirazlarını bildirdiler.
More Sentences
|
| 7 |
Common Usage |
state v.
|
belirtmek |
|
The boxes state that these items are fragile.
Kutularda bu eşyaların kırılmaya karşı hassas olduğu belirtilmektedir.
More Sentences
|
| General |
|
| 8 |
General |
a state secret n.
|
bir devlet sırrı |
|
Why is this a State secret?
Bu neden bir Devlet sırrı?
More Sentences
|
| 9 |
General |
state of mind n.
|
ruh hali |
|
Unfortunately, we must point out that this dangerous state of mind is still very much alive.
Ne yazık ki bu tehlikeli ruh halinin hala canlı olduğunu belirtmek durumundayız.
More Sentences
|
| 10 |
General |
state n.
|
memleket |
|
Georgia is his native state.
Gürcistan onun memleketidir.
More Sentences
|
| 11 |
General |
state of war n.
|
savaş hali |
|
In nature, living beings are in a perpetual state of war.
Doğada, canlılar sürekli bir savaş halindedir.
More Sentences
|
| 12 |
General |
democratic state n.
|
demokratik devlet |
|
Zoran Dzindzic, in many respects, symbolised the new democratic State that Serbia has become.
Zoran Dzindzic, pek çok açıdan Sırbistan'ın dönüştüğü yeni demokratik devleti simgelemektedir.
More Sentences
|
| 13 |
General |
gaseous state n.
|
gaz hali |
|
This substance is in gaseous state.
Bu madde gaz halinde.
More Sentences
|
| 14 |
General |
state of affairs n.
|
durum |
|
I merely want to point out that this abysmal state of affairs is not just a weakness in the market.
Sadece bu berbat durumun sadece pazardaki bir zayıflık olmadığını belirtmek istiyorum.
More Sentences
|
| 15 |
General |
constitutional state n.
|
anayasal devlet |
|
In the European Union's view, modernity in Europe is inextricably linked to the democratic constitutional state.
Avrupa Birliği'nin görüşüne göre, Avrupa'da modernite demokratik anayasal devletle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.
More Sentences
|
| 16 |
General |
state of health n.
|
sağlık durumu |
|
This obligation also extends to the feedstuffs used and the state of health of animals.
Bu yükümlülük aynı zamanda kullanılan yem maddelerini ve hayvanların sağlık durumunu da kapsamaktadır.
More Sentences
|
| 17 |
General |
nation state n.
|
ulus devlet |
|
Montesquieu is, to be sure, a philosopher who talked about democracy and the nation state.
Montesquieu şüphesiz demokrasi ve ulus devlet hakkında konuşmuş bir filozoftur.
More Sentences
|
|
|
| 18 |
General |
social welfare state n.
|
sosyal refah devleti |
|
Germans value a strong social welfare state.
Almanlar güçlü bir sosyal refah devletine değer verirler.
More Sentences
|
| 19 |
General |
puppet state n.
|
kukla devlet |
|
Australia is a puppet state.
Avustralya bir kukla devlettir.
More Sentences
|
| 20 |
General |
state of mind n.
|
ruhsal durum |
|
Dan was worried about Linda's state of mind.
Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.
More Sentences
|
| 21 |
General |
state of emergency n.
|
acil durum |
|
The US government declared a state of emergency.
ABD hükûmeti acil durum ilan etti.
More Sentences
|
| 22 |
General |
state birds n.
|
eyalet kuşları |
|
Minnesota's state bird is the mosquito.
Minnesota'nın eyalet kuşu sivrisinektir.
More Sentences
|
| 23 |
General |
state minister n.
|
devlet bakanı |
|
In July a new post of Deputy Prime Minister and State Minister in charge of EU affairs was created.
Temmuz ayında, AB işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak yeni bir makam oluşturulmuştur.
More Sentences
|
| 24 |
General |
heads of state n.
|
devlet başkanları |
|
That these options are there, we know from the speeches of our Heads of State.
Bu seçeneklerin orada olduğunu Devlet Başkanlarımızın konuşmalarından biliyoruz.
More Sentences
|
| 25 |
General |
american state n.
|
amerikan eyaleti |
|
One of the American states is famous for its pineapples.
Amerikan eyaletlerinden biri ananaslarıyla ünlüdür.
More Sentences
|
| 26 |
General |
constitutional state n.
|
hukuk devleti |
|
Furthermore, good information is necessary for the functioning of a democratic constitutional state.
Ayrıca, demokratik bir hukuk devletinin işleyişi için iyi bilgi gereklidir.
More Sentences
|
| 27 |
General |
church and state n.
|
kilise ve devlet |
|
Personally, I am in favour of separating church and State, as you can tell from my speech.
Şahsen ben, konuşmamdan da anlayabileceğiniz gibi, kilise ve devletin birbirinden ayrılmasından yanayım.
More Sentences
|
| 28 |
General |
social state n.
|
sosyal devlet |
|
But they are higher in Europe because we have a social state.
Ama Avrupa'da daha yüksek çünkü bizde sosyal devlet var.
More Sentences
|
| 29 |
General |
state administration n.
|
devlet idaresi |
|
Military units must be disbanded and the State administration must be extended to cover the whole country.
Askeri birlikler dağıtılmalı ve Devlet idaresi tüm ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
More Sentences
|
| 30 |
General |
state intervention n.
|
devlet müdahalesi |
|
Furthermore, the criteria of state intervention should allow for decision-making at national level and for solidarity.
Ayrıca devlet müdahalesi kriterleri ulusal düzeyde karar almaya ve dayanışmaya izin vermelidir.
More Sentences
|
| 31 |
General |
state of war n.
|
savaş durumu |
|
The concept of a state of war best describes the situation.
Savaş durumu kavramı durumu en iyi şekilde açıklamaktadır.
