başlamak - Turkish English Dictionary

başlamak

Meanings of "başlamak" in English Turkish Dictionary : 100 result(s)

Turkish English
Common Usage
başlamak begin v.
That is beginning to change but there is still a long way to go.
Bu durum değişmeye başlıyor ancak daha gidilecek çok yol var.

More Sentences
başlamak start v.
It is now very striking that the governments are starting to attack the European Parliament and its rights.
Şu anda hükümetlerin Avrupa Parlamentosu'na ve haklarına saldırmaya başlaması çok çarpıcıdır.

More Sentences
başlamak commence v.
Question Time should now commence, as the President-in-Office of the Council is scheduled to leave at 7 p.m.
Konsey Dönem Başkanı saat 19:00'da ayrılacağı için soru-cevap süresi şimdi başlamalıdır.

More Sentences
General
başlamak embark upon v.
The European Parliament has, in my view, embarked upon a slippery slope, however.
Ancak bana göre Avrupa Parlamentosu kaygan bir zeminde ilerlemeye başladı.

More Sentences
başlamak come on v.
The reports on these missions are now coming on stream.
Bu görevlere ilişkin raporlar artık yayınlanmaya başlamıştır.

More Sentences
başlamak take v.
It is also the day that the new Director-General of the World Trade Organisation takes office.
Bugün aynı zamanda Dünya Ticaret Örgütü'nün yeni Genel Direktörünün göreve başladığı gündür.

More Sentences
başlamak launch into v.
He launched into a tirade about how the government is encroaching on his rights.
Hükümetin haklarına nasıl tecavüz ettiği hakkında bir tirada başladı.

More Sentences
başlamak start off v.
We cannot start off the day running overtime.
Güne fazla mesai yaparak başlayamayız.

More Sentences
başlamak set out v.
The party set out regardless of the bad weather.
Parti kötü hava koşullarına aldırmadan başladı.

More Sentences
başlamak open v.
The United Nations Conference opens a week after the presidential elections in Zimbabwe.
Birleşmiş Milletler Konferansı, Zimbabve'deki başkanlık seçimlerinden bir hafta sonra başlıyor.

More Sentences
başlamak fall v.
Tom fell off the wagon.
Tom içkiye yeniden başladı.

More Sentences
başlamak get v.
The Commission, though, is getting cold feet.
Yine de Komisyon ürkmeye başladı.

More Sentences
başlamak proceed to v.
She then proceeded to negotiate with her bank.
Daha sonra bankasıyla görüşmeye başladı.

More Sentences
başlamak strike up v.
Tom struck up a conversation with Mary.
Tom Mary ile sohbet etmeye başladı.

More Sentences
başlamak get to v.
And, for heaven's sake, do not let us turn around and start blaming you for not actually getting to 2004 on time.
Ve Tanrı aşkına, dönüp de 2004'e zamanında yetişemediğiniz için sizi suçlamaya başlamamıza izin vermeyin.

More Sentences
başlamak launch v.
The rapprochement between Greece and Turkey, launched in July 1999, is continuing.
Yunanistan ve Türkiye arasında Temmuz 1999’da başlayan yakınlaşma devam etmektedir.

More Sentences
başlamak get down to v.
Now let's get down to work.
Şimdi çalışmaya başlayalım.

More Sentences
başlamak set to v.
I'm all set to start.
Başlamaya hazırım.

More Sentences
başlamak introduce v.
The reforms we have introduced over the last few years have already brought positive results here.
Son birkaç yıldır gerçekleştirdiğimiz reformlar burada şimdiden olumlu sonuçlar vermeye başladı.

More Sentences
başlamak enter v.
Malta is entering the accession negotiations.
Malta katılım müzakerelerine başlıyor.

More Sentences
başlamak enter into v.
Only then can we enter into discussions with the United States.
Ancak o zaman Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmelere başlayabiliriz.

More Sentences
başlamak kick off v.
The meeting kicks off around 9 o'clock in the morning.
Toplantı yaklaşık sabah 9.00'da başlar.

More Sentences
başlamak go v.
And then we went looking for a justice of the peace.
Sonra da bir sulh yargıcı aramaya başladık.

More Sentences
başlamak get going v.
So, check out the most popular sports bets in New Zealand to get going.
Öyleyse, başlamak için Yeni Zelanda'daki en popüler spor bahislerine göz atın.

More Sentences
başlamak set v.
Your compatriots, led by Lech Walesa, set this peaceful revolution in train.
Lech Walesa önderliğindeki yurttaşlarınız bu barışçıl devrimi başlattılar.

More Sentences
başlamak go about v.
Now I must go about my work.
Şimdi işime başlamalıyım.

More Sentences
başlamak come v.
I hope we will come to see the wisdom of this.
Umarım bunun bilgeliğini görmeye başlarız.

More Sentences
başlamak set in v.
It is nearly ten years since the wheels were set in motion.
Çarkların dönmeye başlamasının üzerinden neredeyse on yıl geçti.

