girmek

Meanings of "girmek" in English Turkish Dictionary : 56 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	girmek	enter v.
This correction only enters the correct budget lines without obviously changing the content of the amendments. Bu düzeltme, değişikliklerin içeriğini açıkça değiştirmeden sadece doğru bütçe satırlarını girmektedir. More Sentences
2	Common Usage	girmek	go into v.
It is true that we have not gone into the details. Detaylara girmediğimiz doğrudur. More Sentences
General
3	General	girmek	step in v.
No man ever steps in the same river twice, for it's not the same river and he's not the same man. Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz; çünkü ne nehir aynı nehirdir, ne de nehre giren kişi aynı kişidir. More Sentences
4	General	girmek	start v.
Dan started a physical altercation with Matt. Dan, Matt ile fiziksel bir tartışmaya girdi. More Sentences
5	General	girmek	pull v.
Tom is pulling into the parking lot right now. Tom şu anda otoparka giriyor. More Sentences
6	General	girmek	go in v.
As we planned, we'll go in first. Planladığımız gibi ilk biz gireceğiz. More Sentences
7	General	girmek	enter into v.
And this is where this plan enters into a European dimension. İşte bu planın Avrupa boyutuna girdiği yer de burasıdır. More Sentences
8	General	girmek	come v.
They would more appropriately come under the heading of operational expenditure. Operasyonel harcamalar başlığı altına girmeleri daha uygun olacaktır. More Sentences
9	General	girmek	walk into v.
Tom walked into the kitchen, carrying a bag of groceries. Tom elinde bir torba yiyecekle mutfağa girdi. More Sentences
10	General	girmek	come into v.
I have no special quarrel with the Spanish, French or British fishermen who come into what are natural waters. Doğal sulara giren İspanyol, Fransız ya da İngiliz balıkçılarla özel bir sorunum yok. More Sentences
11	General	girmek	come in v.
When labelling comes in the door, sense flies out the window. Yaftalama kapıdan girdiğinde, mantık pencereden dışarı uçar. More Sentences
12	General	girmek	join v.
He always wanted to join the air force. Hep hava kuvvetlerine girmek istemişti. More Sentences
13	General	girmek	incur v.
We do not think that the new Commission, under any circumstances, could incur liability for the past. Yeni Komisyon'un hiçbir koşul altında geçmişe yönelik sorumluluk altına girebileceğini düşünmüyoruz. More Sentences
14	General	girmek	enter upon v.
The negotiation has entered upon a serious phase. Müzakereler ciddi bir evreye girdi. More Sentences
15	General	girmek	walk in v.
Tom and Mary were eating lunch when John walked in the door. John kapıdan girdiğinde Tom ve Mary öğle yemeği yiyordu. More Sentences
16	General	girmek	go v.
Parliament will give its full support to the endeavours of the Commission and the Council if they go down this road. Parlamento, bu yola girmeleri halinde Komisyon ve Konsey'in çabalarına tam destek verecektir. More Sentences
17	General	girmek	step v.
Wait for a knock, step through another door, and you're in. Kapının çalmasını bekle, öbür kapıdan gir ve içerdesin. More Sentences
18	General	girmek	penetrate v.
Pioneer 10 was the first spacecraft to penetrate the asteroid belt between Mars and Jupiter and travel to the outer regions of the solar system. Pioneer 10, Mars ve Jüpiter arasındaki asteroid kuşağına giren ve güneş sisteminin dış bölgelerine yolculuk eden ilk uzay aracıydı. More Sentences
19	General	girmek	slip into v.
I have no idea how this slipped into the text. Bunun metne nasıl girdiği hakkında hiçbir fikrim yok. More Sentences
20	General	girmek	put v.
In Upper Austria alone, thousands of jobs have been affected or put at risk by the flood disaster. Sadece Yukarı Avusturya'da, sel felaketi nedeniyle binlerce iş yeri etkilenmiş ya da risk altına girmiştir. More Sentences
21	General	girmek	get in v.
We'll get in to details later but first comes a left-brain question. Ayrıntılara daha sonra gireceğiz ama önce bir sol beyin sorusu geliyor. More Sentences
22	General	girmek	get into v.
I do not know where the honourable Member has got these ideas from, I do not get into these types of issues. Sayın Üyenin bu fikirleri nereden edindiğini bilmiyorum, ben bu tür konulara girmiyorum. More Sentences
23	General	girmek	get v.
I literally have no idea how that got there. Bunun oraya nasıl girdiği hakkında gerçekten hiçbir fikrim yok. More Sentences
24	General	girmek	access v.
Thus, the Erika was refused access to American waters. Böylece Erika'nın Amerikan sularına girmesine izin verilmemiştir. More Sentences
25	General	girmek	engage v.
It must grow, reform itself and engage in deeper cooperation. Meclis büyümeli, kendini yenilemeli ve daha derin bir işbirliği içine girmelidir. More Sentences
26	General	girmek	enter v.
Thirdly, it is important for asylum seekers to be able to enter the labour market as quickly as possible. Üçüncü olarak, sığınmacıların mümkün olan en kısa sürede işgücü piyasasına girebilmeleri önemlidir. More Sentences