More Sentences
|
| 32 |
General |
state capitalism n.
|
devlet kapitalizmi |
|
State Capitalism could be democratic or authoritarian.
Devlet Kapitalizmi demokratik ya da otoriter olabilir.
More Sentences
|
| 33 |
General |
national state n.
|
ulusal devlet |
|
The national States have to decide to take a step backwards.
Ulusal devletler geri adım atmaya karar vermelidir.
More Sentences
|
| 34 |
General |
state capital n.
|
eyalet başkenti |
|
Lansing is the state capital of Michigan.
Lansing, Michigan eyaletinin başkentidir.
More Sentences
|
| 35 |
General |
federal state n.
|
federal devlet |
|
The Charter is purely and simply a building block for an EU federal state.
Şart, sadece ve sadece AB federal devleti için bir yapı taşıdır.
More Sentences
|
| 36 |
General |
police state n.
|
polis devleti |
|
This is a new kind of police state aimed at intruding into our private lives.
Bu, özel hayatlarımıza müdahale etmeyi amaçlayan yeni bir tür polis devletidir.
More Sentences
|
| 37 |
General |
liquid state n.
|
sıvı hal |
|
This substance is in liquid state.
Bu madde sıvı halde.
More Sentences
|
|
|
| 38 |
General |
state n.
|
durum |
|
There is at least no doubt about the state of cod stocks.
Morina rezervlerinin durumu hakkında en azından şüphe yok.
More Sentences
|
| 39 |
General |
state n.
|
bölge |
|
Local residents are in a state of shock.
Bölge sakinleri şok halinde.
More Sentences
|
| 40 |
General |
state n.
|
ülke |
|
We therefore have every reason to hold our heads high when dealing with the other developed states.
Dolayısıyla diğer gelişmiş ülkelerle ilişkilerimizde başımızı dik tutmak için her türlü nedene sahibiz.
More Sentences
|
| 41 |
General |
welfare state n.
|
refah devleti |
|
The European Union is and will remain a very important factor in building Lithuania as a welfare state.
Avrupa Birliği, Litvanya'nın bir refah devleti olarak inşasında çok önemli bir faktördür ve öyle kalacaktır.
More Sentences
|
| 42 |
General |
state of flux n.
|
değişim hali |
|
And finally, the whole situation is in a state of flux.
Ve son olarak, tüm durum bir değişim halindedir.
More Sentences
|
| 43 |
General |
city-state n.
|
şehir devleti |
|
Singapore is a city-state.
Singapur bir şehir devletidir.
More Sentences
|
| 44 |
General |
non-state actor n.
|
devlet dışı aktör |
|
For many ACP governments, non-state actors are still synonymous with opposition.
Pek çok ACP hükümeti için devlet dışı aktörler hala muhalefetle eş anlamlıdır.
More Sentences
|
| 45 |
General |
nation-state n.
|
ulus-devlet |
|
The nation-state of the nineteenth century is not the blueprint for Europe's architecture in the twenty-first century.
On dokuzuncu yüzyılın ulus-devleti, yirmi birinci yüzyılda Avrupa'nın mimarisinin planı değildir.
More Sentences
|
| 46 |
General |
state of play n.
|
durum |
|
What is the state of play with regard to the Donors' Conference?
Donörler Konferansı ile ilgili olarak son durum nedir?
More Sentences
|
| 47 |
General |
present state n.
|
mevcut durum |
|
In the present state of research, only the use of adult stem cells offers hope.
Araştırmaların mevcut durumunda sadece yetişkin kök hücrelerin kullanımı umut vermektedir.
More Sentences
|
| 48 |
General |
state television n.
|
devlet televizyonu |
|
It still has no free or fair access to the media, especially state television.
Başta devlet televizyonu olmak üzere medyaya hala özgür veya adil erişim imkanı bulunmamaktadır.
More Sentences
|
| 49 |
General |
former state n.
|
eski hal |
|
The economy must be developed, and the mines must be cleared in order to restore the countryside to its former state.
Kırsal kesimin eski haline dönmesi için ekonomi geliştirilmeli ve madenler temizlenmelidir.
More Sentences
|
| 50 |
General |
modern state n.
|
modern devlet |
|
Policing is one of the key functions of modern states.
Polislik, modern devletlerin temel işlevlerinden biridir.
More Sentences
|
| 51 |
General |
state n.
|
resmi ziyaret |
|
They played the music during the Queen's state visit.
Kraliçe'nin resmi ziyareti sırasında müzik çalındı.
More Sentences
|
| 52 |
General |
state v.
|
söylemek |
|
It is very clear what the report states in this connection.
Raporun bu bağlamda ne söylediği çok açık.
More Sentences
|
| 53 |
General |
state v.
|
açıklamak |
|
I too expect that the Commission will state its position on this issue by 9 October.
Ben de Komisyon'un bu konudaki tutumunu 9 Ekim'e kadar açıklamasını bekliyorum.
More Sentences
|
| 54 |
General |
state v.
|
demek |
|
In the introduction, the author is stating as follows.
Giriş bölümünde yazar şöyle diyor.
More Sentences
|
| 55 |
General |
state v.
|
belirtmek |
|
The judge said, "State your name."
Yargıç, "Adınızı belirtin." dedi.
More Sentences
|
| 56 |
General |
want to state v.
|
belirtmek istemek |
|
In particular I want to state two points.
Özellikle iki noktayı belirtmek istiyorum.
More Sentences
|
| 57 |
General |
state adj.
|
resmi |
|
The president of Tanzania was on a state visit to Finland in 1998 together with his wife.
Tanzanya başkanı 1998'de eşiyle birlikte Finlandiya'ya resmi bir ziyarette bulunmuştu.