More Sentences
başlamak take up v.
Colleagues, I should like to take up my protocol duties with the King of Jordan.
Meslektaşlarım, Ürdün Kralı ile protokol görevlerime başlamak istiyorum.

More Sentences
başlamak set about v.
Let us, then, set about improving the position of women, hoping for peace and stability in the region!
O halde bölgede barış ve istikrar umuduyla kadınların konumunu iyileştirmeye başlayalım!

More Sentences
başlamak start in v.
Innovation must start in the small units.
İnovasyon küçük birimlerden başlamalıdır.

More Sentences
başlamak go ahead v.
Why don't we go ahead and start the meeting?
Neden toplantıya başlamıyoruz?

More Sentences
başlamak get started v.
We stand ready to finance demilitarisation and demobilisation programmes as soon as they get started.
Askerden arındırma ve terhis programlarını başlar başlamaz finanse etmeye hazırız.

More Sentences
başlamak originate v.
Where did the Olympic Games originate?
Olimpiyat Oyunları nerede başladı?

More Sentences
başlamak jump (off) v.
Tom jumped out of the car and started to run.
Tom arabadan atladı ve koşmaya başladı.

More Sentences
başlamak turn v.
Things took a sudden turn for the worse.
İşler aniden kötüye gitmeye başladı.

More Sentences
Phrasals
başlamak come on v.
You came on too strong.
Büyük bir şevkle başladın.

More Sentences
başlamak go ahead v.
Go ahead and start with anything you like.
Buyurun ve hangisiyle isterseniz başlayın.

More Sentences
başlamak start on v.
It is good that there is emphasis on us now having to start on the real work.
Şimdi gerçek çalışmalara başlamamız gerektiğinin vurgulanması iyi bir şey.

More Sentences
başlamak set about v.
Let us, then, set about improving the position of women, hoping for peace and stability in the region.
O halde bölgede barış ve istikrar umuduyla kadınların konumunu iyileştirmeye başlayalım.

More Sentences
başlamak move in (to something) v.
We soon moved in together.
Kısa süre sonra birlikte yaşamaya başladık.

More Sentences
Colloquial
başlamak jump off v.
Tom tried to force Mary to jump off the roof.
Tom Mary'yi çatıdan atlaması için zorlamaya başladı.

More Sentences
Law
başlamak embark on v.
Today, we are embarking on a new round which focusses on feed additives.
Bugün, yem katkı maddelerine odaklanan yeni bir tura başlıyoruz.

More Sentences
Technical
başlamak commence v.
A dream came true when the International Criminal Court commenced its work at the beginning of this week.
Uluslararası Ceza Mahkemesi bu hafta başında çalışmalarına başladığında bir rüya gerçek oldu.

More Sentences
başlamak start v.
This means in real terms that administrative reconstruction must start as early as in the run-up to enlargement.
Bu da gerçek anlamda idari yeniden yapılanmanın genişleme öncesinde başlaması gerektiği anlamına gelmektedir.

More Sentences
Slang
başlamak set about v.
And the sooner we set about correcting the problem, the better.
Ve bu sorunu ne kadar erken çözmeye başlarsak o kadar iyi olur.

More Sentences
General
başlamak knuckle down v.
başlamak lay down v.
başlamak launch out v.
başlamak launch out into v.
başlamak rise v.
başlamak cut along v.
başlamak lead off v.
başlamak fall to v.
başlamak enter on v.
başlamak lead v.
başlamak get start v.
başlamak strike in v.
başlamak enter upon v.
başlamak knuckle down to v.
başlamak approach v.
başlamak auspicate v.
başlamak go off v.
başlamak set up v.
başlamak undertake v.
başlamak make a beginning v.
başlamak initiate v.
başlamak incept v.
başlamak attame [obsolete] v.
başlamak make v.
başlamak make v.
başlamak beg (begin) v.
başlamak head off v.
başlamak ring in v.
başlamak onset [obsolete] v.
başlamak imbark v.
başlamak fang [obsolete] v.
başlamak outstart v.
başlamak dawn v.
Phrasals
başlamak strike out v.
başlamak put forth v.
başlamak make a start on v.
başlamak lead off v.
başlamak go to v.
başlamak get away v.
başlamak lay into v.
başlamak lay to v.
Colloquial
başlamak get weaving v.
başlamak g'head v.
Idioms
başlamak get a move on v.
başlamak get rolling v.
başlamak open the batting v.
Technical
başlamak proceed v.
başlamak set up v.
Archaic
başlamak gin v.
başlamak inchoate v.
Slang
başlamak tee off v.
başlamak have at it v.
başlamak get it on v.
başlamak get it on v.

Meanings of "başlamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yeniden başlamak restart v.
It expelled the IAEA inspectors and said it was restarting plutonium production at Yongbyong.
UAEA müfettişlerini sınır dışı etti ve Yongbyong'da plütonyum üretimine yeniden başladığını söyledi.

More Sentences
General
biçimlenmeye başlamak take shape v.
Things are starting to take shape.
İşler biçimlenmeye başlıyor.

More Sentences
işe başlamak get to work v.
Get to work!
İşe başlayın!