27	General	girmek	jump v.
Let's jump right into it. Hemen olaya girelim. More Sentences
Phrasals
28	Phrasals	girmek	come in v.
The manager then came out and said "You can't come in here. Bunun üzerine müdür dışarı çıktı ve "Buraya giremezsiniz. More Sentences
29	Phrasals	girmek	come in v.
The Council will then come in at the negotiation at second reading. Konsey daha sonra ikinci okumada müzakereye girecektir. More Sentences
30	Phrasals	girmek	come in v.
I'd just come in the door when the phone rang. Telefon çaldığında kapıdan yeni girmiştim. More Sentences
31	Phrasals	girmek	go through v.
When this legislation finally goes through we will hear paeans of self-congratulation. Bu mevzuat nihayet yürürlüğe girdiğinde, kendi kendimizi tebrik eden övgüler duyacağız. More Sentences
32	Phrasals	girmek	get in v.
We'll get in to details later but first comes a left-brain question. Ayrıntılara daha sonra gireceğiz ama önce sol beyin sorusu geliyor. More Sentences
33	Phrasals	girmek	step into v.
Tom stepped into the shower. Tom duşa girdi. More Sentences
Trade/Economic
34	Trade/Economic	girmek	enter v.
EU enlargement is entering its crucial phase. AB genişlemesi kritik bir aşamaya giriyor. More Sentences
General
35	General	girmek	break into v.
36	General	girmek	insert v.
37	General	girmek	enter on v.
38	General	girmek	cost too much v.
39	General	girmek	sail in v.
40	General	girmek	happen in v.
41	General	girmek	fit v.
42	General	girmek	slide into v.
43	General	girmek	be enroled v.
44	General	girmek	participate in v.
45	General	girmek	gain admission v.
46	General	girmek	draw into v.
47	General	girmek	be enrolled v.
48	General	girmek	run into v.
49	General	girmek	infare v.
50	General	girmek	commence v.
51	General	girmek	ingress v.
Phrasals
52	Phrasals	girmek	roll into v.
53	Phrasals	girmek	slide in v.
54	Phrasals	girmek	slip in v.
Politics
55	Politics	girmek	adhere v.
Technical
56	Technical	girmek	queue v.

Meanings of "girmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	sınava girmek	take an exam v.
I need to take an exam in January. Ocak ayında bir sınava girmem gerekiyor. More Sentences
2	Common Usage	iddiaya girmek	bet v.
I'm betting that after tonight, he'll be more willing. İddiaya girerim, bu geceden sonra daha istekli olacaktır. More Sentences
3	Common Usage	araya girmek	intervene v.
I had just started the presentation when my manager intervened. Menajerim araya girdiğinde sunuma henüz başlamıştım. More Sentences
4	Common Usage	izinsiz girmek	intrude v.
We didn't mean to intrude. Biz izinsiz girmek istemedik. More Sentences
5	Common Usage	kuyruğa girmek	queue v.
Careless lorry drivers are driving into traffic queues because their reactions are too slow. Dikkatsiz kamyon sürücüleri, tepkileri çok yavaş olduğu için trafik kuyruklarına giriyorlar. More Sentences
6	Common Usage	içeri girmek	enter v.
Tom was the last to enter. Tom içeri giren son kişiydi. More Sentences
7	Common Usage	zorla girmek	break into v.
Tom broke into a research laboratory. Tom bir araştırma laboratuvarına zorla girdi. More Sentences
General
8	General	cinsel ilişkiye girmek	have sex v.
We don't have sex anymore. Artık cinsel ilişkiye girmiyoruz. More Sentences
9	General	başı belaya girmek	get into trouble v.
Has Tom been getting into trouble? Tom'un başı belaya girdi mi? More Sentences
10	General	içeri girmek	enter v.
He left the room on my entering it. Ben içeri girince odadan çıktı. More Sentences
11	General	yeniden girmek	reenter v.
Fadil reentered Layla's life. Fadıl, Leyla'nın hayatına yeniden girdi. More Sentences
12	General	içeri girmek	move in v.
Layla moved in. Leyla içeri girdi. More Sentences
13	General	sıraya girmek	line up v.
All the kids lined up to have their faces painted. Bütün çocuklar yüzlerini boyatmak için sıraya girdiler. More Sentences
14	General	ayrıntılara girmek	go into details v.
I do not want to go into details on this subject, particularly as I have very little time. Özellikle de zamanım çok az olduğu için bu konuda ayrıntılara girmek istemiyorum. More Sentences
15	General	başı derde girmek	get into trouble v.
Tom got into trouble with the cartel in Mexico. Tom'un Meksika'da kartelle başı derde girdi. More Sentences
16	General	ayrıntılara girmek	go into detail v.
I do not have the time to go into detail here. Burada ayrıntılara girecek zamanım yok. More Sentences
17	General	detaya girmek	go into detail v.
Tom didn't want to go into details. Tom detaylara girmek istemedi. More Sentences
18	General	sınava girmek	take an examination v.
We took an examination in math last week. Geçen hafta matematikten bir sınava girdik. More Sentences
19	General	riske girmek	take a chance v.
I knew I was taking a chance. Riske girdiğimi biliyordum. More Sentences
20	General	içeri girmek	get in v.
Somebody had put a bed across the bathroom door and so she could not get in. Birisi banyo kapısının karşısına bir yatak koymuştu ve bu yüzden içeri giremedi. More Sentences