More Sentences
|
| 58 |
General |
state adj.
|
devlet |
|
This project got no amount of funding from the state.
Bu proje için devletten herhangi bir fon alınmamıştır.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 59 |
Common Usage |
state of affairs n.
|
gidişat |
|
| 60 |
Common Usage |
state adj.
|
eyalet |
|
| General |
|
| 61 |
General |
state protection n.
|
devletçe bakılma |
|
| 62 |
General |
state supervision n.
|
devlet denetimi |
|
| 63 |
General |
workers in state enterprises n.
|
kamu işçileri |
|
| 64 |
General |
secretary of state for employment n.
|
çalışma bakanı |
|
| 65 |
General |
state/way of being made n.
|
yapılış |
|
| 66 |
General |
technology and state n.
|
teknoloji ve devlet |
|
| 67 |
General |
the department of state n.
|
dışişleri bakanlığı |
|
| 68 |
General |
state affairs n.
|
devlet işleri |
|
| 69 |
General |
visits of state n.
|
resmi ziyaretler |
|
| 70 |
General |
requesting state party n.
|
talepte bulunan taraf |
|
| 71 |
General |
liquid state n.
|
sıvı durum |
|
| 72 |
General |
state of siege n.
|
sıkıyönetim |
|
| 73 |
General |
mental state n.
|
akli durum |
|
| 74 |
General |
secret of the state n.
|
devlet sırrı |
|
| 75 |
General |
state dwelling support n.
|
konut yardımı |
|
| 76 |
General |
state of disorder n.
|
perişanlık |
|
| 77 |
General |
metastable state n.
|
dayanıklı durum |
|
|
|
| 78 |
General |
state n.
|
evre |
|
| 79 |
General |
state control n.
|
devletçilik |
|
| 80 |
General |
theocratic state n.
|
teokratik devlet |
|
| 81 |
General |
partisan of state control n.
|
devletçi |
|
| 82 |
General |
state hospital n.
|
devlet hastanesi |
|
| 83 |
General |
state chronicler n.
|
vakanüvis |
|
| 84 |
General |
state n.
|
şart |
|
| 85 |
General |
paternal state n.
|
paternalist devlet |
|
| 86 |
General |
state bound by market and price mechanism n.
|
piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet |
|
| 87 |
General |
state government n.
|
devlet yönetimi |
|
| 88 |
General |
hoosier state n.
|
indiana |
|
| 89 |
General |
secretary of state for energy n.
|
enerji bakanı |
|
| 90 |
General |
head of the state n.
|
devlet başkanı |
|
| 91 |
General |
state n.
|
çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bir ölçüde bağımsızlığı olan büyük il |
|
| 92 |
General |
pluralistic state n.
|
çoğulcu |
|
| 93 |
General |
unorganized state n.
|
örgütsüzlük |
|
| 94 |
General |
state of law n.
|
hukuk devleti |
|
| 95 |
General |
national state case studies n.
|
ulusal devlet durum çalışmaları |
|
| 96 |
General |
the state n.
|
devlet baba |
|
| 97 |
General |
state of mind n.
|
haleti ruhiye |
|
| 98 |
General |
pluralistic state n.
|
plüralist devlet |
|
| 99 |
General |
solids state physics n.
|
katı hal fiziği |
|
| 100 |
General |
state n.
|
ihtişam |
|
| 101 |
General |
state electricity generation and transmission corporation n.
|
teaş |
|
| 102 |
General |
state n.
|
erkyurt |
|
| 103 |
General |
state n.
|
vaziyet |
|
| 104 |
General |
garden state n.
|
bahçe durum |
|
| 105 |
General |
host state n.
|
ev sahibi devlet |
|
| 106 |
General |
socialist state n.
|
sosyalist devlet |
|
| 107 |
General |
state retirement fund n.
|
emekli sandığı |
|
| 108 |
General |
state house n.
|
hükümet binası |
|
| 109 |
General |
nation state n.
|
vatandaşlarının ortak dil, tarih vb faktörlerce birbirlerine bağlı olduğu egemen devlet |
|
| 110 |
General |
state treasury n.
|
devlet hazinesi |
|
| 111 |
General |
adjudicator state n.
|
hakem devlet |
|
| 112 |
General |
stationary state n.
|
durağan hal |
|
| 113 |
General |
law and state n.
|
hukuk ve devlet |
|
| 114 |
General |
sports and state n.
|
spor ve devlet |
|
| 115 |
General |
state ceremony n.
|
devlet töreni |
|
| 116 |
General |
state n.
|
tantana |
|
| 117 |
General |
state of ignorance n.
|
cahilliye |
|
| 118 |
General |
science and state n.
|
bilim ve devlet |
|
| 119 |
General |
transportation and state n.
|
ulaştırma ve devlet |
|
| 120 |
General |
apache state n.
|
apaçi eyaleti |
|
| 121 |
General |
state register of persons n.
|
nüfus kütüğü |
|
| 122 |
General |
corporate state n.
|
tüzel devlet |
|
| 123 |
General |
secretary of state for industry n.
|
sanayi bakanı |
|
| 124 |
General |
the state department n.
|
dışişleri bakanlığı |
|
| 125 |
General |
state of distress n.
|
çekinceli durum |
|
| 126 |
General |
change of state n.
|
durum değişimi |
|
| 127 |
General |
council of state n.
|
devlet şurası |
|
| 128 |
General |
prohibitive state n.
|
yasakçı devlet |
|
| 129 |
General |
council of a state n.
|
divan |
|
| 130 |
General |
state n.
|
görkem |
|
| 131 |
General |
treasure state n.
|
hazine durumu |
|
| 132 |
General |
state school n.
|
devlet okulu |
|
| 133 |
General |
ohio state n.
|
ohio eyaleti |
|
| 134 |
General |
reformist state n.