More Sentences
başlamak (bir şeyi yapmaya) take to v.
He took to drinking after his wife left him.
Karısı onu terk ettikten sonra içmeye başladı.

More Sentences
görünmeye başlamak come into sight v.
A white boat came into sight.
Beyaz bir tekne görünmeye başladı.

More Sentences
yapmaya başlamak take up v.
The doctor advised me to take up some sport to stay in shape.
Doktor, formda kalmak için biraz spor yapmaya başlamamı tavsiye etti.

More Sentences
oynamaya başlamak start playing v.
Please also ensure that we can start playing a meaningful role in the future of the industry.
Lütfen sektörün geleceğinde anlamlı bir rol oynamaya başlayabilmemizi de sağlayın.

More Sentences
işe başlamak start to work v.
His wife has started to work out of necessity.
Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.

More Sentences
çalışmaya başlamak get to work v.
The Council should now get to work and think about how and in which contexts this matter can be taken further.
Konsey şimdi çalışmaya başlamalı ve bu konunun nasıl ve hangi bağlamlarda daha ileri götürülebileceğini düşünmelidir.

More Sentences
kullanılmaya başlamak come into use v.
As more paper money came into use, the value fell.
Daha fazla kağıt para kullanılmaya başlandıkça değeri düştü.

More Sentences
birden ağlamaya başlamak burst out crying v.
Tom burst out crying.
Tom birden ağlamaya başladı.

More Sentences
kovalamaya başlamak give chase v.
The policemen gave chase to Dan.
Polisler Dan'i kovalamaya başladı.

More Sentences
olarak çalışmaya başlamak start out as v.
Tom started out as a janitor.
Tom bir kapıcı olarak çalışmaya başladı.

More Sentences
çalmaya başlamak go off v.
All of a sudden, the fire alarm went off.
Birdenbire yangın alarmı çalmaya başladı.

More Sentences
spor aktivitesine başlamak take up v.
In order to lose weight, it is best to take up some sport.
Zayıflamak için en iyisi, biraz spor aktivitesine başlamak.

More Sentences
bir işe başlamak start a business v.
Starting a business is hard.
Bir işe başlamak zordur.

More Sentences
çalışmaya başlamak take up v.
Tom took up hang gliding.
Tom planör uçuşu çalışmaya başladı.

More Sentences
çalışmalara başlamak start works v.
This working group is about to start work.
Bu çalışma grubu çalışmalarına başlamak üzeredir.

More Sentences
tereddüt etmeye başlamak have second thoughts (about) v.
I'm beginning to have second thoughts.
Tereddüt etmeye başlıyorum.

More Sentences
düşünmeye başlamak start thinking v.
Then we should start thinking about principles.
O zaman ilkeler hakkında düşünmeye başlamalıyız.

More Sentences
acıkmaya başlamak feel hungry v.
Tom was beginning to feel hungry.
Tom acıkmaya başlamıştı.

More Sentences
endişelenmeye başlamak begin to worry v.
Tom began to worry about Mary.
Tom, Mary için endişelenmeye başladı.

More Sentences
sigaraya başlamak start smoking v.
We must therefore do everything to prevent people from starting smoking.
Bu nedenle insanların sigaraya başlamasını önlemek için her şeyi yapmalıyız.

More Sentences
üzerinde çalışmaya başlamak get to work (on) v.
We'll get to work on it.
Biz onun üzerinde çalışmaya başlayacağız.

More Sentences
yeniden başlamak resume v.
I declare resumed the session of the European Parliament, adjourned on Wednesday 12 September 2001.
12 Eylül 2001 Çarşamba günü ertelenen Avrupa Parlamentosu oturumunun yeniden başladığını ilan ediyorum.

More Sentences
baştan başlamak start over v.
I'm going to start over.
Baştan başlayacağım.

More Sentences
okula başlamak start school v.
Tom starts school next year.
Tom gelecek yıl okula başlıyor.

More Sentences
sıkıcı olmaya başlamak get boring v.
She really needs another trick, that one's getting boring.
Gerçekten ona başka bir numara lazım, bu sıkıcı olmaya başladı.

More Sentences
ile başlamak begin with v.
To begin with the school market programme; we propose earmarking an additional 10.3 million for this.
Okul pazarı programı ile başlamak gerekirse; bunun için ek 10.3 milyon ayırmayı öneriyoruz.

More Sentences
çalışmaya başlamak start to study v.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.

More Sentences
çalışmaya başlamak start to work v.
The network has, in fact, already started to work along these lines.
Şebeke aslında bu doğrultuda çalışmaya başladı bile.

More Sentences
ateş etmeye başlamak start shooting v.
Tom started shooting.
Tom ateş etmeye başladı.

More Sentences
inanmaya başlamak come to believe v.
Now I have come to believe that a bad constitution is not better than nothing.
Artık kötü bir anayasanın hiç yoktan iyi olmadığına inanmaya başladım.

More Sentences
dans etmeye başlamak start dancing v.
Small things, like marbles, would start dancing.
Küçük şeyler, misketler gibi, dans etmeye başlar.