21	General	içeri girmek	walk in v.
Let's hope Tom doesn't walk in. Umalım da Tom içeri girmesin. More Sentences
22	General	denize girmek	go swimming v.
During our stay in Nice, I plan to go swimming in the sea. Nice'de kaldığımız süre boyunca denize girmeyi planlıyorum. More Sentences
23	General	içeri girmek	go in v.
That is the explanation for going in and destroying villages and all the Palestinian structures. İçeri girip köyleri ve Filistinlilere ait tüm yapıları yıkmanın açıklaması budur. More Sentences
24	General	zahmete girmek	bother v.
I do not usually bother congratulating people but I think she has produced a very cogent report and deserves our thanks. Genelde insanları tebrik etme zahmetine girmem ama bence çok mantıklı bir rapor hazırladı ve teşekkürü hak ediyor. More Sentences
25	General	araya girmek	cut in v.
She cut in when we were talking. Biz konuşurken araya girdi. More Sentences
26	General	yoluna girmek	come right v.
It'll come right in the end. Sonunda her şey yoluna girecek. More Sentences
27	General	içeriye girmek	go in v.
They all went in. Onların hepsi içeriye girdi. More Sentences
28	General	havalara girmek	put on airs v.
He puts on airs. Havalara giriyor. More Sentences
29	General	yatağa girmek	get into bed v.
Tom undressed and got into bed. Tom soyundu ve yatağa girdi. More Sentences
30	General	izinsiz girmek	trespass v.
We brought that guy in for trespassing. O adamı izinsiz girdiği için getirdik. More Sentences
31	General	araya girmek	step in v.
Tom stepped in to help. Tom yardım etmek için araya girdi. More Sentences
32	General	bahse girmek	bet v.
I bet if I moved in with you, you'd become president. Bahse girerim senin yanına taşınırsam başkan olursun. More Sentences
33	General	riske girmek	take the chance v.
I can't take the chance. Ben riske giremem. More Sentences
34	General	aralarına girmek	come between v.
Do not come between a husband and his wife. Bir koca ile karısının arasına girme. More Sentences
35	General	yürürlüğe girmek	take effect v.
I would merely ask when this is likely to take effect. Ben sadece bunun ne zaman yürürlüğe gireceğini sormak istiyorum. More Sentences
36	General	araya girmek	interrupt v.
Can I interrupt for a second, Tom? Bir saniye araya girebilir miyim, Tom? More Sentences
37	General	riske girmek	take a risk v.
He said he was going to take a risk. Bir riske gireceğini söyledi. More Sentences
38	General	yaşına girmek	turn v.
Tom is turning thirteen. Tom on üç yaşına giriyor. More Sentences
39	General	baskıya girmek	go to press v.
The reporter filed his story just before the paper went to press. Muhabir haberini gazete baskıya girmeden hemen önce verdi. More Sentences
40	General	içeriye girmek	come in v.
Stop talking when the teacher comes in. Hoca içeriye girince konuşmayı kesin. More Sentences
41	General	izinsiz girmek	intrude v.
Don't intrude on her privacy. Onun mahremiyetine izinsiz girme. More Sentences
42	General	iddiaya girmek	bet v.
Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling. Tom Mary ile bilek güreşinde onu yenebileceğine dair iddiaya girdi. More Sentences
43	General	aceleyle girmek	burst into v.
One Sunday morning George burst into the living room and said this. Bir Pazar sabahı George oturma odasına aceleyle girdi ve bu dedi. More Sentences
44	General	içeri girmek	come in v.
We came in to check out all the old weird people. Tüm yaşlı tuhaf insanlara bakmak için içeri girdik. More Sentences
45	General	ilişkiye girmek	sleep with v.
I haven't slept with him recently. Son zamanlarda onunla ilişkiye girmedim. More Sentences
46	General	(hırsızlık amacıyla) girmek	break into v.
The expectation is that they will break into the Ministry of Economy tonight, and presumably do exactly the same thing. Beklenti, bu gece Ekonomi Bakanlığı'na girecekleri ve muhtemelen aynı şeyi yapacakları yönünde. More Sentences
47	General	izinsiz girmek (başkasının arazisine)	trespass on v.
Why are illegal immigrants trespassing on various sites used by rail freight transporters? Neden yasadışı göçmenler demiryolu yük taşıyıcıları tarafından kullanılan çeşitli alanlara izinsiz giriyor? More Sentences
48	General	riske girmek	take the risk v.
Why should I take the risk? Neden riske girmem gerekiyor? More Sentences
49	General	sınava girmek	sit v.
We have to sit examinations every day and prove that we believe in it. Her gün sınavlara girmek ve buna inandığımızı kanıtlamak zorundayız. More Sentences
50	General	bahse girmek	wager v.
I wager it would not. Öyle olmayacağına bahse girerim. More Sentences
51	General	görüş alanına girmek	come into view v.
The ship soon came into view. Gemi yakında görüş alanına girdi. More Sentences
52	General	riske girmek	take chances v.
Why take chances? Neden riske giriyorsun? More Sentences
53	General	yürürlüğe girmek	enter into force v.
The European testing programme for scrapie enters into force this month. Scrapie için Avrupa test programı bu ay yürürlüğe giriyor. More Sentences
54	General	tatile girmek (okul)	break up v.
When does your school break up? Okulun ne zaman tatile giriyor? More Sentences
55	General	çıkmaza girmek	deadlock v.
The Bush administration is largely responsible for the deadlock in negotiations. Müzakerelerin çıkmaza girmesinden büyük ölçüde Bush yönetimi sorumludur. More Sentences