|
reformcu devlet |
|
| 135 |
General |
absent state n.
|
dalgın olma durumu |
|
| 136 |
General |
state n.
|
keyfiyet |
|
| 137 |
General |
state n.
|
debdebe |
|
| 138 |
General |
religion and state n.
|
din ve devlet |
|
| 139 |
General |
ministry of state n.
|
devlet bakanlığı |
|
| 140 |
General |
corporate state n.
|
birleşik devlet |
|
| 141 |
General |
social law state n.
|
sosyal hukuk devleti |
|
| 142 |
General |
intervention of the state n.
|
devlet müdahalesi |
|
| 143 |
General |
visits of state n.
|
ülke ziyaretleri |
|
| 144 |
General |
a state of emergency n.
|
acil bir durum |
|
| 145 |
General |
enterprising state n.
|
müteşebbis devlet |
|
| 146 |
General |
state boundary n.
|
eyalet sınırı |
|
| 147 |
General |
transient state n.
|
geçici hal |
|
| 148 |
General |
corporate state n.
|
korporatif devlet |
|
| 149 |
General |
state assistance n.
|
devlet yardımı |
|
| 150 |
General |
education and state n.
|
eğitim ve devlet |
|
| 151 |
General |
state songs n.
|
eyalet marşları |
|
| 152 |
General |
satellite state n.
|
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet |
|
| 153 |
General |
theater and state n.
|
tiyatro ve devlet |
|
| 154 |
General |
internationalist state n.
|
enternasyonalist |
|
| 155 |
General |
liberal state n.
|
özgürlükçü devlet |
|
| 156 |
General |
theocratic state n.
|
din devleti |
|
| 157 |
General |
solid state physics n.
|
katı hal fiziği |
|
| 158 |
General |
hierarchical state n.
|
dikey devlet |
|
| 159 |
General |
anxiety state n.
|
endişe durumu |
|
| 160 |
General |
state n.
|
perese |
|
| 161 |
General |
minister of state n.
|
devlet bakanı |
|
| 162 |
General |
state n.
|
mevki |
|
| 163 |
General |
state philosophy n.
|
devlet felsefesi |
|
| 164 |
General |
individualistic state n.
|
bireyci devlet |
|
| 165 |
General |
state with constitution n.
|
anayasalı devlet |
|
| 166 |
General |
state of nature n.
|
doğal hal |
|
| 167 |
General |
people’s state n.
|
halk devleti |
|
| 168 |
General |
irish free state n.
|
bağımsız irlanda cumhuriyeti |
|
| 169 |
General |
state planning organization n.
|
dpt |
|
| 170 |
General |
secretary of state for the environment n.
|
çevre bakanı |
|
| 171 |
General |
agriculture and state n.
|
tarım ve devlet |
|
| 172 |
General |
state flowers n.
|
eyalet çiçekleri |
|
| 173 |
General |
state n.
|
koşul |
|
| 174 |
General |
signatory state n.
|
bir antlaşmaya imza atan devlet |
|
| 175 |
General |
state n.
|
konum |
|
| 176 |
General |
state youth welfare n.
|
kamusal gençlik hizmetleri |
|
| 177 |
General |
the state n.
|
devlet |
|
| 178 |
General |
inspected state party n.
|
denetime tabi tutulmuş devletin tarafı |
|
| 179 |
General |
state n.
|
federal bir cumhuriyetin bir parçasını oluşturan örgütlü siyasal toplum |
|
| 180 |
General |
electronic state n.
|
elektronik devlet |
|
| 181 |
General |
state n.
|
hükümet |
|
| 182 |
General |
recipient state n.
|
lehdar devlet |
|
| 183 |
General |
state of affairs n.
|
gidişat |
|
| 184 |
General |
state credit n.
|
devlet kredisi |
|
| 185 |
General |
secretary of state for war n.
|
savaş bakanı |
|
| 186 |
General |
atmospheric state n.
|
atmosferik durum |
|
| 187 |
General |
liberal state n.
|
liberal devlet |
|
| 188 |
General |
sport and state n.
|
spor ve devlet |
|
| 189 |
General |
secretary of state for environment n.
|
çevre bakanı |
|
| 190 |
General |
conduct of state n.
|
devlet idaresi |
|
| 191 |
General |
state office n.
|
resmi daire |
|
| 192 |
General |
state of affairs n.
|
şartlar |
|
| 193 |
General |
policy of state control n.
|
devletçilik |
|
| 194 |
General |
bureaucratic state n.
|
bürokratik devlet |
|
| 195 |
General |
secretary of state for treasury department n.
|
maliye bakanı |
|
| 196 |
General |
state n.
|
alem |
|
| 197 |
General |
state socialism n.
|
devletçilik |
|
| 198 |
General |
theocratic state n.
|
dine dayalı devlet |
|
| 199 |
General |
act of state n.
|
devlet kanunu |
|
| 200 |
General |
state council n.
|
danıştay |
|
| 201 |
General |
free state n.
|
bağımsız devlet |
|
| 202 |
General |
buffer state n.
|
aradevlet |
|
| 203 |
General |
art and state n.
|
sanat ve devlet |
|
| 204 |
General |
temporary state n.
|
geçici durum |
|
| 205 |
General |
hierarchical state n.
|
hiyerarşik devlet |
|
| 206 |
General |
secretary of state for home affairs n.
|
içişleri bakanı |
|
| 207 |
General |
state n.
|
tören |
|
| 208 |
General |
communist state n.
|
komünist devlet |
|
| 209 |
General |
state n.
|
tek yönetim altında bulunan örgütlü siyasal toplum |
|
| 210 |
General |
puppet state n.
|
varlığını yabancı güçlerden alan devlet |
|
| 211 |
General |
state economic enterprise n.