More Sentences
(biriyle) çıkmaya başlamak begin to date v.
Tom began to date Mary sometime last year.
Tom geçen yıl Mary ile çıkmaya başladı.

More Sentences
geç başlamak start late v.
You will note that we are starting late today, but not as late as on other occasions.
Bugün geç başladığımızı fark etmişsinizdir, ancak diğer günlerdeki kadar geç değil.

More Sentences
erken başlamak start early v.
Would it be better to start early?
Erken başlasak daha mı iyi olur?

More Sentences
anlamaya başlamak start to understand v.
I think I'm starting to understand exactly what real love is.
Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu anlamaya başlıyorum.

More Sentences
anlamaya başlamak begin to understand v.
Later, I began to understand how misguided those feelings were.
Sonradan, o hislerin ne kadar yanıltıcı olduğunu anlamaya başladım.

More Sentences
anlamaya başlamak come to understand v.
He came to understand it at last.
Sonunda anlamaya başladı.

More Sentences
güne başlamak start the day v.
My sister can't start the day without reading her horoscope.
Kız kardeşim burç yorumunu okumadan güne başlayamaz.

More Sentences
çalışmaya başlamak begin to work v.
Italian diplomacy has begun to work towards restoring the balance.
İtalyan diplomasisi dengeyi yeniden tesis etmek üzere çalışmaya başlamıştır.

More Sentences
gözlük takmaya başlamak start wearing glasses v.
When did you start wearing glasses?
Ne zaman gözlük takmaya başladın?

More Sentences
yüzmeye başlamak start swimming v.
I'll start swimming very soon.
Çok yakında yüzmeye başlayacağım.

More Sentences
uygulamaya başlamak impose v.
The government recently imposed taxes on Instagram influencers.
Hükümet yakın zamanda Instagram fenomenlerine vergi uygulamaya başladı.

More Sentences
kaplamaya başlamak well v.
Sympathy welled up inside him as he thought of the child in need.
Muhtaç çocuğu düşündükçe içini şefkat hissi kaplamaya başladı.

More Sentences
Phrasals
ile başlamak begin with v.
I should like therefore to begin with the latter.
Bu nedenle ikinci konu ile başlamak istiyorum.

More Sentences
(söyleyerek/yaparak vb) başlamak begin by v.
I wish to begin by thanking the rapporteur.
Raportöre teşekkür ederek başlamak istiyorum.

More Sentences
(söyleyerek/yaparak vb) başlamak start by v.
Let me start by saying that the agreement offers more certainties than are currently laid down formally.
Anlaşmanın şu anda resmi olarak belirlenmiş olandan daha fazla kesinlik sunduğunu söyleyerek başlayayım.