56	General	sınava girmek	go in for v.
She goes in for the examination next month. Önümüzdeki ay sınava girecek. More Sentences
57	General	içeriye girmek	walk in v.
Tom had no sooner walked in the door than Mary started to complain. Tom kapıdan içeriye girer girmez Mary şikayet etmeye başladı. More Sentences
58	General	kuyruğa girmek	queue up v.
We queued up for the bus. Otobüs için kuyruğa girdik. More Sentences
59	General	içine girmek	enter v.
We entered into a serious conversation. Ciddi bir sohbetin içine girdik. More Sentences
60	General	derde girmek	get into trouble v.
Tom got into trouble with the Bratva in Russia. Tom'un başı Rusya'da Bratva ile derde girdi. More Sentences
61	General	yetki alanına girmek	come under v.
The matter comes under the jurisdiction of the Spanish state. Bu konu İspanya devletinin yetki alanına girmektedir. More Sentences
62	General	zorla girmek	break into v.
Our house was broken into last week, but it seems nothing was taken. Geçen hafta evimize zorla girildi ama görünüşe göre hiçbir şey alınmamış. More Sentences
63	General	devreye girmek	step in v.
First of all, Europe must step in when the noise source exceeds limits, for example in the form of products. Her şeyden önce gürültü kaynağı örneğin ürün şeklinde sınırları aştığında Avrupa devreye girmelidir. More Sentences
64	General	araya girmek	butt in v.
The last thing I want to do is butt in. Yapmak istediğim son şey araya girmek. More Sentences
65	General	içeriye girmek	get in v.
I'm getting in now. Ben şimdi içeriye giriyorum. More Sentences
66	General	zorla girmek	break in v.
We didn't break in. Zorla girmedik. More Sentences
67	General	savaşa girmek	go to war v.
Man decides to go to war; and man can put a stop to war. Savaşa girmeye insan karar verir; ve insan savaşı durdurabilir. More Sentences
68	General	araya girmek	intervene v.
I would like to intervene to say that the television system here still does not receive images or sound from Finland. Buradaki televizyon sisteminin Finlandiya'dan hala görüntü veya ses almadığını söylemek için araya girmek istiyorum. More Sentences
69	General	sınava girmek	sit for v.
I must sit for the entrance examination next year. Gelecek yıl giriş sınavına girmem gerekiyor. More Sentences
70	General	yürürlüğe girmek	come into force v.
Only at this point will the CFP fully come into force. Ancak bu noktada OBP tam olarak yürürlüğe girecektir. More Sentences
71	General	yürürlüğe girmek	go into effect v.
The revised timetable will go into effect on the 5th of this month. Gözden geçirilmiş zaman çizelgesi bu ayın 5'inde yürürlüğe girecek. More Sentences
72	General	zahmete girmek	take the trouble v.
He took the trouble to assist the poor man. Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi. More Sentences
73	General	kuyruğa girmek	queue v.
We queued for the bus. Otobüs için kuyruğa girdik. More Sentences
74	General	dünyaevine girmek	get married v.
Tom will get married soon. Tom yakında dünyaevine girecek. More Sentences
75	General	sınıfa girmek	enter the classroom v.
Tom sat down at the teacher's table and was imitating the chemistry teacher when she entered the classroom. Tom öğretmen masasına oturdu ve o, sınıfa girdiği zaman kimya öğretmenini taklit ediyordu. More Sentences
76	General	hapishaneye girmek	go to jail v.
I could go to jail. Hapishaneye girebilirim. More Sentences
77	General	siyasete girmek	enter politics v.
When women enter politics, the organisation of political work changes, and new issues appear on the political agenda. Kadınlar siyasete girdiğinde siyasi çalışmaların organizasyonu değişir ve siyasi gündemde yeni konular ortaya çıkar. More Sentences
78	General	hapishaneye girmek	go to prison v.
Both Tom and Mary are going to prison. Hem Tom hem de Mary hapishaneye giriyor. More Sentences
79	General	siyasete girmek	go into politics v.
I made the decision to go into politics for these people's sake. Bu insanların iyiliği için siyasete girmeye karar verdim. More Sentences
80	General	bunalıma girmek	get depressed v.
She sometimes gets depressed. O bazen bunalıma girer. More Sentences
81	General	üniversiteye girmek	enter university v.
You should study hard in order to enter university. Üniversiteye girmek için çok çalışmalısın. More Sentences
82	General	etkileşime girmek	interact with v.
These theories might interact with one another in a complicated way. Bu teoriler birbirleriyle karmaşık bir şekilde etkileşime girebilir. More Sentences
83	General	limana girmek	come into port v.
They probably saw our ship come into port. Muhtemelen gemimizin limana girdiğini görmüşlerdir. More Sentences