|
kamu iktisati teşekkülü |
|
| 212 |
General |
reformist state n.
|
yenilikçi devlet |
|
| 213 |
General |
state tent n.
|
otağ |
|
| 214 |
General |
city state n.
|
site devleti |
|
| 215 |
General |
paternal state n.
|
baba devlet |
|
| 216 |
General |
higher education and state n.
|
yüksek eğitim ve devlet |
|
| 217 |
General |
satellite state n.
|
uydu devlet |
|
| 218 |
General |
state party n.
|
muhatap devlet |
|
| 219 |
General |
hawkeye state n.
|
keskin bakışlılık |
|
| 220 |
General |
supervision state n.
|
gözetim devleti |
|
| 221 |
General |
state of the art n.
|
gelişme seviyesi (sanat veya teknoloji için) |
|
| 222 |
General |
minimal state n.
|
minimal devlet |
|
| 223 |
General |
council of state n.
|
danıştay |
|
| 224 |
General |
unitary state n.
|
üniter devlet |
|
| 225 |
General |
state register n.
|
nüfus kütüğü |
|
| 226 |
General |
state governmental authorities n.
|
resmi hükümet makamları |
|
| 227 |
General |
state institute of statistics n.
|
devlet istatistik enstitüsü (die) |
|
| 228 |
General |
benevolent state n.
|
müşfik devlet |
|
| 229 |
General |
benevolent state n.
|
devlet baba |
|
| 230 |
General |
state or province n.
|
eyalet |
|
| 231 |
General |
state n.
|
il |
|
| 232 |
General |
excitation state n.
|
uyarım düzeyi |
|
| 233 |
General |
state building n.
|
devlet binası |
|
| 234 |
General |
income state n.
|
gelir durumu |
|
| 235 |
General |
social sciences and state n.
|
sosyal bilimler ve devlet |
|
| 236 |
General |
literature and state n.
|
edebiyat ve devlet |
|
| 237 |
General |
islam and state n.
|
islam ve devlet |
|
| 238 |
General |
florida state university n.
|
florida eyalet üniversitesi |
|
| 239 |
General |
totalitarian state n.
|
totaliter devlet |
|
| 240 |
General |
excited state chemistry n.
|
uyarılmış hal kimyası |
|
| 241 |
General |
general state of health n.
|
genel sağlık durumu |
|
| 242 |
General |
static state n.
|
statik durum |
|
| 243 |
General |
dynamic state n.
|
dinamik durum |
|
| 244 |
General |
state council decisions n.
|
danıştay kararları |
|
| 245 |
General |
state of flux n.
|
akım hali |
|
| 246 |
General |
state conservatory n.
|
devlet konservatuvarı |
|
| 247 |
General |
state of flux n.
|
sürekli değişim hali |
|
| 248 |
General |
operating state n.
|
çalışır durumda |
|
| 249 |
General |
existing state n.
|
mevcut hal |
|
| 250 |
General |
existing state n.
|
mevcut durum |
|
| 251 |
General |
state economic enterprise n.
|
İktisadi devlet teşekkülü |
|
| 252 |
General |
state housing n.
|
devlet konutu |
|
| 253 |
General |
state of things n.
|
gelinen nokta |
|
| 254 |
General |
state of affairs n.
|
gelinen nokta |
|
| 255 |
General |
state of being finicky n.
|
zor beğenme |
|
| 256 |
General |
state of being finicky n.
|
seçici olma |
|
| 257 |
General |
state of being finicky n.
|
seçicilik |
|
| 258 |
General |
state highway n.
|
devlet karayolu |
|
| 259 |
General |
state road n.
|
devlet karayolu |
|
| 260 |
General |
state route n.
|
devlet karayolu |
|
| 261 |
General |
exercising state authority n.
|
devlet yetkisini kullanma |
|
| 262 |
General |
state of destitution n.
|
yoksulluk hali |
|
| 263 |
General |
becoming a state n.
|
devletleşme |
|
| 264 |
General |
becoming a state n.
|
eyaletleşme |
|
| 265 |
General |
state sovereignty n.
|
devlet egemenliği |
|
| 266 |
General |
disabled state n.
|
çalışamazlık durumu |
|
| 267 |
General |
state orchestra n.
|
devlet orkestrası |
|
| 268 |
General |
utah state n.
|
utah eyaleti |
|
| 269 |
General |
dormant state n.
|
uyku durumu |
|
| 270 |
General |
energy state n.
|
enerji durumu |
|
| 271 |
General |
enabled state n.
|
çalışır durum |
|
| 272 |
General |
enabled state n.
|
erkli durum |
|
| 273 |
General |
state theatre n.
|
devlet tiyatrosu |
|
| 274 |
General |
altered-state of consciousness n.
|
bilincin değişken durumları |
|
| 275 |
General |
a self-governing state n.
|
özerk bir devlet |
|
| 276 |
General |
free state-run school n.
|
özerk okul |
|
| 277 |
General |
decentralize state n.
|
adem-i merkeziyetçi devlet |
|
| 278 |
General |
electronic state n.
|
e-devlet |
|
| 279 |
General |
city-state n.
|
kentdevleti |
|
| 280 |
General |
laic-secular state n.
|
laik devlet |
|
| 281 |
General |
city-state n.
|
site |
|
| 282 |
General |
free state-run school n.
|
devlet kontrolünde olmayan okul |
|
| 283 |
General |
state-owned economic enterprise n.
|
iktisadi kamu kuruluşu |
|
| 284 |
General |
state-run school n.
|
devlet okulu |
|
| 285 |
General |
nation-state n.
|
milli devlet |
|
| 286 |
General |
non-centralist state n.
|
adem-i merkeziyetçi devlet |
|
| 287 |
General |
state-social payments-benefits-substitutions n.