More Sentences
General
yanmaya başlamak start burning v.
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak shade off into v.
görüşmeye başlamak open up v.
yeniden başlamak turn over a new leaf v.
yeni bir şişe şaraba başlamak start on a new bottle of wine v.
hemen (bir şeyi anlatmaya) başlamak plunge into v.
(bir yarışta) hareket çizgisinden koşuya başlamak start from scratch v.
dinmeye başlamak (fırtına/rüzgar/yağmur) subside v.
tanımaya başlamak become familiar v.
çalışmaya başlamak go on v.
birden ağlamaya başlamak burst into tears v.
hükmetmeye başlamak take charge v.
perhize başlamak go on a diet v.
hoşlanmaya başlamak take a liking to v.
kullanılmaya başlamak come into play v.
işletmeye başlamak tap v.
dikkatle dinlemeye başlamak prick up one's ears v.
daha hızlı yürümeye başlamak put your best foot forward v.
yazmaya başlamak put pen to paper v.
kullanıma başlamak start using v.
açlık grevine başlamak go on a hunger strike v.
cidden yapmaya başlamak (bir işi) settle down to v.
çalışmaya başlamak (aygıt) go on v.
birden başlamak burst out v.
başlanması gereken zamandan önce başlamak jump the gun v.
yaşlı gözükmeye başlamak begin to seem older v.
fenalıklar geçirmeye veya o zamana kadar gizli tuttuğu her şeyi ifşa etmeye başlamak go to pieces v.
kullanıma başlamak begin to use v.
daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak reverse oneself on v.
bir işle uğraşmaya başlamak turn one's hand to v.
hoşlanmaya başlamak take a fancy to v.
kovalamaya başlamak take out after v.
konuşmaya başlamak launch forth v.
araba kaymaya başlamak go into a skid v.
gelişmeye başlamak germinate v.
başlamak (bir iş) get off the ground v.
eski sevgiliyle yeniden ilişkiye başlamak rebooty v.
oyuna başlamak play ball v.
başlamak (savaş/yangın) break out v.
faaliyetlerini gizli olarak sürdürmeye başlamak go underground v.
işler kötüye gitmeye başlamak take a turn for the worse v.
kullanıma başlamak commence using v.
gayretle çalışmaya başlamak put one's shoulder to the wheel v.
artmaya başlamak (fiyatlar) rally v.
önsöz ile başlamak preface v.
yeniden başlamak begin afresh v.
çok erken başlamak jump the gun v.
orkestra vb bir parça çalmaya başlamak strike up a tune v.
esas şeklini almaya başlamak take shape v.
bir işe başlamak go about a task v.
yorulmaya başlamak begin to flag v.
zamanla birinin hoşuna gitmeye başlamak grow on someone v.
yükselmeye başlamak firm v.
hoşlanmaya başlamak take to v.
hiddetten bağırıp çağırıp tepinmeye başlamak fly into a tantrum v.
yanmaya başlamak (ışıklar/kalorifer) go on v.
resmi olarak göreve başlamak take office v.
hokey oyununa başlamak bully off v.
durumu kötüye gitmeye başlamak take a turn for the worse v.
kullanmaya başlamak tap v.
faaliyete başlamak go into action v.
aptal gibi davranmaya başlamak act a fool v.
yeniden başlamak resurge v.
içeriden başlamak indent v.
durgunlaşmaya başlamak (dalgalı deniz) subside v.
yeni bir hayata başlamak turn over a new leaf v.
sohbet etmeye başlamak strike up a conversation v.
gayretle bir işe başlamak whale in and v.
yapmaya başlamak take on v.
uçmaya başlamak take flight v.
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak shade into v.
uçmaya başlamak take wing v.
yorulmaya başlamak flag v.
akmaya başlamak spring a leak v.
yeniden başlamak make a new start v.
gelişmeye başlamak bud v.
çarpışmaya başlamak join battle v.
çekilmeye başlamak (selle gelen sular) subside v.
bir işle uğraşmaya başlamak turn a hand to v.
tekrar uygulamaya başlamak revive v.
bir olay karşısında kendini tutamayıp ağlamaya başlamak go to pieces v.
müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak crack down on v.
görünmeye başlamak dawn v.
sıfırdan başlamak go back to square one v.
çökmeye başlamak buckle v.
bir şeye başlamak set about v.
herkesin dikkatini çekmeye başlamak come into prominence v.
bir şeyin çizgileri belli olmaya başlamak take shape v.
kalkıp bir şeyler yapmaya başlamak stir oneself v.
önceden verilen bir kararla ilgili tereddüt etmeye başlamak have second thoughts about v.
esmeye başlamak (rüzgar) spring up v.
dövüşmeye başlamak come to grips with v.
söylemeye başlamak pipe up v.
belirli bir işe başlamak got one's hand in v.
belirli bir işe başlamak get one's hand in v.
belirli bir işe başlamak got one's hands on v.
belirli bir işe başlamak get one's hands on v.
çalmaya başlamak strike up v.
çalmaya başlamak (müzisyenler) sound off v.
söylemeye başlamak strike up v.
bebeğe katı mama vermeye başlamak start a baby on solid food v.
bir işe başlamak go into business v.
haberleşmeye başlamak enter into correspondence v.
bir şeye tekrar başlamak start something over v.
birden bir şeye başlamak break into v.
kararmaya başlamak (gün vb) gloam v.
başından başlamak start from the beginning v.
işe yeni başlamak just start working v.
işe yeni başlamak start working recently v.
çalışmalara başlamak begin studies v.
çalışmalara başlamak begin works v.
çalışmalara başlamak start studies v.
aynı anda söze başlamak intercede with v.
meslek hayatına başlamak go into profession v.