Common Usage
84	Common Usage	yayına girmek	air v.
General
85	General	davaya girmek	accept the case n.
86	General	göze girmek için yapılan öneriler	advances n.
87	General	yeniden sisteme girmek	reaccess n.
88	General	girmek yasaktır levhası	trespass board n.
89	General	girmek yasaktır levhası	trespass notice n.
90	General	girmek yasaktır levhası	trespass sign n.
91	General	girmek yasaktır tabelası	trespass board n.
92	General	girmek yasaktır tabelası	trespass notice n.
93	General	girmek yasaktır tabelası	trespass sign n.
94	General	bir birliğe girmek istemeyen kimse	scab n.
95	General	hızla girmek	rush n.
96	General	izinsiz girmek	poach v.
97	General	girmek (sınava)	sit v.
98	General	kovana girmek	hive v.
99	General	rolüne girmek	pretend v.
100	General	riske girmek	hazard v.
101	General	dünya evine girmek	enter into matrimony v.
102	General	delip girmek	penetrate v.
103	General	suya girmek	bathe v.
104	General	düzgün şekle girmek	got into linear form v.
105	General	şoka girmek	go into shock v.
106	General	sıraya girmek	cue v.
107	General	mesleğe girmek	enter a profession v.
108	General	sıraya girmek	form a line v.
109	General	araya girmek	interpose v.
110	General	imtihana girmek	take an examination v.
111	General	için müsabakaya girmek	compete for v.
112	General	çıkmaza girmek	be at bay v.
113	General	deliğe girmek	hole v.
114	General	girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba)	go over v.
115	General	toprağa girmek	be dead and buried v.
116	General	borç altına girmek	incur a debt v.
117	General	ayrıntıya girmek	dilate on v.
118	General	dölyatağına girmek	enwomb v.
119	General	ilişkiye girmek	couple v.
120	General	imtihana girmek	sit for an exam v.
121	General	sıraya girmek	come into line v.
122	General	kol kola girmek	link arms v.
123	General	lafa girmek	chip in v.
124	General	araştırmasına girmek	go in search of v.
125	General	işler yoluna girmek	take shape v.
126	General	birbirine girmek	engage v.
127	General	açmaza girmek	get into a dilemma v.
128	General	ücret vermeden girmek	crash the gate v.
129	General	havasına girmek	get the hang of v.
130	General	araya girmek	go between v.
131	General	kafasına girmek	understand v.
132	General	cinsel ilişkiye girmek	sleep with v.
133	General	bir konuda bahse girmek	put money on v.
134	General	araya girmek	put in a word v.
135	General	içeri girmek	step in v.
136	General	suya girmek	soak v.
137	General	vizyona girmek	begin to play v.
138	General	suretine girmek	assume the form of v.
139	General	ilişkiye girmek	jazz v.
140	General	yeniden düzene girmek	rally v.
141	General	hayatına girmek	come into one's life v.
142	General	araya girmek	put in v.
143	General	cinsel ilişkiye girmek	have a screw v.
144	General	biri lehine yürürlüğe girmek	enure to the benefit of somebody v.
145	General	kafese girmek	be duped v.
146	General	açmaza girmek	get into an impossible situation v.
147	General	dünya evine girmek	get married v.
148	General	forum gibi bir yere iş olsun diye entry girmek	blogorrhea v.
149	General	bir hışımla girmek	flounce into v.
150	General	birinin gözüne girmek	get on someone's good side v.
151	General	hizmete girmek	put into service v.
152	General	gazete vb baskıya girmek	go to press v.
153	General	zorla girmek	storm v.
154	General	içeri girmek	drive in v.
155	General	bahse girmek	place a bet v.
156	General	riske girmek	venture on v.
157	General	kılığına girmek	masquerade v.
158	General	lafa girmek	cut in v.
159	General	hizmete girmek	be put into service v.
160	General	detayına girmek	detail v.
161	General	zorla girmek	obtrude v.
162	General	masrafa girmek	put oneself to expense v.
163	General	kılığına girmek	pose as v.
164	General	yoluna girmek	straighten v.
165	General	içeri girmek	lose money v.
166	General	depresyona girmek	sink into a depression v.
167	General	çok zahmete girmek	take pains v.
168	General	asıl faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete girmek	branch out into v.
169	General	bahse girmek	gage v.
170	General	deliğe girmek	land in prison v.
171	General	riske girmek	venture upon v.
172	General	iki arkadaşın arasına girmek	come between two friends v.
173	General	rüyasına girmek	see (someone/something) in one's dream v.
174	General	ayrıntıya girmek	dig in a little v.
175	General	girmek (tartışmaya)	go into v.
176	General	listeye girmek	enter for v.
177	General	havuza girmek	dock v.
178	General	çamurlu suya girmek	puddle v.
179	General	ayrıntılarına girmek	elaborate on v.
180	General	lafa girmek	chip in with v.
181	General	açmaza girmek	get into a dilemma or quandary v.
182	General	kafasına girmek	get v.
183	General	mesleğe girmek	enter upon a career v.
184	General	kapıyı anahtarla açıp içeriye girmek	let oneself in v.
185	General	hırsızlık amacıyla bir yere girmek	break in v.
186	General	çıkmaza girmek	come to a deadlock v.
187	General	araya girmek	mediate v.
188	General	boyunduruğu altına girmek	be dominated v.
189	General	açmaza girmek	come to deadlock v.
190	General	birbirine girmek	snarl v.
191	General	günaha girmek	sin v.
192	General	gerdeğe girmek	enter the bridal chamber v.
193	General	izinsiz girmek	trespass on v.