|
ivaz |
|
| 288 |
General |
non-member state n.
|
ab üyesi olmayan devlet |
|
| 289 |
General |
state-of-the-art technology n.
|
gelişmiş teknoloji |
|
| 290 |
General |
nation-state n.
|
ulusdevlet |
|
| 291 |
General |
state-social payments-benefits-substitutions n.
|
edim |
|
| 292 |
General |
state of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
| 293 |
General |
well-balanced budget state n.
|
denk bütçeli devlet |
|
| 294 |
General |
state-owned company n.
|
devlet kurumu |
|
| 295 |
General |
a state of chaos n.
|
kaos ortamı |
|
| 296 |
General |
treasury of islamic state n.
|
beyt'ül mal |
|
| 297 |
General |
civil state n.
|
medeni hal |
|
| 298 |
General |
state of residence n.
|
ikamet edilen devlet |
|
| 299 |
General |
state of health n.
|
sağlık raporu |
|
| 300 |
General |
non-absorbing state n.
|
soğurmayan durum |
|
| 301 |
General |
state of distress n.
|
tehlikeli durum |
|
| 302 |
General |
state of the art technology n.
|
en gelişkin teknoloji |
|
| 303 |
General |
state highway n.
|
karayolu |
|
| 304 |
General |
state farm n.
|
devlet çiftliği |
|
| 305 |
General |
state highway n.
|
devlet yolu |
|
| 306 |
General |
state of play n.
|
mevcut vaziyet |
|
| 307 |
General |
state of play n.
|
gidişat |
|
| 308 |
General |
state apparatus n.
|
devlet aygıtı |
|
| 309 |
General |
state of play n.
|
işlerin gidişatı |
|
| 310 |
General |
mental state n.
|
psikolojik durum |
|
| 311 |
General |
psychological state n.
|
psikolojik durum |
|
| 312 |
General |
state of affair n.
|
vaziyet |
|
| 313 |
General |
state of affair n.
|
koşullar |
|
| 314 |
General |
state of affair n.
|
durum |
|
| 315 |
General |
state of affair n.
|
şartlar |
|
| 316 |
General |
psychological state n.
|
ruh hali |
|
| 317 |
General |
state of affair n.
|
işlerin durumu |
|
| 318 |
General |
mental state n.
|
ruh hali |
|
| 319 |
General |
state of education n.
|
öğrenim durumu |
|
| 320 |
General |
gas state n.
|
gaz durumu |
|
| 321 |
General |
state of mind n.
|
haletiruhiye |
|
| 322 |
General |
unstable state n.
|
kararsız durum |
|
| 323 |
General |
final state n.
|
son hal |
|
| 324 |
General |
state institutions and organizations n.
|
kamu kurum ve kuruluşları |
|
| 325 |
General |
state employees n.
|
kamu görevlileri |
|
| 326 |
General |
state line n.
|
eyalet sınırı |
|
| 327 |
General |
actual state n.
|
fiili durum |
|
| 328 |
General |
present state n.
|
şimdiki durum |
|
| 329 |
General |
present state n.
|
halihazır durum |
|
| 330 |
General |
physiological state n.
|
fizyolojik durum |
|
| 331 |
General |
state of the art technology product n.
|
son teknoloji ürünü |
|
| 332 |
General |
state opera and ballet building n.
|
devlet opera ve bale binası |
|
| 333 |
General |
state level n.
|
eyalet düzeyi |
|
| 334 |
General |
state radio n.
|
devlet radyosu |
|
| 335 |
General |
fresh state n.
|
taze hal |
|
| 336 |
General |
fresh state n.
|
yeni/ilk günkü durumu |
|
| 337 |
General |
fresh state n.
|
taze haldeki/hali |
|
| 338 |
General |
state-run hospital n.
|
devlet hastanesi |
|
| 339 |
General |
state patrol n.
|
eyalet devriyesi |
|
| 340 |
General |
the state folk dances group n.
|
devlet halk dansları topluluğu |
|
| 341 |
General |
state of readiness n.
|
hazır olma durumu |
|
| 342 |
General |
half awake half asleep state n.
|
yarı uyur yarı uyanıklık durumu |
|
| 343 |
General |
half awake half asleep state n.
|
uyku ile uyanıklık arasındaki durum |
|
| 344 |
General |
state of finland n.
|
finlandiya devleti |
|
| 345 |
General |
washington state n.
|
washington eyaleti |
|
| 346 |
General |
state and private theatres n.
|
devlet tiyatroları ve özel tiyatrolar |
|
| 347 |
General |
state lottery n.
|
devlet piyangosu |
|
| 348 |
General |
tip-of-the-tongue state n.
|
dilimin ucunda hali/durumu |
|
| 349 |
General |
state of sleep n.
|
uyku hali |
|
| 350 |
General |
a state of mourning n.
|
matem havası |
|
| 351 |
General |
the state of being ostracised n.
|
toplumdan dışlanma |
|
| 352 |
General |
the state of being ostracized n.
|
toplumdan dışlanma |
|
| 353 |
General |
state-funded school n.
|
devlet okulu |
|
| 354 |
General |
folsom state prison n.
|
folsom eyalet hapishanesi |
|
| 355 |
General |
state assembly n.
|
eyalet meclisi |
|
| 356 |
General |
relaxation back to the ground state n.
|
elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi |
|
| 357 |
General |
state n.
|
eyalet |
|
| 358 |
General |
the empire state building n.
|
empire state binası |
|
| 359 |
General |
permanent vegetative state n.
|
bitkisel hayat |
|
| 360 |
General |
vegetative state n.
|
bitkisel hayat |
|
| 361 |
General |
permanent vegetative state n.
|
bitkisel yaşam |
|
| 362 |
General |
vegetative state n.