meslek hayatına başlamak enter profession v.
kariyerine başlamak embark on one's career v.
kariyerine başlamak begin one's career v.
kariyerine başlamak launch one's career v.
kariyerine başlamak start one's career v.
yeni bir hayata başlamak start a new life v.
kariyerine başlamak start out on one's career v.
yıkanmaya başlamak start to bathe v.
canlanmaya başlamak come alive v.
canlanmaya başlamak become lively v.
yaygınlaşmaya başlamak become common v.
anlamlı gelmeye başlamak fall into place v.
anlamlı gelmeye başlamak begin to make sense v.
yaygınlaşmaya başlamak become popular v.
bir şeyle ilgilenmeye başlamak come to grip with v.
rejime başlamak go on a diet v.
diyete başlamak go on a diet v.
diyete başlamak start a diet v.
alışmaya başlamak grow accustomed to v.
tedaviye başlamak start treatment v.
belirmeye başlamak become visible v.
belirmeye başlamak become apparent v.
belirmeye başlamak be coming out v.
kariyere başlamak begin a career v.
boşanma işlemlerine başlamak start the legal divorce process v.
boşanma işlemlerine başlamak start divorce proceedings v.
hizmete başlamak commence service v.
hizmete başlamak start service v.
yeni bir işe başlamak enter upon a new career v.
sigaraya yeniden başlamak take up smoking v.
operasyona başlamak start the operation v.
birden başlamak break out v.
işe başlamak clock in v.
yeniden kullanmaya başlamak resume v.
(bir işe vb) başlamak get down v.
görünmeye başlamak develop v.
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak redate v.
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak hook up with an old flame v.
birden -e başlamak burst into v.
-e yeniden başlamak resume v.
ile başlamak start with v.
-e ile başlamak preface v.
(satır) içerden başlamak indent v.
ile uğraşmaya başlamak get to grips with v.
umursamamaya başlamak get past caring v.
iş konuşmasına başlamak get down to business v.
ana iş konusunu görüşmeye başlamak get down to business v.
ile savaşmaya başlamak get to grips with v.
çalışmaya başlamak get to work (on) v.
yine başlamak pick up v.
göreve başlamak enter upon an office v.
(futbol) maça başlamak kick off v.
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak date again v.
işe başlamak set work v.
-den başlamak originate in v.
işe veya söze başlamak launch fort v.
işe başlamak launch out v.
(bir şeye) başlamak be off to v.
(anlaşma) başlamak be in hand v.
bir işe başlamak go in business v.
örgüye başlamak cast off v.
örgüye başlamak cast on v.
örgüye başlamak cast upon v.
var olmaya başlamak come into being v.
var olmaya başlamak come into existence v.
var olmaya başlamak come to life v.
göreve başlamak come into office v.
anlamını bulmaya başlamak fall into place v.
antrenmanlara başlamak start training v.
idmanlara başlamak start training v.
silbaştan başlamak start over v.
yayın hayatına başlamak begin one's broadcasting life v.
sıkıcı olmaya başlamak become boring v.
sipariş işlemine başlamak proceed with an order v.
okula başlamak start the school v.
yolculuğa başlamak set off on v.
sıkıntı vermeye başlamak become annoying v.
ilgilenmeye başlamak become concerned v.
başlamak (bir yolculuğa vb.) get underway v.
bilinmeye/tanınmaya başlamak come to be known v.
ağlamaya başlamak break into tears v.
bir göreve başlamak take up a position v.
eğitim kursuna başlamak start the training course v.
kursa başlamak start the training course v.
bir yolculuğa başlamak begin a journey v.
bir seyahate başlamak begin a journey v.
spora başlamak start the gym v.
olarak bilinmeye başlamak become known as v.
olmaya başlamak start to become v.
önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlamak become a serious health concern v.
resmi olarak (göreve/işe) başlamak inaugurate v.
resmen başlamak inaugurate v.
bir şey yaparak başlamak begin by doing something v.
diyalize başlamak start dialysis v.
kemoterapiye başlamak start chemotherapy v.
sıcaklık 20 derecelere (22-23) düşmeye başlamak begin to drop into the low 20s v.
birini birdenbire (telefonla) aramaya başlamak start calling someone out of the clear blue v.
görevine beklenenden bir hafta önce başlamak take up one’s post a week earlier than expected v.
ciddileşmeye başlamak become serious v.
eski sevgiliyle yeniden görüşmeye başlamak start seeing his/her ex again v.
eski sevgilisi ile yeniden görüşmeye başlamak start seeing his/her ex again v.
fikre ısınmaya başlamak be getting so into the idea v.
hatırlamaya başlamak start to remember v.
günlük tutmaya başlamak start keeping a diary v.
aktif göreve başlamak begin active duty v.
yeniden başlamak recommence v.
biriyle aynı evde yaşamaya başlamak move in with someone v.
bir yerden başlamak start from somewhere v.
hızlı başlamak jump-start v.
(belli bir konuyu) görüşmeye/müzakere etmeye başlamak come on to something v.
derse başlamak start the lesson v.
beraber yaşamaya başlamak move in with someone v.
anlamaya/fark etmeye başlamak come to realize v.
öğretmenliğe başlamak start teaching v.
acıkmaya başlamak start to get hungry v.
rejime başlamak start a diet v.
inşaata başlamak begin the construction v.