194	General	zorla girmek	intrude v.
195	General	gözüne girmek	win somebody's favour v.
196	General	dereceye girmek	place (in a competition) v.
197	General	izinsiz girmek	trespass upon v.
198	General	emrine girmek	enter into somebody's service v.
199	General	buyruğu altına girmek	be put under the command of v.
200	General	gizlice girmek	infiltrate v.
201	General	hırsızlık amacıyla bir yere girmek	break into v.
202	General	bir amaca yönelik sınava girmek	sit for v.
203	General	sınava girmek	sit for an examination v.
204	General	dünya evine girmek	get hitched with v.
205	General	iddiaya girmek	go v.
206	General	cinsel ilişkiye girmek	hump v.
207	General	koluna girmek	take somebody's arm v.
208	General	kendini ispatlayarak (bir işe) girmek veya (bir mevkie) gelmek	work oneself into v.
209	General	zahmete girmek	put oneself out v.
210	General	riske girmek	run a risk v.
211	General	girmek (araştırmaya)	go into v.
212	General	renkten renge girmek	change colour v.
213	General	sevaba girmek	acquire merit in god's sight v.
214	General	kanına girmek	deflower v.
215	General	şekle girmek (saç)	set v.
216	General	dolaba girmek	be taken in v.
217	General	günahına girmek	wrong v.
218	General	mateme girmek	begin to mourn v.
219	General	içeriye girmek	enter v.
220	General	buyruğu altına girmek	be put under the command v.
221	General	bilgisayara veri girmek	keyboard v.
222	General	yasak bölgeye girmek	poach v.
223	General	anlaşmaya girmek	enter into an agreement v.
224	General	ufak tefek ayak işlerine girmek	get odd jobs that pay v.
225	General	dikkati çekmeden sessizce girmek	slip in v.
226	General	gerdeğe girmek	enter the nuptial chamber v.
227	General	girmek (açıklamaya)	go into v.
228	General	teknenin içine su girmek	ship water v.
229	General	birden içeriye girmek	burst inward v.
230	General	yeni bedene girmek	reincarnate v.
231	General	polemiğe girmek	enter into an argument v.
232	General	kılığına girmek	masquerade as something v.
233	General	girmek (bir mesleğe)	go into v.
234	General	ayrıntıya girmek	enter into details v.
235	General	havalara girmek	give oneself airs v.
236	General	zorla içeri girmek	break into v.
237	General	izinsiz girmek (başkasının arazisine)	trespass upon v.
238	General	gözüne girmek	find favour in somebody's eyes v.
239	General	rüyalarına girmek	see (someone/something) in one's dreams v.
240	General	yükümlülüğe girmek	be liable for v.
241	General	sınava girmek	go in for an examination v.
242	General	havuza girmek	go into dry dock v.
243	General	rahime girmek	enwomb v.
244	General	fatura girmek	write the invoice details v.
245	General	pat diye girmek	burst in upon v.
246	General	araya girmek	come between v.
247	General	avrupa birliğine girmek	join the european union v.
248	General	kılığına girmek	masquerade as v.
249	General	zorla girmek	irrupt v.
250	General	büyük masrafa girmek	go to great expense v.
251	General	deliğe girmek	go to jail v.
252	General	müsabakaya girmek	compete v.
253	General	hayatına girmek	come into life v.
254	General	dereceye girmek	rank (first/second etc) in v.
255	General	araya girmek	break in v.
256	General	limana girmek	put in v.
257	General	arkadaşların arasına girmek	come between friends v.
258	General	sıraya girmek	fall in v.
259	General	girmek (motorlu taşıt bir yere)	pull in v.
260	General	pat diye girmek	burst in on v.
261	General	devreye girmek	become a part of an activity v.
262	General	yuvasına girmek	hole v.
263	General	ilişkiye girmek	jump v.
264	General	kıran girmek	decimate v.
265	General	sınava girmek	sit for an exam v.
266	General	riske girmek	dare v.
267	General	kafasına girmek	sink in v.
268	General	kafasına girmek	sink v.
269	General	kanına girmek	seduce v.
270	General	renkten renge girmek	go all shades of red v.
271	General	doka girmek	dock v.
272	General	yavaş yavaş belirli bir hale girmek	work oneself into v.
273	General	içeri girmek	go to jail v.
274	General	politikada yarışa girmek	throw one's hat into the ring v.
275	General	kuyruğa girmek	join the queue v.
276	General	imtihana girmek	sit an exam v.
277	General	cinsel ilişkiye girmek	shag v.
278	General	derse girmek	attend a class v.
279	General	araya girmek	intercede v.
280	General	birinin gözüne girmek	ingratiate oneself with someone v.
281	General	gizlice girmek	penetrate v.
282	General	dolaba girmek	be trapped v.
283	General	dereceye girmek	come out (in a competition) v.
284	General	kafese girmek	be swindled v.
285	General	çok masrafa girmek	go to great expense v.
286	General	yürürlüğe girmek	inure to the benefit v.
287	General	yoluna girmek	get back on the rails v.
288	General	koluna girmek	give one's arm to somebody v.
289	General	riske girmek	chance v.
290	General	ilişkiye girmek	copulate v.
291	General	günaha girmek	commit a sin v.
292	General	hizmetine girmek	take service with v.
293	General	müsademeye girmek	skirmish v.
294	General	araya girmek	interfere v.
295	General	ayrıntıya girmek	dilate upon v.
296	General	dolaba girmek	be duped v.
297	General	derinlemesine girmek (bir sıvı bir yere)	soak into v.
298	General	araya girmek	punctuate v.
299	General	odağa girmek	come into focus v.
300	General	lafa girmek	cut in on v.