|
bitkisel yaşam |
|
| 363 |
General |
state store n.
|
içki mağazası |
|
| 364 |
General |
state store n.
|
içki dükkanı |
|
| 365 |
General |
state fund n.
|
devlet fonu |
|
| 366 |
General |
state-owned forest n.
|
devlet ormanı |
|
| 367 |
General |
virtual state n.
|
sanal devlet |
|
| 368 |
General |
state troopers n.
|
eyalet polisleri |
|
| 369 |
General |
state police n.
|
eyalet polisi |
|
| 370 |
General |
state official n.
|
devlet memuru |
|
| 371 |
General |
internal state n.
|
iç durum |
|
| 372 |
General |
internal state n.
|
iç durumu |
|
| 373 |
General |
state structure n.
|
devlet yapısı |
|
| 374 |
General |
structure of state n.
|
devletin yapısı |
|
| 375 |
General |
state of grace n.
|
kendini tanrı'ya emanet etme hali |
|
| 376 |
General |
the state of being attainable (attainability) n.
|
ulaşılabilirlik |
|
| 377 |
General |
state of balance n.
|
denge durumu |
|
| 378 |
General |
growth state n.
|
büyüme durumu |
|
| 379 |
General |
state of balance n.
|
denge durumu |
|
| 380 |
General |
landlocked state n.
|
denize kıyısı bulunmayan ülke |
|
| 381 |
General |
state n.
|
heyecan/stres gibi gergin ruh hali |
|
| 382 |
General |
state room n.
|
kabul salonu |
|
| 383 |
General |
state room n.
|
kaptan köşkü |
|
| 384 |
General |
tarheel state n.
|
kuzey carolina'ya verilen takma isim |
|
| 385 |
General |
chair of state n.
|
makam koltuğu |
|
| 386 |
General |
modern state n.
|
modern durum |
|
| 387 |
General |
narco-state n.
|
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke |
|
| 388 |
General |
narco-state n.
|
uyuşturucu devleti |
|
| 389 |
General |
natural state n.
|
medeniyet eli değmemiş vahşi ve ilkel yaşam koşulları |
|
| 390 |
General |
affective state n.
|
duygulanım hali |
|
| 391 |
General |
natural state of mind n.
|
doğal ruh hali |
|
| 392 |
General |
australian state n.
|
avustralya'yı oluşturan eyaletlerden biri |
|
| 393 |
General |
energy state n.
|
enerji seviyesi |
|
| 394 |
General |
energy state n.
|
yörünge |
|
| 395 |
General |
volunteer state n.
|
tennessee eyaleti |
|
| 396 |
General |
volunteer state n.
|
amerika'da bir eyalet |
|
| 397 |
General |
empty state n.
|
boşluk ifadesi |
|
| 398 |
General |
limit state n.
|
sınır durumu |
|
| 399 |
General |
hawkeye state n.
|
iowa |
|
| 400 |
General |
mountain state n.
|
rocky dağları'nın geçtiği montana, idaho, wyoming, utah, kolorado, arizona ve new mexico eyaletlerine verilen ad |
|
| 401 |
General |
mountain state n.
|
(takma ad) batı virginia |
|
| 402 |
General |
state of good quality n.
|
iyi kalitede olma durumu |
|
| 403 |
General |
lying in state n.
|
gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenme |
|
| 404 |
General |
state funeral n.
|
devlet töreni |
|
| 405 |
General |
state n.
|
halet-i ruhiye |
|
| 406 |
General |
show me state n.
|
(abd) missouri eyaleti |
|
| 407 |
General |
show me state n.
|
birleşik devletler'in merkezinde bir eyalet |
|
| 408 |
General |
soe (state owned enterprise) n.
|
(yeni zelanda) kamu iktisadi teşebbüsü |
|
| 409 |
General |
state of the art technology n.
|
en gelişmiş teknoloji |
|
| 410 |
General |
island state n.
|
ada ülkesi |
|
| 411 |
General |
ethno-state n.
|
büyük oranda tek bir etnisiteden insanların yaşadığı ülke |
|
| 412 |
General |
oil state n.
|
petrol zengini ülke |
|
| 413 |
General |
state [obsolete] n.
|
taht |
|
| 414 |
General |
state [obsolete] n.
|
asil kimse |
|
| 415 |
General |
state [obsolete] n.
|
makam sahibi kimse |
|
| 416 |
General |
state [obsolete] n.
|
yüksek mevkiye mensup kimse |
|
| 417 |
General |
state [obsolete] n.
|
soylu kimse |
|
| 418 |
General |
state [obsolete] n.
|
konsey |
|
| 419 |
General |
state [obsolete] n.
|
meclis |
|
| 420 |
General |
state [obsolete] n.
|
yönetici sınıfı |
|
| 421 |
General |
state [obsolete] n.
|
(koşullara göre değişen) mülk geliri |
|
| 422 |
General |
state and regional defense airlift n.
|
devlet ve bölgesel savunma amaçlı hava ikmali |
|
| 423 |
General |
state barge n.
|
kraliyet mavnası |
|
| 424 |
General |
state barge n.
|
devlete ait bir mavna türü |
|
| 425 |
General |
state bed n.
|
detaylı süslemeleri olan gösterişli yatak |
|
| 426 |
General |
state bed n.
|
kraliyet yatağı |
|
| 427 |
General |
state carriage n.
|
kraliyet faytonu |
|
| 428 |
General |
state carriage n.
|
devlet büyüklerince kullanılan gösterişli fayton |
|
| 429 |
General |
state enrolled nurse n.
|
lisanslı hemşire |
|
| 430 |
General |
state enrolled nurse n.
|
devlette kayıtlı hemşire |
|
| 431 |
General |
state prisoner n.