inşaata başlamak start the construction v.
işlemlere başlamak start/initiate the transactions v.
(tarihinde) başlamak commence on v.
hazırlanmaya başlamak start to get ready v.
yorulmaya başlamak start to get tired v.
yorulmaya başlamak begin to get tired v.
kabul görmeye başlamak come to gain acceptance v.
profesyonel olarak yapmaya başlamak go professional v.
sıkılmaya başlamak start getting bored v.
birine karşı olmaya başlamak take against v.
hoşlanmamaya başlamak take against v.
aşınmaya başlamak (yol yüzeyi) ravel v.
yeniden yapmaya başlamak re-assume v.
yeniden başlamak re-begin v.
kızgınlıkla başlamak rear v.
kızgınlıkla başlamak rear back v.
tepki göstererek başlamak rear back v.
yeniden ilgi göstermeye başlamak rediscover v.
(yük) boşaltmaya başlamak break bulk v.
(oyuna) saklanılan yerden başlamak break cover v.
çarpışmaya başlamak join battle v.
işe başlamak set on work v.
(radyo) program yayınına başlamak take the air v.
(bir şeye çare olarak) kullanmaya başlamak turn v.
zarar vermeye başlamak attack v.
kemirmeye başlamak attack v.
iyi şans getirmesi için törenle açmak veya başlamak auspicate v.
(birini/bir şeyi) tutmaya/desteklemeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) ilgi/merak duymaya başlamak become a fan of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sevmeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) takdir etmeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
burnu kanamaya başlamak get a bloody nose v.
bir gök cismi etrafında dönmeye başlamak go into orbit v.
işe başlamak enter v.
emekli olduktan sonra tekrar çalışmaya başlamak unretire v.
birdenbire başlamak jack rabbit v.
birdenbire başlamak jackrabbit v.
(bir şeye) başlamak jib v.
konuşmaya başlamak upspeak v.
söze başlamak begin v.
yeniden başlamak re-start v.
tekrar başlamak re-start v.
(bir şey) yaparak başlamak begin by doing v.
bir duyguyu göstermeye başlamak break v.
açıp tüketmeye başlamak break out v.
(at yarışı) erken başlamak break away v.
yanlış şekilde başlamak misbegin v.
yanlış şekilde başlamak misstart v.
baştan başlamak renew v.
bir şeye ilgi duymaya başlamak grow fond of v.
kürek çekmeye başlamak give way v.
ilgi duymaya başlamak glom v.
atlamaya başlamak jump off v.
hızlıca başlamak clap v.
dövüşmeye başlamak grapple v.
(koşu yarışı) başlangıç işareti verilmeden yarışa başlamak gun v.
faaliyete başlamak open v.
yolculuğa başlamak imbark v.
göreve başlamak instal [uk] v.
hoşlanmaya başlamak conceit [uk] v.
(belirli bir şekilde) başlamak conceive v.
inanmaya başlamak conclude v.
aradan sonra konuşmaya başlamak continue v.
(arkadaşlığa, ahbaplığa) başlamak contract v.
gelişmeye başlamak dawn v.
anlaşılmaya başlamak dawn v.
yeniden kullanmaya başlamak find v.
(belirtilen yönde) hareket etmeye başlamak gather v.
gelişmeye başlamak percolate v.
anlatmaya başlamak premiss v.
konuşmaya başlamak shoot v.
bir şeyi birdenbire fırlatmaya başlamak shy v.
kokmaya başlamak foul v.
inşa çalışmalarına başlamak foundation v.
daha önce başlamak beat v.
rotayı izlemeye başlamak put v.
aniden başlamak spring v.
(harfle) başlamak begin v.
Phrasals
avlanmaya başlamak throw off v.
atmaya başlamak strike up v.
yürümeye başlamak set forward v.
gayretle çalışmaya başlamak pitch into v.
kullanılmaya başlamak come in v.
şarkı söylemeye başlamak strike up v.
(enstrümanı) çalmaya başlamak strike up v.
bir şeye başlamak set on v.
seyahate başlamak set forth v.
ses çıkarmaya başlamak strike up v.
kullanmaya başlamak pick up on v.
işe başlamak ring in v.
gülmeye başlamak break up v.
(oyuna) başlamak put up v.
(bayrak yarışçısının) uzattığı eline dokunarak yarışa başlamak touch off v.
ses/gürültü/bağırış/çığlık/alkış yükselmek/çıkmaya başlamak go up v.
birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak break out with (something) v.
birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak break out with something v.
tüm gücüyle/canla başla koyulmak/başlamak buckle down v.
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak burst out v.
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak burst out doing something v.
çalışmaya başlamak turn to v.
bir konu hakkında konuşmaya başlamak call up v.
bir konudan bahsetmeye başlamak call up v.
bir konudan söz etmeye başlamak call up v.
nöbete başlamak come on v.
(ağrı, sızı) başlamak come on v.
(film, dizi) başlamak come on v.
(örgüye) başlamak cast on v.
anlamaya başlamak be dawn on v.
bir kimse ile birlikte başlatılmış olmak/başlamak originate with someone v.
bir şeye başlamak hit something off v.
bir şeye ısınmaya başlamak get into something v.
bir şeyi sevmeye başlamak get into something v.
birisiyle ilişki yaşamaya başlamak hook up with v.
bir şeyi yapmaya tesadüfen başlamak fall into something v.
bir şeye girmek/girişmek/başlamak lead in v.
bir işe başlamak set about v.
bir şeye (seyahat/yolculuk) başlamak launch out on v.
ile başlamak preface with v.
ile başlamak start with v.
işe başlamak lead off v.
konuşmaya başlamak fire away v.
olarak başlamak start as v.