301	General	konuya girmek	broach v.
302	General	detaya girmek	detail v.
303	General	ilişkiye girmek	have intercourse with v.
304	General	bahse girmek	punt v.
305	General	kanına girmek	tempt v.
306	General	dereceye girmek	come in (in a competition) v.
307	General	bahse girmek	go v.
308	General	imtihana girmek	take an examination in v.
309	General	çıkmaza girmek	bog down v.
310	General	borca girmek	get into debt v.
311	General	kampa girmek	start preseason training v.
312	General	polemiğe girmek	enter into an argument with somebody v.
313	General	yaltaklanarak bir yere girmek	wheedle one's way into v.
314	General	yarışmaya girmek	enter in a contest v.
315	General	cinsel ilişkiye girmek	jazz v.
316	General	gizlice girmek	sneak v.
317	General	koynuna girmek	go to bed with somebody v.
318	General	yürürlüğe girmek	become valid v.
319	General	üniversite sınavına girmek	matriculate v.
320	General	girmek (bir dine)	embrace v.
321	General	çıkmaza girmek	come to a dead end v.
322	General	denize girmek	have a swim v.
323	General	kalıptan kalıba girmek	change jobs often v.
324	General	birbirine girmek	tangle with v.
325	General	sınava girmek	enter v.
326	General	yola girmek	improve v.
327	General	kafasına girmek	get through to v.
328	General	günahına girmek	malign v.
329	General	masrafa girmek	incur expense v.
330	General	kramp girmek	have cramp v.
331	General	koynuna girmek	go to bed with v.
332	General	bahse girmek	lay v.
333	General	gerçek kimliğini gizleyerek girmek (örgüt, kuruluş vb'ne)	infiltrate v.
334	General	açmaza girmek	get into a tight corner v.
335	General	açmaza girmek	lead to a stalemate v.
336	General	açmaza girmek	come to dead end v.
337	General	açmaza girmek	be caught in a cleft stick v.
338	General	sıkıntıya girmek	get into hot water v.
339	General	başı derde girmek	get into hot water v.
340	General	çıkmaza girmek	paint oneself into a corner v.
341	General	tatile girmek	recess v.
342	General	tatile girmek	intermit v.
343	General	tatile girmek	be closed v.
344	General	tatile girmek	break up v.
345	General	açmaza girmek	reach a dead end v.
346	General	açmaza girmek	bog down v.
347	General	çıkmaza girmek	reach on impasse v.
348	General	açmaza girmek	come to a dead end v.
349	General	tekrar ülkesinin vatandaşlığına girmek	repatriate v.
350	General	çıkmaza girmek	get stuck v.
351	General	borca girmek	contract a debt v.
352	General	birinin hizmetine girmek	enter somebody’s service v.
353	General	borca girmek	incur liabilities v.
354	General	borca girmek	incur debts v.
355	General	içine girmek	penetrate v.
356	General	yürürlüğe girmek	go into operation v.
357	General	yürürlüğe girmek	enter in force v.
358	General	ortaklığa girmek	undertake a partnership v.
359	General	ortaklığa girmek	go into a partnership v.
360	General	nüfuzu altına girmek	come under somebody's influence v.
361	General	nüfuzu altına girmek	come under the influence of v.
362	General	tehlikeye girmek	be imperiled v.
363	General	ameliyata girmek (hasta)	undergo an operation v.
364	General	yönetimi altına girmek	come under the rule of v.
365	General	ağır krize girmek	go into a grave crisis v.
366	General	meclise girmek	get into parliament v.
367	General	yükümlülük altına girmek	enter into obligation v.
368	General	hakimiyeti altına girmek	fall under someone's rule v.
369	General	yönetimi altına girmek	fall under the hegemony of v.
370	General	yönetimi altına girmek	fall under someone's rule v.
371	General	yönetimi altına girmek	enter under one's rule v.
372	General	hakimiyeti altına girmek	enter under one's rule v.
373	General	hakimiyeti altına girmek	fall under the hegemony of v.
374	General	ansızın içeri girmek	blow into v.
375	General	iç içe girmek	nest v.
376	General	başka biçime girmek	transume v.
377	General	pozuna girmek	attitudinise v.
378	General	uyruğuna girmek	take (a country's) citizenship v.
379	General	uyruğuna girmek	acquire (a country's) citizenship v.
380	General	devreye girmek	become part of an activity or effort v.
381	General	koynuna girmek	go bed with somebody v.
382	General	yürürlüğe girmek	(for a law) go in effect v.
383	General	yürürlüğe girmek	come in force v.
384	General	depresyona girmek	get into depression v.
385	General	değişime girmek	enter into a change v.
386	General	çalışma içine girmek	enter into a study v.
387	General	depresyona girmek	go into depression v.
388	General	değişime girmek	go into a change v.
389	General	dereceye girmek	be placed (in a competition) v.
390	General	dolaşıma girmek	get into circulation (of blood/money/air/water currents) v.
391	General	diyalize girmek	go into dialysis v.
392	General	alkol komasına girmek	get drunk as a skunk v.
393	General	düzene girmek	be tidied v.
394	General	düzene girmek	be in order v.
395	General	araya girmek	interpel v.
396	General	içeri girmek	get into v.
397	General	havasına girmek	dramatize oneself v.
398	General	havasına girmek	show off v.
399	General	havalara girmek	attitudinize v.
400	General	(günışığı) içeri girmek	(daylight) filter through something v.
401	General	arayış içine girmek	embark on a quest v.
402	General	(günışığı) içeri girmek	(daylight) penetrate something v.