|
siyasi suçlu kimse |
|
| 432 |
General |
state registered nurse n.
|
lisanslı hemşire |
|
| 433 |
General |
state registered nurse n.
|
devlette kayıtlı hemşire |
|
| 434 |
General |
state sword n.
|
resmi devlet etkinliklerinde kullanılan kılıç |
|
| 435 |
General |
sucker state n.
|
(abd) illinois eyaleti |
|
| 436 |
General |
state one's opinion v.
|
fikrini söylemek |
|
| 437 |
General |
state v.
|
belirlemek |
|
| 438 |
General |
brought into a different state v.
|
farklı bir duruma getirmek |
|
| 439 |
General |
bring into a different state v.
|
farklı bir duruma getirmek |
|
| 440 |
General |
change state v.
|
durum değiştirmek |
|
| 441 |
General |
be brought into a certain state v.
|
belirli bir duruma getirilmek |
|
| 442 |
General |
state v.
|
saptamak |
|
| 443 |
General |
come to a state of v.
|
hal almak |
|
| 444 |
General |
be in a state of flux v.
|
değişmek |
|
| 445 |
General |
be in a state of flux v.
|
değişim içinde olmak |
|
| 446 |
General |
bring into a certain state v.
|
belirli bir duruma getirmek |
|
| 447 |
General |
state v.
|
beyan etmek |
|
| 448 |
General |
fail to reach a state of comfort and harmony v.
|
dirlik yüzü görmemek |
|
| 449 |
General |
fail to reach a state of comfort and harmony v.
|
rahata kavuşamamak |
|
| 450 |
General |
fail to reach a state of comfort and harmony v.
|
rahat yüzü görmemek |
|
| 451 |
General |
enter a hypnotic state v.
|
transa geçmek |
|
| 452 |
General |
be in a bad state v.
|
kötü durumda olmak |
|
| 453 |
General |
be in bad state v.
|
kötü durumda olmak |
|
| 454 |
General |
turn a place in a very noisy disordered state v.
|
curcunaya vermek |
|
| 455 |
General |
turn a place in a very noisy disordered state v.
|
curcunaya çevirmek |
|
| 456 |
General |
turn a place in a very noisy disordered state v.
|
curcunaya döndürmek |
|
| 457 |
General |
turn a place in a very noisy disordered state v.
|
ortalığı ellialtıya vermek |
|
| 458 |
General |
found a state v.
|
devlet kurmak |
|
| 459 |
General |
establish a state v.
|
devlet kurmak |
|
| 460 |
General |
determine the state of v.
|
durum tespiti yapmak |
|
| 461 |
General |
state one's opinion v.
|
fikir yürütmek |
|
| 462 |
General |
entitle someone to the state pension v.
|
emekli maaşı bağlamak |
|
| 463 |
General |
state an opinion v.
|
bir fikir belirtmek |
|
| 464 |
General |
state a reason v.
|
sebep göstermek |
|
| 465 |
General |
state a reason v.
|
neden belirtmek |
|
| 466 |
General |
state a reason v.
|
neden göstermek |
|
| 467 |
General |
state as v.
|
diye belirtmek |
|
| 468 |
General |
state a reason v.
|
sebep belirtmek |
|
| 469 |
General |
lapse into a vegetative state v.
|
bitkisel hayata girmek |
|
| 470 |
General |
fall into a vegetative state v.
|
bitkisel hayata girmek |
|
| 471 |
General |
declare a state of emergency v.
|
olağanüstü hal ilan etmek |
|
| 472 |
General |
declare a state of emergency v.
|
acil durum ilan etmek |
|
| 473 |
General |
state explicitly v.
|
açık biçimde ifade etmek |
|
| 474 |
General |
state clearly v.
|
açık biçimde ifade etmek |
|
| 475 |
General |
restore to the original state v.
|
orijinal durumuna getirmek |
|
| 476 |
General |
state as v.
|
şeklinde belirtmek |
|
| 477 |
General |
drift into a state of chaos v.
|
kaosa sürüklenmek |
|
| 478 |
General |
cross state lines v.
|
eyalet sınırlarını aşmak |
|
| 479 |
General |
be in a state of inner conflict v.
|
iç çatışma içinde bulunmak |
|
| 480 |
General |
reach a good state v.
|
mazhar olmak |
|
| 481 |
General |
restore to a previous state v.
|
eski haline döndürmek |
|
| 482 |
General |
state v.
|
tayin etmek |
|
| 483 |
General |
lie in state v.
|
gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenmek |
|
| 484 |
General |
state [obsolete] v.
|
yetki vermek |
|
| 485 |
General |
state [obsolete] v.
|
devretmek |
|
| 486 |
General |
state [obsolete] v.
|
lüks içinde yaşamak |
|
| 487 |
General |
state [obsolete] v.
|
şatafat içinde yaşamak |
|
| 488 |
General |
state [obsolete] v.
|
gösterişli yaşamak |
|
| 489 |
General |
mint state adj.
|
yepyeni |
|
| 490 |
General |
state adj.
|
özel |
|
| 491 |
General |
state of the art adj.
|
modern |
|
| 492 |
General |
state of the art adj.
|
gelişmiş |
|
| 493 |
General |
state dependent adj.
|
duruma bağlı |
|
| 494 |
General |
state adj.
|
tek kişilik |
|
| 495 |
General |
state adj.
|
devlete ait |
|
| 496 |
General |
state adj.
|
devlet tarafından yapılan (tören/ziyafet vb) |
|
| 497 |
General |
state guaranteed adj.
|
devlet garantili |
|
| 498 |
General |
state-controlled adj.
|
devlet güdümlü |
|
| 499 |
General |
supra-state adj.
|
devletüstü |
|
| 500 |
General |
state-run adj.
|
devlet tarafından işletilen |
|