konuşmaya başlamak pipe up with something v.
kavramaya başlamak be dawn on v.
moda olmaya başlamak catch on v.
rastlantı eseri başlamak stumble into v.
sonuç vermeye başlamak kick in v.
şevkle başlamak launch into v.
tutmaya başlamak catch on v.
yayılmaya başlamak (düşünce/fikir) seep into (somewhere) v.
(şevkle) bir şeye dalmak/başlamak wade into something v.
uygulanmaya başlamak come into effect v.
(şevkle) bir şeye dalmak/başlamak wade in (to something) v.
yeniden uyuşturucuya başlamak kick back v.
(bir çalışmaya vb) biri ile başlamak start (off) with someone v.
(yolculuğa vb) -den başlamak start off from v.
(maça/oyuna) bir şey ile başlamak lead with something v.
yapması gereken işi yapmaya başlamak get with it v.
(söyleyerek/yaparak vb) başlamak preface by v.
(biri/bir şey ile) uğraşmaya başlamak start in on someone or something v.
(şevkle) bir şeye dalmak/başlamak wade in v.
(bir çalışmaya vb) biri ile başlamak start out with someone v.
yüksek sesle şarkı söylemeye başlamak pipe up v.
(maça/oyuna) biriyle başlamak lead with someone v.
(bir işe vb) başlamak get down v.
(bir şey) yerine (başka bir şey) kullanmaya/tüketmeye başlamak switch from (something) (to something else) v.
bir şey yerine (başka bir şey) kullanmaya başlamak switch from something (to something else) v.
bir şeyi bırakıp başka bir şey kullanmaya başlamak switch from something (to something else) v.
birden '-e başlamak erupt into (something) v.
karşılaşmaya başlamak face off v.
başlama vuruşuyla başlamak (hokey) face off v.
(biriyle/bir şeyle) vakit geçirmeye başlamak fall in with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) takılmaya başlamak fall in with (someone or something) v.
bir projeyi, planı uygulamaya başlamak launch forth v.
su üzerinde yol almaya başlamak launch forth on (something) v.
su üzerinde yol almaya başlamak launch forth upon (something) [old-fashioned] v.
göreve başlamak set forth on (something) v.
planlandığı gibi başlamak go forward v.
yolculuğa (bir yerden) başlamak start out from (something) v.
yolculuğa belli bir noktadan başlamak start out from (something) v.
seyahate (bir yerden) başlamak/çıkmak start out from (something) v.
seyahate belli bir noktadan başlamak/çıkmak start out from (something) v.
belli şartlarda ortaya çıkmak/başlamak start out from (something) v.
iştahla yemeye başlamak dig into (something) v.
iştahla yemeye başlamak dig in (something) v.
yemeye başlamak dig in v.
yoğun çalışmaya başlamak dig in v.
iştahla yemeye başlamak dig in v.
yoğun çalışmaya başlamak dig in v.
iştahla yemeye başlamak dig in v.
hemen başlamak dive in v.
hevesle başlamak/üstlenmek dive in v.
(bir şeye) hevesle başlamak/girişmek dive into (something) v.
iştahla yemeye başlamak dive into (something) v.
hevesle başlamak/girişmek dive in v.
iştahla yemeye başlamak dive in v.
hevesle başlamak/girişmek dive into v.
iştahla yemeye başlamak dive into v.
(bir şeyle) ilgilenmeye başlamak get into (someone or something) v.
(bir şeye) merak duymaya başlamak get into (someone or something) v.
(bir alanda, sektörde) çalışmaya başlamak get into (someone or something) v.
bir konu/şey hakkında konuşmaya başlamak get into it v.
bir şeye başlamak get to something v.
bir şeyi/işi yapmaya başlamak get to something v.
bir şeye başlamak get to v.
bir şeyi/işi yapmaya başlamak get to v.
bir şeyle ilgilenmeye başlamak get to v.
bir şeye başlamak get to v.
bir şeyi/işi yapmaya başlamak get to v.
bir şeyle ilgilenmeye başlamak get to v.
bir şeyle uğraşmaya başlamak get to v.
bir işe başlamak get to something v.
bir işi yapmaya başlamak get to something v.
biriyle/bir şeyle başlamak commence with someone or something v.
seçilmiş/belirli biriyle veya bir şeyle başlamak commence with someone or something v.
hemen başlamak jump on v.
(bir şeyi) yapmaya azimle/kararlılıkla başlamak lay into (something) v.
yavaş yavaş (bir şeye) başlamak phase into (something) v.
yayına başlamak sign on v.
radyo/televizyon yayınına başlamak sign on v.
(bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak sway toward (something) v.
(başka bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak sway toward (something) v.
(başka bir şeye/tarafa) meyletmeye başlamak sway toward (something) v.
yeni bir şeye başlamak take up v.
bir iş yapmaya başlamak take up v.
birini/bir şeyi sevmeye başlamak warm up to someone or something v.
birine/bir şeye alışmaya başlamak warm up to someone or something v.
yeni (bir şeye/alana) başlamak move in (to something) v.
yemeye başlamak tuck in v.
(bir şeyi) iştahla yemeye başlamak tuck into (something) v.
çalışmaya başlamak kick over v.
dönmeye başlamak kick over v.
hemen/derhal başlamak lay to v.
kar/buz erimeye başlamak slush up v.
bir sürece (bir şeyle) başlamak start off with (something) v.
bir şeyi yapmaya (bir şeyle) başlamak start off with (something) v.
bir işe/çalışmaya (bir şeyle) başlamak start off with (something) v.
bir belirtiyle başlamak start off with (something) v.
(bir şeyle) başlamak start off with (something) v.
oyuna bir karakterle başlamak start off with (something) v.