403	General	cinsel ilişkiye girmek	have a sexual intercourse v.
404	General	zan altına girmek	fall under suspicion v.
405	General	limana girmek	go into harbour v.
406	General	arayış içine girmek	begin a quest v.
407	General	limana girmek	enter harbour v.
408	General	zarara girmek	make loss v.
409	General	limana girmek	come into harbour v.
410	General	cinsel ilişkiye girmek	engage in a sexual intercourse v.
411	General	silah tehdidiyle cinsel ilişkiye girmek	obtain sexual intercourse by threat v.
412	General	arayış içine girmek	set off on a quest v.
413	General	arayış içine girmek	plunge into a quest v.
414	General	havuza girmek	plunge into the pool v.
415	General	tünele girmek	enter the tunnel v.
416	General	birisi için riske girmek	go out on a limb v.
417	General	tünele girmek	go into the tunnel v.
418	General	tünele girmek	disappear into the tunnel v.
419	General	koluna girmek	fall into one's arm v.
420	General	kola girmek	fall into one's arm v.
421	General	piyasaya girmek	penetrate the market v.
422	General	piyasaya girmek	break into the market v.
423	General	muhabette girmek	join a conversation v.
424	General	rejime girmek	start a diet v.
425	General	muhabette girmek	enter a conversation v.
426	General	diyete girmek	start a diet v.
427	General	fabrikaya girmek	enter the factory v.
428	General	işe girmek	come to work v.
429	General	muhabette girmek	join in a conversation v.
430	General	piyasaya girmek	get into the market v.
431	General	diete girmek	go on a diet v.
432	General	renkten renge girmek	flush deeply (from embarrassment) v.
433	General	renkten renge girmek	go all shades of purple v.
434	General	para girmek	(money) come in v.
435	General	kullanıma girmek	become available v.
436	General	iletişime girmek	contact v.
437	General	ilişki içine girmek	establish a relation v.
438	General	internete girmek	use the internet v.
439	General	iletişime girmek	communicate v.
440	General	internete girmek	go on the internet v.
441	General	her şey yoluna girmek	(everything) come right v.
442	General	her şey yoluna girmek	(everything) be alright v.
443	General	her şey yoluna girmek	(everything) go better v.
444	General	işe girmek	start a job v.
445	General	işe girmek	land a job v.
446	General	işe girmek	find a job v.
447	General	ortaklığa girmek	enter into partnership v.
448	General	hakimiyete girmek	come under domination v.
449	General	ortaklığa girmek	go into partnership v.
450	General	ortaklığa girmek	become partners v.
451	General	hakimiyete girmek	fall under domination v.
452	General	faaliyete girmek	come into operation v.
453	General	hakimiyeti altına girmek	fall under domination v.
454	General	hakimiyeti altına girmek	come under one's domination v.
455	General	içe doğru girmek	invaginate v.
456	General	göze girmek	get in someone's good books v.
457	General	işbirliğine girmek	collaborate with somebody on something v.
458	General	arayışı içerisine girmek	be in search of v.
459	General	arayışı içine girmek	be in quest of v.
460	General	arayışı içerisine girmek	be in quest of v.
461	General	arayışı içine girmek	set off on a quest v.
462	General	arayışına girmek	be in search of v.
463	General	arayışı içerisine girmek	set off on a quest v.
464	General	arayışı içerisine girmek	embark on a quest v.
465	General	arayışına girmek	set off on a quest v.
466	General	arayışına girmek	embark on a quest v.
467	General	arayışına girmek	be in quest of v.
468	General	arayışı içine girmek	embark on a quest v.
469	General	arayışı içine girmek	be in search of v.
470	General	hayatı tehlikeye girmek	be on the danger list v.
471	General	aşırı strese girmek	stress out v.
472	General	istasyona girmek	draw in v.
473	General	depresyona girmek	fall into depression v.
474	General	bunalıma girmek	succumb to depression v.
475	General	bunalıma girmek	fall into depression v.
476	General	bunalıma girmek	sink into a depression v.
477	General	depresyona girmek	succumb to depression v.
478	General	bunalıma girmek	go into depression v.
479	General	ağız dalaşına girmek	cross swords v.
480	General	kullanıma girmek	come into use v.
481	General	havaya girmek	put on airs v.
482	General	havaya girmek	get pumped up about something v.
483	General	her şey yoluna girmek	(everything) get better v.
484	General	yoluna girmek	(something) to begin to go well v.
485	General	sisteme girmek	log in v.
486	General	diyaloğa girmek	enter into a dialogue v.
487	General	menopoza girmek	go through the menopause v.
488	General	sidik yarışına girmek	get into a pissing contest with v.
489	General	sidik yarışına girmek	get in a pissing contest with v.
490	General	görüşmede araya girmek	interrupt the conversation v.
491	General	tartışmada araya girmek	interrupt the conversation v.
492	General	sidik yarışına girmek	pit one's wits against someone v.
493	General	riske girmek	take chance v.
494	General	ücretsiz girmek	enter free v.
495	General	ücretsiz girmek	enter free of charge v.
496	General	işe girmek	get a job v.
497	General	limana girmek	dock v.
498	General	ergenliğe girmek	enter puberty v.
499	General	ergenliğe girmek	reach puberty v.
500	General	hapse girmek	be jailed for v.